Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 HABERLER 19 HAZİRAN 1986 Yayuncı Kıvançla 75 yü hapis istemi tstanbul Haber ServM Yayıma Httseyn Kıymaç'ın "yaym yohryta komttnizm propagaadaa yapüğı" iddiası ile 10 yıl önce açılan davalanna tutuklu olarak dun devam edildi. Komunizm propagandası yapüdığı iddia edilen beş adet broşur nedeniyle yargılanan Kıvanç'ın tahliye istemi reddedildi. tstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, 1975 yıhnda Eylem Yayınlan tarafından basüan ve Mnrai Sbuagfl takma adıyla Hiaejrm Krvanç tarafından çevirisi yapılan Mao'mm "En Çok Okunaıı Üç Yazı'% "Yeni Demokrasi" ve "Haik Demokrastai" ile Ramis Alia'nın "Mücadefc ve Zafer Bayrafı Leamizm" ve A. Nesimi'nin "Sosytl Demokrasi" adb broşürlerinde komunizm propagandası yapüdığı öne sürüJüyor. TCK'nın 142/1 ve 6. maddeleri gereğince beş ayn broşür nedeniyle 37.5 yüdan 75 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Hüseyin Kıvanç, sorgu vennek için geldiği mahkemede 13 Mayıs 1986 tarihinde tutuklanmıştı. Dünkü duruşmada sorgusu yapılan Kıvanç, suç konusu broşürlerin içeriğinde başka ülkelere ait tahlillerin bulunduğunu ve bunlann Türkiye'ye uygulanması konusunda bir şeyin yazümadığını söyledi. Sanık Kıvanç, brosürün Ozerinde bulunan Murat Sinangil admda bir kimsenin bulunmadığırıı, bu ismi takma ad olarak kullandığım bildirdi. Sanık avukatı Alisan Sertd de müvekkilinin düşünce suçundan yargüandığını ve mağduriyetine yol açılmaması için tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. Sanık hakkında henüz sorgusu yapıimayan dosyalar bulunduğunu belirten mahkeme, tahliye istemini kabul etmeyerek yargılamayı 21 Temmuz 1986 saat 10.00'a erteledi. BALCI DAVASI Rüşvet abnak ye Termek suçlanndan yargüanan Fahrettm Asbm, Dindar Kıhç, Şökıü Baka ve Httseyu Cevmhirogla'nun duruşmasında 6 isadamı tanıklık yapü. Ege T\p Fakültesi Hastanesi'nde cesedi bulunan Çiğdem Bandırma'nın, bir süredir ilişkide olduğu Iraklı doktor Abdülaziz Kadir tarafından öldürüldüğü belirlendi. Evli olan Iraklı doktorun Çiğdem'le evlenme vaadiyle ilişki kurduğu, kandınldığını anlayıp hastaneye gelen genç kızı boğarak öldürdüğü açıklandı. İZMİR, (a.a.) Ege Üniveritesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde ölü olarak bulunan Çiğdem Bandınna adlı genç kızın katili yakalandı. Katilin gözaltına alınan Iraklı doktor Abdülaziz Kadir olduğu açıklandı. Yetkililer, doktorun genç kızı evlenme vaadiyle kandırdığını, sonra da kendisinin evli olduğunu öğrenen sevgilisini susturabilmek için öldürdüğünü söylediler. Katil Irakb doktor îzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Tayyip Yuva olayla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: "Üniversite hastanesinde profesörlerden, en alt düzeydeki sağlık görevlisine kadar yiizlerce kişi>le görüştuk. Hepsi de bize yardımcı oldular. Aocak o kadar kişinin arasında bir katilde bulunabilecek da\Tamşlara, tepkilere sahip olan tek kişi doktor Aziz'di, gözaltına aldık. Nitekim yanıtanadığımız ortaya çıktı. Suçnnu itiraf etti." Çalıştığı serviste kadınlara düşkun bir kişi olarak tanınan Iraklı doktor evli, eşi de altı aylık hamile. Bakanlık izni ile Türkiye'de çalışan doktor, Üroloji Servisi'nde görev yapıyordu. Doktor Abdülaziz Kadir'in öldürdüğü Çiğdem Bandırma dışında bir başka sevgüisi daha olduğu belirlendi. Cinayetin işlendiği cuma günü doktonın iki sevgilisinin de hastaneye geldiği soruşturma sırasında ortaya çıktı. Katil doktorun yakalanmasında öbür sevgilisinin verdiği ifadelerin büyük yardımı oldu. Asayiş Şube Müdürü Tayyip Yuva'mn verdiği bilgiye göre, olay başından itibaren şöyle gelişti: Belinde ağnlar olan Çiğdem Bandırma tedavi olmak için Ege Üniversitesi Ortopedi Servisi'ne gidiyordo. Ortopedi Servisi'nde kesin teşhis konulamayınca Üroloji Servisi'ne havale edildi. Çiğdem Bandırma burada çapkm doktor Abdülaziz Kadir ife tanıştı. Doktor genç kıza kendisini bekâr olarak tanıttı. Evlenme vaadinde bulunarak Çiğdem'le ilişki kurdu. Bu ilişkiyi ciddiye alan ve doktoria evleneceğini uman genç kız durumu güvendiği yakın aile dostu bir doktora açtı. Bu doktor, damat adayı Iraklı doktoru sorustnrdu ve evli oldugunu ögrendi. Sevgilisinin evli olduğunu duyan genç kız cuma günü bunun hesabını sonnak üzere hastaneye gitti. Aynı saatlerde doktorun diğer sevgUisi de hastaneye geldi. Doktor iki sevgilisini karşüaştırma Hastane cinayeti aydınlandı AŞK CtNAYETİ Çiğdem Bandırma'yı sevgiüsi, doktor Abdülaziz Kadir öldürmüş. 1 9 7 5 yılında yayımlanan beş broşurde komunizm propagandası yaptığı iddiasıyla yargılanan Hüseyin Kıvanç, broşürlerde başka ülkelere ilişkin tahliller bulunduğunu, bunlann Türkiye'ye uygulanmasından söz edilmediğini söyledi Sanıklann kaübnadığı durusmada dmlenen ve bir süre önce gazinoda sUahh saldınya uğrayıp ağn* yaralanan tanık Tank Ümit, polis ifadelerini reddederek samklar hakkındaki iddiaJann gerçeği yansıtmadığiTn söyledi. Ümit, soruşturma sırasında 2 gün Istanbul'da, 4 gün Ankara'da gözaltında tutulduğunu ve baskı görduğunO öne sürdü. Işadamı Emia Cankırtaru, tanık olarak verdiği ifadesinde uzun yıllar F.B. Kulflbfl Başkanlığı yapüğuu, ITO ve ISO yönetim kurullannda yer aldığmı belirterek, "tstanbu'da olup bitenleri blÜriBi, g M U çıküs bflfhn dahfltadedlr. Ne tfolaptar döodüğiiııü de jayet iyi bfflrim. Samklar h«irin«H*iH roçlaıııalar bir iftinMtar" dedi. Diğer tanıklar Vedat Moreno, Orfcan Çannıkta, Mesat Yazgan, AH Avnl Balkaner ve Büyuk Kulup Müdürü Sadcttm Sttiam da olayla ilgili doğrudan bügüeri olmadıklannı söylediler. Mahkeme gelmeyen diğer tanıklann dinlenmesi için duruşmayı 26 Eylül 1986 saagünü t 14.00'e erteledi. ENtS KARADUMAN'A HAPtStSTEMt Yahya DemireTin kaçınlması olayına adı kansan yeraltı dünyasuun ünlü isimlerinden Enis Karadaman'ın "kasten adam öldürmeye tam tejebbnş" suçundan 18 yü hapsi istendi. 3 Ekim 1977 tarihinde Fatih Horhor Caddesi'nde 5 bin lira alacak nedeniyle Ydmaz Balıkçı adlı şahsı silahla ağır yaraladığı öne sürülen Enis Karaduman'ın duruşmasında sava esas hakkındaki görüşünü bildirdi. Sava olayın mağdunı olan Yümaz Bahkçı ve görgfl tamklannın etki altında bırakılarak ifadelerini değiştirdiğini belirterek, sanık Karaduman'ın TCK'nın 448. maddesi gereğince cezalandınlmasını istedi. Sanık avukatlarmın olay yerinde keşif yapüması ve tahliye istemlcrini reddeden mahkemenin duruşmayı bitireceği sırada Karaduman, "Sider, benim ipimi yağlamıssıııız, cezamı hazuiamışsıııız. Fakat Törkiye'de tarafaz «dakt rardır. O tarafsu adalet, benim karanmı er veya gec verecektir. Slzkr derkea mahkeme baskanı ve savayı kastedlyorum" dedi. Mahkeme, sanığm bu sözlerini tutanaklara geçirdi ve savunma için duruşmayı gelecek aya erteledi. KEÇELt YARGILANDI DYP Istanbul tl Başkanı Yaşar KeceJi, görevli avukatı dövmek suçundan yargılandı. Istanbul 6. Asiiye Ceza Mahkemesi'nde dün devam edilen davada samklar Yaşar Keçeli ve Yunus Ay, 4 Haziran 1984 tarihinde Pamukbank avukatı Engin Altınanıt'ı dövmekle suçlanryorlar. 2.5 milyon lira alacak nedeniyle Pamukbank'm Keçeü'nin evine haciz koyduğu ve Avukat Alünamt'm bu borcun ödenmesi için göruşme yapmak Ozere gittiği Bakırsan'da saldınya uğradığı ileri sürülüyor. Duruşma bazı tanıklann dinlenmesi için 17 Eylül 1986 tarihine ertelendi. HlCABt KOCYİGtT'E 20 AY HAPİS BAFRA MHP davasıyla ilgili olarak itiraflarda bulunacağmı bildirerek MtT görevlisi olduğu yolunda ifadeler veren Hkabi Koçylfft, TöbDer Bafra binasma bombah saldın düzenlemekten 20 ay hapis cezasına çarponldı. Koçyiğit, daha önce de yine Bafra'da adam öldürmeye tam teşebbus suçundan 13 yü 4 ay hapis cezasma çarptınlmıştı. Bafra Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapüan dünkü duruşma, Cumhuriyet muhabirinin fotoğraf çekmesinin görevli astsubay tarafından engellenmek btenmesi üzerine 20 dakika gecikmeyle başladı. Sanık avukatuun ve mahkeme başkanının onayı olmasına rağmen görevli astsubayın "Albaydan emir aldım" gerekçesiyle yaptığı engellemeden, sonra yapüan girişim sonucu vazgeçildi. Samk Hicabi Koçyiğit, sorgusunda birlikte görev yapüğını öne sürdüğü MİT mensuplan özgün Baykal, Saffet Polat, Fevzi özbaba ve Samsun MİT örgütünde görevli Yaşar ve Osman adlı kişüerin mahkemeye celpleri ve huzurda dinlenmeleri halinde gerçeğin ortaya çıkacağını söyleyerek, "E|er bnnlar diuenmezae salt şahsun mafdnr oiacak, olorsam da ba oiayı dünya kamooyuna doynracagım" dedi. Mahkeme, bu isteği reddetti ve samk önce 2 yıl hapis cezasına çarptınldı. Mahkeme, bu cezayı sanığın samimi ikrarlannı göz önüne alarak 20 aya indirdi. daha Doktor muayene büe etmeden, 9 uzaktan 'sağlam raporu n veç'ten gelen bir heyete rehberlik yaptığı gerekçesiyle, 6 Aralık 1984'te gözaltına alındığını ve kendisine işkence yapıldığını öne sürdü. İsveç'ten gelen heyette arkadaşlarının olduğunu, bu nedenle onlarla görüştüğünü ve bir süre gezüerine katıldığını kaydeden Saruhan, "Benim bu hareketim göze çarpmış. İsveç'ten gelen bu heyetin politik faaliyette bulunmasından şüphelenilmiş, onlarla dolaşmam nedeni ile siyasi faaliyete yönefik çalışma nedeni benim tarafımdan bîlindigi zannedilerek gözaltına alındım. Bana bu konuda sorular sordnlar, uzun süre emniyette kaldım. Bu süre içerisinde kollanma elektrik verildi. İşkence altında ifadem alındı. Bana işkence yapanlar iki kişiydi. Biri Ali Kaymakçı, diğerinin adını ise bilmiyorum" şeklinde konuştu. Sanık polis memuru Ali Kaymakçı ise sorgusunda, Ayhan Saruhan hakkında soruşturma yapıldığını belirterek, "Hakkında siyasi suçlama vardı" dedi. Ayhan Sanıhan'a işkence yapmadığını da öne süren polis memuru Ali Kaymakçı, "Dış ülkelerden bir heyetin geldigini ve Ayhan Sanıhan'ın onlara mihmandarlık yaptığı iddiası vardı. Ayhan Saruhan, Milli Egitim Bakanlıgından bir müfettişten izin alarak ba görevi yaptıgını söylemişti. Ben o müfettişin evine gidip sordum, böyle bir izin vermedigini söyledi. Ayhan Saruhan ile o müfettişi yüzleştirdim, izin vermedigini söyledi. Benim olayla ilgim bnndan ibarertir" dedi. Durusmada daha sonra, dava dosyasında darp ve cebir izi bulunmadığma ilişkin doktor raporu bulunduğu belirtildi. Ayhan Saruhan, bu raporla ilgili olarak, "Nezarette 20 gün kalnuştım. Bu süre içinde çok kirlenmiştim. Doktora götüriildiiğümde doktor beni yanına dahi yaklastuınadı, bana uzaktan bakarak rapor verdi. tşkenceye tabi lutulduğuma tanık oiacak kişiier var" dedi. mak için Çigdem'i altıncı kattaki Nöroloji Servisi'ne götürdü ve beldemesini söyledi. Çiğdem burada iki, üç saat bekJedi. Ancak be\ agnlan kendisini rahatsız ediyordu. Bu sırada servisteki bir hastayla konuştu. Ona cinayetin çözümünde ipucu olabilecek bazı şeyler de anlattı. Üroloji Servisi'nde nöbetçi olan doktor Aziz, Çiğdem'in yanına geldi. Aralannda münakaşa başladı. Sanık ifadesine göre, herkesin içinde rezil olmamak için konuşmak üzere kızı daha tenha olan birinci kattaki Ortopedi Servisi'ne götürdü. Ancak Çiğdem çok sinirirjdi. Bir türlü susmuyordu. Doktoria taruşmalan sürdü. Abdülaziz Kadir, genç kızı sakinleştirmek için agzma zoria bazı ilaçlar attı. Bu arada hem ağzını burnunu kapattı, hem de bogazını sıktı. Nefes alamayan Çiğdem orada öldü. Doktor genç kızın eşyalartnı kanştırdı. Yanında bulunan poşet çantayi ve el çantasını aradı. Kızın çantasmdan çıkan 5 bin lirayı aldı. İçinde gecelik ve özel eşyalar bulunan poşet çantayı Ortopedi Servisi nin kapısına bırakü. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Öğretmen Dünyası Dergisi'nin eski sahibi öğretmen A>han Sanıhan'a işkence yapmaktan sanık polis memurunun yargılanmasına başlandı. Yenimahalle 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Ankara Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube*de görevli polis memuru Ali Kaymakçı'nın 3 ay ile 3 yıl arasında hapis ile cezalandırılması isteniyor. Ayhan Saruhan, duruşmanın dünkü bölümünde 1984'de Is Katil doktor, genç kızın ölüp ölmedigini kontrol etmek için ikinci kez geldiginde lastik bir ameliyat eldiveni kulladı. Çiğdem'in öldüğünden emin olunca tekrar servisine geri döndü. Doktora sinirliligi ve diğer sevgilisinin verdiği ifadeler yakalatti. Gözaltına alman doktor suçunu itiraf etti. Yetkililer, Çiğdem Bandırma'nın otopsi raporunda bakire olduğunun belirlendiğini, ancak katille aralannda y uzeysel de olsa bir cinsel ilişki bulunduğunu bildirdiler. 'Bana da insan 9 dışkısı yedirdüer DİYARBAKIR, (Cumhuriyet) Askeri cezaevinde meydana gelen şüpheli ölümler ve işkencelerle ilgili olarak açılan davada dinlenen tanıklar, cezaevinde siyasal hükümlü ve tutuklulara çeşitli baskılar ve işkenceler uygulandığım söylediler. özel askeri cezaevinde işkence ile öldürüldüğü öne sürülen Bedii Tan ile ilgili olarak dinlenen tanık Ferbat Cemiloglu "Bana da insan dışkısı yedirdiler. tki gün üzerimize sürekli soğuk su döküidu. Hepimiz isbal olmuşluk. Daha sonra Bedii Tan'ıA hasta yatagında döviildükten sonra öldüğüniı duyduk" dedi. Diyarbakır Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde görülen davada, askeri cezaevindeki "şüpheli ölümleri" açıklayan askeri savcı 1982 yılında tutuklu ve hükümlülerden 8'inin intihar, 6'smın açhk grevi, 15'inin eceliyle hayatını kaybettiğini, Bedii Tan'ın ölümünün ise araştırıldığım belirtti. Tanık olarak dinlenen Ferhat Cemiloğlu, Bedii Tan'la 20 yıllık bir arkadaşhğı olduğunu ve 1982 yılında bir suç nedeniyle cezaevine düştüğünü belirterek ifadesinde aynen şoyle dedi: "Bedii Tan'la aynı koguşta yaüyorduk. Cezaevine ilk girdigim zaman ranza bol olduğu halde yerde \atiyorduk. 2 gece beton zemin üzerinde bizi yuzukoyun yatırarak bidonlarla üzerimize su doktuler. Su dökenleri başımızı kaldıramadıgımız için tanıjamadık. Kendisini (Gestapo) olarak tanıtan birisi bizi çok fena dovdurüyordu. Dökulen su yüzünden hepimiz ishal olmuştuk. Fakat Bedii Tan aşırı derecede hasta olmuştu. Daha sonra Bedii Tan'ın hasta yatagında çiğnenerek olduğunu duyduk. O öldükten sonra 810 kişi de revire kaldınldı." Askeri savcının Bedii Tan'ı kimin dövdüğünü görüp görmediğini sorması üzerine tanık Cemiloğlu, "Gardiyan Adem Gürbüz koğuşa girdigi zaman tutuklulardan olan koguş sorumlusu (dikkat) çekerdi. O an >üzümüz duvara dönük olsa dahi o vaziyette kalırdık. Yani nasıl durmuşsak kıpırdamadan yerimizde kalırdık. Gardiyanlar koguşu gezene kadar yerimizden kıpırdayamazdık. Bir gün avlu içinde bulunan kapagı kaldırarak kanaldan insan dışkısını ağzıma aldım. Bir saat o durumda bekledim. Agzımın kenarlanna konan sinekleri dahi kovamıyordum" dedi. Diyarbakır Cezaevinde işkenceyle ölüm davası İçişleri Bakanlığının kaçak inşaatı mühürlendi Kaçak inşaatı protesto için basın toplantısı düzenleyen SHP Ayvalık ilçe başkanı hakkında kaymakamlıkça soruşturma açıldı. n f / t ' I / f / konuğu olarak üç günden bu yana Istanbul'da bulunan Londra Belediye Başkanı Sir Allan Davis ve Londra Sheriffi Christopher Collett dün İstanbuVdan ayrıldılar. Londra'ya hareketinden önce Atatürk Havalimam'nda basın toplantısı düzenleyen Sir Davis, Haliç projesinden oldukça etkilendiklerini kaydederek, "Haliç'teki gezim sırasında etrafı koklayınca HaliçHn niçin temizlenmesi gerektiğini anladım" dedi. Istanbul'da çok iyi ağırlandıklarım da belirten Sir Davis, kendilerine gösterilen konukseverlikten dolayı adeta "nefeslerinin kesildiğini" söyledi. (Fotoğraf: SERPİL CÜNDÜZ) Ssrr OTttl ^stanbul An "kent Belediye Baskanı Bedrettin Dalan'tn Tekstilİş Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak: DİSK savcısıyla demokrasi olgusunda anlaşamıyoruz Istanbul Haber Servisi DİSK ve bağlı sendikalar davasında savunma yapan Tekstil Iş Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak, sendika yöneticilerinin davada ilkelerini eksiksiz olarak savunduklarını belirterek, "Bu dava bir ibret davasıdır. Türk sendikacdığının gdeceğinin baskı altına alınmasını hedefkyen bir ibret davasıdır" dedi. Istanbul 2 Numaralı Askeri 528 66 29 512 05 05 4i2 GALERİLER AKADEMİ1İLER Mebusan Yokuşu S.S.K. Pasajı No. 219 FındıkhtST. 131 33 41 Î E M SANAT G A L E R I S I GUZEL SANATULR rAKUlTELEIU YBTEITBK SINAV1 HAZIRLIK SUKZKLJ SAJTAT EGITI*! Mahkemede görülen DİSK ve bağlı sendikalar davasında 41 sayfalık savunmasını okuyan Tekstillş Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak yapısının, yeteneğinin, çağdaş aüşünceye ve demokrasiye bağlılığımn kendisini sendikal uğraşa zorunlu kıldığını söyledi. Budak, Tekstil Işverenleri Sendikası'njn daima aamasız davrandığmı belirterek şöyle konuştu: "Örgütsel yapısı itibariyle son derece otoriter ve disiplinü bir örgüttur. Bu haliyle nerdeyse iddianamede yer alan kimi suçlamalara denk düşebilecek bir yapısal özellige sahiptir. Nitekim, bu işveren sendikası Ue düştüğümüz toplusözleşme anlaşmazlığından sonra konulan katı kurallara rağmen, bazı işverenler, gelip bizimle anlaşarak toplusözleşme imzalamıslar, fakat bu işyerieri işveren sendikasından anında inraç ediunişlerdir. Ne var ki, baskı hep işçi sendikalanna uygulanmış, kamuoyu hep işçi sendikalan aleyhine yönlendirilip oluşturulmuştur. Suçlu, hep emeğinin karşılıgını almak isteyen, bunda direnen işçiler ve oluşturduklan sendikalar olmuştur." Budak, demokratik işleyişe sahip sendikaların yöneticilerinin emir ve talimatlan herkese açık genel kurullarda aldığına, genel kurallarda alman kararlara uymamanın suç olduğuna, bu kararlann uyulmak için alındığına değindi. Askeri Savcı ile anlaşamadıkları hususun 1961 Anayasası ve anayasanın getirdiği Ueriye dönük özgürlükçü yapıyla demokrasi olgusu olduğunu belirten Budak, şunları söyledi: "Bu noktalarda anlaşma olmayınca, düşünsel zeminde birlikte yürüyemiyor, aynı olaya farklı bakıp farklı yaklaşı>oruz. tşte bu farklılıktan da MarksistLeninist yasadısı örgüt doguvcr Bizi, bizleri demokrasi onayiıyor.savcıük mahkum ediyor." TÜM ÇAGDAŞ SANAT GEREÇLERİYLE HİZMETİNİ2DE Işkence konusunda iki farklı rapor ANKARA, (ANKA) Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında kaldıklan süre içinde işkence gördüklerini öne süren iki samğa, önce Yenimahalle Sağhk Ocağı tarafından "vücutlarda darp ve yara yok", 4 gün sonra ise Adli Tıp tarafından "vücutta ekimoz, ayaklarda şişlik var" şeklinde, çeIişkili iki rapor verildi. Müvekkillerine 4 gün ara ile çelişkili 2 ayrı doktor raporu verilmesi üzerine avukat Necati Siyahkan, "gereğinin yapılması" istemiyle Türk Tabipler Birliği'ne başvurdu. ANKA muhabirinin edindiği bilgilere göre olay şöyle gelişti: Hanefi Özdemir ve Hayrettin Doğan isimli iki şahıs nisan ayı içinde 1980 yılında yapüdığı öne sürülen bir kaçakçılık olayıyla ilgili olarak gözaltına alındılar. Ankara Emniyet Mudurlüğünde bir süre gözaltında tutulan samklar 2 Mayıs 1986 tarihinde Yenimahalle Sağlık Ocagına gönderildiler. Ancak iki sanık herhangi bir işlem yapümadan tekrar Emniyet Müdürlügü'ne getirildiler. S Mayıs 1986 tarihinde yeniden Yenimahalle Sağlık Ocagına götüriilen iki sanıga, görevli doktor Güngör Kaynak tarafından " 8 1 8 " sayılı ve "vücutlarının yapılan çıplak muayenelerinde, darp, cebir, yara, bere, sıynk, çizik ve sair bulgulara rastlanamamıştır" şeklindeki sağlık raporu verildi. İki sanık daha sonra tutuklanarak cezaevine yollandılar. Samklar, cezaevine gönderildikten sonra Cumhuriyet Savcılıgına başvurarak "işkence gördüklerini öne sürdüler, ayrıca işkence izlerinin vücutlannda halen göruldüğünü belirterek doktor muayenesi istediler. İki samk 9 Mayıs 1986 tarihinde Ankara Adli Tıp Şube Müdürlüğüne gönderildiler ve Dr. Giilgün Öktem tarafından muayene edildiler. Muayene sonucunda, Dr. Gülgün Öktem tarafından sanıklann vücutlannda mor ve sarı renkli ekimozlar, ayak tabanlarında da şişlikler bulunduğuna dair rapor verildi. Raporda söz konusu izlerin, meydana geldiği tarihten sonra sanık lardan Hanefi Özdemir için bir hafta, Hayrettin Doğan için ise 10 gün iş görmeye engel teşkil edeceği kaydedildi. Farklı sonuçlar içeren sağlık raporlan ile işkence iddialan samklar tarafından avukat Necati Siyahkan'a aktarıldı. Avukat Siyahkan da Turk Tabibler Birliği'ne başvurarak iki doktor raporu arasında büyük çelişki bulunduğuna dikkat çekti. Siyahkan, ayrıca olayın değerlendirilerek gereğinin yapılmasını istedi. 12 Mart ve 12 Eylül'den sonra işçi lıaklan kısıtlandı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Başkan Yardımcılarından ve 12 Mart döneminde Sıkıyönetim Savcılığı görevlerinde bulunan Baki Tng, 12 Mart 1971'de ve 1980 sonrasmda isçiisveren ilişkilerinde dengenin işveren lehine bozulduğunu, işçi haklannın tümden askıya alındığını ve sendikal etkinliklerin, siyasal iktidarın insafına terkediidiğini bildirdi. Tuğ, 274 ve 275 sayılı yasaların grevlokavttoplusözleşmekıdem tazminatı vb.. konulardaki düzenlemeleriyle çalışma yaşamında bir hayli yol alındığını belirterek, "Bİ2 bu kanunlan da yeterli görmüyoruz ve iktidara geldigimizde bunlan iyiieştirip, geliştirecegiz" dedi. EylUl sonrasında çıkarılan 2821 ve 2822 sayüı yasalarla kısıtlamalann daha da arttınldıgını ve grevin hak olmaktan çıkanldığını kaydeden Baki Tuğ, grevin hak olarak tanınmasını istedi. Tuğ, Yüksek Hakem Kurulu'nun bugünkü yapüanmasında, üyelerin çoğunluğunun devlet memurlarından oluştuğunu, bu kişilerin, bugünkü koşullarda Bakanlar Kurulu'na ters düşecek kararlar almalarının beklenemeyeceğini bildirdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı, Koordinasyon Kurulu'nun da yasal olmadığım ve hükümetin bir genelge ile, bütün kamu kuruluşlanm bağlayıcı genel ilkeler getiren bu kurulu oluşturduğunu söyledi. Baki Tuğ, işsizlik sigortasına geçiş önlemi olarak, önce bir Kıdem Tazminatı Fonu oluşturulmasını istedi. Kıdem Tazminatı Fönu'nda toplanan birikimden, hizmet akdi, kıdem tazminatı hakkımn doğmasına yol açacak nedenlerle doğması durumunda, aranacak belirli bir kıdem koşuluna bağlı olarak ve yeni işini buluncaya kadar işçiye asgari ücret düzeyinde bir ödeme yapılabileceğini söyledi. DYP'li Tuğ çalışma yasalarını eleşürdi: AYVALIK (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ayyalık Küçükköy Belediye Meclisi, İçişleri Bakanlığı'mn Ay\alık Sanmsak Pajları'ndaki kaçak eğitim ve dinlenme tesislerine SHP'li belediye başkanının verdiği ruhsatı iptal ederek inşaatın mühürlenmesine karar verdi. Bu arada inşaatın kaçak olduğuna ilişkin basın toplantısı düzenleyen SHP İlçe Başkanı Hikmet Denli hakkında kaymakamlıkça soruşturma açıldığı öğrenildi. İçişleri Bakanlığı tarafından 24 mayısta .\nkara'da ihalesi yapılarak haziran ayında belediyeden inşaat ruhsatı alınmaksızın başlatılan yapılanma, çevrede yaşayanlann tepki göstermesine neden oldu. 100 bin metrekarelik alan üzerinde sürdürülen inşaat için Bahkesir Valisi Fevzi Yetkiner'in Küçükköy Belediye Başkam SHP'li Bayram Ertugnd'Ia görüşmesinin ardından başkan, bakanlık inşaatma nıhsat vermişti. Ancak olağanüstü toplantı yapan Küçükköy Belediye Meclisi, başkan tarafından verilen yapılanma izninir., bölgede imar pîam olmaması nedeniyle, iptalini kararlaştırdı.. Sanmsak Plajlan'nda yapılan İçişleri Bakanlığı dinlenme tesisleri inşaatı günün 24 saati çalışarak hızla sürerken, bir süre önce inşaatı protesto etmek için bir basın toplantısı düzenleyen SHP İlçe Başkanı Hikmet Denli hakkında soruşturma açıldı. Basın toplantısına katılan gazeteciler, karakola davet edilerek ifadeleri alındı, bu arada inşaatın durdurulması için İçişleri Bakanı iie görüşmek üzere Ay\ralık'ta bulunan parti temsilcilerinin Ankara'ya gittikleri öğrenildi. İNSANLAR 24 Mayıs 21 Haztran 1986 AYDIN AYAN SEYYIT BOZDOĞAN CIHAT BURAK ALİ AVNI CELEBI CEVAT DERELI ŞUKRIYE DIKMEN MELAHAT EKINCI EVINSEL OMER KALEŞI EDIP HAKKI KOSEOĞLU BIHRAT AAAVITAN IBRAHIM ÖRS IBRAHIM SAFI BURHAN UYGUR Audıovısual fanıtım programı hergun saat 1 7 30 dadır Gaier Pazar Pazartesı dışınaa hetgun 11 0019 30 arası açıktır «•uyuluDosîarı Sok 44/2 Nımet Apt Nısartojı Tei 147 08 W 14 7 07 56' • DESEN • YAĞLI BOYA • VTTRAY »BATIK • ÇOCUKLAP.LA RESIM SANAT ATOLYBSI :s.j.' . \>J •> ?38 K64İ y üniversitede kurs ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Türklş'le Gazi Üniversitesi arasında imzalanacak olan protokole göre bazı işçiler, bu üniversiteye bağlı Mesleki Eğitim Fakültelerinde düzenlenecek bilgibeceri kurslarına katılacaklar. Her seviyeden başlamak üzere sendika üyesi işçilere mesleki konularda ehliyet kazandırmayı amaçlayan bu kurslann niteliği ile ilgili protokol bugün saat 10.00'da Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Dekanlığında törenle imzalanacak. M.Ü. Iktisadi Idari Bilimler Fakültesi kimliğimi yitirdim. Hükümsüzdür. RAŞİDE ÖZEL Nüfus cüzdanımı, okul ve yurt kimliğimi, pasomu, kütüphane kartlarımı kaybettim. Hükümsüzdür. A YDAN AKTAN \ '.V». ' "*' Fransız Ressam GUY JAÛMİN Resim Sergisi 12 Haziran 27 Haıiran Baki Tuğ, dün düzenlediği basın toplantısında çalışma yaşamını düzenleyen yasaların ve uygulamaiann aksak, eksik ve yanlış yanları olduğunu söyledi. Tuğ, işçi sorunlarını gereğince anlayabilmek için, bu sorunlann geçmişine bakmak gerektiğini vurgulayarak, Türkiye"de çalışma yaşanıının kısa bir özetini yaptı. 12 Mart 1971 muhtırasıyla işçi haklannın askıya alındığını, 12 GALERI ILANLAPI HER GUN BU KOSEDE