12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 Bul 2261dan, Bul 201'e... (Baştarafi 1. Soyfada) bilinir. örneğin ara seçimlerin 1987'de bir erken seçimle birleştirilerek yapılmasını ANAP'ta savunanlara itibar etmemiş, buna karşılık 28 Eylül'de karar kılmıştı. ANAP açısından 28 Eylül'ün verdiği sonuç ortadadır. Ama ne var ki özal, 28 Eylül'de hlçblr şey olmamışçasına yürümekte kararlı gözüküyor. Partisinln Meclis Grubu'nda dün almış olduğu tutum bunu açıkça göstermektedir. ANAP liderine göre 28 Eylül'le değişen bir şey yoktur; erken seçim de gündemde değildir. Artık fillen delinmiş olan siyaset yasaklarının kaldınlması konusunda da ipe un sermektedir. Edindiğimiz izlenim odur ki, özal, birgenel seçim Öncesi siyaset yasaklarını kaldırmamak için elinden gelen her şeyi yapacaktır. "Yasakh" bir Demirel'in ara seçimlerdeki yükselişinin acısını 28 Eylül'de tatmış olan özal'ın, 1988 öncesindekl bir genel seçimde "yasaksız" bir Demirel'le yarışmayı göze alamayacağı belirtiliyor. Eski ustasına şöyle sesleniyor özal: "Ona (Demlrel'e) şunu stylemek lazım: Hani bir zamanlar kendisi söylerdi ya, '226'yı bulun, hükümeti devirin' diye... Ona da şimdi derlerki, 'Bul 201'I, devir hükümeti.' Ikinclsl varsa şeyl, bir seçlmde, ki 1988'de olacak, 'Bul 201'i, al iktidarı' derler" (Hürriyet. 30 Eylül 1986, sayfa 13). ANAP liderinin yaklaşımı ne yazık ki budur. Yazık, çünkü bunca acı tecrübeye rağmen hâlâ esneklikten yoksun aynı katı politika, hfllâ aynı inatçılık. Doğrudur, Sayın Demirel AP lideri olarak bir zamanlar "Bulun 226'yı" sözünü ağzından hiç düşürmezdi; sayısal çoğunluğun neredeyse her şey olduğuna kendisini gereğinden çok inandırmıştı; demokrasinin bir bakıma "çoğunluk azınlık" sentezi olduğunu unutmuştu. 1950'li yıllarda DP iktidarının muhalefete bakışı da aynı özellikleri taşımıstı. Bu anlayıştır ki, ülkemizde siyasal kutuplaşmanın keskinleşmesine katkıda bulunmuş, politikada hoşgörü kavramının iyice aşınmasına yol açmıştır. Sonucun ise her seferinde ne olduğunu hepimiz biliyoruz, yinelemeye gerek yok... Ama bugün hâlâ Sayın Özal "Bul 201'i..." diyebiimektedir; hem llberallik'ien söz edip hem de siyaset yasaklarını görmezlikten gelebilmektedir. "Ben yaptım, oldu" zihniyetiyle bir yere varılamayacağı bunca deneyimden sonra artık bilinmelidir Erken seçim yok (Baştarafi 1. Sayfada) Başbakan Turgut özal, dün toplanan ANAP grubunda ara seçimin bir değerlendirmesini yaptı. ANAP'ın siyasi hayatta yepyeni bir parti olduğunu belirten özal, lttihat ve Terakki hareketiyle başlayan partileşme sürecinin 1980'Iere kadar devletçi ve liberal olmak Uzere iki ayrı yönde devam ettiğini, ancak 1980'de bütün partilerin kapatılarak yeni oluşumlara imkân verildiğini anlattı. Bu durumu, "genel manada eşyanın tabiatına aykırı" bir durum olarak niteleyen özal, ANAP'ın partilerin değil, ancak liberal görüşun temsilcisi olarak ortaya çıktığını söyledi. özal, 19831988 arasındaki beş yılı Türkiye"nin siyasi, iktisadi ve sosyal karakterine damgasını vuracak yıllar olarak niteledi ve "Yepyeni bir Türklye'y! ya görecegiz, veya geriye dftnliş olup olmayacağını bu devrede anlayacagız" dedi. Eskilerin ilk olarak 25 Mart seçimlerinde ortaya çıktıklarını, bu ara seçimde de eski siyasilerin daha iyi hazırlandığını anlatan özal, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Benim aldıgım bilgilere göre, onlar çok daha ileri bir atılım iimit ediyorlardı. Kendilerine yüzde 35, bize de yüzde 25 tahmin ediyorlardı. Bu tahmini yapan kimse, mejhur tahmin yapan biridir. Bana bu laf geldiğinde aynen şunu söyledim. Çok güzel tahmin yapardı ama, son zamanlarda tahminde captan düştü, tahminleri tutmuyor. Anayasa oylamasında da yüzde 55 'hayır' demişti". özal, DYP kampında aslında üzüntü olduğunu, DYP'lilerin çok daha parlak bir netice beklediklerini belirterek, "Ama bakmayın, siyasette biraz daha fazla tecrübeleri olduğu için şamutaları fazla oluyor" diye konuştu. özal, gruba erken seçim diye bir sorun olmadığını da anlatarak, 28 Eylül'de yapılan ara seçimlerin sonuçlarına göre genel seçim olduğu varsayılarak, ANAP'ın 227 milletvekili ile iktidar olduğunu kaydetti. özal, ara seçimde alınan oylara göre milletvekili dağılımını şöyle hesapladı: "Ankara'da ANAP 40, Bingöl'de30, Burdurda 30 oluyor. GazianteD'te ANAP 3, DYP 1, SHP 2, Istanbul'da ANAP 4, SHP 2, fzmir'de SHP 3, ANAP 2, Manisa'da ANAP 2, DYP 2, Manisa 2. Bölgede ve Samsunda DYP 30 afiyor. Buna göre, bu illerde genel seçim yapılsaydı, ANAP 29, DYP 14, SHP 8 milletvekllligi alacaktı. Eger, ara seçim yerine genel seçim olsaydı, ANAP 227, DYP 110, SHP de 63 milletvekili çıkaracaktı. Görülüyor ki, erken seçim lafları şamatadır. Aslında bir koalisyon bile çıkmıyor, ANAP gene iktidar. Inşallah durumu 1988'de bir kez daha RÖriirüz". Ara seçim sonuçlannın ANAP'a bazı uyarılar taşıdığını da belirten özal, hataların araştırılacağını bildirdi. Manisa ye Samsun'da tütün meselesinin ok fazla abartıldığını anlatan zal, tütün politikasında seçimden dolayı hiçbir sapma yapılmayacağını vurguladı. özal, "Blz kararlı iktidanz. Taban araziye lahana yaprağı gibi tütün ekene para vermeyiz. Kıraç araziye ekene iyi para veririz" diye konuştu. Özal, Türkiye'nin geriye dönmesinin mümkün olmadığını da belirterek, "Eger biri yanlışlıkla geriye dönmek isterse, 19781979'da Ecevit'e yapılan tekrar yapdır. Basına öyle bir bela acılır ki, bu mümkün değildir" ded^ 1988 genel seçimlerine kadarki süreyi "zor devre" olarak niteleyen özal, bu devrede taviz verilmeden mücadeleye devam ediIeceğini belirterek, "Gelip 'Şuna şu imkânı verirsen, sen seçimi kazanırsın' dlyeceklerdir. Hayır, yapmayız. Ekonomik politikada en ufak bir taviz vermeyiz" dedi. Başbakan özal grup toplantısından sonra bir basın toplantısı düzeııleyerek, gazetecilerin sorularını yanıtladı. özal, bir soru üzerine, "çaptan düşmüş" nitelemesiyle SUIeyman Demirel'i kastetmediğini belirterek, "S« de biliyorsunuz, seçim tahmini yapar, 'Koca Reis' derier, odur çaptan düsen" diye konuştu. özal, "Hükümet ve parti kadrolannı gözden gecirmeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna, "Hayır, şu anda böyle bir şey yok. Ama ileride olmaz değil, olur. Ama şu anda böyle bir dttşüncemiz yok" yanıtını verdi. özal, Pakdemirli ile seçimi kaybeden iki genel başkan yardımcısının yerlerine yeni bir revizyon düşünmediklerini belirterek, şöyle konuştu: "Kabinede, şurda, burda herhangi bir revizyon düşüncem yok. Gayet labii, bizde kabine degişikligi muayyen fasılalaıia olmuştur, olabilir de. Ama şu anda herhangi bir düşüncem yok. Yeni arkadaşlanm gelir, ilerde birlakını görevler vereblllrim. Parti yönetimi kongrede seçilir. Daha kongreye vakit var. Başkanlık Divanı'nda da şu anda bir değişiklik düşünmüyoruz". Ara seçimden daha iyi sonuç beklediklerini, bu sonucun çıkmaması nedeniyle biraz üzüldüklerini belirten özal, Demirel'in "Hükümet çekilmeli" sözlerine karşılık, "şamata, şamala, lüzumsuz gürültU" dedi. özal, eski siyasilcrin hiçbirinin mahkum olmasını istemediklerini belirtti ve mahkum olan liderler için af çıkaracağını tekrarladı. özal, yasaklarm kaldınlması konusunda Cumhurbaşkanı ile mutabakât sağlanması halinde öneri gelirse yardım edeceklerini söyledi. HABERLERİN DEVAMI 1 EKİM 1986 istifa yok, (Baştarafi 1. Sayfada) \ nu orada saptayacagız. Bildiğiniz gibi büyük kurultaya henüz vakit var. Bir egillme göre büyük kurultayın normal zamanından daha sonraki bir tarihte yapüma$ı isteniliyordu. Ancak, büyük kurultayın haziran ya da temmuz aylannda normal zamanında toplanması daha dogru olabilir." öte yandan SHP Genel Başkanı Erdal lnönü, dün partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, ANAP'ın her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalma anlayışının şahikaya ulaştığını bildirerek, iktidar partisinin aldığı yüzde 32 oramndaki oy ile iki yılı zor geçireceğini söyledi. lnönü, "ANAP'ın yüzde 32'lik oy oranı ile 2 yıllık zamanı nasıl geçireceğini çok şüpheli görüyorum, çok zor bir durumdalar. labii politikalarını deglştirmeleri ihtimali kuvvetli, nasıl yapacaklarını görecegiz" diye konuştu. SHP Genel Başkanı Inönü, ara seçimlerde aldıkları sonucun kendileri için aleyhte bir sürpriz olduğunu, ancak vatandaşların ANAP'ın politikasına "hayır" dediklerini bildirdi. lnönü, "Bunu biz de anlatmaya çalışmıştık. Bu noktada başan kazandık. Fakat vatandaşlar ANAP'a hayır derken, SHP'ye evet demekte acele etmediler" dedi. Erdal lnönü, dün partisinin TBMM grubunda milletvekillerine yaptığı konuşmada, ara seçim sonuçlannı değerlendirdi. Ara seçimde İzmir'den TBMM've girme olanağını elde eden lnönü, partisinin milletvekillerine, yeni çalışma döneminde aralarında olmak şerefini kazandığı için büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Birlikte verimli çalışmalar yapacaklarına inandığını kaydeden lnönü, ara seçim çalışmalarında uğraş gösteren tüm partililere şükranlarını dile getirerek, şöyle konuştu: "Bu seçim bence demokrasimizin yerleşmesi bakımından çok önemli bir aşama idi. Hatırlarsanız ara seçimin gecikmeden yapılmasını biz ısraria istemiştik. Yapılmış olmasından da ben çok yarerlandım. Sanıyoruın benimle birlikte herkes de bu seçimden birçokders almış olacaktır. " . ANAP'ın ve SHP'nin ekonomik olanakları karşılaştırılınca da seçimin tam demokratik olduğunu söyleme olanağı bulunmadığını kaydeden lnönü, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öyle anlaşılıyor ki, vatandaşlar ANAP'ın politikasına hayır dediler. Bunu biz de anlatmaya çalışmıştık. Bu noklada başan kazandık. Fakat ANAP'a hayır derken SHP'ye evet demekte acele etmediler. Yalnız bir milletvekilligi kazanabildik. Oy oranımızda da bir düşnıe görüldü. Vatandaşlar, ANAP'ın politikasını onaylamadılar. Fakat herhalde bizim polltikamızı yeterince unlamadıkları, biz anlatamadıgımız için, bizden çok başka bir muhalefel partisine, DYP'ye teveccüh etmiş buhındular. Bunda uzülmedigimizi söylemek olmaz. Bir de partimiz aleybinde bazı yanlış izlenimler uyanmış kamuoyunda, onları da silmekte yeterince başarılı olamamışız. Bütün olumsuz şartlara ragmen vatandaşların bizi desteklemek istedikleri açık. Yeter ki biz onlara ne olduğumuzu, ne olmadıgımızı yeterince anlatalım. "• SHP lideri seçim sırasında siyasi yasaklarm kalkması gereğinin de ortaya çıktığını belirterek, şöyle dedi: "Bu seçim göstermiştir ki, eski liderleıin siyasi faaliyet yapamaması, artık gecikmeden süratle çözümlenmesi gereken, seçimin sonucunu etkileyen bir davranış ortada iken, hfllâ bunu yasalaştırmamak Türk siyasi hayatı için haysiyet kırıcı bir durumu yürutmek demek oluyor. tktidar partisinin bu yolda öncelik edeceğini sanmıyorum. Parti çıkarları onları engelleyebilir. Baştan beri bizim aklımızdan geçen şey bu konuda öncülük etmektir. Seçim sırasında olaylan gördükten sonra artık bu konuda tereddüde hiç mahal görmüyorum". SHP Istanbul İl Seçim Komisyonu Sekreteri Ercan Karakaş, partisinin Istanbul'da ve diğer illerde umduğu oyu alamadığını belirterek, bu başarısızlığın birden fazla faktöre bağlı olduğunu söyledi. Bu faktörlerden en önemlisinin, SHP'nin siyasi mesaj eksikliği olduğuna değinen Karakaş, partinin, bir an önce katılımcı bir örgüt yapısına kavuşması gerektiğini belirtti. CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor (Baştamfı l. Sayfada) çoğunlükta olması hiçbir şey ifade etmiyor. Bir iki ay önce, özal yeni Seçim Yasası'nı savunurken, partisine ve kişiliğine öylesine güven duyuyordu ki, yüzde35'in altında oy alan bir partinin iktidara eelemeyeceğini savunuyordu. Bu kanısı partinin hemen her katına egemen olmuştu. Örneğin, hükümet sözcüsü, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mesut Yılmaz, yabanct gazetecilere ara seçim öncesi "yüzde 35tn alttnda kalan partinin" iktidara gelemeyeceğini açık seçik söyleyebiliyordu. Ama dün, Başbakan özal, ara seçimde aldığı yüzde 32 oyu irdeledi, bu sonuçları yurt düzeyinde genel seçime yaydı ve sonuçta, ANAP'ın 227 milletvekili alacağını iftiharla açıkladı. özal'ın bu mantığını kaynak sayarsak, oyları yüzde 22'ye de dtişse, ANAP'ın iktidarda kalacağını hiç gecikmeksizin ilan edeceğine inanmamak elden gelmiyor. öteden beri, yerleşmiş olan bir kuralın, özal için geçersiz olduğunu izledik. fster ara seçim, ister genel seçim olsun bir parti umduğunu bulamadığında, mutlaka bu sonucu sağlayan hataların nerelerden kaynakiandığını araştırır, ama özal'ı dinledikçe gördük ki, Başbakan "ufak tefek aksaklıkların dışında"genelpolitikada en küçük hatayı kabul etmiyor, yürüttüğü ekonomik ve sosyal uygulamalarla ülkenin bir baştan Ote başa güllük gülistanlık hale geldiğine inamyor. Hatta, bu potitikaları benimsediği için ANAP aleyhinde oy kullanan illerle inatlaşıyor, örneğin tütün politikasını asla değiştirmeyeceğini "devlet adamİığt" göstergesi gibi sunarak konuşuyor. Ne kadar gariptir ki, ara seçim sonuçlannın ANAP'ı yeniden iktidara getirecek nitelikte olduğunu söyleyen özal, muhalefetin istemlerini uygun bülarak kısayoldan yeni bir beş yıl daha iktidarda kalmayı yeğleyeceğine, erken seçime kesinlikle karşı çıkıyor. özellikle DYP kanadından gelen seçim tahminlerini, istifa etmesi istemlerini "şamata" diye niteleyen Başbakan, eskilerin yenilerin kurduğu "kutsal Mifakın" balonunu söndürmek için siyasal haklarla ilgili kısıtlamaların kaldırılmasına gene "hayır" diyor. Yuvarlak sözcüklerle kimi yeni düzenlemelerden söz eden özal, uyarı niteliği olan seçim sonuçlarına karşm, hiçbir konuda "istikamet değiştirmeyeceğini" açıklıyor. Kısacası, özal dün, "Eskltas, eski hamam " deyişine uygun bir görüntü çiziyordu. Demokrasilerde en azmdan sağ iktidara karşı güçlü bir sol muhalefet olmasını ana kural bilenlerle alay edercesine, SHP'nin oy yitirmesinden duyduğu sevinci yüz hareketleriyle, sözcükleri kullanırken sesine verdiği alaycı tonla sergiliyordu. Ne çare, özal hâlâ sağ iktidara karşı sağ bir partinin seçenek haline geldiğinden hemen hiç söz etmiyor, sorular DYP'ye gelince suskunluk örtüsünti üzerine çekiveriyordu. SHP'liler özeleştirilere girişmişlerdi. Erdal tnönü'nün seçimiyitirmelerindeki ana öğeleri araştırmaya çağıran konuşmasından sonra, milletvekilleri görüşlerini açıklamaya başlamışlardı. Konuşanlann pek çoğunun, SHP merkezinin üstün çalışma gösteremediğinden, örgütün gereken çabayı harcamadığmdan yakındıkları kulise yansıyordu. Tekerlek kırıldıktan sonra yol gösterenin pek çok olduğunu bilenler için bu seçimde mılletvekillerinin hangi ilde ne tür çaba gösterdikleri elbette sorulann başında geliyordu. Ama milletvekilleridegittikleri illerde örgütçe göz ardı edildiklerini anlatıyorlardı. ANAP GRUBUNDAN tZLENlMLER Özal: laıılış hesapladık CANAN GEDtK ANKARA Ara seçimden sonra dün ilk toplantısım yapan iktidar pariisi grubu Meclis kulisinde kederli ve şaşkm bir görüntü sergiliyordu. Grup toplantmndan önce sabah erken saatıe Meclise gelen ANAPUıtar birbtrlerine "Ht oldu bite?" sorusunu sorarak, yenilginin kendi içterinde nedenlerini ara}tırıp anlamaya çalışıyorlardı. Seçim öncesi sazlı sözlii türküler eştiğinde kahkahalar atıp oyunlar oynayan millelvekillerinin yerini, kuskulu ve düsünceli bir milletvekili grubu almısn. ANAP kulisinde uçtü, beş/i gruplar halinde sohbet eden iktidar par/isi milletvekilleri. Istanbui'dan Meclise giren Tarım Orman ve Köyişlerı Bakam Hüsnü Doğan'ı gördüklerinde harekeılendiler. Hüsnü Doğan kulise girer girmez. çevresini kala balık bir kuilayıcılar sardı. ANAP'lılar Hüsnü Dogan 'ın önünde adeta kullama kuyruğuna girdiler. Doğan, lebrikleri buruk birsevinçle kahul ediyordu. Doğan'ı kutlayanlar kuliste diğer seçilenleri boşuna aradılar, Seçilemeyen ANAPyöneticileri de Meclise gelmemislerdi. Herkes Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Ktçeciler ile Şadi Prhlivanoğlu'nu btrbirlerine , soruyordu. ANAP'ın Genel Sekrereh Mustafa Tkşar da yoktu. Tasar, Başbakan özal'ın isıeği üzerine sabah erkenden Basbakanlık konutuna giımişti. Başbakan özal, konuıta Tasar. Mehmet Keçeciter ve Şadi /V/ılivanoğtu 'nun da kaııldıkiarı dar kapsamlı bir Bâ$kanlık Divanı lopladı. Toplantıda, seçimin genel bir değerlendirmesi yaptldı. Başbakan özal özellikle Keçeçiler'tn kaybetmesinden dolayı çok uzgiindü ve kendini suçluyordu. Hatıa Keçeciler ve Pehlivanoilunun "tsterstniz yönetimden çekUtlim" dileklerini bile. "öyle sey olmaz, kabul elmtm, yanlısı hep birlikte butup düzelteceğiz " diye geri (eviriyordu. özal, konunaki bu kısa görüş alısverisinden sonra yanına Şadi Pehlivanoğlu ve Mustafa Tasar'ı alarak Meclise geldi. Keçeciler, öylesine yorgun ve üzgündü ki, bu kez kendisinin grup loplantısma kalılmaktan "ufjuu" istedi. ANAP'ın Grup Başkan i'ekilı Ptrtev Asçıoğlu, Zonguldak'ıa seçimi neden kaybeıtiklerini bir türlü anlayamıyordu. Asçıoğlu, Veystl Atasoy'a rağmen, göiumlen hizmetlere rağmen, Zonguldak'ta DYP'nin nasıi kazandığını bilemediğini, kendisine geçmis olsun diyenlere anlaııyordu. Niğde'de bir aydır çalışan diğer Grup Başkan Vekili Haydtur ötalp gelemediği için, ANAP grubu /*•,'tev Aşçıoğiu'nun başkanlığında toplandı. Asçıoğlu, loplantıyı açarken, seçimin bir genel seçim havasında olduğunu, ANAP'ın bu seçime en bilyükparti olarak girdiğini, en btiyük parti olarak da çıktığını an > laıırken, milletvekilleri birbirlerine "Oyumut 32'ye nasıl düftü?" diye soruyorlardı. Asçıoğlu, 10 eylülde ANAP'a katılanlar ile yeni seçilenleri takdim eıtikten sonra, Başbakan Özal kürsüye geldi. Özal, ara seçim sonuçlannı ve ANAP'ı değerlendirdîkten sonra, "Hata yapttk, yanhs hesapladık " dedi. Seçılemediği halde Basbakan'a ayrılan yerin sol larafında grup toplanıısına katılan Şadi Pehlivanoğlu basta olmak üzere tum grup özal'ı dikkatle dinliyordu. Başbakan özal kursude açıkça itiraf ediyordu: "Bu sonucu btklemlyorduk. Oylarımıvn biraz düseceğinl hesaplamıstık. Ancak böylesine bir sonuç btkUmiyorduk. Hatalar yapıldı. Ntrtdt hata yaptığımızı arastmp bulacağız. Bundan ders almalıyız. ft>Utikamıtı, teskllâtUmmıv yeniden gözden gtçirip hataları yanüfları bulup düzelteceğiz." özal'ın kendisinin de "yanlıs hesap"yaptığını samimi bir bîçimde ilırafı grubu birdenbire rahatlattı. öteden beri "Herseyl en İyi bilen özal'dtr" diyerek politik lercihlerde sessız kalmayı yeğleyen ANAP grubu, artık değismek gereğini duyuyordu. Başbakan Özal, tıim parti teskilatları ve seçim sonuçlarıyla ilgili genis raporlar istiyordu. Özal'ın hatayı kabul eden ve ileriye dönük umuılar vaadeden konusması grubu rahatlattı. Gruptan önce sabah, Keçeciler ile Pehlivanoğlu gibi iki parti yöneticisinin seçilememesinde Başbakan özal'ın yanlıs tercihinin rol oynadığım düşünen ANAP'lılar, toplantıdan sonra, "Biraz daha bekleyelim. Hatalar düzeltilecek " diyorlardı. özal konuştuktan sonra grupta hiç kimse suz almadı. Ancak toplantı sonrası kuliste milletvekilleri hem özal'ın konuşmasını değerlendiriyorlar, hem de bundan sonra neler olabileceği üzerinde tahminlerde bulunuyorlardı. Bazı ANAP'lılara göre, ara seçimde parti "Herseylni ortaya koymuştu. Bundan sonra ANAP'ın tsi çok zordu." Bazı ANAP'lılar ise hataların düzeltileceğini ve pariinin yeniden kendisini toparlayacağım belirterek, seçim sonuçlannı "Her iste bir hayır vardır. Bü da blzlm için ders olmalt" diye değerlendiriyorlardı. Bazı A NAP'lılara göre seçim öncesi hiç gereği olmadan iddialı tahminler yapılmış, büyük vaadlerde bulunulmustu. ANAP'lılar artık seçim öncesi iktidar partisi sımarıktığını, kendi kendilerine kabul edip iliraf ediyorlardı. Grubun büyük çoğunluğu hem parti yönetiminde hem de hükümetle değişiklik yapılacağı beklentisi içine glrmişli. özal gruptaki konusmasında "tleride olabilir, ama şimdllik değişiklik yok " diyordu, ama grubun büyük çoğunluğu yakın gelecekte hükümette ve üst düzey bürokrasıde değişiklik olacağı beklentisindeydi. örneğin, Oazıantep'ten milletvekili seçilen Hasan Celal Güzel muılaka Bakanlar Kurulu 'nda görev almalıydı. Ayrıca Özal "Şimdllik değisîkllk yok" demesine rağmen, partide de değişiklik olacağını dolaylı yoldan açıklamış oluyordu. Grup toplantısından sonra ANAP'lılar olası değişiklikler üzerine çeşitli yorumlar yapıyorlardı. özal ise bütçe görüşmeleri arjfesinde bu değişiklikleri grubu fazla sıkıntıya sokmadan nasıl gerçekleştireceğinın hesabındaydı. Sorular Demirel üzerine yönelince özal'ın özel bir dikkat gösterdiği göze çarpıyordu. Eski A P Eleştirilerden sonra genel merliderinin bugün "parti" olmadı kez yönetiminde bir değişiklik ğını söyleyebiliyor, hatta Demi olup olmayacağı, hatta Erdal rel'i "flrma" diye niteleyenlere tnönü'nün görevinden ayrılmagülerek hak veriyordu. Siya yı düştinüp düşünmediği tartışsal haklara bakış açısmda deği ma ortamına gelecekti, ilk göşiklik olmadığını gösteren sözlere rüntüler bu havayı veriyordu. ağırlık veriyordu, ama sezilen bir Fakat "çevresi" Erdal tnönü'nün değişiklik vardı özal'da. O da dü görevden çekilmeyi düşünmedine dek anayasanın 175. madde ğini söylüyor, "özel söyleşilerde" sini değiştirdikten sonra 4, geçi tnönü'de böyle bir eğilim görmeci maddeyi ele alabileceğini söydiklerini belirtiyorlardı. Buna leyen Özal, bugün bu yönlü de karşılık genel merkez yönetiminğişiklikler yapılsa bile konuyu de "yüzde 40 oranmda" bir deancak "düsünebileceğini" vurgu ğişiklik, bir düzenleme oiabileceluyordu. "Yapmak" ile ği öne sürülüyordu. Hele Tevflk "düşünmek" arasındaki önemli Çavdar, ardından tnönü'nün koayrım, araseçimden sonra özal' nuşma stilindeki başkalık, eleşdaki önemli kararsızlığı ortaya tirilerin doruk noktalanydı. Kuşkoyuyordu: özal'a göre sorun kusuz, SHP'nin, genel tutumungündemde değildi. da, halka iniş yöntemlerinde önemli bir atılım yapması söz 28 Eylül'den önce seçimi bir konusuydu. tnönü de bu eksikreferandum diye niteleyen Baş tiği duyuyor, SHP'nin halka kenbakanda bu yargı uçup gitmişti. dini anlatamadığını dokunduruKamuoyuna bir iki gün görün yor, "çareler aranmasım" istiyormeyen özal, sinirlerine, duygu duSHP'deki özeleştiri fırtınasılarına bir ölçüde egemen olabil nın cuma günü yapılacak mişti. Fakat hâlâ, seçim şokun MKYK'de daha artması beklenedan kurtulamamıştı. Hele bir bilir. Bu toplantıdan sonra alınabenzetmesi vardı ki, ört ki cak küçük kurultay kararıyta ölemL özal, ANAP iktidarı dö SHP, yeni bir yörüngeye oturma nemini ulusal savaşı yürüten 1. sürecine girebilir. Tbbii bu arada TBMM ile aynı kefeye koyuyor"suyun altında pusuya yatmıs" du. Oysa, ulusal savaşın yönetimi ele geçirme sevdalıları TBMM'si egemen güçlere karşı kaynatacakları kazanda neleri bir siyasal güçtü, bugün ise ege pişirip önümüze getirecekler, hemen güçleri bir iktidar yanına nüz açığa çıkmış değil. alıyordu. Ya 110 seçimi alacağını ilan eylemesi?.. özal, büyük Kısacası, özal'ın uyuşturucu bir rahatlıkla böyle bir sav öne şırıngasıyla şımdilik ANAP'ta sürmediğini, "tnşallah 110 sular durulmuş görünüyor, alırız" dediğini hiç kaygı duy DYP'de hiçbir olumsuz davranış, maksızın, hafızai beşerle alay çtkış belirtisi yok, SHP yeni araedercesine söyleyebiliyordu. yışlardan kaynaklanan sancılar Başbakan özal'ın ANAP gru eşiğinde. bunda lttihat ve Terakki döneminden başlayarak gUnümüze 1967 yılında Aydın ilinde dek uzanan siyasal partiler anaaldığım ehliyetimi kaybcttim. lizi yapmasından, "yepyeni bir HükUmsUzdür. parti" olan ANAP'ın ilk seçimİHSAN CANASLAN de gene iktidara geleceğini milletvekillerine aşılamasından sonNUfus Cüzdanımı kaybettim. ra, birkaç gündür gerilen yüzler Geçersizdir. daha bir güler olmuştu. BETÜL CEYHUN Mecliste öteki bir salonda ise, Yönetime karşı gruplaşma (Baştarafi 1. Sayfada) leri arasında bir anlamda HP SODEP ayrımı olarak nitelenen olguyu yeniden ortaya çıkardı. SHP'de dün yapılan TBMM grup toplantısında milletvekilleri, genel merkezin kendileriyle ilgilenmediği ve örgütlerin de seçim çalışmalarında yardımlarını engellediğini öne sUrduler. SHP Genel Bajkanı Erdal Inönü'nün de katıldığı grup toplantısında seçim sonuçları üzerine çok sayıda milletvekili söz aldı. Ancak zaman yeterli olmadığı için görüşmeler bugunc bırakıldı. üünku SHP grup toplantısında ilk konuşmayı yapan Ağrı Milletvekili Paşa Sarıoglu, MKYK'nin seçime hazırlıksız girdiğini ve kendi içindeki tutarsızlığın, olumsuz sonucu geürdiğini söyledi. DSP'nin SHP'ye çatmasının ne kendisine, neSHP'ye yaradığını, halkııı duyarlı olduğu konuları kasıyarak SHP etral'ında güvensizlik oriamı olusmasına yol açtığını anlatan Sarıoğlu, erken seçim sloganının solun aleyhinc olacağını savundu. Malatya Milletvekili Ayhan Fırat, bugünku örgüt ile yüzde 40 oy oranının hayal ulduğunu bildirerek, "Bü)ük kunıllay öncesinde huzırianmış lislelerle bugünkü yapılaşma dogdu, bu da seçmen ve örgüle güven vermedl" dedi. Seçim koordinatörlerinin MKYK'den seçildiğini, ancak yerlerine gitmediklerini kaydeden Fırat, seçim illerine en kısa zamanda denelmenler göndcrilmesini ve para sorununun çözülerek bir an önce kurultaya gidilmesini önerdi. Fıral, örgütte partiye zarar vcrenler hakkında genel başkanın Üzerine duşcni yerine getirmesini de istedi. tçel Milletvekili Edip Özgenç, MKYK'nin başansız durum karşısında istifa etmesini isterken, partinin Kcmalist duşünceden ayrılıp, eskiyi halırlalır tutum içine girmcsi nedeniyle seçimi kaybettiğini savundu ve kurultaydaki gelişmeleri kanıl gösterdi. özgenç azınlık duşüncesi olarak nitelediği sosyalist düşünceye saygı gösterilmesini, ama oyunu alacağı/ diye taviz verilmemesini de istedi. Ozgenç, partinin adının başına Cumhuriyetçi sözunün eklenmesini ve eski arkadaşlarının geri dönmcsinin sağlanmasını önerdi. özgenç, konusması sırasında Genel Başkan tnönü'nün lzmir'den milletvekili seçilmesi konusuna da değindi ve Inönü'ye dönerek şöyle konuştu: "Sayın Inönii, izmir'den siz milletvekili seçildlyseniz bu çalışmadan ya da orjjutten degll. Slzln babanızdan, ailenizden gelmc tarihi bir misyonunuz var, bu nedenle, soyadınızdan ölürü oy alıp seçildiniz. Sakın bu sonuca yanılmayın." Adana Milletvekili Melin Üstünel, MKYK'nin 10 ildeki seçim planlamasını bile becereınediğini bildirerek, "Bu, iyi ki genel seçim degildi" dedi. Üstünel, seçimde milletvekili potansiyelinden yararlamldığım belirterek, gittikleri yerlerde kendileriyle ilgilenilmediğini, niçin geldiklerinin bile sorulmadığını kaydederek, Izmir ve Manisa il baskanlarının davranışlarını örnek olarak gösterdi. Metin Üstünel, sanki eski oylardan fazlası isteniyormuş gibi bir hava doğduğunu, MKYK'nin bazı üyelerinin kisise! çıkışlarla isim yapmak istediklerini kaydederek, öncelikle küçük kurultayın, ardından da bilyük kurultayın toplanmasını istedi. Zonguldak Milletvekili Muhleşem Vasıf Yiicel, Uç yıldır hep karşılıklı suçlama yöntemine başvurulduğunu bildirerek, "Bugiine kadar kaç başkan degistirdik düşünün. Bu gidiş ve yönleınle, başkan bulmakla güçlük cekecegiz" diye konuştu. Yücel, MKYK'yi örgütün seçtiği ni bildirerek, "Ne yapacaksınız de^iştlrmekle, ithal mı edeceksiniz?" di ye sordu ve MKYK'nin kendi iç sıkıntılarını giderebileceğini bildirdi. önemli olan durumun, sag iktidarın sağ ana muhalefet partisi doğurması istidadı olduğunu belirten Yücel, "Bu üzücüdiir ve suçu hepimizindir" dedi. Muhteşem Vasıf Yücel, aday belirlenmesi sırasında gruba darusılmadığını, Uç adayın geçmişleri olmasının aleyhte kullanıldığını kaydederek, "Zonguldak'lald kaybın nedeni Zonguldak'ta orxulıın partiye layık olmamasıdır. Bartın Belediye Başkanı açıkça ANAP'a destek vermişlir" dedi. Adana Milletvekili Vehbi Batuman bugünkü örgüt ve MKYK ile bir yere gidilemeyeceğini savunarak, genel başkanın MKYK'yi istifaya çağırmasını istedi. Seçim kaybedilmiş illcrin teşkilâtının görevde kalmaması gerektiğini de bildiren Batuman, "Orgüte de af yoklur" dedi. SHP'de milletvekilleri, genellikle MKYK'nin istifasını istiyorlar ve kendilerine gereken önemin verilmeyerek ayrım yapıldığından yakınıyorlar. Buna karşın genel merkez yöneticileri, böyle bir ayrımın olmadığını, miiletvekillerinc seçim öncesi birer yazı gönderilerek, kimin nerede, nasıl çalışma yapacağımn bildirilmesine karşın, bu programa uyulmadığını söylediler. Genel merkez yöneticileri, "Milletvekilleri için bir aynm yapılmıyor. Ancak seçim sonuçlannın konuşulacagı yer grup degll MKYK'dir. MKYK'nln hesap verecegi yer de grup değil kurullaydır" diye konuşlular. Bir genel merkez yöncticisi, görevli olmadığı halde başka il örgütlerinin Izmir'e gidip çalıştıklanru bildirerek, görevli millelvekillerinin Izmir'e gitmediklerini, aksaklığın planlamada değil, plana uyulmamasında olduğunu bildirdi. Inönü'nün başkanlığında cuma günü yapılacak MKYK toplantısı öncesinde bazı MKYK Uyelerinin genel sekreterliğin ba$arısız seçim sonucu nedeniyle hesap vermesi için çalışma yaptıkları öğrenildi. Ancak SHP Genel Sekreterliği, seçimin sorumluluğunun bu iş için oluşturulmuş bir genel başkan yardımcısı başkanlığındaki seçim komitesinde olduğunu bildirdi. Genel Merkez'deki Seçim Komitesi Başkanı tbrahim önen, cuma günkü MKYK loplantısı için hazırlık yaptıklarını belirterek, orada yapılacak eleştirilere göre yanıt verip çalısmaları anlatacaklarını söyledi. MKYK toplantısı sonrasında SHP denctmenlerinin de il düzeyinde bir denetleme çalışmasına çıkması bekleniyor. özellikle seçim yitirilen illerdeki sorun çıkaran örgütlerle ilgili yapılacak denetleme sonucunda örgüt içi bir operasyona gidilip gidilmemesi konusu belirlenecek. Ancak genel merkezde ilçelcr düzeyinde yapılacak bu tür girişimlerin doğrudan genel merkez yerine gerek görüIUrse il örgütünce yapılması görüşü bcnimseniyor. SHP küçük kurultayı da büyük bir olasılıkla ekim ayının sonlarına doğru yapılacak. ÎLAN PETROLİŞ TÜRKÎYE PETROL, KİMYA LASTİK İŞÇİLERİ SENDÎKASI GENEL BAŞKANLIĞI'NDAN Sendikamızın 19. olağan merkez genel kurulu, 2821 sayılı kanun veanatüzügümüz uyarınca aşağıdaki gündem gereğince, Istanbul/Cağaloglu Türkocagı Caddesi, Gazeteciler Cemiyeti Burhan Feiek Toplantı Salonu'nda 171819 Ekim 1986 cuma, cumartesi ve pazar günleri saat 09.0017.00 arasında yapılacaktır. Çoğunluk sağlanamadıftı takdirde ikinci toplantı 242526 Ekim 1986 cuma, cumarıesi ve pazar günleri aynı adreste ve aynı gUndem gereğince nisapsız olarak yapılacaklır. Durum sayın delegelere ve ilgililere ilanen duyurulur. GÜNDEM: 1. Yoklama, 2. Açılıs, 3. Divan seçimi ve saygı duruşu, 4. Konukların takdimi, 5. Komisyonların seçimi, a) Hesap Tetkik Komisyonu, b) Tahmini Bütçe Komisyonu, c) TUzUk Komisyonu, 6. Çalışma raporunun okunması ve müzakeresi, 7. Mali raporların okunması ve müzakeresi, a) Hesap Raporu, b) Merkez Denetim Kurulu Raporu, c) Hesap Tetkik Komisyonu Raporu, d) Tahmini Bütçe Komisyonu Raporu, 8. Merkez Disiplin Kurulu raporunun okunması ve müzakeresi, 9. Tüzük komisyonu raporunun okunması ve müzakeresi, 10. Kurullann aklanması (ibraı), 11. Secimler, a) Merkez Yönetim Kurulu, b) Merkez Denetim Kurulu, c) Merkez Disiplin Kurulu, d) Üst Kurul delegeleri, 12. Kapanış. PETROLLŞ SENDtKASI MERKEZ YÖNETİM K U R U L U Türkler (Baştarafi 14. Sayfada) oldukça, egitim, kiiltür ve sağlık alanlarında ilerleyemeyiz. Kıbrıs için trajedinin ya da dramın son perdesinde kalmamalıyız. Tamam, son perde, Türklerin aleyhinde, bizim lehimizdedir. Ancak zamanında bizim de sorumlulugumuz olmuştur. Amerikalılann, İngilizlerin, Yunanlılann rolü için kim konuşacak? Çünkü Yunanlı faşistler de Yunanlıdır. Yunan ordusu Makariosu öldürmeye gitti. Yuannides Yunanlıdır.. Bu olaylara göz yummamalıyız. Kıbns'ın bagımsız, özgür ve tek bir yabancı askerin bulunamayacağı bir Kıbrıs olmasını istiyoruz. Evet, bu işin temelidir. Ancak Kıbrıs artık her Yunan hükümetinin futbol topu gibi görülmemelidir. İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NDAN 1) Belediye Teşkilatı işçi personeli ihtiyacı 15.275 adet işçi parkası (evsaf ve sartnamesine uygun); KDV dahil 255.398.OOO.TL. tahmin bedel dahilinde satın alınacaktır. İlk teminatı 6.965.400.TL.'dir. (Levazım Müdürlüğü'nden şartnamesi 30.000.TL. bedelle satın alınabilir) 2) Sarıyer kapalı spor salonukapalı yüzme havuzu inşaaıı işi; KOV dahil 426.922.342,10 TL. keşif bedel dahilinde ihale olunacaktır. İlk teminatı 11.643.336,63 TL'dir. (Yatırım Planlama Müdürlüğü'nden şartnamcsi 50.000.TL. karşılığı satın alınacaktır) Yukarıda belirtilen işler 21 Ekim 1986 Salı günü saat 11.00'de Istanbul Büyük Şehir Belediye Encümeni'nde 2886/36'ncı maddesine göre kapalı zarf eksiltmesi usulü ile şartnameleri veçhile ihale olunacaktır. Ihalelerc katılmak isteyenlerin ilk teminat makbuz veya banka teminat mektupları ile l'inci iş için şartnamesi ııdc belirtilen belgeler, 2'nci is için (ihale, tatil ve dilekçenin verildiği günler hariç olmak Uzere) eksiltme tarihinden en az 3 gün evvel Istanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı'na başvuru ile alacakları ihaleye ijtirak belges! ve şartnamesinde bilirtilen diğer belgeler ile teklif zarflarını içeren kapalı zarfları ihale günü saat 9.30'dan 10.00'a kadar Isıanbul Büyük Şehir Belediye Encumeni'ne vermeleri la/ımdır. Basın: 28447
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle