Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 EKÎM 1986 14 Osman KöksaTın sandığmdan çıkan bir mektup Prof. Hıfzt Vddet VeUdedeoğlu'na duyduğum saygıyı daha da arttırdu Velidedeoğlu, 28 Temmuz 1961 gürtu Devlet Başkanı Orgeneral'a yazdığı mektupta, bir hukukçu olarak, ihtilalin ilk günlerinde devlet başkanınm yetkilerim sınırlamak için ne gibi önerilerde bulunduğunu anlatmaktadır. 14'ler hakkında o günlerde btitün yurtta estirilen olumsuz havaya karşın Velidedeoğlu'nun, ihtilalin ilk günlerinde tanıdığı Erkanlı, Kabibay, Esin ve özdağ için sevecen yüreği ile nasıl çırpmdığmı bu mektuptan öğreniyoruz. Bugün "Atatürkçü bilim adamı simgesi" olarak saygıyla selamladığımız Prof. Velidedeoğlu ile Erkanlı'ntn, Kabibay'ın, Solmazerin, Esin'in ve hele hele Muzaffer özdağ'ın yollan çoktan aynlmıştır. Bu mektup birçok gerçeği birden kanıtlıyor Bir bilim adamınm ihtilalin o tozdandumandan göz gözü görmediği ilk günlerinde devlet başkanının yetkilerinin sımrlanması için yaptığı girişimleri... 14'ler operasyonunda, birktstm silah arkadaşınca "hain"olarak damgalanan bu beş MBK üyesinin kendilerini kısa bir süre önce tammış olan bir bilim adammca nasıl savunulduğunu bu mektupla öğreniyoruz. CUMHURİYET/U Osman KöksaVın sandığmdan çıkan mektuplar Prof. Velidedeoğlu: inkılap Mektupları' Uğur Mumcu 'nun kaleminden Paşam (Gürsel), Ben bu iki genci, (Numan Esin, Muzaffer Özdağ) o günden sonra evlat gibi sevmeye başladım. Daha sonra tanıştığım irfan Solmazer'i, Orhan Erkanlı ve Orhan Kabibay 'ı da memleket hakkında her türlü menfaatten uzak çok temiz ve idealist düşüncelerinden dolayı aynı muhabbetle sevdim. Hepsini de ihtilalden sonra ve çok yakından tanıdığım bu beş gencin vatan haini, demokrasi düşmanı ve insan hayatına karşı suikastçı olabileceklerine de kendimi bir türlü inandıramıyorum. Bu sebeple masum evlatları sürgün edilmiş bir baba gibi mustaribim. Prof. Hıfzt Veldet Velidedeoğlu bir panelde konusurken. Aziz ve muhterem Evren: Resen emeklilik isteyeceğim Velidedeoğlu'nun 27Mayıs 1979 günü ilk kez kendisi tarafından gazetemizde yayımlanan ve o günlere ışık tutan mektubunu yeniden yayımlıyoruz Umarız bu mektubu okuyanlar arasında "vicdan muhasebesi" yapanlar çıkan Çok Sayın Devlet ve Hükumet Başkanımız; Aziz ve Muhterem Paşam, Bazı tarihi anlar vardır ki bu anlarda susmak, insanı ömrnnün sonuna kadar kendi nefsine karşı suçJa dunununa düşürür. Böyle bir duruma duşmemek içüı, bugün devietin mukadderatını etinde tulan siz muhterem büyüğnmüzü şu satırlanmla rahatsız etmek hususundaki cnretimi, içi vatan ve memleketftşkıile yanan. hiçbir arka duşüncesi ve mevki ihtirası bnJunmayan bir İBsaoın samimiyetine bağışlayımz. Tarih 2.5.1961. Kur. Alb. Kenan Evren, KöksaVa mektubunda, "Çeşit çeşiî kaprisli kimselerin herbirine ayrı şerbet vermekten yıldım" diyor Velidedeoğlu: Erkanh, Kabibay, Esin ve Solmazer'i bana bağışlayın Temiz yürekli aziz Paşam! Önce tarihi bir vakıayı nakledeyim: 27 Mayıs 1960 günü Ankara'da Geaelkurmay Başkanlıjuuz ilim heyetine ğj'nın alt salonunda, tstanbul'dan ı yeni bir anayasa hanrlama vazifes v ligi ienildhaftakadar sonra idi. thtilal hükümetinin (1) numanh kanununu yani gecici anayasayı hazıriamak üzere Milli Birlik Komitesi'nce bu ilim heyetinden üç kişi (Kubah, Aksoy ve bendeniz) tekrar Ankara'ya çağınlnuşük. Komitenin iki genç kurnuy nu' knkçusu, Muzaffer Özdağ ve Numan Esin bu bususta bir tasan hazırianuşlardı. Onu bize verdUer. Gözden geçirdik, hukuk ve kanun teknigine uydurduk. Bazı gerekü değişiklikler yaptık. Sonra Muzaffer Özdağ ve Numan Esinie buluşarak tekrar biriikte inceledik ve Milli Birlik Komitesi'ne sunulacak bale getirdik. O zaman Devlet Bakanı olan Amir Artus Beyin odasında yapılan bu fahşmalr sırasında bir aralık bendeniz bo ild genç ve idealist kormay yüzbası ile ralnız kahnca aramızda şöyle bir muhavere cereyan etti: . Velidedeoğlu: Devietin yetkileri tek ele teslim edümemeli Ben Bu tasan ile bir tek kişiye hem Devlet Başkanlığı, hem Hükümet Başkanlığı, hem Milli Birlik Komitesi Başkanlığı hem de Silahh Knvvetler Başkumandanlığı selahiyetleri verilmektedir. Yani devietin bütün selahiyetleri bir tek de teslim edflmektedir. Madem ki geçid bir anayasa yapıiıyor. Bu selahiyetierin kullanılmasım bangi merci kontrol edecektir? Şu anda büyük, tarihi ve ilmi mesuliyet taşıyan bir hukukçu ve bir üniversite hocası sıfatıyle bu bususta nazan dikkatinizi celbetmek mecburiyetindeyim. Hiç değilse Hiikümet Başkanlığı vazifesi bir başka şahsa verilmeU ki, bir taraftan Devlet Başkanı, diğer taraftan Milli Birlik Komitesi hükümet kraatını kontıol edebilsin ve gerektiği zaman hükümeti mesul tutabilsin. İhtilal devridir bu. Bu kadar selahiyetleri kanunen nefsinde toplayan bir şahıs bir gün memleket şartiaruun zoriaması veya şahsi ihtirası dolayısryle dikta rejnune gidebiür. Muzaffer Özdağ Hocam; eğer aynca bir hiikümet başkanı olursa ve bir orgeneral da oraya gelirse devlet iki başlı olur ve zarariı çatışmalar olabUir. Bu sebeple bu tasandaki hal tarzuu daha münasip buluyoruz. "Bugün son rütbeye yaklaştığımız halde, hâlâ kısım amiri gibi çalışmak, daktilo yazmak ve muamele görmekten kurtulamadım. Biz hangi rütbeye geldikse, o rütbe kıymetini kaybetti. Sınıfımızın kalabalıklığından mıdır, yoksa başka sebep midir bilmem. Biz yüzbaşı ve Bnb. iken, albayın durumu ile şimdiki arasında çok fark var. 30 Ağustos'tan sonra aynlmak istiyorum." Evren'in 3 mektubu Kenan Evren 2.5.1961 "Sevgiii kardeşim Osman, 24 Ocak 1961 Konya 4 ocak günü Ordu K. ile biriikte Çorlu'ya vazife ile gitmek üzere Ankara'ya geldim. Temsikiler Medisi'nin açılışı arifesinde çok meşgul oldngunuzu öğrendiğimden ziyaretine gdemedim. Istanbul dönöşü hem seni görmek ve bem de Kore kıdemleri için şahsen uğraşarak bu müzminleşmiş işi hal ettiğinden dolayı bizzat teşekkür etmek üzere seni görmek istedim. Fakat bu sefer de Karadeniz bölgesinde seyahatte olduğunu öğrendim. Bunun üzerine telefonla Nedim'e selam ve teşekkürierimin ulaştınlmasını rica ettim. Aynca bu mektupla da teşekkürlerimi ulaştınnak istedim. Yeni ordu knmandanına brifing hazırlamak için iki üç gündür meşguldüm. Bundan • dolayı mektubumu biraz geç yazmak zornnda kaldım. Osmancığım, Mevlana Gecesi'nde seni çok bekledim. hatta çocuklaıia ve muhterem yengemizJe gelecegJoizi de düşünerek hem ordnevinde ve hem de evde hazırtık yapmıştık. O günü telefonla da pek konuşamadık. tnşaflah bir fırsatla Konya'ya gelirsiniz. Dört gözle bekleriz. Fazla rahatsız etmemek düşüncesiyle mektubuma nihayet verir gözlerinden öper, hanımefendlre hörmetlerimi sunanm. Sekine size ve kardeşine selam ve hünnetlerini sunar, cümlemiz çocuklanı gözlerinden öperiz sevgiii kardeşim. Kardeşin." Kenan Evren 1961'de emekliye aynlmak istiyor Kurbay Albay Kenan Evren 'in MBK üyesi, Cumhurbaşkanhğı geKenan Evren ve KöksaL Harp Okulu'ndan smıf arkadaşlarıdır. nel sekreteri ve Muhafız Alayt Komutaru sınıfarkadaşı Osman KökHer ikisi de Harp Okulu'nu 1938 yılında bitirmişlerdir. Evren 27 sal'a yazdığı son mektup 2 Mayıs 1961 tarihlidir. Köksal, bu en yaktn sınıf arkadaşının mektupta dile getirdiği isMayıs 1960'tan önce hiçbir ihtilal örgütüne girmemiştir. Köksal ihtilalcidir, Evren ise değil. Ancak bu ıkı arkadaşm dostluklan ihti teği yerine getirmiyor! Çunkü Kurmay Albay Kenan Evren, 30 Ağustos 1961 tarihinde lalden önce ve sonra aynı sıcaklıkla surmüştür. emekliye aynlmak istiyor, "30 ağustostan sonra emekliye aynlmak Osman Köksal 'm ' inanevra sandığı'' içinden çıkan mektuplar araistiyorum, yani resen emekli edilmem hususundaki yardmum rica sında üç mektup da Evren 'ın imzasını taşıyor. tlk mektup, 17 Kasım 1960 tarihini taşıyor. Mektup 13 Kasım 1960 ediyonım" diyor. Osman Köksal'ın, bu çok sevdiği arkadaşmtn emekliye aynlma tarihinde 14'lerin tasfıyesinden sonrayazılmıştır. Evren "Bu karar daha önce almmaltydı"dedikten sonra 14'lerin "mükâfat kabilin sına gönlü hiç razı değildir. Bu yüzden bu çok sevdiği arkadaşının' den dts görevlere veribnesi çok kimseler üzerinde iyi tesir btrakmadı" isteğini yerine getirmiyor. "30 ağustostan sonra ben ya mektupla veya şahsen gelmek surediye sürdurüyor mektubunu. İki sınıf arkadaşı arasındaki samimiyet bu mektupla anlaşılıyor. tiyle bu hususu sana hatırlatınm" diyor. fÇurmay Albay Kenan Evren 1961 yılında emekliye aynlmıyor. Evren Konya'da bulunan 2. Ordu Hareket Başkanlıgı görevindeyken yazdığı mektupla, Kore Tugayı 'nda görev yapan subayla Muş'a alay komutanı olarak atanıyor. Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren 'in 1961 yılında emekli olması rın "Kore kıdemleri" ile ilgili bir dilekte bulunuyor. için yakın arkadaşı Köksal'a yaptığı başvuruyu okuyalım. Mektup şöyle: "Kenan Evren Kurmay Albay Konya 17 Kasım 1960 2.5.1961 "Kenan Evren Osmancığım, Kormay Albay Bir bafta kadar evvel Ankara'ya Dil Tarih Fakültesi'nde Osmancığım, yapılan imtihana kaülmak üzere gelmiş ve bLrim Seiahatân'in Işlerimin çokluğundan mektup yazamadım kusuruma bakyanından telefonla konuşabilmiş, fakat işinin çokluğundan ma. Bu mektubu bühassa son alınan karar karşısında duyziyaretine gelememiştim. Bu yaştan sonra ve bir süre Ameriduğum memnuni>eti izhar etmek için vaayonım. Bu karardan ka'ya gidip gelmişlerin arasında imtihana girişüni belki biburada heraen hemen he:kes memnun oldu. Canı gönülden raz garip görürsün ama, son defa şansımı deneyeyim dedim. sizleri tebrik ederim. Bu karar daha ervel altnmış olsa idi çok Şimdiye kadar kimlerin gittiğini bUiyorsun Osmancığım, ondaha iyi olacaktı. Alparslan'ın Konya'ya geldiğinde orduelan gördükçe bazan kendimizi bu kadar işe verip lüanı ihvinde sb.Iaria hasbiualinde söylediklerinj buradan bildirdik. mal ettiğimize de lizülmüyor dtğiliz. Lisanın kıymetini son Elbet sizin de malumatınız olmuştur. Bu konuşma üzerimizzamanda anladık ama bizde de öğrenecek kafa kalmadı. de hiç de iyi tesir bırakmamıştı. Her ne ise bu işin boyle oluSevgiii kardeşim, biliyorsun biz 37'lilerle maameleye tabi şuna bepimiz sevindik. Ancak mükâfat kabilinden dış oldnğumuzdan bu sene son şansımız. Banda da muvaffak olagörevlere verilmesi çok kimseler üzerinde iyi tesir bırakmadı! mazsam 30 ağustostan sonra nJyetim aynlmaknr. Emin ol buOsmancığım, işinin ne kadar çok ağır olduğunu biliyor ve güne kadar çeşit çeşit kaprisi olan kimsderie çauşmaktan ve onun için cevap veremeyeceğini de takdir edjyonım. Şimdiher birine göre ayn şerbet vermekten yıldım. Bu gün son riitye kadar, ben de dahil olduğumdan ve şahsi menfaatini dübemize yaklaştığımız halde, halfi kısım amiri gibi çalışmak, şünüyor düşuncesine kapılırsınız üye şu Kore meselesini hiç daktilo yazmak ve muamele gönnekten kurtulamadım. Biz açmamıştım. Bu hakkıımzı düf/Ukler bile kabul etmişlerdi. hangi rütbeye geldikse o rütbe kıymetini kaybetti. SınıfımıÇıktı çtkacak dendi. İnkılaptan sonra haklı olarak bu basit zın kalabalıklığı mıdır, yoksa başka bir sebep midir bilmem. iş sonraya atıldı tahnıin ediyonım. Yine çıkacakmış diye kuBiz yüzbaşı ve Bn. iken albayın durumu ile şimdiki arasında lağımıza geliyor, bilmem ne dereceye kadar doğrudur. çok fark var. Daha anlatması bir hayli uzun sürecek ve senin Daha fazla rahatsız etmemek için mektubuma bu kadarla bakikaten kıymeth' dakjkalannı alacak sebepler dolayısıyla nihayet verirken gözlerinden öper hanımefendjye bürmetie30 ağustostan sonra ordudan aynlmak istiyorum. Bu hususrimi sunanm, Sekine de aynca size ve hammefendiye hürta senin müzahererJniricaedeceğim. Yani resen emekliye sevk met ve selamlannı sunar, çocuklann gözlerinden öperiz. edilmem hususundaki yardımını isteyeceğim. Hem bu suretSevgiii kardeşim. le üst kademder biraz daha ferahlar ve geriden gelenlere yol Kardeşin" açılmış olur. 30 ağustostan sonra ben ya yine mektupla veya Kurmay Albay Kenan Evren 'ın Osman KöksaVa gönderdiği 24 şahsen gelmek suretiyle bu hususu sana hatırlatınm. Ocak 1961 tarihli mektubundan da Kore kıdemi ile ilgili sorunun Mektubuma nihayet verirken sevgi ile gözlerinden öper, çözümlendiği anlaşılıyor. yengemiz hammefendiye hurmetlerimizi sunar, çocuklann gözlerinden öperim. Sekine size ve kardeşine hürmet ve selamlannı sunar, çocuklann ellerinizden operler sevgiii kardeKore kıdemine teşekkürler şim." Evren bu mektubu, Köksal'a "Kore kıdemleri için şahsen uğraşarak bu muzminlesmis isi halUttiği'' için teşekkür amacı ile yazıyor. Sürecek bibay, Muzaffer Özdağ, Numan Esin ve irfan Solmazer'i bana bağışlamanızdır. Diğerlerini ben yakından tanımıyornm. Siz elbette tanırsınız. Eğer suç teşkil eden bir fiffleri sabit değilse onlan da memlekete kazandınnız. Ben eminim ki onlardan her biri, bugün yeni yeni türeyen politika esnafından çok daha fazla bu vatana hizmet edeceklerdir. Bunlann, siyasi partilerin iktidara geçtikleri devirde değil, sizin devriniztle, Milli Birlik Komitesi arkadaşlannca yurda cagınlması bn devre sadece şeref verecektir. Aziz Paşam; şerefli bir asker olarak benim şeref sözüme inanımz ki bu mektubum tamamen içimden gelerek ve kimsenin telkini eseri olmayarak yazılmışür. Istanbul'da buiunan refikam ve çocuklanm da dahil olduğu halde bundan hiç kimseoin haberi yoktur. Karar sizindir. Anayasanın halk tarafından kabulü vesilesiyie yolladıgım telgrafta arzettiğim gibi "hedefi saşmadan müieti bugüne ulastıran zatı devletinize" bu vesile ile de en derin şukran ve saygılarımı arzetmeyi borç bilir, sağlık ve esenlik dileklerimi sunar, millete hizmet yolunda yuksek başanlarınızm devamını Büyük Tann'dan niyaz ederiz. Uludağ, 28.7.1961 Hıfzı Veldet Velidedeoğlu JEsin: Paşamızın diktaya gitmeyeceğine eminiz Numan Esin Hocam; biz Paşamızdan ve onun diktaya gftmeyeceginden eminiz. Müsterih olunuz. Ben Ben sadece tecnibeli bir hukukçu ve ihtilaller tarihini az çok okumuş bir insan olarak endişelerimi söyledim. Bunlan izhar ederken şahıslan ve bühassa memleket meselelerinden bahsederken gözleri yaşaran idealist ve temiz yürekli Gürsel Paşa'yı değil, bir ibtilaJ idaresinin, neter getireceğinin şimdiden kestirilemeyen şartiannı düşündüm. Muzaffer Özdağ Bu ihtilal en kısa zamanda demokratik hedefıne ulaşacaktır, hocam. Aziz ve muhterem Paşam; ben bu iki genci o günden sonra evlat gibi sevmeğe başladım. Daha sonra tamştoğım İrfan Solmazer'i, Orhan Erkanh ve Orhan Kabibay'ı da memleket hakkında ber türlü menfaatten uzak, çok temiz ve idealist düşüncelerinden dolayı aynı muhabbetle sevdim. Bugün memleket dışında bulunanlann diğerkriyle sadece selamlaşıyordnk. Kur. Alb. Kenan Evren 2.5.1961 Bu 5 gencin vatan haini olacağına inanamıyorum 27 Mayıs sabahı Istanbul'da beni evimden alarak Ankara ya sevkeden Şefik Soyuyüce ile sevisiyorduk. Fakat onunla memleket mesdelerini hiç konuşmak fırsatını bulamadığım için kendisini, yukanda isimierini saydığun beş genç kadar tanjmıyorum. Hepsini de ihtilalden sonra ve çok yakından tanıdığun bu beş gencin vatan haini, demokrasi düşmanı ve insan hayatına karşı suikastçı olabilecekierine kendimi bir türlü inandıramadım ve inandıramıyorum. Bu sebeple masum evlatlan surgün edilmiş bir baba gibi mustaribim. Aziz ve muhterem Paşam; 27 Mayıs 1960'ta bir askeri nakUye uçağı ile Ankara'ya gönderildiğim sıralarda amansız bir hastaiıktan tedavide idim: Sırümdan bir müddef önce ameliyatia alınan ve tahlfl neticesinde habis olduğu anlaşüan bir kanser tümörü tekrar niiksetmişti. Öiümle hayat arasında bocalıyor ve elektrik tedavisi görüyordam. Derin ısbrabunı kanmdan, çoculdanmdan ve kiiçük torunlanmdan güçlükle saklarabiliyordnm. 27 Mayıs bana yeni bir mücadele rubu aşıladı. "Rabbim! Şu anayasa tamamlanıncaya kadar bana hayatımı bağışla" diye her gün Ulu Tann'ya dua ediyordum. Çok şükur, bem tedavi gördüm, hem de ervela ilim heyeti öntasansının, sonra Temsikiler Meclisi Anayasa Komisyonu Tasansı'nın hazırianmasmda geceli gündüzlü ve büyük bir azimle calıştım. Temsilciler Meclisi ve Kurncu Meclis müzakerelerine de harareüe kablarak kanaatierimi söyledim ve nihayet tstaobul'da ve Çorum'da büyük topluluklar karşısında yaptığım konuşmatarla bu kanunun kabulü için elimden gelen çabayı gösterdim. Anayasanın haik tarafından kabol edildiği gönkü samimi hissiyatımı ve oaciz tebriklerimi derhal bir teigrafla zaü devletierine arzetmistim. Nibayet yeniden hastalandım. Bo defa kanım zayıflamış. Doktorun verdigi rapor üzerine Medisten iki ay izin alarak dinlenmek uzere Lludağ'a geldim. Hamdolsun çok iyiyim. Maamafih naçiz şahsıma verilen vazifeyi yüz akı ile bitirdiğim için artık ölsem de gam yemem. 1 Kur. Alb. Kenan Evren 24 Ocak 1961 Yeni türeyen politika esnafından daha yararlı olurlar Aziz ve muhterem Paşam; ölümün yanından geçmiş ve bdki de benüz yamnda bulunan, iki evlat ve iki torun sahibi, idealist bir memleket çocuğu ve otuz yıllık bir üniversite hocası olarak zaü devletinizden istirhamım bugün memleket dışında bulunan diğer beş evladımı yani Orhan Erkanlı, Orhan Ka Kur. Alb. Kenan Evren 17 Kasım 1960