19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16MAYIS 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Irak'ın bombaladıgı trende ölenlerin sayısı 77've Yükseldi Irak savaş uçaklannın, Kuzıstan eyaletinde Tahran'a gitmekte olan bir yolcu trerüni bombalamalart sonucu ölenlerin sayısı 77'ye yükseldi. İran'ın Birleşmiş Mlüetler JimsUcisi Recai Horasani, saldın sonucu 285 kişinin de yaralandığını büdirdi. Horasani, Irak 'ın sivillere saldırmasının karşıltksız bırakılmayacağım da belirtti. (UBA) Terör eylemleri artacak Ermeni teroristlerin saldırılanna hedef olan Türk diplomatlarınm durumunun "Uluslararası Tedhiş" başlığı altında incelendiği raporda Suriye, tran ve Libya tedhiş örgütlerini doğrudan destekleyen ülkeler olarak tanıtıldı NATO SUÇLUYOR BRÜKSEL, (a.a.) Kuzey Atlantik Asamblesi'ne sunulmak üzere hazırlanan terorizmle mücadele raporunda, Suriye, tran ve Libya, tedhiş orgütlerini doğrudan destekleyen ülkeler olarak tanıtıldı ve terorizmin NATO için açık bir tehdit teşkil ettiği görüşüne yer verildi. Raporda Avrupa'da önümüzdeki yıllarda daha fazla sayıda ve daha öldürücü terör eylemleri beklendiği bildirildi. Raporda 197383 yıllan arasında dünyada 5.175 tedhiş eyleminin meydana geldiği, olaylarda 3.689 kişinin öldüğu, 7.791 kişinin yaralandığı kaydedildikten sonra, "1980'den bu yana, Kaddafl, Humeyni, Esad, mek için heniiz vakit çok erkendir" denildi. TERÖRÜ DESTEKLEYEN ÜLKELER Terörü destekleyen ülkeler arasında Libya, Suriye ve İran'ın adlarının geçtiği raporda, bu ülkeler hakkında şu göruşler öne sürüldü: Libya: Tedhişçilere sahte pasaport, para ve silah sağlar. Bu ülkedeki 20 kampta 7.000'den fazla gönüllü terörist Sovyet silahlannın nasıl kullanılacağı konusunda eğitim görmüştür. Libya, teröre doğrudan destek sağlarnak amacıyla yüda 70 milyon ile 1 milyar dolar arasında para harcamaktadır. tran: Ayetullah Humeyni de Muammer Kaddafi gibi, uluslararası terorizmin "babalarındandır." Kum kentinde kurulmuş olan bir eğitim kampmda 300'den fazla Lübnanlı ve Iraklı Şii'ye dinsel, askeri ve siyasi eğitim yaptırılmıştır. Tahran hükümetinin, İslam duşmanlanna karşı bir müdahale birliği oluşturduğu bilinmektedir. Bu birlik, İran'ın komşusu olan ulkelerde ve Fransa'da faaliyet göstermektedir. Suriye: Özellikle Filistinli tedhiş orgütleri ve Ebu Nidal grubuna yardımlar sağlamaktadır. Ebu Nidal'ın Şam ve Bekaa Vadisi'nde faaliyet gösterdiği bilinmektedir. Uluslararası terörun bedelinin ne olduğunu da inceleyen rapor, en olumsuz etkilerinden birinin turizm alanında göruldüğüne dikkati çekti ve sadece Yunanistan'ın, geçen yıl, bu yüzden 100 milyon dolar gelir kaybına uğradığını one surdü. Raporda, uluslararası terorizmle mücadele amacıvla ekonomik yaptınmların yanı sıra özel müdahale birlikleri kurulması da önerildi. Kuzey Atlantik Asamblesinin raporu: Israil Suriye gerginliği artıyor İslami Cihad Örgütü: Batı, Suriye'ye baskı yapmaktan vazgeçmezse bunun bedelini Batılı rehineler ödeyecek. BEYRUT, (AP) ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, Suriye ve İsrail'i bölgede bir savaşa girmeye kalkışmamalan konusunda uyardı. Shultz, önceki gün yaptığı konuşmada Suriye'nin bölgedeki gerginliği arttırdığını söyleyerek, "Durum son derece gergin. tsrail ile Suriye arasındaki bir savaşın iki tarafa da yaran olacagına inanmıyoruz" dedi. Bu arada Lübnan'dan kaçırılan Amerikalı ve Fransız rehineleri elinde tutan tslami Cihad Örgütü, Batı'nın Suriye'ye baskı yapmaktan vazgeçmemesi durumunda bunun bedelini ellerindeki rehinelere ödetecekleri tehdidinde bulundu. İslami Cihad adına Beyrut'taki bir haber ajansma telefon eden kişi, "EUerindeki rehinelerin sayısının çok azaldığını, çünkü bir kısmını yok ettiklerini" söyledi. Öte yandan, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın Beyrut'taki rehinelerin serbest bırakılması için girişimde bulunduğu bildiriliyor. Hafız Esad'ın, özellikle Avrupa'daki terör eylemlerinde Suriye'nin parmağı olduğu yolundaki suçlamaların yoğunlaşmasından sonra Lubnan'daki Batılı rehinelerin serbest bırakılmasını sağlama girişimlerini arttırdığı belirtiliyor. Shultz, önceki günkü konuşmasında Hafız Esad'ın Beyrut'taki rehineler konusundaki girişimlerine değinerek, Suriye Devlet Başkanının bu yöndeki çabalarını sevinçle karşılayacaklarını söyledi. DUNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Türkiye'nin Kimlik Bunalımı Bir koalisyon düşünün! Hükümet koalisyonu değil, daha da karmaşık ve guçlü olan bir iktidar koalisyonu düşünün!Tabanını, cahil, gözü dünde, bir ayağı ortaçağda, çember sakallı, kalın kafalı, bağnaz esnaf takımı oluştursun. Okullarda şeriatçılığı yaymak isteyen müitanları katın bunlara! Bir de yurtlarda, üniversitelerde ve Ortadoğu kaynaklı sermayenin işyerlerinde mayalanan orgütleri ekleyin! Yerel yönetimlerine, "kıyıları halka açıyorum" derken, tepeleri Araplara satan, açık renk gözlü açıkgozleri koyun! Bunlara bir de, faizi haram sayıp, kâr payı dalavereleriyle, "Bismillah" deyip koşeyi dönenleri, milyarları helalinden cebine indirenleri katın! Camiden çıkmadığını soyleyip, her yerde muzır ararken, dolar karşısında sütyenler foraya seyirci kalan, her düşünceye karşı çıkıp, her yere beş yıldızlı otel dikmeye çalışan, halkın anasını ağlatırken, işçinin kanını emerken, holdinge temennahlar çakan, kıyılan ve tepeleri Araplara kamanço edebilmek için dayanağı olan düzeni zoriayan, montaj milliyetçimukaddesatçısı, işbrtirici tıpleri de koyuverin! Bunlarm hepsini, düşünceye, gençlığe, özgürlüğe karşı, yukarıda saydığımız güçlere kol kanat geren bir ceberrutla taçlayın. Yetmiyormuş gibi, bir de şaşkınlığmı özgünlük sanan, Kâbe'ye Paris üzerinden giden, Humeyni'nin yabaniliğinde devrim düşlerine dalan karanlık kafalı sözde ilerici aydınları ekleyin! Sonra da çıkan görüntünün karşısına geçip bekleyin! Böylesi var olmayan bir ülkenin, duşsel tablosunu neden mi çizmeye çalıştım? Hiiiç! Sadece fikir jimnastiği olsun diye. Şimdi dönelim gerçeğe, yani ülkemız Türkiye'ye. Dünkü gazetelerde çıkan iki haberi kısaca özetlemekle başlayatım işe. Birinci haber Milliyet gazetesinden. İlk bölümünü olduğu gibi aktaralım: "(Ahmet SeverBrüksel) Türk hükümeti daha önce Türkiye'de incelemelerde bulunan ve sert eleştiriler yapan iki Avrupalı sendikacıya ülkeye giriş yasağı koydu. Türkiş Başkanı Şevket Yılmaz olayı kınayarak 'Şimdi ben ne yapacağım, demokrasiniz bu mu demezler mi bana?' dedi." ikinci haber Cumhuriyet'ten. Başlıklarıyla özetleyelim haberi: "Atatürk Üniversitesi'nde ramazan baskını, yemekhane dayağı. Erzurum Atatürk Universitesi yemekhanesi 40 kişilik bir grup tarafından basıldı, yemekhanede yemek yiyen oğrenciler dövüldü, 4 öğrencı yaralandı. Olay yerine gelen güvenlik güçlerine, 'Burası demokratik bir ülke, şeriatçı bir ülke değil. Siz bu ögrencileri destekliyorsunuz' diyen bir oğrenci ile arkadaşını destekleyen bir ögrenci polis tarafından gözaltına alındı." Haberin son paragrafından da bir alıntj yapalım: "...Can güvenliğımizin olmadtğı Atatürk Üniversitesi'nde olayiardan davacı da olamıyoruz. Davacı olursak polisler hocalarımıza kimliklerimizi veriyorlar. Oruç tutmayan ögrencilere karşı hocalarımız da bizleri verdikleri notlarla cezalandırıyorlar." İşte size bu kez gerçekten var olan bir ülkeden, kendi ülkemiz Türkiye'den iki gerçek olay. • Bu iki gerçek olayı neden mi yazdık? Türkiye'nin kimlik bunalımının ne olduğunu somut biçimde vurgulamak için. Bilındiği gibi, bugün işbaşında bulunan iktidar AET'ye tam üyelik için başvuruda bulunmaya hazırlanmakta, Avrupa ile bütünleşme girişimlerini yoğunlaştırmış bulunmaktadır. Demokratik ve laik Avrupa içinde kendine bir yer arayan, orada geleceğıni gören Türkiye'nin bugünkü görüntüsünü de, yukarıda verdiğimiz ve meydana gelen daha nıce olay yanında otdukça masum sayılacak şu iki haber göstermektedir. Hem baskıcı ceberrut olacaksın, hem de demokrasiler arasında kendine yer açmaya çalışacaksın. Hem şeriatçılığa, çagdışılığa yöneleceksin hem de laik çağdaş topluluklarla bütünleşmeye uğraşacaksın. İşte şu anda Türkiye'nin içinde bulunduğu kimlik (özdeşlik) bunalımı Frenklerin deyimiyle "crise d'identitee" bu çelişkiden bu rol diffusionundan kaynaklanmakta. Hemen belirtelim, kimlik bunalımı kişiliksizlik degildir. Örnegin ceberrut Pakistan'da kimlik bunalımı yoktur. Çünkü onlar bir yandan baskıcı bir yönetimi sürdürüp, bir yandan da demokrasilerin içinde yer almaya çalışmıyorlar. Onlar kendi dünya görüşleriyle uyum içinde Allah selamet versin, bir çizgide yaşayıp gidiyorlar. Şeriatçı Suudi Arabistan'da kimlik bunalımı yoktur. Çünkü onlar bir yandan İslam dininin kurallarını toplumun tüm yasamında uyulması gereKen normlar haline getirirken, öte yandan da, içlerinde tek bir Müslüman kökenli topluluğun bulunmadığı laik toplulukların oluşturduğu ve laik çağdaş kurumların egemen bulunduğu bir birliğin içine katılmaya çabaJamıyortar. Hayırlı olsun, gülegüle otursunlar. Kendi düzenleri içinde oturup kalıyorlar. Bizim kimlik bunalımımızın temelınde, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana izlenen temel ilkelerin, resmen değişmemiş gibi gösterilseler bile, toplum yaşamımızdaki ağırlıklarını son altı yıldır hızla yitirmeleri yatıyor. Laikliğe, akılcılığa öncelik veren ve çağdaş uygarlığa bu yol ve yöntem ile varmayı amaçlayan ılkeler gerçi bugün de resmen yürürlükte. Ama gerçekte, Cumhuriyetin temelini oluşturan laik, sübjektif Renancı ulusçuluk düşüncesinin yerini, SelçukOsmanlı sentezi diye sokuşturulan, objektif ırkçı Gobineaucu ırkçı ulusçuluk görüşü ve oradan da yol a devam I a şeriatçı islamcı bir görüş almaktadır. Bu sonuncu görüş, artık sokaklarımızda, okullarımızda etkili ve yetkili kurum ve kuruluşlarımızda egemendir ve kendisine karşı çıkanları kaba kuvvetle sındirmektedir. Hem bu kalıba girip hem de Avrupa bütünü içıne oturmaya çalışmak da Türkiye'deki kimlik bunalımını yaratıyor doğal olarak. Bu durumda da, kimlik bunalımından kurtulmak için birbiriyle çelişen rollerden bazılanndan vazgeçmek gerekmektedir Yani ya ceberrutluktan vazgeçeceksinız, ya da demokrasilerirr içinde yer alma tutkusundan; ya dinci şeriatçı toplum tutkusundan vazgeçeceksinız ya da laik kuruluşa aday olmaktan. Peki, çizgimizi sürdürüp, Avrupa üyelığinden vazgeçersek, acaba kimlik bunalımını atlatabilir miyiz? Hem çizgimizi sürdürüp hem de kimlik bunalımından kurtulmamız Avrupa üyelığinden vazgeçmemızın yanı sıra, ancak ve ancak, cumhuriyetin temelini oluşturan, özgürlükçü laik ulusçu Atatürk reform ve ilkelerinden de vazgeçtiğimizl açıkça belirtmemizle olasıdır. Onun için, toplumsal sağlık açtsından rica ediyoruz, baskıcı ve ümmetçi politikaların uygulayıcıları, destekçileri ve koruyuculan, şu Batıcılık ve Avmpacılık tutkulannı bir yana bırakırken, yapay Atatürkçü görünüşlerinden de sıyrılsınlar ve gerçek kimlikleriyle çıksınlar karşımıza. Böylelikle hiç değilse, daha özgürlükçü, daha çağdaş bir topluma kavuşmasak bile, kendi çağdışılığı ve karanlığı içinde kimlik bunalımına düşmeyen, Pakistan ve Suudi Arabistan benzeri "sağlıklı(?)" bir yapıya ulaşabiliriz. Dobrinin: Afga nistan 'da çözilm ABD ve Pakistan'a bağlı Sovyetler Birlip'nin eski Washington Büyükelçisi Anatoli Dobrinin, Komünist Parti Sekretaryasına seçilmesinden sonra yaptığı ilk konuşmada, Moskova'nm Afganistan'dan yakın bir gelecekte çekilmek istediğini söyledi. Dobrinin, AsyaAfrika Halklan Dayanışma Orgütü'nün toplantısında yaptığı konuşmada, Sovyetler Biru'ğVnin Afganistan hükümeti ile ülkedeki 150 bin Sovyet askerinin geri çekilmesi konusunda aşamalı bir anlaşmaya vardığını hatırlattı. ölüme yol açan terör olaylarında her yıl yüzde 20 oranında artış görülmektedir" denildi. Ermeni tedhişçileTe hedef olan Türk diplomatların durumunun "uluslararası tedhiş" başlığı altında incelendiği raporda, 1975'ten bu yana 26 Türk diplomatının Ermeni caniler tarafından katledildiği belirtildi. 1983 yıhnda, Paris, Bruksel, Berlin, tstanbul, Lyon ve Stockholm'de Türk diplomatlannı hedef alan saldınlar düzenlendiği hatırlatıldı. Raporda, "Son zamanlarda Ermeni tedhişinde bir azalma gözlenmekteyse de, bunun sürekli bir durum olduğunu söyle Bir Amerikan kruvazörü, bir İran fîrkateyninin yolunu kesti Orta menzilli füzeler için öneri Sovyetler Birfği, Cenevre'deki silahların kontrolü görüşmelerinde, orta menzilli nükleer füzelerin sınırlanması için dün yeni bir öneri getirdi. ABD görüşmecisi Max Kampellman, AmerikanSovyet görüşmelerinde getirilen önerinin, yeni bir unsur tasımadığmı büdirdi. Hashington'da bir açıklama yapan Beyaz Saray sözcüsü Larry Speakes, KampeUman\ doğrulayarak, önerilerin Moskova'nın bu konuda daha önce yaptığı açıklamaların "Daha düzenli hale getirilmiş" sekli olduğunu söyledt Speakes, ancak Amerika'nm önerileri inceleyerek, iki ülkenin nükleer silahların kısıtlanmasmda ortak bir noktaya uiasıp ulasılmayacağını belirleyeceğini belirtti. Sovyetler Birliği, daha önce Avrupa'daki orta menzüli nükleer füzelerde büyük çapta kısıtlamaya gidilmesini önermiştL ABD ise, Asya'da konuslandınhruş Sovyet SS20 füzelerini kapsamadığı ve Ingiltere ile Fransa'mn füzelerini sökmelerini öngördüğü için • öneriye karşt çıkıyor. (a.a.) Körfez'de ABDIran karşuaşması İran donanmasma bağlı bir fırkateyn, Birleşik Arap Emirlikleri'ne yük götüren bir Amerikan yük gemisini aramak için radyo mesajıyla uyarınca, çevrede bulunan bir ABD kruvazörü tran savaş gemisinin yolunu kesti. Bunun üzerine tran firkateyni, ABD yük gemisinin yoluna devam etmesine karşı çıkmadı. WASHINGTON, (AP) ABD donanmasına baglı bir destroyerin, Umman Körfezi'nde seyretmekte olan bir Amerikan yük gemisini kontrol etmek isteyen bir iran firkateyninin yolunu kestigi açıklandı. Olay sırasında çatışma meydana gelmediği bildirildi. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon tarafından dün yapılan açıklamada, pazartesi akşamı Umman Körfezi'nde ABD ve tran savaş gemileri arasında bir yol kesme oayı meydana geldigi belirtilerek b a a aynntılaıa ilişkin bilgi verildi. Pentagon'un açıklamasına göre, "McKlnley" adlı Amerikan yük gemisi, Birleşik Arap Emirlikleri'ne gitmek üzere uluslararası sularda seyrederken bir İran firkateyninin radyo mesajıyla uyanldı. Aynı sıralarda McKinley'den bir mil uzaklıkta bulunan ABD donanmasma bağlı USS David Ray adlı bir kruvazör de mesajı aldı. ABD kruvazörü derhal harekete geçerek tran firkateyninin yolunu kesti ve Amerikan yük gemisinin yoluna devam etmesi için anlayış gösterilmesini istedi. Pentagon'un açıklamasına göre, tran fırkateyni ABD kruvazörünün isteğini zorluk çıkartmadan yerine getirdi. Pentagon'a yakın kaynaklann haberlerine göre, yol kesme olayı sırasında her iki taraf da birbirine ateş açmadı. Adımn açıklanmasmı istemeyen bazı üst düzey ABD yetkilileri, tran firkateyninin amacının McKinley adlı yük gemisinde süah bulunup bulunmadığını kontrol etmek olduğunu ve bu nedenle arama yapmak istediklerinin anlaşıldığını kaydettiler. Yetkililer, olayla ilgili incelemenin surdOğfinü belirürken, daha fazla aynnu vermekten kaçındılar. McKinley gemisinin sahibi Iines IimHed şirketinin bir sözcüsü, California'nın Oakland kentinde yaptığı açıklamada, geminın Birleşik Arap Emirlikleri'ne "Hcari yiık" götürdüğünü belirürken, gemide hiçbir zarar meydana gelmediğini söyledi. İran'a ait savaş gemileri geçen ocak ayında Umman Körfezi'nde seyretmekte olan aynı firmaya ait Taylor adlı bir Amerikan yük gemisinin yolunu keserek, arama yapmışlardı. ABD, bu olay üzerine tran'ı protesto etmişti. Moskova'daki ABD'li doktorlara göre ÇernobiVde ölü sayısı artacak ABDlden Gorbaçov'a 'hlımlı ret" Dış Haberler Servisi Çernobil nükleer enerji santralındaki kazanın uzantıları çeşitli boyutlarda süruyor. SSCB'de bulunan Amerikah kemik iliği uzmanı Dr. Robert Gale kazadan ötürü hastaneye kaldırılan 299 kişinin önemli derecede radyasyona uğramış olduğunu açıkladı. ABD yönetimi ise SSCB liderı Mihail Gorbaçov'un önceki günkü konuşmasında nükleer denemelerin yasaklanması amacıyla görüşmelerde bulunmak uzere Avrupa'da ya da Japonya'nın Hiroşima kentinde zirve çağnsını geri çevirdi. Çernobil kurbanlarını tedavi etmek üzere Moskova'ya gelmiş bulunan Amerikalı uzman Dr. Gale dun duzenlediği basm toplantısında hastanede tedaviye alınan 299 kişiden özellikle 35'inin çok yüksek derecede radyasyon almış olduğunu ve bunlardan 7'sinin öldüğünü belirtti. Bu •gruptan kalan 28 kişinin halen sağ olduğunu kaydeden Dr. Gale, ancak tedavi edilemeyecek derecede doku ve kemik iliği bozulmasına uğrayanlann da ölmelerinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Çernobil nükleer enerji santralında meydana gelen kazadan sonra geçen çarşamba günu ilk kez bu konuda kamuoyuna açıklamada bulunan Gorbaçov, Sovyet radyo ve televizyonunda yayımlanan konuşmasında silahsızlanma ve nükleer denemelerin yasaklanması gibi konulara da değinmişti. Sovyet lider, ülkesinin nükleer denemelerin durdurulmasına ilişkin olarak ilan etknmeye değer bulunduğu" belirtildi. Beyaz Saray tarafından yayımlanan resmi bildiride, Gorbaçov un "Çernobil'deki kazanın Batılı iilkelerce istismar edildiği ve bir antiSovyet kampanjaya dönüştiirüldüğü" iddiası da kabul edilmedi. Bildiride, danışmanlarının Sovyet lidere yanhş bilgi verdikleri ileri sürulerek, Batı basınında kazayta ilgili olarak yanhş haberler çıkmasının nedeninin Sovyetlerin aşırı bir gizlilik politikası sürdurmesi olduğu göruşü savunuldu. Çernobil'de meydana gelen kaza, nükleer enerjinin kullanılmasına karşı çıkan çeşitli grupların bu yoldaki etkinliklerinin arUınlmalanna da uygun bir zemin yarattı. Dün>anın pek çok bolgesinde özellikle çevre korumacı gruplar tarafından gosteriler düzenleniyor. Dun de ABD, Batı Almanya ve Kanada'da nükleer tehlikelerin kaldırılması amacıyla binden fazla aydın ilgili hükümetlere bir dilekçeyle başvurdu. Tanınmış sanatçı, yazar, politikacı ve bilim adamının imfaladıkları dilekçede dunyayı nükleer bir felakete surükleyebilecek her türlü girişimin \e "yıldız savaşları" programının derhal durdurulması çağrısında bulunuldu. Buna karşılık, Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl yaptığı açıklamada, nükleer santralların kamu için yararlı olduğunu savunarak, butun baskılara rağmen nükleer yatırım programlarını aynen sürdüreceklerini belirtti. Papandreu: Ozal zeytin dahyia Kıbrısh unutturmak STELYO BERBERAKİS ATtNA Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu, Dedeağaç ya da Yunanca adıyla Aleksandrupolis kentinin Osmanlı yönetiminden bağımsızlığını kazanmasının yıldönumu için 4. Ordu Komutanhğı Subay Kulubü'nde düzenlenen törendeki konuşmasında. "Türkive Başbakanı Sayın Özal'ın bize uzattığı zeytin dalı Kıbns sorununun bütünüyle unutulmasuu öngöniyor" dedi. Papandreu ayrıca, özal'ın Yunanistan'a zeytin dalı uzatmaktaki bir baska amacının da Yunan adalannı ziyaret eden turistleri Türkiye'ye çekmek olduğunu söyledi. Papandreu konuşmasında şu ifadeyi kullandı: "Türkiye Başbakanı Sayın Özal'ın bize uzatügı zeytin dalı Kıbns sorununun bütünüyle unutulmasını öngorü>or. Yani, Kıbns sorunundaki getişmeler ne olursa olsun, Türk birtikleri adadan çıksın, ya da çıkmasın, bizim Türkiye ile başka konularda anlaşmaya varmamız isteniyor. " Nikaragua 'da Sandinist rejime karşı mücadele eden Eden Pastora'mn, S'ikaragua yönetimine karşı silahlı mücadeleden bir süre için vazgeçeceği bildirüdi. "Komutan Sıfır" adıyla anılan Eden Pastora'mn liderliğini yaptığı Demokratik Devrimci tttifak (ARDE) yöneticileri, AFP'ye yaptıklan açıklamada, Pastora 'nın Kosta Rika 'dan siyasi sığınma hakkı isteyeceğini söylediler. Aynı kaynaklar, "Komutan Sıfır" ın bu kararı, "ARDE"nin yedi askeri şefinden altısının Pastora 'dan aynlarak ABD'nin desteklediği en büyük gerilla örgütü Nikaragua Demokratik Gücü'ne katılacağını açıklamasmdan sonra aldığını belirtiyorlar. Eden Pastora Kosta Rika'ya sığınacak Çernobil'deki kazadan sonra Doğu Abnanya'da da radyasyon ölçümleri büyük bir titizlikle yapıhyor. tikleri tek taraflı maratoryumu yeniden 6 ağustosa kadar uzattıklannı duyurmuş ve ABD Başkanı Ronald Reagan'ın kendisiyle bir zirve toplantısında buluşmaya çağırmıştı. AP Ajansı'nın haberine gore, Beyaz Saray'dan dün bu konuda yayımlanan bildiride Gorbaçov 1 un çağrısı ılımlı bir dille reddedildi. Nükleer denemeler ve bunların denetlenmesi için iki ülke arasında uzmanlar duzeyinde görüşmeler başlatılmasının Sovyetler Birliği'ne daha once önerildiği vurgulanan bildiride daha sonra şöyle denildi: "Moskova, şimdiye dek bu konuda uzmanlar duzeyinde görüşmeyi bile kabul ettiğini bildirtnemişken, iki liderin yalnızca nükleer denemelerle sınırlı bir zirvede bir araya gelmeleri mantıklı degildir." Beyaz Saray bildirisinde, Gorbaçov'un nükleer enerji konusunda daha geniş bir işbiriği önerisinin ise hoşnutlukla not edildiği ve ABD"nin nükleer santrallarda emniyetin sağlanabilmesi için ortak çaba gostermeye hazır olduğu da kaydedildi. Ayrıca bir nükleer kaza durumunda devreye girecek uluslararası danışma sistemi oluşturulması önerisinin de olumlu karşılandığı ve bu önerinin "aynntüı olarak ince Güney Kore'de üniversite öğrencilerinin gösterisi SEUL, (AP) Güney Kore de 6 yıl önce meydana gelen kanh hukümet aleyhtarı olaylarda ölenleri anmak amacıyla 30 üniversitede protesto gösterileri düzenlendi. Ülke capında toplam 10 bin öğrencinin katıldığı gosteriler sırasında çatışma çıktı. Çatışmada olen ya da yaralanan olmadığı bildirildi. 1 Hamburg'da patlama Federal Almanya'nın Hamburg kentinde dün sabah bir barda bomba patladı. Patlamada bir kişi öldü, bir kişi yaralandu Federal Alman polisinin büdirdiğine göre, Hamburg'daki bara elinde bir bombayla giren bir kişi bombayla oynamaya başladı. Bombanın kısa süre sonra patlaması üzerine adamm parçalandığı, bir kişinin de yaralanarak hastaneye kaldınldığı açıklandı. (AP) Lütfen not ediniz. 17 Mayıs 1986 Cumartesl gününden itibaren Sinan Hasani Yugoslav Devlet Başkam Yugoslavya tarihinde ilk kez Slav olmayan bir kişi Devlet Başkanlığına seçüdL Dün Belgrad Federal Meclisi tarafından proporsiyon yöntemiyle seçilen yeni Devlet Başkanı Arnavut yazar Sinan Hasani bir yıl süreyle bu gorevi yürütecek. 64 yaşındaki Hasani, Devlet Başkanlığı görevini Serben Radovan Vlajkoriç'den devraldı. Hotel Etap Marmara'nın telefonlan 151 46 96 (30 Hat) Hotel Etap Istanbul'un telefonlan 151 46 46 (19 Hat) olarak değişecektir. < TELEFON DEGISIKLIGI Grup Şirketlerimizin telefon numaraları 17.5.1986 gününden itibaren 131 27 65 (13hat) olarak değişecektir. UNILEVERİ5 TİCARET ve SANAYİ TÜRK LTD.STİ. G.&A.Baker LTD. MARMARA HOLDING A.S.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle