23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MAYIS 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Mihail Gorbaçov, Reagan ile yeni zirve için iki koşul önerdi E Ahnanya^ ABD kimynsal silahlarını ülkeden çtkanyor Federal Alman parlamentosu, ülkedeki Amerikan kimyasal silahlannın 1992 yılına dek geri çekilmesi konusundaki ABDF. Alman hükümetleri arasında yapılan anlaşmayı onayladı. Parlamentoda, ABD tarafından kimyasal silah üretilmesine karşı çıkümaması kararı da benimsendi. Federal Almanya 'da 2 bin ila 10 bin ton Amerikan kimyasal silahı bukınuyor. (a.a.) ÇernobiPde ölü sayısı 13 Radyasyondan Korunma Enstitüsu, aynı süre içinde 1.5 milyon kişinin de sigara ve benzeri nedenlerden kansere yakalanacağını kaydetti. GORBAÇOV'DAN ZİRVE İÇİN KOŞULLAR Sovyetler Birliği Lideri Mihail Gorbaçov önceki gün Amerikalı sanayici Armand Hammer ile yaptığı görüşmede, ABD Başkanı Ronald Reagan ile yeni bir zirve toplantısı için iki koşul öne sürdü. Gorbaçov. ABD'de yapılması planlanan ikinci zirvenin somut bir sonuç sağlaması ve iki ülke arasında siyasal yumaşama ortamı yaratması koşulları ile gercekleşmesinden yana olduğunu beiirtti. Gorbaçov, ABD'nin de bu koşulları benimsemesi durumunda Reagan ile zirveye hemen hazır olduğunu söyledi. Sovyet lider, iki tarafın da bir karara varmaya niyetli olmaması halinde zirvenin bir yarar taşımayacağını beiirtti. Merkezi Viyana'da bulunan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, Diinva Meteoroloji Örgütü, Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler Çevre Programı ve Nukleer Enerji Ajansı'na Çernobil konusunu göruşmek üzere olağanüstü toplantılar yapmaları çağnsında bulundu. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı sözcüsü, kunıluşlann liderlerinin 20 mayısta toplanarak gerekli önlemleri görüşmesini istedi. Bu arada Yunanistan ve Avusturya'da önceki gün binlerce kişi nükleer enerjiyi protesto gösterileri yaptı. DUN1ADA BUGUN ALtSİRMEN Ayşe'nin Korkusu... Bir yeğenım var. ikibuçuk yıl önce bıraktığımda çocuktu. Dörv düğümde onu genç kızlığa adım atmış buldum. Ayşe, çalışkan, çevresinde olup brtenlere ilgi duyan, ilgi alanını genişletme çabasında, kendini yetiştirme uğraşında bir genç kız. Zaman zaman, onun anlatımının güçlülüğö karşısında şaşınp kalıyorum. Ülkemizin en iyi, en seçkin okullanndan birinde, girişi en yüksek puanı gerektiren lisesinde okuyan Ayşe, geçen gün heyecan içinde geldi. Yüzünde henüz tam silinmemiş çocukluğunun daha da büyüttüğü bir korku okunuyordu. Menevişli gözlerini aça aça, Amaaan enişte, sorma bizim okulda neler oldut dedi. Ne oldu Ayşe? Hani şu Adnan Hoca var ya! Şu, öğrencileri Şeriat'ın yoluna çekmeye çalışan hoca değil mi? Evet o. Şimdi de bizim okula el atmış. Geçen gün iki öğrenci ortaya fırlayıp dinci sloganlar atmaya başladılar. Adnan Hoca'nın müritleriymişler. Vay canına. Enişte, sizin oğrenciliğinizde de olur muydu böyle şeyler? Hayır olrnazdı Ayşe. Bizim öğrenciliğimizde okulları gericilik yuvası haline getirmeye kalkışamazdı kimse. Peki şimdi bütün bunlar neden oluyor enişte? O anda Ayşe'yi yanıtlamaya içim elvermedi. Küçük dünyasını, gittikçe koyulaşan bir karanlığın gölgesiyle karartmak istemedim. Yalnızca onu yatıştırmaya çalıştım: Düzelecek bunların hepsi. Sen meraklanma Ayşe. Bunları soylerken bir yandan da düşünüyordum. Günümüz gençliği dinci akımlann pençesindeydi. Bizim gençliğimizde değerli bir emanet olarak kabul ettiğimiz Cumhuriyet'in temel ilkelerinden laiklik, yarın işbaşına gelecek olan bu gençliğin döneminde ne olacaktı acaba? O denli öteye gitmeye bile gerek yoktu. Bugünün kâğrt üzerinde laik Türkiyesi'nde, okullarda zorunlu din dersleri okutulmuyor muydu? Hatta Müslüman olmayan çoçuklar bile bu dersleri izlemek zorunda bırakılmıyor muydu? Üniversite kantininde "oruç yiyen" gençler dövülmüyor muydu? Polis ve üniversite yönetimi, zorba "dinciler"den yana çıkmıyor muydu? Ûzel okullarda mescit açılmasına devletın Milli Eğitim Bakanı izin vermemiş miydi? Kadıköy'deki Kenan Evren Lisesi'nde de mescit açılması baskılan yogunlaşmamış mıydı? Bu konuda olmaz diye direnen müdür Yemliha Ceyhan acaba daha ne kadar görevini sürdürebilecekti? Kenan Evren'deki baskılar acaba ne sonuç verecekii? Türkiye'de dinin artık bir inanç, bir vicdan sorunu olmaktan çıkıp, yaşamın her yönünü düzenleyen bir emredtci dünya düzeni olması akımı güçlenmemiş miydi? Nokta dergisinin son sayısmda yazılanlar, tehlikenin eşiğimizde değil, içimizde olduğunu göstermiyor muydu? Bu gelişmeler karşısında yeğenim Ayşe'nin yüzünde biçimlendiğini gördüğüm korkunun, yoneticiler katında hiç yankı bulmamış olması, aymazlığın da ötesinde, belirli bir amaca doğru, kararlı, emin adımlarla yürünmesinin kanıtları değil miydi dersiniz? 19 Mayıs'ın 67. yılına girerken görünüm budur ve Türk gençliğinin bağrında yeşertilmek istenen tohumlar bunlardır işte. Bu noktaya nasıl geldik? Yıllardır kıpırdanmakta olan şeriatçı akımlar, ne zaman laiklik karşısında zincirlennden boşanıp da böylesine şahlandılar dersiniz? . Geçen yıl ülkemize gelip de "Atatürk üzerinde Allah'ın gölgesi Avrupa ve İslam arasında Türkiye" adlı 45 dakikalık bir televizyon programı hazırlayan Alman Scholi Lotour bir konuşmasında, birçok kez geldiği ülkemizde, son gelişinde irticanın boy attığını gözlediğini söylüyor. Lotour 1980'de partilerin kapatılmasıyla başlayan dönemin, din temeline dayalı akımları güçlendirdiği görüşünü savunuyor. Lotour'un bu görüşüne katılmamak olanaksızdır. Gerçekten bugün laikliğe karşı akımlann, bu tür davranışından dolayı 12 Eyiul yönetimi tarafından mahkemeye verilen Erbakan Hoca1 nın iktidar ortağı olduğu dönemlere bile rahmet okutacak ölçüde artmış olduğu bir gerçektir. Evet bu gelişme 1980'de zincirlerinden boşanıp şahlanmıştır. "Atatürk devrimleri" sözünden bile ürken, Atatürk'ün en önemli devrimlerinden bin, uluslaşma sürecinin en önemli ögesi olan dil devrimine bile karşı çıkan, TDK'ya bile katlanamayanlar, laikliği savunan güçleri tırpanlar, alanı yalnızca tutucuların at oynatacağı biçimde düzenlerler, YÖK ile üniversitelerdeki laik unsurları temizler buraları gericilik yuvası haline sokarlarken, bilerek ya da bilmeyerek, bugünkü tehlikeyi hazırlıyorlardı. Şimdi bazıları çıkıp da "Metin Emiroglu'nun ya da vehbi Dinçerier'in girişimleriyle 12 Eylül yönetiminin ne ilgisi olduğunu" sorabilirier. Unutmamak gerekir ki, bugün yürütmede, yasamada görev alanların hepsi, Erdal İnönü'yü bile veto etmekten cekinmeyen MGK'nın beşli onayını almış kişilerdir. Laik ve özgürlükçü kişilere katılma yasağı konan, kısıtlı yasaklı bir seçimin icazetli ürünü kişilerdir bugünkü oyunun kahramanlan. Doğallıkla durumun nedenini saptamak yetmiyor. Bu gidişin çaresinin ne olduğu sorusuna da yanıt getirmek gerekli. Eskiden yerli ve yabancı birçok gözlemci için yanıt oldukça yalındı: "Türkiye'de sılahlı kuvvetler bu tür bir gelişmeye göz yumamaz. O, laikliğin güvencesidir." En etkili güvencenin ordu olduğu konusundaki görüş, son 150 yıllık tarihimize üstünkörü göz atılmasının ürünü. Gerçekten ordu, tarihimizin bir döneminde yenileşmenin, ilerfemenin odağı ürünür savunucusu olarak görülebilir. Bu görüntüdeki gerçek payı, ordunun sivil asker aydın kadroların işbiriiği içindeki yeri gibi konuları yaymadan şu noktayı vurgulamakla yetinmek isteriz; ozellikle 12 Eylül harekâtını yönetip yönlendirenler, geçmistekinden değişik, yeni ittrfakiar, yeni işlevler bulmuşlar, o doğrultudaki girişimlerden kaçınmamışlardır. Kenan Evren Lisesi'nde mescit açılması yolundaki yoğun baskılar işte bu durumdan cesaret almaktadırlar. Dinci akımlann, bu dönemde zincirlerinden boşanması da bu olgunun kanrtı olarak ortada durmaktadır. Bu durumda artık tehlike karşısında çarenin sivil bir çare olacağı açıklık kazanmaktadır. Bu sivil çare, acaba kendini Atatürk'ün kurduğu partinin devam ı olarak kabul eden ve Türkiye'de birbiriyle iç içe olan demokrasi ve laiklik konusunda mücadele vereceğini belirten siyasal kuruluş olamaz mı? Çernobil'de 100 binden fazla kişi, ölene kadar radyasyon kontrolünden geçirilecek. İsveç'te önümüzdeki 40 yıl içinde 20 kişinin kanser olacağı öne sürüldü. Çavuşesku Gorbaçov ile görüştü Dış Haberler Servisi Sovyetler Birliği'nin Çernobil NükRomanya Devlet Başkanı Niko İeer Enerji Santralı'nda meydalay Çavuşesku dün Kremlin'de na gelen kazadan sonra ölenleSovyet lider Mihail Gorbaçov ile rin sayısının 13'e çıktığı açıklanırken, Sovyetlcr Birliği Lidcri görüştü. Çavuşesku, Moskova'da havaalanmda Kremlin 'in iki Mihail Gorbaçov önceki gün numarah adamı Yegor Ligaçev Çernobil yakınlannda radyasve Merkez Komite Sekreteri Va yondan zarar görenleri tedavi dim Medevedev tarafından kar eden Amerikalı doktor Robert Gale ve Moskova'da bulunan saşılandı. (AP) nayici Armand Hammer ile görüştü. Gorbaçov, Hammer ile Fiüstin sorunuyia yaptığı görüşmede, Reagan ile UgiU uhıslararası yeni bir zirve için iki koşul öne sürdü. sempozyjtm Birleşmiş Milletler'e bağlı, Filis AP Ajansıtoın haberine göre tinttlerin Vazgeçilmez Haklan Sovyet gazeteleri önceki gün, nın Korunması Komitesi, lstan Çernobil kazasında ölenlerin sabul'dayapılan topiantıdan son yısının 13'e yükseldiğini ve olenra, iki ayn uluslararası sempoz lerden beşinin santraldeki yangıyum daha düzenlemeye karar nı söndurmeye çahşan goreviiler verdi. Yapılan planlama uyann olduğunu yazdı. Bu arada Çerca, 1113 haziran tarihlerinde, nobil Nukleer Santralı'nın önceBirleşmiş MUletler karargâhın ki gün Sovyet Resmi Haber da, Filistin Komitesi'nin Kuzey Ajansı TASS'ta gorevli uç muhaAmerika bölgesine bağlı konuş bir tarafından gezildiği haber vemacılann katılacağı bir sempoz riliyor. TASS muhabirleri, Çeryum yapüacak. Bu toplantıyı, 30 nobil'de, kazanın meydana geldihaziran 2 temmuz tarihleri ara ği 4 numaralı reaktör dışındaki sında Avusturya'mn başkenti bolumlerde halen 50 işçinin çaViyana'da yapılacak "Avrupa Bölgesi Sempozyumu" izleyecek. Sovyetler Birliği'ndeki nükleer kazadan sonra nukleer enerji aleyhtan gösteriler çeşitli ülkelerde ve Avrupa Parlamentosu 'nda sürerken, Sovyet lider Gorbaçov, önceki gün Amerikalı sanayici Hammer ile yaptığı görüşmede Reagan ile zirve için iki koşul öne sürdü. (Fotoğraflar AP) lıştığını bildirdiler. 100 BİN KİŞİY E ÖMÜR BOYL KONTROL Çernobil'de nükleer kazanın meydana geldiği santral çevresınde yaşayan 100 binden fazla kişinin, omurleri boyunca radyasyon kontrolünden geçmelerinin gerekeceği bildirildi. Sovyetler Birliği'nde nükleer kazada yaralanan bir bölüm işçiye ilik nakli yapan Amerikalı doktor Robert Gale, radyasyona maruz kalanlardan bir kısmının daha oleceğini, ancak bunların fazla olmadığını söyledi. Moskova'dan Amerikan televizyonlarına bir demeç veren Gale, kazanın etkilerinin 30 yıl daha süreceğini de beiirtti. Bu arada Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanlığı, bazı Batılı ulkelerin büyukelçilerini gelecek hafta Çernobil'in 150 km. yakınında bulunan Kiev kentine bir geziye davet ettı. ISVEÇTE 40 YILDA 20 KANSER VAKASI Öte yandan İsveç'te gelecek kırk yıl içinde Çernobil'den gelen radyasyonun 20 kişinin kanser olmasına yol açacağı bildirildi. Suriye Devlet Başkan Yardımcısı: Bize saldıranın canını yakanz GahierVye 12 yıl hapis Arjantin 'in eski Devlet Başkanı olan Leopoldo Galtieri, Falkland savaşı nedeniyle çıkarıldığı mahkemede 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Savaş sırasında yönetimde bulunan cuntanın iki üyesi Amiral Jorge Anaya'ya 14 yıl, Hava Kuvvetleri Komutanı General Basilio Lami Dozo 'ya da sekiz yıl hapis cezast verildi. Yetkililer, cezaların, Federal Temyiz Mahkemesi'nde onaylandıktan sonra, Devlet Başkanı Raul Alfonsin tarafından imzalanacağmı belirtiyorlar. ABD geriümi azaltma peşinde ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Dairesi Başkanı, kesin kanıt olmadan Suriye'yi terörle suçlamayacaklarını söyledi. Dı$ Haberter Servisi ABD, israiTle Suriye arasındaki gerilimi azaltmak amacıyla uyanlarau sürdürürken, Suriye Devlet Baskan Yardımcısı Abdülhalim Haddam, İsrail'in saldınnası halinde, ülkesinin sahip olduğu tüm potansiyelle karşıhk vereceğini söyledi. Haddam , EJ Möstakbei adlı dergiye verdiği demeçte, Suriye'nin uluslararası terorizmie bağlantısı olduğu yolundaki Amerikan iddialannın yoğunlaşmasıyla ilgili bir açıklama yaptı. Suriye Devlet Başkan Yardımcısı "O üllcede bu titr açıklasaphyoritrdur. Suriye kolay lokma degildir. Bİ2 saJdırganlılttan bosJanmayız ama nuüar ympanlar samnm sonnçlaruu da be Batı Berlin'de diskotek saldırısı bize karşı knllanılırsa karsımızdakinio canını yakanz" şeklinde konuştu. AP ajansınm Washington mahreçli bir haberinde, ABD yönetiminin Suriye'ye karşı daha ılımh bir tutum takındığı belirtiliyor. ABD Dışişleri Bakanı George ShuJtz1 un önceki gün fsrail ve Suriye'yi savaşa girmemeleri için uyarmasından sonra dün de üst düzey bir ABD yetkilisi, Avrupa'da meydana gelen son terör olaylannın ardında Şam'ın bulunduğu kesin olarak kanıtlamncaya kadar VVashington'un Suriye'ye karşı tavtr almayacağını söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı Terorizmie Mücadele Dairesi Başkanı Robert Oakley, VVashington'da düzenlediği basın toplantısında, Batı Berlin'de La Belle diskoteğine karşı girişilen salduırun ve ELAL Havayollarına bomba koyma girişiminin ardında Suriye'nin bulunup bulunmadığının henüz araştınldığını söyledi. Oakley, ba Yaralı 24 Afgan çocuk ABD'de tedavi edüiyvr Pakistan 'a kaçan, ancak Afgan birliklerinin sınır bölgesine düzenlediği saldınlar nedeniyle ağır yaralanan 24 Afgan çocuk, Amerika Birleşik Devletleri'ne getirikrek, çeşitli hastanelerde tedavi alttna almdı. sın mensuplannın, "lngiltere, Federal Almanya ve İsrail'in, Suriye'nin Avrupa'daki terörle bağlantılı olduğu yolunda kanıt ileri sürdüklerini hatırlatmaları üzerine, "Kesin kanıt araştınyonız. Birleştirilmesi gereken birçok unsur var. Bizi Suriye aleyhine kışkırtmalarına izin vermeyecegiz" şeklinde konuştu. ABD Dışişleri Bakan yardımcılarından John NVhitehead, hafta içinde yaptığı bir açıklamada, Suriye'nin Avrupa'da meydana gelen terör olaylarında parmağının bulunduğu yolundaki Israil istihbaratının doğruluğuna inandıklannı söylemişti. Israil Başbakanı Şimon Peres de önceki gün ABD Dışişleri Bakanı George Shultz'un yaptığı uyanya verdiği cevapta, ülkesinin bölgede geriü'mi azaltmak için elinden gelen çabayı gösterdiğini söyledi. Peres, Suriye'nin Lübnan'ın doğusunda yığmak yapmasıru da gereksiz bir hareket olarak niteledi. Türklerle karşı baskılar yoğunlaşıyor Batı Berlin 'de yaşayan Türkler adına yapılan açıklamada, polisin Türkler arasında yapılan aramaları yoğunlaştırarak, onur kırıcı biçimde davrandığı bildirildi. Dış Haberier Servisi Batı Berlin'de 5 nisanda La Belie diskoteğine duzenlenen ve bir Türk ile bir Amerikalının ölümuyle sonuçlanan bombalı saldırının ardından Alman guvenlik kuvvetlerinin bu kentte yaşayan Türkleri çeşitli baskı yontemleri kullanarak denetlemesi, Berlindeki Türk toplumu arasında tepkiye yol açıyor. AP Ajansı'nın Batı Berlin'de yaşayan Türk toplumunun yaptığı açıklamaya da>anarak verdiği haberde, Batı Berlin guvenlik kuvvetlerinin "koyu derilileri" durdurarak sıkı bir şekilde aradığı ve Turkleri de metrolardan çıkartarak sorguladıklan belirtildi. Açıklamada, polisin bu tutumunun Almanlann Türkkrin tümunün terörist olduğu inancına kapılmasına yol açabileceği kaydedildi. Berlin'deki La Belle diskoteğinin bombalanmasından sonra, kentteki "'koyu derili" yabancılara karşı polis buyük bir operasyon düzenlemişti. Batı Berlin polisi, eylemcilerin Doğu Berlin'den girdikleri yolundaki iddialar üzerine Doğu ile Batı Berlin arasındaki geçiş kapıları önunde geniş guvenlik önlemleri alarak şüpheli görülen kişileri gözaltına almıştı. Batı Berlin'deki bir polis yetkilisi AP'ye yaptığı açıklamada, aldıkları emir üzerine kentteki tüm koyu derili yabancıları sorguya çektiklerini doğruladı. Shultz: Dınüı Arap ülkelerine ihtiyacımız var WASHINGTON, (AP) ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, ABD Kongresi'nin Suudi Arabistan'a fuze satışını engellemesınin, Amenka'nın ve israil'in bolgedeki stratejik çıkarlarını zedeleveceğini söyledi Shultz, Washington'da, AmerikanYahudı Komiıesi'nin yıllık toplannsında yaptıgi konuşmada, ılımlı Aıap ulkeleriyle sıkı ve anlamlı bir işbirliğinin geliştirılmesinin gereğine dikkat çekti. Suudi Arabıstan yonetimıni bolgede ovnadığı rol nedeniyle oven Shultz, ABD'nin ulusal guvenlik çıkarlarının bu ulkeyle iyi ilişkıler kurulmasını zorunlu kıldığını beiirtti. Dışişleri Bakanı George Shultz, Suudi Arabistan'la ılışkilerın bozulması halinde Ortadoğu bolgesindeki ılımlı Arap ulkelerinin W'ashington'a karşı kötu emeller besleyeceğini hatırlatarak, "ılımlı Arap ülkelerine ihtiyacımız var" şekhnde konuştu. ABD yonetıminın Suudi Arabistan'a 354 milyon dolarlık fuze satışı önerısi geçen haftalarda, ABD Senatosu'nda ve Temsılcıler Meclisı'nde ret edilmışu. ABD Başkaru Ronald Reagan'ın, Suudi Arabıstan'a fuze satışına karşı çıkan karar tasanlarını veto etmesi beklemvor Lubnan'daki Dürzi milislerin lideri Velid Cunblad, Federal A lmanya'da Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher ve sosyal demokrat Ortadoğu uzmanı Hans Jürgen Wischnewski ile görüştü. Suriye'nin başkenti Şam'dan F. Almanya'ya geçen Cunblad'ın Lubnan'daki durum hakkmda görüş bildirdiği kaydedildi. Iyi haber alan kaynaklar, görüşmede, Suriye ile lsrail arasındaki gergin ortamm da ele alındığını belirttiier. Cunblad F. Almanya'da İran: ABD"ye saldırırıs İran, ABD Basra Körfezi'ndeki saldırgan nttumunu devam ettirdiği takdirde, Körfez'de veya başka bölgelerde bu ülkeye saldıracağmı bildirdi. İran Devlet Başkanı Ali Hamaney, Tahran radyosuna verdiği bir demeçte, ABD'nin Körfez'deki saldırgan tutumunun İran halkına karşı açık bir tahrik olduğunu öne sürdü. Hamaney, Washington'un saldırgan tutumunu sürdürmesi halinde, tran'ın dünyanın mü'mkün olan heryerinde ABD'yi vurabileceğini ifade ettî. (a.a.) j w w trlandalı rock şarkıcısı Bob Geldof tarafından duzenlenen, Açlara Yardtm Af^gğğC Ç/Zf YZX/*f Çf Kampanyası çerçevesinde bugün başlayacak "Spor Aid" ko Waldheim jTMMg.iMtlt OlA'UU+ş^l&l şulannı izleyecek kadroyu Tiınus'a taşıyan uçak önceki gün Londra'dan yola çtktu İngiiiz hükümeti, "Spor AidSpor Yardımı" kampanyası için tahsis ettiği Boeing73Tiun adını, "Zamana karşı yanş" olarak değiştirdl Çeşitli ülkelerde yapılacak koşulara katılanlardan toplanacak para, Afrika 'daki aç halklara gönderilecek. tstanbul'da da yapılacak koşulara katılmak isteyenler UNESCO makbuzu karşıhğı bin TL. ödeyecek.Spor Aid koşusuBirleşmiş Milletler Çocuklara Yardtm Fonu çerçevesinde düzenleniyor. UNESCO tarafından hazırlanan 10 bin madalya, yanşı bitirenlere verilecek. (Telefoto: AP) dosyası lngiltere de soruşturma açıyor £t iflutiİt G. Afrika a*a E Ahrtan işadamı dolandırıcıhktan tutuklandı Güney Afrika'da milyoner bir Federal Alman işadamı dolandırıcıltk yapmak suçundan tutuklandı. Federal Almanya'da da aynı suçtan aranan işadamı Franz Esser 'in, Güney Afrika 'da yönetimdeki partinin yerel yönetim başkanlığı görevini de yurüttüğü bildirildi. Polis yetkilileri, yerel bir gazetenin yaklaşık bir aydır sürdürdüğü çalışmalardan sonra Esser 'in, sahtekârlık yaparak devletten vergi kaçırdiğımn ortaya çıkttğım belirttiier. Yetkililer kullanılmış araba alan satımı işiyle uğraşan işadamının, ülkedeki lüks villasında tutuklandığım kaydettiler. Kosova saatli bombaya benziyor Kosova sorununun nun Kosova'ya yonelik ozel yaardmda tarihsel yınlarının ^ n ı sıra, Arnavutlukun, enflasyon ve işsizliğin bulunanlaşmazlıklar ile yabancı madığı için huzurlu ve istikrarlı kışktnması bulunduğuna inanan Yugoslav yoneticiler bir ulke görunümu vermesi de Kosova Arnavutları arasında aybu saatli bombayı etkisiz rılıkçı eğilimleri yüreklendirici hale getirmek için baskı ve bir rol oynuyor. şiddetten çok, siyasal ve Federal hükumet, ülkesinin en ekonomik onlemlere yoksul ve geri eyaleti olan Kosogüveniyorlar. va'nın ekonomik durumunu duzeltmek ve ozellikle de yüksek orandaki işsizliği gidermek için çaba sarfediyor. Yugoslav yoneticiler ekonomiyi iyileştirmenin Arnavut ayrılıkçılığını durdurmakta kısa zamanda mucize yaratmasını beklemiyorlar. Hele ülkenin bütünunde bugünku gibi dört nala giden bir enflasyon varken. Yine de sorunun askeri yontemlerle çözülemeyeceğini belirtmekten de geri durmuyorlar. gazetesine göre Yugoslavya'da genel kanı: Dış Haberier Servisi Yugoslavya'nın Kosova eyaleti, federal yönetim için bir kaygı konusu olmayı surduruyor. 1981 yılında patlak veren kanlı olaylar çoktandır yatışmış durumda, ama eyaletin Arnavut çoğunluğu ile Sırplar arasındaki gerginlik ve guvensizlik ortadan kalkabilmiş değil. Fransız Le Monde gazetesinin son günlerde Kosova'ya giden ozel muhabirinin bildirdiğine göre, Yugoslavya'da genel kanı, Kosova sorununun bir saatli bomba olduğu. Sorunun gerısinde tarihsel anlaşmazlıklar ile yabancı (Arnavutluk) kışkırtmasının bulunduğuna inanan Yugoslav yoneticiler bu saatli bombayı etkisiz hale getirmek için baskı ve şiddetten çok, siyasal ve ekonomik onlemlere güveniyorlar, şu sıralarda Kosova Arnavutları arasında çok keskin olan milliyetçi duygu ve düşüncelerin zamanla söneceğini umuyorlar. Tarihsel nedenlerin başında Kosovaeyaktinin başkenti Prışüne'nin Arnavut müliyetçiliğinin doğum yerı olması ve savaş sonrasında çizilen sınırların anlaşmazlıklan gidermekten çok, büsbütün derinleştirici bir rol oynaması geliyor. Nitekim Yugoslav ya ile Arnavutluk arasındaki keskin düşmanlık da aslında ideolojik olmaktan çok sınır anlaşmazhğına dayanan siyasal nitelikli bir çatışma. Bu çatışmanın bir uzantısı olarak Yugoslav yoneticiler Kosova sorununda Arnavutluk'un da parmağı bulunduğunu vurguluyor. Tirana radyo ve televziyonu LONDRA. (ANKA) Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Kurt \Valdheim, Avusturva Cumhurbaşkanlığı ıçm hazırlanırken, hakkındaki suçlamalara da yenileri eklenıvor. lngiltere, Waldheim"in ikinci Dunya Savaşı sırasındaki eylemlerine ilişkın soruşturma .vapılacağını açıkladı. ingiiiz parlamentosundan 45 u>enin isteğı üzerine açılması kararlaştınlan soruşturmaya, İkinci Dunya Savaşı donemini kapsayan tum Ingilız asken kayıtlarının incelenmesiyle başlanıyor. Başbakan Margaret Thatcher iddıaların geçerlık derecesını belirleyebilmek için, Savunma Bakanlığı arşivlerinın tumuyle gozden geçirileceğini şovledı. Kurt Waldheim İkinci Dunya Savaşı sırasında, Balkanlardaki toplama kamplarında bulunan ingiiiz askerlerınin olumunden sorumlu tutuluyor. Avusturya'da 8 haziranda yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı secimlerınin ikinci turuna kalılacak olan Waldheim, hakkındakı ıum suçlamalan reddederek, "geçmişle defiil, gelecekle ilgflenilmesınr istiyor. Seçimlerın ilk turunda salt çoğunluğu sağlayamamakla birlikte, vuzde 49 gibı yuksek bir duzeye ulaşan VValdheım, rakıbı sosyalist adaya karşı ikinci turda ustünluk sağlarsa, Avusıurya Cumhurbaşkanı olacak. İLAN İSTANBUL 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN 985/85 Davacı Sema Oya McDougle vekili tarafından davalı Rusel McDougle aleyhine açıian boşanma davasında; Davah Rusel McDougle'nin Başkun Sok. No. 113/7 Cihangir adresine tebligat yapılmış, çıkan tebligatlar bilatebliğ iade edildiğinden ilanen yapılan gıyap karan tebliğıne rağmen de duruşmaya gelmediğinden duruşmaya gıyabında devam edilmjşıir. Mahkemece verilen karar sonunda E.985/85 K. 986/190 sayılı 29.4.1986 tarihli kararla: lstanbul, Beyoğlu Hüseyinağa Mah. C. 018/0!, S. 52, kütük 68'de nüfusa kayıtlı olan Seraa Oya McDougle ile Amerikan uyruklu Russel Stuart McDougle'nin BOŞANMALARINA, M.K.'nun 142. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, taraflann muşterek çocukları 6.7.1977 D.lu Cora'run velayet hakkının davacıya verimesine, davalı baba ile çocuk arasında şahsi münasebetin her hafta pazar günlen ile dini bayramlann ikinci günleri sabah 9'dan akşam 17'ye kadar taraflar ayn şehirlerde olduklan takdirde ise her sene 1 ay süre ile 1 temmuz ile 31 temmuza kadar babanın çocuğunu yanına aldırması suretiyle temin ve tesisine, yol masraflannın davalıya aidiyetine 29.4.1986 tarihinde karar verilmişur. Kararın adresiniz meçhul kaldığından ilan yolu ile tebliği, süresinde temyiz etmediğiniz takdirde hukmun kesinleştirilecegi tebüğ makamına kaim olmak uzere huküm özeti siz davalıya lebliğ ve ilan olunur. Basın: 5918
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle