13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 KASIM 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ISMAIL GÜLGFJ; 'Karanlığın PrensV Avrupa turnesini Londrv'da noktaladı HAYVANLAR Miles Davisle iki buçuk saat Miles gecikiyor kimseyi yadırgatmamak için. Çok gelişmiş ses duzeninden rock tanrıçası Cyndi Lauper'ın yorumladığı "Time After Time"m ardından bir gökgürütüsti altında görünüyor Miles Davis ve arkadaşları. nesinin son durağı olan Londra1 da "sfenks" bağışlayıcı. Ağırlıkla son albümü "Tutu"daki parçalardan oluşan ve ara vermeden tam 2.5 saat suren konser boyunca en az 1.5 saat trompet çaldı Miles Davis. Takdis edilen hayranlar "Neden dinle>iciye hep arkanızı dönuyorsunuz?" diye soran bir gazeteciye: "Siz hiç yüzü salona dönük konser yoneten bir senfoni orkestrası şefi gördünttz mu?" sonısuyla karşılık veren Miles gerçekten de iki çok yetkin tuşlu ustasınca elde edilen senfonik bir altyapı üzerine kurulu etkileyici müziğini, arkadaşlannı ve gösterisinin büyük bölümünü arkası dinleyiciye dönük, çokluk gözleri ile zaman zaman da belli belirsiz el hareketleri ile yönetti. Ama en az 250 metrakarelik sahnede, belindeki şık kemere tuttumlmuş vericiye bağlı mikrofonla yükseltilen kırmızı, üzerinde adı yazıh trompetiyle geniş turlar atarak konserin sonuna doğru yavaş yavaş sahnenin önune çepeçevre yığılan hayranlannı takdis etmeye de yeterli zaman ayırdı. Konser boyunca yine hiç konuşmaması da bir ara inanılmaz bir şey oldu. Birlikte çalmaktan çok mutlu olduğunu her zaman davranışı ile belli ettiği birbirinden usta arkadaşlanmn adlarını Unlü kısık ve 60 yılın yorgunu sesiyle anons eder gibi yaptı. Miles Davis sanat yaşarru boyunca hep çok önemli adlarla çalıştı ya da onunla çalanlar sonradan çok ünlü adlar oldular. Yaslan henuz 25 dolayındakı bir gun mutlaka birer Keith Jarrett, John McLaughlin, Tony Williams olmayı düşlemeleri olanaksız bu değerli müzisyenlerle olan ilişkisi gerçekten çok etkileyiciydi. Ktof KİME DUM DUMA BEHtç AK MYSİLERİNt KENDlSt ÇİZİYOR Miles Davis sahne giysilerini de kendisi çiziyor. Parlak ipekli siyah üzerine az belirgin beyaz kareli adamakılk geniş kesimli ceketini ve gri lame muareden pantolonunu ve çıplak ayağına giydiği siyah suet ayakkabılannı, 40 yıldır giyiyormuşçasına taşıyor. Ve yaptığı işin sonuç olarak bir gösteri olduğunu çok iyi biliyor. SADETTtN DAVRAN LONDRA Miles Davis'in Londra konserlerinin yapıldığı 2700 kişilik Wembley Conference Centre"ın görkemli girişinde Davis'in Londra sorumlusu Anthoııy Woods'la bir yandan konuşuyoruz bir yandan da yavaş yavaş gircn ilk 2700 kişiyi gözleme. ye cahşıyorum. Konserin başlamasına bir saat var. Miles dipteki duvarda asılı, geçen pazar yayımladığımız siyahbeyaz fotoğrafından sfenks sfenks bakıyor uyruğuna. Uyruğu çok kaışmış. Gençler çok. Punklar, en . azından öyle görünmeye çalışan, lar da çok. Tekaüt hippiler, artık burnundan kıl aldırmayan . durumu "muemmen" 68'liler. 40 „ flzerindeki "gençler" çok seyrek. Evlerinde Miles'ın "Porgy and • Bess" albıimünu dinliyor olma. hlar. Salonun lstanbul Açıkhava Tiyatrosu yapısı ve genişliğinde bir kullanım alanı var. Ama sa„ dece 2700 kişi için kullanılmış nedense. Hem koltuklar iki kişiT, nin rahathkla sığacağı genişlik. te hem de iki koltuk arasına bir dizi daha sığacak alan bırakılmış. Ingiliz aklı işte. Fuayedeki 8 bardan 88 içki servisi yapılıyor, ama salona içki taşımak yasak. Miles Davis sahnede Miles gecikiyor kimseyi yadır' gatmamak için. Çok gelişmiş ses • duzeninden rock tanrıçalann• dan Cyndi Lauper'ın Miles'ın "You Are Under Arrest" albü• münde yorumladığı "Time After i Time"ı zerkediliyor salona. Ve '. 2X2700 gücünde bir gökgurültü• sü altında görünüyor Miles Davis ve genç arkadaşları. Tuşlu , çalgılarda Robert Irvine ve Adam Kalzman, gitarda, Garth Webber, basta Darryl Jones, vurmalı çalgılarda Steve Thornton ve davulda Vincent \Vilburn. Bir tuşlu seti daha var sahnenin tam ortasında, o da Miles'a ait ve ara sıra bizzat müdahale ediyor müziğe oradan. Miles Davis'in desenlerinden söz etmiştik, yalnız güzel kadınlan değil, sahne giysilerini de çiziyor Miles. Parlak, ipekli siyah üzerine az belirgin beyaz kareli, adamakıllı geniş kesimli ceketini ve gri lame muareden pantolonunu ve çıplak ayağına giydiği siyah süet şık ayakkabılarıtu sanki 40 yıldır giyiyormuşçasına rahathkla taş>yor. Akranı ünlü caz ustalan bu konuda ne düşunuyor bilinmez, ama yaptığı işin sonuç olarak bir gösteri olduğunu çok iyi biliyor Miles. Siyah buyük gözlüğü her zamankı gibi gözünde. Artık başının önemli bir bolumünü açıkta bırakan uzun saçlannı arkadan, bildiğimiz kırmıa bir lastikle bağlamış. Bagışlayıa "sfenks" MUes Davis, konserleri sırasında flaş bir yana resim çektirmemesi ile bilinen ilk sanatçılardan. Sahnenin dibine çökmüş resim çekmeye çalışan gazetecilerin arasında yaradana sığınıp ilk flaşı patlatıyorum. Gülerek üzerime doğru geliyor, kamerama doğru eğiliyor ve solosunu sürdürüyor. Bir daha, bir daha tam 22 kare çekiyorum. Miles'ın umurunda bile değil. Festivaller bir yana bırakılırsa, yıllar sonra çıktığı bu son derece başanlı Avrupa tur PtKNİK PtYÂLE MADRA tyi aile "punk'ı Program satan iyi aile punk'ı Ingiliz genci Scott Bnıns; "Benim için biraz yumuşak" dese de oldukça sert ve guncel bir doku üzerine Miles'ın çokluk susturucu ile üflediği dayamlmaz duygusallıktaki ezgiler "Tutu"nun ve konserin atmosferini yapıyordu. Ve olağanüstu ışık düzeninin yanı sıra Miles'ı izleyen "takip spotn." Konser bitiyor, trompetini başının üzerinde sallayarak veda ediyor Miles. Gökgurültüsü dinmiyor ve inanılmaz bir şey daha oluyor. Bis yapmaması ile de ünlü Miles yeniden sahnede, üstelik üzerinde bu kez çok şık, beyaz ipekli kumaştan çok geniş vatkalı, önü ve arkası kendisine yakışır zenginlikte işli bir stilize Rus prensi ceketiyle. İki parça daha "You Are Under ArresT albümünden. Türkçesi "Tbtnklandnuz." Elhak. Bu kez gerçekten gidiyor cazın "Mor kâhküllü şehzadesi" her zamanki gibi parça sürerken, ama sahne gerisinden sürdürüyor solosunu, salon yıtalıyor, bir dahaki randevu Kaf Dağı'nın ardında belki. H1ZLI GAZETEÖ NECDET ŞEN UEL/U. eOı'N . M8ÖAS İOLCU..." HAOI ÇOCUKL&g, i PARİS KONSERİ Davis, festivaller bir yana bıraküırsa, yıttar sonra çıktığı Avrupa turnesinde son derece basanlıydı. Tumesinin Londra'dan önceki durağı da Paris'tL 1987'de 18 ülkeden sanatçı, grup ve kuruluşları Amsterdam'da bir araya gelecek ÇÎZGİLtK KÂMtL MASARACI Avrupa'nın kültür başkenti: Amsterdam ^9B3'te AET Kültür Bakanlan tarafmdan oluşturulan 'Avrupa'nın kültürel başkenti' kavramı, önümüzdeki yıl Amsterdam'da yapılacak etkinliklerle sürecek. Katılımcı ülkeler arasında yer alan Türkiye'nin kimlerle temsil ' edileceği ise henüz belli değil. HALÛK BAKIR AMSTERDAM 1985te Atina ve 1986'da Barcelona'dan sonra önumuzdeki yıl Amsterdam "Avrupa'nın Kültürel Başkenti" sıfatını taşıyacak. 1987 yılında Avrupa ülkelerinden gelecek sanatçılar ve gruplar çeşitli etkinlikler sergileyecek, yapılacak kongre, konferans ve sempozyumlarda Avrupa ülkelerinin kültürel kimhkleri irdelenecek, fikirler tartışılacak. "Avrupa'nın Kültürel Başkenti" kavramı, 1983 yıhnda Avrupa Ekonomik Topluluğu Kültür Bakanlan tarafmdan oluşturuldu. Bakanların, her yıl bir Avrupa kentinin "kültürel başkent" ilan edilmesi kararı sanat çevrelerinde "sijasetçiler artık siyaset ve ekonomi yanında kültürü de ciddiye almaya başladılar" şeklinde yorumlandı. Aslında bu gelişmeyi, 1960'lardan bu yana Avmpa'da meydana gelen toplumsal değişmelerin doğal sonucu olarak görmek mümkün. Ülkeler arasındaki göç akımları, gelişen turizm ve yoğunlaşan kitle iletişiminin ulusal kültürler arasındaki etkileşimi hızlandırdığı açık bir gerçek. 1987 yılında Avrupa kultürlerine 'ev sahipligi' yapacak olan Amsterdam, ülkeler arasındaki ılturel işbirliğine hız vermeye vahşacak. Buradaki organizatörler, değişik kültürlere açık olma geleneğine sahip bir kent olan Amsterdam'ın, kendisine düşeni en iyi şekilde yapabileceğine inanıyorlar. Halen hazırlık aşamasında olan 1987 programının başarısında, Avrupa ülkeleri kültür bakanlanrun katkılannın belirleyicı olacağını da vurguluyorlar. Önumuzdeki yıl Amsterdamdaki etkinliklere 18 ülkeden tiyatro ve müzik gruplan, sanatDüzenlenen programda, belli bir temaya dayanan ve çeşitli etkinlikleri içeren projeler önemli bir yer alacak. Bu projelerden birisi "Totemden ya$am biçimine" adını taşıyor. Projenin amacı toplumla semboller (totemden jcredi kartına kadar) arasındaki çılar, uzmanlar ve sanatla ilgile ilişkiyi ortaya çıkarmak. Bu proie kapsammda çeşitli sergiler açınen kuruluşlar katılacak. Bu ulkeler şunlar: Belçika, Danimar lacak, bir kitap ve bir belgesel taka, Demokratik Alman Cumhu mtılacak, sempoz^Tim duzenlenecek, çeşitli dans, muzik ve kariyeti, Federal Almanya, Fransa, trianda, ttalja, Vtacaristan, Hol bare etkinlikleri sergilenecek. landa, Yugoslavja, Norveç, Amsterdam'm 1987 programı geAvustuna, Portekiz, tspanya, İn nel hatlarıyla şöyle: Tum yıl bogiltere, Isveç, Turkiye ve Yuna yunca mimari, güzel sanat lar, fotoğraf, yaşam biçimi, moda konistan. nulannda sergiler düzenlenecek. Mayıstan kasıma kadar ağırlık tiyatro, kukla, dans ve müzik şenliklerine verilecek. Bu şenlikler arasında geçen yıllarda Avrupa'daki birçok Turk tiyatro gruplarınm da katıldığı Stagedoor şenliği de var. Avrupa kültürleri, külturlerin etkileşimi, sahne sanatlanndaki yenilikler, sanat ve edebiyat konulanndaki tartışma programları, kongreler ve sempozyumlar ise nisan, kasım ve aralık aylarında yapılacak. "Amsterdam Avrupa'nın Kültürel Başkenti" kapsamındaki etkinliklere Türkiye'den katılacak sanatçılar henuz belli değil. AĞAÇ YAŞKEN EĞtLtR KEMAL CÖKHAN TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAS 26 Kasım ÜNLÜ BİR ÇİZGI 1922 DE 8U6UN UtJUJ AMERtKALl KARilcAnJGCÜ CHA/SLBS MOUKOE SCHULZ^ŞULTZ) OOĞHÜ. MEKTVPlA SAMfrr ÖĞRENIMİ GOÜBCBK OLAN SCHULZ, II. PÜUYA SAVAÇi'NA ASICER. OLAÇflK KATICACAKTIR. İLK KOSAIK DlZI SAUPIMI "ST PAüC'GAZETÇSINE HAZIZLIYACAK, "SATZieOAY £I/£WU6 POST" İÇİN De KAR.IKATÜRIE& ÇI2BCEKTT/2. 19SO YIUNPAN SAÇUYAl&K, "P£ANur£' ADLI ÇıZGt BANP/YLA DÜNYA ÇAP/NPA UN ICA2ANACAK71R. ÇOCMK T1PL££JN BULUNPUGU BU gAAJTTA, HAYVAtUAR. PA YE£ ALACAkiTltZ. CHAZLIE SROIÂ/N, LUCY, SNOOPY, VV0OPS7OC/C BUNLAZDAN BA2/IARIOIR, Yanda, "Peanuis'dan ih öruek. görüiuyor. 50 YIL ÖNCE CUMHURİYET Catndan kumaş imali artıyor İlk nazarda inamlmayacak bir şey gibi görülmekle beraber, camdan kumaş yapdmağa başlandığı habert bir hakikatür. Ve bu mesele bir laboratuar tecrübesi halinden çoktan çıkmıştır. Amerika ve Almanyada, büyük fabrikalar, geniş mikyasta cam kumaş imaline çoktan başlamışlardır. Cam kumaşlar, gorünüşte cam imalinde kullamlan mevaddı iptidaiye ile hiç de munasebettar değil gibi 26 Kasım 1936 gorunmekle beraber yüzde yüz camdır. Bu kumaşlann dokunduğu iplik insan saçından yirmi defa daha incedir. Cam kumaş imali, yeni keşfedilen bir taktm katılaştırma ve soğutma usuüeri esasına istinad 19361986 etmektedir. Bilhassa renkli camdan, renkleri ve motifleri ilanahiye değişen çeşid çeşit kumaşlar yapılıyor. Cam yarın sadece betonun değü, çeliğin de rakibi olacaktır. KÜLTÜR BAŞKENTİ 19STde 'Avrupa'nın kültürel başkenti" olacak Amsterdam, değişik kültürlere açık olma geleneğine sahip bir kent olarak nitelendiriliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle