18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MART 1986 EKONOMÎ CUMHURİYET/9 TÜRKIYE'den 14 nıart kararlanndan ihracatçı kazançlı çıktı tSTANBUL, (ANKA) 14 mart kararları demeti içinde yer alan desteklerae priminin yüzdc 4'ten yuzde 2'ye indirilmesi karanna karşıhk, dolar karşısında TLÎnin değerinin yuzde 5 orarunda düşürülmesi, ihracatçınm destek primindeki indirimden doğan kaybını fazlasıyla telafı etti vc döviz alış kurunun 644 lira olduğu koşullarda ihracatçıya sağlanan teşvikin ortalama 260 lirayı aştığı görüldü. ANKA'nın hesaplamalanna göre, Merkez Bankası'nın döviz alış kurunu 644 lira olarak belirlediği koşullarda "üntiyazlı ihracatçı" olarak adlandırılan ve ihracatın üçte birini gerçekleştiren dış ticaret sermaye şirketlerine sağlanan teşvik ytizde 44.6'ya, bu ihracat şirketlcrinin her ihracat dolan da 932 liraya çıkü. Böylece son operasyondan sonra büyük ihracatçılara getirdikleri dolar başına sağlanan teşvik 287.5 liraya ulaştı. Ihracatı teşvik belgesine sahip sıradan ihracatçıda ise başta vergi iadesi olmak Ozere sağlanan çeşitli teşviklerin dolar başına tutan 249 lira olarak gerçekleşti. Ibptancıda iflas korkusu OSMAN ŞENKUL Mart başından itibaren Türk Lirası sıkıntısıyla başlayan kriz, birçok firmayı iflasa doğru sürüklüyor. Merkez Bankası'nın döviz kurlannı yükseltmesinden sonra, maliyetleri artan toptancı esnafı ve küçük hhalatçılar, talebin iyice daralmasıyla maliyetin altında satışa yöneldi, ellerdeki ödenmeyen çek ve senetler ise 'klasör kalınlığına' ulaştı. "Artık ayakta kalmaıun tek yola dde avuçtakiyle idare edip, piyasadan bir süre çekilmektir" şeklinde yorumlarda bulunan piyasa çevreleri, iflas beklentisinin getırdiği sinir bozukhıklan nedeniyle, zaman zaman tartışmalar olduğunu dile getirdiler. Topta. cılann panik halinde nerede müşteri bulursa satış yapmaya çaüştıklannı anlatan ilgililer, "Hatta üretkinin yiizde 20 iskontoyla girdigi Uuüdere bider yüzde 2530 fiyat kırarak girip ihak aldıgımız bile oluyor" şeklinde konuştular. Konuşmasına, "Devalüasyon oldu, biz de fiyat listelerimizi degJştirdik" diyerek başlayan Perşembe Pazarı ithalatçılarından Erol Tkaret'in sahibi Tevfık Aral, devalüasyonla iflasların ilişkisini şöyle anlattı: PtYASA ÇEVRELERtNDEN: Girdiler yükseldi, lirayok, ödenmeyen çek ve senetler klasör kalınlığındaEKONOMINOTLARI OSMAN ULAGAY Artık ayakta kalmaıun tek yolu, dde avuçtakiyle idare edip piyasadan bir süre çekilmektir. Biraz nakit para getiren birine, değil yeni fiyat, eskisinin maliyetinin bile altında mal vermeye hazır birçok kimse var. Aldıkları nakitler eski borçtartm bile kapatmaya yetmeyecek ve ardından gelsin iflaslar. Zincirleme zamlan getirecek olan ara mal ve hammaddelerde zam yapmak değil, uygulayabilmek marifet oldu. Şu anda Perşembepazart'nda 2030 iflas bekleniyor. 'Devalüasyonla biriiktr maliyeoenmız artu. Oysa ştmdi biraz nakit para getiren birine, degil yeni fiyat, eskisinin maliyetinin bile alünda mal vermeye hazır birçok kimse var. Birçok firma ' "yle çalışmaya başladı. Ne olacak? AJdıklan nakitler eski borçlannı bile kapatmaya yetmeyecek ve ardından gelsin iflaslar." "ÖZAL'IN DEVALÜASYON ZAMANLAMASI" Son yapılan devalüasyonun doğrudan tüketime yönelik bir kaç kalem malda etkili olduğunu savunan Aral "Oysa zincirleme zamlan getirecek olan ara mallar ve hammaddelerde zam yapmak degil, uygulayabilmek marifet oldu" dedi. Nisan ayı başından itibaren iflaslann birbirini izleyeceğini savunan Aral, "Ben şu piyasada en az 2030 iflas bekliyonım" dedi. StNtRLER GERGtN İflas öeklentisi nedeniyle esnafta sinirlerin de son derece gerildiğini belirten bir boya ve kimyevi madde toptancısı ise, o sırada dışanda meydana gelen gürültüleri göstererek, "tşte örnegin sn olay. Arkadasın biri, dükkfinının öniine araba parkeden komşusnyla tartışıyor. Normal zamanda olacak iş mi bu?" şeklinde açıklamada bulundu. Rafından indirdiği bir klasörü gösteren toptana, "Iste bunlann bepsi zamanı gellp de ödenmeyen senetler. Ama ne yaparsın ki, bizim de birçok senedimiz ellerde odenmeyi beküyor" diyerek, herkcsin iflas beklentisi içinde olduğunu söyledi. Prof. İnce: lalnızca TVvideo üretmek maharet değildir ANKARA, (UBA) Türkiye'de elektronik sanayiinin muazzam bir gelişme içinde olduğunu belirten TÜBİTAK Genel Sekreteri Prof. Dr. Nejat toce, bu konuda en önemli eksiğimizin insan olduğunu soyledi. Türkiye'de elektronik sanayiinde bir strateji çizilemediği için çalışmalann dağımk olduğunu ileri süren İnce, "Hektronik sanayti pakah Mr y»TÜBİTAK Genel Sekreteri tmm abuu degfldfc. Bu sanayie karp tntt En büyük tkstk, insan. ülkemizde büyttk bir nyanma başladı. Ancak simdiye kadar iç pazara donttk çalışmaıann yapüması, dış pazarlara açüınmamas, sanayinin gerekli noktaya ulasmasını eageiledi. Dnnım yine dc iyi. Portekiz'den, Yunaaistan'dan ve diger bazı Avrnpa ülkeiermden daka iyi durumdayız. Ama dttnyada nder oluyor, dikkatfc Izkmemiz gerekmektedir. Sadece tekvizyon video yapmak maharet deffldir" dedi. "Piyasa o kadar sıluştı ki, devalüasyondan sonra yapmamız gereken zamlan yapamadık. Yapsak da ciddiye alan kim" diyen Eksen Ticaret Ltd. Şirketi'nden Bayram Özkurt, nakit getirene maliyetinin altında satışların yaygınlaştığmı, bunun da iflaslann işareti olduğunu savundu. Özkurt, satış fiyatı 62 bin 500 lira olan bir taşlama makinesini göstererek "Iste bundan bir taneyi az önce 50 bin liradan verdim" dedi. Elektrik pıyasasının en zorunlu gereksinmeleri karşıladığını hatırlatan Gürtaş Elektrik'ten Halil Dalcı da "Ama buna ragmen bizim piyasamız da aynı durumda. Alışveris neredeyse kesüdi" şeklinde konuştu. Iflaslann kaçmılmaz olduğunu anlatan Dalcı elinde nakit parası olanın ayakta kalacağını, diğerlerin ya iflas edeceğini, ya da iş değiştireceğini ileri sürdü. Devalüasyondan sonra yapılması gereken zamlann yalnızca kâğıt üzerinde kaldığını anlatan Gürkan Makine Modürü Ercan Altıntaş ve Uyguner Ticaret ortaklarından Varol Sedat da, piyasalann iflas beklentisine girdiğini, kasalann da para yerine çek ve senetlerle dolduğunu ifade ettiler. Sabancı'nın Çıkışı, Döviz ve Bankalar... Sabancı Holding ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı geçen gun düzenlediği basın toplantısında bazı banKaiarın hesaplarını iyi yapmadan büyük angajmanlara girdiklerini belirterek şöyle demiş: "Gelir ve giderierini dış paraya bağlamışlar. Attıklan adımlann matematiği yok. Bunun sonucunda iyice acıkmış biçimde yabancı para arayışına çıkmışlar, amansız bir kur yanşına girmişler ve bu noktada dcviz darboğazı oluşmuştur" Sabancı bu hatalı tutumları nedeniyle zor duruma düşen bankaların cezalandınlmasını istemiş, kurtanlmalarına ise karşı cıkmıştır Türkiye'nin en büyük bankalanndan birine sahip bulunan Sabartcı Holding'in başındaki Sabancı, "gelir ve giderierini yabana paraya bağlamışlar" derken, ülkemizdeki bankacılık sektörünün son yıllarda yaşamakta olduğu değişime parmak basmıştır. Son yıllarda izlenen ekonomi politikalarının bir sonucu olarak: • Türk banka sistemınde alışılagelmiş normal bankacılık faaliyetleri, yani halktan mevduat toplayıp sanayiciye, tüccara kredi verme işlemleri "riskli" ve "k&r yaratma potansiyeii duşük" işlemler olarak görülmeye başlanmıştır. Yüteek tutulan mevduat faizleri nedeniyle zaten yüksek düzeyde bulunan fon toplama maliyetine bir de bankaların gene çok yüksek olan fon aktarma maliyetleri eklendiğinde, oluşan yüksek kredi faizleri kredi vermeyı riskli bir hale getirmiştir. Enflasyonun yüzde 40'larda seyrettiği ve düşme egiliminde olduğu bir ortamda yüzde 70 faizle borçlanan bir iş sahibinin bu krediyi nasıl geri ödeyeceği bankacılan haklı olarak düşündürmekte, süren kredi iliskileri dışında yeniriskleregirmeyi caydırmaktadır. • Topladıkları parayı kredi plasmanlarına yönlendirmekte çekimser kalan bankalara son yıllarda açılan önemli yatırım ve kâr kapılarından biri, devtetin kendi iç borçlanması için ıhraç ettiği menkul kıymetler olmuştur. Bankalar topladıkları mevduatın önemlice bir bölümünü devtet tahvillenne ve Hazine bonolanna yatırarak kârlarını arttvrmak otanağını bulmuşlard>r. Ancak devletin ihraç ettiği menkul değerlere yapılan yatırımlar, bankaların yıllık kâr rakamlarıyla belirtenen noktaya kadar özel bir vergi avantajı getirmekte, bu rakamın ötesinde deviet tahvili ve Hazine bonosu almak çok cazip olmaktan çıkmaktadır. Bu nedenle bankaların menkul değer portfoyierini artırma olanakları sınırlanmakta, çoğu kez vadesi dolan bono ve tanvıllerin yerine yeni alım yapılabilmektedir. • Son yıllarda bankalara açılan dlğer önemli kâr kapısı, dış ticaretin finansmanı ve kambiyo işlemlertdir. Türkiye'nin 1980 yılında 10 milyar dolar dolayında bulunan dış ticaret hacmi geçen yıl 20 milyar dolara dayanmış, genel olarak ekonominın dış işlemlerinde ve dış kredi kullanımında büyük çeşıtlenme ve artışlar meydana gelmistir. Çok sayıda yabancı bankayı Türkiye'ye çeken başlıca neden de bu olmuştur. Bu ortamda Türk bankalannın da kârlannı arttırmak için kambiyo işlemlerine, dış parayla ilişkili operasyonlara öncelik vermeye başladıkları görulmüştür. Özellikle bazı küçük ve atak bankaların kârlannı hızla yüksertmek için riski de büyük olan dış operasyonlara giriştikteri, azami kân sağlamak için çok duyariı döviz dengelerinde durmayı göze aldıklan bilinmektedir. Ancak çok daha ihtiyatlı büyük bankaların da kârlılığı, dövizle bağımlı dış işlemlerde aradıkları, atıl tonlarını dövize yatırdıkları bilinmektedir Sabancı Grubu'nun bankası olan Akbank'ın 1985 yılı kâr zarar tablosu yukanda çizdiğimiz tabloyu doğrulayan bir örnektir. Akbank 1985 yılında 240.2 milyar lira taiz geliri sağlamış, ödediği faizler ise 2405 milyarı bulmuştur. Yani bankanın faiz gideıieri, gelirlerinden fazladır. Buna karşılık Akbank geçen yıl menkul değerlere yaptığı yatırımlardan 32.7 milyar lira, kambiyo işlemlerinden ise 53.4 milyar lira kâr sağlamış ve sonucta faaliyet yılını 263 milyar liralık bir kârla kapatmıştır. Otğer bankaların kâr zarar rakamları açıklandıkça buna benzer tabloların ortaya çıkması bekleniyor. işte bu ortamda kârlılığını büyük ölçüde dövize dayalı dış işlemlere bağlayan Türk banka sisteminin, döviz dengelerinde meydana geiecek gelişmelere, tereddütlere, bu konuda alınacak önlemlere karşı çok duyartı bir hale geimiş olması doğaldır. Gene bu ortamda yüksek kâr marjı vaat eden riskli işlemlere girişmiş bulunan bazı bankaların güç duruma düşmesi de şaşırtıcı değildir. Bu gibi durumlarda devletin desteği olmadan sistemi ayakta tutacak mekanizma bankalararası piyasadır. Elinde büyükçe döviz stoku bulunan bankaların, sıkıntı çekenlere desteği durdurması h», linde ise çözüm güçleşmekte, döviz yükümlülüklerini yerine getiremeyen bankaların son örnekte olduğu gibi Merkez Bankası payandasıyla ayakta tutulmaları gündeme gelmektedir. Bunun alternatifi ise, Sayın Sabancı'nın önerdiği gibi bu duruma düşen bankaların kaderieriyte basbasa bırakılmalarıdır. Birkaç Türk bankasının dış yükümlülüktenni yerine getiremeyerek batmalarının dış dünyada yaratacağı etkiler, konunun önemli bir yönüdür. Diğer ilginç yön ise, bu yondeki önerinin Türkiye'nin en ihtiyatlı yönetilen ve döviz stoku en fazla olan bankalannın birinin patronu tarafından dile getirilmiş olmasıdır. Çeşitli illerde Tekel Müdürlüğü yapan SHP'li Turhan Aral: Çukurova Elektrik'in kân 17 milyar ADANA, (Cumhoriyet Gttney tlleri Bürosn) Adana, Içel, Hatay ve yöresine elektrik enerjisi sağlayan Çukurova Elektrik Anonim Şirketi'nin 33'üncü yıllık olağan genel kurulu yapıldı. 1985 yıünda 17 milyar lira kâr sağlayan şirketin, bu yıl ortaklarına yüzde 150 temettü dağıtması, temettülerin de 20 nisandan itibaren ödenmesi kararlaştmldı. Şirkette çalışan isçilerc yılhk normal 4 maaş ikramiyenin dışında, kâr payından da 4 maaş tutannda ikramiye verilmesi kabul edildi. Sigara kaçakçıhğı süriiyor 1B9S yılı sigara tüketiminin 99 milyon 300 bin kilo olarak hesaplandığını açıklayan SHP Sinop tl Yönetim Kurulu üyesi Turhan Aral, Türkiye'nin toplam sigara üretiminin 62 milyon, ithal edilen sigaranın ise 5 milyon kilo olduğunu, aradaki 37 milyon kiloluk açığın kaçak yoldan ülkeye girdiğinî, bunun da kaçakçılara 300350 milyar lira haksız gelir sağladığını savundu. Kaçakçılann haksız kazançlarım önleme iddiasıyla sigara ithalatına izin veren özal hükümetinin ithalata meşruiyet tanıyarak kaçakçıhğı motive ettiği öne sürüldü. sigara tüketeceği hesaplanmıştı. Bu hesaplamayı yapan kişi ise, o dönemın DPT Musteşan Turgul Özai'dır. Hesap doğrudur, ancak Tekel tarafından 1985'te 62 milyon kilo sigara üretilmiştir. Normal ithal yolu ile iç piyasaya verilen yabancı sigara ise 5 milyon kilodur. Ülkemizde şu anda herhangi bir sigara darlığı olmadığına göre, yaklaşık 100 milyon kilo tüketime karşılık üretilen ve ithal edilen sigara toplamımn 67 milyon kilo civarında olması, arta kalan 3740 milyon kilo sigaranın yurda kaçak olarak sokuldugunun göstergesidir. Bu arada ABD'de yayımlanan Foreign Agriculture Circular tütün dergisi, Agustos 1983 sayısında Tekel bültenlerindeki rakamları onaylanarak 1985 yılında yaklaşık olarak verdığımiz rakamlann dognılugunu 1983'te belirtmiştir. Buna göre 1985 yıhnda Türkiye'ye kaçak giren sigaralardan kaçakçılann 300350 mihar lira dolayında haksız gelir sagladıklan. ya da Hazine'nin yalnızca 1985 yılında bu miklarda gdir kaybına ugradıgını soyleyebüiriz. 1986 yılında ise, bu rakam en az 500 milyar lira olacaktır. Bu da gösteriyor ki, yabana sigara ithaü iddia edildiği gibi kaçakçıhğı önleyememiş, tersine meşruiyet kazandırılarak motive edilmiştir." Deniz giysilerinde pahalı yaz İSTANBUL, (THA) Firmalar kış sezonunu ka Ne. kaça satılıyor? patıp, ilkbahar ve yaz mo Qnsl FrratıfTL) dellerini yoğun bir şekilde 1530 bin unıtırken, mayolar da ya....915 bin vaş yavaş vitrinlerde yer al...1030 bin maya başladı. Mayo ve de... 510 bin niz havluları bu yıl sezona Btmaz 1525 bin geçen yıla oranla yüzde 50 ç«a* ... 510 bin daha pahalı girdi. Mayolann en ucuzu 15 bin, en pahalısı ise 30 bin liradan satılıyor. CENGİZ DEMİREL SİNOP ANAP hükümetinin, soylediğinin aksine, sigara kaçakçılığını önleyemediği iddia edildi. Türkiye'de 1985 yılı sigara tüketiminin 4. Beş Yıllık KaUanma Plaru'nda 99 milyon 300 bin kilo olarak hesaplandjgını bıldıren SHP Sinop il yönetim kurulu üyesi Turhan Aral, "1985 yıhn<J« Tekd tarafmdan 62 mil) OD kilo sigara üreiilmiştir. Normal ithal )oluyta iç piyasaya verilen yabancı sigara 5 milyon kitodur. Yaklaşık 100 mllyoo Ulo rfiketime karsüık üretilen ve ithal edilen sif »ra toplamı 67 milyon kilodur. Bu rakamlar 37 nilyoD kiloluk dgaranın yurda kaçak olarak sokuMagunn gösterir" dedi. Çeşitli illerde Tekd müduritıgü görcvinde bulunan ve Tühin Eksperleri Dencti Gcnd R»fk«nlıfr yapaa SHP B yönetim kurulu üyea TurBaa Aral, geçen yıl Türkiye'ye kaçak ola SEMteER, SER8İ, KONFERAIg FEDERAL ALMANYA'da Tüketicinin Korunması ve Borç Hukuku Reformu konulu konferans bugün lstanbul Ticaret Odası'nda saat 10.30'da meclis salonunda verilecek. EKONOMİDE DIŞA AÇIK Büyüme konulu konferans 25 mart salı günü Eskisehir Anadolu Üniversitesi Sinema Salonu'nda saat 15.00'te başlayacak. Anadolu Üniversitesi Çevresel Etkileşim ve Kültürel Faaliyetler Merkezi tarafından düzenlenen konferansa, Prof. Dr. Gülten Kazgan, Mesnt Erez, Yavuz Zeytinoglu, BüJent Öztürkmen ve bir öğrenci konuşmacı olarak katılacaklar. PETROL FİYATLNDAKI Gelişmeicr ve Tiirkiye Ekooomisi konulu konferans 27 mart perşembe günü saat 16.00'da Ekonomik ve Sosyal Etütler Konferans Heyeti'nin Cumhuriyet Cad. 27918 Harbiye adresinde yapılacak. Dr. öztin Akgüç'ün sunuşunu yapacağı konfcransta Ahmet Ayiıa Botak ve Dr. Nezih Neyzi konuşacak. rak sokulan sigaralardan kaçakçılann 300350 milyar doUyında haksu kazanç sağladıklannı öne surerek, rakamlara dayalı olarak şu açıklamayı yaptı: "Sigara ithalatına izin verilmesinin nedenini kaçakçılann haksız kazançiannın Hazine'ye çekümesi olarak açıklayan Başbakan Turgut özal'ın bu görüşlen gerçekle çelişmektedir. Şimdi rakamlarla konu>ıı inceleyelim. 1951 yılında 19.6 milyon kilo olan Türkiye'deki sigara tüketimi, 1970 yüında 42.6 milyon kitoya ytlksellnistır. 1951 ve 1970 yıflan arasındaki sigara tüketimi arüş oranı >ıllık yüzde 5.8'dir. Türkiye'nin sigara tüketimi 1979 yüında 70 milyon 840 bin kiloya yiikselmıştır. Oran, yıliara göre yine yüzde 5.8'dir. 4. Beş Yılhk Kalkınma Plaru'nda 1985 yılı sigara tüketimi hesaplanırken de bu orandan yarariamiınij ve o günlerde 1985'de Türkiye'nin 99.3 milyon kilo DÖVİZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABO Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şilıni 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangi 1 Danımarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 İsveç Kronu 1 İsvıçre Frangı 100 italyan Lıreti 100 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinarı 1 Sterlin 1 S Arabistan Riyali Döviz Alış 644.10 460.08 40.82 266.45 14.00 77.53 93.11 253.83 89.77 341.43 42.10 366.13 2246.56 966.08 176.51 Döviz Efektif Efektif Satış Alış Satış 656 98 644.10 663 42 469.28 437.08 473 88 41.64 42.04 40.82 292.18 286.45 295.04 13.30 14.42 14.28 79.08 77.53 79 86 94.97 93.11 95.90 253.83 261.44 258.91 89.77 91.57 92.46 341.43 351.67 348.26 4294 40.00 43.36 347.82 377 11 373.45 2291 49 2134.23 2313.96 987.44 968.08 997 12 180.04 167.68 181 81 DUNYA'dan ÂBD pazarında YııgoToyota sürtüşmesi Ekonomi Servisi Yugoslavya'nın ABD'ye ilk ihraç ettiği Yugo arabaların ABD'deki dagıtıa firması, Toyota hakkında, satışlannı engellediği iddiasıyla dava açtı. ABD otomobil sanayii uzmanlan, söz konusu sttrtu$menin küçük otomobil pazaandaki kıyasıya rekabetin çirkin bir yansıması olduğunu kaydederken, Japonya'nın en büyük Dtomobil üreticisi Toyota, \BD'deki bayilerin Yugo marsa arabalan satmasını engelleiikleri yolundaki ıddialan yalanadı. Toyota yetkilileri, Yugo'ıun iddialarıru ayrıntılı olarak ncelediklerini açıkladılar. SERMAYE PIYASASENDAN HAZIRLAYAN YENER KAYA Atak yapacak kâğıt aranıyor İKTİSAT SEEKS "TOMORROVV'S MANAGERS" İktisat Bankası seeks M.B.A.'s or university graduates to be employed as Analysts ın the departments of Marketing. Organization. Treasury, Foreign Operatıons and Securities after a sixmonth General Bank Training Program and a probatıon perıod in foreign banks. Candidates should • have excellent command of Englısh (a second foreign langı/age is an additional asset) • be aged under 28 • have hıgh representative skill and an analytical mind • preferably have completed military service (for males). Son haftalarda özellikle 1. pazar hisselerinde görülen "rolanti durumu", araa kurumlan flaş olabilecek kâğıt aramaya yöneltti. "O senin yazdığın sözler vardı, hani 'ayılıkboğalık' diyordun ya, iste tam zamanı simdi" dedi bir aracı kurum yetkilisi seans arasında. Ayılık ve boğalık terimlerinin dış borsalarda çok kullanıldığını, hatta genelgeçer terim halıne geldiğini belinmemize rağmen, bazı aracı kurum yetkilileri herhalde ayıhğı veya boğahğı kendilerine yakıştıramamışlar ki bu terimleri kullandığımız zaman hemen hepsi kendilerinin ayı mı, yoksa boğa mı olduklannı sormuşlardı bize. İşte bu haberımizin yazılmasından nerdeyse bir ayı aşkm zaman geçmesine rağmen, hem de bir üye temsilcisinin ağzından 'ayılıkboğalık' terimlerini duymak hem memnun edici hem dıişündürücü. Ne demek istiyordu bu üye temsilcisi, yoksa hâlâ kendilerine hakaret ettiğimi mi zannediyordu? Değilmiş meğer, sanki bir devlet sımnı açıklarruş gibi yeniden kulağıma eğildi ve "Sahi söylüyorum şimdi hem ayılık hem de boğalık etmenin zamam" diye yineledi tümcesini. Ben de niye şimdi de daha sonra değil diye bilgiççesine sorumu yönelttim kendisüıe. "Niye olacak kardesim baksana herkes bir ay evvdki hızlı gidişin durulduğu şu sıralarda, iğneyle kuyu kazarmışcasına üç tane alıp beş tane satmanın savaşını veriyor. Şimdi üç tane flaş kağıt bulup piyasaya bir süreceksin, bak gör o zaman neler olur borsada" dedi. Bu yoruma yorum katacağımıza, bu yorum çerçevesinde kuliste araştırmalar yaptık. Gerçekten herkes donuk geçen şu mart a>inda flaş olabilecek bir veya birkaç kağıt aramanın peşindeymiş meğer. Hatta bir üye temsilcisi, mart ayında çeşitlenmeye karşın hisse alım adedindeki düşüşün bundan kaynaklandığmı iddia ederken, bu savını şu sözlerle kanıtlamaya çalışıyordu: "Dikkat edilirse mart ayı içinde şubat ayının son haftasını takip eden birinci hafta dışında öyle aşın düzeyde fiyat gerüemeleri 197 34 4ET, petrol vergisine karşı çıktı Ekonomi Servisi AET merji bakanlan geçen hafta soıu Brüksel'de yaptıkları toplanıda, petrol pazarlanndaki altüst )luşun durulmadığı ve petrol fi'atlanrun düştüğü bir dönemde, :nerji alanında yeni önlemler alnanın yanlış olacağı kararına 'ardılar. Bakanlar, şu an için lerhangi bir petrol vergisine de ;arşı çıkarak, düşük petrol fıyatanndan tüketiciler ve sanayicier olarak yaraılanmanm sırası ılduğunu vurguladılar.' April 7. 1986 enclosıng your CV, your address and phone number. Applications vvıll be held in strict confidence. Büyükdere Cad. 165, Esentepe, İstanbul until Please vvrite to İktisat Bankası,Genel Müdürlük, Endeksteki düşüşte yuvaşlama var DB40 Hisse Senedi Fiyat Endeksi, dört haftadan beri süregelen gerilemede geçen hafta belirgin bir yavaşlama gözlendi. Geçen hafta içinde özellikle birinci pazar seanslannda alımsatımı yapılan baa hisselerin fiyatlannda istikrarlı bir gidişin sürmesi, DB40 Endeksine de somut olarak yansıdı. Bir önceki haftayı 190.83'te kapatan endeks, geçen hafta 0.88 puanlık bir gerileme ile 189.95'te kapandı. Borsagözlemcilerine göre, bundan böyle birinci pazardaki hisselerde aşın düşmelerin söz konusu olmayacağı ve bundan böyle piyasadaki gerilemelerin genel olarak temettü kesiimelennden kaynaklanacağı savunuluyor. Ancak Hisse Senedi Fiyat Endeksi Haftalık 1 9 5 2 g v Gelişimi gözleunedi. Ancak, buna ragmen pazar darlanması kendini somut bir biçimde gösterdi. Tüm bu olumsuz koşullara karşın mart ayh içinde kanımca tek olumlu bir gelişme oldu. Hemen bemen beüi başlı aracı kurumların bepsinin bazı hisseleri 'tıklatmak' için bazı girişimlerde bulunduklannı gözledim." Bazı hisselerin hareketlenmesi olarak nitelendirilen bu •tıklatma' olaymın gözden kaçınlmaması gerektiğini savunan uzman, şu sıralarda yapılacak ufak bir eylemin geiecek günlerde çığ gibi büyüyebilip, 1986 yılının flaş kağıtlannın da yavaş yavaş somutlaşabileceğini öne sürdü. Ancak bu eylemin çok ciddi bir oyun olduğunu savunan baa borsa uzmanlan ise, böyle bir oyuna girecek bir veya birkaç araa kurumun bu çığdan çok yararlanabilecekleri gibi çığın altında kalma olasıhğının da bulunduğunu savundu. Bu yüzden, özellikle küçük tasarnıf sahiplerini uyarmak açısından bazı önerilerde bulunmak isteriz. Her şeyden önce şu anda aşın yükselme göstermeye başlayan kâğıtları tırmanma sürecek diye kapış kapış almadan önce, şirketlerin faaliyet raporlarmı iyice analiz edin ve 1984 mali yılı bilançoları ile karşılaştınn. HANGt KÂĞ1TLAR ATAK YAPABtLtR? Aslında çok hassas ve spekülasyona yönelik bir konu olmasına rağmen piyasa deneyimimiz ve gözlemlerimizden kaynaklanarak hisse adı vermeden bazı kriterleri şöylece sıralamak rnümkündür: Önce hissenin bugünkü piyasa değerini, geçen yıllar ve bu yıl içinde geçirdiği gelişimi göz önüne alın. Sonra o hissenin geçen yıla oranla yaptığı aşamayı ve kârlıhğının oranlannı bulun (Bu konuda özellikle pazar paylarını da araştırın.) Son olarak da söz konusu hisselerden her halükârda zarar edeceğinizi göz önüne alarak pahalı ve fiyatı pompalandığına inandığınız kâğıtlardan biraz uzak durun. Jbya Fiat'taki ıisselerini iatmıyor Ekonomi Servisi ttalya'nın >ir numaralı otomobil üretici fırlası Fiat, Libya'nın sahip olduu hisseleri satışa çıkardığı yojndaki söylentileri yalanladı. talya'nın önde gelen ekonomi azetesi 0 Sole/24 Ore geçen «rşembe günü Londra kaynaklı erdiği haberde Lazard Freres'ı, Libya'nın 2 milyar dolar tuanndaki Fiat hisselerinin satışıı üstlendijini açıklamışu. İKTİSAT BAIVKASI 189 95 borsa gözlemcileri, birkaç hissede meydana geiecek ani iniş ve çıkışlann da istisna olacağını savunurlarken bu gibi eğilimlerin hisse senedi pıyasasının genel göstergesi olamayacağını belirtiyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle