18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/5 KÜLTÜRYAŞAM / OCAK 1986 HAYVANLAR tSMAtL GÜLGEÇ SİNEMA ATtLLA DORSAY tki ayrı uygarhğın çatışması Furyo (Merry Christmas, Vfr. Lawrence) / Yönetmen: Nagisa Oshima ' Oyuncular: David Bome, Tom Conti, Ryuichi Sakamoto, Takeshi, Jack Thompson, Johnny Okura, Alistair Browning / Bir Japonİngiliz Yeni Zelanda ortak yapımı / 2 saat (Kadıköy Moda Sineması) Filmin ilk sahneleriyle birlikte ne türden bir çatışmayı sergileyeceği belirir: 1942'lerin Java'sındaki bir Japon esir kampında, Hollandalı tutsak De Jong'a tecavüz eden bir Japon eri, bıçağıyla karnını deşerek 'haraluri' yapmaya zorlamr. Film boyunca Japon yönetmenin, Batıhya oldukça 'vahşi' gelen bu tür uygulamalan sergileyerek, " O t t o Preminser'in "Stalag 17"sinden Bryan Forbes'in "Olüm Kampı"na, David Lean'in 'Kwai Köpriisn"nden Pontecorvo'nun "Kapo"suna, anımsanan tum 'kamp filmleri'nden değişik bir şeyler yapmak ıstediği sezUir: İki farkh derek . Oshima... PtKNÎK^/^LE MADRA ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI ' det, bu temel yanhştan kaynakdeğişik bir mekâna, bir esir kamlanıyor. Filmin simgesel mekâpı dekoruna oturtuyor. Sık sık Bir 'Yasak Aşk' m olan bir esir kampında bile beklenmedik cümlelerle dolu, şaÖyküsü... kurulabilecek, kuruhnası gerekli şırtıcı bir senaryoyla Japon ezdiyalog, bu temel kültur farklaBu çatışma, ashnda tam tersigjlerıne dayalı alışılmadık bir Bir Uzakdoğu n nedeniyle bir türlu kurulamtne bir 'yaklaşma'dan yola çı'fon müzifci', filmde surekli olayor. Yonoi, Celliers'e belki tüm kar.... Hırsb, tutkulu, gelenekPasolini'si... rak bir yabancılaştırma etkisi kamp yaşamına bir yumuşama çi kamp subayı Yonoi, yargılanuyandınyor ve filmin (zaten tlk kez ülkemizde bir filmini getirebilecek olan 'hayranhgı'nı masına katılarak ölümden kuramaçlamadığı) gerçeklik duyguizlediğimiz Nagisa Oshima, Jabir türlü anlatamıyor.. Japonlar, tardığı esir îngüiz subayı Cellipon sinemasının önde gelen ad sunu saptırıyor. Çunkü film, Batılılara 'harakiri'nin anlamını ers'in sarışın, yakışıklı, dikbaşlı lanndan... 1959'dan beri film bizce surekli olarak Japon/Batı anlatamıyorlar.. Batıhlar ise Jakişiliğine önleyemediği bir ilgi, zıthğmı, çelişkisini anlatıyor. çeviren Oshima'nın "Japonya'ppnlara kendi uygarlıklan gereft gitgide 'yasak bir aşk'a kayan Daha da öteye giderek, bir uyda Gece ve Sis", "Ç« « tntiği, yenilgi karşısında bile direnbir hayranlık duymaktadır. Yohar", "Hırsızın G ü n c e s i " , garhğın 'biitiin' olarak, olumlumek, savaşımı surdürmek ilkesinoi'nin alabüdiğine disiplinci, " A s d m a " , "Töreıı" ve özellik olumsuz tüm öğeleriyle kavranni açıklayamıyorlar. Savaşın sosert kişiliği, genç tngilize gösteması gereğine değiniyor. Bu kole 70 sonlarında buyuk ilgi gönunda, Lavvrence, esir düşmuş riş yapmak \ e baskı yohıyla ona ren "Dnyular İmparatorlugu" nuda hep yanlış örnekler sergiHara'yı hücresinde ziyaret ettiboyun eğdirmek özlemiyle de ve "Tutkular İmparatoriuğu" lenmiyor mu dunyamızda? örğinde, onu değişmiş buluyor: birleşince, kampta tutsaklara gibi filmleri var... Oshima. ol neğin Japon kalkınmasını, JaYalnız tngilizce öğrenmekle kalkarşı işkenceye varan çok sert bir dukça kendine özgil, ilginç, çar pon mimarisini, mutfağını ve mamış, ulkesi savaşı yitirdiğı, uygulama başlar: Yaralı veya pıa bir yönetmen, bir tür "Shogun" vb. dizilerin popüler kendisi esir düştuğu halde 'harahasta demeden emredilen 'içti"Uzakdoğu Pasolini'si..." Bel kıldığı çeşitli Japon geleneklerikiri'yi düşünmemiştir Hara... ma', aşırı disiplın, aç bırakma, li sadomazoşist ogelerle, surekli ni tüm egzotik yanlan içinde betki insan, ge? de olsa belki anvs. Japon geleneklerini bir 'ölum saplantısı' ile beslenen ğeniyor, ilginç buluyorsak, aynı laşma noktalan bulabilmiş, en sorgusuzsualsiz benimsemiş, Japon usulu bir erotizmi filmle uygarhğın ayrılmaz parçası olan azından savaşın anlamsızlığı ve sertlik yanlısı, kabasaba halk rinde surekli olarak işleyen, Ja onur kavramını, bireysel eylem 'kimsenin haklı olraadıgı' üstunadamı çavuş Hara, işkenceden pon kültUrunun çeşitli (ve her za yoksunluğunu, imparator hayde anlaşabılmışlerdır... eşcinselliğe, birçok konu üstünman o denli sevimli olmayan) ranlığını ve 'harakiıi'yi de en de genelgeçer yargılara sahiptir: ögelerini filmlerinde harman azından anlamava çalışmak geKaybeden yan için 'harakiri' kaeden Oshima'nın kimi filmleri, "Fnryo", kuşkusuz 'tkari' olrekmez mi? Yabancılann, Türkçınılmazdır, bütun Ingilizler 'o özellikle Batılı seyirci için seyri mayan, se>irciden belli bir çaba lerin kahramanhğını, çalışkanlıbiçundir, vb... Filmdeki tanık zor nitelikler taşıyor. " F u r y o " isteyen, çok değişik ve önemli bir aydın' tipini temsil eden Ingiliz da yalnızca iki 'harakiri', bir ğını, direncini beğenip de sözgefilm.. Oshima, iki unlu pop şarsubayı Lawrence, Japonca kolimi mantolarım, sarmısak ko'kafa koparma', bir de 'dil ısırkıcısını, David Bowie ve Rvuicnuşan tek Baulıdır. Dolayısıyla kulannı veya bol çocuklu aile n u ' sahnesi var: Fazla kanlı sahi Sakamoto'yu ifadeli, anlamJaponlarla tek ilişki ve diyalog yılmaz.. (!) Kuşkusuz 'şiddeC ve düskunluklerini beğenmemelelı hziklerini değerlendirerek, ilkurabilen de odur, ama yine de riyle eş anlamlı değil mi bu? Bir 'vahşet' anlayışları bizden çok ginç biçimde kullanmış. Ama yibu uygarhğın birçok yanını kavkülturun, bir uygarhğın şu yanıfarkh bir toplumun, bir uygarne de iki gerçek ve büyük oyunramaktan yoksundur... Yonoi' hğın sözcusü Oshima.. Yoksa bir nı ahp bu yanını bırakmak, tipik cuya, Tom Conti (Lawrence) ve nin baskısımn doruğa tırmandı'kan ve seks' sömürucüsu değil.. Batılı olan bu davranış, bizce Japon Takeshi'ye (Hara) sığınğı bir anda genç adâmın duygu Filmleri bu yuzden çok onemse "Furyo"nun ana konusu, ana maktan, onlara büyük oyun olalarının farkında olan Celliers, niyor, ödüllere, eleştirmen ve se eleştirisi.. nakları saglamaktan vazgeçemeonu tüm kampın önünde öperek yirci ilgisine boğuluyor.. miş.. önemli, çağdaş şeyler söy'asağilar'... Bu, Celliers'in olKurulamayan diyalog leyen, yıhn en ilginç filmlerindukça vahşi biçimde ölüme yolOshima, surekli araştırdığı "Furyo" nun içerdiği tüm şidden... lanmasına, Yonoi'nin ise 'aşın "Japonluk auru«.u uu bu kez durumu"nu ™ ^ lanmasına, Yonoi'nin ise 'asırı •JapomnK duygusalhk'tan yargüanarak gorevini yitirmesıne neden olacaktır. ^^^sattsztt&sz'" AĞAÇ \AŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAS TARtHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKA* •' v MRLAMENJÖYU DİNAMinmN ADAM "< **• ASL I6O6'M 8UOM,IUGIUZ fHKLAMENTD BlHASIM UAMM UÇ ISTSYEH GUY /=*VVK££(fOVKS)M IHffNOA lOAM eDilOi. YIKHU VAÇlARIN&AYKÇN KAiaLlK. KHEZHEBlNt g£HIMSEYBN 6UY FAWKSS,ADINI DA"6UlDOnyAPMIfrr. glLIN&ei S>8İ, KMAL \(fl]. HEAIRY ZAMANINDı* IN&UZ K1USSSI K4TOl/AUS£Û£A/ AYRtLMIŞTl VE SU ME2HEBE SAGU INGIUZLER Z D « PURUMOA KALMIÇTt. £AWK£S VEARKflOAÇlflRIHIN PARLAMEN7V BtNASlNI CHMAMITTJEYIP K&U. I.JXMEX VE &*KANLAR1 OLDU&ME FIK/iİ SU PURüMOAN KAYNAKİAH , AfffTY. ANCAK, Bıe IH8AR SUiKASTI OS7»m ÇtKA&NCA,FAWt££ nmUOAUMIŞ, IÇKBMCSYLS KONUÇTVRULMUŞ, BÖYlBCE OiAYA KARJÇAUL4E DA £LE 6£ÇlRlLMıÇTI. Yartda, /fkenc&yle ımza/ah/a/t rhnaf belgesi ve her yıl SKostrnda kjuHanan <Suy Fanukes gunu ıç/n yapılmıç bır Fawk££ laMdail garuluyOn \ Canavar goril, güzele âşık olursa King Kong / Yönetmen: John Guillermin / Oyuncular: Jeff Bridges, Jessica Lange, Charles Grodin, John Randolph, Rene Auberjonois, Julius Harris, Ed Lauter / Amerikan (Dino de Laurentüs) filmi / 130 dakika (Harbiye AsOrijinal / Beyoğlu Dünya, Levent Melodi Türkçe) Sinemada şiir nasıl doğar? Zaman zaman sinemaya katkıda bulunan, senaryolar yazan, giderek film yöneten Jacques Prevert, Jean Cocteau gibi has ozanlann çabasıyla mı? Gönıntüleri bir şiirin sozcükleri gibi seçip özgün bir yapı kunna yönundeki uğraşla mı? 1933 yılındaki ünliı "King Kong" klasiğinde, tum sinema eleştirmenlerince kabul edilmiş "şiir" kuşkusuz en eski efsanelerden suzülüp gelmiş "gıizelflecanavar' hikâyesine, alabildiğine güzel bir kadına tutulan dev bir gorilin 'umutsuz aşkı'na dayanıyordu. 10 küsur yıl sonra (1946'da) Jean Cocteau'nun, Leprince de Beaumont adlı kadın yazann öyküsunden yola çıkarak yaptığı "Güzel Be HayMuıLa BeDe et la Bete" filmi, bu kez şiiri, bale, pandomün, makyaj, ışık / gölge gibi daha somut öğelerle, daha dolaysız biçimde arayan (ve bulan) bir diğer çeşitleme oluşturacaktı.. 50 YIL ÖNCE CUMHURİYET Ankara telefon hatları 6 yu çıktı tstanbuüa Ankara arasında telefonla konuşmak imkanlarını artırmak ve on yıllık bir progcamla yurdun her yanına kurulacak telefon şeoekesmın esasım teşkil etmek uzere bir mitddetten beri Istanbul ve Ankaraya kurulan makinelerin rnontajı bitmıştir. Bu suretle üçten 6 ya çıkanlan Ankaralstanbul yeni telefon hatlannm dün tecrübeleri yapılmış ve muvafık netıce almmıştır. Bu yeni hatlar yarın umuma, açılacaktır. Dün yeni hatlar da ayarlanmış ve Ankara ile muhtelif 29 Ocak 1936 19361986 mukalemeler yapılmıştır. Tecrubelere bugün de devam edildıkten sonra hatlar şehirlerarası ve arsıulusal telefon merkezine bağlanacaktır. Yarın iki hat konuşmıya açılabılecek, uçüncü hat 15 şubatta hazır olacaktır. Yeni hatlarm birleşık açümasile Ankara ile htanbul arasında telefonla göruşmek için artık beklemeye lüzum kalmayacaktır. Nafıa Vekaleti tstanbulla Ankara arasındaki telefon hatlanm dokuza çıkarmağı prensib olarak kabul ettiğinden yeni Uç hat için de levazım ısmarlanmıştır. Bunlar onümuzdeki ay içinde yerlerine konulabılecektir. Müteakıben en zıyade ehemmiyet verılen şimal ve cenub vilayetleri telefon şebekesinin kurulmasına başlamlacaktır. Şehir Tiyatrosunun locaları Şehir Tiyatrosunun, ötekine berikıne parasız yer ve loca verilmesi yıiztinden varidatının son zamanlarda masrafım koruyamıyacak dereced" azaldığı gOrülmüş ve muesseseye Belediye tarafmdan gönderilen bir emirle Polis Müdürü, Müddehtmumi ve Merkez Komutanlığından başka hiç kımseye loca verılmemesi bildırilmiştir. FAYDAILE THHRiB EDiNiZ 528 66 29526 10 00/412 Slneklerl 6. SİNEMA KURSU BAHA BATUR GORlLtS SEVClLlSt Giinumuzun unlü yıldızı Jessica Lange, ilk filmi "King Kong"la adını duyurmuştu. Lange filmde, dev gorilin âsık olduğu guzel kadın rolunde. boyunca suren bu aşkı, sonunda genç kadını yeniden eline geçirip dev bir binanın (1933'ün fılminde bu Empire State Building'ti, 1976'nın filmindeyse New York Ticaret Merkezi olmuş) tepesine ürmanması ve tüm dunyaya meydan okumasıyla doruk noktasına ulaşıyor. Seruven, gerilim filmleri ustası, "Öldurme Emri Blue Max", "Hava Korsanı Skyjaçked", "Yangın Kulesi", "Nfl'de Ölüm" vb. filmlerin yönetmeni Ingilız John GuiHermin, oldukça ısmarlama bir senaryoda, oykuye bir yandan çağdaş tekniğin getırdiği tüm olanaklarla görkemli bir gorsellik kazandırırken, diğer yandan da 'psikolojik' boyutlan ön plana çıkarmayı denemiş... Teknik, evet olağanustu başarılı. ları parçahyor, insanları eziyor, Nevv York'u altust ediyor. Sinemanın günümüzde eriştiği teknik duzeyi, inanıhTiaz olanakları bir kez daha kullanan birfilm,Guillermin'in "King Kong"u... Diğer yandan yönetmen filmine belli bir ironi getirmeyi, bu fantastik öykuye 'mesafeli' bakmayı denemiş. Bu tavır, en çok, delişmen Dwan. hayvanın avucundayken "Kusura bakma, hayvanlaşı>orum" veya "Beni unut, aramızda bir şey olamaz" (!) turunden laflar soylerken meydana çıkıyor. Bridges'in Jessica Lange'i kurtarmaktan imanı gevriyor: Tam 3 kez kurtarıyor kızı!).. Ne var ki ilk filmde belli belirsiz, *en filigrane' olan tum bu motifleri kör kör parmağım gözune dedirtecek hale getirmek, sonuç olarak filmin lehıne olmuyor. tlkine kıyasla kuşkusuz daha iyi çekilmiş, teknik olarak çok daha üst duzeyde bir film karşısındayız.. Ama nerdeyse bır 'f antastik âşk hikâyesi'ne döndurulmuş olan, ımalan, incelikleri açık mesajlara donuşturen filmin şiir boyutu da yitip gidiyor... "King Kong" buna karşın 10 yıl once gosterime çıktığında alKarşılık Bulan Aşk... dığı çok olumsuz eleşürileri hak Diğer yandan, evet 'psikolojik • etmeyen, aslıyla kıyaslama bir yana bırakıldığında oldukça ilboyut'.. Hayvanın guzele aşkı da, ginç ve surükleyicı bir fantastik güzelin bu dev yaratığın aşkına sinema örneği.. Özellikle, ilk fil'ilgisiz' kalmaması ve bir anlamminde gunumuzun ünlü oyuncuda onun büyusune kapılması da su Jessica Langei izlemek, çeşitli ilk filmde bellibelirsiz motifler sinema hılelerini kavramaya çahalinde kalırken, ıkincisinde belışmak ve John Barry'nin gorlirgin halde... Evet, bu kez 'guxd* kemli muziğini dinlemek az kede 'hayvan'a âşık oluyor, zaten yiflı değil.. Meraklılanna duyuoldukça 'insancıT nitelikler taşırulur... Ha, bir de Vehbi Dinçeryan gorilden hem kaçıyor hem de ler ve şürekâsmın izlemesınde yaneredeyse onun peşinden koşurar var, bize sorarsanız.. yor. (Bu nedenle, zavallı Jeff Fatrna TUlin Öztürk ŞEREF BİGALI 24ı ı12t Husrev G e r e * Ca) 126 T«v*ıye IST Tel 141 27 11 D O D D SadZ MFTA SMTM C C G G • Mtn: m «M 17 JMM I0M* • tnuuiumm iınııiıiıı çfjtvmtı t*. t*u*ım.v M t T E M SAN AT G A L E H İ S İ MAHMURE ÖZÇELİK Resim Sergisı 25 Ocak20 Şubat T«fc 1M 71 M 160 M 13 • 111 12 M Husrev Gerede Cad No 80/1 teşvıkıye ÜNSAL TOKER HMK PARİSTE TÜRK SANAJÇILARI 16 OCAK 26 ŞUBAT 1966 Borneo'dan gelen goril Merian C Cooper / Ernest Schoedsack ikilisinin imzasmı taşıyan "King Kong" üstüne kitapİar yazıldı, araştırmalar yapıldı. 40 küsur yıl sonra ünlü yapımcı Dino de Laurentüs aynı konuya yeniden el atınca, kuşkusuz ilk filmin başansım sağlayan tum Sğelerin dikkatle incelenmiş, İTdelenmiş olarak yeniden eie alınması ve yeni filmin yapısına yerleştirimıesi kaçmılmazdı. Nitekim öyle olmuş. Borneo adalanndan birinde, vahşı yerlilerin Ilah' belleyerek taptıklan dev bir goril, bir grup serüvenci tarafından tuzağa düşurulüp New York'a getiriliyor. Ancak dev hayvan, daha adadayken yerlilerin kaçırıp kendisine sunduğu güzel Dwan'a 'tutulmuştur'; film ÜNAL CİMİT BURSA'YA SEVGILERLE H E V « L • SERAMtK S S«fgıs M V M I GuW Sjraa* RUHI AYANGIL ATO.VESI *UTt BRAT KIZHTÜĞ (Lavta) Brtü MARSCHKE (Fttt) Esma ÛZCAN (Sopfano) Metır IRMAK (Kıntrbas) i 2 « ssuMSMtiaoo ' T 3»»» * KUZGUN ACAR • ALAETTIN AKSOY • ERDAL AJ7VNTAR MUSTAFA AnNTAS • HAKKI AHV • AVNI ARBAŞ ATTIL A BAYRAKTAR • HANDAN 9ORUTECENE • C1HAT BURAK MUM1AZ CELTIK »NUAD DEW)M «TIRAJE DIKMEN ABIDIN DİNO «GUNEŞ ESKIN •MELAHAT EKINCl P/INSEL MEHMET OJLEnYUZ • OtTAY GUNDAV • MEHMET ILERI OMER KALES' • KOME1 »FIKRET MUAUA • MÜBIN ORHON ODET SABAN • SEUM TURAN • OMER ULUC »ADNAN VARINCA \M\) VARUK • YASAR YE^4^CEU • FAHRUNNISA ZEYD Aud'OVısual tanıiırr pıogıamı saat 1? 30dadır Galefi pozorfesı dısında hergun 10 3019 30 otası ac*tır kuvulubostan Sok 44/2 Nımet Apt 80200 N.şantası ISTANBULTel (11 147089914^<?75 Şlşll Sonat M«1(*ıl | Tel 148 63 16 Hamit Görele Resim Sevgisi 30 Ocak 17 Şubat 1986 Osmanh Dönemı Sonu ve Cumhurıy*t'in BJ)flangıcı IsUnbuflu bır a(I«y< etUlcrı DİŞ TABİBİ ORHAN TÜZÜN Levent, Guvercın Durağı, Gazetecıler Yapı Kooperatıfi C/3 Blok. Daire 1. Saal: 913 Tel. 164 57 25 Randevu almması rıca olunur. O.D.T.Ü. işletme dıplomamı kaybeuim. Hükumsüzdur. 172 Gerilim filmleri ustası 1933'un siyah/beyaz filmindeki 'canavar'ın mekanik hareketleriyle kıyaslanamayacak ınandırıcılıkta bir goril, genç kızı gerçektcu uc eiine aup navaıara kaıdırıyor, indiriyor, ormandaki ağaçlan, demir kafeslen, metro KIZILTOPRAK AN1LARI Mezih H. Meyzi Akadcmı. Sanda Ocn«lik KtUf e»lef»fMİe, âtfemetı gândcrilir ( I OOOTl ) "BERK SANAT GALERİSİ' istasyon sanat evi 03 93 TAHİR SÜMER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle