Katalog

CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 19 HAZlRAN Ozetle 1986 TELEVİZYON 10.00 Açıhş 10.01 Hanımlar Sizin İçin Programda sırastyla şu konular yer alıyor Dramatıze Bolumier (A ıle) Turk Hafıf Müzığı Hanımlar Yartşıyor Turk Halk Müzıği Çtigi Film Çocuğun Dunyası Türk Sanat Müzığı Profesör Pekuysal tkıli llişkıler (Denız Gökçer • Za/er Ergin) Dış Kaynaklı Müzık Erkekter Sızın Içın ve Dizı Fılm. BirSes"teRehaîsvan Zeynep Oralyazdı ff anlattı, öğreımenlen Ltsa ıle Casey'den geçen yaz başlarmdan geçmış olan bır olayı yazmalanm ısıer. Ikısı de aym olayı yazarlar. Soet'm başından atmak ıstedıği tavşaru, kardeşı Lısa ıle onun arkadafi Casey ortaklaşa bakmak uzere altrlar. Kur'anı Kerım Alı îmran Surest 133141. ayetlerı Hafız Ramazan Alpasian okuyor. Turkçe açıklamasından sonra Uludağ Üniversııesı tlahıyal Fakültesi Öğretim Üyesı Doç. Dr. Abdurahman Çetin'm "Dinimiz çatışmayı emrediyor" konutu bir konuşması yer alıyor. Program, Türk Tasavvuf Musıkisinden bir eserle son buluyor. 12.00 18.29 18.30 19.00 19.15 Kapanış Açıhş Dünya Kupası Ozet Yayın Haberler Degrassi Sokağı Çocuklan7 Insan direncine inancım arttı ŞENAY KALKAN ..."Ülkemde sayısız cezaevi var. Sivil ve askeri cezaevleri... Her cezaevi, sayısız tutuklu ve hükümliiyle dolu... Metris Askeri Cezaevi, cezaevleri içinde bir cezaevi. Reha İsvan, onca tutuklu ve hükümlü arasında bir bükiimsüz tuluklu... Benden o bir sese kulak vermem istenmişti. Bir sesin, binlerce sesi içinde taşıdığım biliyordum, hissediyordum." Zeynep Oral'a "Bir Ses'Me binlerce sesi getiren, Barış Derneği davasının tek kadın sanığı Cumhuriyet Reha lsvan'dı. Metris, Topçu Atış Okulu'yken, babası Albay Kemal Doğan'ın görev yaptığı, şimdiki adıyla Metris Askeri Ceza ve Tutukevi'ne 27 Şubat 1982'de giren Reha tsvan 11 aylık bir aradan sonra (23 Aralık 198214 Kasım 1983) 17 Şubat 1986'ya kadar hükümsüz tutuklu olarak orada kalıyordu. tçerdeyken, "Bana bir sey olursa, bunlan söyleyemeyecek hale gelirsem, söyleyemeden, anlatamadan olursem" diye bir kaygısı reken de gençliği; günahıyla sevabıyla bağrımıza basmaktı. "Bir Ses" içerdeyken muhatap olduğu sevgi ve güvenin ona yüklediği sorumluluğun yanıtıydı. En güzel yanıtı da son sorumuza verdi: •* Devlet Tiyatrolan "Hırçın Kız" adh oyunu Uluslararası İstanbul Festivali kapsamında sahneleyecek. 30 haziran, 1, 2 ve 3 temmuz tarihlerinde Rumelihisan 'nda sergilenecek oyunun yönetmeni Yücel Erten. Semih Sergen ile Işık Yenersu 'nun başroüerinipaylaştığı "Hırçın Kız"da dekorlar Artan Kırktunç, kostümler Nur Üzmen ileFunda Aktuğan'a ait. (a.a.) Hırçın Kız İstanbul FestivcüVnde Uç yıllık eziyet 19.40 tnanç Diinyası Onuçuncu yuzyılın sonlanna doğru, Anadolu'ya yerleşen Turk Beylıklennden bırı olan Osmanlılar, Bızans ve dığer TUrk Beylıklen tizermde hâkimiyel kurarak, bır dunya ımparatortuğunun lemellertnı attüar. Osmantılann yıikselt} devrmde başa geçen buıun padişahlar, hem ordulannm başında savaşlara kanlan korkusuz bırer asker, hem de yeıenekli bırer devlel adamıydılar. Osmanlı Imparalorluğu onyedma yuzyılın sonlanna kadar dunyamtı en guçlu ımparalorluğuydu. 20.10 20.30 21.00 21.15 22.00 Çocuklarla Başbaşa Haberler Hava Durumu Haber Program: Liderler Dünya Tarihi "Bir Ses, baskıya, zulme, zorbalığa, haksızlığa karşı yükselen bir ses... Barışın lemelini dinamitleyenlere karşı, savaşa karşı yükselen bir ses. Barıştan yana, özgüıiüklerden, mutluluktan yana olduğum için, ışığı, eşilliği, adaieti, lüm güzellikleri savunuyorum diye, bunlann karşıtlannı savunanlar beni tutsak ettikr. KeyTı uygulamalara, üstünlük hırsjna karşı geldiğun için iiç kiısur yıl eziyet gordüm. Yine de yannları kuşkuyla değil, sıcacık bir sevgiyle kucaklama özlemi var yüregimde. Çünkii tutsaklık sürem, insanoğlunun direnç gücüne olan inancımı pekiştirdi. Gençligimize duydugum saygı ve >«vgiyi güçlendiren bir dönem oldu. Bana öyle geliyor ki, gerçek anlamda hiçbir şey kaybet Akdeniz Akdeniz Müzik Ikrışması Antalya Kültür ve Sanat Vakfı'nca düzenlenen "Uluslararası Akdeniz Akdeniz Müzik Yanşması" 611 ekim tarihleri arasmda gerçekleşririlecek. Antalya Belediye Başkanı Yener Ulusoy, yanşmaya bütün Akdeniz ülkelerinin davet edileceğini beürterek, yanşmantn organizatörlüğünü Atilta Özdemiroğlu 'nun yapacağuu söyledi. Yanşmanın Türkiye'nin tanıtımına yönelik yapılacağını bildiren Ulusoy, Türk Tanıtma Vakfı ile işbirliğiyapacaklannı da açıkladı. Yener Ulusoy aynca bu yıl 2229 eyiül tarihleri arasmda gerçekleştirilecek A rtialya Film Festivali kapsamında, teUvizyon filmleri ile kısa metrajh filmler için de yanşma açmayı düşündüklerini belirtti. (a.a.) ÜNL Ü KADIN A VCISI Bu akşam izleyeceğimiz fllmde Don Juan adh ünlü kadın avcısı tipini Errol Flynn canlandmyor. Flynn V eşlik eden kadın sanatçüardan biri de Ann Rutherford. TV'DE SÎNEMA ErmlFlynn'ti bir "Don Juan" Don Juan'tn Maceralart / (The Adventures of Don Juan) / Yönetmen: Vincent Sherman / Oyuncular: Errol Flynn, Viveca Lindfors, Romney Brent, Robert Douglas, Alan Hale, Ann Rutherford, Robert Warmck, Jerry Austin, Douglas Kennedy, Una O'Connor, Aubrey Mather, Raymond Burr / 1949 yapımı / 110 dakika. Kültür Servisi Yazar Gabriel Tellez tarafından yaratılan Don Juan adb bu unlu kadın avcısı tipi, sinemada da birçok kez canlandırıldı. 1927 yılında John Barrymore, 1934'te Douglas Fairbanks, 1949da Errol Flynn, 1955 yılında Fernandel tarafından canlandırıldı. Yakın yıllarda Joseph Losey, Mozart'ın aynı ad!ı unlu operasını beyazperdeye uyarladı. "Don Juan'ın Maceralan", "kılıçlı film"lerin en ünlü oyuncusu sayılan Errol Flynn'in, Warner Bross şirketi hesabına çevirdiği gösterişli fılmlerin sonuncusu. Flynn'in daha önce gerçekleştirdiği "Kanlı Kaptan", "Hafif Siivari Alayının Hiicumu", "Ormanlar Kralı", "San Antonio Aslanı" gibi filmler bu türün başyapıtlarından kabul ediliyor. TRT'nin bu filmleri de göstererek tarihsel fılm türünü ve befli bir dönemi daha iyi tanıtmasını bekleriz. Errol Flynn, kırk yaşının eşiğinde çevirdiği bu filmle atletik yapısını da koruduğunu gösteriyor. Kraliçe rolünde izleyeceğimiz Viveca Lindfors, 1920 doğumlu bir oyuncu. 1940'larda üne kavuştu. Filmin yönetmeni Vincent Sherman ise, yıllarca VVarner Bross'un sözleşmeli yönetmeni olarak çalışmış, iş yapan melodram, serüven, western filmleri yönetmişti. "Don Juan'ın Maceralan", tüninun ve Errol Flynn'in en iyi filmlerinden biri olmamakla birlikte, sinema tarihi açısından ilgiyle izlenebilecek bir yapıt. Kırk yılın ötesinden çağnşımlar getiren bir film. 2230 TV'de Sinema: Don Juan'ın Maceralan (Ayrmlılı bilgı yandakı sutunlardaı 00.10 Haberler 00.20 Kapanış RADYO T R T I 05.00 Açıhş, program ve kısa haberler. 05.05 Ezgı ker\anı. 05J0 Şarkılar ve oyun havaları. 06.00 Köye haberler 06.10 Gunaydjn. 07JO Haberler. 07.40 Gunun içınden (1). 09.40 Arkası yarın. 10.00 Kısa haberler. 10.05 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Turkulergeçıdi 11.20 Hafif cnuzik. 11.40 Şarkılar. 12.00 Kısa haberler 12.05 Reklamlar. 12.10 Ogle uzeri YL5& Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler 13.15 Müzik 13.30 Bölgesel ya>ın ve reklamlar 14.4STarihte Türk devletlerı. 15.00 Kısa haberler. 1S.05 Ögleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Solisüerden bırer şarkı 16J0 Çesellı müzık. 17.00 Köyümaz köylümuz. 17.25 Saz eserlerı. 17J0 Din le ahlak 1S.M Çocuk bahçesı. lt.15 Hafıanın çocuk sarkısı. 18J0 Bölgesel yayın.l&5S Reklamlar. 19.00 Haberler ve olaylann içınden. 20.00 TRT Gençlık Koroları. ZttlS Şarkı'.ar. 20.30 Yurttan Sesler. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Saz eserlerı. 21.15 Türk ve İslam dünyasından. 21.30 TUrk Halk Muzıgı Yurttan Sesler Kadınlar Topluluju 22.00 Beraber ve solo şarkılar 223© Kuyuk konser 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden (2) 00.55 Gunun haberlerınden özetler. 01.00 Program ve kapanış 01.0505.00 Gece yayını. T R T I I 07.00 Açıhş ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler 07J0 Haberler 07.40 Türküler ve oyun havalan 08.00 Ikı solistten şarkılar. 08J0 Sabah konseri. 09.00 TOrkuler 09.15 Çocuk bahçesi. 09JO Çesitlı muzik. 10.00 Şarkılar 10.20 Bir kaynaktan bır bizden. 10.40 Insanın tarıhı. 11.00 Beraber ve solo şarkılar. 11J0 Turkuler geçidi. 12.00 Çeşıtlı muzik. I2J0 Kuçük kolo. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif muzik. 13J0 Amatör topluluklar 14.00 Türküler geçıdı 14J0 Yabancı dil dersi. 15.15 Turkultr. 15.30 Klasık koro. 16.00 Çeşıtlı muzik. 16.20 Arkası yarın. 16.40 Turkuler geçıdı 17.00 Kuçuk konser. 17J0 Şehnaz faslı. 18.00 Turkuler. 18.15 Ikı solist ikı album 19.00 Haberler ve olayların içınden. 20.00 Şarkılar. 20.15 Turkçe sözlü hafıf muzik 20J0 Yabancı dıl dersi. 21.15 Türküler 21.30 Solistlerden birer şarkı. 22.00 Çeşitli muzik 2230 Bir roman/Bır yazardan hikâyeler. 22.45 Türküler. 23.00 Haberler. 23.15 Solistler geçidi. 23.40 Hafif muzik. 23.55 Perşembe konserı 0035 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açıhş ve program 07.02 Hafif muzik. 07JO Sabah konserı. 08.00 Sabah ıçın muzik. 09.00 Haberler. 09.12 Müzıklı dakikalar. 10.00 Muzık müzık muzik. 11.00 öğleye doğru. 12.00Haberler. 12.12 Gunun konseri. 13.00 Kuçük koro. 13.30 Türk haik müzigi toplu programı 14.00 Konser saati 15.00 Halk çalgılanmızdan ezgıler 15.15 Çagdaş Türk Sanat muzigı 1535 Haftanın çocuk şarkısı. 16.00 Iki solısıten türküler. 16J0 Solıstler geçıdı. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler ıçın. 18.00 Plak albumlennden 19.00 Haberler 19.12 Caz panoraması. 19.45 Latın dünyasından. 20.15 Bır konser. 21.45 Hafif müzık. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin gelırdiklerı. 23.00 Opera sanaıı 24.00 Gece ve muzik. 01.00 Program vc kapanış BanşDerneği davasının tek kadın sanığı Reha İsvan, hükümsüz tutuklu olarak 38 ay hapisyattı. 17 Şubat 1986'da salıverildikten sonra, içerdeyaşadıklarını, gözJemlediklerini Zeynep Oral 'a anlattı. Oral'ın kalemealdığı "Bir Ses", baskıya, karşı yükselen bir ses. vardı hep. Çıktığında ceşitli gazeteler aramış, o da içeriyi ve içerdekileri anlatmıştı, ama yine de eksik kalan bir şeyler vardı. Sonra bir gun Zeynep Oral aradı: medim. Çok şey kazandım. Barışın vazgeçilmezliğine olan inancımı, silahlanmanın her liiriinün, insanlığın refahını, özgürlüğünü, mutlulıığunu olumsuz etkiledigine olan inancımı daha güçlü bir şekilde sürdürüyonım." Reha İsvan içeriyi, kızlarını, oğullarını anlatmayı sürdürecekti. "BirSes"esığma)anlan, içerdeyken dışarıya yazdığı mektupları, hepsinden önemlisi "Bir Ses"in yankılarını yazacaktı. Çağdaş Bale Bizim Tepe'de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Çağdaş Bale Topluluğu Bizim Tepe'de (Robert Kolej) bir gösteri sunacak. 27 Haziran cuma günü saat 21.00'degerçekUşecek olan "bale gecesi' 'nde şu yaponlar yer ahyor: Ferhat ile Şirin PasdeDeux (ArifMeükov)İKlasik Ispanyol Solo (Glazounov), Meditation (Massenet), özgür Bahçe (Ketelbey), Carmina Burana 1. bölüm (Cari Orff). Koregrafilerin tümü topluaığun genei sanat yönetmeni Cem Ertekin'in imzasını taşıyor. Amerikah şarkıcı Kate Smîth öldü Kate Smith'in, "God Bless America" adh şarkısı, ABD'nin neredeyse ikinci ulusal marşı olmuştu. RALEİGH, (a.a.) Yurtsever şarkılanyla özellikle ikinci Dünya Savaşı yıllarında bütün ABD'de ünlenen şarkıcı Kate Smith, Carolina'da yetmiş dokuz yaşında öldü. ölüm nedeni açıklanmayan sanatçı, geçen hafta ayağı kayarakdüsmüşve hastaneye kaldınlmıştı. 19301949 yıllan arasmda radyo sunuculuğu yapan Kate Smith'in yedi yüz şarkılık bir repertuan olmasına karşın, müzik eğitimi yoktu. Smith'in söylediği "God Bless America" adh şarkı ABD'nin nerdeyse ikinci Ulusal Marşı olarak kabul edil 20 günde hazırlandı "Zeynep Oral'ı daha önceden tanımıyordum. Yani tanışmamıstık. ahbaplığımızyoktu. İkimiz de birbirimizi adlanmızdan biliyorduk. Çıklığımın ilk haftasıydı. Milliyel Yayınları ondan benimle ilgili bir kitap yapmasını istemiş. Çok memnun oldum. Çünkii içerdeyken yaşadıklanmı, gördüklerimi, gözlemlediklerimi kamuoyuna aklarmak isliyordum. Bu çok ciddi bir sorumluluktu benim için. Ben de içerdeyken, çıktığım zaman yaşadıklanmı yazmak istiyordum, ama uzun bir zaman alacakd. Oysa bu kilap 20 günde hazırlandı. tçerde konuşmamın, konuşamamamın acısını çıkarırcasına içimi döktüm." mişti. Kendisine "Radyonun özgürlük Anıtı" lakabı takılrruştı.ABD Başkanı Franklin Roosevelt'in, bir keresinde, sanatçıyı tngiltere Kralı FV. George'a takdim ederken, "Işte Kate Smith, işte Amerika" dediği biliniyor. Başkan Ronald Reagan da Kate Smith'i özgürlük Nişanı'yla ödüllendirmiş ve kendisini "Yüzyıhmızm ve yüzyülarımızın en büyük sanatçılanndan biri" olarak nitelendirmişti. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Zorunlu neden. 2/ Dişi sığır... Çocuk, bebek. 3/ Saan en ince teli... Dudak. 4/ Felsefede dusunce... Yüce. 5/ Molibdenin simgesi.. Nazi partisinin hucum kıtası.... Kirase, kişi. 6/ Honduras'ın para birimi. 7/ Spor karşılaşmalarında kural dışı hareket... Duman lekesi. 8/ Talep... Ağzımızdaki dişlerin bır bolurnüne \erilen ad. 9/ Onur kırıcı söz soyleyen. YUKARIDAN AŞAClYA: 1/ Mevlana'mn, yaşamına ve donemine ilişkin önemli bilgiler bulunan bir yapıtı. 2/ Bir sayı... Bir nota... Baston. 3/ Menteşe... Susamuru kürkü. 4/ Kayak... Bir görevde kendinden önce bulunmuş olan kimse. 5/ Sakağı hastalığı... Kuzu sesi. 6/ Gozu doymaz, haris... Matematikte kullanılan sabit bir sayı. 7/ Şeritler halinde bir tür pencere perdesi... Isim. 8/ Unsur... Yüksek bir makama sunulan mektup ya da dilekçe. 9/ Ağırbaşlı olmayan, tutarsız. YUMJS NADİ ARMAĞAM MİZAH ÖYKÜSÜ Y4RIŞMASI198586 Uniformanın Hatırı Var KANDEMIR Size demedim, diyerek paylamasını sürdurdu: Röntgenci misın, hırsız mısın, anarsist misin?.. Ne bakıyordun ulan komşunun camından içen?.. O gün komiser ve polisler Rıdvan Balkan'ı kırmamak için ellerinden geleni yaptılar. Durmadan gulumseyerek, ne söylerse onaylayarak sevgilerini belli ettiler... Aslında, şu anda gösterdikleri yapay bir sevgiydi, ama bunca yıllık yararlı çalışması nedenıyle gerçekten severlerdi Rıdvan Balkan'ı... Ne var ki, emekli olur olmaz çok değişmışti Rıdvan Balkan. Sanki, yaptığı yararlı çaJışmalan unutturmak, kendisini sevenleri soğutmak istiyordu. Bir hafta sonraki gelişinde yine eli boş gelmedi Rıdvan Balkan. Ama bu kez tatlı paketi değil de, bileğınden yakaladığı yoksul giyimli bir adamı getirdi karakola. Kanlara kızlara it gibi bakıyordu, ben boylelerini iyi tanınm, mutlaka bir pislik yaparlar!.. Araştırın bakaJım kimin nesıymis!.. Suus!.. Ben senin gibileri iyi tanırım!.. Fırsatıru kolluyordun, yalan mı!.. Sonra memurlara dönup avaz avaz haykırıyordu: Sorgulayın, araştınn, var b'unda bi bokluk!.. Komiser ve memurlar saşkın saşkın bakışıp duruyorlardı. Ama, ertesi aksam hava kararırken daha çok şaşırdılar. Rıdvan Balkan kolundan surüklediği sanşın, uzun boylu bir kadınla nefes nefese karakoldan içeri girmiş, soluyarak bağırıyordu: Bunlann kökünu kurutmak gerek... Gördünüz mü, kadın kılığına girmiş; mağazamn köşesinde müşteri beklerken yakaladım!.. Sanşın ise hem ağlıyor hem de: Bu bunaktan davacıyım, bana erkeksin dedi... Ben iki çocuk anası bir kadımm. Tiyatroya gitmek için mağazamn köşesinde kocamın işten gelmesini bekliyordum, diyordu... Kadını, Rıdvan Balkan'dan davacı olmaktan caydırmak kolay olmadı. Bir gün önce yankesici diye tutup getirdiği adam da davacı olmak için çok direnmişti. Ama, Rıdvan Balkan'ın üç gün sonra yakalayıp getirdiği ve, Elinde boya kutusu ıle gece vakti yakaladım.. Demek ki, duvarlara yazı yazacaktı... Anaşıst bu anarsist!.. dediği Karadenizli hiç yatışacak gibi dejpidi. Ha bu iktiyardan davacıyım daa!.. Beni bütün mahalle tanur. Yirmibeş senedur badanacıyım... lnşaattan celiydum, tutti benu. Vereceğim oni mahkemeye, diyerek bas bas bağınyordu!.. Komiser ve polisler Karadenizli badanacıyı dil dökerek, çay söyleyerek, bir guzel döverek, sigara vererek Rıdvan Balkan'dan davacı olmarnasını sağlayıncaya dek duman olduiar... Hepsinin eli ayağı tıtriyordu. Sinirleri gerumişti. Sonunda komiser dayanamadı: Dinle Rıdvan Abi, dedi. "Sen anık emeklisin, git evinde paşa paşa otur.. Görevliyken gerçekten olumlu çalışmalar yaptın. Ama, arük karışma... Bırak da bundan sonrasım biz yapalım!.. Rıdvan Balkan bir an sustu. Derken ağır ağır yerinden doğruldu: Biliyorum dedi, emekli olduğumu ben de biliyorum. Ama şu uniforma yok mu, uniforma!.. Ne olmuş üniformaya Rıdvan Abi?.. Aaaah ah, dedi Rıdvan Balkan, başına gelmeyen bilmez... Bunca yıl gıydikten sonra onu çıkartmak yok mu, perişan ediyor insanı!.. Kahverengi takırruru tepeaen aşağıya şoyle bir suzdü: Ahşamadım bir türlü şu sivilliğe, dedi. Hâlâ ünıforma üstümdeymiş gibi her haJta karışıyorum. Orda burda ileri geri konuşuyorum... Onu bunu yakalıyorum, ihbar ediyorum... Elimde değil... Rıdvan Balkan'ın üzunçlü görünümü tüm karakolu etkilemiştı. Komiser kalktı yerinden, elini omzuna koyarak: Sivil oldun diye bu denli üzulme Rıdvan Abi, dedi. Abuk sabuk konuşsan da, onu bunu haksız yere ihbar etsen, yakalasan da, sonunda biz işı tatlıya bağlarız... Senin bunca yıl yararlı çahşman var. Daha dune değin resmiydin... Gözleri parladı Rıdvan Balkan'ın: Tabi ya, dedi. "Şurda emekli olalı ne oldu sanki... Tabıi tabii, dedı komiser. Sonra omzuna uç dört kez vurup, 'takma kafana" diyerek yerine geçerken kendi kendine fısıldadı: Bu haltları başka bir sivil yapsa, görurdu anasımn şeyini, ama sen yabancı değilsin, uniformanın hatın var... Binlerce ses "Bir Ses"te bizlere binlerce sesi duyuran Reha isvan toplam 38 ay kalmıştı Metris"te. Dört aydan beri de dışardaydı. Dışarda mıydı gerçekten? Kendi deyişiyle, 38 ay bırlikte kaldığı kızlannı, oğullarını unutmuş muydu? "Çok romantik gelebilir bazı insanlara, ama bir yanımla hâlâ anlaria birlikteyim. Büyiik bir Jzlem duyuyorum. Her biri teker teker geliyor aklıma. Onlardan çok şey öğrendim. İnsanın direncine olan inancım arttı. Yürekliliğin ne demek oldugunu ben onlardan öğrendim." Reha İsvan'm anlattıkları bazılarına fazla iyimser gelebilirdi. Ne de olsa onlar bazılarına göre, "Ulkeyi 12 Eylül'e getirenlerdi." Y'aJnız mahkemelerde değil, kitaplarda, yazılarda, nimlerde de yargılanıp mahkum edilmiyorlar mıydı? Kimdi Reha İs\an'ın kızları.oğulları? Reha isvan onlan nasıl değerlendiriyordu? HAVA DURUMU UUUU kTMMl tnfcl IMU UnUM BtZMMM Bulutlu Bulutlu Bulutlu Bulutlu Acık Yajmuflu 2T zr a* tr vr 17* tr tr tr tr tr r "İçerdekiler bence, o kuşak gençliğin gençlik neyi temsil ediTMBM ysOmuriu tr 17° yorsa onun en güzel örnekleri. Yanılmamıslar mı? Vanılmışlar. MVİU Bulutkj M* îr Buyuk hatalar vapmışlar. Bunlann sonucuna da onurlanna, il•4TMMU Y^murlu tr NEW VDRK : yaOmurlu 26° w OSU} : Bulutlu 24° kelerine, inançlanna leke sürPMlS : Bulutiu 24° BtMİ Adk tr n° dürmemeyi başararak katlanHNÂD : Acık 30° mışlar. İnsan, evlatlarını en iyi ROMA : Acık 25° tr w SMISM Buluttu SOFY4 : Acık 29° şekilde yetiştirmeye çahşır. Gün $AM : Acık 34° HW Buluttu a* tr gelir evladın bir hata yapar. O TEL MtV : Acık 39° zaman onu hemen kesip atabilir TDKYD : Bulutlu 27° MRII BukıDu a> M* TRABUISGARP: Acık 30° mi insan? Onun hatası da onu ZOR/N : Bulutm 26° yetiştirenindir. Onu nasıl dışlarmro Buiutiu a° îr sın? Bunlar bizim evlatlanmız. Hata yapmış olanı var, olmayanlfomtojl Otnml kkıdürtuğuKfn tbmn bllçty görm, yvnlun dotfu kuAnferf •• Doğu Alatitlz bulutlu. Doju Kmndanlz, Dofu n OâiMydotfu Anmöolu t>Ug**r1 nı var. İçerdeki h'erkes suçlu deII» Iç Antdohınun do6usu fğışh, dlğf |wtar «çı* g»ç*c*k. H/BM SICAJCUĞI: ğil. Çok hatalar oldu. Suçlulan O*0«şın«)r*c*». RÛZOAR: Ktatf «• öoğu y6Mvö*n orm k u m m e»k. DmnUfil». poymz » gOndoftutındtn 35, litrmtrt r» KMadtnltV» iMmmn amtn da var, ama nedenlerini. asıl so6, uarM 1021. Mvrmn * KtndfıllV* amifi nmtn 28 d*niı mlll htılı »ttc»k DENİZ: Bütun d»nlzl»rlmlz bulutlu 0*«*c«k. D*nlz muttdll dtlgtlı oiup. gonif rumlulannı bulmadan hepsini uukkjı 10 km. doltyındâ buluntcmk. Vtn Qolünd» tmm, fğiflı gvçtcmk Rüzçte birden nasıl suçlayabiliriz? Içerkutf rt doiu y6nl*nl»n oru kuvrtttt »t*c*k. 061 kuçuk da/g*fc oiup gönif dekilerin her soylediğini, her uztkllğı W km doltyındt ol&CAk yaptığını savunmuyonım, ama onlar Türk toplumunun gençleKüçükyalı, Adatepe'de ri, insanları, yannlan. Kendimizi deniz ve ada manzaralı suçlamadan onlan suçlayama120 m 2 kalorifersiz lüks yız. Biz bir şeyler yaptık ki, onIçmimaride deneyinıli daire satıhktır. lar buralara geldi. " mimar ve içmimarl. Tel: 359 98 20 Keha Isvan'ın şu andaki en buyük duygusu sorumluluktu. 172 47 1314 Çözunı aramaya sorumlu hisseHukuk fakültesi öğrencisi diyordu kendinı. Eskıden beri de karnemi kaybettim. TTO hüviyetimi kaybettim. hep bir arayış içındeydi, ama Hükümsüzdür. Hükümsüzdür. şimdi her şey daha ivedi olmaCANBERK TANMAN MUHARREM AKAR lıydı. Ona gore ilk yapılması ge ÂUSTERDAM ÂTİN BAĞDAT BROMD B£RÜN BOHH BRÛKSSL CENEVK C/ODE FHANKFURT GlftNE KÂHİK KÜLH LONOfU UADftiD MOSKDVU m/NİH : YaOmurkj : Aç.k : Acık : Bulutlu : Bulutlu : V3{murlu : YaOmuriu : Bulutlu : Açık : Yaflmurlu : Açık : Bulutlu : YaOmurlu : Bulutlu : Acık : Bulutlu : *>0muc1u 21° 31° 41° 27° 25° 24° 24° 23° 42° 25» 35° 36° 24° 19° 27° 24° 22° Genç komiser ve polisler masanın ustundeki tulumba latlısıru atışunrken bir yandan da kahverengi takımlı, siyah pabuçlu, beyaz saçlı ağabeyleriyle konuşuyorlardı. Demek sonunda emeklilik geldı çattı... Darısı bizim de başımıza Rıdvan Abi... Emekli oldun diye bizi unutma Rıdvan Abi... Rıdvan Balkan, uniformalı arkadaşlanyla teker teker öpüşüp helalleşıp evinin yolunu tutarken degişik bir burukluk yaşıyordu. Caddedeki şu kalabalığın içinde herhangi bir sivildi artık... Kahverengi giysili, siyah pabuçlu, ak saçlı bir sivil... Emeklıliğe alışmak zatcn zordu. Hem emekli hem sivil olmak ise büsbuıün zordu. Rıdvan Balkan bu zorluğa ancak bir hafta dayanabildi. Bir hafta sonra yine bir kutu tulumba tatlısı alarak yülarca polislik yaptığı karakoldan içeri girdi. Komiser ve polisler Rıdvan Abi'lerini büyUk bir coşkuyla karsüadüar. Hatta, polislerden biri dövmekte olduğu zanlıyı bırakıp, Rıdvan Balkan'ın boynuna sarıldı. Herkes çok mutluydu. Tulumba pakeıi açıhnca sohbet daha da tatlılaştı. Tam kahveler içiliyordu ki, Rıdvan Balkan'ın gözu komiserin masasımn yan tarafındakı raflara takıldı. Kahvesinden uzunca bir "hüüüüp" çekerek sordu Rıdvan Balkan: O klasörlerde gelen evrak mı var, giden evrak mı? Giden evrak var Rıdvan Abi. Yarın gidecek olan yazılar. Yooo... dedı Rıdvan Balkan, olmadı işte... Gidecek olan evraklan sümenin içinde saklayın, sabahları kurye ile yollarsınız... Asıl, gelen yaalann saklanması gerek. Ben hep öyle yapardım... Genç Komiser bir an durakladı. içinden "Sana ne babacım, sen öyle yaparmışsın ben de boyle yapıyorum" dedi, ama dışından gulümseyerek, "Haklısın abi" demekle yetindi. Rıdvan Balkan kahvesini bıtirip, fîncanı eğilerek komiserin masasına koyarken koridordaki yangın kovalannı gördü. Yan saka yan ciddi bağırdı: Oooo!.. Bak bu da olmadı!.. Kovaları niye öyle dizdiniz vahu?.. Kapırun yanına koydurmuştum ben, ne güzel duruyordu. Kapıdan sürekli gulumseyerek kahverengi takımlı, siyah pabuçlu, beyaz saçlı Rıdvan Balkan'a bakan bekçi konuştu: Eyle durunca eyi durmir... Ben şinci böyle ettim... tyi bok yemişsin, dedi Rıdvan Balkan. Sonra da, sinirlendiği anlaşılmasın diye abartılı bir kahkaha attı... O sırada karakola bir adam getirdiler. Adam, komşusunu camından içeri bakarken yakalanmıştı. Bunu öğrenir ögrenmez Rıdvan Balkan gürledi: Ne diye elâlemin evine bakıyorsun, hergele?.. Adam şaşırdı. Komiser Bey masasında otururken ve de ağzını açmazken kendisine hakaret eden bu kahverengi takımlı sivil kimdi acaba?.. Ne var ki, komiser adamdan da çok şaşırdı. Rıdvan Balkan artık bir emekliydi. Karakolun işlerine ne hakla karışıyordu?.. Bir kutu tulumba tatlısı getırdı, milletin ağzını tatlandırdı diye durmadan her haJta karışacak mıydı?.. Kendi artık çekip gittiğine göre, bundan sonra bu karakolun yöneüminde etkilı olamazdı. Genç komiser bunlan düşunürken Rıdvan Balkan haykırdı: tçeride bok mu var?.. Anlayamadım, dedi komiser. Rıdvan Balkan: Saitn AkçıTın Fransa resüalleri Kemancı Saim Akçü, Fransa'da iki resital verdi. İlk resitalini 10 haziranda Paris'te, üyesi bulunduğumuz ve dönem başkanlığtm üstlendiğimiz Avrupa Iktisadi İşbirliği ve Kalkmma Teşkilatı OECD'nin Genel Sekreteri Baye 'in rezidansmda veren Akçü'a, piyanist Cana Gurmen eşlik etti. OECD Büyükelçisi Tansuğ Bleda'nm girişimiyle gerçekleşen ve çeşitli ülkelerin diplomatlannm nazır bulunduğu resitalden sonra, AkçılGürmen ikilisi 12 haziranda Paris Uhıslararası Sanat Sitesi Konser Salonu'nda halka açık bir resital verdiler. Weber, Beethoven, Akçü, Wieniawski, Elgar, Dvorak'myapıtlannı seslendiren Akçü ve Gürmen, programa ek olarak Kreisler'in ikiyapıtmı yorumladılar. Güzel Beyx)ğlu Fotoğraf ve Resim Yanşması Beyoğlu Dergisi, "Guzel Beyoğiu'' konulu bir fotoğraf ve resim yanşması düzenledi. Dergi yöneticileri, yarışmanm amacının "Beyoğlu'nu eski havasına yeniden kavuşturmayı özendirme" olarak açıkladüar. Yanşma sonunda her iki dalda da birinciliğe değer gorülen yapıta 150 bin lira, ikinciye 75 bin lira üçüncüye ise 50 bin lira para ödülü verilecek. (UBA) Reha İsvan'ın çocukları 2. Fotoğraf Sempozyumu Ankara Fotoğraf Sanatçüarı Derneği AFSAD "2. Fotoğraf Sempozyumu "nu 17 ve 18 Ocak 1987 tarihleri arasında Ankara Alman Kültür Merkezi'ndegerçekleştirecek. "Fotoğrafla Değişik Anlayış ve Yaklaşım", "Türkiye'de Fotoğrafın Örgütlenme Sorunları" ve "Dünyada ve Türkiye 'de Fotoğrafm Sorunları" konulannın tartışüacağı sempozyuma katılım formlarının 31 temmuza kadar AFSAD'a ulaştırılması gerekiyor. Iki polis "gereken muamelenin yapılması için" adamı arka odaya alırken, diğer memurlar yerlerinden fırlayıp, "Hoşgeldin Rıdvan Abi" diye tokalaştılar... Komiser de tokalastı. Oysa, Rıdvan Balkan sanlıp öpülecegini, "Helal olsun Rıdvan Abi, emekli oldun ama hâlâ görevini sürdürüyorsun" diyerek övüleceğini umuyordu. U ç gun sonra bir ögle saati karakolun dışından Rıdvan Balkan'ın sesi duyuldu: Gir içeri pezemenk, gir de içeride hesap ver bakalım!.. Komiser ve polisler masalarından fırladılar. Rıdvan Balkan iri yan bir adamı ite kaka karakoldan içeri sokmaya uğraşıyordu. Komiser one atıldı: Hayrola Rıdvan Abi?.. Bu iti pazarda yakaladım. Yakaladın mı?.. Sinsi sinsı kalabaiığın içinde dolaşıyordu... Ahşveriş edenlere bakıyordu. Araştırın, kesınlıkle yankesicidir!.. Iri yan adam: Ben ıspanak alacaktım, hangisi iyi diye sağa sola bakınıyordum, gelip beni yakaladı, deli midir nedir, diye bağırıp duruyordu. Ama, Rıdvan Balkan ondan çok bağınyordu: DİMTAŞ A§ Danimarka Bando ve Dans Topluluğıı Danimarka'nın dünyaca ünlü "Greve Pıgegarde" Bando ve Dans Topluluğu, gösteriler yapmak üzere 30 haziranda Türkiye 'ye geliyor. 1620 yaşları arasmda 60 kızdan oluşan topluluk 7 temmuza kadar İzmir Karşıyaka, Çeşme ve Kuşadası 'nda gösteriler yapacak. Greve Pigegarde Topluluğu Çeşme Festivali'ne de katılacak. (a.a.)