18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 OCAK 1986 EKONOMİ CUMHURİYET/9 TÜRKİYEVen Türk bankacılıgı "şeffaflık" sınavmda ANKARA, (a.a.) Türk bankacılık sistemi, dünden itibarcn "şeffaflık" sınavına girdi. Bankalarda zorunlu olarak uygulamaya konulan ve geçen bir ayhk dönemde üzerine dersler verilen, seminerler düzenlenen "tek diizen hesap planı" dünden itibaren zorunlu olarak uygulamaya konuldu. Bankalann yıllardır alıştıklan muhasebe sistemini yeniden biçimlendiren "tek diizen hesap planı" ve "tek tip bilanço", sistemin her bankada aynı şekilde işlemesi esasım getiriyor. Bankalann üçer ayhk dönemler itibariyle hazırlanacak bilançoları da, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Merkez Bankası'na gönderilecek. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı, bankalann mali bünyeleri ve kaynaklarının kullanınu ile ilgili standan rasyolan, "gerekli" gordüğü takdirde, gazetelerde ilan edilecek. Bu konudaki aynntıları müştejarlık, ayrıca belirleyecek. Dolara oynayanlar kaybetti I M 5 yUmda hesabmı "dolar en fazla yükselir" diye yapan bankacı, ihracatçı ve tasarruf sahibi kaybetti. Alman Markı'm döviz tevdiat hesabına yatıranlar, 1985 yılında brüt yüzde 78 gelir elde ettiler. Altma yatırım yapanlar ağustos ve eylülde ümitlendiler. Ancak daha sonra inişe geçen fiyatlar, altmın yıllık getirisini düşürdü. Ekonomi Servfcd 1985 yılında başlıca sert paralann Türk Lirası karşısındaki değerlenme oranı yüzde 60'ı aşarken Amerikan Dolan'nın yıl boyunca ancak yüzde 30 dolaymda değer kazanması "dolar nasıl olsa en fazla yükselir" diye hesap yapanları fena halde yamlttı ve zarara uğrattı. Türk ekonomisinin dışa açılma sürecine girmesinden sonra doların sürekli olarak "kral para" kalmasına alışanlar 1985'deki davramşlannı da bu beklentiyle yapınca bankacı ve ihracatçılardan tasarruf sahiplerine kadar pek çok kisi yüı "nüsrsn"la kapatmak zorunda kaldı. Doların dünya borsalarında değer kaybedeceğini kestirerek dolar yerine Alman Markı'na ya da diğer sert paralardan birine oynayanlar ise 1985 yılını kazançlı kapatan azınlık içinde yer aldılar. Amerikan Dolan'nın 1985 sonunda 600 liraya ulasıp ulasamayacağı tartışması yilın tümüne yayılırken, geçen yıhn son gününde doların Türk Lirası değerinin resmi kurda 574 lira da kalmasıyla bu tartışma da son bulmuş oldu. Doların enflasyon oranının çok altında değer kazanması başta ekonominin temel dinamiği olarak görülen "ihracat" üzerinde etki yaptı. Şımdiye kadar gerek ekonomik hedeflerin belirlenmesinde gerekse ithalat ihracat hesaplannın yapılmasında tüm beklenti 1985'te ABD Doları % 30, Alman Markı % 65 arttı Başlıca paralann 1985 yılı 1M4MM ISCENIN EVRENINDEN SÜKRAN KETENCİ AnMan AbaM Markı nvıçre rnsşı iaaMzStM«ai FTMSIZ FTMŞI 442.50 141.20 171.51 516 18 46 09 124 91 176 93 1M5MM 574 00 233 15 276 76 826.56 76 08 207 00 285 86 Farfc %29.7 % 651 % 61.4 % 60.1 % 65.1 %657 % 61.6 IMJapaaTaai Pirince fon zammı İZMİR, (CnmkDriyet Ege Bürosu) Pirinç ithalatında uygulanan 50 dolarhk fon, iç piyasaya da yansıdı. Yeni ithal edilen pirinçlerde 2030 lira anan fıyatlar eskilerde 15 lira yükseldi. Yeni ithalat rejiminde pirinç ithalatında ton başına 50 dolar fon uygulamasının getirilmesinin ardından, iç piyasada fıyatlar tırmanışa geçti. Edinilen bilgilere göre, daha önce ithal edilen pirinçlerin fiyatlan 15 lira artarak 200210 liradan 215225 liraya çjko. " f s pirinçkrden baldolar 240285, bersanikr 230240, rokkolar Veü 240245, grosna pirinçleri de 190200 liradan işlem görmeye başladı. Betil: Hazine iç lanmayı 6 ay borçl durdursa, faizler düşer Ekoaoai ServU Eski Pamukbank Genei Mudtlrü tbnmkm BcO, Hazine iç borclanmayı bir süre durdurduğu takdirde, faizlerin düşebüec^ini soyledL Betil, Türk Henkel dergisinin arahk sayısmda 1985 yıfam degcrlendirirken, "FUx tbm/ttm Betü Uygulman thracat modttt tnfkvyonbt. Haztee •irMrtiti kaftahk 3M0 •llyarlık iç borçlaa •a mft^tmaam 4t «y 4e kıc« f aiaferi Mr «ifcflae feçebüecektir" dedi. Enflasyon konusunda da görüs bdirten Bctt, bugun ülkemizde uygulanan ihracat modclinin enflasyonist olduğuna Hiklrnt ççT« özeJUkle knr poütikaianyta gtdülea ihracat aodettaia enftasytmm afaftı çckmesi btklc mtmmtı" dedi. lerin "dolar özerine" kurulması ledi. Merkez Bankası da dış borç na karşın 1985'te bu paranın ödemelerinin yoğunlaştığı yıhn umulamn çok altında değer ka son çevreğinde ihracat dövizi gizanışı tüm kesimlerde hayal kı rişindeki yavaşlamadan fazlasıynklıgı yarattı. Bu nedenle 1985'in la etkilendi. en büyük özelhği gerek tasarruf BANKALARA KOTÜ sahipleri gerekse ticaret kesimle SÜRPRİZ rinin dolar üzerine kurduklan öte yandan döviz pozisyonlaoyunun bozulması oldu. nnı "dolar agırlıklı" oluşturan tHRACATÇI ŞAŞKIN bankalar da dolann uluslararaözal hükümetinin ihracatı art sı piyasalardaki güdümlü geri çetırmak uğruna günlük kur ayar kilişinden nasibini aldılar. Özellamalarıyla dolann Türk Lirası likle 22 eylülü izleyen günlerde karşısında hızlı değer alışına izin dolardaki hızlı inişe hazırhksız vermesine karşın Merkez Banka yakalanan bazı bankalar döviz sı'nın döviz kurlannı belirlerken pozisyonlanru hızla değer alan dolann uluslararası piyasalarda paraya çeviremeyince önemli saki düşüşünü kurlara tümüyle yılabilecek zarara uğradılar. yansıtması en fazla ihracatçüann Bu arada Merkez Bankasf nın tepkisine yol açtı. Tüm maliyet Alman Markı, Isviçre Frangı ve hesaplannı dolann hızlı artaca sterlinin yuzde 6CC1 aşan değer ğı düşüncesiyle yapan ihracatçı ahşı karşısında doları ihracatçılar Amerikan parasının yıhn larin devalüasyon isteklerine karikinci yansından sonra durakla şm serbest piyasa değerinin altınma dönemine girmesiyle şaşkına da tutmakta direnmesi Tahtakauğradılar. le*nin 1985 sonlannda yeniden 22 eylülde Batıh beş ülkenin dövizde büyük guç haline gelmetemsücilerinin dolan tam anla sine yol açtı. lahtakale sadece bir mıyla dizginleme kararı alması günde 20 milyon dolan aşkın döihracatçüann devalüasyon istek viz alışverişine tanık oldu. Tahlerini gündeme geıirdi. Bu arada takale ile bankalar arasmda doihracatçüann kazandıklan döviz laylı döviz alışverişi gündeme geleri azami 3 ay yurt dışında tut lirken, hayali ihracatta yine bu ma suresini sonuna kadar kul piyasa en etkin rolü oynadı. öylandıklan gözlendi. Ekimden iti le ki "büyükler" olarak nitelenen baren ihracat dövizi girişinin do ihracatçı ve ithalatçı fırmalann lann Türk Lirası karşısında ye bazı dönemlerde döviz talebinin teri kadar artmaması neden<yle artışı Tahtakale ile Merkez Banyavaşlaması genelde bankaohk kası'nın resmi dolar arasındaki kesimini de önemli oranda etki farkı 30 liraya kadar çıkardı. Yıhn son iki gününde yapay olarak dolann fahtakale'de 585 li raya inmesine karşın 20 arahkta 600 lira barajını delerek 605 üraya fırlaması 1986'nın ilk ayı için deönerrüi bir gösterge oldu. DOLAR TASARRUF SAHtPLERtNt DE ÜZDÜ 1984 yılında tasarmflarını Amerikan parasıyla değerlendiren tasarruf sahipleri diğer paralara tasarruf yapanlara kıyasla kârh çıkarken 1985'te tam tersi bir durum yaşandı. Yıl boyunca toplam yüzde 65 değer kazanan Alman Markı 1985'te altın dönemine tanık oldu. Avrupa Para Sistemi (EMS) içinde de en güçlü para haline gelen mark, dolan 3.45'ler düzeyinden yüın son gününde 2.44 marka kadar çekti. Bankada döviz tevdiat hesabına yatınlan markın brüt geliri yüzde 78 enflasyon sonrası net getirisi ise yüzde 25 civannda oldu. Dolan yastık altında tutanlar zarara ugrarken bankada hesap olarak değerlendirmeyi tercih edenlerin kazancı yüzde 23 gibi küçük.bir düzeyde kaldı. 1985'te en hızlı değer iniş çüaslan altın fiyatlannda yaşandı. Yübaşında 30 bin 400 liradan satılan Cumhuriyet altını 1985'in son gününde 41 bin 700 liradan işlem gördü. Yılbaşı ile yıl sonu arasmda Cumhuriyet altınının değer alışı yüzde 37 oldu. Yani enflasyonun yaklaşık 78 puan altında kaldı. Ancak Cunhuriyet altımmn özeUikle yaz ortasında bir ara 44 bin 500 liraya kadar fırlayarak Reşat altım ile aradaki farkı kapatması, altına vaünm yapanlara büyük umit vermişti. tçerde altın fıyatlarının dolann serbest piyasadaki değeriyle hesaplanması nedeniyle gerek Cumhuriyet gerekse külçede yıhn son günlerinde hızh iniş çıkışlara tanık olundu. 1986'ya Girerken... Yeni yıla girerken olsun güzelliklerden, geleceğe yönelik umutlardan söz edemiyorsanız "ksramsar", "kötümser" damgasını yemeyi hak ettiniz demektir. Ama bizim bir de "perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir" dıyen atasözümüz var. 1986nın işçiiere neler getireceğini Ozal hükümeti önceden öytesine karariı, açık bir btçimde programlayıp uygulamaya geçirdi Ki... Kamuoyunun ilgisi 1 milyartık piyangoya yönlendirilmiş, herkes piyangonun rüyasına dalmışken, milyonlarca işçinin emeklilik hakkını hiç kullanamaması anlamına gelen yasa değişiklıği, içinde parlamenterlerimızin emekliliği de kotarılarak, başanlı bir biçimde hızla partamentodan geçiverdi. Türkİş çok zor alınabileceği sanılan bu önemli işçi hakkının uçup gitmesine seyirci şaşkınlığı ve şokundan kurtulamadan, Başbakan Özal 1986 yılının işçiiere yönelik ılk hazıriığının "Kıdem Tazminatı Fonu" yasası olacağını açıkladı. Hükümetin Kıdem Tazminatı Fonu'na ilişkin hazırladığı yasa değişikliği, iş yasasının kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesinin son fıkrasında öngörülen kıdem tazminatını güvence altına almak İçin fonda toplama gerekçesine dayanıyor. Oysa kıdem tazminatını güvence altına alma gerekçesi ile hazırtanan yasa, kıdem tazminatını ortadan kaldırıp bu hakkı sadece emeklilikte alman bir ikrarniyeye dönüştürüyor. özal hükümetinin, 1986 yılında emeklilik hakkına darbe indiren yasa yürürlüge girdikten sonra işçiiere ilk armağanı, işçimizin en eski, en gelenekleşmiş, en vazgeçilmez sanılan kıdem tazminatı hakkını hukuktaki yeri ve işlevi ile tümden ortadan kaldırmak olacak. İşçinin ise bağlıltğının, ucuz ücretinın, çalışmasının ücret gibi yerleşmiş bir başka parçası olan ve uygulamada iş güvencesi, işsizlik sigortası gibi olmayan haklann yerinı de doldurmaya çalışan kıdem tazminatı tarihe kanşacak. İstediği zaman, istediği sayıda işçi çıkarabilen işverenimiz, işçiyi çıkanrken önüne çıkan tek bedel, kıdem tazminatı yükümlülüğünden de kurtulacak. Türkiş yönetimine bakıyorsunuz; kıdem tazminatmın işçi yaşamındaki önemi, işlevini bilmemeleri söz konusu degil, çünkü geçmışte ücretten bile daha çok önemseyip, kıdem tazminatını yasalar üstünde sözleşmeler ile geliştiren aynı profesyonel sendıkacılanmız. Kıdem tazminatmın özellikle sendikacılarımızın sözleşmelerdeki çabaları ile yerine konulmaya çalışıldığı iş güvencesıne yönelik yasa değişiklıği, gerçek bir işsizlik sigortası gündemde yokken, işçi için ne kadar tehlikeli bir hak kaybı olduğunu en iyi onlar bilir. Gelin görün ki sendikal yasalarda işçi lehine degişiklikler için "eyl&m" kararı alan Türkİş ilk "eylem" toplantısı dediğı taban yöneticiler toplantn sında Özal'ın geç emeklilik surprizi ile karşılaşmca, havlu atmadan da öte, nakavt olmuşa benziyor. Yasalarda işçi lehine degişiklikler için 'teyfeme geçiliyor" denirken, önemli bir işçi hakkınm daha yıtirilmesinin ardından ses soluk çıkmıyor. Sendikacılar kıdem tazminatını tümden ortadan kaldırıp, sınırlı bir emeklilik ikramiyesi dışında bir şey getirmeyen Kıdem Tazminatı Fonu'na sanki "evef demeye hazır bir haldeler. 1986'da toplusozleşmelerie neler geleceğine ilişkin ön gazete habetierini anımsayalım. Yine yıhn başında, yıhn sonunda gülünç olacağı belli enflasyon tahmınlerı geliyor. Düşük enflasyon tahminlerine göre, toplusözleşmeler için çızilen tavan ücret artışı işçileri bir kez daha ek yoksullaşmaya götürecek. özal hükümeti, Kamu Koordinasyon Kurulu'nun varlığı, yasallığı çok tartışıldı, çok yıpratıldı diye, olayı daha yasal bir çerçeveye de sokuyor. Bu kez karşımıza kolay eleştirilebilen Kamu Koordinasyon Kurulu değil, yasada yeri olan kamu işveren sendikaları çıkacak. Aynı ilkeler kamu işveren sendikaları tarafmdan dayatıldığında, karşılarında varlık, güç oluşturamayan, karşı görüş gelıştiremeyen işçi sendıkaları, artık yasal olmadığını soyleyebilecekleri bir Kamu Koordinasyon Kurulu da bulamayacaklar. "Kanmsar", "kötümser" olmamak için, 1986'ya yönelik bir de umutlu birşeytere değinelim.. 1986 sendikaların işyeri delege seçimlerinden başlayan, en üst yöneiime kadar uzanan seçim yılı. İşçiler haklarını korumuyor diye sendikalarına küsüp, üyelikten, örgütlülükten vazgeçip, büsbütün hak arayamaz konuma geçmek yerine, sendikaları gerçek işlevlerine yönlendirme kavgası verebilirler. Sendikalarında söz ve karar sahibi olmak için, yeni dönemin sendikal yasalarının belkı de tek olumlu sayılabilecek yönünden, seçimlerin daha demokratik yapılabilmesi olanağından yarartanabilirter. Nakavt olmuş, havlu atmış sendikacılann yerini, yasalann getirdiği bütün engeller, zorluklara rağmen, sendikacılık yapmaya karariı sendikaçılar alabilir. İşçi artık haklarının başkaları tarafmdan korunmayacağının bilincinde olarak aynı türden bir kavgayı, siyasal partıler içinde kazanarak ve kendinden yana siyasal programları oluşturarak, vermekten başka çaresi olmadığmı da öğrenmiş olabilir. Gelecek nice güzel günler, mutlu yıllara.. Demir satışlannda btiyük durgunluk KARABÜK (Cumhuriyet) Demir çelik mamullerine yapılan son zamdan sonra demir piyasasında durgunluk hüküm sürüyor. Yaklaşık iki aydır demir satışlarırun durgun olduğunu söyleycn demir tüccarları son yapılan zamdan sonra, bu piyasamn daha da durduğunu söylediler. Demir piyasasımn kalbi sayılan Karabük'te son günlerde hiç denecek kadar satış yapıldığı öğrenildi. Demir satışlanmn durma noktasına gelmesinde peş peşe gelen demir zammı iie büiikte inşaat çalışmalarının yavaşlamasının da rolü olduğu ileri sürüldü. Ekonomide Diyalog'un anketine göre 1985te en etkin ve basarılı kisıler Ekonomide zirvedeki 10 kişi Ekonomi Servisi Şejîmiz Osman Ulagay Başbakan özal, Canevi, Sabancı, Pakdemirli, Dalan'la birlikte 1985'te ekonominin en etkin ve başanlı 10 kişisi arasmda yer aldı. Ekonomi Servisi Ekonomide Diyalog dergisinin "Türk ekonomisinde en etkin ve basanlı 10 kisi" konulu anketi sonuçlandı. Ekonomi Servisi Şefımiz Osman Ulagay, Başbakan Turgut Özal, Merkez Bankası Başkanı Yavuz Canevi, işadamı Sakıp Sabancı, Hazine ve Dış Ticaret Musteşarı Prof. Ekrem Pakdemirli, Odalar Birliği Başkanı Ersin Faralyalı ve tstanbul Belediye Başkanı Bedretlin Dalan'la birlikte ekonomide 1985 yılırun en etkin ve başanlı 10 kişisi arasında yer aldı. 20'si gazeteci, 12'sibilimadanu ve 18'i değişik iş çevrelerinden toplam 50 kişilik bir jüri tarafından yapüan değerlendirme sonucunda birinciliği 31 oyla Başbakan Turgut Özal alırken, yazarımız ve Ekonomi Servisi Şefımiz Osman Ulagay 10 oyla dokuzuncu oldu. Ekonomide "zirvedeki 10 adam" şoyle sıralanıyor: 1. Turgut Ozal Başbakan (31 oy) 2. Yavuz Canevi Merkez Bankası Başkanı (30 oy) 3. Sakıp Sabancı işadamı (25 oy) 4. Ekrem Pakdemirli Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan (22 oy) 5. Bedrettin Dalan Istanbul Belediye Başkanı (16 oy) 6. Zekeriya Yddınm Merkez Bankası Başkanı Yardımcısı (14 oy) 7. Ersin Faralyalı Odalar Birliği Başkanı (13 oy) 8. Erkan Tapan Sümerbank Genel Müdürü (11 oy) 9. Osman Ulagay Cumhuriyet Gazetesi Ekonomi Yönetmeni (10 oy) 10. Ali Nail Kubalı (Yasar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı) ve Hsüit Soydan (Garanti Bankası Genel Mudurü) 9'ar oy. Jüri üyelerine yöneltilen "1985 yılının ekonomideen başanlı 10 kişisi sizee kimdir?" yolundaki soruya bazı üyeler yalnızca "etkin" sıfannı esas alarak larımda bolluk yerine yokluk yaşanacak' tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) TZOB Genel Başkan Vekili Reşit Kurşun, verdiği yeni yıl mesajında "Türkiye, yeni yılda boUnk yerine yokluk çekecek" dedi. Bugüne değin Türk tanmmm bünyesine uymayan ekonomik poütikalarla tanmsal uretimin giderek azaldığını ve bu politikalan uygulamaya devam edifanesi halinde üretimdeki duşuşun süreceğini belinen Kur$un şunları söyledi: "Türk çlftçisi, son iki üç yıldır kendi kredisini kuüanarak bugüne geldi. Bakkaldaki, komşusundaki, benrinddeki kredilerini kuUandı. Aroa artık kuUanabüeccgi kredi kalmadı. KoUardaki altın bikzikler de saüldı. Daha önce tankerlerde mazotunu saklayan üreticikr, artık günü gününe küçük bidonlaria mazot almaya başladılar. Üstelik üretici Ziraat Bankası'ndan Tanm Kredi Kooperatifleri'nden aldıgı kredileri de ödeyemeyectk duromda. tşte bu nedenlerte Türk tanmında tehlike çanlan çahyor, Türk tanmı uçunımun kenannda, diyonız." 'Boroa'da seanslar yann başlayacak İSTANBUL, (a.a.) Açıhşı 26 araükta yapılan tstanbul Meakul Kıymetkr Borsası'nda seanslara, yann saat 9.00'da başlanacak. Borsa n^fr»m Maaanca Karafc, yaptığıftfiHamaHaborsamn tasamıf sahiplerine yararh olacagmı kaydederek şunlan söyledi: "Halkuuz, USK •eaederiae bfflaçll bir »ekfflde yatmaı yaptıkça, ba yatnuı tipUs atta rt pcyrtmmtmkmmt fdre daha karı oltoftua görecektİT. Halkuana öadUkle çocnUaruıa gefeceti I L1L iıttı.iilı .MtHj tj.iAm.mjLm. < M M M M • • • • • U • . ! ** 1 . , , •!•, . . t^mr IÇB KBÇOK •llKIVISnni IJIIUMM UMUiy B S K WCmttu "IHlfrnlTI !•• riye cdcrİJB. Bona, ba koauda haipniüi^ ymrdımcı olauıyı |d Erkan Tapan Osman Ulagay Ali Sail Kubalı Halit Soydan DUNYA'dan yanıt verdiler. Ekonomide zirvedeki 10 kişiyi belirlerken "etkin" tanımlamasıyla oylarını veren jüri uyeleri şunlar: Mehmet Barlas, Öktay Ekşi, Meral Tamer ve Cevdet SeM. Anket sonuçlan Ekonomide Diyalog dergisinin ocak 1986 sayısında ayrıntılı olarak yer alıyor. 3 fonda 550 milyar liralık kaynak toplandı l5*tm htmgi tmnm «te ««Mi, m« gitti? Toplu Konut Fonu: 266,8 milyar kaynak sağlandı. 151.2 milyar kooperatiflere, 9 milyar kamulaştırmaya harcandı. Kamu Ortaklığı Fonu: 224,5 milyar kaynak sağlandı. 164,2 milyar harcandı. GeliştirmeDestekleme Fonu: 61 milyar lira kaynak sağlandı. 49,5 milyar harcandı. ANKARA, (a.a.) Kamu ortakkğı, toplu konut ve geliştinnedestekJeme fonlannda 1985 yıl sonu itibanyla 550 milyar lira kaynak toplandı. Bu kaynağın 467 milyar liralık bölümü ügililere kullandınldı. Toplu Konut ve Kamu Ortakhğı Fonu'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Toplu Konut Fonu'nda 1985 yıl sonu itibarıyla sağlanan 266.8 milyar liralık kaynağın 86.5 milyar lirası akaryalat, 80.5 milyar lirası tütün, alkollü alkolsüz içkiler, 43.4 milyar lirası ithalat fonlan, 34.8 milyar lirası Tekel ithalatı, 19.4 milyar lirası da yurt dışı çıkışlardan elde edilen gelirlerden oluşuyor. Kredi geri dönüşlerinden ise 2 milyar 205 milyon lira sağlandı. Fonda biriken bu gelirlerin 151.2 milyar lirası eski kooperatiflere, 64.5 milyar lirası ferdi kredilere, 140 milyar lirası yeni kooperatif ve yapımeılara, 9.0 milyar lirası kamulaştırma harcamalanna kullanıldı. 1986 yılında ise, fondan eski kooperatiflere 150 milyar, yeni kooperatif ve yapımeılara 110 milyar, ferdi kredi olarak 45 milyar, kamulaştırma harcamalan için de 20 milyar lira ödenmesi kararlaştırıldı. Fondan 1986 yılında yapılması düşunülen ödeme toplamı hedefı 350 milyar lira olarak belirlendi. KAMU ORTAKLIĞI FONU Kamu Ortakhğı Fonu'na 1985 yılında 150 milyar lirası gelir ortaklığı senetlerinden olmak üzere 224.5 milyar lira sağlandı. Bu kaynağın 82.6 milyar lirası barajlar, 11.8 milyar lirası yollar, 5.2 milyar lirası içme suyu projeleri, 47.6 milyar lirası kalkınmada öncelikli yörelerin köy elektriklendirilmesi için TEK'e kredi olarak verildi. Gelir ortaklığı senet hamillerine gelir payı olarak 12.6 milyar lira, işletme gideri olarak da 2.8 milyar lira para kullanıldı. Kamu ortaklığı fonundan kullandınlan kaynaklann toplamı 164.2 milyar liraya ulaştı. 1986 yüı kaynağı 300 milyar lira olarak beklenen Kamu Ortaklığı Fonu'nun gelirlerinin 170 milyar lirasının altyapı yatmmlarında kullanılacağı bildirildi. 80 milyar lirası gelir payı Ödemelerinde kullarulacak olan fonun geri kalan kesimi kalkınmada öncelikli yörelerdeki projelerin fınansmanı, işletme ve bakım giderleri gibi alanlarda harcanacak. Başbakanlık Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı'mn açıklamasına gore, Geliştirme ve Destekleme Fonu'nun 1985 yılı kaynağı 61 milyar lira oldu. Bu fondan hayvancılığın teşviki ve geliştirilmesi, yurt inşaaıı, esnaf ve sanatkârların desteklenmesi gibi nedenlerle toplam 49.5 milyar harcandı. Bodur: 1985 te ekonomiyi sanayi sektörü kuriardı Ekonomi Servisi ISO Meclis Başkanı tbrahim Bodur, ekonomide oldukça sorunlu bir yıl yasanmasınarağmen,sanayi sektöründe beklenenin üzerinde bir gelişme kaydedildiğini, yeni ve tevsi yatınmlan, istihdam, kapasite kullanımı, üretim, ihracat ve vergi konulannda artışlar sağlandığını belirttikten sonra "Diğer sektörlerden daha fazla büyüme gösteren sanayimiz, yılı kurtarTUAŞi VtnriMJERİNOE K V EL H&TNBlMağazalann müşteri dığı gibi ekonomik kalkınmanın D çekmek için cazip kılmaya çalıştıkları Yılbaşı ve Noel vitrinle öncüsü vasfını da korumustur" rinde KD V el kitabının ne ij/' var diyeceksiniz ? Eğer tspanya 'da şeklinde konuştu. İbrahim yaşıyorsamz ve dünden itibaren AET'ye tam üyelikle birlikte Bodur, sanayinin gösterdiği büKDV uygulaması başlamışsa, KDV el kitabının da yılbaşı vit yümeye ve çeşitli konulardaki gerinlerinde yer almasına şaşmamak gerek. Hatta kimileri için bu lişmelere bakarak, ekonominin kitapçık epey fonksıyonel veyararlı bir yılbaşı armağanı bile olsorunlannı da unutmanın mümmuştur, kim bilir?.. (Fotoğrafta IVA yazan kitap, AETülkelekün olamayacağını kaydettikten rinde KDV uygulamasma ilişkin aydmlatıcı bilgi veriyor.) sonra, kaynak sıkmtısının yatınmlann hızını kestiği gibi, işletAET'nin nüfusu 50 milyon arttı me sermayesi yönünden sorun BRÜKSEL, (a.a.) tspanya ve Portekiz'in de katılımıyla Avolduğunu söyledi. Bodur, kayrupa Ekonomik Topluluğu'nun üye sayısı yeni yılla birlikte 12'ye nak sıkmtısının 1986 yılında da çıktı. 1970'li yüların ortalanndan itibaren diktatörlük yönetimdevam edeceğini, bu nedenle talerinden demokrasiye geçen bu iki Akdeniz ülkesi AET nüfususarnıflann bankalarda birikmesi nu 50 milyon ve AET'nin yüzölçümünü de 600 bin kilometre kare yerine, halka açık şirketlerin arttırmış oldular. Topluluk, 1957 Roma Antlaşması'yla 6 ülke özendirümesi yoluyla doğrudan tarafmdan kurulmuştu. Topluluğun, ABD ve Japonya ile arasanayiye çekilmesi gerektiğini sındaki teknoloji açığmdan yakındığı bir zamanda, yarı sanayivurguladı. leşmiş Ispanya ve Portekiz'in düşük gelir seviyeleri ve yüksek Enflasyonun bir başka nedeişsizlik oranları ile AET'ye yeni sorunlar kazandıracaklan ileri nini de iç ve dış girdilerdeki yüksürülüyor. sek maliyetlerin oluşturduğunu ABD'deki geleneksel sanayilere ilgi kaydeden tSO Meclis Başkanı Bodur, "maliyet enflasyonu Ekonomi Senisi Avrupalı firmaların ABD'deki gelenekdevri" yaşandığım beürterek şoysel sanayilere olan ilgilerinin arttığı dikkati çekiyor. Bazı Avrule konuştu: palı firmalar, riski yüksek, ama gelişme hızı da fazla olan yük"Maliyet enflasyonun ana nesek teknotojili sanayi dalları yerine, büyüme hızı yavaş, ancak riski de düşük olan geleneksel sanayileri tcrcih ediyorlar. Alman denleri arasında yüksek kredi faHoechst fırmasının Kuzey Carolina'da Amerikan Hercules firizieri, KİT zamları ve ithal hammasına ait kimya tesislerini, îsviçreli Holderbank firmasının madde fiyatlan gelmektedir. Amerikan Long Star kuruluşuna ait Maryland çimento fabrikaKTT'lerin fazla kâr amacı iie esalannı satın almaları bu gelişmeye örnek gösteriliyor. sen dışanya göre yüksek olan fiyatlanna sık sık zam yapmalan dognı degildir. Bu kuruluşlar zarar etmesin, ama bu kadar çok kâr etmek için de zam kantannın ölçüsünü kaçırmasın. Sanayici, KITIerin zamlanm maliyetler açısından artık takip edemez olmuş, zarar edilmesine regmen ihracatını sürdürmüştür. Ancak, bu ne kadar devam edebilir. Yüzde 6O'ı aşan KİT zamları karşısında enflasyon yüzde 45lerde kalmışur, yüzde 25'e nasıl çekilecektir." Bodur, 1985'i değerlendirirken dolann 400 liradan 600 lira sınınna yaklaştığını, 1986'da 800 lirayı aşacağıru tahmin ettiğini belirttikten sonra, sanayideki büyümenin 5.6 dolayında tahmin edüdiğini, sanayi sektörunün GSMH içindeki payının cari fiyatlarla 29.6'dan 31.5'e yukselmesiyle de, 1985 yılında ekonomiyi sanayi sektörünün kurtardığını söyledi. 9 Bursalı sanayiciler: 1986'ya ağır sorunlarla girdik BURSA, (THA) 1985 yılını sanayi ve ihracatın gelişmesi bakımından olumsuz olarak değeriendiren Bursalı sanayicilere göre, 1986 yılına ağır sorunlarla giriliyor. Bursa Ticaret ve Sanayü Odası Başkanı Ali Osman Sönmez, uygulanan ekonomik politikayı eleştirerek, "Türk ekonomisi 1986 >ılına yüksek enflasyon ve işsizlik, yetersiz \atınm, daşüV ve dengesiz milli gelir da^ıhnu gibi önemli ve agır sorunlarla girmektedir" dedi. Sönmez şöyle konuştu: "Yüksek faiz u>gulam«sının siırdttriibnesi ile sanayi kesiminin bu>ıime ve uretim artışı >avaşlamıştır. thracatın iç pi>asadaki fijat artışlannı onleme beklentisi tam tersi sonuç vermiş, >erii unın fijatlan artmıştır. 1986 yılında en önemli beklentimiz enflasyonla mucadelenin daha ciddi tedbirterie surdurulmesi, urelim ve yatınmlan artttncı teşvik ortamının mutlaka yaraülmasıdır." Jjjjj S? T.C. ZİRAAT BANKASI 2 OCAK 1986 TARİHİNDEKİ DÖVİZ KURLARI Sg \W SATŞTL 591.18 403.18 34.19 242.19 11 81 65.95 78.35 213.29 77.84 285.04 35.23 294.85 422.87 2042.76 77.94 851.29 161.98 DÖVİZİN CİNSİ 1 ABBDOtABJ 1 AVUSTMLYA BOUUH 1 AVUSTMYA $ U t f 1 BATI ALMM MAim IBOCkARUKI 1 DJUniAIHU KMMHI 1 FRAM9Z FRANBJ 1 İSVEÇ KRONU 1 İSVtÇRE FRANGI 100 rTALVAM Ü K T İ 1MJAPMTENİ 1 RAHADA DOLAM 1 KUVEVT DİNAM 1NMVEÇ KRONU 1STERÜN 1 S. M t t B t e T M RİYAÜ DÖVİZ AUŞTL SATIŞTL 574.00 579.71 391.46 395.36 33.20 33.53 235.15 237.49 11.47 11.58 64.04 64.67 76.08 76.83 207.10 209.16 75.58 76.33 276.75 279.51 34.21 34.55 286.28 289.13 410.58 414 67 1983.39 2003.12 75.68 76.43 826.56 834.78 157.28 158.84 EFEKTİF ALÇTL 574.00 371.89 33.20 235.15 10.89 64.04 76.08 207.10 75.58 276.75 32 49 271.97 390.05 1884 22 71.89 826.56 149.41 DÖVİZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Dolan 1 Avustralya Doian Avusturya Şilini Batı Alman Markı Bekpika Frangı Danımarka Kronu Fransız Frangı Hollanda Florini Isveç Kronu 1 isvıçre Frangı 100 Karyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinarı 1 Sterlin 1 S^Vrabistan Riyali Dövtz Ab? 574.00 391.47 33.10 233.15 11.42 63.94 76.06 207.00 75.58 276.76 34.21 286.86 1983.40 826.56 157.28 Döviz Sattş 579.71 395.37 33.43 235.47 11.53 64.58 76.84 209.06 76.33 279.51 34.55 288.70 2003.13 834.78 158.84 Etektif Efektif Alış Sabş 574.00 585.48 371.90 399.30 33.10 33.76 233.15 237.81 10.85 11.65 63.94 65.22 77.60 76.08 207.00 211.14 77.09 76.58 276.76 282.30 32.50 34.89 271.57 291.58 1884.23 2023.07 826.56 843.09 149.42 160.43 T.C. ZtRM^BMIKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle