19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MA YIS 1986 CUMHURİYET/7 Org. Ersin: Esasen Türkiye'nin yapısı açık bir demokrasiye müsait değil 3 15 Temmuz 1980 Salı. Çankaya Köşkü'nde askerlerle siviller buluştu. Oğleden sonraya sarkan bu toplantıdan sonra çıkarılan bildiriye bakarak, 15 Temmuz 198Ogünkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısını değerlendirmek olanaksızdı. Bildiri, çoğu kez olduğu gibi o gün de "klasik satırlan" kapsadı. Ama... Cumhurbaşkanı Vekili Çağlayangil'in başkanlığında toplantı açıldıktan sonra, geçen ay toplanan MGK'den bu yana geçen dönemdeki olaylann genel bir açıklaması yapıldı. Anarşik olay sayısı 6173'ten, 6740'a yükselmişti. Bu değerlendirmeleri yapan, kimi biigiJer veren kuruluşlar başta MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileriydi. Ordu Fatsa olaylanna değinildi. Kitle saldırılaruun arttığına işaret edildi. DevSol'un önumüzdeki günlerde "faaliyetini" hızlandıracağının öğrenildiği söylenildi. Urfa'run "çalışma üsleri" olduğu öne sürüldü. APO'nun, bu Abdullah öcalan'ın Urfalı olduğu, Bucak aşıretinin çalışmalan, Urfa'run "sıcak savaş" çemberine girdiği anlatıldı, "örgütler canice cylemlere girişmişlerdir, dönüşü olayan bir yoldadırlar" denildi. Devlei dilinde "ekspoze" diye amlan, istihbarat örgütlerinin bu sunuşundan sonra, Kara Kuvvetleri Komutam Orgeneral Nurettin Ersin, söz istedi. Cumhurbaşkanı Vekili Çağlayangil, "Buyurunuz" dedi. 15 Temmuz 1980 günü Çankaya'da yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı, 12 Eylül öncesi en önemli toplantılardan biriydi Org. Evren: 22 radyo, günde 62 saat Türkiye aleyhinde neşriyat yapıyor. Dış tehdit günden güne artmaktadır. Muhakkak yeni kanuni tedbirler lazımdır. Hükümet bunu arzu ediyor. Biliyoruz. Fakat muhalefet karşı. Org. Ersin: Olup biten bütün bu Oramiral Ulusu: Devlet olaylar Sovyetler'in parmagı Güvenlik Mahkemeleri kurulmalıdır. altındadır. Ruslar, eski emellerini Cezalar arttırılmalı, kapatılan gerçekleştirmek için etnik bölücülük, dernekler açtırılmamalı, Meclisler ideolojik bölücülük, mezhep seçim kanunlannı ıslah etmelidir. bölücülüğü ile bu ülkeyi Anayasa organları devlet içinde parçalamaya açıkça çalışıyorlar. devlet olmaktan vazgeçmelidir. 12 Eylül'e Beş Kala CÜNEYT ARCAYÜREK Af yapılmayacagı kesin olarak karariaştırılmalı, af konusunda kimsenin umide kapılmaması sağlanmalıdır. Anayasa organları devlet içinde devlet olmak sevdasından vazgeçmelidirier. Benim maruzatım bunlardır. Ordu içinde görevim bitiyor. 11 ağustosta görevim tamam olacak. Üç yıl araruzda görev yaptım. Bu, benim için büyük şereftir..." İki kuvvet komutanının konusmasından sonra sozü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren aldı. Elbette, Orgeneral Evren'in sözleri daha ağırlıklı olacaktı, askerlerin önderiydi. "Yirmi iki yabancı radyo, günde 62 saat Turkiye aleyhinde neşriyat yapıyor. Dış tehdit günden güne artmaktadır..." diye başlayan Evren, "İç tehdidin durumunu arkadaşlar gayet güzel açıkladılar..." diye sürdürdu: "... Teror devam ediyor. Kimi tutsak, yerlerine yenilerini koyuyorlar. Her kaldmlanın yeri doidurulmaktadır. Şimdi bir de Akıncılar başladı. Onlar da silahlı teşkilat kurma yoluna yöneldüer. Halk artık kanıksadı. Biri çıksa da Kızılay'ın en kalabalık yerinde nara atmaya başlasa, 'delidir' diye kimse aldırış etmeyecek. Hal böyle olunca, olaylann günden güne artmasına şaşmaraalı. Biz bu olayları önemsiyoruz. Ama bu noktalara kadar geldik. Yılanın başı ufakken ezilmeli. Bunu yapamadığımız için şimdi karşımıza muazzam kitleler çıktı. 'Sıkıyönetim ilan edildi. Yetki komutanlara devredildi. Artık biz ne yapalım? 'Mademki sıkıyönetim var, çareyi komutan düşünsün zihniyeti' bizi, komutam üzüyor. Onların ellerinde selahiyet yok. Kendi emrindekı mahkemeye bile söz geçiremiyor. Eli, kolu bağlanmış durumda. Her sıkıyönetim idaresini, kendi devresi içinde mütalaa etmek lazımdır. 1971,1973 devrelerinin sıkıyönetimleri bugünkunden çok farklıdır. O zaman muvaffak oluyordu da şimdi nive olamıyor, diyemeyiz. O zamanın hâkimleri, emniyetçileri. MİT mensuplan... Şimdi küskün durumdadır. Adalet mekanizması suçluyu mütemadiyen salıverrrse moral bozulur, kimsede şevk kalmaz. Daha başka çok şebekeler var, deşmekte fayda görmüyomm'.' Ersin: Sovyetler'in parmagı Orgeneral Ersin, ağır ağır çıkardığı bir kâğıttan okumaya başladı: "... Olup biten biitiin bu olaylar, Sovyetler'in parmagı altındadır..." dedi. Sözlerinin etkisini ölçraek istercesine çok kısa süre durdukıan sonra, Orgeneral Nurettin Ersin sürdürdu: "... Ruslar, eski emellerini gerçekleştirmek için, elnik bölücülük, ideolojik bölücülük, mezhep bölücülüğii ile bu iilkeyi parçalamaya açıkça çaltşıyorlar. Bu faaliyet, komünizmin belli taktiğidir. İktidarlar bu nokta üzerinde birîeşemiyorlar. Bu teşhise katılmayanlar var. Bunun tartısılmasında fayda var mı bilmem? Çare, olaylann iistüne gitmektir. Tıirkiye'nin hastalıgı baslayınca mikroplar çogalıyor. Demokrasinin yanlış uygulanışı. aşırı hürriyetler, partizanlık bünyeyi zayıflatmıstır. Mikroplar yatak bulmnştur..." Org. Ersin: Sosyoekonomik görüşler, partizan icraat bünyeyi zayıflatmıştır. Sol, komünizm yeni düzenlemelere gidiyor. Düşman güçleniyor. "... Esasen bizim sosyal yapımız ileri, açık bir demokrasi uygulamasına müsait degildi..." dedi Orgeneral Ersin: "Bize disiplinli bir idare getirilmeliydi. Bu olmayınca, şer kuvvetleri tek taraflı kalsaydı mücadele daha kola> olacaktı. Aksiyon, reaksiyonu dogurdu. İş karşıhklı hale gelmeseydi, devlel daha güçlü olurdu. Solun karşısına çıkılması mücadeleyi zorlaştırmıştır. KomiinisUer karşılık bulunca grup çıkarmayı başardılar... ... Sol bölücülük her yerde mezhep kışkırtıcılıgında mahirdir. Bu durumda sağın teşkilatlanması devleti muşkil duruma sokuyor..." Orgeneral Ersin, "Bir değerlendirme yapalım" diyordu. Yaptı: "... tki grup var. tkisine de tarafsız hareket etmek lazım. Milli güvenlik politikası yanında, amansız bir mucadeleye ihtiyaç var. Başbakan da sanınm boyle söylüyor. Mademki aşın sağ ortaya çıkmıştır. Her ikisinin de uzerine gitmeliyiz. Anarşiyi nasıl ortadan kaldıracagız? Sıkıyönetime başvurduk. Sivil idare ve güvenlik kuvvetleri yetersizdir. Bir buçuk, iki yıldır bu çalışma yapdıyor. Sıkıyonetimin bütün ağuiığım çeken bir kuvvet olarak söylüyorum. Bütün gücümüzle mücadele ediyoruz. Arkadaşlar çalışıyorlar. Bugünku mevzual içinde daha ileriye gidemezler. Bu mevzuatı mutlaka bir daha gozden geçirelim. Caydıncılık konusunda da misaJler vereceğim. Sıkıyönetimde vazife alan hava indirme mensuplan arasında bir test yaptık. tdari sıkıntılar vardır. Yetkilerini kullanamıyor. Yasalan aşalım diyelim. Ama kamuoyunda devlet suçlu duruma düşer. Bunu Güneydogu Anadolu gezisinde verdigim raporda da belirttim..." 12 EYLÜL'E 3 AY KALA 27 Mayıs 1980'de Amtkabirde tören.Org. Evren'den son'birleşme' uyanlan. (Fotoğraf: RIZA EZER) Biraz evvel zaafiyet konusunda personel tabir hatalı kullanılmıştır goruşlerimi ifade ettim. Misal vermek istiyorum. Göreve gittigimiz yerde, 'Oraya gitme, tersine git' tavsiyesiyle karşılasıyoraz. Halk şaşırtmaya başlamıştır. Esnafı karakola çektik. Hiçbiri söyiemedi. Size birisini tarif etsek bile cezalar yetersiz. Sonra bizim başımız belaya girer, diyorlar. Sivil kahvelere gidin, gençlerle arkadaş olun, diyoıiar: Biz ortada kaldık. Bir yandan siz sıkıştınyorsunuz. Onlar da sıkıştırıyorlar, şaşırdık. Ersin'den sonra, sözü MGK'de Deniz Kuvvetleri Komutam Orgeneral Bülend L'lusu aldı, sözlerinin başında, "Yasama, yargı organlanna düşen görevler aksamaktadır. Durum iç savaşa gidiyor" dedi. UIusu, "Devlet güçleri ilave kanunlara ihtiyaç görüyor" dedi ve sürdürdü: "... Meclisler, caydınalık sağlayacak tasanlan görüsemiyor. Meclisler, olağanustü şartlara göre acil duzenlemeler getirmelidirler. 1970 sıkıyönetimiyle bugünku sıkıyönetim farkhdır. Mahkemeler süratlendirilmelidir. Mahkemeler. ihtiyacı karşılayacak biçimde arttırılmalıdır. Askeri hâkim sayısı yetmiyor. Sivil hâkimlerden yararlanılmalıdır. Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulmalıdır. Cezalar arttınlmalı, kapatılan dernekJer açtınlmamalı, Meclislerimiz idareve istikrar getirmek maksadıvla seçim kanunlannı ıslah etmeli, erken seçime bir an evvel gidilmeli, yargı organlarının durumu gozden geçirilmeli. kanunun 132 138'inci maddelen ele alınmalı. askeri yargı genel hükümlerinde bağımsızlık teminatı yerine getirilmelidir. Devlet ceza veremiyor. Yargı, yurt gerçeklerinden tamamıyla uzak, hukuk erbabının hâkimiyeti altında çalışıyor. Kazara etkili kararlar alan yargıcı, devlet koruyamıyor. Üstelik çıkanlan af da tüy dikti. Yareı da dejenere oldu. Sıkıyönetim emrinde çahşması gerekenlerde de koordinasyon yoktur. Şu memuru alın, bunu verin deyince, bu yapıltnalıdır. Sıkıvönetimde çalışanlann yetkileri arttırılmalıdır. Meclislerdeki yasalar çıkmıyor. Kaç aydan beri sövlüyoruz. Netice alamıyoruz. Bu yasalar çıkartılamavınca da caydıncılık nakıs oluyor... ... Biz yakalıvoruz. Onlar bırakıyorlar. Böyle şey oiur mu? Hâkimlerin hepsi de sevdigimiz arkadaşlar. Mevcutlann en iyisidir. Çok sıkıntüıyız. Daha başarılı olabilmek için yasal imkânlar en kısa zamanda gerçekleşmelidir. Biz mevcutlar üzerinde çalışıyoruz. Yasalar uzun sure beklememelidir. Birliklerimiz yorulmuştur, yıpranmıştır. Egitim aksadı. Bizim asıl gorevimiz. yurt içinde degil, yurtdışındadır. Çok kısa sürede kendi gorevimize dönmeli>iz. Güçlenelim, güçlükleri ortadan kaldıralım. Görevimize dönelim. Memleketimiz mütemadiyen zayıflatılmak istenmektedir. Buna karşı hazırlıklı olmalıyız. Biz kısmen bu hazırlığı yapmaya çalışıyoruz. Ama kuvvetin büyük kısmı elimizde değil. Tekliflerimiz var Org. Evren: Toplanalım. Diğer parti başkanlarını, anayasa kuruluşlarını, hepsini çağıralım. Bir mütareke olsun. Buna ihtiyaç var. Bu konular, burada hep konuşuldu. Meçhul hiçbır şey yok. MİT, sıkıyönetime butün bilgileri, belgeleri, hatta isimleri veriyor. Her şeyi biliyoruz. Ama bunlar yakalanamıyor, yakalarlarsa savcı bırakıyor. Üstelik otorite de sarsıhyor... ... İtalya'da terörle mücadele başarıya ulaştı deniyor. Ama nasıl ulaştı? Onu tetkik edelim. Başa bir general getirdiler. Ona her turlü yetkiyi verdiler. Biz bunu yapabiliyor muyuz? Muhakkak yeni kanuni tedbirler lazımdır. Hukumet bunu arzu ediyor. Biliyoruz. Fakat muhalefet tümuyle karşı çıkıyor. 'Bu kanunlar çıkarsa bu hükümet muvaffak olur. sonra da biz onu yıkamayız' diye düşünüyorlar. Durum budur..." Koordinasyon yok Orgeneral Ersin sürdurdü: "... Şimdiki sıkıyönetim, bundan evvelkilerden farklıdır. Herşeye burnunu sokmuyor. Sadece asayiş konulanna girmek istiyor. Ama asayiş, her konuya burnunu sokmuştur. Bu itibarla komutan ister istemez, her turiu idarenin ustünde bir makam olarak mudahale dunımundadır. Anarşi, terorizm artınca, devlet kaündaki zaafiyetler, ortalığı körüklüyor, anarşiyi hızlandınyor. Sosyoekonomik görüşler. partizan icraat bünyeyi zayıflatmıştır. Terorizm ve anarşi guçlenmiştir. Anarşi, genel mariada hiç azalmıyor. Sol, komünizm yeni düzenlemelere giriyor. Düşman güçleniyor..." Orgeneral Ersin, bu sözlerini, "Bizler gücümüzü arttıramıyoruz..." diye tamamladı. Ama, Ersin'in soyleyecekleri bitmemişti. Kimi önemli noktaları vurgulayarak konuşmasını bağladı: "... Alınacak tedbirler çok tartışıldı. Biraz e\vel Cambazoğlu da diie getirdi. Bizim teklifimiz vardır. Bunlar mutiaka yerine getirilmelidir. Evren'den Önemli Bir "Öneri" Konuşmasının bu noktasında Orgeneral Evren, "Biz hükümet uyelerini tenkit etmiyoruz. Yasama organlarından şikâyet ediyoruz..." dedi. MGK'ye "iki öneri" getirdi: "... Toplanalım; diğer parti başkanlarını, anayasa kuruluşlarını. hepsini çağıralım, münakaşa edelim. Bu kurula istediğimizi çağırmaya yetkimiz vardır. Münasip gördüklerimizi çağırabiliriz. Biz burada birbirlerimize aynı şeyleri soylüyoruz. Eğer tensip edilirse basına verilecek bildiri 'bizim hazıriadığımız metne' uyacak tarzda hazırlanabilir. Ben bu bususların bildiriye ilavesini zaruri görüyonım..." Orgeneral Evren'in bu önerisinin özellikle ilk bölümündeki sözler çok onemliydi. "Bir mütareke olsun. Buna ihtiyaç vardır..." diye başhyor ve gerekçeleriyle öneriyi vurguluyordu: "... Birbirlerini suçlamaktan vazgeçsinler. Teröriin onlenmesinde bugünku muhalefet beraber midir. değil midir? Alınacak tedbirlerin karşısında mıdırlar? Bu husus, açıkça belirienmelidir. Aksi halde meseleleri kendi kendimize tartışmakla bir neticeye ulaşamayız. Çağırınz bunları. Durumu açıkça anlatırız. Selahiyet ihtiyaçlannı izah ederiz. Almak istedigimiz tedbirleri, Olağanustü Hal Kanunu. Devlet Güvenlik Mahkemeleri, Danıştay'ın adeta devletin işlerine ambargo koyan tutumunu izah ederiz. Son zamanlarda bizim askeri lerfileri bozmaya başladılar. O hale geldik ki neredeyse, dosyaları size verelim, terfileri siz yapın diyecegiz. Hürriyetlerin boylesine keyfi kullanılışı, anarşiyi bem doguruyor, hem köriıklüyor. Hukukun korunmasma karşı değiliz. Ama hukuk içinde boğulmaya da razı olamayız. Emniyetin kuvvetlerine silah çekeiiin cezası ölüm olmalıdır. Ben ozetle, diğer anayasal kuruluşlann hepsini, Danıştay, Lniversiteler... Yargıçlar, hepsini davet edelim. Burada açık açık konuşalım. Belki intibana gelirler..." ILAN T.C. SUNGURLU ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 1973''9951983 465 Davacı Beledıye Başkanlığı tarafından davalılar Ziya Yeman \e arkadaşları aleyhine açılan tapu ipıali davasının yapılan açık duruşması sonunda: Davanın subutu ile; Sungurlu Sunguroğlu Mahallesinde kâin pafta 19, ada 168 ve 10 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına >apılan tespitin ipıali ile taşınmazın tamamının davacı Sungurlu Beledi>esı adına tespit ve tesciline, dava tarihındekı yururluk uvannca 300 TL. nısbı vekalet ucretinin davalılardan lahsiline ve aynca toplam 4937.65 TL. yargılama giderlerinin de da\alılardan tahsili ile davacı beledıyeve venlmesine karar verilmiş bulunduğundan, adı geçen dahili davalı Ulker Dişbudak belli adresinde bulunrnadığından ve adresin de yapılan zabıta araştırrr.asında tespit edilemediğinden ve bu kışi adına ilanen tebligat yapılması gerektiğınden, adı geçen davalı adına yukarıdaki hukum özetirun ilanen ıesbitıne, T.Y.nın 28. maddesi uyarınca ilan lanhinden itibaren 30 gunluk yasal sure içerisınde temyiz olunmadığında hukmun kesinleşeceği ilanen tebhğ olunur. 12.11.1985 Demirel ve Askeri Müdahaleler Cüneyt Arcayürek Millet iradesi yerine Silahlı Kuvvetler iradesi getiriliyor Burada bir şey söylemek istiyorum, efendim. Ordu İç Hizmet Talimatnamesi veya yasasının 35. maddesi 'korumak ve kollamak' diyor. Ama, anayasa da ordunun devlet içinde yerini tarif ediyor. Ordu, Başbakana karşı sorumlu, Başbakan da Millet Meclisine karşı sorumlu oluyor. Sonra nasıl oluyor da, bir yasanın bir maddesi yeri geldiğinde anayasanın çizdiği içeriğin ustünde bir madde gibi kabul edilivor, darbe geliyor. Veya iktidarlar niçin ordunun kendine ozgü bu yasasını demokratikleştirme yoluna gitmemistîr ve gidilmivor. Bir yasa maddesi anayasanın üstünde bir madde midir değil midir? DEMİREL Aslında Turkive'nin aşağı yukarı 100 sene>i aşan bir zamandan beri çabası, anayasa ve hukuk devleti olmaktır. Olmadığı için bu bunahmlar var. Demokrasivi, cumhuriyeti koruyacaksınız. Ataturk ilkelerini koruyacaksıruz. Kim koru derse koruyacaksınız. Yanı korunma ihtiyacı meydana geldiği >erde ve bunun gereğinın vapılması icap ettiği, yapılacak şeyin ne olduğunu, ne zaman vapılacağını, nasıl yapılacağını birisi size söylemeyecek mi? Bunu resen yapmaya kalkarsanjz, o zaman anayasadaki yerinizi yitirirsiniz. İç Hizmet Talimatının 35. maddesini Silahlı Kuvvetler komuta heyetinin istediği zaman, luzum gördüğu zaman, kendilerine göre icap ettiği zaman,anayasayı aşabılecek gücün kendilerine verildiği şeklinde anlamak mümkun değildir. Bu, devlet fikrine. devletin teklifi prensibine, anayasanın teklifi prensibine aykırıdır. Ama, dayanakları ne oluyor? DEMİREL Aslında zora başvurdunuz mu, bir şeye dayanmak mecburiyetindedeğilsiniz. Kullandığınız zordur. Şimdi bakınız; burda şunu söylemek istiyorum. Devletin her turlu tehdit ve tehlikeye karşı kendisinı korumak için teşkil etmiş bulunduğu, eline silah verdiği, Silahlı Kuvvetler eğer bu gucu istedıkleri zaman, şu veya bu şekilde kullanmaya kalkarsa, bunu durduracak devletin ikinci bir ordusu olmadığına gore, yapacağımız çok şey yoktur. Ve hele bu itiyat haline gelmiş^e ve zaman zaman milletin bir kısmı tarafından alkışlanıyorsa!.. Aslında bu çe>it hadiselerle karşılaşılmanidii mumkun değildir. Ne>i alkışlıjor 3 Basın: 18726 İLAN T.C. ŞANLIURFA 1.' ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Esas No: 1984/1042 Karar No: 1985/511 Sanık: İBRAH1M TUMBUL: Mehmet oğlu. Cemıle kadından olma 1958 D.lu, Şanburfa ili Kendirci Mah. H: 50 nufusuna kayıtlı olup, halen Şanlıurfa ıii Beykapısı Trafik Kavşağmda kasaplık yapar. evli, 3 çocuklu, okuryazar, sabıkasız. kasap Turk Islam, Suç: Yetkili mercilerın eraırlerine riayetsizlik Suç tarihı: 27.10.1984 Yukarıda açık kımliği vazılı sanık hakkında Şanlıurfa I. Asliye Ceza Mahkemesı'nde vapılan açık vargılaması sonunda: G.D. / Sanık İbrahim Tumbul'un yetkili mercilerin emirlerine riayetsizliğe aykırı olarak Veteriner kontrolu olmaksızın keçi kesmek suçundan eyleraine uyan TCK!nun 396. 62, 59. 647'4 ve TCK'nun 402/1 maddelen uyarınca; ONYEDİB1N YEDİYUZYETMİŞYEDİ LİRA AĞIR PARÂ CEZAS1 İLE TECZIYESlNE, BİR AY YIRMI GÜN SURE ILE CURME VASITA K1LD1ĞI MESLEK VE SANAT1MN VE TICARETİMN TATİL1NE VE AY RICA YED1 GUN IŞ YERININ KAPATILMAS1NA; Karar verilmiş olup. keyfıyet ilan olunur. 17.4.1986 Basın: 18604 sunuz? Aikıslayanlara soruyorum.. 196O'ı alkjşlavanlar ne\ı alkışlnor? 197l'i alkışlayanlar neyi alkışlıyor? 12 Eylulu tabii avınvorsunuz.' DEMİREL Avınyorum. Çunku, onun üzerinde başka mulahazalar var. Esasen onu tumu ile konuşmak için, zihinler hazır değildir. Ulke hazır değildir. Ama, 196O'ı alkışlayanlar neyi alkışlıyorsunuz? Bir parlamentonun kapatılmasının nesini alkışlıyorsunuz? Bir parlamentoyu millet kapatsa, millet açsa, daha ivi değil mi? Neyi alkışlıyorsunuz? Kaldı ki, Iç Hizmet Kanunu'nun 43. maddesi vardır, yani, İç Hizmet Kanunu'nun 43. maddesi, taa cumhuriyetin başında konmuştur. Orduyu siyasetten tecrit etme hadisesidir. Şimdi bakınız; eğer Silahlı Kuvvetler komuta heyeti, devlete mudahaleye karar \erirse, gelir Meclisi kapatırlarsa, hukumeti feshederlerse, devlet idaresini üstlerine ahrlarsa, ne yapmış olurlar? Demokrasiyı ortadan kaldırmış olurlar.. Ne yapmış oluyorlar?.. Millet iradesinin ustunluğu yerine. Si ! lahlı Kuvvetlerin iradesinin ustünluğunu getirmiş oluyorlar. Ben [ ce, bu şekilde "Cumhuriyete ve Ataturk ilkelerine hizmet ettik' ı iddialarını kabul etmek mümkun değil. Nitekim, Ataturk, kendisi Silahlı Kuvvetlerin siyasete gırmesine karşıdır. Devlet idaresini ustlendiğin zaman, Silahlı Kuvvetler olarak siyasete gırmemiş olup da ne yapıyorsunuz? Tabii, siyasete giriyorsunuz.. Bunun siyaset olmadığını, ordunun siyasete sokulmadığını iddia etmek de mümkun değildir. Bilfiil devlet yonetimini ustunüze alıyorsunuz ve kararlar veriyorsunuz. O kararlar ki, askerlikle ilgili olan kararlar değil. İdare ile ilgili olan kararlar. Şimdi bence Atatürk'ü iyı anlamak lazım. Ataturk'un iyi anlaşılması da, o kadar zor değil. Ataturk ne diyor: 'Efendıler, kumandanlar, askerlik vazife ve icabatını duşunurken ve tatbik ederken, dimağını siyasi mulahazaların tesirinde bulundurmaktan kaçınmalıdırlar. Sıyasi cıhetin icabatını düşunen başka vazifedarlar olduğunu unutmamalıdırlar," divor Ataturk. Bunları anlamakta da guçluk cekmek mumkun değildir. Öneri ve Sonrası Genelkurmay Başkanı Orgeneral Evren'in, " . . . Anayasal kuruluşlann hepsini, tabii parti öndederini, Danıştay, ümversiteler, yargıçları" MGK'ye çağırıp, anarşi ve terörun hakkından gelecek yasalan neden istediklerini anlatmavı, belki bu yoldan "intibaha" geleceklerini, yani "uyanacaklan"nı umut eden sozlerle yaptığı öneri bana göre de kabul edilmeliydi. Fakat, sıvıllerin, o sırada görev başında bulunan hükumetin askerlerden ayrılan bir yanı vardı. Görev başında bir hükümet varken, bu hükümet parlamentonun desteğine sahipken, bu hükümet istenilen önlemleri ıçeren yasalan parlamentodan geçirmekle gorevliyken, nasıl olacak da askerlerin ağırlığını koyacağı bir toplantı yapılacak, bu toplantıda öteki siyasal kuruluşlar "istekleri vapmaya zorlanacaktı..." "Hükümet bir yandan istenilen yasalan çıkarmakla görevliydi, bu çabayı gosterivordu", ote yandan "parlamentoya. partilere 'asker baskısı' çığlıklarından" çekiniyordu. Evren'in onerisi bu nedenle MGK'nin sivil kanadında "iltifat görmedi." Bu öneriyle yapılacak bir önemli girişim, MGK'nin 15 temmuz toplantısında one süruldu ve... SÜRECEK StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle