24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 NtSAN 1986 • * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/13 Gerilim ve Yumuşama... cu vazgeçilmişse, bu durumu elden geldiğince tüm boyutlarıyla sergilemeye çalışanları anlamsız bir biçimde suçlamak yerine, Sayın Özal, bir başbakan olarak kimi odaklara egemen olabilmenin yolunu bulmalıydı; ya da gerilime kapı aralayan bazı antidemokratik yasalarda değişikliğe yönelmeliydi. Siyasal gerilimin tırmanmasını istemeyen bir siyaset adamının, basını suçlamadan önce yaçması gereken işler bunlardı. Ulkede siyasal gerilimin tırmandığı açıktır. Bu gerilimin makul ölçüler çerçevesinde kalabilmesi için temel koşul, demokrasinin gelişimine taş koymaktan kaçınmaktır. İnsanlann özgürce toplanabılmesı, konuşup görüşlerini serbestçe ifade edebilmeleri, giderek yumuşamanın yolunu açacaktır. Bundan kuşkumuz yok. Bunun için de demokratikleşme yolunu tıkayan bazı yasa değişikliklerini gerçekleştirmek şarttır. Ama insanları, toplumu, bir bakima cendereye alarak ülkeyi yönetmek hevesine kapılırsanız, demokratikleşmeyi ciddiye almazsanız, gerilim ve patlamanın yatınmını yapıyorsunuz demektir. Bu tutum, çıkar yol değildir ve geçmişte acı sonuçlarına çok rastlanmıştır. Sayın Özal, bu gerçeği görebilmeli ve aynı zamanda sinirlerine hâkim olmanm yolunu, yöntemini bulabilmelidir; çünkü işi gittikçe zorlaşmaktadır ve zorlaşacaktır. Bir kere ANAP hükümeti açısından yıpranma sürecinin hızlandığı açık seçik görülmektedir. Buna paralel olarak Demirel ve Ecevit'in alana inerek meydanlarda daha sık boy gösterecekleri bilinmektedir. İnönü Gürkan ikilisinin SHP'yi bir ana muhalefet partisi olarak akıllı bir çizgiye çekebileceklerine dair olumlu işaretler çoğalmaktadtr. öte yandan, dışta petrol fiyatlannın düşmüş olmasına rağmen Sayın Ozal'ın ekonomıdeki güçlükleri azalmış değildir. Irak'a takılan 1 milyar dolara yakın alacağın yarat(Baştarajı 1. Sayfada) YÖK tutkusu tığı bunalım henüz aşılamamıştır. İran pazarına dışsatım açısından neredeyse bitmiş gözüyle bakabilen karamsar görüşler, kulislerde dile getirilmektedir. Dışsatımda, döviz yönetiminde süregelen tıkanıklıklardan söz edilmektedir. Bu alanda sıkıntılan göğüsleyebilmesi için Özal hükümetinin, Türk Lirası'nın Amerikan Doları karşısında değerini bugün için "biraz daha hızlı" düşürmekten başka çaresi olmadıgı da söyleniyor. Ama çare buysa, bu politika nereye kadar devam edebilir ve siyasal ve toplumsal maliyeti özal hükümeti açısından ne olabilir? Güncel ekonomik zorluklar orta yerdedir. Başbakan özal'ın Hindistan ziyareti öncesi, dar bir kadroyla özel uçağına atlayıp Suudi Arabistan'a gitmeye karar vermesi, bu zoriuklar karşısında çözüm arayışının bir parçası olarak değerlendirilebilir. Dış politika alanında da somnlar gündemdedir. ABD ile müzakerelerde hertiangi bir çtkış yolu henüz gözükmüyor. Taleplerimiz karşısında Amerikan tarafının katı tutumu sürmektedir. Geçen hafta yaptığımız bazı sohbetlerde Özal hükümeti açısından bu konuda iyimserlik verici bir işaret göremedik. Kıbrıs sorunu da yeniden ön plana çıkmış ve Ankara'yı ilginç tercihlerie karşı karşıya bırakmıştır. Kısacası, işler kolay değildir Sayın Özal için; bu bakımdan sinirierini sağlam tutmasında yarar vardır. Öte yandan Türkfye gibi çozümleri öyle kolay olmayan çetin sorunlara sahip bir ülkede açık tartışma ortamının gittikçe gelişmesi, toplumda çoksesliliğin yaygınlaşması tedirginlik yaratıcı bir şey değildir. Sorunlar ne denli enine boyuna tartışılabilirse, herkes birbirini ne kadar hoşgörüyle dinleyebilırse, ülkede hem tansiyon azalır hem de sorunlara çözüm yolları daha rahat bulunur. Her zaman soylüyoruz, lütfen demokrasiden korkmayalım. (Baştarafı 1. Sayfada) edilirsem YÖK Başkanlığını sürdiirüriim. Bu benim için en şerefli görev. Benim görev sürem sona erdikten sonra Bilkent Üniversitesi'nin başına gideceğim haberleri de asılsızdır. Bilkent'in rektörü de var, mütevelli heyeti de... Beni uygun görürlerse her zaman göreve hazırım". YÖK'TE DEĞİŞTtRİLECEK YANLAR Prof. thsan Doğramacı, Yükseköğretim Yasası'nda değiştirilecek" yanlar olduğunu, ancak bunlann bazılannın eleştiri noktalarının dışında olduğunu söyledi. YÖK Başkanı. öğretim elemanlarının maddi durumlarının düzeltilmesi konusundaki eleştirilere ise katıldıgını söyledi. Prof. Doğramacı yasada değiştirilebilecek yanlan Cumhuriyet muhabirine şöyle sıraladı: "Genç öğretim elemanlanna dışarda çalışma imkânı yaratılmalıdır. Bu öğretim elemanları Turkiye'deki kadrolannda kalmak koşuluyla 35 yıi siireyle dış iilkelerdeki üniversitelerde bilgi ve görgülerini arttırabilmelidirler. Bu YÖK tarafından denetlenebilmeli, organize edilebilmelidir. Tabü genç ogretim elemanlan dışarda kaldıklan siirece maaşlannı da alabilmelidirler. Öğretim mesleğini cazip hale getirmek gereklidir. Bir öğretim elemanı mühendislik için özel sektöre geçmemelidir. Kariyer hatine gelmelidir ve öğretim elemanlığı maddi bakımdan doyunıcu olmalıdır. Bunun için bazı düzenlemeler yapılması çok yararlı olacaktır. Bir diğer onemli husus da kalkınmada oncelikli illerdir. Bu illerde öğretim elemanı ihtiyacı çok fazladır. Bu nedenle kalkınmada oncelikli yerlere gidecek öğretim elemanlanna bazı olanaklar sağlanmahdır". TBMM DEĞİŞTİRSİN" YÖK Baskanı, Yükseköğretim Yasası'nın anayasaya çok detaylı ve aynntılı girdiğini, ancak zamanla bunun doğruluğunun ortaya çıktığını savundu. "Ama siz son olarak EğilimSanayi İşbiıiiği Toplantısında yasanın anayasaya çok detaylı girdiğini, bunun uygulamada zorluklara yol açtığını söylediniz" biçimindeki anım satmaya YÖK Başkanı şu karşılığı verdi: "Evet, detaylı girmiştir. Ancak zamanla bunun doğru olduğu ortaya çıkıyor. Mümkün olduğunca detaylı girsin ki zor değiştirilsin, çünkü bu sistem çok mükemmel bir sistemdir". Prof. Doğramacı, "Hükiimette, gerek YÖK Başkanlığı gerekse yasada bazı değişiklikler yapılması biçiminde bir hava olduğunun" belirtilmesi üzerine de şövle konuştu: "tncelesinler görsünler. YÖK merkeziyetçi bir kurum değildir. Ama TBMM başka türlü değerlendirir ve degiştirirse takdir onlarındır. Bizim o zaman diyecek bir şeyimiz yoktur. Ama söylüyorum, TBMM'nin yetkisi var. Incelesinler görsünler. Biz göriişümiizü söyleriz". Gizli hükümet terörü (Baştarafı 1. Sayfada) ğun bir baskı kampanyasının sadece bir kiiçüciik parçasıdır". Hükümetin olağanüstü dönemin artığı güvenlik sonışturmalannı yoğunlaştırarak ve keyfıleştirerek sürdürdüğünü, keyfi gözaltına almaların olağanüstü dönemdeki kadar varlığını koruduğunu, yüzlerce idam dosyasmın TBMM'de, "ilmik boğazda tutularak" uygarlık dışı bir görünümle bekletildiğini ve bu konudaki çözüm önerilerinin kabul edilmediğini anlatan SHP Genel Başkanı, son 2.5 yü içinde birçok ilde sıkıyönetimin ve eski siyasilere konuşma yasağının kaldınlması gibi iki önemli gelişme olduğunu, ancak bunlann da hükümetin hanesine yaalamayacağını bildirdi. 12 Eylül'den bu yana 6 yıl geçmesine karşın ülkenin halen olağan anayasal duzene kavuşturulamadığını, olağanüstü yetkilerin askeri makamlardan sivil makamlara geçtiğini de kaydeden Gürkan şöyle konuştu: "Milyonlarca seçmen Sayın Özal'a, bir olağanüstü dönemin yönetim anlayışından farklı demokratik bir yönetim anlayışına sahip olduğu yanılgısı içinde oy vermiştir. Bugün, halkın yanıltıldığı anlasılmıştır. bu yanılgı ilk genel seçimlerde mutlaka düzeltilecek ve SHP hızla demokrasiyi tüm kurum ve kurallanyla işler hale getirecektir. Bu iktidar gittiğinde, gerisinde yalnızca demokrasi için kaybedilmiş yıllar bırakacaktır". Gürkan, Özal'ın ihracat alanmdaki ihmallerinin de çok değerli yıllann yitiribnesine neden olduğunu belirterek yatınmların yetersiz olduğunu bildirdi. Gürkan, "tkibuçuk yıl içinde temeli atılan ya da açılan tesislerin tümii 55 milyonluk büyiik ve iiretken Türkiye için yatınm karikatürteridir. Bahçe duvan temeli atmakla üreten ve sanayileşen bir Türkiye yaraülamaz. Kapanan kapıları, sönen ocaklan, tütmeyen bacalan, sokaklarda kalan işçileri görmekten Türk halkının gönlünü karalar basmıştır" dedi. Hükümetin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da izlediği politi kanın yetersiz olduğunu, olaylann yalnızca güvenlik önlemleri ile ortadan kaldırılamayacağını kaydeden Gürkan, hükümetin dış borçlanma konusundaki uygulamalan konusunda da şunları söyledi: "SHP, bugün biraz sorumsuz davransa ve daha iyi bir Türkiye için değil de, yalnızca bu hükümeti başansız kılmak için politika yapsa, bu hükümet, bugün 1979 yılı hükuraetinin içine düşürüldüğü amansız döviz darboğazına duşürülebilir ve siyasal sonuna getirilebilir. Türkiye'nin döviz dengesi böylesine duyarlı bir noktadadır. Ancak elimizden geldiğince, herkese güven aşılamaya çalışarak, hükümetin Türkiye'yi bir döviz darbogazına düşürmemesine yardımcı oluyoruz. Elimizdeki birçok önemli bilgiye ve hükümetin sorumsuzca bir dış borçlanma politikası izlediğinden haberdar olmamıza rağmen sorumluluk içinde davranıyor. salt hükümet yıpransın ve güç durumda kalsın diye Türkiye'yi bilinçli bir güven ve döriz bunahmma kmryoruz ve hmeyeceğiz. Ancak kükümeti gereksiz dış borçlanmaları ve tehlikeli kısa vadeli dış yükümlülükleri nedeniyle uyunyonız. 'Benden sonra tufan' zihniyetiyle sosyal dcmokrat iktidanı a|ır borç tuzaklan kurma sonımsuzhığiından hızla kendini kurtarmasını talep ediyoruz. Aksi takdirde tavnmızı değiştinnek zonıada kalabiliriz.'ABD Dışişleri Bakanı Shultz'un Türkiye'yi ziyareti sırasında ana muhalefet partisi genel başkanı olarak kendisi ile görüşmemesini eleştirdi. Gürkan bu konuda şöyle dedi: "Bu kendi takdirterindeki bir konudur. Ancak Yunanistan'a gittiklerinde YunanisUn ana muhalefet partisi üderiyle görüşmek gereği duyup, Türkiye'de bu geregi daymanuş olmalan keaduerinin Turkiye'deki demokrasi ve Türk halkının siyasal eğilimleri konusunda yanlış yargılara sahip oldugu izleniminj bırakmıştır. Bu yanlış yargüardan doğabilecek gereksiz sıkıntüann soramlusu herhalde Türkiye'nin ana muhalefet partisi olmayacaktır". (Baştarafı 1. Sayfada) 2) VADE StJRESİ: Türkiye Irak'ın önerdiği 24 aylık vadeyi kesinlikle kabul edemeyeceğini duyurdu. Türk tarafının vade pazarlığındaki üst smır 1518 ay olarak belirlendi. 3) MEVCLT BORÇLAR: Irak'ın bu yıl içinde Türkiye'ye ödeyeceği 1 milyar dolarlık borcun tahsilatında "bazı kolaylıklar" gösterilebileceği duyuruldu. Bu konuda kesin yöntem belirlenmiş olmamakla birlikte, borçlara ek bir vade tanınması veya bir bölümünün petrol karşılığı tahsil edilmesi yöntemleri üzerinde duruluyor. İHRACAT StGORTASI İş dünyasının Iran ve Irak'a yönelik ihracatın devamını sağlayabilecek çözüm yolu olarak gördüğü ihracat sigortası sistemi, 3 yıllık bir aradan sonra yeniden gündeme geldi. 1984 yılında DPT tarafından yapılan hesaplar, böyle bir sistemin mali yükünün 350400 milyar düzeyinde olduğunu ortaya koyuyordu. Si^orta sisteminin bugünkü maüyetinin 800900 milyar liraya ulaşabileceğini kaydeden bir yetkili, "Şu an için ihracat sigortasına gidebilmemize imkân yok. Bütçe kaynakları buna elvermi^or" dedi. Kredili Batnıan'da geniş önlem (Baştarafı 1. Sayfada) dirmesinden sonra aynı gün akşam saatlerinde kısa sürede tüm işyerlerinin kapatılarak sabah 07'ye kadar süren sokağa çıkma yasağı sırasında başlatılan aramalar ve operasyonlar, her türlü sabotaj olasılığına karşı sürdürülürken, ilçenin tüm giriş ve çıkışlannda kimlik denetimi de devam ediyor. Denetimlerin sürdüğü Batman'da TPAO rafinerisinde alınan güvenlik önlemleri de takviye edilerek sürdürülüyor. Bu arada, Batman TPAO rafinerisine Ankara'dan güvenlik görevlisi olarak işçi kadrosuyla gönderilen 200 kişi tarafından, TPAO çalışanlarının her gün giriş ve çıkışta 5 kapıda kimlik denetimlerinin ve üst baş aramasının yapıldığı bildirildi. TPAO rafinerisinde yetkili sendika olan Petrolİş yöneticileri, TPAO yetkililerini, iktidar yanlısı ve partizanca davranmakla suçlayarak yerli yersiz yapılan ihbarlarla çok sayıda işçinin gözaltına aldmldığını, ihbarlann boş çıkmasına rağmen bu işçilerin tekrar göreve başlatılmadıklanm söylediler. öte yandan, Sürt ve çevresinde operasyonlar sürerken sürekli takviye edilen birlikler yer değiştererek, "Kıskaç Harekâtı"nı sürdürüyorlar. Çok sayıda sığınak ve cephane ele geçirildiğini belirten askeri yetkililer, en geç hafta içinde operasyonun sonuçlanacağına ve bölücü çete mensuplannın yakalanacağına inandıklannı ifade ediyorlar. öte yandan, geçen hafta güneydoğudaki olaylan yerinde incelemek ve yurttaşlarla konuşmak üzere bölgeye giden SHP'li milletvekilleri Sururi Baykal ve Erol Ağagil Ankara'ya döndüler. tki milletvekilinin, bâjgedeki incelemeleri ile ilgili olarak hazırladıkları bir raporu, Genel Başkan Aydın Güven Gürkan ile birlikte değerlendirerek yannki parti grubu toplantısına sunacakları açıkladı. Sururi Baykal'ın ayrıca yarın konuyu gündemdışı bir konuşmayla TBMM'ye getireceği bildirildi. Orgüte göre uzman polis (Baştarafı 1. Sayfada) yaptığını kaydeden Bedük, "uzman polislerin şu anda ozellikle kentlerde görev \aptıgını, ancak ber koşulda görev yapacak şekilde egitildiklerini" söyledi. UZMAN POLtS KIRDA Uzman polislerin asıl görev alanının kentler olduğunu belirten Bedük, bu özel timlerin gerek duyulduğu hallerde kırsal alanlarda da görev yaptığını bildirdi. Kırsal alanda güvenliğin sağlanması ve bölücü faaliyetlerde bulunanları takip görevinin jandarmaya ait olduğunu söyleyen Bedük, uzman polis timlerinin jandarmadan, mahalli komutanlıklardan, sıkıyönetimin kalktığı illerde ise valiliklerden gelen talep uzerine kırsal alanda operasyonlara katıldığını bildirdi. Ankan Bedük, Güne>rdoğu Anadolu Bölgesi'nde halen sürdürülen operasyonlara kaulan özel polis timinin de bu uzman polislerden olustuSunu açıkladı. Bedük, "Teröristleri yakalatanlara ödiil verilmesi sistemi ile PKK örgütüne bağlı yasadışı yıkıcı ve böliicü örgüt mensuplannın bir an önce yakalanarak, bölgede huzur ve giivenin sağlanması amaçlanıyor" dedi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde meydana gelen son olaylar uzerine bölgede emniyet güçlerinin istihbarat ağının ve faaliyet alanının genişletildiğini bildiren Bedük, leröristlerin yakalanmasına yardımcı olacak istihbaratta bulunanlann kimliklerinin kesinlikle açıklanmayacağını söyledi. Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı'na ait Adıyaman yakınlarındaki Toybelen Petrol Dolum Tesisleri'nde geçtigimiz günlerde meydana gelen yangınla ilgili araştırmaların sürdürüldüğünü de> kaydedenSaffet Ankan Bedük, yangının kullanılan bir patIayıcı maddeden kaynaklandığının kesinlik kazandığını söyledi. Ankara'dan Adıyaman'a giden özel polis timinin tesislerde yaptığı incelemeler sonucunda elde ettiği bulguların Emniyet Genel Müdüvlüğü bünyesinde incelendiğini kaydeden Bedük, kullanılan patlayıcı maddenin türünün araştırıldığını bildirdi. Ankan Bedük, elde edilen bulgular arasında tabanca ya da tüfek mermisi bulunmadığını söyledi. 280 t Milyar TL. Toplam Satışlar Konsolide Kâr 240 200 Satışlarımız Çok sevdiğimiz Istanbul Haber Servisj Şefimiz SELAHATTİN GÛLER ve foto muhabtri arkadaşımız ALİ ÂLAKUŞ iie Seiahattin Güter'm eşi İsianbui Deniz PoHsi Müdires* SEVGİ GÜLER ve makam şoföru, Polis Memuru OKAN OKAN't iki yif önce öugün acı bir trafik kazasında göreye gklerkefl yttircfik. Arkadaşlarımia sevgiyte aroyor ve asz hatırafan önünde saygıyla eğttiyoruz. CUMHURİYEÎ ÇALIŞANLARI 160 H REKLAMCILAR DERNEĞİ Genel Kurul Toplantısı için duyuru Deraeğimiz Olağan Genel Kurul Toplantısı 22 Nisan 1986 Salı günü saat 16.00'da, Yüdız Posta Caddesi, No. 26, ABlok, Kat 9, Daire 18, Gayrettepe, İstanbul adresındeki Dernek Merkezinde yapılacak ve aşağıdaki gündem görüşülecektir. Belirtilen günde çoğunluk sağlanamadığı takdirde, ikinci toplantı 29 Nisan 1986 Salı günü, aynı saatte ve aynı yerde yapılacaktır. Üyelerimizin bilgisine sunar, 22 Kisan 1986 tarihindeki ilk toplantıda hazır bulunulmasını ozellikle rica ederiz. YÖNETİM KURULU Gündem: 1. Açüış ve Başkanbk Divanı seçimi 2. Yönetim Kurulu Raporu'nun okunması ve görüşülmesi 3. Denetleme Kurulu Raporu'nun okunması ve görüşülmesi 4. Yönetim Kurulu'nun aklanması 5.19861987 Bütçesinin görüşülmesi ve onaylanması 6. Yönetim Kurulu seçimi 7. Denetleme Kurulu seçimi 8. Üyelik Kurulu seçimi 9. Disiplin Kurulu seçimi 10. Dilekler ve kapanış Milyar Konsolide Brüt Kâr Toplam Satış Hasılatı Toplam Mevduat Toplam Krediler Bankacılık Kârı 72 174 107 115 10 269 120 80 1981 1982 1983 1984 1985 Etibank ta büyüme ve başarı süreklidir 1984 milyar 952 milyon TL. milyar 583 milyon TL. milyar 011 milyon TL. milyar 342 milyon TL. milyar 632 milyon TL. 105 269 162 216 22 1985 milyar 127 milyon TL. milyar 817 milyon TL. milyar 0 9 0 milyon TL. milyar 078 milyon TL. milyar 370 milyon TL. Ekonomimizin temel kuruiuşu Etibank, gücünü bir kez daha kanıtlamanın haklı gururunu ve mutluluğunu yaşamaktadır. "güçlü kuruluş, güçlü bankacılık" Sermavesi: 163 milvar. ETİBANK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle