16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 HAZİRAN 1986 HABERLER CUMHURİYET/7 Evren yarın Özal Fiyatını devletin belirlediği tek mal, petrol Macaristanh gidiyor ANKARA, (ANKA) Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Macaristan'a yapacağı iiç günlük resmi ziyaret yarın başlıyor. Bu ülkeyi ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı niteliğini kazanan Evren, Macar Cumhurbaşkanı Pal Losonczi tarafından Budapeşte'nin Ferihegy Havaalanı'nda törenle karşılanacak. TürkiyeMacaristan resmi göriişmeleri de aynı gün, parlamentoda yapılacak. Görüşmelerde, Türkiye aleyhine 50 milyon dolar açık veren ticaretin dengelenmesi ağırlık taşıyacak. Bunun yanı sıra, ulusİararası konular ve ikili ilişkiler de tüm yönleriyle ele alınacak, Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Kıbns somnu ve Bulgaristan'daki Türklere yapılan baskılar başta olmak üzere, çeşitli konularda Türkiye'nin yaklaşırnını anlatacak. Macaritan Sosyalist Işçi Partisi Genel Sekreteri Janos Kadar'la da bir görüşme yapacak olan Evren, Macar Bilimler A.kademisi'ni ziyaret edecek, PunaNehri üzerinde de bir gezinti yapacak. Evren'in bu gezisine Dışişleri Bakanı Halefoğlu ve Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Doğan ile öteki yetkililer katılıyor. Petrol de özelleşecek Başbakan Özal, bu yıl değilse bile gelecek yıl petrol ithalatını ve fiyatını serbest bırakmayı düşündüklerini söyledi. özal, "Petrolün varilini bugünlerde 1111.5 dolardan alıyoruz. Ama faturamızdaki bu ferahlamayı şimdilik iç fiyatlara yansıtmıyoruz' dedi. Ekonomi Senisi Başbakan Turgut özal, gazetelerin yönetıci ve yazarlanyla yapuğı yemekli sohbet toplantısında, "Bugün artık deviet tarafından fiyaü belirlenen tek mal petroldür. Bo yıl degil ama, belki gelecek yıl petrol ilhalatını ve rıyatlannı serbest bırakmayı duşuniiyoruz" dedi. Gazetecilerden Turkiye'de döviz sonınu olduğu yönunde abartılmış haberler yazmamalannı isteyen Özal, "Bu haberler gerek içte, gerekse dışta aleyhimize oluyor. Dövizde bindiğuniz dah kesmeyin" şeklinde konuştu. Başbakan Turgul Özal tstanbulda Topkapı Sarayı'nda gazetelerin yöneticileri ve yazarlanna onceki akşam verdiği yemeğe Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem ve bakanlardan Mesut Yümaz, Vahit Halefoğlu. Safa Giray, Sodi Türel, Kurtrebe Alptemoçin. Mustafa Kalemli. Vejsel Atasoy, Cahit Aral ve Ahmet Karaevli Ue Başbakanlık Miısteşan Hasan Cetaü Giizel, Başbakanlık Başdanışmanı Adtıan Kahveci, ANAP Başkan Yardımcısı Bulent Akaraüı, Istanbul Valisi Nevzat Ayaz, Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, ANAP îstanbul İl Başkanı Eymen Topbaş'la birlikte katıldı. Hükümeıimn bu denli genış bir kadroyla en ust duzeyde temsil edildigi yemekte Başbakan özal futbol raeraklısı gazetecileri de duşunrauş olmalı ki, yemeğin yendiği terasın en görunen koşesine koydurduğu bir renklı televizyonla FransaBrezilya maçırun izlenebilmesine olanak tanıdı. Süleyman Demirel'e siyaset yasağından, DYP Başkanı Hüsaınettin Cindoruk'un televizyon konuşmasına, TKT'nin eski liderleri ekrana çıkartmasından KKTCye yapılacak seyahate, ILO'dan TÜSİAD'a ve KİTİerin özelleştirilmesine kadar daldan dala çok çeşitli konulaıda sorulan sorulan yanıtlayan Başbakan Tıırgut Özal, dünya petrol rıyatlanndaki düşüşün Türkiye'ye yansıması ve Türkiye"de petrol fiyatlaruun serbest b\rakılması konusunda şöyle konuştu: "Nonnal olarak petrole ayda 250300 milyon dolar öderken, düny»da petrol fîyatlannın gerilemesi sonucu mesela nisan ayında 120130 milyon dolar odedik. Petrolün variIİBİ bugünJerde 11114 dolardan alıyoruz. Ama petrol faturamızdaki bu ferahlamajı iç piyasada fıystlara yansıtmıyoruz. Çunku bir kere bu fiyat diişüşü kalıcı nu. değil rai onu anlamak gerek. Ya kalıcı degilse ve birkac »y sonra fiyatlar yine artmaya başlarsa, o zaman halk uzerindeki etkisi daha kotü olmaz nu? Dünya petrol fiyadanndaki gerileme, Turkiye için ha\adan zembille inmiş bir ünkândır. Aynta bu ydki enflasyon yıizde 25 olarak öngoruldıigüne gore, dolar yuzde 25 dolaylannda değer kazanacagına gön biz petrol fıyatlanna hiç zam yapmamakla halk için zaten petrolii yüzde 25 ucuzlalmış oluyoruz. Biz bu imkânı iki yonlü kullanmak ve aynı zamanda para politikanuzın iyileşmesinde de yararlanmak istiyoruz. Petrol fiyatlartnı dıişursek, belki halka karşı sempatik olur, ama ben secimi falan diişünmüyorum, ben ekonomiyi duşunuyorum. Bugun üikemizde petrol, fiyatı derlel kontrolünde olan tek maldır. Bunu da serbestleştirmeyi duşunüyoruz. Bu yıl degil ama, yıl sonuna dogru şoyle duruma bakıp, gelecek >ıl petrol ithalatını ve fiyatlannı serbest bırakmamız miimkundur." Basınla sohbet toplantısında değinilen diğer bazı konular, Başbakan Turgul Ozal'ın kendi sözleriyle şöyle ozetlenebilir: • GÜNEYDOCU SANKİ ÇOCUK FABRİKASI Guneydogu Anadolu'daki çocukların sayısını bir görsenız. Aslında giyimleri falan fena değil. Ama o kadar çoklar kı görunce ister istemez insan "Burada çocuk fabrikası mı var" diye düşünüvor. • ARA SEÇİM Ara seçimi Damokles'in kılıcı gibi askıda tutmaya devam edeceğiz. • CtNDORUK Sayın Cindoruk'un TV'deki prograraım izlemedim. ama bana tavsiye ettiler, te>pten izleyeceğim. Cindoruk 1980 öncesi modele geri dönüşu mü savunuyor? Maşallah doğrusu... Sayın Cindoruk bende o intibayı bırakıyor ki, bu meseleleri bilmiyor, ama genel başkan olarak bır şeyler söylemesi de lazım. lşte onun için sık sık Menderes, Demirei falan diyor. Size yeminle söyleyeyim, kimse geriye gitmez, ithal ikamesi donemine dönmez. • BASIN Basınımızın Meclisteki çahşmalarla fazla ılgili olduğu kanısında değilim. Kavga olunca, ertesi gün manşetlerdeyiz. Akıllı uslu çalışmalar olunca hiçbir şey yazmıyorsunuz. • KKTC Kıbns'ı daha sağlam, ekonomıkman daha guçlu hale getirmek için oraya gidiyorum. Yanımda da en kaymak tabakadan işadamlarını götürüyorum. Onlara, haydı burada yatırım yapın diyeceğim. Kıbns konusunda eşit muamele görmek istiyorsak, önce KKTC'yi ekonomik açıdan guçlü duruma getirmemiz gerek. • TÜRK PARAS1 DAHA KÂRLI Dolar hakkında yanlış şeyler yazılıyor. Dolar ilk 3 ayda değerini arttırmıştır, ama bir hesap yapacak olursaruz mantan beri parasını dolara yatıran kaybetmiştir, Turk bankalarına yatırım yapan son 3 ayda daha kârlı çıkmıştır. • TLRtZMCtLERjN FİYATI DÜŞÜRMESİ LAZIM Bana söylediklerine göre turistik tesislerimizin döviz olarak fiyatı 1984 yüı düzeyindeymiş. Ama dolar olarak mı, mark nu bilmiyorum. ÇünkU biliyorsunuz mark çok değer kazandı. Eğer 1984 >ılı fıyatlanysa mesele yok. Araştırmam lazım. Acaba Avrupa'ya turist gelmediği için Italyan falan fıyat indirdi de mi, bizdeki fiyatlar pahalı kaldı, yoksa belirlenen fiyatlar 1984 fiyatı değil mi? Eğer değilse, turizmcilerin fiyatlarını indirmeleri lazım. • DAVA SAY1SI Eğer bir ulkede dava sayısı çoksa, sistemde bir bozukluk olduğunu kabul etmek gerekir. Bizim üikemizde dava sayısı çok fazladır. Biz her konuyu mahkemeye gütürmüşüz. Mesela bir orman konusu, bir tapukadastro konusu mahkemelerin dışında halledilmelidir. Sistemi değiştirmek gerek. Ama zor bir saha, dokunulması kolayca mümkün değil, çunkü çok laf gelir. çok laf edilir... ANKARA'dan YALÇIN DOGAN Basın Özgürlüğü İçin Basın Konseyi Brezilya ile Fransa arasında öncekı gün oynanan maçın kendisi kadar, Fransız futbolcu Platini'nin davranışı da Dünya Futbol Kupası tarihıne herhalde geçecek. Fransa kalesine attığı penaltıyı kaçınnca büyuk b: üzuntüye kapılan Brezilya'lı futbolcu Zico'yu Fransız Platini'nin teselli etmesi, dünya futbol tanhine unutulmaz bir sahne ekleyecek. Böylesine büyük bir final maçında Platini, Fransa kalesine atılamayan golden duyduğu sevinci Kendi kendine kutlamak yerine, gidiyor, penaltı kaçıran Brezilyalı arkadaşını teselli edıyor. Büyük jest! Kendine güvenın büyük gösterisi! En amansız rakipler arasında bile bozulmayan inceliğin büyük örnegi! Türk toplumunda bizim de birbirimizle olan ilişkilerimizde böyle bir incelik. karşılıklı saygı, birbirınin işine müdahale etmeme gibi kavramlar ve davranışlar yerleşmış olsaydı. üstelik sadece ınsanların ve kurumların bırbırleriyle değil, kurumların ve ınsaniann devletle, siyasal iktidarla ilişkileri bu tür yerleşik değer yargılarıyla donansaydı, bugün oluşturulması duşünülen kurallar herhalde gündeme bile gelmezdı. Toplumun önemli kurumları, "kendilerine saygınhk anıtlan" dikmek peşinde olmazdı. Kendilerini her türlü dış müdahaleden ve özellikle siyasal iktidarlardan korumak amacıyla ortak ginşimlerde bulunmazdı. Tersinden bakarsak, demokrasinin gelişmiş bulunduğu ülkelerde, demokrasiyi daha da perçınleyecek kurumların varlığını, bu kadar geç fark etmezdı. lşte son aylarda yoğun çalışmalarla belli bir aşamaya gelmış olan "basın konseyi" kurma düşüncesi, bizim toplum için ne yazık ki, oldukça uzak bir felsefe temelıne dayanıyor. Yaşadığımız yüzyılın ortalarında Batı ülkelerinde demokrasi daha da serpildikçe, hem belırtılen değer yargılarının yerleşmesı, ama buna karşılık, hem de kurumların kendılennı "dışa karşı koruma zorunluğu", kendi mesleklerını daha iyi "icra edebilmeleri " amacıyla basında da bir dizi girişim gözleniyor. Bunların başında, "basın konseyleri" geliyor. Afrika'nın Mali'sinden Amerika'ya, Uzakdpğu'nun Tayvapi ından İsraıl'e, Avrupa ülkelerinin tümünden Avustralya'ya dek yaklaşık 80 ülkede "basın konseyleri" nin kurulmaiarı örneğin isveç'te olduğu gibi 1916 yılına dek iniyor. , lantıda hazırlanan taslak tartışıldı. Şimdi bu tartışmalar doğrultusunda taslağa son biçiminin verilme çalışmaları ile basın konseyinin görev yaparken kendine rehber edineceği "kendi anayasası" niteliğini taşıyan "Basın Meslek Kuralları" (Basın Ahlak Yasası da denebilir) oluşturma hazırlıkları yürütülüyor. Basın konseyi çalışmaları yürütülürken şu temel amaçlar gözetildi: Basın özgürlüğünün korunması: Çeşitli siyasal iktidarlar, basını her zaman kendi denetimlerinde görmek istemişlerdir. Bununla da yetinmemişler, bastnı kısıtlayan farklı denetim mekanizmalan, örneğin bugünkü, Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu gibi kurullar her zaman oluşturulmak istenmiştir. Her türlü denetime karşı çıkacak, siyasal iktidarların gölgesinden sıynlacak bir basın için, özgürlüğün korunması, çoğu ülkede basın konseylerinin birincil görevi oluyor. Siyasal ıktidarlarla ilişkiler: Yürütülen çalışmalar, Ozal hükümeti tarafından izlenmiş ve ılgili Deviet Bakanı zaman zaman "Biz hükümet olarak size ne gibi yardımda bulunabiliriz?" diye sorduğunda, komıtede görev yapmakta olan her gazetecıden aynı karşılığı almıştır. "Gölgeetmeyin, başka ihsan istemez. Biz kendi aramızda anlaşıyoruz. Hükümetln tamamen dışında bir organ oluşturuyoruz. Basın konseyinde hükümetin doğrudan ya da dolaylı hiçbir izini görmek istemlyoruz. Bağımsız, özgür bir basınm oluşturulması, kendi sorunlarını çözen bir basınm yerleştirilmesi amacıyla basın konseyi kuruyoruz. İşin felsefesi budur. Bunun için herhangi bir yasa çıkarılması talebinde bulunmuyoruz. Bunun yasayla hiçbir ilgisi yok. Çünkü, bu bir centilmenler anlaşmasıdır". Haber alma hakkının korunması: Siyasal iktidarlar bir yandan görünürde, "halkın olaylardan haberdar kılınmasını" isterler. bir yandan da haberlerin "kendi işlerine geldiği" gibi yayımlanmasından yana tavır alırlar. İşlerine gelmeyen bır haber yazıldığında, ilk tepkileri "Bu yalandır " olur. Basın konseyi. işte basınm haber alma kanallarını genişletici bir görev yürütecek. Haber yazıldıktan sonra gazetecilerin mi, yoksa siyasal kadroların mı yalan söyledıği ortaya çıkacak. Gazetecilerin habere ulaşma hakkının tam antamıyla elde edilmesi: Siyasal iktidarlar, yine zaman zaman yaptıkları işlerden "halkın haben olmamasını" isterler. Hatta, bunu öyle bir noktaya getirirler ki, birlikte çalıştıkları bürokratik kadrolara ve politik kurumlara "Sakın gazetecilere bilgi vermeyin" talimatı gönderirler. Yani, önce "haber alma özgurluğunu " kısıtlarlar, sonra da haber yayımlandığında basını "yalan ve yanlış yazmakla' suçlarlar. Basın konseyi oluştuktan sonra, basın ve TV yoluyla yapılacak açıklamalar doğrultusunda, bürokratik ve politik kadroların bu tür eğilimleri engellenmiş olacak, gazeteciler daha rahat bfr çalışma ortamına kavuşacak. Türk basın konseyi göreve başladıktan sonra siyasal iktidarların üstünde kalacak. Tek tek gazete, dergı ve ajanslann üstünde kalacak. Sokaktaki ınsanların onurunu koruyacağı, toplumdakı kurumların çıkarlanndakı dengeyı gözeteceğı kadar, işin fiilen içinde olan her düzeydekı gazeteci, muhabir, yönetıci ve yazarın da haklannı kımseye kaptırmayacak. Ceza yağdıran değil, tersine zaman zaman alacağı kararlarla basın. siyasal ıktıdara ve toplumdakı diğer kurumlara karşı ağırlığını duyuran saygın bir kuruluş olacak. Bu nedenle basın konseyinde bir yandan toplumdakı farklı çıkar grupları, öte yandan da gazetelerin sahıp ve yöneticileri temsil ediliyor. Gazeteciler elbette çok büyük bır oranda yer alıyor Basın konseyleri, dünyada başarısızlıkla sonuçlanmıyor mu? Sonuçlanıyor. Ama çok az ülkede. iki nedenle Ya siyasal iktidarlar basın özgürlüğünün böylesine boyutlarda işletilmesinden ürküyorlar, çeşitli yasal yollara başvurarak. basın konseylerinı tatil ediyorlar ve "kendilerine bağlı basın konseyi" oluşturma yoluna gidiyorlar Ya da olayın bilincine varamayan gazetecilerin ve basınm bizzat kendisi çeşrtlı ıç sürtüşmeler ve dengesızlikler sonucu basın konseyini etkisiz hale getiriyor. Buyurun şımdı sız seçin. Barış Carv Fııkara Fonu aldatmaca KARS, (Cıunhuriyet) SHP Genel Sekreteri Barış Can, "ANAP'ın başı parlamentoda SHP'nin gnıbuna el atmak istemiştir, ancak başarılı olamamışür. Yarlıklılardan alıp fakire verecegiz dendiğinde, hiçbir işadamından tepki gelmemijtir. Bunun nedenini açıklasınlar" dedi. Ertelenen SHP Kars il kongresine katılmak üzere Kars'a gelen SHP Genel Sekreteri Barış Can, dün belediyede düzenlediği basın toplantısında. şunlan söyledi: "Fonlar varlıkJı kesimler için kurulan birer aşhanedir. Ara seçimi istememizin nedeni, hem yasal zorunluluk. hem de isteriz ki boyumuzun bir ölçusünu gorelim. Hodri meydan. Biz her şeyimizle hazırız. ANAP iktidannın pariamentoyu noter durumuna getiren metotlannı kıracak tedbirleri aldık. Yakında açıklayacağız. TftT sürekli izlenmeye alınacaktır. Bunun için bir birim oiuşturduk. KtT'ler tekelcilige karşı bizim bir güvencemizdir. Özal, KİT'lere zam yaparak bu zamdan yararianmıştır. Bunlar liberal degildir. Politikaian da liberal degiidir. ANAP tekelciligi bedef almıştır. Hedefimiz ANAP ve ANAP başKÜr. DSP'yi giindeme getiremeyiz. Gündeme getirdigimiz zaman, zaman kaybımız olur sadece. Fakirlik fonu, "Vatan Cephesi"nin perdeli bir girişimidir. ANAP'ın amacı, fakirlik fonu Ue şirkeüeri Ue zengin aileleri daha zengin etmektir. Enflasyonu GIRAYZIPLIYOR Yeni Boğaz Köprüsu'nün ayaklarında incelemelerde bulunan Baymdırhk ve tsaşagı çekmeji kendisi istemiyor. kân Bakanı Giray, çalışmalardan hoşnut kaldı. Giray, Hisarüstü'ndeki çalışmalar sırasında bir köşeyi Yukarıda tutulması tekelci ser uplayarak böyle döndü. (Fotoğraf: ESDER ERKEK) mayaye araçtır. Bugun Özal iktidan borçlannın miktarını bilememektedir. Bizler ise biç bilmiyoruz. Varlıklı kesimin vergi oranı hafiflemiş, yiık fakir kesimin üzerine yüklenmiştir. Vergi kontrolünü polis âstemine baglamıştstanbul Haber Servisi Fatih Koprusu'nun vası gibi çalışnorlar. Çevre \ollan için belirlenen ür."Dün yapılan SHP Kars II Baş Hisarustu ayağı ve çevre yolları inşaatını Bayındırguzergâhlarda gezdik, incelemelerde bulunduk. Biz kanlığı'na Zeki Naci Tarhan yelık ve İskân Bakanı Safa Giray ile Anakent Beleelimizdeki bilgilere dayanarak bakan be>e açıklaniden seçildi. 270 delegeden diye Başkanı Bedrettin Dalan birlikte havadan demalarda bulunduk. Bu sene sonuna kadar köpru260'ının oy kullandığı seçimlernetleyerek çalışmalardan hoşnut kaldıklarını soynün birinci a>*aklan biter. Yani Avrupa ve Anadolu de Zeki Naci Tarhan 145 oy alalediler. Dalan, "Gordük ve inandık ki, köpru beyakasındaki birinci a>aklar tamamlanmış olur. Durak yeniden başkan olurken, yölirtildigi zaman içinde kesinlikle bitecek" dedi. rum onu gosleriyor. Bakan beyden de edindiğim netim kurulu da şu kişilerden rzlenime gore çalışmalardan hoşnut kaldı." Giray ve Dalan, Başbakan Özal, Tarabya'da dınoluştu: Ienirken aldıkları bir karar uzerine ikinci kopruBoğaz'da tup geçit için çalışmalara da başlanSubutay Tarım, Ekrem Alp, nun ayaklannın bulunduğu sahalar üzerinde bır dığını belirten Dalan "Ben koprunun bu ayağınNurçay Taşçı, Abdullah Yılmahelikopter gezisi duzenlediler. Helikopter gezisıdaki çalışmaları ilk kez yerinde gordüm. Bu arazel, Yener Kazak, Faik Torunoğnin yaklaşık iki saat sürduğunu belirten Dalan, da ben ve Sayın Gira> ikimiz de ilk kez havadan lu, tslam Develi, Ali Bekirhan, kendisinin ve Bakan Giray'ın izlenimleri konusunincelemelerde bulunduk. Yani köpru hakkında. FaHüseyin Yılmaz, Mehmet Umuda şunlan söyledi: kat bildiğiniz gibi Sa>ın Giray sık sık yerden getoğlu, Haşim Doğanay, Sabri "Köprii kesinlikle vaktinde bitecek. Karınca >uzerek incelemelerde bulunuyor" şeklinde konuştu. Işık, Rıfat Yurdakoş, Fahrettin konseyleri çok az ülkede başarısızlıkla sonuçlanıyor. İki nedenle. Ya siyasal iktidarlar basın özgürlüğünün boyutlarda işletilmesinden ürküyorlar, kendilerine bağlı basın konseyi oluşturma yoluna gidiyorlar. Ya da olayın bilincine varamayan gazetecilerin ve basınm bizzat kendisi basın konseyini etkisiz hale getiriyor. Basın by/esine Basın konseyleri ne zaman "ihtiyaç" haline geliyor? Sanırız, temel soru bu. "Demokrasinin yerleşmiş. yukarda imrenerek belirttiğimiz değer yargılarının boy atmış" bulunduğu gelişmiş ülkelerde, basın konseyleri iki yonlu amaç gerçekleştınyor Önce bu değer yargılanna öncülük ediyor. sonra da basını her türlü denetimın dışında tutuyor Ayrıca. kendi ıçındeki sorunları yine kendisi çözüme kavuştururken, gazetecıliğin evrensel sorunlanna. işleyış kurallarına sahip çıkıyor. Türkiye gibi gelişme yolunda ülkelerde ise. "basın özgürlüğünün korunması ve siyasal iktidarların basına müdahale etmesine karşı çıkmak" başta olmak uzere. yine gazetecıliğin çeşitli güçluklerıne göğüs germe ve yol gösterme işlevlerınden hareket ediliyor Turkiye'de de son aylarda işte bu amaçla yola çıkıldı. Basındakı kurumların tumune, yuze yakın gazetecıye çağrı yapıldı. Istanbul'da bır toplantı düzenlendi. İlk topla*ntıda, "bir alt komite" oluşturuldu. Oktay Ekşi, Güneri Cıvaoğlu, Güngör Mengi, Teoman Erel, Rauf Tamer, Yurdakul Fincancıoğlu ile bu satırların yazarının yanısıra komıtede Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Oktay Kurtboke Türkiye Gazeteciler Cemiyetı Sekreteri Orhan Erinç de görev aldı. Alt komite "basın konseyi taslağı" hazırladı Haziran başında yine yuze yaKin gazetecıye çagn yapıldı ve ikinci top Giray ve Dalan, köprüyü havadan inceledi Yılsonunda ayaklar yühselecek OtomobilIş'te başkanlığı Dağkıbç kazandı 2 3 yıllık genel başkan Aydın Özeren seçimi 6 oyla kaybetti. İşSendika Servisi 60 bini aşkın üyesi ile metal işkolunun ikinci büyuk sendikası olan Bağımsız Otomobillş'in olağanüstü genel kurulu dün sonuçlandı. iki listenin katıldığı seçimler sonucunda tlhan Dağkılıç 101 oy ile genel başkanlığa getirilirken, diğer aday Aydın Özeren 95 oy aldı. 6 kişilik yönetim kurulunun 4'ünü Dağkıhç'ın listesinden katılan adaylar kazarurken, seçime Özeren'in listesinden katılan Ali Rıza İkisivri sendikanın genel teşkilatlanma sekreterliğine seçildi. Genel eğitim sekreterliği için Dağkılıç'ın listesinden katılan Müslüm Akdeniz ile Özeren'in listesinden katılan Necati Arıcı eşit sayıda (98) oy aldılar. Eğitim düzeyinin daha yüksek olması nedeniyle Akdeniz'in genel eğitim sekreterliğine getirileceği belirtildi. Otomobilİş Sendikası Yönetim Kurulu'na seçilen diğer isimler ve görevieri şöyle: Halit Kaya (Genel Başkan Yardımcısı), Sami Ataç (Genel Sekreter), Eyup Öner (Mali Sekreter). Seçim sonuçlarının belli olmasından sonra konuşan İlhan Dağkılıç, sendika içinde birlik ve beraberliğin sağlanması için çaba harcayacaklarını belirterek olağanüstu genel kurul dönemlerinin artık kapandığını söyledi. Sendikanın kuruluşundan bu yana 23 yıldır genel başkanlığını yapan, ancak seçimleri kaybeden Aydın Özeren ise kırgınhk ve dargınhkların unutulması gerektiğini vurgulayarak Dağkılıç'ı kutladı. Özeren Dağkılıç'a Otomobillş'in rozetini taktı. Genel kurul seçim sonuçlan delegelerin "Yaşasın OtomobilIş", "Yaşasın Demokrasi" şeklinde slogan atmalarına yol açtı. SAYIN DOKTOR VE ECZACILARIN D İ K K A T İ N E ! Sağlık personelî yıpratılmak isteniyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Türk Tabipler Birliği Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Selim Ölçer, sağlık personelini hedef alan haberlerin son günlerde artmasının "serbest sağlık modeiine geciş için zemin hazırlamak amacına yönelifc olduğunu" savundu. Dr. Selim Ölçer, dün yaptığı yazıh aeıklamada, basınm konuya "Sansasyondan ve yüzeysellikten uzak bir biçimde titizlikle egilmesini" istedi. Basında son günlerde hekim, hemşireler ve sağlık personelini hedef alan bir kampanya yürütüldüğünü kaydeden Dr. Ölçer, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Amacm kamuoyunda ve sağlık emekçileri arasında moral yıkım yaratarak 'serbest piyasa sağlık modeiine' tam geçiş için zemin hazııiamak ve tekelci özel sermayeye uygun koşullar hazırlamak olduğunu sanıyoruz.» Dağhan. • TÜRK AİLE YAPISINDA ÇALKANTI... Her geçen yıl neden bosanmalar artıyor'' YANKI arasti'dı • ZİNCİRBOZAN'DAN PARLAMENTO'YA... DYP nasıl «ııruldu ve bugunıere nasıl geldı'' Cindoruk: Demırel'le birlikte siyaset yapma hasretı ıçındey.z Avcı: SanKi yeraitı şebekes.nde çalışıyor gtbıydık 9 • Ozal'n KıSns gezıs ıçın ne dıyprlar • GENÇLİĞİN YIL0AN YIL A BÜYÜYEN SORUNU... Unıversıteye gırenemek • GELENIMİZ GİDENİMİZ BOLLAŞTI... TurKiye ye gelen yabancı heyetler ve yurl dışına gıden Turk gorevlıler tra'ığı • SERBEST BÖLGELER... Ne getırecek. ne gotüre• SPOR: Sorumıulann mıskınlığı Ortıan Ayhan'ın kalemnden • Her uygar kışı Ahu Tuğba ile dansedebılır.. S HJI> 100 Erkekler için geciktirici sprey STUD 100 seksüel relasyonlarda erken ejakülasyonu önleme miistahzan olup piyasaya arz edilmiştir. İngiltere'den ^ ithalettiğimiz tükenmeden alın! MERAL YILMAZ (Tunçaakar) ile ALKOL ve UYUŞTURUCU kullanmanın tek anlamı bilerek intihardır. YESİLAY Ruhsaf Tarihi ve No. 10X1986 86133 Genel Dağıtım: TÜMA LTD.ŞTİ. Izmır cad. No. 49.7 KızılayAnkara Tel 1 8 06 9 7 1 8 39 02 Tele\46P2 HSNTR FARUK YILMAZ 22 Haziran 1986 İZMİT evlendiler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle