22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER duyduklannda algıladıklan dünya ne denli zengin, huzur ve sevgi doludur? Duyulardan biri yi, tirilince, insanın geri kalanlannın nasıl çok daha güçlü şekilde gelisebildiğini hiç gözlediniz mi? Biz görüp duyarak tanıştığımız kişilerin adlarını bir turlü hatırlayamazken, bir görmezin, tanıştığı kişiyi, daha sonra sesinden, adıyla sanıyla tanıyıverişine hiç tanık oldunuz mu? Acaba bir görmezin dünyasına, gördüğünü bile duyumsayamayan bencil bir sağlam, kolay kolay girebilir mi? Sadece görmezlerden oluşacak bir toplulukta, sağlamlar kendilerini "başka" sanmazlar mı? İki ayağıyla yüruyenlere gore, düzenlenmiş bir dünya kurulu olduğu için, tekerlekli sandalyeye mahkum insanlar zorluk çekmekteler. Sadece onlara göre ayarlanmış bir toplum düzeninde, sağlamlar basamak bulamayınca ne kadar zorlanırlar kimbilir? Ve sağırlann, dilsizlerin dünyasını keşfetmek hangi ölümlüye nasip olacaktır? Duymadığını bildiğimiz seslerin dışında onun sahip olduğu melodi dünyası, hayal gücu nicedir acaba? Gök kuşağına, çiçeğe dönüşen tomurcuğa, ağacın dalındaki serçeye bakarken, "sakat" dediğimiz o insan, kimbilir bizden ne kadar farklı bir heyecan ve mutluluk duyar? Biz insanlar, sakat da olsalar, kendilerini insanustü çabalarıyla kanıtlayanlara hemen hayran oluverecek kadar da çelişkiliyudir. Jane Eyre'deki Rochester'e Johny Belinda'ya, Hellen Keller'e az mı jjözyaşı dökmüşüzdur. Toulouse Lautrec'in resimlerini hayranlıkla izleme>i, Notre Dame'ın kamburuna acımayı sürdurüruz ve yufka yureğimiz tum sakatlar, geri zekâlılar, savaşta ölen körpecik çocuklar, işkence masalarında kalan gençler için "acıma" duygulanyla doludur. Bu tip acılarla dolu filmleri özellikle seyreder, çok satan romanlannı gözyaşlan içinde okur, ama ömeğin "Birdy" adlı filmdeki insan sevgisini ve dostluk yaklaşımını veya "Örümcek Kadının Öpücüğü" filmini pek dikkate alıp tartışmayız. Ve de ara sıra çantamızı ağırlaştıran bozuk paraları sokakta rastladığımız sakat dilenciye vererek sevap işleriz. Ey insanlar, bugün gözlerimiz görüyor, bacaklarırruz bizi yürütüyorsa, yann çevremizde patlayacak bir bombayla kör olmayacağımız veya çılgın bir kamyonun altına düşüp en doğal gereksinimlerimizi bile yapamaz ha'ıe gelmeyeceğimiz ne malum? Özene bezene evlendirdiğimiz evlatlarımızdan, geri zekâlı ya da spastik torunlarımız olup olmayacağını nereden bilebiliriz? Sakat insanlar hemcinslerinin kendilerine acımasını istemiyorlar, onlarla, sevgi, saygı ve fırsat eşitliği içinde, "sakat" diye damgalanmadan ortak yaşamak istiyorlar. Sakatlar, kendilerinden başkalarının da, önlenebilecek nedenlerden sakat olmamalarını istiyorlar, açlık olmasın, çocuklar aşısız kalmasın, vitaminsizlikten kimse kör olmasın, kazalar azalsın, savaşlar dursun, koruyucu sağlık hizmetleri, temiz su, eğitim ve sevgi her yeni doğana ulaşsın diyorlar ve en önemlisi, tek tek her bireyin, sakathklarla, yokluklarla, eğitimsizlikle savaşta, çağına uygun ve bilinçli bir sorumluluk almasını öneriyorlar. YÜREĞtMtZİ AÇALIM... Yeryiızü, bütün büyüleyici güzellikleriyle, dayanılmaz acılanyla, bize sunduğu kısacık yaşam süreciyle hepimizin. Bugün bizden biraz farkh olduklan için ötekileri dışlamayalım, onlara, o aşağılayıcı acıma duygulanmızla yaklaşmayahm. Hep birlikte, daha az acıların, daha az sakatlıklann olacağı sevgi dolu bir geleceğe yol alalım. Tek gerçek hazinemiz olan yüreklerimizi herkese, her güzelliğe, her iyi şeye açalım ve mutluluğu paylaşalım. Sakatlar ve Beklentileri... Prof. Dr. TURKAN SAYLAN Dünya Sağhk Örgutü'ne göre, yeryüzünde ortalama her on kişiden biri sakat! Görmezler, ortopedik özürluler, sağır ve dilsizler, zekâ geriliği olanlar giriyor bu listeye. Oysa günumuzde yeni yeni sakathk tipleri mantar gibi bitiyor, fanatik savaşçılar, teröristler, kadınlan kızlan dovenler, çocuklan fuhuşa ve esrara sürükleyen sapıklar, işkenceciler; gözünü kırpmadan birbirine hainlik yapanlar, bir ottan da verimsizcesine, sadece toplumu sömürerek ve karşılığında hiçbir şey vermeyerek yaşayanlar, para karşıhğı insan yaşamını hiçe sayan işleri yapanlar, tiim organlan tam da olsa toplumun en sakat kesimini oluşturmuyorlar mı? İnsanoğlu garip bir yaratık, kendi görüntüsunü suda görüp âşık olduktan sonra, kendine biraz olsun benzemeyenin varlığını kabul edemiyor, kendinden ayırıveriyor. " K a r a " diyor, "Yoksul" diyor, " K ö r " diyor, "Çolak" diyor, "Aptal" diyor, "Zayıf" diyor, "Sağır" diyor, "Dilsiz" diyor, "Fahişe" diyor, "Sapık" diyor. Bunları kaba şakalarında bile bol bol kullanıyor da, bütün organlan yerli yerinde, derisinin rengi özenilen tonda, lakin işi gücü hemcinslerini soymak, sömürmek, işkence etmek, esrara, fuhuşa ya da savaşa alıştırmak olanlara pek o kadar rahat şekilde "alçak" ya da "namussuz" diyemiyor. Evlatlanmız bize, size soruyor: "Bize bu kan ve barut kokan, ağaçsız, kuşsuz, balıksız ve hele hele sevgisiz dunyayı mı hazırladınız? Bunlan değiştirmek için neler yapünız? Neden uyuşturuculardan medet umuyor, çılgın muzikler yapıyoruz, hiç duşündünuz mü?" Minareyi çalarken kıhfını da hazırlamayı öğrenen insanoğlu, kendinden biraz farklı hemcinsdeşlerini nasıl da dışlayıvermiş hemen, pastadan eşit dilim almasmlar diye ve "sakat" diye damgalamış onlan. Öyle ya o görüyor, öteki ise karanlıkların içinde, dört duvar arasında bile değU, adeta soğuk ve bomboş bir lerini, kız lcardeşlerini, erkek kar PENCERE 19 KASIM 1986 taş mezann içine hapsolmuş, onun için yapacak bir şey yok. O, "biz"den değil, o, "başka", o "sakat!" MUTLU DÜNYAMIZI NE ZAMAN KURACAĞIZ? Tekerlekli sandalyeye çakılı adamla, dilediği yere iki ayağıyla, hem de koşa koşa giden, bir olur mu hiç? " O " n u n dünyası başka, kendine göre dostlar bulsun, dilerse bizim dünyamıza uyum sağlasın. İnsanoğlu, ne zaman tek yönlü ve kendine donük duşünce çemberini kınp, özgür ve diyalektik düşunmeyi benimseyecek? Ne zaman bin yıllardır hücrelerimize işlemiş, işletilmiş değer yargılanmızı yeniden gözden geçirip dünyamızı yeniden kuracağız? Evet, bir an olsun alışageldiğimiz katı yargılarımızdan kurtulup düşünelim: Acaba görmez insanların dUnyasındaki renk cümbüşü nasıldır? Elleriyle dokunduklannda, kulaklarıyla SEİA Niçin İmzalanıyor?.. Günün konusu SEİA... Amerika ile Türkiye arasındaki "Savunma ve Ekonomik Işbirtiği Anlaşması..." Eskiden bunun adı gazetelerde (SİA) "Savunma ve Işbirifği Anlaşması" diye geçiyordu. Sonra ne okluysa oklu; SİA köt bir çağınşımla ClA'yı anımsatrjğırxjan mıdır, nedir, araya bir har. daha koyup SEİA'ya çevirdiler. SEİA, Türkiye'deki Amerikan askeri örgütJenmesinin yazılı senedidir, beş yıllık sürelerle uzatılır. Bu kez Ankara, (sözde Amerikan yardımı'nm icyüzü artık ortaya çtktığından) beş yıllık süre sonunda anlaşmayı imzalamamış ve iki koşul öne surmustu: Amerika ile Türkiye arasındaki ticaretin geliştirilmesi, "Turk ordusunun modernizasyonu" için işbiriiği... Anlasılan şimdi iki koşul da bir yana bırakırmıstır, her zamankj gibi 'ieslimiyet" ağır basryor. • Amerikan Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perie birkaç gün önce ülkemize geldi ve SEİA'nın uzatılması yolunda Ankara ile uzlaşmaya vantdtğını söytedi. Biz Turkler alışığız, yurdumuza ilişkin en önemli işleri kendi hükümetimizden değil, yabancı hükümet adamlanndan öğreniriz. Yine ne öğrendik? Kongre'de bu yıl onaylanan yeni bir yasaya göre Reagan yönetimi Amerikan ordusunun eiinde bulunan "ihtiyaç fazlast araç, gereç ve silahı" NATO'nun guneydoğu kanadındaki Olkelere verebilecektir. Perie'nin dedigine göre Beyaz Saray işte bu yetkryi Türkiye ile pazariık için devreye sokuyor ve bize diyor ki: Eğer sen SEİA'ya imzayı basarsan, ben de "ihtiyaç fazlasTnı dağrtirken Turkiye'yi gözetirim. Vvashington, önce Türkiye'ye silah ambargosu koyup ordumuzun belini bükmeye çalıştı, ardından "sözde Amerikan yardtmı"n\ kıstı, şimdi de kıstığı 300400 milyon dolariık miktan bir başka yokjan vermek "vaadiyte" Ankara'yi dize getiriyor. Olur mu böyie şey? Olmaz... EVET/HAYIR .. Barış nedir? Yalnızca savaşsız yaşamak mıdır? Eskiden öyleydi, ama şimdi şiddet eylemlerinin, davranışlannın, türlü baskıların, acıların, korkulann. toplu kıyımların yaşanmadığı bir durum, bir ortam anlamı kazandı. "Haltomızın Diliyle Banş Şiirieri" adlı seçkiye yazdığı önsözde Asım Bezirci diyor ki: "Savaşı insanlığın bozulmaz yazgısı diye görmek, göstermek yanlıştır. Savaş, tarihsei evriminin eski bir aşamasında nasıl ortaya çıkmışsa, yeni bir aşamasında da öyle ortadan kalkacaktır. Bu zorunlu aşamaya vanşı hızlandırmak elimizde olduğu gibi, barışlı yılları uzatrnak da elimizdedir. Savaştan çıkar sağlayanlar azınhkta, zarar gören/erse çoğunluktadır. Vfeter ki, bu çoğunluk el ele versin. Yoksa gelecek, tasariayamayacağımız kadar korkunç olacaktırf' Sanatcılar, en başta şairler, her zaman, her ülkede hep banştan yana olmuşlardır. Insanoğlunun doğası barışçıdır. Mutluluk, huzur, sevinç banştadır; barış içindeki bir dünyada, bir ülkede yaşamaktadır. Kimi zaman barış için savaş da yapılır. Buna Kurtuluş Savaşı adını veriyoruz. Bizim 192022 arasındaki savaşımız gibi... Franstz şairi Charies Peguy, "rVe mutlu haklı bir savaşta ölenlere" diye yazar. Haklı savaş; saldırganlara. insanlan ezmek, köleleştirmek, sömürmek isteyen güçlere, o güçleri temsil edenlere karşı yapılanlardır. Barışı korumak, yaşatmak için gerektiğinde elbette savaşılacaktır. 1974'teki Kıbrıs çarpışmalarına "Banş Harekâtı" adı bu yüzden verilmiştir. Kıyılan Türk azınlığını kurtarmak, uluslararası anlaşmalara uymayan gözü dönmüş kişileri yola getirmek için... Asım Bezirci'nin "Halkımızın Diliyle Barış Şiirleri" (Su Yayınları) seçkisi barışseverin kitaplığında yeri olan bir kitap... Bezirci, Üst üste ilginç yapıtlar yayımlıyor, tükenmiş kitaplan da yeniden basılryor. Örneğin "İkind )feni Ofayi", "PirSuttari" gibi... "Müzika çalındı düğün mü sandın Al yeşil bayrağı gelin mi sandın Yemen'e gideni geiir mi sandın." Bu, Türk halkının sürüp giden kanlı savaşlara karşı doğal tepkisini gösteren türkülerden biridir. Yemen'ler, Hicaz'lar, Balkan'lar, daha nereleri nereleri... Türk halkı yıllar süren askerliğin acılarını çekmiştir. Yalnız askere gidenler mi? Onların yakınları, eşleri, çocukları... "Padişaha söylen, yari göndersin Bu kanunu bu zagonu döndersin On seneyi bir seneye indirsin Hiç mi merhamet yok Sultan Aziz'de." Yine "Şu y&men'de biter kamış Uzun olur vermez yemiş Şu Vemen'de iki kardeş Biri Mehmet biri Memiş Kutna kumaş sotdu m'ola Mustafamın gözlerini Kanncalar oydu m'olğ'... Tunus'lar, Cezayir'ler de var, Hint seferine çıkıp geri dönmeyenler de var, onlar için yakılan ağrtlar, düzülen türküler de... Kanuni Süleyman döneminde Hint Denizi'ne bir gemi gönderilmiş. Portekizlilere karşı İslam devletlerini korumak için... Bu sefeıier uzun sürmüş, başansız olmuş, gidenlerin çoğu dönmemiş. İşte o olayı anlatan bir türkü: "Birgemimiz var topa dayanmaz Tayfalan gaflet almış uyur uyanmaz • Derler ölüm gelmiş gönül inanmaz Rabbim nasip eyte bize karayı Evvelden karayı sonra sılayı." Estergon, Budin, Temesvar, Girit, Bender, Mora, daha nice yerler... "Eğildağlar eğil, üstünden aşam Yeni talim çıkmış, varam alışam • Ölmeden bir dahi yare kavuşam" ya da "istihkâmın içinde bir dolu testi Analar, babalar umudu kesti Of gençliğim eyvah Eyvah yandı ya dünya..." Ya SivastopoTda savaşan gençler: "Sıvastopol önünde sıra sıra söğüüer Otur(Arkası 13. Sayfada) Şu Banş Yılı'nda. AKBAL Gazetenizde Theodorakis'in konserintn üanını görünce ne kadar sevinmiştik. Şimdiye kadar kasetleriyle yetindiğimiz bir sanatçıyı, sahnedt doya doya izleme olanağı doğmuftu. Konstr A.K.Wde olacağı için fiyatlann yüksek olmayacağuu düşündüm. Theodorakis'in konseri OKURLARDAN ,\e de olsa devletin sanat merkeziydi. Özeüer gibi pahalı olmazdı. Ama yaruldığunı A.K.M. 'ye gktiğimde anlodun. Gişeye aabnış fiyat listesini görünce sanki karam dondu. Gözterime irumamayıp, ttkrar tekrar okudum. Ne yatık ki, gerçek buydu. Asgari ücretle geçinenlere bu konser de çok görülmüştü. Hangi iyiliksever saptamiftı bilet flyatlannı? LivaneÜ mi? Bazt sanatçüanmız, halkun bu flyatı ödeyemez diye bilet fiyatlannı düşurürken, bu konstrin sorumlusu, hangi ktsime hitap etmeyi amaç edindi acaba? Keşke Açık Hava Tiyatrosu 'nda dü'zenlenseydi razıydık, yeter ki Theodorakis daha geniş bir küleye hitap etseydt Bu konseri canı gönülden artu eden ktsiUr gidemedikten sonraT konser Atina 'da da yapılsa olurdu. Masüsa şimdi gidebüecek olanlar Atina'ya da bir zahmet gidiverirlerdi. &ı de hiç olmazsa Atina'da yapıktı da gidemedik derdik. Burnumuzun dibinde yapıldı da gidemedik diye üzübnezdik. Saygüanmla. SEMA ERGÜN Ne var ki özal hükümetinin SElA'yı tmzalamak yotundaki (Arkosı 13. Sayfada) PIONEEn THOMSON Dünya Bizi Dinliyor... Kenvvood, Tjiomson, Pioneer;, "Dünya Bizi Dinliyor" diyebilecek kadar iddialı, üç ünlü marka. Güneş Pazarlama, bu üç ünlü markadan 9 harika müzik seti sunuyor. Evde, ışyerinde, otonuzla yolda, müzik dinlemenız için sadece müzik... Üç ünlü maıkadan 9 ayrı ürün. Peşınatsız 10 ve 15 ay taksitle. İki ayrı ödeme seçeneği. Sabit Fiyat Garantisiyle... KENVVOOD 74 MÛZIK SETI KENVVOOO 424 OTO MÜZİK SETI THOMSON MG 1 500 MÜZİK SETI KENWOOD 525 OTO MUZIK SETI RAZARLAMA Kaliteli Ürün Sahibı Yapar' PtONEEfl KE 4930 OTO MÜZİK SETİ THOMSON 501 OTO MÜZİK SETI THOMSON 503 OTO MÜZİK SETI Tüm ürünler 1 Yıl Gorantilidir. NAS4L KÂTILACAKSÎNIZ^ • Talep eltıgımz urun veya t'unier hangı seçeneK grubunda ıse ku'.jyo vxl ile ışaretleyınız • llk taıeıdı aşagıca belırtıle ı yeılemer bınne vatırınız • Katılma Fcfnu nu dolaurunuz llk taksıl makbuzunjzu Katıima Fornu ile birlikte GUNEŞ PAZARLAMA A Ş Halıtağa Cad Bırl* işham No 16 KadıkcvISTANBJL adresme ladelı laahhutlu olarak postalaynız • llk latsıt nıakbuzü ve Katıima Formu merkezırr.ıze ulaştıgmda Satış Sozieşmesı ve gerekn evraklar hemen adresımze gonflerıiecektır NE ZAMAN TESLIM ALACAKSINIZ> • <eiwood. Thomsor Pıoneeı M\JZ k ve Otc Setlerı (RadyoTeyp) 1987 OcakŞjbat aylannda Daşvuru sırasına gare aşagıda behrtılen şekı de lasl m edılecektır NASIL TESLIM ALACAKSINIZ'' • Istanbui da ıl sır lar ıçensmde' • Ankaa Izmıı Adana Mersn Bursa SaTisun Antalya Kaysen Sıvas. Erzjfum Esk şehif Kon,a Anlakya lller rıde ıl nerkezle'iode ev ııze taraf Tiızdan teslım e rt ı ecektır • Dıger ve iiçeıerde a'nbafdan tesl'fr yjntemı >ie urui'" r ınızı yükanda belırtıer surelet ıçens nde teslım aıacaksımz ILK TAKSIT ODEME VERLEH ı SABİT FİYAT GARANTİSİ BU FİYATLAfîA KDV. BANDROL DAHİLDİR. ÖNCE KATILIN, ÖNCE AUN Kampanyamız. 23 O<oh H H Torihli, T.C. Markez Bonkası Tebliğine uygun olorak duıenlencnij olup, Gün«( ^aıarioma A.%. ii% ur«tict ve ithatatçı firmaların kefaleti aHındodır. H KOD N O : URUN ÇEŞfTLERI Taksıt MUZIK SETLERI 2C0C1 20CCÎ KATILMA FORMU 1. SEÇENEK Taksıt Sayıst G IQ 10 '0 1C 'C 2. SEÇENEK Tahsıi 1 Toplam Fıyatı J6& : o ; J n C DOC J Taksıt Sayısı *, Topian Fıyaiı 1 GuNEŞ PAZAR^MA A Ş Hsiıiaga Cad Bu > işnam k \ o 16 \adikov ISTA\BL^ Te 3^5 34 55 5 tal G JNEŞ GAZETES TLra.ilı Sok No 20 "e 5 " 0 Û0 1C Haı 1S"AN6L!L E3 GAZE'ESl 2 ^ \ K A ^ A BAK HKC SL'ROS'J GLNEŞ FAZARıAMA A Ş PTT Arkasî Kayc1 Pasaıı Ruzgariı Gavre' Sok ro No 9 Bak.jkDy'ISTANBUL L'iuS ANKABA *e 5 " ' 5 : 22 56' 33 S2 Teıc iC Zi M C Maı GU O N : E q qEKL.AU 1 Ş >en Çevıevoiu AnO ac ışna^ı So 6 ı ' Me^ ıcvekc\ IS~A\8UL Teı V2 12 23 2 i 4 A3AMA GUNEŞ PAZARLAMA A Ş Cevnan Vcıu Uzefp 5 <ı5 i i ADANA Tel 15 6C2 •!• 503 • s,Aı\lclAR 6AMt<,ASı KAO <OY ŞB •on* \o i j ^esao • PAMLKBANKÇARŞ KADIKCY $B 210210 No lu hesap 2oco: 20CO5 2o;o( 2OQQ 2OÜ08 2 OZ0Q 3 IZVIP GUNEŞ PAZA3LAMA A Ş Mufseı Psşa Bu.an No '6 IZVtR e 25 V •• 1 " j 73 KENVVOOO 74 KENWOOO GOLD •<ENWOOO 424 KtNWOOO S2S THOMSON MG 1S00 THOMSON BFK 1*40 THOMSON S U THOMSON 501 PIOMEEI1 KE 4930 *6 DCO 3 ı DCO «6 O » ;g :oc îe :<ıo 15 DCO 35 0OQ 25Û0C 35 OOC J25OO0 )25 0O0 S 1 7G00Û 6 O DOC i€0Û0 2 ' COC 3^OOC 24 00C =iOC. 3» ÜC: «60 X C " 'C COC 2*C C00 i ^ ;oc 2C "XC *OGOG 25CÖ0 leooc 5 OÛC 20 .ac nk35 " " "u'un şuce'e' n 3er bu lesso aa ; ka'acagnı; "a. aeıie ı« lans dn^ızı va'naMırsnız İLK TAKSIT VATIRIUN TER VE TABİH ADI SOYADI MESLEĞI VE TELEFON ADRESI YÜCEL ELEKTRONIK SAN. ve TtC A.Ş. YÜCEL ŞIRKETLER GRUBUNA DAHİL BİR KURULUŞTUR.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle