Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nak bırakmayacağına dıkkatler çekdmeye başlandı. Çunku siyasal eğıtım ve deneyımden yoksun yenı sımflara ve yenı vonetıcılere bır "sıyasal elkıtabı" hazırlamak uğruna, ozel onem taşıyan kımı gerçeklen her katı göruşun yaptığı gıbı goz ardı ettığı anımsatılmaya başlandı (2) Aynı duşunurler kapıtalızmın ozunde "savunulamaz" olduğunu yazmaya başladılar Kâr amacına dayaiı bır toplumsal duzenın, en genış toplum kesımlennın gereksmımlerını karşılayamayacağmı, gelırlerdekı ve yaşama koşullanndakı eşıtsızlıklerın rastlantı sonucu olmadığını, emek harcayanlann acınacak bır bıçımde yabancılaşmasının kaynak savurganlığına ve yıtımıne de >ol açtığını belırtmeye koyuldular Eğıtım ve toplumsal yukselmedekı fırsat eşıtsrzlığının yalnız toplumsal adalete aykın olmakla kalmayıp, toplumu değerlı ınsanlardan da voksun kıldığı, zekâları ve karakterlerı kısırlaştırdığı vurgulanmaya başlandı (3) TURK DEVLETÇtLİĞİ NEYDİ? Oysa butun bunlar çok daha yetkın bır bıçımde, çok daha onceden Ataturk tarafından dıle getırılmış, ustelık başanlı uygulaması da yapılmıştı Devletçı ekonomik polıtıka, demokrasının yukarda değmılen vazgeçılmez oğesını sağladığı ıçındır kı çağdaş Turk toplumunun başlıca bır guç kaynağı olmuş ve onu 1950'de oyla ıktıdar değıştırebılecek siyasal kulture erıştırebılmıştır 1950'den başlayarak ise, ozellıkle ABD'nın ve onun denetımındekı uluslararası mah kuruluşlann ısteklerıyle de aynı doğrultuda olarak, devletçılık ılkesınden uzaklaşılageldı Bu tarıhten berı ozgur oy mekanızmasının her on yılda bır tıkanması, ızlenen ekonomik poiıtıkadan bağımsızdır dıyebılır mıyız 7 Bundan emın oiabılır mıyız 9 Dıkkat edersek demokrasıdekı her kesıntı, devletçılığe sırt çevırmenın ve sanayıleşme ıddıasını bır yana bırakmanın sonucu olan ekonomik bunalımın tepe noktalarına rastlamaktadır Kamu ekonomik kuruluşları konusu bu yaşamsal önemdekı bovutlarıyla enıne boyuna tartışılacak yerde, tam bır lafkalabalığı eşlığınde "Devletten alıp mıllete vermek" dıye geçıştırılmek ıstemyor Sankı devlet ıle mıllet bırbırınuı karşıtı ımış gıbı' Bır yandan da Ataturk her gün bır ad olarak anılmakta, ama onun von vencı duşuncelerınden ve cumhurıyetımıze temel yaptığı kurumlardan toplumumuzun etkın bıçımde yararlanması gıttıkçe guçleştırılmektedır Devletçılık de Ataturk'un butuncul duşuncesmın aynlmaz parçası, kurduğu cumhurıyetın başlıca bır guç kaynağıdır, çunku toplumsal adaletin ana etkeni değenndedır KÎT'lerle ılgılı hıçbır onemlı karar, Ataturk'un bu kurumlara gerekçe olan aşağıdaki temel duşuncelen göz onune alınmadıkça, yetennce duşunulup taşımlmış bır karar olamaz kanısındavım "Ekonomik isler içinde butun ulusun ortak yaranna dokunan noktaJar da vardır. Bu nedenle devletçilerin haktı oldukları noktalan kabul etmek uygun olur. Ozel yarar çogunlukla genel yararla çelişki ıçınde bulunur; ozel yararlar en sonunda yarışmaya dayanır. oysa yalnız bununla ekonomik duzen kurulamaz. Ozgur yarışmanın toplumsal sakıncalan da vardır, yanşmada guçlu ile zayıfı karşı karşıya getirmek gibi. l luslarda ozgurluk ve uygarlık gefiştiğı oranda devletin gorev ve sonımlulukları da çogalır. Yaşam çoğaldıgj oranda araçlar da çogalır. Çok araçlar, çok ve buyuk guçle vonetilir. Guç çogaidıkça kurallar da çoğalır. Bir toplumun araç ve kuralı ise devlettir. L'lusal servetin dağıtımında daha vetkin bir adalel, emek harcayanlann daha yuksek gonenci ulusa) birliğin korunması için koşuldar. Biz yalnız başına birej \e bireylerden soyutlanmış devlet duşunmnyoruz. Bireylerin kişisel etkınlikleri, ekonomik etkinliklenn ana kaynağı olarak korunmalı. devlet kendı etkinliklen ile bırevlerin ozellikle ekonomik ozgurluk ve girtşimlenni engeflememelı, ama dden geldıgince az zamanda, ulusu gonence ve ulkeyı bayındırlığa enştirmek için ozellikle ıktisadi alanla fiilen ilgilenmelidir." (4) 1) H VVılson A Pnme Mlnısltr On Pnme Mınısltre. VVodcnfeld and NKholson 1977 2) Kırk F Koerncr (ed ) LıbtraİBm and Its Cnlıcs, Croom Helm, 1985 3) Alfrcd Sauv> Lc sociihsmc en lıbtrtt Denoel 1970 4) Afet Inan Vıundaş Içın Mcdfnı Bilgıler vr Keıml Alaıari nn El Vazılan, Turk Tanh Kurumu I9"'3 17 HAZİRAN 1986 KtTler va da Ekonomik Demokrasi Bevletçilik de Atatürk'ün bütüncül düşüncesinin aynlmaz parçası, kurduğu cumhuriyetin başlıca bir güç kaynağıdır; çünkü îoplumsal adaletin ana etkeni değerindedir. KÎT'lerle ilgili hiçbir önemli karar, Atatürk'ün bu kurumlara gerekçe olan aşağıdaki temel düşünceleri göz önüne alınmadıkça, yeterince düşünülüp taşımlmış bir karar olamaz kanısındaytm. PENCERE Süleyman ile Turgut... Takvım yapraklarını genye doğru sayın, 1980 ytlına dönün, Süleyman Bey Başbakan Günaydın Süleyman Bey!. Günaydın1 Bu gece bır rüya gördüm Hayırdır? Senın Turgut var ya?.. Evet. Senın yenne geçmış Nasıl olmuş? Generaller senı devirmışler, Turgut Beyı yeğlemışler, elinden tutmuşlar, sana sıyasetı yasaklamışlar, aynen Celâl Bey ve arkadaşlannın durumuna duşmüşsün Turgut'a ılışmemışler, önunü açmışlar Amerıka bakmış kı, artık sende ış yok! Holdıngler düşünup taşınmışlar, Turgut Beye yatırım yapmaya karar vermışler Dış ve ıç sermayenın gözdesı, senın müsteşar olmuş Hem asken yönetıme daha şırın görünuyor, hem dışa bağımlı büyük sermayenın ışıne daha çok gelıyor, kurmuş partısını Turgut, sana sırtını dönmuş, fırsat bu fırsat demış, aranızdaki hukuku hıçe saymış Turgut öyie şey yapmaz . Canım ruya bu Sonra? Sonrası daha da beter Anlat Allahaşkına1 Senın gerdanlık var ya! Hanı şu GAP diye kısaltılan Güneydoğu Anadolu Projesı, barajlar, kanallar, köprüler, santrallardan oluşan GAP gerdanlığını Turgut özal alıp kendı boynunu takıvermış... Olamaz.. Rüya bu! Olmuş ışte Senın sadık kardeşın Turgut, Başbakan olduktan sonra, "Boğaz Köprusü'nu ben yaptım GAP benımdır" diye ortaya çıkmış, almış yanına bakanlannı, ışadamlarını, basını, parlamenterlerını, davul zurnayla Güneydoğu: ya yola çıkmış, tören üstüne tören, nutuk ustune nutuk, TV'de program üstüne program . Turgut Bey aynen senın gıbı gögsünü şışırerek nutuk atıyor, kafasını aynen senın gıbı sağa sola çevırıyor, aynen senın gıbı ıkı laf arasına bır "fevkâlade" sozcüğu sıkıştırıyor, bır konuşuyor, bır konuşuyor, ağzından ballar akıyor, "GAP benımdır" dıyor,' Süleyman yok, ben varım" dıyor Basınla televızyonu da kafakola almış mı? Propagandanın gümbürtüsunden uyanıverdım, baktım kı rüya görmüşüm... Hayırdır ınşallah, neye yoruyorsun? Bır vakıt mı desem, ıkı vakıt mı desem, memlekette bır şeyler olacak, Turgut'un bahtı açılacak • Sıyasetın acımasız kuralları vardır, ama en acımasız kurallar ıçınde bıle polıtıkanın erdemlerı savunulmalıdır, moral ölçülerı korunmalıdır Oysa ne görüyoruz? Polıtıka dünyamızda moral degerler sıfıra sıfır elde var sıfır. Ne yazık kı basınımız da bu alanda gereklı denetımı yapamıyor, eleştın ışlevını göz ardı edıyor En cıddı ve hayatı konular gazete sayfalarmda yer bulamazken, dedıkodu ve gayrıcıddı propaganda ön plana çıkıyor. GAP gıbı ancak cumhurıyet devletının mah olabılecek büyük bır proje, kışısel bır muskaymış gıbı şunun bunun boynuna takılıyor, Başbakan ın davranışları karşısında kımse çıkıp demiyor kı Sayın özal 1 Sız Başbakan Süleyman Demırel'ın yakın adamı ve gözde müsteşarı ıken, Başbakan Süleyman Beyı devıren asken darbeye "dehalet" eyledınız, sonra da demokratık olmayan koşullarda seçımı kazanarak Süleyman Beyın yerıne geçtınız, şımdı de Süleyman Bey hukumet başkanı ıken yapılan kımı ışlerın sahıbı olduğunuzu ıddıa edıyorsunuz Bu tutumunuz demokratık rejımın moral ölçülerıyle ve sıvıl sıyaset ahlâkıyla ne ölçude bağdaşır'' Yazık kı bu soruyu soran yok öyleyse bekleyelım ve Turgut Beyın çevresıne bakalım; 1990'a şunun şurasında ne kaldı' Bugun Başbakanın yanında ve ardında bulunan bır musteşar, belkı yarın Turgut Beyın, Süleyman Beye yaptıklarını Turgut Beye yapar, bızler de o zaman kendısını alkışlarız Prof. Dr. ÖZER OZANKAYA A. Ü. SiyasalBilgilerFakültesi Öğretim Üyesi Demokrasının ancak "pozitif Churchıll gıbı bır tutucu (muhaklar"la gerçekleşebıleceğı ka hafazakâr) bıle, hem de daha bul edıleh neredeyse yarım yuz 1920'Ierde, o günku Ingılız hukuyıl oluyor Insanlara yalnızca metını bakınız hangı gerekçelerle can, mal, konut dokunulmazlı yerden yere vurmuştur ğı, konuşma, gezme, orgutlenme, "Muhafazakâr Parti içerde someslek seçme. özgurluklerı ta muruye, bunu ortmek için de dırumakla demokrasının gerçekleş şarda saldırganlığa, gumnık ve tirılemedığı gorulelı çok oldu vergi hokkabazlıklanna, bir parti Bunların yanında eğıtım hakkı, makinesınin zulmune, bol bol ış hakkı, konut hakkı, sağlık duygusallıga ve yurtseverlik nuhakkı, guvenlı ve doyurucu asga tuklanna, milvonlarca insana ri ucret hakkı tanımanın demok pahalı yıvecek, mdyonerlere ise rası ıçın zorunlu olduğu, demok ucuz işgucu sağlanmasına dayaratık toplumlarda ünıversıtelerı lı, kurulu buyuk çıkarlar arasınbırakın, ortaöğretımın "Yurttaş daki bir konfederasyondur... tnlık Bilgisi" kıtaplarına bıle gır gilız halkına verılmekte olan en mış bulunuyor. Çunku bu top buyuk zarar, kenüerde aşın hızla lumlar siyasal kultür ve uygulanufus birikmesı, koylerımızin malannı "ekonomik demokrası" boşalması, nufusun topraktan kavramının gereklerıvle donatkopması, zenginle voksul arasınmada buyuk yol almış bulunu da dogal olmayan aşın fark, yorlar Bu pozıtıf haklarla donagençlere gerekJı beceri ve caltşma tılmadıkça kışı dokunulmazlığı, duzenı kazandinlmaması. çocak konuşma, orgutlenme, gezme işgucunun somurulmesi, nufuhaklarının da kolaylıkla sarsılıp sun \ucutça çarpıklaşması, işçiyıkılabıleceğını a a deneyler soler için hiçbir asgari yaşam ve ranunda öğrenmışlerdır hatlık standardı saglanamaması. obur uçta ise bayagı ve zevksiz bir luksun hızla buyumesi. tngiltere'nin asıl duşmanlan bunlardır. Engel olmazsanız gucumuzun gerçek lemellerını bunlar verle bir edecektir." (1) Son on yıldan berı bılım dunyasında lıberalızmın de eleştırısı daha sık yapılmaya başlandı Bunlar, Marksıst olmayanların yonelttığı eleştırılerdır Örneğın Makyavellı'den bu yana Batı dunyasına yön veren ana doğrultunun, eskuıın, "bılgelık ve erdeme ulaşma" çabası olmayip, "ze\k ıçın zevk" olduğunu, bu doğrultunun bılgelık, erdem gıbı değerlen amaç olmaktan çıkarıp mutluluk, zevk, maddı kazanç ıçın araç durumuna duşurduğunu, ustelık ne mutluluk ne de doyum sağlamayıp daha kuçultucu ve alçaltıcı olduğunu savunanlar çoğaldı Liberalızmın, siyasal bakımdan deneyımsiz olanların politikası olduguna, tum gereklenyle uygulanacak olursa, sıyasaJ uzlaşmalara ola HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD OKURLARDAN Öğrenci harçları 1750 sayuı onceki Üniversiteler Kanunu'nun 72. maddesinin (c) bmdinde, "universite, fakulte ve bunlara bağlı kurumlarca alınacak harç ve ucretler" universitelerin gelir kaynaklan arasında sayümış, "ucretler" sozcuğu, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edümişti. Boylece universite oğrencilerinden harç almabileceği, fakat oğretimin ucretli, başka bir deyişle paralı olamayacağı Anayasa Mahkemesi'nce onaylanmışn. 2547 Sayuı Yuksekoğretim Kanunu'nun 46. maddesinde ise, "her yıl, oğrenciierin yuksekoğretim kurumlanna ödemek zorunda bulundukları harçlarm oğrenım dallanmn ozelükleri goz onunde tutularak Yuksek Öğretim Kurulu 'nun onerisi uzenne, Bakanlar Kurulu tarafından tespit edileceği" ongorulmus bulunmaktadır. Kanunun 47. maddesinde de "Yuksekoğretim kurumlan, Yuksekoğretim Kurulu'nun yapacağt plan ve programlar uyannca, oğrenciierin beden ve ruh sağUğmın korunması, bannma, beslenme, çahsma, dinlenme ve boş zamanlannı değerlendirme gibi sosyal ihtıyaçlarım karşuamak ve bu amaçla butçe ımkânları nispetinde okuma salonlan yataklı sağlık merkezlen, medikososyal merkezleri, oğrenci kantin ve lokantalan açmak, toplantı, sinema ve tiyatro salonlan, spor sahalan ve salonlan kamp yerleri sağlamakla \e bunlardan oğrenciierin en iyi şekilde yararlanmalan için gerekli onlemlen almakla gorevlidirler" hukmu yer almaktadır. Uygulamada oğrencilerden alınacak yılltk harç tutarı, Bakanlar Kuntlu'nca saptanmakta ve bazı oğrencilere harç karşılığının yansı borç olarak verilmektedir. Fakat oğrencilere verilen borçların, ne duzenli odendiği ve ne de sosyal adalet ilkesine uygun olduğu soylenemez. Üstelik borçlanma islemleri tam bir kargasa içerisinde yurutulmektedır. Yuksekoğretim kurum'annda oğrencilerden her zaman azçok harç ahnmıştır. Biz de harç alınmasına karşı değiliz. Ancak bugun, yuksekoğretim kurumlannda toplanan bu paralar, gerçekten amacına uygun ve verimti bir biçimde kullanılmakta mıdır? Işte asıl sorun, bunun olumlu cevaplandınbnası ve yukanda bazıları belirtilen uygulama sakıncalannm giderilmesidir. Kısacası tekrarlanacak olursa: 1 Çok sayıda oğrenciye harcın yansı kadar borçlanma kredisi yerıne, daha az oğrenciye harcın tam karşılığı borç verilmelidir. 2 Yeterli araştırma ve inceleme yapiuvak, isçi ve memur gibi sabit gelirli aile çocuklan tespit edilerek sadece bunlara kredi olanağı sağlanmahdtr. 3 Krediler, harç yatırma suresi dolmadan belirlenerek, öğrenciler zor durumda bırakılmamalıdır. 4 Eğer ıleride harç kredilerinin oğrencilerden gerçekten tahsih duşunuluyorsa; senetlerin ciddi bir biçimde oğrenci kredi senetleri gibi noterlerce duzenlenmesi ve keflllerinin guvenilır olması aranmahdır. Aynca bu senetler, her yıl için yeniden değü de tum oğrenim suresi için bir kez istenmelıdır. 5 Fonda toplanan harçlar, yasanın amacına uygun ve verimli bir biçimde harcanmalıdır. AV MEHMET ALf OĞAN ÎTÜ HUKUK MÜŞAVtRl yapmaktan artık bıklım Sayın TRT Genel Mudüru Prof Dr TUnca Toskay beyefendı ayağınm tozuyla bılmeden sıcak hava basacağına, bıraz daha akılcı konuşmasını salık verırım Bılmem anlatabıldım mı7 AHMET METE YALOVA / ISTANBUL Türkçe Üzerine Buyuk şehırlerde konuşulan Turkçe gunumuzde hızla değışıyor Dışarlıklı kışılerın sayısı arttığına göre dılm değışmesı olağan Ne var kı, bu arada kurallara, dılın yapısında yanlışlar, yakıştırmalar. aykırılıklar, bozmalar oluyor Bu bozulmada bır bakıma TRT etken oluyor Ozellıkle Amerıkan kökenlı dızı fılmlerın Turkçeleştırılmesınde . Sözgelımı, son yıllarda kımı ınsanlanmız 'Evet, pekf demez oldular 'Oldu' dıyorlar Boyle demeyı daha bır beğenıyorlar. Oysa asıl neden başka Amerıkalıların dızı fılmde sık sık 'Okey' demelerı, seslendırmede dudakların uygunluğu açısından 'Oldu'yla karşılanıyormuş1 Şımdı kadın erkek, gencı yaşlısı büyuk çoğunluk, 'Oldu'' deyıverıyor Oysa, eskılerde bu oldu sozunun dılde bır yerı vardı Çocuklar saklambaç oynarken ebe bır sure gozlerı kapalı bektedıkten sonra, "Oldu m u ? " dıye bağırır ve saklanmış arkadaşlardan 'Oldu' sözünu duyunca aramaya başlardı Bu arada kımı Turkçe sozler butunuyle yururlukten kaldırıldı Sozgelışı "grttıkçe, gıtgıde sozlerını kullanan kaldı mı, bılmem' Bunun yerıne hemen herkes 'gıderek' demeye başladı Nedenını bılen yok 'Gıttıkçe' yabancı söz de 'gıderek' öz Turkçe mı"7 Gıttıkçe ve gıtgıde, Osmanlıca 'tedrıcen' karşılığıydı Şu da var Turkçe sozlukte 'gıderek' vardır, bır yerden bır yere gıtmek anlamına 'Falan bey oraya gıderek durumu gözlerıyle gordu' derız(Bir de N Ataç 'gıderek'ı, hatta' karşılığı kullanırdı) Boylesıne bılınçsız, bılgısız ve özentı gınşımler gıttıkçe yaygınlaşıyor Yıllardır benımsenerek kullanılan Turkçe sozler şımdı başka anlamda kullanılıyor Etkı, etkınlık gıbı Etkı, Osmanlıca tesır karşılığı kullamlıyordu Bır süredır 'etkı' başka bır alanda kullanılıyor Osmanlıca 'faalıyet' yerıne Adam çok etkılı konuşuyor derken 'tesır', falan topluluğun bu haftakı etkınlıklerı derken 'faalıyet' karşılığı Nedenını bılen yok Sergılemek sozu de böyle Sergılemekten karpuz sergısı, yerlı mallar sergısı, resım sergısı vardı Şımdı tıyatroda oynanan, sahneye konulan' anlamına kullanılır oldu Oysa kultur dıllerıne gore Turkçeleştırırsek, sahneye konuldu, oynandı dememız gerekıyor Yazmak eylemlığı kargaşası da bır başka' Yazmak, yazı yazmak, karşılığı kullamlıyordu Yazar, yazıcı, yazı dıyorduk Yazmak eylemıne yenı anlamlar yuklendı Bu da ayrı bır konu Yanlış kullanmalar da artıyor Bıromek Osmanlıca hacıraltına almak ve tahdıt etmek sozlerının Turkçesı kısıtlı ve sınırlıdır Bay Mehmet kısıtlıdır ve gorevı sınırlıdır Şu bırkaç yıldır (sınıriı), kısıtlı oldu Dılın Turkçeleştırılmesıne karşı çıkanlar (neden karşı çıktıkları bılınmez) bıle, şımdı TRT'de konuşurken sınırlı yerıne kısıtlı dıyorlar Belırtmekte yarar var Sözün yerınde ve yanlışsız kullanılması dılın anlatım gucunü artırır Genç ve sevımlı bılım adamı llber Ortaylı, Cumhurıyet ekınde (22 Eytul 1985) çıkan bır yazısında Istanbul Turkçesı uzerıne şunları soyluyor 9 "Istanbul Turkçesı guzel mıydı Bu konuda karar verecek durumda değılız Çünku ınsan duşunduğu ve ruyada sayıkladığı dılın muzıkalıtesını, hoşluğunu veya nâhoşluğunu takdır edemez Ama tramvayda sohbet eden ıkı kalem efendısının. mısafırinı karşılayan ıkı Turk hanımının konuştukları dılın harıkulâde olduğunu yabancıların bazıları, Turkologlar hep söyleyegelrrnşlerdır. Eskı Istanbul Tiırkcesının bu yanı tartışmaya hep açıktır belkı ama, renklılığı, yetmış ıkı ulustan topladığı çeşnı zengınlığı tartışılamaz " Ortaylı'nm bu goruşune kımı açıklamalar ekleyeceğim Istanbul Turkçesının renklı muzıkalıtesını kendı kulağımızla saptayabılırız Yıllarca once Sofya'da mılletlerarası bır toplantıda kısa bır konuşma yapmıştım Israıl, Kuba, Slav toplumları, Balkanlılar katılmıştı toplantıya Her ulus kendı dılıyle konuşuyor ve devlet tıyatrosundan bır aktör ya da aktrıs Bulgarcasını soyluyordu Kulak kesılmıştım Ince ve kalın hecelerı dengelı kullanılmış btr Turkçe, seslı harflerı, az kapalı heceJerı daha çok olan ötekı dıllerden daha sevımlı, daha muzıklıydı. Ortaylı'nm yazısında şoyle bır soru da var "Avrupa ulusları tıyatrolarında, unıversıtelerınde hangı telaffuzu kullanacaklarını bılıyorlar Sorbonne'da belırlı bır telaffuz yaygındır Bızde Edebıyat Fakultesı'nde boyle bır kural var m ı ' Guzel Turkçe konuşulurken nasıl telaffuz edılecek"? Bunu bugunku Istanbul'da oğrenmek guç Istanbul Turkçesı dıye ozgun bır Turkçeden söz edemeyız" Yazarlara vedıl bılımcılerıne buyuk sorumluluk duşuyor Yazarken ve dusunurken 'Turk Dılı'mn sağlam ve muzıklı yapısına saygılı davranmamız gerekıyor DenizlVde adliye binasının durumu DenizJi Adliyesi'nin yerleşim sorunu çozume kavusur mu diye duşunuyorum. Iki katlı oğrenci yurdundan derleme olan bu bına "oturulamaz" raporuna karşın, ust katı vilayet tarafından kullanılmakta, yine ust katta adliyeye verilen bellı sayıda oda da boş tutulmaktadır. Hiç ışık almayan koridorlarda ilerlemek ya beyaz baston ya da el feneri ile olanaklı. Savurganlığı onlemek amacıyla olsa gerek elektrikler yakılmamakta, ya da bozulunca yapılmamakta. Denizli AdliyesVne geçici bir çozum getirecek olan ust kattaki odaların boş tutuunasmın nedenini anlamak, herhalde ayrı bir uzmanlık isi olsa gerek. Kentin merkezinde kalan cezaevı dışan taşmarak, yerine lojmanh, iyı bir adalet bınası kısa surede yapılabilir. Umit ve dus kurarak beklemeli mi? DENlZLfDEN BÎR OKVR Toskay'a akılcı konuşmasını salık veririm Resmı çağrılı olarak gıttığı SSCB'den dönen TRT Genel Muduru Prof Dr. Tunca Toskay beyefendı, doner donmez ayağınm tozuyla TRT'de kullanılan Turkçe dılı ıçın dedeler de, babalar da ve torunlar da anlıyor buvurmuşlar Benım yaşım 53, oğlum 17 ve kıztm 13 yaşmda. Çocuklarıma tercumanhk BEYOĞLU BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN UNİVERSİTE VE YÜKSEKOKUL MEZUNLARINDAN İMTİHANLA ZABITA MEMURU ALINACAKTIR Beledıyemızde münhal bulunan G 1 H sınıfı 9'uncu derece Zabıta Memunı kadrosuna ımuhanla (100) adet Bay ve Bayan Zabıta Me muru alınacaktır ARANAN ŞARTLAR: 1 Devlet Memurlan Kanununun 48'ıncı maddesinde sayılan genel şartlara haız olmak, 2 Askerlığını yapmış olmak (erkekler ıçın), 3 30 yaşından büyuk olmamak, 4 Fızık yapısı ıtıbanyle gece nöbeüerıne ve zor jartlara uygun olmak Isteklılenn kısa özgeçmışlerını bıldıren dılekçeyı, son bır ay ıçınde çekılmış fotograflarını ekleyerek, en geç 7 Temmuz 1986 günu mesaı saatı sonuna kadar Beledıyemız Personel Müdürlüğune vermelen gerekmektedır NOT: 1 Zabıta Memurlarına her ay bır maaş tutanna yakın fazla mesaı ucretı verılmektedır 2 Beledıyemızın tabldot ve vasıta servısmden ıstıfade ımkâru vardır Basın 21791 YENİMAHALLE BİRİNCİ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN TEREKE HÂKİMLİĞİ 1986/5 Tereke Davacı Remzıye Uras vekılı Av Selım Debre'nın müracaatı uzenne, Denızlı ılı, Saray köv, Bala Mahallesı, Cılt no 002/09, sayfa no 15 ve kütuk sıra mımarası 447'de nufusa kayıtlı, Yenımahalle Yıldız Bloklan A 5 Blok Daıre 5 numarada ıken 13 3 1986 tanhınde olen tbrahım Selamı oglu Fatma Dılnevoz'dan olma 1341 doğumlu Ihsan Orhan Uras'ın terekesının tespıtı ıle defter tutulmasına karar verılmıştır Adı geçene borçluların ve adı gevenden alacaklılann dayanağı belgeler ıle bırlıkte ılan tanhınden ıtıbaren bır av içerisinde hâkımhğımıze basvurmaJan, aksı takdırde terekeden harıç bırakılacakları ılan olunur Basın 21553 Trabzon esrafından merhum avukat Hüseyın Avnı Dere ve merhume Şükrıye Dere'run kızları, merhum Abdullah ve Kadrı Dere'nın, merhume Hatıce tnanç, Emıne Yakal ıle Ayse Oral ve Haiıde Erman'ın kızkardeşlen, Haynye Erten, Naam Uğur, Huner Leblebıaoğlu, Türköz ve Erkan Uğur'un yengelen, Adalet, Güler, Songul, Orhan Dere, Meral Aktan'ın amcazadelen, Hamdı Erman'ın baldızı, Dr ömer ve GUner Tansuğ'un dunürü, Perıh Derlen'ın halası, Osman, Yusuf, Bılal, Zehra Tanyelı, Av Abdulkadır inaNç, Şayan Mahmutoğlu, Senıha Özdıl, Mete Yakal ve Nazan Tkşkent'm teyzelen, Canan Anadol ve Mehmet Ata Tansuğ'un kayınvalıdesı, Zeynep ve Yeşım Anadol'un babaannelen, ÇagJa Tansuğ'un anneannesı, Köksal Anadol ve Avruye Tansuğ'un sevgılı annelen, E. Kr Albay Reşat Anadol'un degerü eşı BUYUK KAYBIMIZ İLAN KADIKÖY 1. İCRA TETKİK MERCÜ HAKİMLİĞİ'NDEN Dosya No 985/2038 Esas S S tstanbul Anadolu Yakası Doğrama ve Mobılyacılar Küçük Sanayıı Sıtesı Yapı Kooperatıfi tarafından davalı EYÜP KAPLAN (KAPTAN) aleyhıne açılan ımza ınkânnın kaldınlması ve ıcranın devamına daır davanın 9 4 1986 gunü yapılan yargılamasında duruşmanın 18 6 1986 gunu saat 9 30'a bırakıldığı, davahnın yapılacak olan durusmaya gelmedıgı takdırde hakkındakı davanın gıyapda yapılıp karara bağlanacağına karar venlmıştır Yukanda belirtilen ılanın ılan edilerek sonucunun bıldınlmesı nca olunur 15 4 1986 Basın 6950 kaybettık Azız nası 17 Hazıran 1986 Salı günü (BUGÜN) Kuzguncuk tskele Camıı'nde kılınacak öğle namazından sonra, Kuzguncuk Nakka5tepe"dekı aıle kabnstanına defnedılecektır Allah rahmet eylesın AİLESİ NOT: Çıçek gOndenlmemesını nca edenz HANİFE ANADOL'u BAKIRKOY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ' NDEN İLAN 1985/11% Davacı Karayolları Genel Mudurluğu vekılı tarafından davalı An met Çakır aleyhıne açılan dava sebebıyle, 9 3 1983 tanhınde saat 18 30sulannda davaiı Ismaı) Yargı'run sevk ve ıdaresındekı 34 AV 156 plaka numaralı araçla Londra Asıaltı Omuryoğurdu Pepsı rampası arkası kesımınde muvekkılı ıdare>e aıt otokorkuluklanoa çarpmak suretıvle 91 224 TL lık hasar mevdana gelmesı sebebıvle, 91 224 TL'nın olav tanhınden ıtıbaren vasal faızı ıle bırlıkte tahsılıne karar venlmesını talep etmış olup duru« masırun 29 9 1986 gunu saat 11 10 olduğundan bellı gun ve «cuıtte Merkez Mahallesı, Muallım Necatı Sokak no 25 d 3 Gnigoren de ıkamet eden Ahmet Çakır'ın duruşma>a gelmesı \eva kendısını bır vekıl ıle temsıl ettırmesı, aksı lakdırde davanın sokluğunda devam edeceğınden ışbu husus ılan olunur 14 ^ 1986 Basın 2138C İLAN KADIKÖY 2. SULH HUKUK HAKİMLIĞİ'NDEN 1962/112 Vesayet Şızofrenı teşhısıyle Bakırkoy Akıl ve Sınır Hastalıkları hastanesı'nde tedavı altında bulunan Nezıh özkaya'nın şahsına takayyur, mallarını ıdare ve medenı tasarruflarda onu temsıl etmek uzere Kadıköy, Kayışdagı Caddesı, Boğazıçı Sokak 9/15 adresınde ıkamet eden AYTEN DEMİRER'ın mahkememızın 27 5 1986 gun ve 1962/1121962/1511 karar sayılı ılamı ıle vası tavın edılmıştır Keyfıyet medenı K 'nun 360 ve 371'ıncı maddesı gereğınce ılan olunur 12 6 1986 Basın 6949 T.C. ISPARTA İCRA VE İFLAS MEMURLUĞU ADİ TASFİYE VE İFLASIN AÇILMASI İLANI ISPARTA İCRA İFLAS MEMURLUĞUNDAN Dosya No 1985/2848 Mufüsın adı, soyadı ve ıkametgâhı Kemal YENİ, Cumhurıyet Caddesı, No 44 A Yenı Elektnk ISPARTA Iflasın açıldığı tarıh 10 10 1985, saat 17 00 Isparta Aslıye Tıcaret Mahkemesınce ıflasına karar verılmış olan yukarda adı ve adresı vazılı bulunan muflıs hakkında tasfıyemn şımdılık ADt ŞEKİLDE YAPILMASI tensıp kılınmış olduğundan 1AJacaklilann ve ıstıhkak ıddıası sahıplenrun alacak ve ısuhkaklannı ve bunların dayanağı olan belgelen veya örneklennı bu ılan tanhınden ıtıbaren 30 gün ıçensınde (bır ay) memunyetımıze ka>dettırmelerı veya tevdı eylemelen, 2Muflıse borçlu olanların aynı süre ıçınde kendılerıru ve borçlarıru bıldırmelen, aksı habn (1 K K 336 maddesı uyannca) cezaı sorumlulugu gerektıreceğı, 3Muflısın mallarını her ne surette olursa olsun ellerınde bulunduranlar, o mal üzennde kanun haklan saklı olmak şartıyle bunlan aynı süre ıçınde ıflas daıresı emrıne tevdı etmelen, makul özre dayanmaksızın vermezlerse cezaı sorumluluğa uğrayacaklan ve rüçhan haklarından mahrum kaJacaklan (1 1 K 336) 427/6/1986 gunü saat 14 OO'te Isparta Adlıyesı Baro odasında ılk alacaklılar toplantısı yapılacağından, alacaklılann bu toplantıya gelmelen veya yetkuı bır vekıl göndermelen, müflıs ıle müsterek borçlu olanların ve kefıllerının ve borcu tekefful eden saır kımselenn bu toplantıda hazır bulunmaya haklan olduğu ılan ve teblığ olunur (1 1 K 219, 336) lcra ve Iflas Memuru özcan BAYKAN Basın 21199 İLAN ISTANBUL 3. TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN 984/546 Davacı Amıral Kılıt Sanavı Koll vekılıAv Nevzat Gokçek tara fından davalı Ha>ık Değırmencıoğlu aleyhıne açılan, markanın tes cılı davasının yapılan duruşraası sonunda Mahkememızden verılen 2 5 1986 tanhlı karara göre 1 Sanavi ve Tıcaret Bakanlıği'nda 26 7 1978 tanh 61140 sayı ıle davalı Hayık Değırmencıoğlu adına tescıllı Amıral markasının kap samından gömme kılıt ve asma kılıt ıbarelerının terkınıne, 2 Fazla ıddıanın reddıne 3 Takdır olunan 6500 lıra ucretı vekalet ve muhakeme masraf larının davalıya tahmıhne kabılı temyız olm<tk uzere 2 5 1986 tarı hınde karar verılmış olup davalı Hayık DeğırmencıoğJu'na ılanen teblığ olunur 2 6 1986 Basın 6786 İLAN KADIKÖY 2'NCİ SULH HUKUK HAKİMLIĞİNDEN 986/147 Vesayet Nalan Atalay yaşı nedenıyle hacır altına alınarak kendısme Kadıköv Bağdat Cad Çatalçeşme Ahmet Cevdet Paşa Sokak Yapı Kredı Bankası Apartmanları 11/10 adreste ıkamet eden ağabeyısı Nıyazı Atalay vası tayın edılmıştır Keyfıvet ılan olunur Basın 6919 İLAN KADIKjpY 2. ŞULH HUKUK HAKİMLIĞİNDEN 986/267 Vesayet Halen Geyve Kapalı Cezaevı'nde hükumlü bulunan Adıl ve Fahnye'den olma 1945 doğumlu Ergün Canay hukümlüluğü nedenı ıle hacır altına alınarak kendısıne Kayışdağı cad No 209/2 Tümtürk Arx Göztepe, Kadıkoy adresınde ıkamet eden İLKNAZ HAZIV1 vası tayın edılmıştır Keyfıyet ılan olunur Basın 6922