22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 HABERLERİN DEVAMI 6 ŞUBAT 1986 Reçeteler bürokrasinin pençesinde, doktorlar hazırlıksız, eczacılar rahat, hastalar şaşkın... Koçanlar halinde sadece Sağlık ve Sosyal Yardım müdürlüklerinden satılan reçeteler, devlet hastaneleri, özel sağlık kurumları ve muayenehanesi olan doktorlara veriliyor. Zorlukla bulunabilen bir koçan reçete almak için önce tl Sağlık Müdürlüğü 'nde para tahsil fişi kesiliyor. Mal Müdürlüğü 'nden tahakkuk fişi alındıktan sonra yeniden Sağlık Müdürlüğü 'ne başvurularak yeşil reçete sağlanabiliyor. ASİYE UYSAL Reııkli reçete karmaşası merkezleri hariç, devlet hastanelerine, özel sağlık kurumlanna ve muyenehanesi olma koşuluyla doktorlara 2 bin lira karşıhğında satılıyor. Başlıklı normal reçetesine yazdığı dilekçeyle imzasıyla ve damgasıyla Sağhk Müdürlüğüne başvuran doktor, ancak bir yeşil, bir kırmızı olmak üzere.en çok iki koçan renkli reçete alabiliyor. Muayenehanesi için bir yeşil reçete kocanı almayı başaran psikiyatrist Dr. Timur Erdemli, bu işi nasıl başardığını şöyle anlatıyor. "Çok zor alınıyor. Neler yapmadım ki. önce Sağlık Mndürlüğü'ne gidiyorsun. Bir ciltten fazla verilmiyor. Dilekçenin arkası bir memurca paraf ediliyor. Ardından bir başka memura gidiyorsun, para tahsil fişi kesiyor. Oradan Eminönü Mal Müdürlügü'ne iniyorsun. Orada tahakknk fişi kesiyoriar. Fişle kasaya gidip, parayı yaünyorsnnnz ve para makbuzunu alıyorsunuz. O makbnznn fotokopisini cektirip, fotokopisiyle birlikte tekrar Sağlık Müdürlügune çıkıyorsonuz. Bir koçan yeşil reçetenizi alıyorsunuz. Onun doldunılması da ayn bir dert." Renkli reçeteler üç kopyadan oluşuyor. Doktor, kurallanna göre bu reçeteye ilaçlan yazdıktan sonra, bir kopyasını kendinde bırakarak öteki ikisini hastaya veriyor. Hasta da bu iki reçeteyle eczaneye gidiyor. Eczacı, ilaçlan verip birini kendisinde saklamak, birini de bağlı olduğu Sağlık Müdürlüğüne her ay teslim etmek üzere iki kopya reçeteyi aükoyuyor. öte yandan her doktorun, muayenehanesinde birer protokol defteri bulundurması zorunlu. Yazdığı renkli reçeteleri bu deftere kaydediyor. Eğer hastaya "kontrole tabi" ilaçlann dışında da ilaç vermesi gerekiyorsa, bir renkli (bazen iki renkli) bir de normal olmak üzere iki ya da üç reçete birden yazıyor. ECZANELERDE TARTIŞMA Evcim Eczanesi'nden Eczacı Oğnz Kuruoglu, renkli reçete uygulamasının başlamasına karşılık halen eski tarihli reçetelerle söz konusu "kontrole tabi" ilaçlardan almak isteyen müşterilerin olduğunu söylüyor. Bu tip muşterileri geri göndermek ve bazılanyla tartışmak zorunda kaldıklannı söyleyen Kuruoglu, "Tarüşmayı kim kazanıyor?" sonısuna "Kim kazanacak doktor tabii. Sonuçta hasta doktoruna dönnyor, yeniden vizite parasını ödeyip yeni bir reçe POLİTİKA VE OTESI MEHMED KEMAL Siyaset Borusu... Özal kabinesinin genç bakanlarından biri, belti bir dönem için insanlarımızın politika dışı kalmasını öğütlüyordu. Oysa unutuyordu, kendileri çok genç yaşta politikaya girmişler, hem bakan olacak düzeye çıkmışlardı. Genç bakan neden politika dışı koymak istiyordu insanlarımızı? Elbette bir bildiği vardı. Şimdi açıklamasa bile, ılerde, daha yaşı çok genç olduğuna göre açıklamak fırsatı bulur. Bizler de o zaman öğrenmiş oluruz. Prof. Kıvanç Erfopia, Doç. Çetin Yetkin, "Siyasal Düşünceler Tarihi" adlı kitaplarının birinci cildini yayımladılar. Birinc' cilt, İ.Ö. bin yıl ile İ.S. II. yüzyıl olaylannı içeriyor. Böylece in sanların kaçıncı bin yıldan bu yana siyasete bulaştıklarını görmüş oluyoruz. İnsanları sosyo ekonomik temellere dayanarak incelediğimiz zaman siyaset dışı kalmadıklannı anlıyoruz. Tarihin belırli her çağında insanlar siyasetin hep yanıbaşında olmuşlardır. Siyaset dışıyız dediklerinde bile siyaset içinde kalmışlardır. Bilimsel konulara yeni bir açıklama getirilirken, klasik bir başlangıç vardır, hep eski Yunan'dan başlanır. Gerçı genç dostlarım öyle yapmamışlar, işe Mezopotamya'dan girmişler. İlkel toplumlardan alarak siyasete girişi göstermişlerdir. Ancak biz gene Yunan'dan başlamada kolaylık görüyoruz. Elbette Sokratesten gireceğiz. Sokrates başlıyor: "İki şey var kı, iş gören ınsanı işe yaramaz hale getirir. Bunlar üzerinde duralım." "Nedir bu iki şey?" "Zenginlik, yoksulluk.". "Ne demek ıstiyorsun?" "Şunu demek istiyorum. Çömlekçi, zengin olunca, sanatı ile uğraşmak ister mi dersin?" "İstemez elbet." "Gittikçe daha tembel, daha ilgisiz olmaz mı?" "Olur elbette." "Yani gün geçtikçe sanatında kötülemiş olur değil mi?" "Hem de nasıl?" "Tersine çömlekçi yoksulluk yüzünden, işi için gerekli araçları bulamazsa, hem yapacağı iş kötü olur, hem de çıraklannı kötü birer çömlekçi olarak yetiştirir." "İster istemez." "Demek zenginlik de, yoksulluk da bir yandan sanatı, öbur yandan sanatçılan kötüleştırir.'' "Doğru." "öyle ise koruyucularımızın şehre duşman gibi sinsi sinsi sokulmasını her ne pahasına olursa olsun önleyecekleri bir şey daha bulmuş oluyoruz." "Neymiş bu?" "Zenginlik ve yoksulluk. Çünkü biri insanı keyite, tembelliğe, değişme isteğine götürür; öteki değişmek isteğiyle kalmaz, üstelik insanı küçültür, işini aksatır." Toplumuna aykırı düserek baldıranı içip dünyasından göçen Sokrates'in döneminde zenginlik ve yoksulluk belalı bir şey gibi görünüyordu, ama vardı. Üstadın filozofik düşünceleri sevihyorsa da, yaşama pek geçırilmıyordu. Zenginlik, yoksulluk yaşamında herkes bildiğinı okuyordu. Görüyoruz kı, zenginlik de, yoksulluk da Eski Yunan'dan bu yana birer siyaset sorunudur. hele köleliğin de geçerli olduğunu bıldiğimize göre insanlar. zenginlik içinde alınır, satılır mallardır Bugün için kölelik, televizyon filminde izlediğımiz Köle İsaura'nın acındıran serüvenidir. Siyasete gelince, toplumumuz 12 Mart'tan bu yana türlü eleklerde elenmıştır. Hele Özal ekonomisinin ağır baskısı altında insanlar neye, nasıl bakacaklarını çok lyi ölçüp biçiyorlar Siyaset yaparken de başüstüne komutanım, yapmazken başüstüne komutanım diyerek gelecek günleri bekliyorlar. Kitabın yazarları, "Siyasal düşünceler, siyasal iktidarla ilgili düşüncelerdir. Siyasal iktidar ise, belli bir ülkede yaşayan bir toplumda, yönetim işlevini yerine getiren ustün güçtür" diyorlar. O güç kimde ise, şimdilik onun borusu öter görünür, böyle diyoruz Sonra boru değişir Renkli reçete uygulaması sağlık çevrelerini şaşkına çevirdi. Renkli reçetelerin dağıtımının yapıldığı illerin Sağlık ve Sosyal Yardım Müdurlülderindeki görevliler, doktorlann soru yağmuruna tutuluyorlar. Renkli reçete uygulamasının başlamasının üzerinden dört gün geçmesine karşılık, Sağlık ve Sosyal Yardım BakanlığTnca "kontrole tabi" kabul edilen bağımhlık yapıcı, psikotrop ve bazı ağn kesici ilaçlar, normal reçetelere yanlmaya devam ediyor. Eczacılar, sözkonusu ilaçlan normal reçetelerle almak isteyen hastalan geri gönderiyorlar. Bu yüzden kimi hastalar ile eczaalar arasında zaman zaman tartışmalar çıkıyor. Ote yandan renkli reçete uygulamasının bttrokratik işlemlerinin ağırbğından yakınan doktorlar da, " O kadar işlemden sonra, topn topn bir koçan renkli reçete alabiliyorsunnz" diyorlar. 2 şubat 1986 tarihinden itibaren bağımhlık yapma olasılığı olan psikotrop ilaçlar, kıyılan yeşil renkte olan özel reçeteler, çeşitli ağn kesiciler de kıyılan kırmızı renkteki reçeteler karşılığında satılabiliyor. Her biri Uç kopyadan oluşan reçetelerin, koçanlar halinde sadece illerin Sağlık ve Sosyal Yardım Müdurlüklerinde satışı yapılıyor. lcinde 100 reçetenin bulunduğu her bir koçan sağlık ocak ve te yazdınyor." yanıtım veriyor. Kendisine henüz kırmızı reçetenin gelmediğini, ancak bol miktarda yeşil reçete geldiğini söyleyen Yıldız Eczanesi'nden Eczacı Kifayet Kızılkan, "Bir sorun çıkmıyor. Zaten listeyi azaltmışlar, rahatız. Listeden birçok ilacı çıkannışlar." diyor. Renkli reçete uyguİanmasından "Artık bizden başka tarlö bn tip ilaçlardan isteyemeyecekler. Biz rahaüadık." biçiminde memnuniyetle söz eden Nur Eczanesi'nden Raif Raifoğlu da.uygulamanın başlamasına karşılık hâlâ birçok sağhk kurumundan ve özel muayenehaneden normal reçeteyle gelip söz konusu ilaçlardan isteyen hastalann olduğunu söylüyor. ŞAŞKIN BEKLENfYOR Birçok devlet hastanesinın ve dispanserinin uygulamanın başlamasından birkaç gün sonra Sağlık Müdürlüklerine başvurarak renkli reçete koçanı istedikleri, henüz istekte bulunamayanlann da olduğu bildiriliyor. özel sağlık kuruluşlan telefonla, birbirlerini arayarak, ya da Sağlık Müdürlüklerini arayarak ne yapacaklannı öğrenmeye çaüşıyorlar. özel Aksoy Hastanesi yöneticisi Dr. Ertan Elgin, bu konuda "EHmize ne yapacagımız konnsunda hiçbir teblig gelmedi. Sağlık Müdürlüğüne bir eleman gönderdim. Kaç koçan verecekler, bUmiyoram. Şimdilik eiimizdeki Uaçlaria hastaJanmızı idare etmeye çalışıyonız " diyor. özel Tepebaşı Vatan Hastanesi yöneticisi Dr. Artin Mezadnr ise, şunlan söylüyor: "Giiç dnrnmdayız. Henüz tedarik edemedik. Sağlık Müdürtügü bizde çalışan tüm doktorlann tek tek imzalı dikkçesini istiyor. Hepsini topaıiayınca, renkli reçete için Sağlık Müdürlüğüne eleman göndereceğim." öte yandan renkli reçete uygulamasının SSK'ya bağlı sağlık kurumlannda ne biçim alacağı henüz belirlenemedi. Istanbul SSK Bölge Müdürü Dr. Mücahit Atmanoglu bu konuda "Şimdilik sadece dışardaki eczanelerden ilaç alacak olanlara yeşil reçete veriyonız. Yatan hastalanmıza kendi eczanelerimiz için rekli reçete uygulanıp uygulanmayacağı konusunda Ankara'dan emir bekliyonız." diyor. OLAYLAREN AEDENDAKI GERÇEK (Baştarafi 1. Sayfada) il'in savaş jetleri değişik fc'V yöntemle iş görüyorlar. Bir uçağın kaçırılması, hangi yöntemle gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, korsanlıktır. Uluslararası havacılık dünyasında tsrail'in davranışı nasıl yorumlanacaktır? Ya bu yöntem Tiirk Hava Yollan "na ait bir uçağa uygulansaydı? lsrail, terörist devlet olarak dünya kamuoyunun gözünde gün geçtikçe daha belirgin bir kimlik kazanmaktadır. Bu kimlikte bir devletin terörü kınamast artık hiçbir anlam taşımayacaktır. lsrail ile yapışık kardeşler gibi davranan ABD'nin bu gibi olaylardaki tutumu ise 'İerö'rt karşı uluslararası işbirliği" duşüncesini temelinden dinamitlemektedir. Olayın bir yanı daha var, lsrail, (MOSAD ile CIA'nın bilinen işbirliğine karşınj ikinci kez fıyasko veriyor. Daha önce FKÖ lideri Yaser Arafat'ı ortadan kaldırmak için Tunus'u bombalayan lsrail'in saldırısı boşa çıkmıstı. Bu kez yine FKÖ önderlerinden George Habbaş'm Libya uçağında butunduğunu sanan lsrail yetkilileri, hedefl tutturamamışlardır. Öyle görunuyor ki, ABD tsrail işbirliği gerekli sonuçlannı vermiyor, yeterince istihbarat yapamıyor, amaçlarına ulaşamıyor. Buna karşılık dünya kamuoyunda lsrail terörist bir devlet olarak günden gıine daha çok damgalanıyor. Işte dünden bugüne değişen şey budur. DYP'nîn \azar stratejisi D "YP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan, Mehmet Yazar'ın partiden ihracınm düşünülmediğini söyledi. DYP'de Yazar'ın istifası beklenecek. Haber Merkezi DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan, parti içindeki muhalefet hareketini hızlandıran Mehmet Yazar'ın DYP'den ihraç edilmesinin düşünülmediğini söyledi. Yazar'ın yakın cevresindeki partililerden Refik Snnol ve tbrahim Çetinkaya'nın Izmit'teki toplantıya katıldıklan gerekçesi ile partiden ihraç edilmek üzere il disiplin kuruluna verilmesinden sonra genel merkezden Yazar konusunda yapılan bu acıklama ile DYP'nin Yazar'ı ihraç etmek yerine istifaya zorladığı ortaya çıktı. DYP'nin vetolu kurucu üyeIerinden Ibrahim Çetinkaya, il disiplin kuruluna sevkedilmesinden sonra sert bir açıklama yaparak, DYP yöneticüerini gaflet içinde olmakla suçladı. Çetinkaya, konuşan Türkiye mücadelesi verdiklerini belirterek, "Gaflet içinde bulnnanlar ne yaparlarsa yapsınlar bizi, yürümekte olduğnmuz yoldan çıkaramazlar, arkadaşlanmızdan ayıramazbu, çünkii bu davanm sahipleri Uzieriz" dedi. Çetinkaya, Izmit toplantısında konuşan Yazar'ın değil de, Yazar'ı dınleyenlerin partiden atılmak istediğine de dikkati çekti. Çetinkaya'nın bu açıklaması da Mehmet Yazar'ın partiden istifa etmek yerine atılmayı yeğledigini ortaya cıkardı. Bir süredir temaslannı lstanbul'da sürdüren Mehmet Yazar, dün Ankara'ya döndü. Yazar'ın lstanbul'da kaldığı süre içinde ANAP, DYP ve MDP üyesi bazı partililerle göruştüğu, bu görüşmelerde "sagda bütünleşme" konusunun ele alındığı öğrenildi. Yazar'ın sağda bütünleşmenin gereği üzerinde dururken, bunu engelleyen bazı "unsur"lardan da söz ettiği ve bunlar ortadan kaldırılmadan harekete geçilmesinin yarardan çok zarar getireceği görüşünü savunduğu öğrenildi. Yazar, Istanbul'dan ayrılırken THA muhabirinin bir sorusu üzerine, kendisinin Sttieyman Demirel'i reddettiği konusunda, "Biz kişilerle meşgul olmuyonız, biz fikir ve inanclarla meşgulüz" dedi. İhraç istemleri ile ilgili olarak da Yazar, "Bu b'p bareketler bizi inandığımız yolda yürümekten ahkoyamaz" şeklinde konuştu. Yazar, arkadaşlannın partiden ihraç edilmesi durumunda bunun "DYP'nin sözde temsil ettiği tarihi kökeninden ne kadar kopruğunun güzel bir delili" olacağını söyledi. DYP'den ihracı istenen eski genel sekreter Refik SunoFun durumunun önümüzdeki günlerde tartışma konusu olacağı belirlendi. Parti kurucusu olduğu için hakkında il yönetimi düzeyinde karar ahnması mümkün olmayan Sunol'la ilgili ihraç istemi, genel merkeze gönderilecek ve karan Merkez Disiplin Kurulu alacak. DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "sağda bütünksme" konusunda DYP dışında kımsenin gerekli tabanı bulamayacağını söylerken, MDP Genel Başkanı Ülkü Söylemezoglu'nun "Sağdaki birieşmenin lokomotifi MDP'dir" sozüne "O lokomotifin mazotu bitmiştir" diye yanıt verdi. Cindoruk, DYP'nin AP'nin devamı olarak sağın temsilcisi olduğunu da bildirdi. Bu arada, kapatılan AP'nin Genel Başkanı Süleyman Demirel'in partinin kuruluşunun 25. yılı nedeniyle 11 şubatta Ankara'da vereceği kokteylin, DYP dısındaki "oluşum"lara bir gözdağı niteliğine dönüşmesi de bekleniyor. AP'nin kuruluş yıldönümü törenine eski AP'nin parlamenterleri, il ve ilçe başkanlan, kuruculan, yöneticilerinin yanı sıra, DYP yöneticileriil başkanlan da çağnldı. Dedeman Oteli'ndeki kokteyle çağrılı olmadıkları halde hemen hemen tüm illerden çok sayıda kişinin de otobüs tutarak yola çıkmaya hazırlandıklan belirlendi, Süleyman Demirel'in vereceği kokteyle Mehmet Yazar ve çevresinden ise kimse çağnlmadı. 9249 numaralı Istanbul Üniversitesi Orman Fakültesi kimliğimi kavbettim. Hükümsüzdür. GÜLEN ÖZALP Davos (Baştarafi 1. Sayfada) leri Bakanı'nın bir hafta sonunu bir tatil >oresinde birlikte geçirdikleri bile oluyor. Aynca işadamlannın aracılık yapmalan da yine alışılmamış bir şey degil" şeklinde konuştu. Halefoğlu'na yakın kaynaklar, Dışişleri'nin Davos kombinezonunun dışında kaldığını doğrulamakla birlikte bundan Bakanlığın gelişmelerden habersiz olduğu sonucunun çıkanlmaması gerektiğini belirttiler. Halefoğiu'na yakın bir yetkili, "Davos'taki gelişmelerden haberdardık. Kakh ki, Dışişleri Bakanlığı da oradaydı. Sayin Başbakan, Dışişleri memuru olan danışmanlarmı da beraberinde Davos'a götünnüştü. Aynca Dışişleri Siyasi Direktörii Büyiikelçi Ecmel Banıtçu da Davos'taydı" dedi. Bu arada, Başbakan Turgut özal'ın Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu'nu dışladığı yolunda çıkan haberler de Dışişleri çevrelerinde eleştirildi. Bakana yakın bir yetkili, "Bu haberler yazüırken, acaba sayın Başbakan'la Bakanın aralannda ne konuştuklan biliniyor mu? Halefoğln daha çok sessiz diplomasiyi yegliyor" şeklinde konuştu. Dışişleri Bakanlığı'nın Davos olayma ilişkin değerlendirmelerinde özal ile Papandreu arasında bir görüşmenin tasarlanmasından çok, bu konudaki gelişmelerin basına yansıyış biçimi üzerinde duruluyor. Dışişleri Bakanlığı'nın görüşüne göre, "Türk kamnoyunda dogan hava daha çok olayın basına yansıtılış biçimindeki batalardan kaynaklanmış olabilir." Ote yandan, konu Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlenen olağan basın brifinginde de gazeteciler tarafmdan gündeme getirildi. Gazetecilerin bu konudaki sorulan üzerine sözcü Yaiım Eralp, "Dışişleri Davos'tan haberdardı" dedi. Sözcü, bir gazetecinin, "ÖzalPapandreu göruşmesi için devreye girdiği belirtilen işadamı Şank Tara acaba bu konuda Bakanlığınıza bir degeıiendirme iletti mi?" sorusuna ise yanıt vermedi. ÇAIJŞANLARIN SORULAR1/SORUNLAR1 YILMAZŞtPAL Yakaoak yardımı 1 8 . 5 0 0 lira mı? 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın Kısım Vl'da ve "Sosyal Haklar ve Yardımlar" başlığı altındaki maddelerde, memurlara verilmesi öngörülen sosyal haklar ve yardımlar yer almıştır. Yasanın "Yakacak Yardımı"na ilişkin 213. maddesinde bu yardımdan "Devlet memurlarının hangi hallerde ve hangi yerlerde ve ne miktar ve ne şekilde faydalanacaklan", 1 Ocak 1984'te yurürlüğe giren "Yakacak Yardımı Yönetmeliği"ne bırakılmıştır. Yönetmelik de "kapsamına giren personele derece farkı gözetilmeksizin her ay için" yakacak yardımı ödenmesini öngörmüştür. Yakacak yardımı da, 1986 ocak ayından, temmuz ayı basına kadar 6 aylık sure için 18.500 TL. olarak saptanmıştır. Yasanın madde başlığından ve madde iceriğinden bu ödemenin ücret niteliğinde olmayıp bir sosyal hak ve yardım olduğu anlaşılmaktadır. Ancak buna karşın yasanın 146. maddesi, 241 sayılı kanun hükmünde kararname ile değiştirilmiş ve yasa "Gereğince ödenecek ayhk ile yakacak yardımımn hesaplanacak brüt tutan toplamı bulunulan yerde tş Kanunu gereğince işçiler için tespit olunan asgari ücretin aylık tutanndan az olamaz" kurah ile yakacak yardımı, sosyal yardım niteliğinden uzaklaşıp, ücret niteliğine dönüşmüştür. Bunun sonucu olarak da memurların büyük çoğunluğuna yakacak yardımı gerçekte 18.500 TL. olarak değil, bunun çok altında ödendiğınin kanıtını biz tablomuza bırakalım. AKİNO YANDAŞLARI Filipinler'de bugüne değin böyle kalabalığın bir arada görülmediği ve sayının 500 bin ile 2 milyon arasında olduğu öne sürülüyor. (Telefoto: REUTERj ANKARA/ATİNA. (Cumbariyet) Ankara'daki temaslannı tamamladıktan sonra dün gezisinin ikinci durağı olan Atinaya giden ABD Dışişleri Bakanbğı Avrupa tşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Rozanne Ridgeway, Esenboğa Haavalanı'ndan hareketinden önce verdiği demeçte, "Türkiye ve ABD arasında uzun süredir devam eden dostluk ve ittifak ilişkisi bulunmaktadır. ABD, Tiirkiye'nia gönişlerine ve yaklasımlanna büyük deger vermektedir." dedi. Bu kısa açıklama ile yetinen ve diğer sorulan yanıtsız bırakan Ridgeway, martta Türkiyeyi resmen ziyaret edecek olan ABD Dışişleri Bakanı George ShulU'a bu gezisinde eşlik edeceğini de sözlerine ekledi. Ridgevray, bugün ise Başbakan Papaadreu ile bir araya gelecek. Ridgeway martta yîne gelecek Seçim öncesi gerilîm dorukta (Bastarafı 1. Sayfada) 21 yıldır iktidarda bulunan Başkan Marcos'a karşı başkanhğa adayhğını koyan Bayan Corazon Akino önceki gün Manila'da çok görkemli bir gövde gösterisi yapmayı başardı. AP Ajansı'nın haberine göre, gözlemcilerce FUipinler'de bugüne dek bir benzerinin görülmediğinin vurgulandığı mitinge, çeşitli kaynaklann 500 bin ile 2 milyon arasında değişen rakamlarla ifade ettikleri sayıda insan katıldı; 7 saat süren miting boyunca Bayan Akino'nun konuşmasının yam sıra, toplu halde şarkılar söylendi, dua edildi. Çeşitli gözlemciler, mitinge katılanlann sayısını 500 bin olarak verirken, tarafsız ve muhalif basında 1 milyon, 2 milyon gibi rakamlar ileri sürüldü. Bayan Akino, konuşmasında Marcos'un kendisine yönelttiği "başkanlık yapmayı beceremez" iddiasını yanıtlarken eşinin öldürüluşünden bu yana, birçok zor ve tehlikeli sınavdan yüzünün akıyla çıktığını vurgulayarak ölümü göze aldığını, başkan olmaktan da çekinmediğini belirtti. Ülkenin yönetimini üstlenmeye hazır olduğunu dile getiren muhalefet lideri, konuşmasını şöyle bağladı: "Bir ulusun önüne ender olarak böyle bir fırsat çıkar.Özgürlüğumüzü kazanacagımi7<lnn eminim.Tarihi yapmak şansına sahibiz." Bayan /ıkino'nun bir sözcüsü ise, iki gün önce Başkan Marcos'un, TV 'de danışmansız. yazuı metinsiz, serbest tartışma önerisini kabul etmediklerini ve Bayan Akino'nun seçim kampanyasınm son konuşmasım eşinin doğum yerinde yapacağını açıkladı. beçımın nasıl geçeceğini gözlemek üzere, 19 ülkeden 44 kişinin oluşturduğu gözlemci heyeti de ülkeye geldi. Heyete başkanlık eden eski Kolombiya Devlet Başkanı Pastrana ve tngiliz İşçi Partisi Milletvekili Jobn Hume görevlenni tam bir tarafsızhk içinde yürüteceklerini ve bir usulsüzlük gözlemledikleri takdirde belirtmekten kaçınmayacaklannı ifade ettiler. Heyet, beşer kişilik gruplar halinde seçim bölgelerine dağılacak. Çeşitli kaynaklar ise, düzmece oy pusulaları ve seçmen listeleri cıkanldığına Uişkin ihbarlar aldıklannı belirtiyorlar. ABD Başkanı Ronald Reagan'ın da Manila'ya bir gözlemci heyeti göndermeyi kararlaştırdığı ve heyete Marcos'a muhalefetiyle tanınan Senato Dışişleri Komisyonu Başkanı, Cumhuriyetçi Richard Lugar'ı başkan atadığı bildirildi. Marcos'un Veni Toplum Harcketi partisi sözcüleri ise, yaptıklan açıklamalarda seçimlere hile kanştıracakları iddialanru şiddetle reddederek oylann yüzde 65'ini kazanacaklanm öne sürüyorlar. Hesaplannı belediyeler, kent ve köyler düzeyinde yaptıklan anketlere dayandırdıklannı belirterek kendilerinin 13 milyon, muhalefetin ise 10 milyon oy toplayabileceği tahmininde bulunuyorlar. Filipinler'de 27 milyon kayıtlı seçmen var. Oğlımu öldüren öğretmene 6 yıl 8 ay hapis KONYA (Cumhuriyet) Konya'da geçen ay sonunda akıl hastası oğlunun başım keserle parçalayarak öldüren emekli öğretmen, 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptınldı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden üç yıl önce mezun olan ve bugüne kadar iş bulamayarak bunalıma düşen 27 yaşındaki oğlu Kenan Erdek'i, dengesiz hareketleri üzerine keserle öldüren emekli öğretmen Bilal Erdek, Konya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanıyordu. EK GÖSTERGESİZ YAKACAK YARDIMI TABLOSU 1. 2. 1 4 . 5 L 1 Z 1 1 Yakacak «*acak « k a o k IHu 1 18500 18500 18500 18.500 17700 13500 10140 7.620 5100 3.420 1740 900 60 0 0 18500 18500 18500 18500 18500 14 900 11260 8.460 5340 3980 2300 1180 340 0 0 18500 18500 18500 18500 18500 16300 12380 9300 6780 4540 2460 1460 620 0 0 18500 18.500 18500 18500 18500 17700 13500 10140 7620 5100 3420 1740 900 60 0 BELEDIYE ABAC VE CERECLERIFDARI 1218 Moyıs 1986 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 18500 18500 18500 18500 18500 14900 11260 8.460 5.940 3.980 2300 1.180 340 0 18500 18500 18500 18500 18.500 16.300 12380 9300 6.780 4540 2.860 1460 620 0 18500 18500 18500 18500 17.700 13500 10140 7620 5.100 3420 1740 900 60 18500 18.500 18500 18.500 18500 14900 11.260 8.460 5540 3.980 2300 1180 340 18500 18500 18500 18500 16300 12380 9300 6780 4540 2860 1.460 620 SANAYl VE TlCARET BAKANLIĞI ANKARA rolik vi' elektriklı ekskavatorler.sondai ve tünel açma makina ları kompresörler. otobüs. treleybüs ve metro gibi toplu tayııp araçları minibus. jeep. makam otoları. kamyonkamyonet. ambulans. vangın sondürme araç ve cihazları. telsı/. teleion. Belediye hrzmetlerinde araç, gereç ve finansman meseleleri sempozyumu 11 Mayıs 1986 • Sanayi ve Ticaret Bakanhgı ANKARA Fuarmkapsomı: Beledivelerde kullanılabilecek olan, dozerler. #rayderler. yük leviciler. kanal temizleme araçları. silindirler. yol ve asfalt makinaları. forkliftler. çöp kamyon ve çop ezm«j makinaları. kompaktörler. cekiciler ve kurtarma araçları. akaryakıt tanker lerı asfalt ve beton pompaları, betonver v<^ vibratorler ile hid taksmile. ozalit. fotokopi. daktilo. bügısayarlar ve diğer büro donatımı. matbaa makinaları alt yapı ve toplu taşım proje ve muteahhitlik hizmetlerı ve konularla ilgili her türlii yedek par calar Helediye hizmetlerinde kullanılabilecek her türlü malze meler ORGANİZASYON; İMBATFUARCILIKA.Ş.SelonikCad.41/3KızılayANKARA 180275183834170603257879180059
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle