10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kuruluşlarla kıyaslanamayacak kadar ağırdır. Inceleme, araştırma olanağı sınırsız olan iktidar, Mecliste de yasama işlevine yön verecek durumdadır. tptal edilmiş bir karar veya işlem idarece ısrarh olarak yineleniyorsa, idari yargıda yeni işlemin mntiak butlan veya yoklukla özürlü olduğu kabul edilmektedir. Yasama için bu kurahn uygulanabiUrliği tartışüır olsa bile, ANAP çoğunluğunun içeriği bu kadar dnyarlı, hukuksal tutariılığı alabildiğine tartışmah bir konuyu, hangi yüce iilke çıkarian gereği yeniden yasalaştırdığını ve eski tutumunda direndiğini bilmek doğrusu çok yararh olurdu. Bir sey daha var: Anayasa Mahkemesi karanna uyulmayacaksa, başka bir deyişle, Mecliste çoğunluğu elinde tutan bir iktidar, Anayasa Mahkemesi iptal kararlannı kaale almaksızın aynı içerikte yeniden yasa çıkararak yürürlüğe koyabüiyorsa, Anayasa Mahkemesi'nin variık nedeni'nden söz edilebiürmi? Yasama ve yürütmenin benzeri olaylarda, bundan sonra takınacağı tavn etkilemesi bakımından Anayasa Mahkememizin, vereceği yeni kararda konuya tam bir açıklık getireceğini umanm. Türkiye, kapitülasyonlardan, 24 Temmuz 1923 tarihü Lozan Banş Antlaşması ile kurtulmuştur. Bunun eki "tkâmet ve Sdaniyet Haklundaki Mukaveiename" ile de yabancılarınTürkiye'de bazı haklardan yararlanabihneleri üzerine basa basaTürk uyruklulann da o ülkede "tam bir muamelei miitekabOe tatbiki şartı sarihine" bağlı tutulmuştur. Çünkü Türkiye, artık egemenliği tam ve bagımsız, uluslararası iliskiierde eşit hak ve yetkileri olan onurin bir ülkedir. Ulusal çıkarlann ve ulusal onnrnn her şe>in üstünde tutulması, dev'let olarak var olmanın ve tutarh bir hukuk düzeninin gereğidir. Karşılıkulık da, uluslararası dengeyi ve uluslararası eşitliğı sağlayan, gözden uzak tutulamayacak önemli bir öğedir. Karşıhkhhk, aynı zamanda iki ülke arasuıda güven demektir. Yukanda sayılan kralhk, emirlik ve beylikler ülkelerinde Türk uyruklulann tek kanş toprak almalarına dahi nzaları olmadığmı, Türklere karşılıklüık flkesini aygulamayacaklaruu sö>'lerken, bunlara "öyle de olsa, sen Türkiye'de dilediğin kadar toprak satın alabilirsin" demek, bize kahrsa ulusal onurdan ve ulusal çıkarlardan ödün vermek olur. Birkaç bin dolar karşıhğı tanınan bu ayncahk, "milhyetçi muhafazakâr" bir partinin tutumu ohnamahydı. Anayasa Mahkemesi karannda belirtildiği gibi, bakanlar kuruluna bu yasayla tanınan yetki ''son derece suursu"dır. Ortada görülen, yasama organından yürütmeye açık bir "yasama yetkisi devri"dir. Yine Anayasa Mahkemesi karannda yazılı biçimde, yabancının Türkiye'de alacağı arazinin miktan, emlak sayısı, alınma amaçlan, Bakanlar Kurulu'na tanınan yetkinin süresi, emlakin ahnabıleceği yer ve satın alraa koşullan yasa ile dözenlenmesi gereken hususlardır. Bunlar doğmdan yurütme organına bırakılamaz. Ne var ki 3278 sayıh yasa çıkarüırken de Meclisteki ANAP çoğunluğu, bu koşullara uymak gereğini duymamıştır. Hatu yasanın kapsamı daha da genişletilmiştir. Çünkü 3029 sayıh yasada "ülke" olarak karşılıklüık koşulunun aranmaması yetkisi Bakanlar Kurulu'na verilirken, iptalden sonra çıkanlan 3278 sayıh yasada, bu yetkiye "sübjektiT' bir nitelik daha kazandırılmış; bazı ''ülkeler uynığnndaki kişfleri" de Bakanlar Kurulu'nun karşıhkhhk ilkesinden aynk tutabileceği kabul edümiştir. Yani Bakanlar Kunılu salt bir emir, veliaht veya yabancı uyruklu zengin herhangi bir kişi için de, Türkiye'de toprak alsm diye uygulama karamamesi çıkarabilecektu. Yabancılara yukanda yaah biçimde arazi satıbnası bir "iç hukuk sorunu" gibi görünse de, kolayca "uluslararası boyutlara" ulaşabilecek özelhktedir. Bir yabancı emirin Türkiye'deki çiftliğinin kamulaştınhnası yoluna gidildiğini düşünün. Egemenlik hakkından, toprağin bir devletin maddi oğesi olduğundan veya savunma gereksiniminden söz etseniz de, yabancı böyle bir karan içine sindiremeyecektir. Bugün bazı Arap ülkeleri için aralanan kapırun, ekonomik ya da siyasal bunahmlar içinde, ileride daha kimlere açılabileceğini ya da açüması için zortanabilecegini kestirmek kolay değildir. Yasa ile uygulama arasmda açık çelişkiler görüleceğini de vurgulamahyız. 3278 sayıh yasaya göre "tarım arazileri ile tanma ve hayvancüığa yönelik üretim" için yabancılar arazi alamayacaktır. Acaba Şeyh Zayed çiftliğinde, hiçbir tanm faaliyetinde bulunulmamasını kim nasıl sağlayacak, ne gibi önlemler ahnabilecektir? SONUÇ Şeyh Zayed'e satılan çifthk konusunda önemli bir anayasa uygulaması ve uluslararası boyutta bir politik sorunla karşı karşıya olduğumuzda kuşku yoktur. Konu oraya götürüldüğüne göre, söz de Anayasa Mahkemesi'nindir. Yüce mahkemenin vereceği karan bekleyeceğiz. 8 EKİM 1986 "Emir"e Türkiye'de Toprak Şeyh Zayed'e satılan çiftlik konusunda önemli bir anayasa uygulaması ve uluslararası boyutta bir politik sorunla karşı karşıya olduğumuzda kuşku yoktur. Konu oraya götürüldüğüne göre, söz de Anayasa Mahkemesi'nindir. Yüce mahke.menin vereceği kararı bekleyeceğiz. PENCERE Bunalım?.. 28 eylül ara seçimlerinde sandıktan ne çıktı? Bunalım. Nasıl? Sağda bunalım var. Çünkü dışa bağımlı büyük sermayenin azmanları, ANAP'ın 1988'den sonra beş yıl daha iktidarda kalması için yatınm yapmışlardı. Ara seçimler daha 1986 eylülünde soru işaretlerini kasap çengeline dönüştürdü... Solda? 12 Eylül sola karşıydı, en büyük darbeyi sola vurmak için duzenlenmişti. Üç yılda dört sol parti kuruldu. Sol kendisin topariamış değil. 28 eylül seçimleri 12 Eylül bunalımının sürdüğünü kanıthyor... Ekonomide? Türkiye'yi dışardan yönetiyorlar. IMF şablonunu çok partili sivil rejimde uzun süre uygulayamayacağını gören dış finans kapital 12 Eylül'e yeşil ışık yaktı; ama altı yıllık bir sürede en katı biçimiyle uygulanan holdingçilik oturmadı, kurumsallaşamadı. ANAP'ın 28 eylülde yüzde 11 oranında oy yitirmesi bunaJımın kapısını açtı. Oysa Türkiye'ye 6 yılda 13 milyar dolar borç veren dış finans çevreleri, 12 Eylül rejimini oturttuklarını sanıyorlardı. 1980'de 13 milyar dolar tutanndaki dış borç bugün 26 milyar dolardır. Yine de IMF şablonunu çok partili rejimde ayakîa tutmanın oianaksızlığı 28 eylülde görüldü. Anayasada? Anayasanın kimi maddeleri ara seçimlerde delik deşik edildi. Hükümet solu bölmek için yasa çıkartıp DSP'yi devreye soktu, ama bu kez darbe sağdan geldi. 12 Eylül düzeni yaralandı. Bugün Türkiye rejim bunalımına girmiştir. Abartıyorsun? Dış ve iç büyük semnaye sağı bütünleştirme seferberliğineşimdiden girdi. "Özal Başbakan, Demirel Cumhurbaşkanı" formülü dillerde dolaşıyor. 1989'da Evren Cumhurbaşkanlığını Süleyman Bey'e bırakırsa. bilelim ki düzenlenen senaryo büyük sermayenin marifetidir. Ülkede pompalanan bütün bunalımlar dış güdümlü büyük sermayenin öngördüğü rejimi sürdürmek pahasına çıkıyor. Sonra? Gelir dağılımının bu kadar bozuk, sosyal adaletin bu kadar dengesiz, Devlet Hazinesi yağmasının bu kadar hızlı, işsizliğin bu kadar yaygın, utanmazlığın bu kadar geçerii oWuğu bir toplumda seçim sandığından "bunalım" çıkması iyimserlik yaratacak bir sonuçtur. Ama solda da bunalım var... Sağdaki askeri yönetimin sola vurduğu darbe insanları şaşırttı, kimi liderlerin ruhsal bunalımları büyüdü, emperyalizm işini iyi biliyor, solu sola kırdırıyor; ama korkunun eceje yaran yoktur, sol er geç toparlanacak, iktidara yürüyecek. Ülke ge nelinde bakıldığı zaman görülen şudur: Solun kıymeti harbiyesi siyasal arenada en zayıf noktasına ulaştığı anda bunalım doruk noktasına çıkıyor. Bu olay, Türkiye'de bunalımları solun yarattığı iddialannı da çürütmektedir. Bunalım çok uzun süre iktidarda kalan sağın sorunları çözemediğini ve büyürtüğünü vurgulamaktadır. Bunalım büyük müdür? Ara seçimlerin yansıttığından daha büyüktür. Dış sorunlarla çevriliyiz: Ege, Kıbrıs, Bulgaristan, Güneydoğu... Dış borçlarla yüklüyüz: 26 milyar dolar, dunya sıralamasında üst düzeydedir. Parlamentonun altı oyulmuş; erken seçim baskısı var... Yolsuzluk ve hırsızlık söylentileri yüz minare boyu yükselmiş; kılıf hazıriamak güçleşiyor... Olağanüstü koşullarda kurdurularak, iktidara oturtulmuş ANAP'ın karşısındaki muhalefet oyu yüzde 7D'e tırmanmış, daha da tırmanacak... "Yönetimhalk" çelişkisi uçurumlaşmış bir düzen, ancak bunalım üretir. Peki, sonuç ne olur? Bunalım tüketimini durdurmanın tek yolu var: 12 Eylül'ün yukarıdan aşağıya doğru oturtmak istediği "vesayet demokrasisi" rejimini tasfiye etmek, holdingçi yönetimin oldu bittilerini temizlemek, çok partili düzeni çağın benimsediği demokratik değerlere kavuşturmak... KÂZIM YENİCE Hukukçu Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı bir kez daha Türkiye'ye geldi. Görüşeceği konulardan birisi belki de birincisi Türkiye'de satın alacağı topraktı. 17 eylül tarihli Cumhuriyet'te okuduğumuza göre, Şeyh Zayed 150200 dönümden küçük arazi istemiyordu. Ünlü emlakçılar bunun peşinde idiler. Onlar bulamazsa, sonunda gereken arazdyi Istanbul Anakent Belediye Başkanı'nın bulacağına inanıyorlardı. 3029 sayıh yasa döneminde, Suudi Arabistan Veliahtı Prens Abdullah bin Abdülaziz'e de Istanbul'un en güzel yerinde, Sevda Tepesi'nde satılan arazinin tapu işlemleri Sayın Dalan'ın makam odasında tamamlanmamış mıydı? Şeyh Zayed'in arzusu niçin yerine getirilmesindi!.. 3029 sayıh yasa, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildikten sonra, aynı konuyu içeren ve 22 Nisan 1986 günlü Resmi Gazete^ de yayımlanarak yürürlüğe giren 3278 sayılı yasanm çıkanlmasının elbet de nedenleri vardı. tPIAL EDtLEN YASA 25 eylül tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nden, Bayramoğlu'nda Şeyh Zayed'e de 77 dönümlük bir çiftlik bulunduğunu, karşılıklı taahhütnameler alınıp verildiğini neyse ki öğrendik. Böylece ANAP'h yöneticilerimizce verilen bir söz Anayasa Mahkemesi karannı yok sayma pahasına da olsa yerine getirilmiş oluyordu. Türk kamuoyunca bilindiğı gibi, ANAP döneminde Tapu Kanunu'muzun 35. ve Köy Kanunu'muzun 87. maddelerine eklenen fıkralarla Bakanlar Kurulu1 na karşüıkJılık koşulu aranmaksmn, yabancılara taşınmaz mal satma yetkisi verilmisti. 21.6.1984 günlü, 3029 sayıh bu yasanın verdiği yetkiyi kullanarak Bakanlar Kurulu 84/8359 sayıh kararla Suudi Arabistan, Kuveyt, Büieşik Arap Emirlikleri, Umman Suhanhğı, Bahreyn ve Katar'a bu ayncalığı tanıdı. Sayılan ülkeler, Türkkrin kendi memleketlerinde toprak satm ahnasına irin vermeseier de, onlar Türkiye'de difedikJeri gibi, diledikkri yerde ve miktarda taşınmaz mal satın alabileceklerdi. Anayasa Mahkemesi haklı olarak bu görüşü benimsemedi. Anayasaya aykın bulduğu 3029 sayıh söz konusu yasayı 24 Agustos 1985 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 13.6.1985 gün, 1984/141985/7 sayıh karan ile iptal etti. Kararın gerekçesi açık ve inandıncı idi. Yasanın hangi nedenlerle anayasanın hangi madde ve ilkelerine aykın olduğu görülüyordu. Ama ANAP, Anayasa Mahkemesi karanna uymaya niyetli değildi. Anlaşılan Arap beyhklerine, sultanlıklarına verdiği sözleri henüz tamamıyla yerine getirememişti veya yeni vaatleri vardı. Hiçbir şey olmarruş gibi, işi baştan ele aldı. Anayasaya aykınlığı tespit ve tescü edflmiş de olsa, aynı konuda ve aynı içerikte olan 22.4.1986 gün, 3278 sayıh yasayı çıkanp yürürlüğe koymakta hiçbir sakınca görmedi. Anayasa Mahkemesi, sanınnı ilk kez bu kadar ciddi bir olguyla karşı karşıyadır. Mahkeme, belli bu konuda ve içerikte bir yasanın çıkanlamayacağını, bunun anayasaya aykın düşeceğüıi açıklayarak yasayı biitünfiyle iptal ettiği halde, iktidar aynı konnda ve aynı içerikte yeni bir yasa çıkanp yürürlüğe koymuştur. Düşünelim, anayasanın 138. maddesi, "yasama ve yiuütme organlan fle idare, mabkeme kararianna uymak zonındadır bu organlar.. mahkeme kararlannı hiçbir surttle degiştiremez ve bunlann yerine getirUmesini geciktiremez" kuralını getirmiştir. Anayasaya aykınhğı saptanmış ve iptal edilmiş bir konu, olduğu gibi yeniden yasalaştınhyorsa, anayasanın öngördüğü biçimde, yasamamn mahkeme kararına uyduğundan söz edilebilir mi? Bu konuyu tartışmaya girmeyece|im. Şu kadanm söylemeliyim ki, idari işlemlerde olduğu gibi yasama tasarruflannda da, çoğünluğu elinde tutan iktidarlara düşen sorumluluk, öteki parti ve EVET/HAYIR OKT\Y AKBAL OKURLARDAN Kartal Belediyesi bir caddeyi unuttu Biz, Küçükyalı, Değirmenyolu Caddesi'nin, Kartal Belediyesi'nce unutulmuş vatandaşlanyız. Caddemiz harpten çıkmış gibi. Ne bakanı var, ne soranı. Unutulmuş gitmiş. Şimdi de bapmıza bir lağım belası musallct oldu. Pbtlayan lağım suları artık caddenin ortasından akıyor. Her turlü tehlikeden habersiz olan çocuklar, bu lağım sularından oluşan gölcüklerde kayık yüzdürüyorlar. Eğer bu çocuklar salgın hastalığa yakalanırsa sorumlusu kim olacak? Sayın Kartal Belediye Başkanından renkli kaldınm istemiyoruz. hteğimiz, çamursuz, lağımsız, çukursuz, tozsuz düzgün bir yoL Bir vatandaş olarak bu istek de en büyük hakkımız. FUAT YAŞIN Sağa Kayar Gibi mi?.. Bu ara seçimde gazeteciler, köşe yazarlan birtakım politikacıların başlıca hedefi oldu. Bay Özal ile Bay Ecevit kendilerini eleştiren yazarları en ağır sözcüklerle suçladılar. 'Sol amigolar', 'Fırkacı fıkra yazarları' gibi deyimler, mitinglerde özellikle bagımsız yazarlara sataşan sloganlar vb... Bu arada mektuplar yollayarak bizlere yol göstermek isteyenler de çıktı. Varsa yoksa Ecevit ve partisi! 'SHP'yi neden destekliyorsunuz, gerçek sol partisi DSP'dir' diye çıkışanlar! Toplantılarda da sordular, 'fırkacı fıkra yazarları1 suçlamasına karşı ne düşündüğümü... Şu yanıtı verdim: "Benim bildiğim fırkacı fıkra yazarı Bay Ecevit'tir. Ulus'ta, yani CHP'nin resmi organında yazardı, kısa bir süre bagımsız bir gazetede yazdı, ama olmadı, yeniden Ulus'a döndü. Bense hep bagımsız gazetelerde yazdım. Ama seçimlerde halktan yana, halk çıkarlarından yana gördüğüm partileri destekledim. Belirli bir zaman için, belirli bir seçim içindi o da... Bu ara seçimde de soi oylar SHP'de toplansın istedim. Anayasa değişikliğı. yasakların kalkması, gerçek demokrasiye dönülmesi SHP'nin güçlenmesine bağlıydı da ondan..." Ama olmadı, ne yapalım ki bölünme tam olarak önlenemedi. Ecevit'in partisi 8.6 oyla SHP'ye gidecek oyları parçaladı, SHP'ye ancak yüzde 23'e yakın oranda oy kaldı. İkisini toplarsanız ortaya CHP'nin 1950'den 1979 ara seçimine kadar aldığı oy ortalaması çıkar. Unutmayalım ki Bay Ecevit'in gece gündüz TV'de, meydanlarda toplanan kalabalıklara seslendiği, tek başına kampanya yürüttüğü 1979 ara seçiminde CHP, ancak yüzde 29 oy alabilmiş, 50 yenik düşmüştü. Bu ara seçimde, DSP'nin böldüğü SHP'nin yüzde 23'tetutunması; İstanbul, Ankara ve İzmir'de ikinci parti olmayı koruması yine de başarı sayılmalıdır. Seçimin ertesi günü yazdtğım bir yazıda şöyie demiştim: "Bu partinin umutsuzluğa düşerek yanlış davranışlara girmekten kaçınması gerekir. Yüzde 23 oranda oy umut kırıklığı yaratmamaİKJır." Oysa ne gördük: SHP hemen bir bozgun havasına girdi. En başta da en baştakiler!.. Belirli bir kişilikten, inançtan yoksun Meclis Grubu SHP'nin yenilmesinden neredeyse sevinç duydu denebilir! Hemen MKYK'yi eleştirmeye başladılar. SHP fazla solcu kesilmiş, DİSK'e, Barış Derneği'ne, af konusuna, cumhurbaşkanını eleştirmeye gereginden fazla yer verilmiş... Bunun etkilerini de gördük. MKYK toplantısında üç kişi göreyden uzaklaştırıldı. Kimlerdi bunlar? SHP'nin gerçek niteliğini, kişiliğini aydınlığa çıkarmaya, SHP'ye sosyal demokrat bir anlam kazandırmaya çalışanlar... Örnek mi? Başkan Yardımcısı Tevfik Çavdar. Değerli bir iktisatçı hem de yazın adamıolan Çavdar'ın açıkoturumlarda, toplantılarda, alanlarda söyledikleri hepolumlu şeylerdi. Yapıcı, uyandıncı, bilinçlendirici konuşmalardı. Bu seçim çalışmalarında en büyük çaba harcayanların, halkta en olumlu izlenim bırakanların başında Çavdar geliyordu. Cüneyt Canver ise savaşımcı kişiliğiyle sola açık halk yığınlarında sevgi yaratmıştı. Çirkinliklerin, yanlışlann üstüne üstüne gidiyordu büyük biryüreklilikle.. Genel sekreter yardımcılığından uzaklaştırılmasında halkı uyandıran eylernleri, konuşmaları etkili olduysa, yazıktır. Gerçi Canver bir büro insanı değil, daha çok bir eylemciydi. Ama genel sekreter yardımcısı olarak böyle bir yürekli eylemciye de gereksinme yok muydu? Genel sekreter yardımcılarından Hızır Ekşi'ye gelince... İstanbul Milli Eğitim Müdürü iken tanıdığım iyi bir örgütçü olan Ekşi'nin görevinden hangi nedenle uzaklaştırıldığını ise hiç anlayamadım. Kusuru neydi? 'Nöbet değişikliği' diyoriar bir de!.. Sırası mı? Gürkan'ı daha ilk günden başkan vekilliğine ya da genel sekreterliğe getirmeyi neden düşünememişler? Gürkan göreve gelince SHP'de işler daha mı düzelecek? Umut Gürkan'da mı yalnızca? Suç, görevden uzaklastırılan üç kişide mi? Görünen şudur, Meclis grubunun etkisiyle SHP'de sağa doğru bir kayma başgöstermişe benzer. SHP sağa kayarsa kazançlı mı çıkar, yoksa bugünkü durumundan da mı olur? Sağda yeterince siyasal oluşum var. Meclis grubundakiler, SHP'nin solculuğunu beğenmiyorlarsa başka partilere gidebilirler. Özal onlara da bir fırsat tanır nasıl olsa! SHP, belirli sosyal demokrat ilkeleri sağlamca benimseyip, tutariı bir çalışmayla görevini sürdürürse orta soldaki oyları toplayabilecektir, ama ikide bir yöneticilerini suçlayıp değiştirerek, ikide bir şunun bunun etkisiyle, bir sol bir sağ yaparak şaşkınlıklar içinde çırpınırsa şu andaki yüzde 23 oranda oyu da elinden kaçırır. Bir de şu... DSP ile ne yapıp yapıp birleşmek önerileri de yanlıştır. Bay Ecevit'in inatçı direncini kırmak olanaksızdır. Güven uyandıran, güçlü bir bütünleşme gösteren SHP, bölünmüş sosyal demokratları er geç çevresınde toplayabilir. Başka yolu yok! AÖF'lüler: Kitaplarımız erken verilsin Özellikle kamu kuruluşlannda çahşmakta olan biz AOF öğrencileri dö'rt elle sarüdığımız, mezunîyetimiz halinde bize birtakım yeni imkânlar sağlayacağı umuduyla okulumuzfl içtenlikle devam etmekteyiz. Ancak öğretim sisteminin zorluğunun yani ara, büro hizmetlerindeki gecikmeler de eklenince, sınavlara hazırlanmak tümden zorlafiyor. Yukanda belirttiğim gecikmelerden maksadım, özellikle kitaplardaki gecikmeler ve sınav sonuçiarındaki gecikme bahis konusu. Gerek yanyü gerek devre sonu sınav sonuçlan elimize geçtiğinde yeni bir sınava bir aylık zaman kalıyor. Bir öğrencinin bütün derslerden basansız olduğunu varsayalım, bu öğrenci bir ay içerisinde nasıl hazırlanabüir, kendini zorlamaya çahştna bunalım geçirme olasüığı çok büyük olur. Sanınm bütün öğrenci arkadaşlanm bu gecikmeden yakınıyordur. Dileğimiz odur ki, 19861987 öğretim yüında kitaplarımız elimize erken yetişsin, sınav sonuçlan elimize geldiğinde basansız olduğumuz derslere hazırlanabileceğimiz yeterli zaman olsun. İLMİ TEKÎN AÖF ÖĞRENCtSt/ÎZMÎR Bizler bunlardan bir saat, en geç yanm saat önce gelmekteyiz. Aksam paydos 18.20'de ondan sonra da bir saat temizük yapmaktayız. Aksam yani 07.30 veya OS'de okuldan aynlmaktayız. tki saat de yolda geçen zamanı hesap edersek günün 16.00 saati iste ve yolda, 08.00 saati de evde geçirmekteyiz. Cumartesi ve pazar bayramlarda aynı şartlarda ne mesai ne de karsıhğında izin kullanmaktayız, Adımız devlet memuru, 08.00 saat mesai yapmamız gerekmez mi? Onun dışındaki zamanlar mesai sayılması gerekmez mi dediğimizde, idare benim sorunum değil benim yetkim dısmda, isine gelen çalışsm denilmekte. Sorunlanmızı kime anlatacağız, kime duyuracağız? Büyüklerimizden ve sayın ilgililerden bizlerin bu sorunlarına eğilmesini, bir an önce süre gelen kaderimizin ve çilemizin bitmesini istiyonız. BİR GRUP HİZMETLÎ Hizmetliler sorunlarına çözüm bekliyor Biz hizmetlilerin yığın yığın dert, sorun ve problemleri bir türlü bitmiyor. A soran ne V çözüm arayan var. Hâlâ günümüıde mesaisiz ve karşılıksız 14 saat çalışmaktayız. Öğrenci sabah saat 08.00'de girmektedir. HAVA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI ADINA MUVAZZAF SUBAY YETİŞTİRİLMEK ÜZERE PERSONEL ALINACAKTIR 1. 926 sayılı T.S.K. Personel Kanunu'nun 14'üncü maddesi gereğince; muvazzaf subay yetıştirmek üzere alınacak yardımcı smıflar ve mezun olmalan gereken fakülte bölümleri aşağıda belirtılmişür. a. ULAŞTIRMA Mühendis Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü. D.M.M.A.'leri Makine Müh. Bölümü Mak. Fak. Bölümü. NOT: İstekliler; mühendis sınıfında değil, ulaştırma sınıfında subay olmak istediklerini dilekçelerinde belineceklerdir. b. LEVAZIM VE MALİYE İktisat ve ekonomi ile ilgili fakülte ve yüksek okullar işletme fakülteleri mezunlan. c. PERSONEL Hukuk fakülteleri, Siyasal Bilgiler Fakülteleri'nin kamu yönetimi ve uluslararası ılışkiler bölümü mezunlan, lktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri'nin kamu yönetimi bölümü mezunlan. d. ELEKTRİKELEKTRONİKBtLGİSAYAR VE İNŞAAT MtHENDtSLERİ Muhtelif fakültelerin Elektrik, Elektronik, Bilgisayar ve tnşaat Mühendisliği bölümü mezunlan (İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi mezunlan tercih edilecektir). e. İNGtLİZCE VE BEDEN EĞİTtMt ÖGRETME^rt Eğitim fakültelerinin Ingilizce ve beden eğitimi bölümü mezunlan (Pedagojik Formasyon belgesine haiz olanlar). f. ANESTEZİBIYOKÎMYA UZMANI Tıp fakülteleri. g. BANDO Devlet Konservatuvarı mezunlan (Klasik Batı Müziği üzerine öğrenim yapan vüksek bölümlerinden bateri hariç mezun olanlar). TASNIF DIŞI 2. tSTEKLİLERDE ARANACAK NİTELİKLER: a. Türk vatandaşı olmak, b. Sabıkasız olmak ve yapüacak güvenlik soruşturmasından olumlu sonuç almak, c Sivil ve askeri okullardan herhangi biı nedenle çıkartümış olmamak, d. En az 4 yıllık fakülte öğrenimini İYİ veya PEKİYİ derece ile bitirmi; olmak, e. Düzeltilmemiş nüfus kaydına göre müracaat tarihinde; hsans öğrenimini tamamlamış olanlar için ise 35 yaşından büyük olmamak, (Iisansü5tü öğrenime devam edenlerin başvurusu kabul edilmeyecektir). f. Fizıki özelhkleri bakımından subay olma şartlarını taşımak, g. Kendi hesabına öğrenim yapmış olmak, (herhangi bir kuruluşa yükümlü olanların basvurusu kabul edilmeyecektir). i. Yapılacak mülakat ve mesleki sınavda başanlı olmak. MÜRACAAT tÇİN İSTENEN BELGELER: a. Dilekçe (hangi sınıfta muvazzaf subay olmak istenildiği belirtilir ve dilekçeye bir sınıf yazıhr). b. Yetkili makamlarca onaylanmış nüfus kâğıdı sureti (1 adet resimli). c. Adli sicil raporu (müracaat tarihinden en geç 3 ay önceye kadar alınmış olanlar kabul edilecektir). d. Noterden onaylı diploma sureti veya okul çıkış belgesi (diploma veya okul çıkış belgelerinde mezuniyet derecesi bulunmayanlar bunu belgeleyeceklerdir). e. Yedek subay terhis belgesi sureti (yedek subaylık hizmetini bitirenler). 4. MÜRACA\T: (Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Baskanlığı ANKARA) adresine 3'üncü maddede belirtilen belgelerle, en geç 30 EKİM 1986 tarihine kadar komutanhkta bulunacak şekilde bizzat veya posta ile yapılacaktır. Halen yedek subaylık hizmetini yapmakta olanlar ile Silahlı Kuvvetlerde görevli memurlar bağlı oldukları komutanlık kanahyla müracaat edebileceklerdir. 5. Mulakat ve sınav tarihleri müracaat ederüerin adreslerine aynca bildirilecektir. 6. Bayanlar Tabip, Elektrik, Elektronik, Bilgisayar ve İnşaat Mühendisi ile İngilizce öğretmeni branşlarında müracaat edebileceklerdir. 7. Noksan belge gönderen veya uygun nitelikte olmadığı halde müracaat edenlerin dilekçesine işlem yapılmayacaktır. Basın: 28914 ACI KAYBIMIZ VE TEŞEKKÜR Sevgili varhğımız, canlarımız ÜRDÜN SİLAHLI KUVVETLERİ GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI AMMAN URDÜN 1 Ürdün Silahlı Kuvvetleri beş bin sekiz yüz metrik ton donmuş kuzu eti ( ± 2 0 °7o) alımı için teklif alacaktır. 2 Teklif şartnamesi, S 290r (îki yüz doksan Amerikan Dolan) karsıhğında Haşimi Ürdün Krallığı Büyükelçiliği, Ankara adresinden temin edilebilir. Şartname ücreti iade edilmez. 3 Teklifler, kapalı zarf içinde ve üzerinde: FERZAN ve kızı LEZİZ AKMIÂN 26 eylül günü elim bir trafik kazasında yaşamlarını yitirmişler ve 2 7 Eylül 1986 günü Ankara'da toprağa verilmişlerdir. Başta Antal>"a Valisi ve Emniyet teşkilatı olmak üzere tüm yardımı gecenlere, cenazeye gelen, telgraf ve telefonla başsa|hğı dileyen ve bizleri yalnız bırakmayan akraba, dost ve yakınlanmıza yürekten şükranlanmızı sunanz. EŞİ (BABASI): FARüK AKYATAN OĞLU (AĞABEYt): TUFAN AKYATAN KARDEŞLERİ: İCLAL VE BEHNAN BELEN, YURDAGÜIrERCAN BELEN, NtLGÜNERSAN BELEN MAJOR GENERAL SELAM AL TÜRK Asst. Chief of Staff (Administration) Head of Committee JAF HQ Amman, Jordan Yazılı olarak elden ya da mahalli temsilcilik aracıhğıyla gönderilecektir. 4 Tekliflerin, komitenin eline 20 Ekim 1986 saat 10.00'a kadar ulaşması gerekmektedir. TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 3 DEĞİŞİK GENİŞLİKTE TOPLAM 1760 METRE SİLO BANDI SATIN ALINACAKTIR Şartnameleri Ankara'da Genel Müdürlük Malzeme İkmal ve İdari İşler Daire Başkanlığı ile İstanbul, İzmir, Afyon. Konya, İskenderun, Samsun, Erzurum, Diyarbakır veKayseri bölge müdürlüklerimizden bedel mukabüinde temin edilebilir. Kapalı zarfla teklif alma yoluyla yapılacak ihalede geçici teminat ile birlikte verilecek diğer vesaik ve şanlar şartnaraesinde belirtilmiştir. Teklif mektuplan 27.10.1986 günü saat 15.00'e kadar Genel Müdürlük Haberleşme Şube Müdürlüğü'ne verilecek ve aynı gün saat 15.15'de komisyon huzurunda açılacaktır. Postada vaki gecikmelerle telgraf ve telexle gönderilecek teklifler kabul edilmeyecektir. Müessesemiz 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi defildir. Basın: 28801 1 Müessesemizin ihtiyacı bulunan 2 kalemde 12.5 ton paslanmaz sac, şartname hükümlerine göre kapalı teklif almak suretiyle saun alınacaktır. 2 Şannameler bedeUiz olarak, Antara'da Gazi Mahailesi Konya Devlet Yolu No: 70 adresindeki genel müdürlüğumllzden, tstanbul'da Rıhtım Caddesi Denizciler Sokak R Han No: 8 Kat: 2 Karaköy adresindeki Saünalma Müdürlügümüz'den ve müessesemiz Ticaret Şefliği'nden temin edilebilir. 3 Şannameye göre hazırlanacak teklif mektuplan en geç 22.10.1986 çarşamba gunü saat 16.00'ya kadar müessesemızde bulunacak şekilde gönderilebüecegi gibi elden muhaberat ve arşiv şefliğine de verilebüir. 4 Müddetinden sonra gelen ve postada geciken teklifler nazan iübare alınmayacaktır. 5 Müessesemiz 2886 sayılı ihale kanununa tabi degildir. TÜRKtYE GÜBRE SANAYtl A.Ş. KÜTAHYA İSLETMELERİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜCÜ PASLANMAZ SAC SATIN ALINACAKTIR TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ ALKALQtD MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Yurtiçi ve yurtdışı talepler için teklif alma yöntemiyle ve Afyon Bolvadin'deki fabrikarruzda stoktan teslim kaydıyia, ! 1 Teknik METANOL 200 M (% 8892) 2 Pür METANOL 4 M ! ("7o 99,6) (Aynca pürmetanol'den 4 M'/ay teslimat yapılabilir.) Saıılacaktır Taliplüer •Metanol Satışına aittir" şeklinde yazıls tekliflerini, engeç 13.10.1986 tarihsaat 14.00'e kadar. T.M.O. Âlkaloid Müessese Müdürlüğü Milli Müdafaa Cad. No. 18 Kızılay/ANKARA adresine gönderecekler veya verebilecekler aynca telgraf ve leleksle verilecek teklifler de kabul edilecektir. Telefon: 17 44 00/393182325 Teleks: 44295 TMOTR Müessesemiz 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi defildir. TEK S.S. MERAM ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESEMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN HİDROLİK VİNÇ MONTAJI YAPTIRILACAKTIR 1 1 adet Ford Cargo kamyona kapalı zarfla teklif almak suretiyle hidrolik vinç montajı yaptırılacaktır. 2 Şannameler Hukümet Meydanı Mıhçızade İşhanı, Kat: 2 No: 12KONYA adresindeki müessesemiz Makine İkmal ve Satınalma Müdürlüğü'nden, ücretsiz olarak temin edilebilir (Tlf: 20925) 3 Geçici teminat 2.500.000.TL.'dir. 4Teklif mektuplan en geç 14/10/1986 günü saat 12.0O'ye kadar müessesemiz muhaberat servisinde bulundurulmalıdır. Teklifler aynı gün saat 15.00'te alenen açılacaktır. 5 Müessesemiz 2886 sayılı yasaya tabi degildir. Basın: 28406 METANOL ŞATILACAKTIR Canımız Ağabeyimiz, seni kaybedeli 3 yıl oldu. Herşeyinle yüreğimizdesin. Kardeşlerin Dr. ERDAL ATABEK Bahariye Cad. 96/3 KADIKÖY Tei: 336 04 49
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle