18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/6 Ecevit, ABD ile varılan uzlaşmayı değerlendirdv ABD'ye bağımldık artacak SEDAT ERGİN litikasının ve ç'Karlarının bir yansıtıcısı gibi görünmeye başlar. Şimdi, Tü. kıye, gerek Batı ve Doğu Avrupa ülkeleriyle gerek Or.adoğu ülkeleriyle ilişkilerini Amerikan etkisine karşı oirer denge unsuru gibi kullanabilecek yerde; tam tervne, tüm bu ülkelerle ilişkilerinin düzelmesi veya gelbmesi için bile Amerikan desteğini arar duruma gelmijtir. O yüzden de Türkiye'nin ABD'ye bağımlılığı büsbütün artmakta ve ABD de bundan TUrkiye aleyhine yararlanmaktadır. Avrupa Topluluğu ile ilişkilerinde bile, Türkiye'nin, Topluluk üyesi olmayan ABD'den destek bekler duruma gelmiş olması, bu olumsuz gelişmenin ilginç bir belirtisidir. Avrupa Topluluğu ile ilişkilerde ve Topluluğa tam üyelik konusunda, ABD desteginin ne gibi etklleri olabilir? ECEVİT ABD'nin Batı Avrupa üzerinde belirgin bir etkisi bulunduğuna kuşku yok. Ama, Avrupa Topluluğunun bir amacı da, ABD karşısında Batı Avrupaya kişilik ve etkenlik kazandırmaktır. Onun için, Türkiye'nin, Topluluk kapısını Amerika yoluyla zorlaması, Batı Avrupa'da psikolojik tepki uyandırabilir. Hele, askeri işlevi bulunmayan Avrupa Topluluğuna üyelik konusunu, Türkiye'nin, ABD ile askeri işbirliğini pazarlık ederken gündeme getirmesini, Batı Avrupa büsbütün yadırgayabilir. İki temel koşul var ^ Avrupa Topluluğuna Uye olabilmemizin iki temel koşulu vardır: Biri, Batı ölçütlerine uygun bir demokrasi, öbürü de yeterince güçlü bir ekonomi... Türkiye bu iki koşulu yerine getirmedikçe, Amerikan desteği bir işe yaramaz. Üstelik şimdi Türkiye'nin laiklikten giderek uzaklaşması da, Batı Avrupa ile bUtünleşmemiz önünde yeni bir engel oluşturmaktadır. ABD ile imzalanacak olan Savunma ve Ekonomik tşbirliği Anlaşmasındaki olumsuz unsurları, Avrupa Topluluğuna Üyelik konusunda ABD'den destek sözü aldığımız iddiasıyla gözden saklamaya ve dengelemeye kalkışmak, bununla avunmak, Türkiye için, kendi kendini aldatmak olur. ABD'nin bu konuda Turkiye'ye sağlayabileceği tek geçerli destek, Türk ekonomisinin gelişmesine gereken katkıda bulunmaktır. Oysa ABD böyle bir katkıda bulunmaktan ısrarla kaçınıyor. Ne Turkiye'ye gereksinme duyduğu ekonomik ve mali yardımı yapıyor, ne de Sayın özal'ın "yardım yerine ticaret" formülüne yanaşıyor. ABD ile ilişkileri, o arada Savunma ve Ekonomik Işbirliği Anlaşmasını, sağlıklı bir zemine oturtabUmek için Türkiye ne yapabilir? ECEVİT TürkAmerikan ilişkileri salt ikili ilişkiler çerçevesinde sağlıklı bir zemine oturtulamaz. Oysa TUrkiye'de bugUn, iktidar da, Mecliste grubu bulunan muhalefet partileri de, ABD ile Savunma ve Ekonomik Işbirliği konusunu, ikili ilişkilerin dar çerçevesinde ele alır görünüyorlar. Bu, bence çıkar yol değildir. TUrkiye, uluslararası ilişkilerini bütünüyle ele alıp, yeniden, çok unsurlu bir dengeye kavuşturmak ve ABD ile ilişkiler sorununa da öyle bir dengeden alacağı güçle yaklaşmak zorundadır. öyle bir denge sağlandığında, Türkiye'nin, ABD ile ilişkilerini, sakıncalı ödünler vermek zorunda kalmaksızın düzene sokabileceği, 1970'li yıllarda görülmüştür. O dönemde, Türkiye, Amerikan engeline karşın, Kıbrıs1 ta, haşhaş konusunda, Ege'de ve NATO'da gerekli adımları atabildiği gibi; 12 Mart 1971 askeri müdahalesinin ardından Türkiye'nin verdiği tüm ödünlere karşın aksayan ve savsaklanan Amerikan yardımlarını da yeniden harekete geçirebilmiş ve TUrkiye üzerindeki Amerikan silah ambargosunu, hiçbir konuda herhangi bir ödün vermeksizin kaldırtabılmıştir. Fakat, 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinin ardından, TUrkiye, ABD ile ilişkilerde yeni bir karşılıksız ödünler dönemine girmiştir. TUrkiye, Ege'deki ulusal haklarını hasıraltı etmeye razı olduğu gibi, yine Ege'de, NATO ile ilgili Amerikan oyunlarına da gelmiştir. Oysa bir kez ödün verme süreci başladı mı, ABD'yi doyurmak da durdurmak da zorlaşır. ABD, verilen her ödünü çebine atıp, yeni ödünler ister. Şimdi de, korkarım ki, ABD, Savunma ve Ekonomik Işbirliği Anlaşmasının yıllık dilimlerine ilişkin yükümlülük ve vaatlerini savsaklayarak, önümüzdeki yıllarda, Türkiye'den yeni ödünler koparmaya, o arada belki de Türkiye'yi Ortadoğu'da bazı tehlikeli maceralara sürüklemeye kalkışacaktır. Bu süreçten kurtulabilmemizin yolu, uluslararası ilişkilerimizi, sağlıklı biçimde, çok unsurlu bir dengeye oturtmaktır. Bunun da başta gelen koşullarından biri demokrasiye gerçeklik kazandırmaktır. TUrkiye, iç politikasıyla dış politikasını, bir ölçünün ötesinde birbirinden ayıramayacak durumdadır. A nkara (Cumhuriyet Bürosu) SHP htanbul ı\ Milletvekili ve Türkiye Maden tfçilerı Sendikası eski Genel Başkanı Kemal özer dün toprağa verildi. özer için ılk tören dün Turktş Genel Merkezi öntinde yapıldı. Buradaki törene SHP Genel Başkanı Erdal tnönti, SHP MKYK Uyelerı katıldılar. Türktş'teki törende bir konuşma yapan Türktş Genel Malı Sekreteri ömer Ergun, özer'ın ışçı davasının adamı olduğunu söyledı. Türktş Genel Merkezı'ndekı törene Türklş yönetiminden ömer Ergun dışında kımse katılmadı. özer'in cenazesi daha sonra SHP Genel Merkezi'ne getirilerek burada da bir tören yapıldı. TBMM'deki tören ve Maltepe Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra özer'in cenazesi Cebeci'deki asri mezarlıkta toprağa verildi. özer toprağa verildi İmza 130'a ulaştı nkara, (Cumhuriyet Bürosu) Eskı polıtıkacılara siyaset yasağı getıren anayasanm geçıcı 4. maddesının kaldırılmasına ilişkin önergedekı ımza sayısı liO'a çıktı. DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ıse, ımzanın 135 olduğunu ve 5 ANAP milletvekilinın de önergeyı imzaladığım söyledi. TBMM Başkanlığı'na sunulabılmesı ıçın 134 imza gereken önergeye ımza toplama çalışmaları dıın de SHP ve DYP'liler tarafından yürütüldü. SHP grup yöneticilerinin çabaları sonucu, geçicı 4. madde ıle ilgılı önergesini Ordu Milletvekili Hüseyin Avni Sağesen de imzaladı. Tstanbul (uba) Demokratik Sol Parti Genel Başkanı 1 Rahşan Ecevit pazartesi günü tstanbul'da bir basın toplantısı yapacak. DSP il merkezınden edtnılen bılgıye göre, DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit, son günlerde artan iflaslar, işçi grevleri ve hükümetin ekonomik politikasına ilişkin görüşlerini pazartesi günü gercekleştireceği basın toplantısında ayrıntılı olarak açıklayacak. Son siyasi ve ekonomik gelişmelere ilişkin DSP'nin görüşlerinin açıklanacağı basın toplantısı, DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit ile bazı DSP üyesi ekonomi uzmanlannın kalılımı ile gerçekleşecek. Basın toplantısı DSP Istanbul tl Merkezi'nde 24 Kasım 1986 pazartesi günü saat 11.00'de başlayacak. Ecevit'in basın toplantısı Zeki Müren ve 2.5 milyonluk kürk M agazin Servisi ölümle iç içe yaşayan iki çocuğun gereksinimi olan kalp kapakçıklartnın almabilmesi için Hilton Oteli'nde eğlence gecesi düzenlendi. Cerrahpaşa Tip fakültesi Kardiyoloji Yardım Derneği tarafından düzenlenen gecede bir kürk defilesi sunulurken yıldız sanatçı olarak da Zeki Müren katıldı. Krep mantar, kontrofile, incir kenarmda kaymaklı kayısının sunulduğu biri 4, diğeri 5 yaşında isimleri açıklanmayan çocuklar için düzenlenen gecede, 2 buçuk milyon liralık kürk, piyango sonucu sahibini buldu. Çocuklar için alınması düşünülen ithal kalp kapakçıklarınm fıyatının 1,5 milyon lira olduğunu bildiren ilgililer, amaçlarınm tüm kalp hastalarma hizmet etmek olduğunu da söylediler. rak, bir kısım Ortadoğu ülkelerinin etkisi altına girerken, bu etkiyi Batı ve Doğu Avrupa ülkeleriyle gereğinANKARA Eski Başbakanlardan ve CHP eski Ge ce dengeleyemez duruma gelmiştir. nel Başkanı Biilent Ecevit, özal hükümetinin Savunma ABD de, uluslararası ilişkilerimizdeki çok unsurlu denve Ekonomik tşbirliği Anlaşması'nı yenilemek için Rea genin bozulmasından yararlanarak, Türkiye'den, beklegan yönetimi ile vardığı uzlaşıyı eleştirerek, "Bu, Türki diği ödünlerin bir çoğunu elde edebilmektedir. ye açısından istikrarsızlıgi, güvensizligi ve ABD'ye ba Böyle birçok unsurlu dengenin yeniden kurulması ğımhlıgı arttıncı bir uzlaşmadır" dedi. nasıl saglanabilir? Uzlaşıyla birlikte yardımın hacminde beklenen gelişECEVİT Batı Avrupa ile ilişkileri Türkiye açısın menin sağlanamadığını, ayrıca ticaret ve ulusal savun dan sağlıklı bir noktaya getirebilmenin başta gelen koma sanayii alanında Türkiye'nin istediği kolaylıkların şulu, Türkiye'de Batı ölçütlerine uygun bir demokrasiesirgendığini belirten Ecevit, "öte yandan, ABD Türki nin işlerlik kazanmasıdır. Fakat bugünkü anayasa ile, reye'yi bölgemizde bir harekfit iissii gibi kullanma olanak jimin bugünkü yasal çerçevesiyle ve özellikle de Anavalannı fiilen büyttk olçude arttırmış durumdadır. Bu fiili tan Partisi iktidarının rejim konusundaki tutumuyla, bu dunımun Imzalanacak anlaşma ile busbutün pekiştiril koşulun yerine getirilmesi beklenemez. mesinden kaygı duyuyonım" dedi. Ecevit, uzlaşıyla sağlanan kolaylıkların yalnızca "günü ve görüntüyü Batı Avrupa nasıl bakıyor kurtaracak" nitelikte olduğunu da ekledi. Bülent Ecevit, Savunma ve Ekonomik Işbirliği AnlaşGerçi Batı Avrupa ile ilişkilerimizde bir canlanma başması'nı sağlıklı bir zemine oturtabilmek için konunun lamıştır. Ama bu ilişkiler büyük ölçüde nitelik değiştirikili ilişkiler çerçevesinde değil, uluslararası ilişkiler çer miş olarak canlanıyor. Batı Avrupa ülkeleri, Türkiye'yi, çevesinde ele alınması gereğini vurgulayarak, Türkiye artık, aynı demokratik ilkeleri ve değerleri paylaşan bir nin dış politikasını yeniden çok unsurlu bir dengeye ka ülke olarak eşit gözle görmek yerine, ancak güvenlik açıvuşturmak ve ABD ile ilişkiler sorununa da böyle bir dengeden alacağı güçle yaklaşmak zorunda olduğunu büdirdi. Ecevit, bunun başta gelen koşullarından birinin "demokrasiye gecerlik kazandırmak" olduğunu kaydetti. Bülent Ecevit'e yönelttiğimiz sorular ve kendisinin yanıtları şöyle: ABD ile Savunma ve Ekonomik Işbirliği anlasması için bir uzlaşma noktasına vanldıgı anlaşüıyor. Bu uzlaşmayı nasıl degerlendlriyorsunuz? ECEVtT Bu uzlaşma, Türkiye açısından, günü ve görüntüyü kurtarma niteliğindedir. Yardımın hacminde beklenen gelişme sağlanamamıştır. Aynca, Türkiye'nin, gerek ulusal savunma sanayii alanında gerek ticaret alanında istediği kolaylıklar ve işbirliği esirgenmiştir. öte yandan, ABD, Türkiye'yi bölgemizde bir harekât Ussü gibi kullanma olanaklannı, fiilen, büyuk ölçüde artırmış durumdadır. Bu fiili durumun, imzalanacak anlaşma ile, büsbUtün pekiştirilmesinden kaygı duyuyorum. Türk kamuoyunu bu konuda yeterince aydınlatmaktan kaçınılmaktadır. Bunlara karşılık, Türkiye için, günü ve görüntüyü kurtarmak üzere, yardım koşullarında bazı düzeltmeler sağlanmıştır. O arada, örneğin, hibe miktarı artırılmıştır; borç ödemeleriyle ilgili bazı ufak tefek kolaylıklar getirilmiştir; Türkiye'ye verilecek veya satılacak askeri araç ve gereçlerden bazısının düşük düzeyde hesaplanması ve gereksinme artığı bazı Amerikan araç ve gereçlerinden Türkiye'nin de yararlandırılması öngörülmüştür. Kongre'nin yardım hacminde yaptığı kısıntıları, ABD yönetiminin, bu tür düzenlemelerle bir miktar gidermesi, aslında, gelenekleşmiş bir Amerikan uygulamasıdır. Buna bir danışıkh oyun da denebilir. Bu oyunla, ABD yönetimi, Kongre'nin olumsuz tutumuna karşın elinden geleni yaptığı izlenimini vermeye uğraşır; fakat, günü ve görüntüyü kurtarmak için gösterilen böyle kolaylıkların hiçbir güvencesi yoktur. Türkiye, anlaşma süresince yerine getireceği bazı yUkUmlülttkler üstlenirken, ABD, kendi yUkUmlülüklerini pamuk ipliğiyle bağlar ve her yıl dilediği gibi ayarlayabilme olanağını elinde tutar. Bazen Kongrenin yıldan yıla değişebilen eğilimleri veya kararları ardına sığınarak, bazen de doğrudan doğruya yönetimin kararlarıyla, bu tür kolaylıkları, dilediği gibi kısabilir veya esirgeyebilir. öylece, Türkiye'yi sürekli baskı altında bulundurur; söz verdiği yardımı ve kolaylıkları sürdürmek için, her yıl, birtakım yeni koşullar öne sü sından gerekli bir yandaş olarak; Batılı değil, Batı yanrer, yeni ödünler ister. O arada, örneğin, Türkiye'nin ken lısı bir Ortadoğu ülkesi olarak görme eğilimindeler. Batı ölçülerine uygun bir demokrasinin TUrkiye'de işdi bölgesinde bazı riskli adımlar atmasını, Kıbrıs konulerlik kazanıp kökleşmesi, yalnız Batı Avrupa ile değil, sunda veya Yunanistan'la ilişkilerinde bazı ödünler verABD ile de ilişkileri sağlıklı bir zemine oturtabilmek için mesini öne sürer. Şimdi, Türkiye, bu tür Amerikan oyunlarına çok açık gereklidir. Çünkü ABD'de, Kongre'nin bir bölümü ile babir uzun dönemli anlaşmayı, çok kısa dönemli bazı çı sın ve kamuoyu oluşumuna katkıda bulunan başka bazı kurum ve gruplar, genellikle, demokrasi ve insan haklakarlar uğruna içine sindirmiş görünüyor. O yüzden, gerek kendi durumumuzda gerek ABD ile rı konusunda çok duyarhdırlar. Yönetim demokrasi konusunda aynı ölçüde duyarlı olmamakla birlikte, saydıilişkilerimizde yeni bir istikrarsızlık evresine girilmiş olağım kesimlerin duyarlığını hesaba katmak zorundadır. caktır. Türkiye, Silahlı Kuvvetlerinin modernleştirilmeözellikle, şimdi olduğu gibi, Demokratların Kongre'de si programını da sağlıklı ve düzenli biçimde uygulayaağırlık kazandığı bir dönemde, ABD yönetimi, bu zomayacaktır. Kısacası, vanldıgı anlaşılan uzlaşma, TUrkiye açısın runluluğu daha çok duyar. En azından, Türkiye ile padan, istikrarsızlığı, güvensizliği ve ABD'ye bağımlılığı ar zarlıkta veya Türkiye'den bazı olanakları esirgeme konusunda, o kesimlerin duyarlılığını, zaman zaman, bir tırıcı bir uzlaşmadır. koz olarak kullanır. Sizce neden böyle bir noktaya gelinmiştlr? Doğu Avrupa ülkeleriyle ilişkilerinde ise, Türkıye, NATO üyeliğiyle bağdaşabilecek ölçüler içinde, bağımsız 1 2 Eylül'den sonra denge bozuldu davranabilmelidir. Fakat, son altı yıldır, Türkiye, bu koECEVtT Türkiye, uluslararası ilişkilerinde, çok unnudaki hareket serbestliğini de büyük ölçüde yitirmişsurlu bir denge gözetmek zorundadır. Bu, Türkiye'nin tir. coğrafi konumunun bir gereğidir. Fakat, 12 Eylül öte yandan, ABD'nin etki alanı içine girdiği oranda, 1980'den beri, bu denge bozulmuştur. Türkiye, aşırı ölTürkiye, bir bölge Ulkesi olarak kişiliğini gereğince koçüde, ABD'nın ve Amerikan unsuruyla bağlantılı olaruyamaz olur vegiderek, kendi bölgesinde, Amerikan po Günü ve görüntüyü kurtarmah: Bu uzfaşma, Türkiye açısından, günü ve görüntüyü kurtarma niteliğindedir. Yardımın hacminde beklenen gelişme sağlanamamıştır. Ayrıca Türkiye'nin, gerek ulusal savunma sanayii alanında, gerek ticaret alanında istediği kolaylıklar ve isbirliğı esirgenmiştir. Öte yandan, ABD, Türkiye'yi bölgemizde bir harekât üssü gibi kullanma olanaklannı, fiilen, büyük ölçüde arttırmıştır. Yeni ödünler istenecek: Şimdi de, korkarım ki, ABD, Savunma ye Ekonomik Işbirliği Anlaşması'nın yıllık dilimlerine ilişkin yükümlülük ve vaatlerini savsaklayarak, önümüzdeki yıllarda, Türkiye'den yeni ödünler koparmaya, o arada oelki de Türkiye'yi Ortadoğu da bazı tehlikeli maceralara sürüklemeye kalkışacaktır. İzmirin, tarthi 18. yütyıla kadar u müşteriden yana: Gelen gtden öyt Tarihi\ HANDAN ŞENKÖKEN ^ Izmir'de iki yüzy İzmir'in en canlı merk*zt Caddesi'ne girdiğinizA l Memleket otellerinin müş olmuş otellerin yan yana Kimi otellere bugün artık olsa, yine de gördüğünüz tabelalandır. Us pazarhğında nereden nereye ANKARA Cumhurijel Burosu Turkıye ıle ABD arasında geçen yıldan bu yana >uıutülen üsler anlaşması pazarlığında \anlan uzlaşıııın ıçeriğı, özal hükümetinin temsılcilen ıle Dışışlerı Bakanlığı yetkılılennın son ıkı yıl içinde bu konuda yaptık ları açıklamaları buyuk Ölçüde dogrulamadı Bir başka dcyışle, lalep ve beklenııler bü\uk Olçude gazete arşıvierınde kaldı özal hukümetı, üsler anlaşması pazarlığını açtığında ABD yönetımıne başlıca şu taleplerı ıletmı^ıi 1. Ticaretteki kısıtlamalar kaldınİMn. 2 Savunma sanayıindesomut projeleı u/erındc kapsamlı bir ışbırlığınc gıdıhın 3. TurkAmerikan ilişkileri, yabancı unüurların eıklsinden(7 10 oranı ve Yunanislan tukluru gibi) arındırılsın. 4 Yaıdını miktarı arttırıhın 5. A»kerı dı> salıj kredilerindrn du^an borçlar silinsin. Geçen halta varılan uzlaşı ısc ABD'nin bu tuleplerı karşılamak üzere verdiği şu öüuıı lcı üzerinden "baglandı" 1. Tekstilde kısıtİKmı>>a ugrayan 15 kattgorı mala 20 mil>un dolarlık bir ihracal artışı. 2 Savunma sanayıınde ışbıılıgı alanında herhangi bir ödun alınamadı. 3. Sivasi alvnda ilişkileri eıklleven puruzler konusundu herhangi somul bir ilerlemv sağlanamadı. 4. Yardım konusunda 30ü milyon dolarlık bıı hıbc taahhudu yapıldı Ancak bu 300 milyon dolaı, son ıkı yılda yardımlarda meyüaııa gelen gerılemeyı ancak telalı edıyor 5. FMS borç jukunde önümüzdeki on >ıl ivin 800 mil>on dolare yakın bir azalma vaudi. Reagan yöneumi ayrıca, Başbakan Turgul Özal'a orta vadeli ticarı kredıler bulıau \c TUrkıye'nın AFT'ye tam üvelık bdşvuru>,u nu destekleme vaadınde de bulundu Özal hukümetının beklentılcrı ıle varılan uzlaşıda sağlanan "kazançlar" arasındakı tarkı görebılmek ıçın, özal hükümeunın üsler jnlajması pa^ırlığı konusund ı yaptığı çe>ıth açıklanıalara kısaca %uı atmaktd varaı vaı Bu dçikl.ıınalardan oııem taşıyarıiarın: şo>le sıralayabılırız 1. Başbakan özalın 3 Nısan I98J larıhıı.J. Beyaz Saray'da Başkan Konald Ruıgun'd soylcdiklerınden"Artık yardım degil, daha çok ticaret istl>oruz. Sizle (icaretimizi aıilmrsak, askeri yurdıınların Kongre'de yol açlıgı sıkınlıltn aşıp ilişkileri daha sağlıklı bir zemine oturtabiliriz." 2 Dışişleri BakanlıgYndan Ust dUzey bir yetkilinin 1985 temmuzunda gazctelerde yayımlanan demecınden "1980 anlaşmasını yaparken ABD blzi kandırdı. Bu kez kandıramayacaklar." 3 Dışışlerı Bakanı Vahil Halefoglu'nun lemmuz 1985'te ANKA ajansına verdiği demeçten "ABD ile imyuladıgımu anlaşma bir yandan Turk ordusunun modernleştirllmesl için gerekli silahlar ve savunma araçlannın leminını, savunma sanayii alanında işbiriigini ve lıırk ekonomisine kalkıvı ongormekle, digtr >andan da lurk Silahlı Kuvvetleri lesisItrınde ABD'nin orlak savunma faaliyellerıne kaulmalanna imkân saglamakladır. Huyonam, hatla Silahlı Kuvvetlerime masrafİar yapıyorsam, onun karsılıgında da yine dengeli olmak kaydıyla ticaretimin arttırılmasını ısterım'' 6 Uışışlerı Bakanlığı Müsteşan Büyükelçı Necdel Tczel'in 13 Kasım 1985 tarihinde Istanbul'da düzenlenen strateji seminerindeki konuşmasından"ABD'nin yardımlan Türkiye'nin ihtiyııcının çok altında kalmakladır. Üslelik ABD Kongresl'nde Turkiye'ye yapılacak yardımlann Kıbns sorunu gibi yabancı unsurlarla irtiballandınlmak istenmesi, Türkiye ve Vunanistan'a yapılacak yardımiar anuındB 7/10 nispelinin ihdası, 1980 tanhlı Askeri Yardım Anlaşmasının lafzı ve ruhu ile kabili telif olmayan hususlardır." (Varılan uzlaşıda anlaşmanın aynen yenılenmesi kararlaştırıldı.) 7. Dışişleri Bakanı Vahit Halefoglu'nun 18 Kasım 1985 lanhınde TBMM'de yaptığı konuşmadanlik alanında etkin ve lalmlnkâr bir Işbirliği güçlefecektlr. ABD Ue savunma sanayii alanında lleri bir isblrtlgi gercekleştlrilmedigl, iktisadl ve tlcarl lllskllerimlz hızla gellstirilmedigJ takdirde, sadece yardımiar aracıüğıyla bir yere vanlamayacağı bellidir. Bugüne kadar ilişkilerimizde geçerli olan, veren ve alan ülke modehru değıştırme kararındayız." 9. Dışişleri Bakanı Halefoglu'nun ABD Dışişleri Bakanı Shultz'un geçen nisan ayında Turkiye'ye yaptığı ziyaretten sonra TBMM'deki konuşmasından: 'Anlaşmanın ekonomik lıbirligi Ue HgUI kısmına daha geniş muhleva ve işlerlik kazandınlmalıdır. Yönetiın, TurkJye'nin ABD' ye ihracatını arttırmatını sagiayacak, savunma sanayiinde işbirliglni geliştirecek tedblrler almalıdır. Aynca 7/10 dengesini kırmak İçin daha yogun gayrel sarfelmelidir. Shultz'a tekstil ıhracaıımıza konan kısıtlamalann kaldırılmasirun önemını ısrarla belırttım. Shıdtz, ABD onerUerinin henuz bir mulabakala vanlmasını saglayacak kadar olgunlaşmadıgını kabul elti." 10. Halefoglu'nun geçen ekim ayında Shultz'la New York'ta yaptığı görüşmeden sonra verdiği demeçten: "Goriıs ve emUselerimlzi ABD Urafına en yuksek duzeyde Ifade ediyoruz. Bunlara bu çare bulmadan bu anlaşmanın imza edilmesıni beklemek mUmkün değildir." 11. VVashıngton BüyUkelçısı ŞUkru Elekdağ'ın 27 Ekim 1986 tarihinde Cumhuriyet'e verdiği demeçten: "Sayın Basbakanımıan da başka Ifadelerle vurjjuladıklan Uzere: ABD'nin Savunma ve Uonomik Işblriigi Anlasması'nda usüendJgi yukumltilüklerin gerek Kongre, gerek yönelim tarafından bağlayıcı niıelikle laahhutler lelakkl edilmedikleri ortada. Bu alanda Amerikan yasalan çerçevesinde Türkiye'yi tatmin edecek bir formülün bulunması zarureti açık." 12. Flekdağ'ın aynı demecınden: "Türkiye Ue ABD arasındaki muzakerelerle ABD'nin Yunanistan ve Upanya ile yapacagı muzakereler a.asında karşılıklı bir elkileşimin olmadıgını soylemek biraz güç." H Dışişleri Bakanı Halefoglu'nun, içinde bulunduğumuz hafta başında Strasbourg'a hareketindcn Once verdiği demeçten: "Bu bir hesap mtselesldlr." tZMİR Nice umutların kuruy gittiği, yaşamın ağır çizgisinin sürc ğü, arayışların, bekleyişlerin gün g yittiği bir sokak. İnsanlar kimi zam kederli, kimi zaman umutlu. Aı hep bir arayış, hep bir pırıltı tümUn gözlerinde. Basmane Garı sabahın ilk ışıklar la nasıl bir insan seli oluveriyorsa, I men karşısındaki oteller sokagı akşı saatlerinde rengârenk insan do Oteller sokağı tzmir'de yaşanan.l Anadolu. , \ 18. yuzyılda deniz UssU işlevini jrt lenen Izmir'de, genişleyen merJte birlikte Anafartalar Caddesi'ndej ğun biçimde hanlar yapılmıştı. kervan yolu cadda Üzerinde uzan Tilkilik'ten Basmane'ye ilerliyor, o dan da Kemer KöprUsü'nden gei kent dışına çıkıyordu. Bu dönemde kez ortaya çıkan oteller de tüccar rın geceleme yeri ve melın depoU masıyla, taşıtın bakımını Ustle yorlardı. Güneşli, ama soğuk bir öğled sonra Anafartalar Caddesi'ne yön diğimizde bir fotoğraf gibi duran bir bölümü yıkılan, "Büyük Abd kadir Paşa Oteli"nin girişi çarpıj bizi. Hemen önündeki taksi durağ daki kalabalıktan sıyrılıp içeriyeg yoruz. Kasvetli, karanlık bu t arkada dizili kapı anahtarlan ..J tahta ve hemen yanındaki konsol aynası gözümüze ilişiyor. Otelin ta' nı yüksek ve değişik oyalı. YUksel mış bir camla çevrilı masasında o ran kâtıp Ahmet Ünlü, kalın gözli lerın ardından önce donuk, sonfş ne aradığımm sorar gibi bakıyor., yaşındaki kâtip Ahmet Bey, nerede üraya sabahtan oturmuş ve gün l >unca hiç kalkmayacakmış izlenj bırakıyor. Bı/ de oteli şöyle bir g mek ıstedığımızı söyleyince yinç tepkısiz dilediğımi7 yeri gezebilece! mizı söylüyor MESS'le sözleşme / ş Sendika Servisi Haktş'e bağlı özdemirlş Sendikası ile MESS arasında 8'i kamuya ait 15 işyerinde çalışan yaklaşık 5 bin işçiyi kapsayan grup toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı. MESS'in önce Türk Metal'le 60 bin, ardından da Çelik Sen'le 1000 ve Çelik lş'le 5 bin işçi için bağıtladığı grup toplusözleşmelerinin aynısı olan sözleşme ile iş değerlendirme sistemi esas alınarak saat ücretlerine özel sektöre ait 7 işyeri için 90 ile 245 lira arasında değişen miktarlarda zam yapıldı. 1 0 0 yılhk bir otel ';"' "Bu>uk Abdulkadir Paşa Ote vok kısa bir sure sonra yok olaci 100 yıllık bir yapı olan otel, çok eS dcu sahıbı olan hunımın babasınıh mını taşıyor. El değiştırdığinde y sahıbı lspartalı Hacı Halil, bir başl sına ışletmeyi veriyor. Belediyel otopark yapımı nedeniyle yıkılaca nı bıldırmesiyle birlikte, otelin şimd sahıbı, başka bir oteliyle birleştirn \i duşunüyor "Bujuk Abdulka Paşa Oteli"nı. Boylece, artık yak şık on beş gün sonra Dönertaş.lİ Sokak No: 5'te Kervansara> Oteli de hizmet verecek. Milliyet ve Tercüman'da uyuşmazlık çözümlenemedi Tstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası ile M. Milliyet ve Tercüman gazeteleri arasında sürdürülen toplu iş suzleşmesindekı uyuşmazlık çözümlenemedi. 20 Ekim 1986 tarihinde uyuşmazltğa gidilen Jercüman ve Milliyet gazetelerinde Prof. Dr. Tbker Dereli arabulucu seçilmişti. Arabulucunun yasal 15 günlük çalışma süresi içinde de anlaşma sağlanamadı. Anlaşma sağlanamayan 14 madde arasında iş güvencesi ile ilgili hükümler, ücret zammı ve sosyal yardım zamları bulunmaktadır. Arabulucunun raporunun tarajlara tebliğinden sonra sendikanın yasa gereği 6 işgünü içinde grev kararı alması ve işverene bildirmesi gerekmektedir. TGS'nin bu iki gazete dışında Cumhuriyet ve Güneş gazetelerindeki uyuşmazlığı ise sürtiyor. Türkiye ile ABD arasında geçen yıldan bu yana yürütülen usler anlaşması pazarhğında varılan uzlaşının içeriği, özal hükümetinin temsilcileri ile Dışişleri Bakanlığı yetkililerimn yaptıkları açıklamaları büyük ölçüde doğrulamadı. kumetimiz bu iki unsur arasındaki dengenin hassasiyetle muhafazasına onem vermektedir. Geçen beş yıllık uygulama, bu dengenin korunabılmeu ıçın anlaşmanın savunma desteği ve savunma sanayii alanlannda yetersı/ kalan bazı yonlennın düzeltilmesine ihtiyaç bulunduğunu ortaya koymuştur" 4 Dı^ışlen Bakanlığı'nın anlaşmanın müzakereye açıldığı 17 Eylül 1985 tanhlı açıklamasından "Turk hukumeti son beş yıllık uygularaanın ışığında, anlaşmada gerekli ladilat yolu) U ıurkABD savunma ışbırlığının günün şartlarına uydurulmasını ve boylece ilişkilerimizin karşılıklı anlayış içinde geliştirilmesini ongormekledir." 5 Başbakan Turgut özal'ın 28 Ekim 1985 tarihinde 1985 tarıhımle New York'la Cuınhurıyet'e verdiği mülâkaıtaıı "Meseleyi gerçekçı \e pratik bir zemine olurtmak mecburijelindeyiz. Lal olsun dıve anlaşına yapılma/ Menfaallerin dengelenınesi lazım. Ben ona us Nerfyorsam, onun eıııniyelini saglayacak bazı calışmalar yapı"ABD ile licarelimizde sorunlar mevcultur. Bunun ncdeni, ABD'nin tekstil ve demirçelik urunlerine uyguladıgı kısıllamalardır. Bu ulkeden yaptığımız ilhalal 1.2 milyar dolara ulaşırken, ihracatımız 400 milyon dolan ancak bulmaktadır. ABD ile dış licareli açık veren 5 ulkeden biri Türkiyedir. 1980 anlaşmasını, bu belırttığım unsur da dıkkate alınarak daha sağlıklı ve iki taraf için de aynı ölçüde bağlayıcı bir yapıya kavu;turmak ıçın ABD'ye müzakerelerde bulunmayı önerdik Muzakereler başladı. ABD yetkililerinin bu meseleye yapıcı bir anlayışla yakla>malarını bekliyoruz," 8 Dışişleri Bakanı Halefoglu'nun geçen şubat ayında TBMM'dc dış polıtıka konusundaki genel göruşme sırasında yaptığı konuşmadan: "Bu muzakereleri yiirutürken sadece askeri unsurlan on plana alan dar bir anlayışla harekel eımiyoru/. Zira, biliyorsunuz ki bu ilişkiltrin her veçhesi sağlıklı ve verimli bir \apıya kavuşlurulmadıgı takdirde güven Gardiyar KISA KISA • Resmi bir ziyaret amacıyla Hindistan'da bulunan Vehbi Dinçerler dün Başbakan Rajiv Gandi tarafından kabul edildi. Sanayi ve Demiryolları bakanlarıyla göruştü. • Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, Türkiye Ürdün Üçüncü Karma Komisyonu toplantısına katılmak üzere dün Ürdün'e gitti. • tstanbul Anakent Belediyesi Basın Yayın Müdürü tbrahim Erseyrek böbrek ameliyatı geçirdi. Uzun süredir çekmekte olduğu böbrek taşı rahatstzlığından dolayı Beyoğlu Kuledibi Hastanesi'ne yatan Erseyrek ameliyatla sağlığına kavuşturuldu. SIVAS, (Cumhuriyet) Ada Bakanı Oltan Sungurlu, Sıvas'ta yi tığı incelemeleri sırasında, infaz I ruma memurlannın 12 saat olan r saılerının 8 saaıc ındırileceğıni soj dı. Trabzon ve Cıtımüşhane'den soı Sıvas'a gelen ve adliye sarayında I kım \e savcılaıın katıHığı toplaıu konuşan Bukan Sungutlu, Türki> dekı hâkını ve savcı auığının gıdel
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle