15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/8 HABERLER Ortadoğu barış süreci tıkandı (Baftarafi 1. Sayfada) barış karşıhğında, Israil'in 1967'de işgal ettiği Arap topraklanndan çekilmesini öngörüyor. Gerek FKÖ lideri Yaser Arafat, gerekse ABD özel Temsilcisi Watt Claveri«s cuma günü Amman'ı, iki hafta süreyle dolaylı ve dolayaz olarak ABD hükümeti ve Filistinliler arasında süren görüşmelerin sonuçsuz kaldığım belgelercesine, tıkanmış durumdaki barış sürecinin yeniden başlatılması şartlan konusunda bir anlaşmaya ulaşamadan terk ettiler.. FXÖ ile Amerikalılar ve Urdun hükümeti ile FKÖ üyesi olmayan Filistinliler arasında formül degiştokusu son ana dek sürdü. Ancak perşembe geceyansı ber türlü çaba durdu, çünkü son hafta boyunca çeşitli formül metinleri üzerindeki farklar giderilemedi. FKÖ, 242 ve 338 sayıh kararlan kabul etmesi karşıhğında ABD'nin Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kabul etmesi gerektiğine ilişkin talebinden vazgeçmedi. Buna karşıhk, Amerikalılar, Filistinliler için kendi kaderini tayin hakkı kavramını ve FKÖ'nün bu iki konuyu birbirine bağlama şartını kategorik olarak reddettiler. Ürdün yetkilileri, Batıh diplomatlar ve siyasi gözlemcüer, bölgede barış için gerçek bir olanağın tümüyle yitirilmiş olabileceğine işaret ederek, sonuçtan hayal kınklıklannı ifade ettiler. Görüşmeleri yakından izleyen bir Batıh diplomat, "FKÖ biiyük bir şansı yitirdi, dra ABD yönetimi ilk kez bir FUİstin Ulebini kabule yöndmişti" dedi. Üst düzeydeki bir Ürdünlü yetkili ise banş için bir şansın yitirildiğini kabul etmekJe birlikte, barış sürecinin sona erdiğini söylemek için vaktin henüz erken olduğunu belirterek, "Banş sürecinin durduguna kuşku yok, ıma bu siireç tunayle d«rmad>ğın oünuştur diyemeyiz" dedi. FKÖ'nün 242 ve 338'i barış görüşmelerine dahil olmak için şartsız kabul etmeyi reddetmesi, Kral Hüeyin'in Arafat ile birlikte surdurdüğü bir yılhk ortak banş girişimi açısından da bir başansızhk oldu. 11 Şubat Anlaşması'na göre, Ürdün ve FKÖ Israil'in Batı yakası ve Gazze Şeridi'nden çekilmesi ve bir UrdünFUistin konfederasyonu kurulması karşıhğında Israil'e banş önennek konusunda anlaşmaya varmışlardı. Anlaşmada, FKÖ, 242 ve 338 dahil olmak üzere Filistin sorunu ile ilgüi bütün BM kararlannı kabul etmeyi taahhüt etmişti. Ancak, ABD yönetimi, Ürdün aracıhğı ile FKÖ'ye Amerikahlarla doğnıdan görüşmelere oturabilmeleri ve barış sürecine katılabümesi için 242 ve 338'i şartsız kabul etmesini şart koştu. FKÖ, her iki kararı Filistinlilerden sadece mülteciler olarak söz ettiği ve kendi kaderini tayin hakkına sahip bir ulus olarak söz etmediği için süretdi olarak reddetmişti. FKÖ, daima her iki karann Filistin sorununa adil ve banşçı bir çözüm sağlamakta yetersiz kaldığım ortaya koymuştu. FKÖ'nün 11 Şubat Anlaşması'nda iki kararın kabulüne ilişkin iması, ilgili tum BM kararlannı kabul ettiğine ilişkin tutumunun bir parçasıydı. Üst düzeydeki bir Ürdünlü yetkili, 11 Şubat Anlaşması'nın her banş girişimi için bir kilometre taşı oluşturduğunu belirterek, "FKO için bugüne dek elde ettikterimizi, öıeOiklc 11 Şubat Anlaşması'nı kornmak istiyonız. Böylece, eğer gdccekte degişiklikkr meydaaa geörse üzerinde bir şeyier tnşa edilebilecek bir zemin bolansun" diye konuştu. Kendi hesabına FKÖ de gerek 11 Şubat Anlaşması'nı, gerekse Ürdün ile ikili üişkileri muhafaza etmeye istekli göründü. Filistin kaynaklanna göre, bu iki amaç, Arafat'ın Kral ve Ürdün Başbakanı Zaid elRifai ile çarşamba ve perşembe günü yaptığı görüşmelerin başlıca konusunu oluşturuyordu. FİLİSTİNLİLER NE DİYOR? Bununla birlikte, FKÖ, sonuçsuz kalan görüşmelerin banş için altın bir fırsatın kaçmış olduğu anlamına geldiği biçimindeki yonımla aksi fikirde. Yaser Arafat'ın siyasi danışmanı Hani elHasan, hiç kimsenin Filistin önderliğinden Filistin halkının kaderini tayin edecek kararlan alelacele ahnasım beklememesi gerektiğini söylerken, "İlk tur görüşmeleri sonucunda sonuç çıkamaz" dedi. Şu güne dek Amman göriişmelerinin çökUşüne ilişkin hiçbir Amerikan tepkisi ortaya konmadı. Ayrıca, görülebilir bir gelecekte yeni bir görüşme tum olacağına ilişkin hiçbir işaret de yok. Ne var ki, Hani elHasan, FKÖ'nün, ABD'nin "Ya kabul edin ya da son şansınızı yitirirsiniz" biçimindeki tavnna büyük tepki duyduğunu ifade etti. Hani elHasan, "Chıverius kafamız» tabanca dayayarak bizimle görüşemez" dedi. Hem Ürdün hem de Filistin kaynaklanna göre, ABD, FKÖ'den Israil hükümeti ile 242 ve 338 sayıh kararlar zemininde görüşmeye hazır olduğunu şartsız olarak beyan eden bir bildiri ve uluslararası banş konferansı toplandığı zaman Israil'e karşı şiddet eylemlerine karşı bir moratoryum ilan etmesini istedi. ABD'nin ön şartlanna uyup uymayacağı ve kendi kaderini tayin hakkına ilişkin talebinden vazgeçip geçmeyeceği sorulduğunda Arafat şunu söyledi: "Amerikahlann, FilistinüJerin kendi kaderini tayin hakkını kabul etmesi için mücadeieden asla vazgeçmeyecegiın". Arafat, aynca banş görüşmelerine girebilmek için fsrail'e karşı silahlı mücadeleyi durdurmak niyetinde olmadığını da sözlerine ekledi. Bir Mısır deyimi kullanarak ve ABD'yi kastederek, Arafat şöyle devam etti: "Bunun rüyaSIDI bile gönnemdiler." Amman görüşmeleri, ABD yönetimi ile FKÖ arasındaki farklann sadece söz konusu bu iki nokta üzerinde olmadığını gösterdi. Batıh diplomatlara ve FKÖ yetkilerine göre, taraflar muhtemel uluslararası banş konferansımn rolü ve FKÖ'nün buna katılım biçimi üzerinde de ayn görüşteler. Amerikahlar uluslararası konferansı bir uzlaşma platformu olarak kullanmak isterken, Filistinliler ve Sovyetler Birliği, bağlayıa hükümler getiren bir konferanstan yanalar. Bu kaynaklara göre, Amerikahlar, FKÖ yetkililerinin konferansa katılmasını istemiyorlar, "Çünkü böyle bir şey gerçekleşirse Israii Başbakanı Şimon Peres koltugnnu tetalikeye atar." ÜRDÜN'ÜN TAVRI BEKLENİYOR Görüş ayrılıklarına rağmen, diplomatlar ve özeUikle Batı yakası ve Gazze'yi temsil eden ve FKÖ mensubu olmayan Hanna Siniora ve Faiz Abu Rahmi gibi Filistinli araalar, görüşmeler sırasında anlaşmayı çok yakınlaştıran noktalarm bulunduğu kamsında birleşiyorlar. Ama perşembe gece yansı olası bir uzlaşma anlaşması hayal oldu. Amerikahlar, FKÖ'nün, ABD Başkanı Ronald Reagan'm FKÖ'nün 242 ve 338'i tanunasının ardından bir ÜrdünFüistin konfederasyonu çerçevesi içinde FUistin halkının kendi kaderini tayin hakkım kabul eden bir yazıh garanti vermesini içeren nihai formülünü de geri çevirince görüşmeler sonuçsuz kaldı. Kamu önünde şimdiye kadar sessiz kahnış olan Ürdün'ün birkaç gün içinde tutumunu açığa kavuşturan bir bildiri yayımlaması ve bunca bel bağladığı banş sürecine ilişkin son hükmünü vermesi bekleniyor. Komşular birleşip toptancıya koşuyor (Baftarafi 1. Sayfada) ayçiçekyağı gibi gıda ürünlerinin ahmında bu yola başvuruyorlar. Saydan giderek artan bu gnıplar, genellikle işyeri ya da komşu arkadaşlardan oluşuyor. Bu tür ahşverişi sürekli yapanların yüzde 2025'hk kazançlannın yanı sıra, bu yola ilk başvuranlar da, mutfak masraflannda bir anda büyük indirimler sağlayabiliyor. Grup ahşverişlerinde taşıma masraflannın düşülmesinden sonra dahi önemli miktarda kazançlar sağlanabildiği belirtüiyor. Grup alışverişlerinde en çok dayanıkh gıda ürünleri alınıyor. örneğin perakende olarak 2200 hradan alınabilen eski kasarpeyniri, toptanada 1350 Uraya ahnabiliyor. 11 kilogram gelen bir tekerlek kaşarpeynirine toptancıda 14 bin 850 hra veren grup ahşverişçileri, aynı miktarda kaşarpeynirini perakende aldıklan zaman 24 bin 200 hra vermek zorunda kalıyorlar. piyasada 15001600 liradan satılan zeytüı de toptan alındığı zaman 1200 hraya geliyor. Aynca margarin, bakliyat, et ürünleri, şeker gibi ürünlerde de, en az yüzde 25 ucuzluk sağlanabiliyor. ALIŞVERİŞ GRUPLARININ SAYISI GtDEREK ARTIYOR Ortak ahşveris eden aüelerin adeta devamh müşteri olduklanm belirten toptancı Hayri özdemir, "Bu aileler genellikk ay baslannda gelerek, sekeri, margarün koii fle ayçiçckyaSnıı da teneke ile atap evferindc pay ediyorlar. Bu müşterilerimizden çok memnunuz" dedi. özdenur, toptan ahşveris edenlerin de giderek artağuiı ifade ederek, "Ortadirek ne yapsın, ayçiçekyağını bizden aiarak Ulosnnu 450 Uraya getiriyor, oysa dışarıdan alsa, 600650 lira ödemek zorunda kahyor" şeklinde konuştu. Toptan ahşveris eden ailelerin giderek artmakta olduğunu ifade eden toptancı Nikola Zumbuhdis de, Işyerimiz Eminonü'nde olmasına ragmen, Şişii'den, Meddiyeköy'den devamh möşterüerimiz var. Bizden yaptıklan alışveriş ile, taksi parası verdikleri •alde, oldukca kfirh çıkıyorlar" dedi. Zumbulidis, toptan ahşveris edenlerin, daha çok yakın arkadaşlar ya da komşular olduğunu söyledi. Et ürünleri toptancısı Suat Hafızoğlu da, beş kilogramdan az satış yapamadıklanm hatırlatarak, "Beş kilo sucuk, sosis, ya da salam alan herkese perakendeciye verdigimiz fiymü aygnluyoruz, bu nedenle de, bu yolla ahşveris edenler oldukca kârtı çıkıyor" dedi. Hafızoğlu, pastırmalan ise, daha az miktarda sattıklanm belirterek, "Pastırmayı bir bütün olarak vereblryonız, o zaman tüketici de alabUiyor" şeklinde konuştu. AJNKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ 10 ŞUBAT1986 Şölenler... Cuma günü son kez, "Aydınlar Dilekçesi" davasımn duruşmasına gidecektik Hüsnü Goksei'in arabasıyla. İçimden, erkendir diye aramıyordum Hüsnü Göksel'i. Sonunda aradım, o: Saat sekizde çıkalım, dedi, yokja alacaklarımız var, ancak yetişiriz! Hüsnü Bey, siz Süleyman Bey'in öyküsünü biliyor musunuz? Bilmiyorum, gelince anlatırsın! Yola çıkarken anlattım: 1983 seçimleri öncesinde, radyolardan Zincirbozan'a gönderilecekler açıklanıyor, orada bulunacakfan saat bile belirtiliyordu. Saat 18.00'de Zincirbozan'da olacaklardı. İyi anımsadım... Süleyman Bey'in Güniz Sokaktaki evi, içeride bir yas havası. Süleyman Bey düşünceli, Nazmiyanım üzüntülü. Evden çıkış saati yaklaşıyor. Seyfi öztürk yaklaşıyor Süleyman Bey'e: Beyefendi, diyor, şimdi yola çıkarsak, İnegöl'de bir köfte yersek, tam saat altıda Zincirbozan'da olabilıriz. Süleyman Bey sfenks gibi suskun, yanıt vermiyor. On beş yirmi dakika sonra, Seyfi Bey yine yaklaşıyor Süleyman Bey'e: Beyefendi, İnegöl'de köfte yeme olanağımız da kalmadı. Şimdi yota çıkarsak, yüz kilometre hızla gidersek, Zincirbozan'a zamanında ancak yetişebiliriz!.. Süleyman Bey başını kaldırıyor, Seyfi Öztürk'e: Seyfi Bey diyor zamanında varmazsak bizi İçeri almayacaklar mı? Olay belki tam boyledir. belki de değildir... Hüsnü Göksel, buna çok güldü... Yani Hüsnü Bey, diyordum, duruşmaya geç varsak almayacaklar mı? Bir yıh aşkın süredir Mamak'a taşınıyordu çok kişi. Hüsnü Bey'in de ameliyat günü cumalanydı, duruşma nedeniyte o gün ameliyatını yapamıyordu. YoldaFerda Bey'i aldık. Ahmet Tahtakılıç ile Suphi Gürsoytrak'ı Selma Göksel arabasına almıştı. Aziz Nesin'i, Tahsin Saraç'ı, Mahmut Tali Öngören'i Yakup Kepenek alacaktı. Haldun Ozen başının çaresine bakacaktı. Usuma, 1983 aralığında kanserden ölen doktor Hadiye Gürbüz geldi. Kendisini tanımazdım, Cumhuriyet okuyordu. Nebahat Çebi'nin arkadaşıydı. Ondan Hadiye Hanım'ın durumunu öğrenir, üzülürdüm. Gittikçe eriyordu. Bir gün, onu tanımak istediğimi, çiçeğimi alıp ona gitmek istedigimi söylemistim. Şöyle haber göndermişti: Yazarlann çoğunu tanınm. Bir Ekmekçi'yi tanımam. Bildiğim, "Şunun arabasıyla gittim, bunun arabasıyla gittim..." diye yazdığına göre arabası yok! Ölümünden sonra, onu anmak için yazdığım bir "Ankara Not/an"nda bu sözlerini aktarmıştım. Hüsnü Bey'e: Eee, dedim, son duruşma artık, kendi ne bir cezaevi buldun mu? Senin yaptığın iş tahrik! dedi, moralimi bozuyorsun! İyisin hadi, iyisin! diyordum. Perşembe günü Hüsnü Göksel şöleni, cuma günü duruşma. O, Benim gibi soför bulamazsın! diyordu. Mamak yollarını nasıl geçtiğimizi bilmiyorduk... Aydınlar Dilekçesi davasımn bir yararı da birbirini tanımayan bir çok kişiyi bir araya getirmesi mi olmuştu? Ekin Bilar A. Ş.'nin düzenlediği Hüsnü Göksel gecesinde, Aziz Nesin açış konuşmasını yaparken şöyle demişti, girişte: " Birçok dostumla, ne zaman nerede, hangi koşulda tanışmış olduğumuzu düşünürüm, ama anımsayamam. Sanki o dostlarımla doğumumuzdan beri birlikte yaşamış, birlikte olmuşuzdur. Ama bir dostum var ki, onunla nerede, ne zaman, hangi koşulda tanıştığımızı bugün ayrıntılarıyla anımsıyorum. Şu ünlü Aydınlar Dilekçesi konusu kafamda dahaca bulutsu bir düşüncedeyken konuyu danışıp söyleşip tartışacağımız arkadaşlar aramaktaydım. vedat Türkali, konuyu bir de Hüsnü Göksel'le konuşmamızın yararlı olacağını söyledi. Cumhuriyet Gazetesi'nde seyrek çıkan yazılardan adını anımsıyordum. Sertliğini özünde taşıyan, dengeli, mantıklı yazılar. Vedat Türkali'nin evinde bir öğle yemeğinde bulustuk Hüsnü Göksel'le. Aydınlar Dilekçesi olayının Türkiye'ye getirdtği büyük yarar artık bugün tartışılmayacak oranda kanıtlanmıştır. Bu toplumsal ve polltik yararın yanında bireysel olarak da ben bu olaydan çok büyük bir kazanç sağladım. Dostlar... Aydınlar Dilekçesi aracılığıyla kazandığım dostlarım yaşamımın en büyük övüncüdür. Hüsnü Göksel bu dostlarımın banaonur verenlerinden. Evet. O'nu nasıl tanıdığımı bütün ayrıntılarıyia anımsıyorum. Aramızda dostluk kurulaiı çok olmadı ama, öyle bir yakınlık duydum ki, sanki O'nunla öteki dostlarım gibi çocukluğumuzdan tanışıyormuşuz gibi bir duygu içindeyim. Salt ben değil, ortak başka dostlarımız da aynı düşüncededir. O'nu dörtdörtlük insan olarak niteliyoruz. Dörtdörtlük insanların ne yazık kı gıttıKçe katılaştığı ülkemizde O'ndaki bu olgunluğun bu yetkinliğin nereden geldigini düşündüm. Kendimce bir iki neden de buldum. Birincisi şu: Kendi mesleğindeki büyük ustalığıyla doyuma ulaşmış, kendini gösterme çırpınışlanndan çoktan arınmış bir kişidir. Genellikle kendi uğraşlannda başarının doruğuna varmış doyumlu kişiler ancak Hüsnü Goksei'in dengeli, mantıklı, ama bildiğinden dönmeyen yetkinliğine ve olgunluğuna ulaşabilirler. İkinci neden de şu: Uğraşının sınırları içine kendini hapsetmemiş, şiir yazmış, şiir sevmiş, şiiri yaşamış bir kişidir Hüsnü Göksel. Bir başka neden, bir has aydın olarak Türkiye'nin bütün sorunlannı kendi öz sorunlan saymakta oluşudur. Türkiye'nin, halkımızın bütün sorunlarını sırtında taşıyan Türk Atlas'larından biridir Hüsnü Göksel..." Aziz Nesin'in konuşması daha uzundu. Hüsnü Göksel gecesi görkemliydi. Uğur Mumcu, cumartesi günkü yazısında ne güzel değindi, eline sağlık! Bu gece için, Savunman Gülçin Çaylıgil Jstanbul'dan gelmişti. Ekin Bilar A. Ş.'nin etkinlikleri başarıyla yürüyordu. Hüsnü Göksel, kendi gecesine bilet aiarak girmişti. Mamak girişlerinde arandıktan sonra, duruşma salonuna girdik. Savunmanlar da, dinleyiciler de kalabalık. Girerken, savunman Fatma Çakır: Suratınız neden asık? dedi, "somurtunca hüküm değişmez!" demeye getiriyordu... Savunmanlanmızdan Rona Aybay, taaa Almanya'dan telefon etmiş, "Böbrek ameliyatı oldum. Duruşmada bulunamayacağım, haberin olsun!" demişti. Salonda çıt yoktu. Yargıç önyüzbaşı Mehmet Sever'in yüzü neden ağarmış gibiydi? Bana mı öyle geldi? Duruşmada son sözler söylendi. Mehmet Sever, yarım saat ara verdikten sonra kararı açıkladı: "Sanıklara isnat edilen sıkıyönetim yasaklarına aykırı davranmak suçunun maddi ve manevi unsurtan yönünden oluşmaması nedeniyle tüm sanıklann müsnet suçtan beraatierine, temyizi kabul olmak üzere karar verildi..." Ayaktaydık. Dinleyici sırasından bir alkış koptu. Alkışlanan yargıçtı... Kapıdaki görevlilerin de yüzleri gülüyordu. Sanki şölen vardı! Atalay kalp krizi sonucu öldü kanhk önermesine karşın bakanlık görevini. kabul etmeyen tek bağımsız olan Atalay, 12 Eylülden sonra emekli olarak yaşamını sürdürmüştü. Oğuz Atalay, milletvekilliğinden önce 14 yıl süreyle Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü yapmış ve bir ara Gençlerbirliği Kulübü'nün başkanlığına da getirihnişti. Atalay, evli, buçocukluydu. Oğuz Atalay için yann TBMM önünde tören yapılacak. ANKARA, (ANKA) 1978 yılında Ecevit hükümetinin kuruhnasmda önemli katkılan olan ll'lerden eski Konya Milletvekili Ofuz Atalay evınde geçirdiği bir kalp krizi sonucu dün vefat etti. 64 yaşında vefat eden Oğuz (Baftarafi 1. Sayfada) Atalay, Konya'dan iki devre seler l'inci dönemdeki eksiklikle çilmiş ve 1978 yıhnda ikinci MC rini ailesinin ve ögrelmeninin hükümetinin düşmesi ve Eceviıyardınuyla mutlaka saptamalıdır in bağımsızlarla hUkümet kurmasında büyük çabalan olmuşve başarısızlığın nedenini b u I m a 11 dır" şeklinde konuştu. tu. O zaman Ecevit'in ısrarla ba Okullarda DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞINA BAĞLI OKULLARA ÖĞRENCİ ALINACAKTIR 1. 19861987 Eğitim/Öğretim yılı için Deniz Kuvvetleri bağlı aşağıdaki okullara sınavla öğrenci alınacaktır DENtZ HARP OKULU KOMUTANLIĞI DENİZCÎLİK YÜKSEK OKULU KOMUTANLlCl DENtZ ASTSUBAY SINIF OKULLARI (Karamürsel Eğitim Merkezi Komutanlığı) DENİZ LİSESİ KOMUTANLIĞI HEYBELİADA/İSTANBUL Komutanlığına TUZLA/İSTANBUL TUZLA/İSTANBUI KARAMÜRSEL/KOCAELİ VEFAT Konya Seydişehir Hatipler ailesinden merhum Şerifi ve Mehmet Atalay'ın oğullan, Çiler Atalay'ın eşi, Sevim Atalay'ın babası, eski Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürü 19731980 dönemi Konya Milletvekili Yüksek Ziraat Mühendisi DENİZ ASTSUBAY HAZIRLAMA OKULU KOMUTANLlGl BEYLERBEYÎ/ÎSTANBUL 2. Yukanda belirtilen okullardan; OĞUZ AE4LAY 8.2.1986 günü Ankara'da vefat etmiştir. Cenazesi 11.2.1986 salı günü saat 11.00'de TBMM önündeki törenden sonra Hacıbayram Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. AJlah rahmet eylesin. a. Deniz Harp Okulu için «Öğrenci Seçme Sınavı Ö.S.S.»na girme ko şulu aranacak, kazanma koşulu aranmayacaktır. b. Denizcilik Yüksek Okuluna Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Mer keziÖ.S.Y.M.» sonuçlarına göre öğrenci alınacaktır. c. Deniz Lisesi için ortaokulu bitirme not ortalamasının (diploma derecesinin) en az 6.50 (5'li not sistemine göre en az 3.25) olması aranacak. Fen Lisesi giriş sınavma katılma koşulu aranmıyacaktır. t 3. Deniz okullarına ilişkin tanıtma broşürü ve başvuru formları MART 1986 ayı içerisinde yayınlanacaktır. 4. Aynntıh açıklayıcı bilgiler Okul Komutanlıklanndan alınabileceği gibi NİSANMAYIS 1986 ayları içinde basın yolu ile de aynca duyurulacaktır. AILESI DENİZ EĞİTİM KOMUTANLIĞI KaramürselKOCAELİ cojoocrcaoxox :::occ ;o MESLEK OLARAK 25 YAŞIHDA Geçmişleki gelecek • AP 25 YAŞINDA: GEÇMİŞTEKİ GELECEK. • İhsanSabri ÇAĞLAYANGİL: "Millete mal olmuş siyasî kuruluşlar kapatılsa da fikirleri yok edilemez. ' •SAADETTİN BİLGİÇ: "Fikir planında DP'nin devamıydık." • Kâmran İNAN: "AP, 1960 müdahalesinden sonra Türkiye'nin demokrasiye dönmesinde önemli rol oynamıştır.'" • Şinasi OSMA: "AP kapatıldığı güne kadar ilkelerinden sapmadı." • Aydın Güven GÜRKAN, Şener BATTAL, Doğu PERİNÇEK, Prof. Dr. Asaf Savaş AKAT ve Doç. Dr. Ersan İLAL'e göre AP. • Hattanın Portresi: "ÇOBAN SÜLÜ" • ÇELİKİŞ: Yolsuzluk mu, çamur mu? • Öğrenci dernekleri ne olacak? • Partiler öğrenci derneklerine karşı değil • Ah şu eskiöğrenciler!.. • Dr. Agâh Oktay GÜNER: "Türk mimarisi ve toplu konut." • SporOrhan AYHAN VRESKALA: "Kısa zamanda çok işyaptık." ÇOÇUKLARLA RESİM TAKI İÇ MİAAARİ DESEN YAĞLIBOYA Beğenisi ve duygulanna güvenen kişilerin, çizgi ve zevklerini insanlaria paylaşabileceği çok az meslekten biri modacılık... Türkiye'de, moda olgusunu profesyo nel veya amatörce yönlendirmek isteyenler için; Moda ve Stilistlik alanında, ülkemizde ilk kez dünya standartlannda kurulan okulun, ŞUBAT 1986 kayıtlan başlamıştır. TEŞEKKUR Başanlı bir ameliyatla beni sağlığıma kavuşturan Haydarpaşa Numune Hastanesi 4. Cerrahi Servisi Şef Muavini kıymetli hekim TEKSTİL İSTANBUL Teşvikiye Maçka Cad Maçka Palas No: 41/611 Tel: 140 56 50 ANKARA: G. Osmanpaşa Moktaiı Sok. No: 6 Tel: 28 35 08 istasyon sanat evi "MOSF Op. Dr. ERDEM ALKOÇ'a ilgisini bir an olsun esirgemeyen Dr. AHMET KART ve Dr. HAKKI AYDOGAN'a servis hemşireleri ve diğer çahşanlara teşekkürü borç . bilirim. FUAT YAŞİN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle