18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kesecek, temızleyecek, yuregini çıkaracak, ptşirecek ve kocaanın onune geürecektır. 'Yapmam, ne buldunsa onu ve' derse kocasından dayak yer. 'Pekı' der, yola ve ışe koyulnr, tavuk yuregıni pısınp kocasına ikram ederse, o saate dek kocası çoktan uyumuş olur. tki şık var, ya kocayı uyandıracak, ya u>andırroayacak. Uyandınr da yı> eceğı verirse 'nıye benı uyandırdın' diye kocasıodan bir guzel dayak yer. Yok uyandmnazsa, bu kez de ertesi sabah, 'ben senden tavuk yureğı ıstemıştım, nıye bana yedırmedın' diye yine dayak yer." Kadın bunları gulerek anlatmıştır Bır Sıerra Leonelı kadın ıse, "Bızde erkegın kadını dovmesi için tavuk yuregı gibi bir bahaneye gerek yoktur" dıve tamamlıyor konuyu Kocaıse şöyle demektedır "Erkegin, kansını dovmesi bızim gelenegımizde, toreterimızde var." (Bır araştırmanın sonuçlanna göre, Turkıye'de her dört kadından bırı mutlaka dayak yıyor ) "Getenektore" sözlerı, ıster ıstemez "degjştirilenıez" anlamını ıçerıyor O>sa kadının kurtuluşu ıçın savasım, bu geıeneklenn, törelenn tumden kaldrnlması amacına yönelık olmamalı mıdır1 Ozellıkle kırsal bölgede geçerlı olması bu tur dayağın ataerkılfeodal bır gelenek olduğunu düşundürüyor Marksxçılık, kadının kurtuluşunun, ışçı sınıfının kurtuluşuna bağlı olduğu savındadır Belkı de bu dayak, çok eskı ve saygın bır kuttörenm (fr Rıte) kalıntısıdır, arastırılması gerekır Kocasından dayak yıyen kadının bunu bır gelenek ve töre sayması, bana bunu da duşunduruyor, yoksa butun kocalan sadıst yerıne koymanız gerekır O zaman da konu ruhbılımsel bu karmaşa durumuna dönüşur Kıtaptan bır de, ozellıkle Kenyalı kadınların uzennde bırleşmış oldukları şu savı alalım "Dunyadakı şiddet, evdeki şiddetin bu uzantısıdır." Şımdı çok daha korkunç bır gelenekgörenek'e gelıyoruz Kızlann sunnet edılmesı olayıdır bu Zeynep Oral'ın verdığı şu bılgı ıle gıreum konuya "Bugun sunnet edilen kadınlar Musluman, Katolik, Protestan olduklan gibi, çok tanrüı dinlerden ya da tanntanımazlardan da olabiHyor." Ne demek kadınların sunnet edılmesı9 Khtorısm küçük ya da buyuk bır bölümünun kesüıp atılması demek olabıleceğı gıbı, klıtonsın tümunün kesılmesı, bununla da yetınilmeyıp vajına dudaklannın da çepeçevre kesılıp kazınması demek olabüıyor Bu ıslem, kız çocuklar 89 yaşlanna geldıklerınde törenler eşlığınde, kıza sunulan sayısız armağanlar arasında, genellıkle mesleğı kuşaktan kuşağa öğrenmış, hıçbır tıp bılgısı olmayan yaşlılar tarafından, evlerde, anastezısız, bıçakla ya da jıletle yapılmakta 2>ynep Oral şunu eklıyor "Bu geİenegİD kaynağına ilişkin kesın bilgiler olmamakla birükte, kadının dnsel tat alnıasuıı onleme>e yoneiik olduğu biliniyor." Anababalar kız çocuğa "Sunnet ofanazsan buyuduğunde kotu kadın olursun" dıyorlar Kotu kadın olmak, cınsel tat ardında koşmaktan kaynaklanıyormuş sankı 1980 Kopenhag Ehinya Kadın Toplantısı'ndan sonra kırru Avnıpalı kadın örgütlerı Afnka hükümetlerıne bu vahşete son verme çağnlannda bulunmuşlar ve Afrıkalı kadınlardan "Siz ne kansıyorsunuz, biz balimizden raemnunuz" yanıtmı almışlar Bu geleneğın de, eskı bır kuttörenın kalıntısı olduğunu duşunmek ıçın epey neden var Erkek sunnetı, bır yoruma göre, anatanrıçaya tapmım törenlennde, rahıplerın coşup erkeklık örgenlennı kökünden kesmelerı olayının sımgesel bır kalıntısıdır Fakat kadını ansel tat alma veteneğınden yoksun bırakan kadın sünnetı geİenegı, olsa olsa, temelınde, üremeyı önleme amacına yöneük olabdır Bu ıse anatannça ıle değıl baba tann ıle ılışkılıdır. Çünku, doğacak çocuğun kendı yenne geçeceğınden korkan baba tannnın, bu kaygı ıle, yenı doğmuş çocuklarmı yıyıp yuttuğuna ılışkın epey söyİen (mıtos) vardır Freud, bu söylenlen Oıdıpus karmasasırun kaynağı olarak yorumlamıştır Demek dayak gıbı, kadın sünnetı de erkek egemenlığmın uygulamalan arasına gırer Ataerkıl törelenn surup gıttığı brr dılnyada yaşıyoruz Bu törelenn sınaıleşme ıle ortadan kalkabıleceğı konusu ıse, baslı başına, bılımsel bır araştırmayı gerektrrır. 31 OCAK 1986 Bir Toplantı Dolayısıyla MELİH CEVDET ANDAY lyı bır yazar dıve belledığım Zeynep Oral'ın yazdıklarını hep dıkkatle ızletnışımdır Anılannı dıle getırdığı, karşılaştığı unlu kışılen anlattığı kıtaplar, sonra röportajlan, vaptığj konuşmalar ne guzeldır1 Zeynep Oral'ı gazetecüığe yenı başladığı gunlerden taıunm, "Mıkado'nun Çöplen" adlı oyunumun ılk oynanışında tanışmıştık, yen anılanmın ıçındedır Yenı kıtabı "Kadın Olmafc"ı okuduktan sonra ıse sa\ gım, sevgım arttı ona, yararlandım o kıtaptan, oğrendım ve duşündüm Adından da anlaşıldığı gıbı "kadın" sorununu ele alıyor Zeynep Oral bu kıtabında, ama sözüm korkutmasın sızı, "Radın haklan, kadının somurulmesı... Bıktık artık" dıye duşunmeyın O da önsözunde "İnsao olmaya çalışan ben, kadın olmak uzerine ne drvebıiırdım ki..." dıye vazıyor Ama gene de ışlıyor bu konuyu, çünku ışlemek zorununu duyuyor Bu zonın duyulraadan yazılan yazılar, yazılmasa da olur Zeynep Oral, Kenya'da Naırobı'de toplanan Dunya Kadın Konferansı'na gazetecı olarak katıldı bunu bılıyordum Nairobi Buluşması benzen ılk toplantı 1975'te Meksıka'da yapılmış, ikıncısı 1980'de Kopenhag'da O toplantılarda neler konuşulmuş, ne gıbı kararlar alınmış. daha önemlısı, o toplantilar kadınlar hesabına bır ışe yaramış mı, bılmıyorum Naırobı buluşması ıçın de bu soruyu sorabılırdım, ama sormayacağım, çunku Zeynep Oral'ın kıtabtnı okuduktan sonra, orada ele alınan sorunun avdınlığa çıkanlmış olduğunu anladım Bu tur toplantılardan, başka ne bekfcnır kı** "Pekı, nasıl bir aydıalık" dıye soracaksınız, "Kadının ezildiğinin bilıncine vannası" yanıtmı venr, sıvnhnm ışın ıçınden Ama ben dıyeceğım kı, "Kadın, ezildiğinin bilincinc varamamıştır." Eh dun>a çapında bır toplantı ıçın de bundan buyük başan olamaz Yanlış anlaşılmasın Zeynep Oral atmıyor ortaya bu savı, tersıne, ıyı bır gözlemcı ve bır duşunur olarak olayları öylesıne dokunaklı bır bıçımde yansıtıyor kı, benım çıkardığım sonuç saçma sayılabılır Trabzon'da, ya da Harran'da bır kadın ona, "Biz cahşmayız, senın gibı işuniz >oktur ki" demış, oysa sabahın beşmden akşamın onuna dek hıç soluklanmadan tarlada, evde çalışıyormuş Demek bızım yurttaşımız bu kadın kendı çalışmasını " i ş " saymıyor Ama Naırobı Buluşması'na katılan kadınların da ona benzedığını ılerı sureme>ız elbet, onlar bırçok gerçeğı korkusuzca orta>a atabılıyor, hatta kendı konulanna ılışkın gerçeklen sık sık aştıklan da oluyor; ama sanıyorum kı, Harranlı cahıl kadının duşuncesı dunva kadınlığı arasında çok yaygındır Hayır, butun kadınlar cahıldır demek ıstemıyorum, çoğunlukla kusal bölgede, çoğunlukla tarımda, ustehk de çok ılkel koşullar ıçınde çalışan kadının bunu "iş" saymaması, onun cahıllığını degıl, olsa olsa bılgelığını gös terır Sorunu bıraz daha ılerletelım ve Naırobı'ae neyın ya da nelenn ortaya çıktığını görelım Bunu yaparken, "Kadın ezildıginın bilincıne varmamıştır" bıçımmdekı kanımızı değıştırmemız gerekecek belkı de Kadının, erkekten daha çok çalıştığı konusundan, erkekten yedığı dayağa geçeceğız şundı Zeynep Oral'ın konuk kaldığı evın hanımı Sıfıla \\anjıku Numenya (29 yaşında, muhendıs, kocası Robınson Numenya 31 yaşında, asken doktor) anla tıyor "Bizım buralarda (Kenya'da) erkek eve geç gelir. Gec saatte, sarboş gelır. Getır geimez kansına 'açım der. Kansı zaten yemegı çoktan haztrtanuş, kocayı bekliyordur. Ne yemek yaptıysa tumunu kocasının onane getirir. Erkek yemeklere şöyk bir bakar >e 'Bak ışte bu olmadı, benım canım tavuk yureğı vemek ıstıyor' der. Kadın gece vakti baga, bahçeye çıkar. Bir (avuk bulacak, yakala>acak, tavugu PENCERE Talat lUrhan'ın Kitabını Okuyun!... Işkence mışkence, polıtıka molıtıka, hukuk mukuk, anayasa mamayasa, demokrası memokrası konusunda her Allahın günü konuşuluyor Türkıye'de neler olup brtıyor'' Bu ışlenn bır yenjstü vardır, bır de yeraltı Yeraltını bılmeyen üstunu hıç bılemez, bunun ıçındır kı krtabı okuyun Hangı kıtabı'' Talat Turhan'ın kıtabını Adı "Bomba Davası Savunma 1 Genel Dağıtım Kastaş A Ş Başmusahıp Sokak Talas Han 16H01 Cağaloğlu, lstanbul Fıyatı KDV dahıl 1300 TL " Ilk sayfada şu sözler yer alıyor "Nazı toplama kamplanndan kurtulabılen bır Alman profssörü dıyor kı Ilk önce geldıler, komünıstien alıp göturdüler Ben sesımı çıkarmadım Benı ılgılendırmıyordu Sonra Yahudılen aA dılar toplama kamplarına, işkenceye göturdüler Ben yıne sesımı çıkarmadım Çünkü, bana göre bır şey yoktu Sonra sosyal demokratlan vurmaya, hapse atmaya, toplama kamptartna göturmeye başladılar Ben yıne sesımı çıkarmadım Çünkü bana dokunan yoktu Bır gun kapım çalındı Benı alıp toplama kampına goturduler, işkenceye Hıç kımse ses çıkarmadı Çünkü ses çıkaracak kımse kalmamıştı " •k EVET/HAYIR OKT4Y AKBAL HAZ1RLAYAN SELtM ÖZYÜKSEL ÖGRETMENÖGRENCİ İşkenceye Karşı Savaş... Işkence nedır? 'Işkence, ınsan bedenının ve ruhunun normal butunluğune bır arıza bır eksıklık, bır sapma, bır eza getırecek olan ve bu yolla ınsana bedensel ya da ruhsal bır acı çektırecek olan maddı ve manevı eylemlerdır yaratılmış durumlardır" Erbıl Tuşalp'ın Bın Insan" kı haftalardır kıtap satış lıstelerının başındadır adlı ılgınç yapıtına bır onsoz yazan Prof Bahrı Savcı ışkenceyı böyle tanımlıyor "Aslında bu kıtap bır dramdır Işkencenın yarattığı bır dram " Savcı'nın bu sözu ılkın okuru urkutur gıbı Kım hoşlanır acı ıle karşılaşmaktan Kendı bedenımızde duymasak bıle, hemen her gun duyduğumuz, dınledığımız ışkence olayları, öykuien ıster ıstemez bu acıyı hepımıze bulaştırdı Yalnız ınsan olarak utanç duymakla kalmıyoruz bu ışkencelerı neredeyse kendı varlıgımızda da yaşıyoruz 1982 Anayasası'nın 25 maddesı "Herkes duşunce ve kanaat humyetıne sahıptır Her ne sebep ve amaçla olursa olsun, kımse duşunce ve kanaatlerını açıklamaya zortanamaz duşunce ve kanaatlerı sebebıyie kınanamaz ve suçlanamaz" der Turkıye'nın oncekı anayasalarında da bu madde yer almıştır Oysa duşuncesı, ınancı bıze ters duşen yurttaşlara en ağır davranışları yapmakta kendımızı serbest sayarız Daha doğrusu sayanlar vardır Elındekı gucu ıktıdarı almak ısteyen kışılerın goruş ve kamlarına saygı duymak yalnız kâğıt ustunde vardır, ama gerçek uygulamada pek anımsanmaz böyle bır hakkın varlığı Yıne anayasa der kı ' Kışının, resmı görevlıler tarafından vakı haksız ışlemler sonucu uğradıgı zarar da kanuna gore devletçe tazmın edılır" Ama alırlar bır kışıyı ayiarca, yıllarca tutuklarlar, duruşma sonunda aklandığında çektığı ceza görduğu kotu davranış, hatta ışkence yanına kâr kalır Boyle tanıdıklarım çok, ıkı üç yıl kalmış ıçerde, sonra aklanmış1 Kım odeyecek o geçen gunlerın, yıllarm yarattığı ruhsal, bedensel zararı? Erbıl Tuşalp deneyımlı bır gazetecı, ıyı bır yazardır Bın Insan adlı kıtabını kamuoyuna sunmanın bır ınsanlık gorevı olduğuna ınanmış, oturmuş çalışmış, "Bın lnsan"ı sunmuş bızlere yanı bugunun, yarının kuşaklarına, kısaca tarıhe ' Bu orneklerın çok fazla olduğunu bılıyorum Ben bın tanesı ıle yetınmeye, bın ınsanın oykusunu yazmaya karar verdım Bazılarını şımdılık koşuluyla, yenı acılara neden olacağı kuşkusu ıçınde dosyalarımın ıçınde bıraktım Bır de bu acıların yaşayanlarca yazılması gerektığı konusundakı endışelerımı gıderemıyorum Bır eksıklık olduğunu bılıyorum Aslında yaşamadan kavranılmayacak bır gerçekhğı yaşamak çok güç Bır arkadaşımın soyledıklen hıç eksılmıyor kulağımdan Burayı gormeden nasıl tanıyabılırdım kı gerçeklen, ıyı kı hucreye kapattılar benı' "Bın lnsan"\ özetlemek olacak gıbı değıM İşkenceye karşı bır kıtap Insanlığın yuzkarası ışkencecılerı anlatan bır kıtap Bır ayna gıbı korkunç acıları yansıtan bır belge Yazarın anlatımı, sergılemesı başarılı Ama okunması guç Bu guçluk acının yoğunluğundan kabalığından, korkunçluğundan gelıyor Yaşadığımız gunlerde neler olmuş? Kımler ne acılar yaşamışlar? 7 Nıçın olmuş butun bunlar Bu sorular burgu gıbı ıçınızı oyuyor "Ben bılmıyordum, ben duymamıştım" demek olanaksız' Hepsını bılıyorduk duyuyorduk, yaşıyorduk Her gun gonderılen mektuplar, gelıp anlatan gençyaşlı ınsanlar yakınlarının acısıyla bır umut, bır guvenlı sığınak arayan analar babalar Hepsı aramızda Hepsı ıçımızde Yureğımızın ortasında Sorumluluk şu ya da bu ışkencecının değıl Herkesın Boyie bır ortamda yaşayan hepımızın Bır zamanlar bır başbakan bu tur ışkence haberlerı konusunda "polıs her yerde bır şeyler yapar" demıştı En büyuk bır yetkılı boyle konuştu mu, bılmelı kı o toplumda yasalar en başta da anayasa yeterınce ışletılememektedır, ınsan hakları kolaylıkla çığnenmemektedır Bugun bıle bır Içışlerı Bakanı çıkıyor, ışkence olaylarını yadsımaya kalkışıyor Anayasalar ıstedığı kadar "ışkence yasaktır' desın Işkence uygulamaları surduruluyor Bu durumlara dayanamayıp olenlere "kendını pencereden attı", "kaçıyordu vurmak zorunda kaldık", "bırbırlerıyle dogüştuler de bu yuzden yaralandılar" gıbı kımseyı kandırmayan yakıştırmalar yapılıyor Dun de boyle, bugun de Bu 1 gıdışle yarın da boyle olacak "llhan llhan"n\r\ yenı baskısını bır kez daha okudum "Bın İnsan"m yanı sıra O da bır başka belge Dovulerek oldurulen llhan, yasadışı uygulamaların kurbanlarından yalnızca bın Tuşalp'ın 'Bın /nsan'ından yalnızca bır tanesı Erbıl Tuşalp her şeyden once olum cezasının kaldırılmasını ve bunun bır anayasa buyruğu olmasını ısteyenlerden Kıtabının sonunda dıyor kı "Toplumda yenı yaralar açılmasın dıye ıstıyorum Demokrasının temelıne daha fazla ınsan kanı karışmasını ıstemedığım ıçın, daha fazla kan duygulan uretılmesını ıstemedığım ıçın " Eğitimde oiumsuz biryuptırım: Ceza Ceza sözcuğu dılımıze Arapçadan gırmış Turkçe sözluk, "Suç ışJeyene, kendısını dogru yola getirmek ve baskalanna us payı olmak gibi amaçlaria, suçun derecesine gore çektinlen her turlu acı hal" olarak tanımlıyor cezayı Ceza, ınsanın ınsanı, ha>vanı eğıtmeye (değıştırmeye) başlamasıyla başlamı^tır Nasıl kı ın san kışılığı yasasızlık dıstan yasalılık, kendinden yasalılık (özerklık)1 evrelerınden geçmışse, buna koşut olarak eğitimde ceza da benzer evrelerden geçmıştır Geçmıştır derken kışı özgürluğunün tumuyle yasal, sosyal, ekonomık ve kulturel yetersızhklerle guvenceye ahndığı toplumlarda uvgulanan eğıtımden sözedıyoruz Yoksa bu erışkınlık düzeynne ulaşmamış aılede, okulda, toplumda sonuncu aşamaya henüz gehnememıştır Kışı, aıle, okul ve gıderek toplum kendinden yasalılık'a ulaşamamışsa, özgur ve ozerk değılse, o toplum eğitimde ceza yaptırımlarını kullanıyordur "Dayak cennetten çıkmıs" sözüyle davağın bır ınsanı veya bır hayvanı dövme ışının yola getıncı bır etkısı olduğunu kabullemyoruz demektır Aılede ve toplumda örgun olmayan eğıtım sürecı ıçınde "ceza"nın bır eğıtımsel yaptınm olarak kullanılmasını önlemek, denetlemek olanaksız değılse de çok guçtur OKULDA CEZA Gun geçmıyor, "Bır ogretmen ogrencısıni dovdu. Dalağını parçaladı. Olumune neden oldu" gıbı acı olaylan gazete sutunlannda görmeyelım Eğitimde ceza, olumlu bır yaptınm değıldır Güdülemenın olumsuzu başanyı ve kışılık gelışmesını de olumsuz yönde etkıler Yapılan bır araştırmaya göre, aynı yaşta, aynı zekâ düzeyınde benzer ıkı grup oluşturulmuş Gruplardan bınne olumlu guduleme (başaracaksıruz, sız başarılı gençlersınız, okulun en seçkın öğrencılerısınız Sızlere güvenımız tam vb ), dığer gruba da olumsuz gudüleme uygulanmış Hemen ardından da benzer testler venlmış Bırıncı gnıbun başarı ortalaması yukselmış, ıkıncı grubun ıse buyuk ölçüde duşuş göstermıştır Ceza ıse olumsuz güdülemenın en şıddetlısıdır Başanyı engellemekle kalmaz, kışılık bozulmalarına da neden olabılır Öğretmerun ceza vermesı, yetmezlığının (aczın) belırtısıdır Bılgısı, öğretmenlık formasyonu, kışısel olgunluğu tam olan öğretmen, cezayı bır önlem oldrak görmez ve kullanmaz Elbette ınsan kışılığı enşkın hale gelene dek ıçınden geçtığı ortamın (ılkel veya yuksek bır kultur, soysuzlaşmış. bozulmuş bır kultur, yorgun, karamsar bır kültur, duraklamış, gerılemış ve yıkılmış bır kültur düzevındekı bır toplumda olduğuna görep urunüdur öğretmen de geçtığı eğıtım surecının bır urunüdur Falaka dayağıyla yetışen kışı, öğretmen olursa falaka dayağı atmayı ılk önlem olarak öğrenmıştır Yakın geçmışte öğretmen okullannda rrulıtan yetıştume gırışımlerının sonucu da "dalak patlatan" öğretmen olur Egitım knrumlannda "ceza"yı bir japtırun aracı olmaktan nasıl en alt duzeve indirebiliriz? Işte vanıtlanması bır kuşağın ömrunu alacak soru Bu sonınun yanıtmı buiup, eylemlı olarak eğıtım kururnlannda uygulamadıkça, (ozellıkle öğretmen yetıştıren) ne aılede ne okulda ne karakolda ne de sorgulamalarda dayağın, ışkencenın önünü almak mumkün olur Öğretmenlık "Tann mesteti" dı>e adlandınlırken, bazı nıtetkler ona yuklenmek ıstenmıştır Başta ınsana saygı duymak ve ayınmsız, ınsanı ve ınsanlan sevmek Kışının (öğretmen olacak ya da olmuş) kendısı ıle barışık olması Bu çok önemlı bır kışılık ozelhğıdır öğretmen ıçın Hoşgörulü olmak, bağışlayıcı olmak Nasıl kı, Tanrı tum kusurları bağışlayandır, öğretmen de öğrencılennı hoşgörüyle karşılamak, kusurlannı suça dönüşmeyecek önlemlerı alarakbağıslamak durumundadır Öğretmen bılgıü olmalıdır Bu yasalarca da ıstenır Ancak öğretmenlık, alan bılgısı, öğreımenlık bılgısı ve genel kultur bakımından yeterlıklı duzeyı korumak ıçın süreklı olarak kendını yenılemek, gelıştırmek zorundadır Pekı, gunumüzde öğretmen, seçımmden başlayan, kaygılarla suren eğıtım yıllannın ve yetmeyen ayhk, atanma, yer değıştırme, sağlık, konut gıbı sorunlann kıskacında ezılmış öğretmen, bunlan yapabılır mı? Yönetım sorumluları, öğretmen adayının seçımınden öğrenımıne, çalışma ortamına ve emeklılığıne uzanan sureçte onu, ıstemlen ortamlarda bulunduracak önlemlerı almaz, alamazsa, beklenen, özlenen öğretmenı gormek çok guç olur O zaman da eğitimde ceza, dayak surer gıder Uzantısı toplumda da görulür 1,2 MRauftNAV tnsanHaklan, Eğı nm veKıilttir, Çocuk Haklan 1970 S 14 Talat Turhan'ı bılmem tanıtmaya gerek var mı 9 Eğer tanımayan varsa, kıtabını almalı, tanımalıdır Çünkü tanınması gereken kışılerı tanımadan, bılınmesı gereken olayları bılmeden ülkemızın nereden gelıp nereye gıttığını anlamak olanaksızdır Sözgelımı ışkence konusu bugünlerde güncellestı SHP gerçekler aydınlansın dıyor, ANAP yönetıcılerı ışkence olayını örtbas etmek ıstıyor Neden' Bu soruya yanıtı, Talat Turhan'ın kıtabındakı önsözün bır yerınde buluyoruz ' Zaman ıçınde emperyalıst çıkahara uyartı bır uydu kapıtalızmın masalığını yapan ışkencecılenn art nıyetlen ortaya çıktı Bugün her bın bır ıdare meclısınde ya da bır patron uydusu olarak asalak maaş alıri<en, suçlulann telaşı ıçınde bır yandan bırbıhennı suçlarken, dığer yandan kendılennı savunma çabası ıçıne düşmüşlerdır Kuşkusuz dünün IŞKENCEÇI'lennın bugünün IŞKEMBECI'sı olması bır raslantı değıldır Çünkü bılınçlı ya da bılınçsız olarak emperyalıst çıkaıian korumak ıçın onlan bu tertıplere ıtenler, bu kışılen elbette yemleyeceklerdır Inanıyorum kı devletın tum güçiennı kışısel ıhtıras ve kınlennı tatmın ıçın kullanan bu zavallılardan bır gün mutlaka hesap sorulacaktr ve yazdıklarım bu amaca katkıda bulunduğu ölçüde bır anlam ıfade edecektır" * Talat Turhan'ın kıtabı 12 Mart'ın ünlu "Bomba DavasTndakı savunmasının gınş bölumünden oluşuyor Ne var kı bu bolüm, bır roman kadar heyecanla ve merakla okunabılecek olaylar ve bılgılerle doludur, yaşadığımız hayatın bır parçasıdır Işkencenın gorünen nedenlerıne ve görunmeyen kökenlerıne ınmektedır Yalnız bu kadarla kalmıyor Talat Turhan, 12 Mart dönemınden bugunu de haber verıyor "Türkıye'nın duzenını kendı çıkarlan doğnritusunda değıştrmek ısteyen tçvedtş güçler ıttıfakı"n\n kımı davaları kullanarak bugune nasıl ulaştıklannı anlamak bakımından bu kıtap aydınlatıcı bır belgedır. • Ülkemızde olan bıtenler yalnız Türkrye'ye özgü değıldır, dunyadakı kımı devletlerde bızımkıne benzer ışler oluyor, olaylar yaşanıyor, ışkenceler tezgâhlanıyor Nasıl oluyor bu 9 Talat Turhan da kıtabının 171'ıncı sayfasında bu konuyu gundeme getırıyor CIA ajanı DAVİD'ın kıtabı ıle Faık Türün'ün açıklamalan arasındakı paralellığı bır raslantı sayamayız CIA a/anı DAVİD'ın kh tabı sadece Faık Türün'e rehberlık etmemıştır Dıyebılınz kı 12 Mart sonrası uygulamalarının tumü DAVİD'ın önenlen doğrultusunda gerçeklnştınlmıştır DAVİD bır anlamda 12 Marfm ıdeoloğudur" Öyle mıdır? Merak eden kıtabı alır okur Daha da ötesı bu kıtabı okumak bıryurttaşlık gorevı sayılmalıdır Çunku bu ulkeyı karanlığa doğru suruklenmekten korumak yurttaş bılıncının ışımasıyla gerçekleşebılecektır OKURLARDAN Üniversiteden çıkarılanlar Lnıversueierden v'karılan oğreıuıler ıçın getırı len af yasasında ara sınıtlara sağlanan 3 dersten venıden sınava gırebılme hakkının tum sınıflar ıçın olması yonunde ıstekler var Ne >azık kı yasa bılınen bıçımde çtkmıştır lstanbul Unıversıtesı Dokuz Evlul ve Ortadogu leknık Unıversıtesı'nden Aysel Cınel Yaşar Bın tepe, Ahmel Guler mektuplarında bu dıleğı, du vurmamızı ıstıvorlar Izmır'den yazan oğlu unuersıte 1 sınıftan av rılmış baba Selamı Hacıoğlu 'Oğluma baktığım zaman kahır oluvorum Benım oğlum ^anlı ıdı, ça lış.kandı Şımdılık herkesten ka>,ıvor hasta gıbı Delı mı olat.ak'' Intıhar edebılır dıye devamlı kont rol edıvorum dıvor YOK'un ve parlamentonun konuyu bır kez da ha ele alması umuduyla canavar biroturuşta yüz bınler götürüyor! CANAVAR'IN GOZU PARANIZDA! herkesi kendine çalıştırıyor! I CANAVAR'IN GÛZÜ PARANIZDA! 1 GAZETECİLER CEMİYETİ GENEL KURUL ÇAĞRISI apartmanda. L durmadan yiyof! oturanlarla özellikleilgilenlyor! CANAVAR'IN GÜZÜ PARANEDA! J ^ R M VAR'IN GÛZÜ PARANIZDA! canavar canavar EN EKONOMİK EN SESSIZ CHZEL O7DMOB/L GEL/VOR I canavar* TEK SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESİ İSTANBUL İL İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 2 5 tonluk kamyonet tıpı aracın uzenne 12 metrelık hıdrolık platformlu kepçe takılması 1Yukarıda yazılı malzeme şartnamesı esasları dahılınde kapalı zarfla teklıf almak suretıyle 12 2 1986 Çarşamba gunü saat 14 00'e kadar ıhaleye çıkanlmış olup, tekhfler aynı gun alenen açılacaktır 2Bu ıhaleye aıt şartname 1000 TL bedel karşılığında Taksım Abdulhakhamıt Caddesı'ndekı lstanbul İl İşletmesı Tıcaret Mudurluğu'nden temın edılebıhr 3Bu ışe an geçıcı guvence teklıf edılen bedelın %3'udur 4Kurumumuz 2886 sayılı yasaya tabı değıldır Basın 11465 Cemıyetımızın olağan genel kurulu 7 Mart 1986 Cuma günu saat 10'da Cağaloğlu Turkocağı Caddesı'ndekı Basın Sarayı Burhan Felek Konferans Salonu'nda aşağıdakı gundemı göruşmek uzere toplanacaktır Toplantıda gereklı çoğunluk sağlanamadığı takdırde ıkıncı toplantı 17 Mart 1986 Pazartesı gunu aynı yer, saat ve gündemle salt çoğunluk aranmaksızın yapılacaktır Üyelerımızın bılgılerıne sunar, teşrıflerını rıca ederız YÖNETtM KURULU GUNDEM: 1) Açılış, saygı duruşu ve Başkanlık Dıvanı seçımı, 2) Yönetım Kunılu'nun çalışma ve hesap raporlarıyla denetçıler raporunun okunması, 3) Raporlar uzennde göruşme açılması, Yönetım Kurulu ıle denetçılerın ıbrası, 4) 19861987 butçe yılları tasanlannın ıncelenmesı ve kabulu, 5) Yönetım Kurulu, Denetçıler, Onur Kurulu ve Balotaj Kurulu seçımlen, 6) Dılekler ve kapanış PERTEK ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN Dosya No 1984/105 Davaa Fırdes Doğru tarafından davalı Hamdı Doğru aJeyhıneaçı, lan boşanma davasmın yapılan açık duruşmasında davalının semıı meçhule gıttığınden dava dılekçesı Basın llan Kurumu kanalıyla ılanen teblığ edılmıştır Davalı Hamdı Doğru'nun adına gıyap kararının ılanen teblığıne karar venlmış olmakla, Adresı meçhul olan davalı Hamdı Doğru nun duruşmanın atılı bu lunduğu 11 3 986 gunu saat 9 00 da Perıek Aslıye Hukuk Mahke mesı'nde bızzac hazır bulunması veya bır vekılle kendısını temsıl ettırmesı aksı takdırde duruşmalara gıyabında devam edıleceğı ve karar verılecegı ılanen teblığ olunur ^ ^ Şubat'ı bek/ey/n.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle