18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 KASIM 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURtYET/3 AP ajansına göre, yönetimin kilit adamları, tran'a silah satışı konusunda Reagan'a karşı Filİ8tinli liderler Prag'da Suriye yanlm Füistin Halk Kurtuluş Cephesi Uderi George Habbaş ile FlUstin Kurtuluş Örgütü içindeki gruplardan Fetih gnıbu Uderi Abu tyad, Prag'da bir ara•a geldi. lyi haber alan kaynak.ardan edinilen bilgiye göre öncelikle dağınık Filistin hareketinin yeniden birleştirtlmesi konusunun görüşüldüğü toplantıdan sonra liderler Moskova'da yapılacak iki günliik toplantılarda da sorunları çözümlemeye çalışacaklar. FKÖ ile sorunları bulunan Habbaş, Çekoslovakya Komünist Purtisi yetkilileriyle siyasi görüşmeler yapmak amacıyla pazartesi gününden berl Pragda bulunuyor. (UBA) ABD yönetimînde bölünme Amerikan halkı: DUN1ADA BUGUN ALt StRMEN ABD'den Buigaristan'a çağrı ABD, TUrk azmhklara uyguladığı baskıya son vermesi için Bulgaristm hükümtttne çağnda bulundu. ABD'nin BM temsilcisi, Genel Kurul Sosyal Işlem Komltesfnde yaptığt konuşmada Bulgaristanhn insan haklan konusunda çok kötü bir tablo çizdlğini beürttL JemsUci, Bulgartstan hükümetinln TUrk azınüğa uyguladığı baskıyı haklı göstermek için Nazi dönemtne uygun garip, tariht ve etnlk teorüer ürettiğini bildirdi Savunma Bakanı Caspar Weınberger'in Iran'la ilişkileri, "KaddafVyi öğie yemeğine davet etmeye" benzettiği söyleniyor. Dışişleri Bakanı Shultz'un yanı sıra, eski ulusal güvenlik danışmanı McFarlane ve CIA Başkanı William Casey de, Reaganfı desteklemiyorlar. VVASHINGTON, (AP) ABD'nin tran'a gizli silah sattığının ortaya çıkmasının ardından, Amerikan yönetimi içinde başlayan fikir ayrılığı büyüyor. Başkan Reagan'ın basın toplantısında, yeni tran politikasını savunması, özellikle de verilen silahlann cinsi ve sayısı konusundaki soruları cevaplamaktan kaçınması, uygulamaya karşı çıkanların sayısırun artmasına yol açtı. Dışişleri Bakanı George Shultz'tan sonra Savunma Bakanı Caspar Weinberger'ın da, Başkan Reagan'ı desteklemediği belirtiliyor. Başkan Reagan'ın tran'la gizli görüşmeler sürdürmesi ve silah satmasına muhalif olanlann başında Robert McFarlane geliyor. McFarlane açıklamasında, lran hükümetiyle diplomatik ilişkileri geliştirme çabalarına katıldığını belirterek, "Ancak silah salmak bir hataydı. Başkanın danışma Asiye Kurtuldu Bile Ti/atro tarihimizde dönemine damga vurmuş oyunlar vardır. Seyredebildiklerim içinde, Cevat Fehmi Başkut'un "Paydos"unu, Haldun Taner'in tüm oyunları, ama en çok "Keşanlı Ali"slnl, Sermet Çağan'ın "Ayak Bacak Fabrikası"nı Melih Cevdet Anday'ın "lçerdekiler"lni, Güngör Dilmen'in "Canlı Maymun Lokantası ve Midas'ın Kulakları"nı ve Vasıf Öngören'in "Asiye Nasıl Kurtulur?"unu sayabilirim. iki yıl önce aramızdan ayrılan öngören'in oyununu, yılların sinemacısı, ama son yıllarda başarılarına yenilerini ekleyen ve Atilla Dorsay dostumun deyişiyle yeni bir çıkış yapıp slnemamız için yeni yollar açan, Atıf Yılmaz, şu sıralarda filme çekiyor. Neredeyse değişmezleşen üçlü; senaryoda Barış Pirhasan, rejide Atıf Yılmaz ve baş kadın oyuncu olarak Müjde Ar'ın elbirliğiyle Asiye'yı nasıl kurtaracaklarını ya da kurtaramayarak bu kez sinemanın geniş seyirci topluluğuna, çarpık ortamda kişisel kurtuluşu boşuna aramanın sonuçsuzluğunu nasıl yansıtacaklarını görmek için bir süre daha beklemek gerekecek. Asiye Nasıl Kurtulur'un kahramanı Asiye adında bir kızımızdır. Kendlsi "kötü yola" düşmüştür, yaşam koşullarının Itişlyle, anasından geçen mesleği seçimsiz kabul etmek zorundadır o. Bütün oyun boyunca, yazar size Aslye'nln nasıl kurtulacağını sorar ve türlü senaryolar kurar, bu arada anlatıcı, oyundan gerekli kıssadan hisseyi çıkarmanız için sizi sürekli uyarmakta, öykünün sürükleyiciliğini keserek sizi düşler dünyasına kaymaktan kurtarıp, gerçeklerin soğuk varlığına çekmektedir. Blrinci perdenin sonuna doğru; "Fuhuşla Müeadele Derneği Başkanı" Seniye Hanımefendi gelir sahneye. Içi bulanır hanımefendinin gördüklerinden. Ve bakın ne der canı yürekten: Hiç kimseye ölmesini söylemeye hakkım yok. Ama bir türlü kabul edemiyorum, bir kadının para karşılığında bir erkekle yatmasını, elimde değil." Hınzır anlatıcı, zihninizi kurcalamak için konmuş ya oraya. Hemen girer araya, üç beş laf ettikten sonra ağzındaki baklayı çıkarır gerçeği döker ortaya: ... Demek ki namuslu yoldan yaşamanın tek yolu ölmek oluyor. Perde, düştüğü batakta çırpınan, kurtulmak için oraya buraya saldıran Asiye'nin umarsız türküsü üzerine kapanır: "Kolay değil her gelene yar olmak Vazgeçmek sevgiden aşktan, mal olmak. Belki mümkündür şu dünyada toz olmak, Ama elde değil bayan yok olmak. Her taraftan tıkadınız yolumu Yoksullukla bağladınız kolumu istemeden seçtirdiniz sonumu Şimdi kolay Sayın Bayan (ul) demek..." Asiye'nin öyküsünü ve türküsünü, Vasıf Öngören'in yapıtını, Atıf Yılmaz'ın çabasını anmamız, "Pek yakında sinemamızda" dlyerek filmden parça göstermek için değil. Keşke öyte olsaydı. Keşke Asiye, günümüzün gerçeklerinln sahneye ve perdeye sanatsal bir yansıması olarak kalsaydı, bir tıpkı basıma dönüşeceği yerde. Ama olmadı, bir kez daha gerçeğin kendisi, sanat yapıtından da çarpıcı olup çıktı ortaya. Dünkü gazetelerde içişleri Bakanı Yıldırım Akbulut'un konuşmasını görünce geliverdi aklıma Asiye. Bakın ne diyor Bakan söylevinde: "Fuhuş yoksulluktan artmıyor. Bu bir ölçüdür. Namus anlayışıdır. Türk kadını yoksulluk nedeniyle bu işe tevessül etmez." Hemen aklınıza takılıyor soru1 Peki ne yapar kadın, kırılınca yoksulluktan kanadı kolu? Sayın Bakan'da da yanıt hazır, dlyor ki, yoksul insan intlhar edebilir, ama yoksul kadın yoksulluktan fuhuş yapmaz. Şimdi bir an için konuşmadaki mantık yapısını irdeleyelim. Yoksul kadın yoksulluktan fuhuş yapmaz. Fuhuş yoksulluktan artmıyor Çünkü, Türk kadını yoksulluk nedeniyle bu işe tevessül etmez." Öyleyse durum nedir? Hem yoksulluk artmıştır, hem de fuhuş artmamış mıdır? Hayır, rakamlar, istatistikler gösteriyor ki, fuhuş büyük boyutlarda artmamıştır. Sayın Bakan, Türk kadını yoksulluk yüzünden bu yola tevessül etmez dediğine, buna karşın fuhuş da arttığına göre, acaba fuhşu yapanlar yabancılar mı? Ülkemize gelen Rumlar, Araplar, italyanlar, Fransızlar, Ingilizler, Korelller mi? incelemeler gösteriyor ki, artan fuhşun yürütücüler* büyük ölçüde yerli kişilerdir. Bu durumda Sayın Bakan'ın söyledlkleri doğru ise ve eğer Türk kadını yoksulluk yüzünden bu işe tevessül etmiyorsa, ama kadınlarımız arasında fuhşa düşenlerın sayısının arttığı da rakamlar tarafından yadsınmaz bir şekilde gözler önüne seriliyorsa geriye tek olasılık kalıyor: Demek ki, kadınlarımız yoksulluktan değil meşreplerindeki bozukluktan bu yola tevessül edlyorlar. Biz burada haddimlz olmayarak ve Sayın Bakanı da aşarak bu mantığa karşı çıkıyoruz ve kocaman bir "estağfurullah" dlyoruz. Mantıktaki çarpıklıktan çok daha korkunç olan ise, Sayın Bakan'ın tıpkı "Asiye Nasıl Kurtulur"daki, Fuhuşla Müeadele Derneği Başkanı Seniye Hanımefendi gibi, "Namuslu insana yoksulluk karşısında umarsız kaldığında önerdiği yol." Sayın Bakan diyor ki, namuslu insan fuhuş yapmaz intihar eder. Hey koca Vasıf hey, senin anlatıcın da, Seniye Hanımefendi'nin sözleri karşısında "demek kl" diyordu, "Namuslu yoldan yaşamanın tek yolu ölmek oluyor." Evet, Sayın Bakan demek ki, "namuslu yoldan yaşamanın tek yolu ölmek oluyor?" Şimdi aklınız yine Asiye'nin öyküsüne takılmış olabilir ve sorabilirsiniz "Asiye nasıl kurtulur" diye? Boş verin, şimdilik siz Asiye'ye gelin bakın günlük gerçeğe. Günlük yaşamda, patronluğa yükselen bir Asiye, vergi rekortmeni oluyor, her yandan övgülerle donatılıyor ve Asiyelerin çalıştıkları yerin az ötesinde bir binanın üstünde bir yazı okunuyor: "Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır." Bu arada, bu binanın çevresinde küçük küçük adamlar köşeyi dönmek için durmadan duvarlara çarpıp ağızlarını burunlarını dağıtıyor, işbitirenler, üçkâğıtçtlar göz açıp kapayıncaya kadar görünüp yok oluyor, koca koca adamlar türkü çağırıyorlar, "Ben battıkça çıkarım." Bir anlı şanlı, ünlü büyük bir adam kendini kurtaramamış bir garip Asiye'ye bir şarkı öğretiyor, "Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin?" diye. Kentin bir yerinde seçkin sinema emekçileri, uğraşıyorlar "Asiye Nasıl Kurtulur"u gerçekleştirmeye? Boşuna zahmet Asiye ölümle kurtarıldı bile. Reagan doğru söylemiyor WASH1NGTON, (AP) Amerikan ABC televizyonunun önceki gun düzenlediği bir anketin sonuçlarma göre Amerikan halkmın çoğu, Başkan Reagan 'ın tran 'a silah satışlan konusunda doğruyu söylemediğine ve düriist davranmadığma inanıyor. Başkan 'ın televizyonda yayımlanan basın toplantısmdan hemen sonra, gelişigüzel seçilen 508 kişiye telefon eden ve Başkan 'ın konuşması hakkındaki gönişlerini soran ABC televizyonu gurevlilerinin elde ettikleri sonuçlara göre, halkın yüzde 59'u Reagan 'a inanmıyor. Reagan'ın tran'la ilişkileri ele alış biçimini beğenmeyenlerin oranı da yüzde 59 olarak belirlendi. Soruları cevaplandıranlarm yüzde 55 V rehinesilah pazarlığı yapılmadığı yolundaki açıklarnaya inanmadılannı belirtirken, bu tür bir takas anlaşmasma karşı olanlann oranı da yine yüzde 55 olarak saptandı. Verilere göre, Amerikan halkmın yüzde 62'si hâlâ Başkan 'm dış politikada genel olarak doğru kararlar aldığı görüşünü koruyor. Yüzde 57'lik bir oran Reagan 'ın genel politikasını benimsiyor. Ancak bu oran, eylül aytnda yapılan benzer bir araştırmada yüzde 67 olarak belirienmişti. Böylece, Başkan Reagan, 2 ay içinde yüzde 10 oranmda destek kaybetü. Bu düşüş, 1981 'den bu yana Reagan 'm karşılaştığı en büyük kayıp. REAGAN YALNIZ KALDI ABD yönetiminin Başkan'dan sonraki en önemll iki yetkllisi Dışişleri Bakanı George Shultz ve Savunma Bakanı Caspar Wetnberger, tran'a silah satışlan konusunda Reagan'ı desteklemiyorlar. nı olarak muhlemel bir başarısızlığın doğııracagı sonuçları değerlcndirınek konusunda ciddi bir hatu yupıldıgını ve bunun benim sorumlulugum olduğunu kabul ediyorıım" dedi. McFarlane, Iran'a karşı uygulanacak yeı:> politikanın belirlendiği dönemde yönetimde görev alıyordu, ancak daha sonra görevini John Poindex(er'a bırakmıştı. Iran'a silah satılrnasına karşı olanlardan biri de ABD gizli haberalma servisi (CIA) Başkanı VVilliam Casey. Ancak gazetelerde bu konuda Casey'in Başkan'ın yanında olduğu yolunda açıklamalar yaptığı şeklinde haberler de yer alıyor. Bu arada CIA'nın silah sevkiyatı operasyonlarındaki rolü de tam olarak bilinmiyor. Savunma Bakanı Caspar Weinberger'in konu hakkındaki tutumu ise çelişkili. Weiııberger, carşamba gunu yaptığı bir açıklamada, Başkan Reagan'ın Iran'la ilişkileri geliştirme politikasının "iyi degerlendirilmiş" bir girişim olduğunu söylemişti. Ancak A.P.'nin habcrine göre, NVeinberger'e yakın kaynaklar, Savunma Bakanı'nın bu konudaki yorumunun farklı olduğunu belirtiyorlar. Kaynaklara göre, Weinberger, olayı, son derece "saçma" buluyor ve "Libya lideri Kaddafi'yi samimi bir öğle yemeğine davet etmeye" benzetiyor. öte yandan Temsilciler Meclisi'nin muhalefet lideri Jim Wright, Başkan ve danışmanlarının Kongre'ye konuyla ilgili ayrıntılı bilgi vermeleri gerektiğit.i söyledi. Başkanın son basın toplantısında Iran'a verilen silahlann sayısını tam vermediğini ve rakaınlaıı küçulttuğünü belirten VVright, Ulusal Danışman Poindexter'in kendisine söylediğine göre Iran'a 2.008 Tow ve 235 Hawk füzcsi verildiğini söyledi. ABD'nin Iran'a silah satışları, uluslararası tepkiyi çekmeye devam ediyor. Sovyetler Birliği Dışişleri Bakan Yardımcısı Vladimir Petrovski, düzenlediği bir basın toplanusında, "ABDellerini kana buladı"dedi. ABD'de yayımlanan "Washington Post" gazetesinde yer alan Amerikan yetkililerinin lran'da Sovyetler hesabına çalışan 100200 kişilik bir isim listesini Humeyni yönetimine verdiği yolundaki bir lıaberi hatırlatan Petrovski, "ABD, bu kişilerin öliimünden sorumludur" dedi. Gazetenin haberinde, ABD'nin listeyi vermesinden sonra söz konusu 200 kişinin öldürüldüğü belirtiliyordu. Başkan'ın aslında, tran ile ilişkilerini geliştirmcye niyetli olmadığını söyleyen Petrovski, "tran'a silah vermeleri, Washington'ın kri/lcre nasıl yaklaştıgının, ne kadar »ı ilgi gösterdiğinin de kanıtıdır" dedi. Museveni: Isyancılar için genel af Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni, hukümete karşı savaşan isyancılarla görüşmeyi reddetti fakat isyancılar için genel af çıkarmayı düşundüğünü söyledL tngiltere'yi ziyarelten dönen Museveni, Entebbe Havaalanı'nda yaptığı açıklamada affm isyancı gruplann liderlerini kapsamayacağmı belirttL 1986 başlannda Kampala'yı ele geçirerek hükümeti deviren eski bir isyanct grubun Uderi olan Museveni geçen ağustostan bu yana 1000'den fazla isyancınm öldürüldüğünü bildirdi. Museveni isyancılarla hükümet arasında barış görüşmeleri için Katolik Kilisesi'nin tekliflni, yine devrik başkan Mllton Obote'nin yandaşlanyla ve sürgündeki Idi Amin'in askerleriyle de görüşmeyi reddetti. (UBA) 11 bin kisi tahliye oîuyor Japonya'da yanardağ patladı TOKYO, (a.a.) Tbkyo yakınlarındaki küçük bir adada bulunan yanardağın yeniden faaliyete geçmesi sonucu, yan tarafından açılan bir kraterden yayılan kızgın lavların yakınlardaki bir kenti tendit etmesi üzerine, dUn adanın 11 bin sakininin tahliye edilmesine başlandı. Japon yayın kuruluşu NHKTV, TSİ 15.00'te Oşiama adlı adanın sakinlerinden yaklaşık 3 bininin kurtarma gemileriyle adayı terk ettiklerini bildirdi. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Ancak yaşlı bir kişinin kurtarma gemisine binerken öldüftü bildirildi. Dcniz Güventik Orgütü tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kişinin ölürn nedeninin bilinmediği belirtildi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, adadaki diğer yerleşim merkezlerinin de boşaltılması için 4 askeri gemiyle, 22 deniz güvenlik gemisi ve 4 feribotun adaya gönderildiğini açıkladı. Tokyo polisi tarafından yapılan açıklamada da kızgın lavların adanın en büyük kenti Motomachi'yi tehdit ettiği ve 40 yerde orman yangını çıktığı kaydedildi. Orta menzilti füzeler kalkmasın Askeri Komite Başkanı, Sovyetler'in konvensiyonel silahlarla savaş kazanabilecek durumda olduğunu belirterek Sovyetler Birliği'nin kısa menzilli nükleer silahlarda da NATO karşısında üstünlüğe sahip olduğunu söyledi. Dış Haberler Servisi Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand ile tngiltere Başbakanı Margaret Thatcher ortak savunma sorunlarını ve ikili ilişkileri görüşmek üzere Paris'te biraraya geldiler. İki lider, ABD ile Sovyetler Birliği'nin Avrupa'da orta menzilli füzelerde kapsamlı bir indirime gidilmesi halinde izlenecek ortak strateji üzerinde görüş alışverişinde bulundular. Görüşmede terorizmle mücadele ve Ortak Pazar'a ilişkin konular da ele alındı. Fransa ve Ingiltere, Batı Avrupa'nın konvansiyonel silah gucü arttırılmadıkça ABD'nin, Sovyetler Birliği ile orta menzilli nükleer füzeler konusunda kapsamlı bir indirime gitmesine karşı çıkıyorlar. öte yandan, NATO Askeri Komite Başkanı, Sovyetler Birliği'nin Avrupa'da nükleer silah kullanmadan savaş kazanabileceğini düşünmeye başladığını söyledi. Komite başkanı, ayrıca RrüksePde Atlantik Enstitüsü'nce düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, ABD'nin.bu yüzden Avrupa'daki nükleer füzelerini çekmemesi gerektiğini belirtti. Sovyetler Birliği Savunma Bakanı eski yardımcısı Mareşal Nlkolay Ogarkof'un Avrupa'da çıkacak bir savaş için nükleer silah gerekmediği yolundaki sözlerini hatırlatan NATO generali, Sovyetler'in konvansiyonel silahlarla savaş kazanabilecek durumda olduğunu kaydetti. NATO Askeri Komite Başkanı, Sovyetler Birliği'nin kısa menzilli nükleer silahlarda da NATO karşısında üstünlüğe sahip olduğunu söyledi. ABD Başkanı Ronald Reaganla Sovyetler Birliği lideri Gorbaçov'un tzlanda'da yaptığı görüşmeden sonra birçok NATO yetkilisi Avrupa'daki Amerikan nükleer füzelerinin çekilmemesi yolunda uyarıda bulunmuşlardı. Mitterrand ve Thatcher önce konvansiyonel güvenlik istiyorlar tslam TV'si 1987'de yayına geçiyor tslam televtzyonu, 1987 yıltnın başında yayına geçecek. MerkeZİ Londra 'da bulunan tslam Teİevizyonu adlı limited şirket tarafından gerçekleştirilen yayın, uydu aracılığı ile 52 tslam ve Üçiincü Dünya ülkeslnden Izlenecek. Bu arada program üretimt, Pakistan'm Lahor kentinde kurulan teslslerde yapılacak. Hem özel yapım programlarını hem de tslam ve Ûçüncü Dünya ülkelerinde hazırlanan programları yayımlayacak olan tslam televizyonu, daha sonra başlıca Islam ülkelerlnin başkentlerinde temsilcillk açacak. (ANKA) tsveç, bir FKÖ temsilcisini sınırdışı ediyor ADADA PATLADI Tokyo yakmlanndakt küçük bir adada faaUyete geçen yanardağ, adanın tahliyesine neden oldu. Iraırdaki îşkenceler Yunanistan tsveç, FKÖ'nün Stockholm Temsilcihğihde çalısan bir enformasyon görevlisinden ülkeyl terk etnteslnt istedi. Bayan Hara Salami'nin "göreviyle bağdaşmayan faaliyetlerde bulunduğu" için sınırdışı edilmesinin kararlaştırıldığı blldtrildL FKÖ'nün Stockholm'daki temsilciği, isveç Hükümeti'nin kararının "asılsız suçlamalara" dayalı olduğunu savundu. Papandreu, 6 yü sonra AJBD'ye gidecek WASHINGTON (Cumhuriyet) Yunan Dışişleri Bakanı Papulias, VVashington'da temaslarınıtamamladıktan sonra düzenlediği basın toplantıSında, ABD ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin olumlu bir sürece girdiğini, adım adım geliştiğini söyledi. Başta ABD Dışişleri Bakanı George Shultz olmak üzere Amerikan yetkilileriyle yaptığı görüşmelerin son derece olumlu geçtiğini belirten Yunan Dışişleri Bakanı, ABD askeri yardımında Türkiye ile kendi ülkesi arasında 10/7 oranının korunmasından duyduğu memnuniyeti bildirdi. Yunan Dışişleri Bakanı, Yunanistan'daki Amerikan askeri varlığını nasıl değerlendirdikleri yolundaki bir soruya, yabancı birliklerin dışilişkilerde hassas bir konu olduğu, sorunlar yarattığı yanıtını verirken isim vermeden "Türk tehdidini" ima ederekbölgedesiyasalistikraraçısından Amerikan birliklerinin Yunanistan'daki varlığını kabul ettiklerini belirtti. Yunan Dışişleri Bakanı, ABD ile ilişkilerin gelişmesi doğrultusunda Başbakan Papandreu'nun 1987 yılı içinde Washington'u ziyaret edeceğini açıkladı. Antihistaminik, antipruritik, antialerjik Rijkov: (hıerilerde tuzak aramayın SSCB Başbakanı Mkâlay Rijkov, silahsızlanma konusundaki ABDSSCB görüşmelerinin "bilmez tukenmez ve verimsiz tartışmalara dönuşmemesi gerektlğini"söyledl. Rijkov, önceki akşam, Moskova'yı ziyaret etmekte olan Hollanda Başbakanı Ruud Lubbers'in onuruna erdiği yemekte yaptığı konuş,nada, Batı dünyasından, Sovyetler'in silahsızlanma konusundaklönerilerini "yansız"birşekilde incelemesini ve bu önerilerde "tuzak ararnamasını"istedi. Sovyet Haber Ajansı TASS'ın bildirdiğlne göre Rijkov, Amerikan silahlan olmadan Batı A vrupa ulkelerinin, Varşova Paktı nın silahlı kuvvetleri ile konvansiyonel silahlarından korunamayacağı yolundaki iddiaların "inandırıcı" olmadığtnı söyledi. (Dimetinden maleat) 1 mg, 20 draje piyasaya sunulmuştur. Fenistil Sayın Doktor ve Eczacılara, BMtte anlatıldı Nr\V YORK (a.a.) İki tranh önceki gün Birleşmiş Milletler Merkezi'nde düzenledikleri basın toplantısında, Ülkelerinde gördükleri işkenceyi anlattılar. A/am Riahl (25) adındaki kadınla, Beh/ad Naziri (27) adlı erkek, lran'daki Humeyni rejiminin "ortaçağdan kalma teknlklerie", rejim karşıtlarını sindirmeyi amaçladığını öne sürdüler. lran'daki Humeyni rejimine karşı müeadele veıen gruplardan "Halkın Mücahiüeri Orgütü" tarafından düzenlenen basın toplantısında, ayakkabılarını çıkararak yara izleriyle dolu tabanlarını gösteren Riahi, "Her darbede, kanım işkencecilerin yüılerine fışkırıyordu" dedi. tki Iranh, 1982 yılında, değişik yerlerde tutuklanarak, 3 yılı aşkın bir süre Humeyni rejiminin işkence odalannda ve hapishanelerinde "süründükten" sonra nihayet geçen yıl kaçmayı başarmışlardı. Halen lsveç'te Kızılhaç'ın koruması altında yaşayan ve eşi lran'da tutuklu bulunan Azam Riahi'nin, gördüğü işkenceler sonucunda duyma duyusunun zarar görduğu ve kısmi hafıza kayL bına uğradığı bildiriliyor. Riahi nin işkenceden zarar gören yumurtalıkları ve apandisili de tran'da iken alınmıştı. Suriye, Fransa'dan memnun Suriye Başkan Yardımcısı Haddam, Fransa'nın Ortadoğu politikasmdan memnun oldukları için, Fransız rehinelerin kurtulması çabalarını sürdürdüklerini açıkladı. PARİS (a.a.) Suriye Devlet Başkan Yardımcısı Abdulhalim Haddam, ülkesinin, Fransa'nın Ortadoğu'da izlediği politikadan memnun olduğunu ve Fransız rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak için çabalarını sürdürdüğünü söyledi. Fransız Komünist Partisi yayın organı "L'Humanite" gazetesine Şam'da bir doınoç veren Abdülhalim Haddam, Suriye'nin, bazı rehinelerin serbest bırakılmasında geçmişıe başarılı çahşmalar yaptığını ve bunu sürdürmek istediğini bildirdi. Haddam, Ortadoğu'da durumu karıştırmak için girişimler yapıldığını ve bu yönde demeçler verildiğini de kaydederek, "Ama her halukaıda, Fransız rehineleri konusunda mutlu sona ulaşmak için çabalarımızı devam ellireceği/" dedi. ORİ CIBAGEIGY İlaç ve Kimya Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. Satış Tel: 167 22 10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle