18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 HABERLERİN DEVAMI 29 OCAK 1986 OLAYLARIN ARDENDAKI GERCEK Danimarka AET reformlan için referanduma gUtiyor (Baştarafı 1. Sayfada) e n etkili ve kesin yöntem, işkenceyi sağcılıksolculuk tartısmalarından soyutlayarak bir insanhk suçu saymak, devlethükümet ve iktidarmuhalefet olarak iddiaların üzerine tiüzükle yürümektir. Bu yürüyüşü ertelemeye ve iddiaları örtbas etmeye çalışanlar, işkencecilerle dolaylı ya da açık UZA YMEKİĞ1KURBANLARI Challenger'ın 2'si kadın yedi biçimde dayanışma sınınnı asmış kisilik mürettebatı, günlerdir büyük bir heyecanla hazırlandıklan olurlar. uçuştan önce aralanna ilk katılan 37 yaşındaki öğretmen bayan Nitekim ana muhalefet partiChr'ıstaMcAuliffe (üstte soldan ikinci) ile birlikte her uçuştan önce si başkam Aydın Güven Gürkan geleneksel olarak çekilen "ekip fotoğrafı" için poz vermişlerdi. da bu çerçeveyi çekerek, "Biz işkencenin siyasal çekişme konusu olmaması için çok kez TBMM kürsüsüne şu öneriyi getirdik: Meclis ortak olarak işkence ve kötü muameleyi tel'in ettiğini açıklasm. Bu solcuydu, bu sağcıydı, bazı mihraklann uydurmasıdır, gibi olaya yaklaşümastn" demistir. Bu çağnya olumlu yamt vere meyen bir parlamen to düşün ülebilir mi? Türkiye'de demokrasi gerçekten ortak bir hayat biçimi olarak benimsenecekse ilk çıkış noktası, en büyük insanhk suçu olan işkenceye karşı partiler arasında birfîkir ve eylem birliğinin oluşması değil midir? Ne yazık ki daha o noktadan bile çok uzaktayız * • • Challenger: Yeryüzüne 'ytunuşak iraş' Proje çaltşmalarma yaklaşık 10 yıl önce başlanan uzay mekiği, insanlığm uzay çağmda en önemli aşamalarından biri olarak tanımlanıyor. Bir uzay aracının boşluğa fırlatıldıktan sonra yeryüzüne bir uçak gibi "yumusak iniş" yaparak inebilmesi, insanlığa yepyeni ufuklar açması anlamım taşıyordu. Böylece, yalnızca kapsül ile denize düşerek yeryüzüne inebilen uzay adamlarının dısında, sıradan insanlann da uzaya gidip gelebilmesi yolunda ilk adım atılmıs oluyordu. 1981 yıhnda ilk kez Columbia uzay mekiği bir uçağın sırtında atmosfer dışına çıkarılmış, ve başanlı bir uçuştan sonra tıpkı bir uçak gibi dünyaya "yumuşak irtiş"yapan ilk uzay aracı olmuştu. Columbia'dan sonra uzay mekiği projesi Discovery ve Challenger uçuşlanyia devam ettirildl Challenger'ın dünküfeci kazayla sonuçlanan girişimi uzay mekiği projesinin 25'inci uçuşu olacaktı. Bu son uçuş, bir süredir kötü hava koşullan ve teknik anzalar nedeniyle ertelenmekteydi. Challenger'dan sonra 6 martta uzay mekiği Columbia'nm astronomik amaçh çok önemli bir geziye çıkması planlandı. Challenger'ın facia ile sonuçlanan uçuş girişimi, mekik çalısmalanna ve projenin seyrine ciddi bir darbe olarak nitelendiriliyor. Ancak NASA yetkilileri, 7 kişinin öldüğü 1.2 milyar dolar değerindeki mekiğin düşüşünün yarattığı manevi ve maddi kaybın projenin bundan sonraki çahşmalannı etkilemeyeceği görüşünü savundular. Ne nedir? UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM DEHŞET VERİCİGÖRÜNTÜ Uzay Mekiği Challenger, havalandıktan 75 saniye sonra milyonlarca kişinin gözleri önünde bir ateş ve duman yığını içinde hızla okyanusa düştü. Olayı izleyenler önce karşılaştıklan duman tabakasının ne olduğunu anlayamadılar. çarptınlmaları ile sonuçlanmıştı. Adana Sıkıyönetim Mahkemesi bu kararı 28 Şubat 1984 günü vermiştir. Kararda Sedat Caner'in görev yeri "Ankara Emniyet Müdürlüğü Anafartalar Emniyet Amirliğı Polis Memuru" olarak belirtilmiştir. Görülüyor ki, Emniyet Genel Müdürlüğü 1982 yılmda işkence ile adam öldürme eylemine karışan bu nedenle hakkında kamu davası açılan bir polıs memurunu Ankara'ya atamıştır. Hakkında böylesine ağır bir suçtan ötürü kamu davası açılan bir sanık polis, ödüllendirilir gibi nasıl olur da Ankara1 da bir göreve atanır? İş bununla da bitse. "Eh ne yapalım, sırası gelmiş atanmış" denebilir. Ortada bir de "Ankara Polis II Disiplin Kurulu" kararı var Kararı inceliyoruz. Emniyet Genel Müdürlüğü Ankara İl Polis Disiplin Kurulu'nun 19.9.1983 gün ve 83/1484 sayılı kararında, polis memuru Sedat Caner'in "THKPC DevYbl" örgütü ile ılışkisi olduğu savı ile meslekten çıkarılmasının istendiğı kaydedildıkten sonra Sedat sanığın savunmasına yer verilmektedir. Sanık bu savunmasında "Amirteri tarafından bazı polis memurlarının durumlarını takip bakımından ideolojik faaliyetleri bulunan memurian" izlemekle görevlendirildiğini, bu çalışmalan sırasmda "yetkili amirlehne rapor vordiğini" bu yüzden "ideolojik faaliyeti bulunan polis memurlan tarafından olaylann içine çekilmek istendiğini" ileri sürmüş: İlgili kurulca bu savunma yerinde görüldüğünden sanık hakkında "ceza tertibine mahal olmadığına" oybirliği ile karar verilmiştir. Sedat Caner, savunmasında Ankara'da görevlı iken yetkililer tarafından Kahramanmaraş Sıkıyönetim Komutanlığı'na teslim edildiğini; yapılan sorgulamalar sırasmda suçsuz olduğunun anlaşılarak serbest bırakıldığmı, serbest bırakıldıktan sonra da Ankara'daki görevine döndüğünü de anlatmıştır. Görüyorsunuz: Sedat Caner, işkence ile adam öldürme eylemine karıştıktan sonra Ankara'da görevlendiriliyor. Yüzlerce polisin siyasal nedenlerle göreviennden alındığı birdönemde "Solcu polis arkadaşlarını izleyıp onlar hakkında rapor verdiği için" kurtuluyor! Bütün bunlardan polis memuru Sedat Caner'in hakkındaki mahkumiyet hükmünden önce birtakım kişilerce korunduğu anlaşılmaktadır. Düşünün ki, aynı dönemlerde kaç polis memuru, kaç komiser, komiser yardımcısı ve emniyet müdürü siyasal nedenlerle görevlerinden uzaklaştırılmışlardır? Daha da ilgincı, ıdare yargı kararları ile eski görevlerine dönmeleri gereken emniyet görevlileri, bu görevler yerine, başka bakanlıklarda, başka genel müdürlüklerde görevlendirilmektedirler Şimdı Başbakan: İtirafçı polıs sol örgütlerle ilgili... deyip, kestirip atıyor. Sedat Caner'in sol örgütlerle ılgisi olmadığına karar veren de Ankara il Polis Disiplin Kurulu! Nokta Dergisi bu itirafları yayımlayarak çok yararlı bir gazetecilik görevi yapmıştır. Bundan sonra yapılacak iş, bu yayının bir "ihbar" sayılarak olay ile ilgili geniş bir soruşturma açtırmaktır. "İtirafçı polis solcudur" gibisinden açıklamalar ile bu itiraflar örtbas edilemez. İşkenceci sağcı olmuş; solcu olmuş, ne fark eder? Gerçek neyse o ortaya çıkmalıdır Bir polisin işkenceler hakkında başına yaptığı açıklamaya ilk kez tanık olunmuyor. 1974 yıhnda, Ankara Emniyet Müdürluğü'nde görevli polis memuru Mehmet Pekşen, Yenı Ortam gazetesinde tanık olduğu ışkencelerı yayımlamış: Daha sonra Pekşen, Ankara'da bir gösterı yürüyüşünde "sol sloganlar" attığı savı ile eski arkadaşları tarafından yakalanmış ve Devlet Güvenlik Mahkemesı'nce iki buçuk yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. İşkence bir insanhk suçudur. Bu nedenle işkencelere karşı herkes aynı duyarlığı göstermelidir. Bugün bana yarın sana; parayla değil sırayla! İşkencelere hep birlikte karşı çıkmazsak, yarın ya da öbürgün yapılacak işkencelerden yakınma hakkını kendimizde nasıl bulacağız'' KOPENHAG, (a.a.) Danimarka Parlamentosu öün Avrupa Ekonomik Topluluğu reformlan konusunda referanduma gidilmesine karar verdi. Hükümetin, AET reformlan konusunda halk oyuna başvurulmasını öngören karar tasarısına 88 kişi lehte oy kullanırken aleyhte oy kullanan olmadı. Oylamada 66 üye çekimser kaldı. Challenger düştü TANJL AKERSON CAPE CANAVERAL Amerikan Uzay Mekiği Challenger, dün Cape Canaveral Üssü'nden fırlatıldıktan 75 saniye sonra havada patlayarak Atlas Okyanusu'na düştü. Uzay havacılık tarihinin bu en büyük kazasında Challeger'da bulunan 2'si l&dın 7 mürettebat hayatını kaybetti. Uzay mekiğindeki iki kadından biri olan öğretmen Christia McAuliffe uzay programma yaklaşık 11 bin öğretmen arasından seçilmişti. Uzay Mekiği Challenger dün Türkiye saatiyle 18.31'de, Cape Canaveral Üssü'nden havaya fırlatüıp yükselmeye başladıktan 75 saniye sonra motorlarından çıkan ateş sonucu bir anda bir "ateş topuna" dönüştü. Uzay mekiğinin Cape Caneveral'daki Kennedy Uzay Merkezi'nden bir kaç mil uzakta denize düştüğü gözlendi. Hemen olay yerine giden kurtarma ekipleri, denizde ufak metal parçaianndan başka bir şey bulamadılar. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA yetkilileri, yaptıklan resmi olmayan açıklamada, patlamamn mekiğin motorlannın en yuksek güçte çalıştığı sırada meydana geldiğini belirttiler. Patlama meydana geldiği sırada, Challenger 16 kilometre yükseklikte ve saatte 3080 km hızla seyretmekteydi. Adının açıklanmasını istemeyen bazı NASA yetkilileri, Challenger'da pilotların tahliyesi için kullanılan "Fırlatılan Koltuklar" bulunmaması nedeniyle, patlama anında uzay mekiğinde bulunan astronotların dışanya fırlayarak kurtulmalannın zaten söz konusu olmadığını bildirdiler. Kazanın nedeniyle ilgili olarak henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak video teypten saptanan son görüntüleri inceleyen uzmanlar, ilk patlamamn uzay mekiğini atmosfer dışına götüren iki itici roketten birinde görüldüğünü belirterek şu varsayımda bulunuyorlar: "Challenger'a kendi hidrojen yüklü motorlan dışında, atmosfere çıkabilmesi için iki roket ve bir anayakıt deposu bağlanmıştı. Roketler ve anayakıt deposu, Challenger atmosfer dışına çıktıgında ayrılıp boşluga düşeceklerdi. Challenger, bundan sonra kendi motorlarıyla uzayda gezisini tamamiayıp yeryüzüne dönecekti. Likit yakıt dolu ana depoya baglı roketlerden biri infilak edince, arkasından yakıt deposu da patladı, ale> ve infılak çemberi Challenger'ı da içine aldı. Ancak roketin neden infilak ettigi konusunda bir şey söylemek şu an için olanaksız.." Uzayda ilk sivilin yer aldığı 7 personel taşıyan Challenger'ın geçen hafta sonu tırlatılması planlanmıştı. Ancak kötü hava koşullan ve çeşitli teknik arızalar yüzünden mekiğin fırlatılması birçok kez ertelenmişti. Özeilikle mekiğin rampasında meydana gelen buzlanma, Challenger'ın 6 gün sürecek uzay yolculuğuna çıkmasını geciktirmişti. İlk sade yurtaş 37 yaşındaki bayan öğretmen Christia McAuliffe'in yamsıra Challenger'da 46 yaşındaki Francis Scobee, 40 yaşındaki Micheal Smith, 36 yaşındaki Judith Resik, 35 yaşındaki Ronald Mc.Nair, 39 yaşındaki Ellison Onizuka ve 41 yaşındaki Gregory Jarvis adh 6 astronot yer alıyordu. ABD Başkanı Ronald Reagan, dün gece Amerikan halkına hitaben TV'de yaptığı konuşmada, Challenger'da yer alan mürettebatın ülkeyi geleceğe doğru götürmeyi amaçladığına dikkati çekerek, "Bu cesur insanlann ugraşını devam ettirmek zonındayız" dedi. Kazayı büyük bir talihsizlik olarak niteleyen Reagan, öğretmen Christa McAuliffe'in Challenger'ın mürettebatı arasında bulunması nedeniyle milyonlarca öğrencinin bu son uçuşu dikkatlice izlediğini hatırlatarak, Amerikalı öğrencilere seslendi: "Biliyonım, bazen bu tür olaylan anlamak çok zor ve »a. Ama ne yazık ki zaman zaman acı olaylarla karşılaşıyonız." Amerika başkanı, dünkü kazanın ülkesinin uzay çalışmalarını aksatmayacağını hatırlatarak, bundan boyle uzay mekiğinin uzaydaki arayışına devam edeceğini belirtti. Bu arada NASA yetkililerinden Jesse Moore, kurtarma ekiplerinin Atlas Okyanusu'nda yaptıklan aramaların ne yazık ki olumlu sonuç vermediğini belirtti. Jesse Moore, Challenger'ın Atlas Okyanusu'na düştüğü yerin Kennedy Uzay Merkezd'nin 29 km. güney doğusunda olduğunu belirtti. BÜYÜK ŞOK Uzay Mekiği Challenger'ın düşüşü ABD'de ve tüm dünyada büyük bir şok yarattı. ABD Başkanı Ronald Reagan, mekiğin uçuşunu televizyondan, Beyaz Saray'daki bürosunda yardımcılanyla birlikte izliyordu. Mekiğin düşüşünden dolayı büyük üzüntü duyduğunu açıklayan Reagan, dun akşam yapması beklenen Ulusal Birlik konuşmasını erteledi. Reagan, olaydan sonra Başkan Yardıması George Bush'u kazanın nedenini araştırmak üzere Florida'ya gitmekle görevlendirdi. SSCB'de, uzay mekiğinin düşüşü olaydan yarım saat sonra televizyonda uzun uzun Sov^et halkına gösterilirken, resmi haber ajansı TASS, haberi olaydan kısa bir sure sonra yayımladı. BBC Radyosunun haberine göre, SSCB makamları, ABD halkına olaydan dolayı bir başsağlığı mesajı gonderdiler. ÖĞRETMENİN ANNE VE BABASI Kazada ölen Amerika'mn uzaydaki ilk sade vatandaşı Christa McAuiiffe'nin kız kardeşi, annesi ve babası olay anında KennedyUzay \ferkezindeydiler. Öğretmen Christa McAuiiffe'nin ailesi ilk şoku böyle yaşadüar. (Telefo Uzay uçuşları tarilünde 14 kayıp verüdi Dış Haberler Serrisi 1961 yılmda başlayan insanlı uzay uçuşlan boyunca, birçok projenin deneme çalışmalan veya uygulanması sırasmda meydana gelen kazalarda, dünkü Chailenger kazasıyla birlikte 14 kişi hayatını kaybetti. İlk uzay kazası 1967 yıhnda Apollo1 uzay aracının fırlatıbşı sırasmda meydana geldi. Uzay aracında çıkan yangın sonucu Virgü CrissoB, Edward Whlte ve Roger Chaffee adh astronotlar zehirlenerek can verdiler. Aynı yıl Sovyetler Birliği tarafından gerçekleştirilen Soyuz1 projesinde aracın dünyaya dönüşü sırasmda atmosfere girerken parçalanması, kozmonot Vladimir Komarov'un ölümüne neden oldu. 1971 yıh haziran ayında Sovyetler Birliği tarafından uzaya gönderilen SoyuzII uzay aracında, dünyaya dönüşten bir saat önce aniden basınç duşmesi sonucunda Georgi Dobrovolski, Vladislav Volkov ve Viktor Patsayev adındaki kozmonotlar hayatlannı kaybettüer. Dünkü fcci kazada ölen Challenger'in 7 mürettebatıyla "uzay kurbanlarTnın sayısı 14'e çıktı. Challenger kazası AmerikaLlann gercekleştirdiği uzay projeleri arasında "havada" meydana gelen ilk ve en büyük kaza niteliğini taş.'yor. AET Ue yeni (Baştarafı 1. Sayfada) ilişkin "centilmenlik anlaşmalannın" uygulanmasını istiyorlar. Söz konusu "centilmenlik anlaşmaian", Yunanistan'ın tam üyelik için başvurduğu 1975 yıhnda yapılmış bir deklarasyon ve 1979'da tekrarlanan sözlü bir anlaşma. Buna göre Yunanistan, AET bünyesinde Türkiye konusunda veto hakkını kullanamayacak. Bu yüzden, şimdi Türk tarafı diğer başkentlerin Yunanistan'ın uyum anlaşmasını imzalayacağına dair garanti talep etmesini istiyor ve ancak bundan sonra Atina'ya da bir mektup gönderilebileceğini belirtiyorlar. "Mektup diplomasisi" ve Ankara'nın genel yaklaşımı ise, Avrupa Topluluğu çevrelerinde eleştiriliyor ve "diplomatik ağırbaşldıktan yoksun" olarak değerlendiriliyor. Bu çevreler, Türkiye'nin yalnız bir başkente mektup göndermemesini bir "pot" olarak yorumluyorlar. Ortak Pazar Komisyonu'ndaki bir yetkili ve dört değişik ülke delegasyonundaki diplomatlann görüşü şöyle şekilleniyor: "Türkiye, Ortaklık Konseyi'nin toplanması için hukuken biitün başkentier nezdinde girişimde bulunmak zorunda değildi. YaİDizca, dönem başkanlıgını siirdiiren Hollanda'ya bu girişimi yapabilirdi. Oysa, Vahit Halefoğlu, Yunanistan'ı büinçli bir şekilde unutarak on bir başkente mektup gönderdi. Doğnısu bu, bizim bir iiyemiz olan Yunanistan'a meydan okumak anlamına geiiyor ve işi yokuşa sürüyor. Başvuru ya yalnız Hollanda'ya yapümah, ya da biitıin üyeler nezdinde gerçekleşmelivdi. Türkiye'nin uyum anlaşması konusundaki yorurau ne olursa olsun, bir AET üyesini, zaten ilişkilerin limoni olduğu bir dönemde böylesine 'esgeçmesi' bagışlanamaz. Ustelik, Ankara diplomasisi yürütme organı, komisyon nezdinde de bir hata yaptı. Mektuplar, ocak başında başkentlere gönderilmişken, bu mektubun bir örneği, ancak 16 ocakta yurütme organına iletildi ve 22 ocakta da Başbakan Özal, Komisyon Başkanı Delors'a özel bir mektup yolladı. Halbuki, eğer girişim her başkentte yapılıyorsa, Ortak Pazar 'hükümeti' durumundaki komisyonu da unutmamak gerekirdi. Bütün bunlar, Türk diplomasisi nin 'fevri' davrandığının ve olaylara kısa vadeli baktığının bir göstergesi." Atina'nın Ortak Pazar içinde Türkiye'ye karşı veto uygulayamayacağı "bir dereceye kadar doğnı" ve her şeye rağmen "Yunanistan, bütün yükümlülük ve haklanyla tam bir AET üyesi". Yine bu kaynaklara göre, "mektup diplomasisi" sorununu çözümlemeden TürkiyeAET Ortaklık Konseyi'nin toplanmasını gerçekleştirebilmek "oldukça zor." öte yandan, Ortak Pazar dönem başkanlıgını yürüten Hollanda, dün Brüksel'deki Türk delegasyonu nezdinde gayri resmi bir girişimde bulunarak mektubun Atina'ya da yollanmasını "tavsiye etti". Uzayda ilk 'sade yurttaş9 olacaktı Uzay Mekiği Challenger'in düşmesisonucu ölen 37yaşındaki öğretmen Christa McAuliffe, insanhk tarihinin uzaya çıkan, ilk "astronot olmayan kisisi" unvanım son anda yitirmiş oldu. Bundan bir süre önce ABD Başkanı Ronald Reagan, artık tüm insanhk için uzaya gitme döneminin açıldığını belirterek Amerikan yurttaşlannı uzay mekiğine binmeye çağırmıştı. New Hampshıre'h öğretmen bayan McAuliffe da bu çağnya uyarak, ülke çapında başvuran 11 bin öğretmen arasından, tarihin uzaya çıkan ilk "sade yurttaş"ı olma şansını elde etmişti. Seçimden sonra eşi Steven, genç öğretmen için "Benim karım en iyileriydi ve o seçildi" diyordu. New Hampshire'ın Concort kentinde avukat esi Steven, biri 9 biri de 6yaşlarındaki Scott ve Caroline adındaki çocuklanyla yaşayan bayan McAuliffe için yalnızca ailesi değil, başta okuldaki öğrencileri olmak üzere, tüm Amerikahlar başan dilekleriyle TVlerinin başına toplanmışlardı. Uçuş hazırhklan yapıldığı sırada öğrencilerine yolladığı mesajda, "TVTerinizin başına beni seyretmeye getin" çağnsına uyan yüzlerce öğrencisi, okulda büyük bir tören düzenlemişlerdl öğretmenlerini uzaya uğurlama törenine coşku içinde katılan yüzlerce kuçük öğrenci, sonunda televizyondan gördükleri manzara karşısında dehşete kapılacak ve bu kez geri dönüşü olmayan bir uğurlama töreni yaşayacaklardı. Artık tüm Amerika ve McAuiiffe'nin öğrencileri genç öğretmeni şu sozleriyle hatırlayacaklar: "Çocuklanmızı gelecek için hazırlamazsak, öğretmenler olarak gorevimizi yerine getirmiş sayılamayız," işkence komisyonu (Baştarafı 1. Sayfada) ba harcayacaktır' demek yerine 'Bu solcudur' deyip olayı küçümsemektedir". Avrupa tnsan Haklan Komisyonu'na Türkiye hakkında yaptıkları şikâyetten vazgeçen 5 ülkeye işkence iddialannın incelenmesi konusunda verilen vaade de değinen Gürkan, şöyle konuştu: "Bu dostane çözümün bir parçası olan düzenli raporlann kira tarafından düzenlendigi bilinmemektedir. Ama şunu dilerdim, TBMM'den seçilecek olan bir kurul, bu dostane çözümün geregi olan raporları hazırlasın ve Avrupa lnsan Haklan Komisyonu'nun degerlendirmesine sunulsun. Anlaşılan Türkiye'de demokrasiyi yaşatmak kolay olmayacaktır. Avrupa lnsan Haklan Komisvonu'na bükümet şikâyet edilmemiştir, Türkiye edilmiştir. Türkiye'nin savunmasının da hükümet tarafından degil, TBMM tarafından yapılması gerekir". KAÇAK İŞKENCECtLER SHP Içel Milletvekili Ali thsan Elgin, işkence yaptıklan, Yargıtay karan ile kesinleşip hüküm giydikten sonra kaçan 8 polis memurunun bugüne kadar yakalanamamaları konusunu TBMM gündemine getirdi. Elgin, Içişleri Bakanı Yıldınm Akbulut'un yanıtlaması istemiyle TBBM Başkanlığına verdiği önergede, işkenceyi insanhk suçu olarak nitelendirerek işkencenin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve anayasa ile yasaklandığını, işkencecilerin de cezalandırılmalannın öngörüldüğünü hatırlattı. Mahkumiyet karan verildikten sonra firar eden bazı polis memurlannın bugüne kadar yakalanamamaJan ve "ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşmalanmn" kamu vicdanını sızlattığını belirten Elgin, İçişIeri Bakanı Akbulut'a şu sorulan yöneltti: 1 " Kahramanmaraş'ta işkence üe Vakkas Devamlı'yı öldürdükleri iddiasıyla yargılanarak 4 yıl 5 ay 10ar gün hapse mahkum edilen Komiser Osman Güvenç ile polis memurlan Mehmet Genç, Ensari Ordu, Yılmaz Kanun ve Mehmet Köse'nin karannın Yargıtay'da kesinleşmesinden sonra ortadan kaybolduklan dogru mudur? Bu durumu bnlemek için daha önceden gerekli tedbirler niçin alınmamıştır? 2 Vakkas Devamlı'nın işkenceyle öldürüldögü yolunda adli tıp raponı var mıdır? 3 Kahramanmaraş'ta Ceonet Degirmenci'yi işkence sonucu öldurdükleri için 4 yıl 5 ay 10'ar gün hapis cezasına çarptınlan polis memurlan Sedat Caner, Hüseyin Güler Sonmez ve Mustafa Yazıa'nm da kesinleşen yargı karanndan sonra aynı şekilde kaçtüdan dogru mudur? Kaçmalannı önlemek için gerekli güvenlik öniemleri niçin alınmamıştır? 4 tşkenceden mahkum olduktan sonra firar eden kaç polis memuru vardır? 5 İşkence suçundan mahkum olduktan sonra kaçan polis memurlannın bugüne kadar yakalanamamalan, bu kişilerin yurt dışına kaçmalarından m\ yoksa güvenlik kuvvetlerinin bu konuda yeterli çaba gösteremememelerinden mi kaynaklanmaktadır? 6 tşkencecilerin af kapsamına alınması düşünüimekte midir? " IŞIKLI VE İNAN'INTEPKISI Yaklaşık 2000 kişiye işkence yaptıklannı ve Cennet Değirmenci adh sanığı da işkence sonucu öldurdüklerini açıklayan eski polis memuru Sedat Caner'in itiraflanndan sonra, Başbakan Turgut Özal'ın ve İçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut'un "Bu kişi 1402 savüı kanunla görevinden atılmıştır" demesini, 1402 sayılı sıkıyönetim yasası uyarınca görevlerinden uzaklaştırılan öğretim uyeleri maksatlı bir davranış olarak nitelendirdiler. Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan Prof. Dr. Alpaslan Işıklı ve Doçent Dr. Nurkut İnan şoyle dedi: "Sayın Başbakanın, işkenceci olduğunu itiraf eden bir polis memurunun açıklamaları karşısında öfkelendiği anlaşılıyor. Ancak bu öfkenin ülkemizde yaygın ve sistemaük işkence yapıldığı yolundaki ciddi bir iddiadan mı, yoksa bo\le bir şeyin kamuovuna açıklanmış olmasından mı kaynaklandığı pek anlaşılamıyor. Başbakanın, söz konusu polis memurunun 1402 sayılı >asa ile görevine son verilmiş olduğunu ileri surmek gereğini duyması. herbalde bu ofkesindendir. Hem bu kişinin açıklamalarının sonuçlannı hafifletebilecegini, hem de 1402'likler denilen bizler hakkında şuphe uyandırabilecegini ummuş olabilir. Ne var ki sağduyu ve mantık sahibi herkesin bu konuda varacagı büküm bellidir. Herşeyden önce sayın Başbakanın telkin etmek istediğinin aksine ülkemiz açısından asıl önemli olan, sozkonusu kişinin hüviyeti degil, söyledikleridir." Prof. Işıkh ile Doç. Dr. İnan, Başbakan Turgut Özal ile İçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut'un 1402 sayılı sıkıyönetim yasası ile ilgili olarak iddia ve imaları varsa, bu kişiler hakkında yargı yolunu açık bulundurmalan gerektiğini öne sürerek şunları söylediler: "Bizlerie, >ani 1402'liklerie ilgili bir iddia ve iması varsa Meclis çogunluğunu elinde bulunduran bir Başbakan'ın yapacagı tek şey, >argı>a başvurma bakkımızı saglamak için elinden geleni yapmasıdır. Bunu >apmadıgı sürece hakkımızda çok şey söylenebîlir, ama bunlann herhangi bir önem taşıması mumkün degildir. Bütün bunlardan sonra, söz konusu işkenceci polis memurunun işkenceci olduğundan mı, yoksa günün birinde kamuoyunda bazı açıklamalar yapabilecek bir karakter yapısı taşıdıgından dolayı mı görevine son verilmiş olduğunu merak etmek hakkımızdır. Açıktır ki, asıl önemli olan, işkenceci olduğunu itiraf eden bir tek kişinin 1402'lik olması değil, işkenceci olduğu halde görevine devam edenlerin kaç kişi olduğudur." Kapıkule davası (Baştarafı 1. Sayfada) rol Genel Müdüni Nusret Ergül ve Edirne Gümrük Başmudüru Nihat Altınöz, üçlu kararname ile bu göreve atandıklarından haklarındaki dosya bu davadan ayrıldı. Sozkonusu kişiler, Adalet Bakanlığı tarafından tayin edilecek Ankara'daki mahkemede yargılanacaklar. Yurt dışına para ve döviz kaçırmak, bir otobüste yakaladıklan paralann bir bolümünü zimmetine geçirmekten sanık Tabir Aslan 7 yıl 6 ay hapis, 5 milyon lira para cezasına, Mehmet Hanlı 7 yıl 8 ay hapis, 1.5 milyon lira para cezasına, Selami Maden 7 yıl 6 ay hapis ve 1.5 milyon para cezasına, Ihsan Kılıç 7 yıl 6 ay hapis ve 3 milyon lira para cezasına, Muharrem Kutkal 7 yıl 6 ay hapis, 1.5 milyon lira para cezasına, Atan Kocabaş 7 yıl 6 ay hapis ve 2 milyon lira para cezasına, Ata Mengi 7 yıl 6 ay hapis ve 5 milvon lira para cezasına, Mustafa fnanç 7 yıl 6 ay hapis, 2 milyon lira para cezasına mahkum oldular. Mahkeme aynı sanıklan görevi kötüye kullanmak suçlarındanTCK'nın 240. maddesiDiş Doktoru ne göre 2'şer yıl, suç birden ziyade günlerde ve aym kasıt altında işlendiğinden sanıkların 2'şer yıl, olmak üzere 4'er yıl 8'er ay daha hapis cezası mahkumiyetlerine karar verdi. Sanıklardan Zihni Teker, Mustafa Yag, Gürbüz Gündüz Eker, Nurettin Eskinyurt, Ali Onay, Fernıh Baş, tsmail Okçesiz, Hasan Karakaya, Sami Gezen, Hamza Şahbudak, Husam Deli göz, Numan Baha Eskingil, Oktay Özcan, Mevlüt Kaplan, Mustafa Şahin, Mustafa Gürsoy, Cengiz Erdogan, Ali Yavuz 2'şer yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Sanıkların bu cezaları kendileri gümrükçü olmaları nedeniyle 4'er yıl 8'er ay hapis cezasına yükseltildi. Sanık Turgut Özoktay'da 2 yıl hapis cezasına mahkum oldu. BERAAT EDE.NLER Edirne Ağır Ceza Mahkemesi, Hüsnü San, Mahmut Sayan, Şahin Yörük, Fahrettin Buymk, Sevcan Dunıak, Oktay Arman, Bülent Ertaş, Saflye Âvbaş, Savaş Yılmaz, Bekir Bülbul, Mustafa Kemal Mısırlıoğlu, Mehmet Refık Atakan, Abdurrahman Aksoy, Ali Ahmet Kısa ve Emin San'nın beraatlerini kararlaştırdı. FIRAT KIZILTUĞ ' ATÖLYESI GıtarRutUd Vaytı çaigıiar Kovıtlarımız devam etmektedır Sovyet doğal (Baştarafı 14. Sayfada) Türk tarafı, satın alacağı doğal gaz karşılığında ne miktarda ve hangi ürünleri ihraç edeceğini hükme bağlamak istiyor. Oysa Sovyetler Birliği bu konuda daha serbest bir tutum talep ediyor. Dolayısıyla taraflar arasındaki pazarlığın bir odak noktasını, ödeme koşullan oluşturuyor. Diğer pazarlık noktaian ise, gazın teknik ozelliklerinden kaynaklanıyor. Gaz basıncının sınırda 51.1 bann altında kalması halinde Türkiye'nin Gemlik'e kadarki güzergâha 3 ek pompa istasyonu koyması gerekiyor. Bu da milyarlarca liralık bir ek yatırım anlamına geiiyor. Gazın nemliliği, kullanım zorluğu yaratıyor. Ankara'mn ısınmasında kullanılacak doğal gaz içindeki kükurt oranı ise vine bir diğer pazarlık konusunu oluşturuyor. TİKKO 3 davası Mahkemeye hakaretten 31 sanık mahkum oldu AHMET YÜZÜAK Galatasaray, Ekonomik Diş Tedavi ve Yapım Merkezi Tel: 150 89 94 Gece ve tacil gunJeri de açıktır. Ömer Hayyam Cad. No: 19 G.SARAY Şişli Sanat Merkezi ^ ABIDEI HURRIYET CAD 220 TEL 148 63 16 tSTANBUL (a.a.) Yasadışı TKP/ML TİKKO (3) davasının ilk duruşmasında, mahkeme heyetine hakaret ettikleri iddiasıyla yargılanan 123 sanıktan 31i, iki yıl ile sekiz ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı. 97 sanık ise beraat etti. Metris Askeri Ceza ve Tutukevi salonunda yapılan duruşmada, sanıklardan Osman Özdemir, Mehmet Kemal Yılmaz ve Hüseyin Ediş ikişer yıl Mecit Ünal bir yıl, 27 sanık da sekizer ay hapis cezasına hüküm giydi. LİMİTSİZ VEYA A GRUBU Her miktarda müteahhitlik karneleri aranıyor İst. Tel: 358 83 08 357 03 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle