Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/6 21 ŞUBAT1986 Atlar yerine, okşadığı kızları anlatsa ya! Buraya kadar kimini sevdiğim, kimini sevmediğim, hatta kimine karşı ise bu duygulardan hiçbirini beslemediğim birtakun kişilerin portrelerini çizmeye çalıştım. Şimdi, atlardan, kedilerden söz edince bu davranışımı yersiz bulacaklar için açıklayayım ki, bir fotoğrafçı, insan resimleri çektiği gibi hayvan, çiçek, böcek resimleri de çekebilir. Kimse de onu ayıplamaz. Kaldı ki atlar da kediler de hiçbir kötülüklerini görmediğim, kendilerine özgü dış ve iç yapılarıyla ayrı ayrı kişilikleri olan varlıklardı. Onlarla uzun yıllar yaşadım. Kendilerine karşı kusurlarım oldu, sevgim oldu. Onlardan iyilik, sevgi ve bağlılık da gördüm. Nasıl unutabilirdim? ATLAR: VEFALI DOSTLAR Yanş eden atların yelesinde Savnılan toz idim. Doğum yerim olan Zile"de oturduğumuz sırada iki çift araba atımız, bir çift yaylı atırruz ve babamın bineği olan bir de pamuk kır atımız varmış. Bu atlardan bir çift araba atını, bir kaza nedeniyle enstantane olarak anırasıyorum. Yaylıya koşulan atlanmıa ise, birkaç yas daha büyüdukten sonra düştükleri trajik durum nedeniyle daha iyi biçimde gözümün önüne getirebiliyorum. Bir çift dev gibi bakla kırdılar. Koşulduklannda yaylı, denizdeki küçük bir yelkenli gibi, tüydenmiş gibi arkalannda sahnırdı. Görünüşte babama ortak gibi görünen, fakat aslında son derece serseri bir adam olan sürücü, onların ikisini de kısa sürede tentonit etti. ö n dizleri kütük gibi şişti, bacaklarına su indi dediler, sattılar. Babamın pamuk kınnı ise Çorumlu Unlü eşkıya Kör Dede, bir gece Zile'den evimizin yamndak' ahırdan kaçırdı. Kör Dede, hükümet güçlerince öldürüldüğunde herhalde bizim pamuk kır da yok oldu. Bütün bu atları tanıdım diyemem. Sisler içinde birtakım görüntüler halinde belleğimde kaldılar. Daha sonra evimize, tarım memuru olan eniştem sayesinde at girdi. O sırada bu atlara, yatılı okuldan geldikçe ben baktım. Eniştemden çok ben bindim. Yağız, sıradan bir rahvan attı. Kısa, gösterişsiz boynu, düşük sağnsı ve kaldırımlardan kıvılamlar çıkaran yürüyüşüyle o bölgelerde makbul sayılabilecek bir at. Ahırda yumuşak huyluydu. Binince hırçm ve sertti. Kırat, demir kır bir yerliydi. Cana yakındı. Uslu bir kedi gibiydi. Aslında rahvan olmadığı halde, çevrenin modası gereği rahvan yürütülmeye de alışıkü. Kendi gücü ölçüsünde beklenilenin çoğunu verirdi. Onun zamanında lise sınıflarına geçmiştün. Dinlencelerde öyle özenle bakardım ki, Niksar'da esnaf, "Bu çocuk gelince atı öldiirecek sanıyoruz, oysa tersine at gittikçe güzelleşiyor" derlermiş. Günde iki kez çok özenle tımar eder, haftada bir evin önünde ocak yakıp ısıttığım su ve sabunla yıkardım. Sonra da yularını başından alıp sokağa salardım. Bizim sokaktan ileriye kaçmaz, ama çifte atıp bir yukarı bir aşağı oynar dururdu. Çağırınca gelir, ahıra kendiliğinden girerdi. Onunla Kelkit Çayı kıyılannda çok dolaştım. Harman zamanı bir harmana gidip, her biri 25'er kuruştan iki çuvalı samanla taş gibi doldururdum. Çerkez eğerinin yastığını kaldırıp kaltağa iki yanlı çuvallan taktım rru, üstüne atlardım. Bu yükle eve kadar gelişimin keyfine doyum olmazdı. Burada iki konuya kısaca değineceğim. Ünlü bir ozanımız, ünlü bir kitabında Gebre adlı şiirinde, atı tımar ederken, gebreden çıkan şıkırtılan kuş seslerine benze Âtatürk'ün yaşamı dizi film oluyor Atatürk 'ün yaşamım tüm yönleriyle anlatan bir dizifilmin oiuşturulması için çalışmalara bajlaruh. Çekim aşamasmda yaklaşık 1 milyar lira harcanması planlanan dizifilmin hazırhk çahşnuüan için ABD'ye giden Yüksek öğrenim Eğitim ve Araştırma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Semih Tezcan, Hollywood, Los Angeles ve Wew York'ta incelemelerde bulunuyor. Konuyla ilgili olarak açıklatnada bulunan VakıfBaşkan Yardvnası Erdtm Öktemuz, "Genelkurmay Bajkanhğı, filmin çekimi için tüm arşiv, bilgi ve kaynaklan kullanmamıza izin verecek. Ayrtca Türk Tarih ve Dil Kurumu da yarduna olacak" dedi. Ozetle Bir ozanın çizdiği portreler Içi Sevda Dolu Yolculuk CAHtT KÜLEBİ 'nlü bir ozanımız, bir şiirinde, atı tımar ederken gebreden çıkan şıkırtılan kuş sesine benzetir. Oysa gebre ses bile çıkarmaz. Bilmediği şeye özeneceğine, okşadığı kızları anlatsa daha iyi olmaz mı? I\le valan söyleyeyim, Arap atları güzeldir, ama ben tngilizleri, yarım kan ıngilizleri yeğlerim. Boylu boslu kadınlardan noşlanmam da, boylu boslu atları severim. la nöbetçisinden sordum. "Yok" dedi, "istenen al." Başucundaki levhaya baktım. Adı "Arsız"dı.Demek ki, arsız adlı bir atı kimse beğenmemişti. Eğerlerken hiçbir huysuzluk etmedi. Ben de binip manej yerine geldim. Ama Almanya'da veterinerlik öğrenimi yaparken başansızlığa uğrayıp gelmiş, SS'lere benzeyen başçavuş, "yüzbaşım" dedi, "Cahit bu ata binemez." Onbaşı olan lise çıkışlı bir çocuğa atı verdiler. Ben de onun atını aldım. Biraz sonra, Arsız çifte atmaya başladı. Çocuk duştü. Arsız doğru tavlaya.. Ertesi talimde, kıra yurüyüşe çıkacaktık. Hiç telaşsız, gittim Arsız'ı aldım. Fakat bu kez de beni indirip bir onbaşıyı bindirdiler. Yüriiyüş Şişli Caddesi'nden geçerek yapılırdı. Oradan at üstünde geçmek fiyakah bir işti. Ama ben yedeksubay okulu bahçesinde pis pis düşünerek otururken baktım, Arsız, üstündebinicisi olmadan döndü. Meğer çocuğu Şişli'nin en görkemli yerinde sırtından atmış. Ondan sonra benim bineğim oldu. Rahat rahat bindim. Kimse de istemedi. Bu sıska, beceriksiz edebiyat fakültesi öğrencisinin nasıl olup da düşmediğini anlamadılar. Arsız, sırtına velense konulunca sessizleşir, velense alınınca basardı çifteyi. Bir talim dönüşünde bizim SS'leri anımsatan başçavuş, herkesin atını kurulayıp kurulamadığına bakıyor. Atların apışarasını yoklayarak ıslaklık arıyordu. Ben, Arsız'ın sırtına katlanmış velenseyi koymuş, gebreyle kuruluyorum. Başçavuş görkemli bir biçimde atın arkasına yanaşınca, velenseyi sırtından aldım. Arsız bastı çifteyi, başçavuş kaçtı. Bir daha denetimde yanıma yaklaşmadı. Üçüncu Süvari Bölüğü'ndeyken, Kaya'ya az binmiştim. Çünku Çetin vardı. Alay emir subaylığının kadrosu yüzbaşılıktı. Bunun yanı sıra, süvari alayının ikmal işlerini ytlrüten karargâh bölüğü de normal bir bölükten daha büyüktü. Benim gibi, gösterişsiz, günlerini çadırında geçiren birinin bu göreve getirilmesinin nedenlerini bantlardaki anılanmda anlattım. Sert, sinirli, ama çok değerli bir kurmay albay olan, sonraki yıllarda da beni hiç unutmayan alay komutanım, kılık kıyafetimin perişanhğına katlanıyor, beni seviyordu. Hangi atı istesem ilgili bölük komutanına rica ederek alıyordu. Bu sayede Kaya'ya kavuştum. Çetin sağ olsa onu da alırdım. Ama asıl bineğim Dicle'ydi. Dicle, iki buçuk üç yaşlarında bir bebekti. Tam doru donuyla, kara yelesi ve perçemiyle, uzun boynu ve kalem kulaklarıyla bakmaya kıyılamayacak bir erkek attı. Çok soylu olduğundan kendisini iğdiş etmemişlerdi. Daha çok çalışmaya gereksinmesi vardı. Benim ise hiç vaktim olmadığı gibi, o yıllarda yarısı kum süpürge tohumu yiyen, bu yüzden ölen atlarımızın arasında ona ayrı bir beslenme rejimi uygulamaya da içim elvermiyordu. Dicle'yi Ürdün emiri, sanırım ya SaJih Omurtak'a ya da Fahrettin Altay'a armağan etmiş, komutan ise bu güzel t, Şişli'de ilan ve reklam panoları kalkıyor ŞifB Belediyesi, ilçe smtrlan içbndeki tüm ilan ve reklam panolannı kaldırma karan aldu BeUdiye Meclisinin dünkü oturumunda kabul edilen karara göre pazar günü tüm reklam tabela ve panolan sökülecek. Belediye Başkanı Mehmet Emin Sungur yaptığt açıklatnada, duvarlann kirletilmesine karşıyız, Bundan sonra da bu tür reklamlann asıimasuıa izin vermeyeceğiz " dedi. "Okıd yuptıranuyorsan derslik yuptır" Bahçelievler Lisesi bahçesinde yaptmlacak 12 dersliğin protokolü dün imzalandL Vilayette düzenlenen törende Vatt Nevzat Ayaz, BahçeUevler Civan Cami Yafatma ve Bahçelievler Lisesi Okul Kurma Demeği Başkanı Mehmet Salih Eroi hazır bulun duiar. Vali Ayaz ek derslik yapunlannm "Okul yaptıramıyorsan derslik yaptır" kampanyastntn bir parçasını olusturduğunu sâyledL TRAKYA 'DA SÜVARİ ALA Yl'NDA Cahit Külebi, Trakya'dakiSüvari Alayı'nda. Yıl 1941. Suvari Alayı'nın aıbaylan ve çevredeki köylülerle bir arada. tiyor. Gebre, çorap parçası gibi kıldan örme bir masaj aracıdır, şıkırtı değil ses bile çıkarmaz. At, kaşağı ile tımar edildikten sonra, kaşağı sürulemeyecek yerler de dahil atın her yanı gebre ile ovulur. Gençliğimi de içine alan uzun bir süredir, halklaşmaya özenenlerden biri de bu yüce ozanımLzdır. Aklı eren de, ermeyen de onu büyük ozan sayar. Böyleyken bilmediği şeylere niçin özeniyor, anlayamıyorum. Gebreden kuş sesleri çıkarmak şiirsel bir değer de getirmediğine göre, at tımarından söz edeceğine, okşadığı kızları, kadınlan nasıl ovduğunu anlatsa daha iyi olmaz mı? öbür konu şu: Hiç at yarışına gitmedim. Elbette bebek gibi, dev atları görmek güzel şey. Ne var ki, ben binecek olanağa ulaşamadıktan sonra, bana ne yarışlardan? Yarışa gitmenin kumar yanından da anlamadığıma göre, bu işi röntgencilik gibi sayarım. Yedeksubay okulunda, o dönemde çok öğrenci vardı. lstanbul'daki son dönemdi. Üç türlü öğrenci vardı. Birinciler, liseyi bitirdikten sonra okumayıp askere gelenler. Bunlar, okul döneminden önce altı aylık bir kıta hizmetinden geçtikten sonra okulun ögrencisi olanlar. Ikinciler, yükseköğrenimi sırasında hazırlık kıtasından geçmemiş, ya da yükseköğrenimini tamamlayamamış olanlar. Onlar da hazırlık kıtasından geçmışlerdi. ÜçUncU tür öğrenciler ise üniversite talim taburunda eğitim görmüş olanlardı. Bunlar hazırlık kıtasından geçmeden, altı ay kazanarak, yedeksubay okuluna girenlerdi. Ben de bu gmptaydım. Hazırlık kıtasından yetişenler, hem bizlere bakarak daha bilgiliydiler, hem de kıdemliydiler. Bu nedenle başçavuş, çavuş ve onbaşılar bunlardan seçilmişti. Askerlik anılanmı genel anılanmda anlattığımdan, burada aynntılar üzerinde durmayacağım. Yalnız bu kıdemlilerin haklı haksız bize çok kötü davrandıkları, bir tür intikam duygusu besledikleri gerçekti. Bu nedenle, atlı talimlerde çoğunlukla bize at kalmaz, bir kıyıda otururduk. Bir gün yine atlı talim için herkes tavlaya koştuğu sırada, herhangi bir umudum olmadığı için, ağır ağır tavlaya yürüdüm. Herkes atını almış, tek bir at kalmıştı. Açık doru, genç, görkemli bir attı. Subay atı olduğu için çocuklara vermediklerini sandım. Tav Ğenüde seminer sürüyor Türkiye Denizciler Sertdikaanca (TDS) düzenlenen "Sendikal Eğitim"semineri devam ediyor. Sarayburnu nhtımında demirli Ankara Gemisi salonlannda süren seminerin dünkü bölümünde bir konusma yapan Prof. Dr. Tbktamış Ateş, "Işçiler için temel iktisat bUgileri ve güncel boyutlan" konusu üzerinde bir büdiri sundu. Seminerin öğleden sonraki bölümünde de Dr. öztin Akgüç, Türkiye ekonomisi hakkında bilgiler verdt 31 Aralık 1985 Tarihlî Bilançosu AKTIF ÖOENMEMIŞ SERUAYE KASA T C MERKEZ BANKASI BANKALAR MENKUL DEĞERLER CUZDAM1 MEVDUAT KARSILIKLARI KREDILERlIhusas Km»lerı hanç tsurlk ve Kunıluslar Dıtor Muslerıler ESBANK Eskişehir Bankası TA.$.nin Turk Lırası 1 499 953 875 2993 605 326 1 254 342 359 6 761 873 289 1 273 630 000 4 383 661 000 15 624 167 914 Topiam 1 001 505 963 14 622 661 951 15 624 167 914 PASIF SERUAYE YEDEK AKÇELEK K&nunı Yedek Aııçeler thuy&rı Yad«k Akçcler Deger Arlış Fcnu KARŞIUKLAR TC UERKEZ BANKASI Avanslar Rw«kont Eturtien Seneuer 1 321966 648 974 099 591 580 639 97 642 319 1 959 887 625 • 1 570 826 087 Ka.an 558 071 542 1 0 1 2 ' 5 4 545 1 397 363 159 6.272 780 333 236 489 714 VadosıZ Eyüp Yiğittürk, Dicle adlı atla Ordu Şampiyonası'nda üçüncü olmuştu. Dicle'nin iki gözü kördü. "Nasıl oldu?" dedim. "Farkına varmadılar" diye yanıtladı. T.ırk Lırası 2 750 000 000 1 440 091 612 tkinci Ağaç Bayramı Bakırköy Bekdiyesince düzenlenen "İkinci Ağaç Bayramı" dün u Banş Ormaru "ntn kurulmasıyia kutlanth. Bakırköy Belediye Başkanı Dr, Naci Ekşi, "Halkah Bans Ormanı'nın açıhsında yaptığı konusmada, "tlçede bugüne kadar bir mttyon 80 bin metrekarelik alan ağaçlandmhh. Dünya Bans Yüı 'nda barıs ormanını kurmakla katkıda bulunmak istedik" dedi. Eksi, bölgedeki ağaçlara zarar veren keçilerin de çeşitli yöntemlerle engelumeceğini vurguladu 97 642 320 129419379 1 213029913 Vadeh 422 797 374 422 797 374 Toplam 422 797 374 422 797 374 208 533 230 596 712 061 177 764 714 983 010 005 TARIMSAL KREDILER MOHTELIF BORÇLULAK OZEL HESAPLAR.c ii«™« *v*n KANUNI YEDEKLER KAHSILIGI KIYMETLER ıBK 7 0 U d 33 ı IŞTIRAKLER1MIZ SABtT DEGERLER Kısa Oru ve Uzun Vadelı Vadelı 901 676 342 99 829 621 14 165 7S2 3 0 9 456 909 642 15 067 428 651 556 739 263 1321966 153 915 298 422 797 374 OZEL HESAPLAB KAR51LIÛI Transfer Emırlsrj Ilhalat TemınaUar' D.«er MEVDUAT Resm: Mevduad Tıcarı Mevduat Bankaiar U«vduaLı Tas&rmf Mevdualı Dıger Mevdu&t 2O8 533 230 596712061 1T 764 '14 983 610 005 98301000S 31 040 358 584 Menkuller ı Menkuller 662 000 000 TL na sıgortalı) Gayrıraenkuller 1 C89 092 9 2 9 ıGaynmenkuller 527 000 000 TL na sıgortalı» TAHS1LI GECIKMIŞ ALACAKLAR DIÛER AKTIFLER AKTtFLEŞTIRILMIŞ GIDERLER KayıUı Deger 363 937 095 KAZIM HESAPLAR Malıyet Bedelı 742 878 561 BLr.kmış AmorusmaRiar 184 507 009 76 338 384 Bırtkmıs Amorusmaniar 117 447 381 DOVIZ TEVDIAT1 ODEUE EMIRLERI MÜHTEUF AI.ACAKL11.AR ZAMANAŞIMINA UÛRAU1Ş TALEP OLUNUAUIS KIYMETLER •IGER PASIFLER KAR 77 885 491 77 865 491 13 824 207 450 949 818 082 14 774 025 532 1 693 309 355 1 693 309 355 8 12S 668 051 6 358 328 290 14 486 996 341 8 141 665 6 141 865 23 732 212 212 7 308 146 372 31 040 368 584 4 085 170 084 58 532 372 2 108417834 63 968 2 001 379 922 1 523 762 651 46 567 499 7O4 128 491 570 148 yaratığı en gözde birlik olan bizim alaya göhdermişti. Sivil yaşamda olsa belki çok iyi bir yarış atı ve damızlığı olabilirdi. Ne yalan söyleyeyim, Arap atlan güzeldir, ama ben Ingilizleri, yarı kan Ingilizleri yeğlerim. Boylu boslu kadınlardan hoşlanmam da, boylu boslu atları severim. Bu arada, karargâhta bulunan Yıldız admdaki boylu boslu bakla kınna birkaç kez bindim. Benim takımlarla daha da güzelleşen bu yanm kan Ingiliz, nereden çıku diye herkes şaşırdı. Ama Yıldız'ın ön bacaklarında tentonit vardı. Ancak süs için binilirdi. O yosma atı bu yüzden bıraktım. Komutanımın sevgisiyle, Kaya, üçüncü bölükten alınarak karargâha getirüdi. Bizim çok sert, çok doğru, çok yiğit Kurtuluş Savaşı kahramanlanndan alay komutammız, bir istediğim at olursa bölük komutanına, "Ayol, bizim Cahit genç çocuk, senin şu atını çok seviyor, ver ona, rica ederim" der alırdı. Böylece Kaya karargâha geldi. Fazla iri olmayan bir yerli attı. Dengeli, güçlu, sakin ve yiğitti. Sonradan tanıdığım büyük güreşçi Yaşar Doğu'yu arumsatırdı. Bir kez, Birinci Ordu Komutanı ve Kurtuluş Savaşı'ndaki süvarilerin simgesi Fahrettin Altay, alayı denetlerken, beni tüyleri sarkmış Kaya'nın sırtında gören alay komutanımız çok kızdı. Alay erkânının en önde bulunan yerimden en arkaya gönderdi. Birkaç gün sonra da çok iyi bir yetiştirici olan, ilk bölük komutanıma Dicle'yi verdi. Kaya'ya bir kötülüğum de şöyle olmuştu. Bir hizmet atı sampiyonasında, sabahleyin seyisim dikkatsizlikle Kaya'ya bir attan çifte yedirmiş. Getirdi ki, arka sağ ayağı kan içinde ve şişmiş. Bu yanşmadan önce, atlar veterinere muayene ettirilir ve esenlik onayı alınır. Çok sinirlenmiş, kendimden geçmiştim. Kaya'yı veterinere göstermeden yarışmaya girdim. Kötü bir manej yapabilirdim. Daha sonra, krosol başlarken seyircilerin önünde Kaya'yla birlikte engelde düştük. Kafamın yansı usturayla kesilmiş gibi yontulmuştu. Saç kalmamıştı. Engeli geçemediğim halde, sırtına atlayarak krosa girdim. Bir kilometre sonra akhm başıma geldi. Çünkü elenmiştim. Geldim, kaldığım köy evinde yattım. O sıralarda, savaş korkusuyla köylü, evlerini bırakmış, başka köylere kaçmıştı. Oysa Kaya ile ne güzel günlerimiz olmuştu. Bir kezinde Fahrettin ve Mustafa Muğlalı paşalar önünde yapılan parkurda, yalnız Eyüp Yiğittürk ile ben parkuru hatasız bitirmiştik. İçimizde ekip subayları ve onların dev gibi atları vardı. 21. Süvari Alayı subaylan da izleyenler arasındaydı. Kendimi yedek teğmen olarak tanıtmış, komutanların huzuruna dörtnala gidecek yerde ağır ağır gitmiştim. Ayaklarımda er çizmeleri, Kaya'nın karnında ise Moğol atları gibi sarkan tüyler vardı. Ben yanşa başlayınca, alay komutanımız utancından basım çevirmişti. îzle>'enlerin, her engele girişimde, • "Işte bunu devirir" diye düşünce belirttiklerini duyuyor, ama heyecanlanmıyordum. Parkuru bitirince, alay komutanımız, Fahrettin Altay'a dönmüş. "Paşam bu yedek teğmen benim emir subayımdır" demiş. İlk kez Kaya ile benim kıhksızlıklanmızdan utanmamıştı. Terhisimden 5 yıl sonra, bir gün Eyüp Yigittürk, o sırada çalıştığım konservatuvara beni görmeye geldi. Ankara'da yapılan Ordu Hizmet Atı Şampiyonasfna benim o yosma Diclem de katılmış, üçüncü olmuştu. Böylece, Londra Olimpiyatları'na giden ekibe girdi. Ama başka atla. Çünkü, bizim Eyüp, iki gözü de kör olan Dicle'yle olimpiyada gidemezdi. "Burada nasıl oldu?" dedim. "Farkına varmadılar" diye yanıtladı. Gıda ürünleri sergisi Altmcı Gıda Ürünleri thraca Sergisi, "OT/AT1 salonlannda açudu 49 firmanın katüdığı sergide Türkiye'de üretüen gıda ürünleri ve yan sanayii tanıtıhyor. Yirmi yabancı gıaa uzmanınm da incelemelerde bulunduğu serginin açüısmda bir konusma yapan TZOB Başkanı Osman Ozbek "1985 yüınJa Türk çiftçisinin ithaUtla rekabet edemediğini" dne sürdü. Istanbul Valisi Nevzat Ayaz ise "Atatürk Barajı ve Harran Ovası 'ntn islerlik kazanmasıyla tanmımız dünya çapmda önem kazanacaktır" dedl TOPLAM 46 567 499 704 128 491 570 142 Bılinço Yıh Karı 1 523 762 651 TOPLAM NAZIU HESAPLAR Cırolarımız T C Merke2 Bankasına 160 500 000 Dı«.r 285 984 000 Ketaleilenmtz Işurak ve Kurulusl&rımiz 334 899 577 Dijer Uu$terıler« 27 733 611 844 Kabulîenmtz Yurt Dışı 12 166 270 66Dtjer Nazım Hesap>»r GENEL TOPLAM 446 484 000 28 068 511 421 12 166 270 667 87 8 I 0 3O4O54 I 75 059 069 8 4 6 Ânlaşmazkk sürüyor Istanbul Barosu'nda resmi arabulucuya rağmen toplu is sözieşmesi görüsmelerinin anlasmazhkla sürdüğü belirtildL Barodaki toplu is sözleşmesi görüsmelerini sürdüren Tezkooplş Sendikası yetkilUeri, Baro Başkanı S. Sulhi Tekinay ve Baro Yönetan Kurulu üyesi Berra Beslerin olumsuz tavnnın anlasmazhğtn sürmesinde rol oynadığını öne sürdüler. Aynca yöneticiterin hiçbir sosyal hak talebini kabul etmediklerini bildirdiler. GENEL TOPLAM 1'5 059 069 846 31 Aralık 1985 KârveZararHesabı T'JRK LİRASI BORC PERSOHEL SIDERLERI 1 Aylık ve Ucretier 2 Kulem Tazminatlan 3 Diger Person«t Oıderîerı VEROI VE HARÇLAR DIÛER 1ŞLETME GIDERLERI VERtLEN FA1ZLER 1 Mevc*uata A Resm. U e v d u a l a B Tıcarı M e v d u a U C Bankalar U e v d u U D Tasarruf Uevduatı E Dı£er U e v d u a u 2 T C Merkez Bankasına 3 Venlen Dıjer Fauier VER1LEN K0UISY0HLAA AUORTISUANLAR 1 Uonk^Iler 2 Gayrı Menkulter 3 Ozel U a l ı y e t Bedellen 4 tlK Tests Gıderlerı KAH^ILIKLAR Şuphelı Alacaklar Karsüıgı UUHTEL1F GIDERLER VE ZARARLAH KAR ALACAK A1INAN FAIZLER 1 KredılerUen 2 Bankalardan 3 Uevduat Karşüıkıarmdan 4 K»r.,n; yedekler K ı r ş J 4 . Kıymetlerdcn 5 UenKul Değerler Cozdanından , ALINAN UCRETLER ve K0UISY0NLAR 1 Kredl .şlemlerıyle ılgllı olarak alır.anl&r 2 BanKacJık Hızmetienyle ıl^ılı olarak altnaitar 7 248 690 556 4O4 404 478 723 978 343 19 565 505 111464 296 229 426 181 1 920 740 708 TURK L1RASI 8 508 103 180 1 201 439 193 35 984 851 283 321 255 1 520 745 299 6 472 384 234 5 619 1 337 062 146 4 5 0 4 970 291 12 9 6 9 800 472 792 932 238 165 458'864 857 309 969 7 017 264 9 6 2 2 150 166 888 KAMBIY0 KAKLAJU 413.261 359 131 609 369 22 868 585 140 495 036 57 9 54 18 366 786 547 794 493 654 098 791 1ŞT1RAKLERIUIZDEN ALINAN KAR PAY1 MÜBTELIF GELIRLER VE KARLAR 8O8 538 013 . 135 243 727 26 589 957 Gökçeada feribotunun güsergâhı değişti 140 700 565 140 700 565 241 035 835 1 523 762 651 TOPLAM 11623 641766 TOPLAM 11629 641766 ESBANK "tedbirli ve kaıarlı" StRECEK Yazvekış sezonlannda Marmara Adası Avsa Erdek arasında düzenli seferler yapan Gök çeada feribotunun güzergâhmda ve hareket yerlerinde değişiklik yapıldı. Yetküilerce, kıs sezonunda pazartesi, çarsamba, cumartesi günleri, yaz sezonunda ise her gün belirtilen güzergahta sefer yapan fenbotun bundan böyle yalnızca pazartesi ve cumartesi günleri Paşalimam Adası'ndaki Bahküköy'e de uğraması kararlastınldu Yeni hat saatlerine göre 08.50 ve 16.15'te Balıkuköy'e uğrayacak olanferibot buradan saat 09.00 ve 16.30'da aynlacak.