Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurivet Matbaaeılık ve Gazeıecılik Turk Anonim Şirketı adına Nadir Nadi, 0 Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Muduru Emine Işaklıgü. Vazı Işlerı Muduru: Oka> Goaensin, 0 Haber Merkezı Muduru: Yalçın Bayer, Sa>fa Duzenı Yonetmenı: Ali Acar, t Temsıkıler. ANKARA: YalçınDogan.lZMIR HikmetÇelinkaya. \DANA MehmclMercan. Isıanbul Haberlen. RthaÖz. Dış Haberter: Efgua Balcı, Ekonomı: Osmuı î'lcgay, Kultur Avdın Ernec, Magazın' Yalçıa Pekşeıı, Spor Damşmanr Abdulkadir Yucdmaa. Duzeltme Rrfik Durbaş, Arastırma Şahin Alpıv. lş Sendıka Şukran Kettnci. Haber Araştırma Lluk Guldemir. • Koordınaıot A.hmct Korul&u. • Malı Işler Erol Erkat, llan Ziy* Ergcne. Halkla llışkıler Guldcrrn Koşar, Idare Huseyin Gurer, Işletme: Ondtr (,elik. Basan ve Yavan: Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecilik T A Ş.^Urk Ocağı Cad. 39/41 Cağalogiu lstanbul, PK: 246tstanbul. Tef. 526 10 00 (9hat), Telex: 22246 • Burolar Ankara: Ziya Gökalp Bulvarı Inkılap Sokâk No: 19/4 Tel: 33 11 4147, Telex. 42344 • lımir: Halıı Zıya Bulvarı No. 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30Tel«x52359 • Adana: Çakmak Cad No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. TAKVİM 10 OCAK 1986 tmsak: 5.50 Guneş: 7.21 12.16 İkindi: 14.40 Akşam; 17.01 Yatsı: 18.26 Tophuııuıııuz lıukıık bunalımı yaşıyor HALtL NEBtLER Türk Hukuk Kurumu tarafından 19841985 yıllannın hukukçusu seçilen Prof. Dr. Ltttfi Duran, Cumhurbaşkanı'nın çok geniş ve güçlü yetkilerle donatıldığını söyleyerek, "Bu da güniimttz Batı demokrasilerinin mekanizmalannın işlemesine elverişli degildir" dedi. Türk toplumunun bir hukuk bunalımını yaşadığını belirten Duran, Türk Hukuk Kurumu'nun, bu bunalımı vurgulamak için kendisini 19841985 yıllannın hukukçusu seçtiği kanısında olduğunu söyledi. Türk Hukuk Kurumu'nca 19841985 yıllannın hukukçusu seçilen Prof. Dr. Lütfı Duran, duygularını ve seçilme gerekçesini şöyle anlattr. "Türk Hukuk Kurumu'nun 19841985 yıllan için beni bu yıllann hukukçusu secmesi, tabii beni sevindirici, onuriandıncı bir işletn. Son yıllarda ülkemizin içinde bulunduğu siyasi şartlar nedeniyle böyle bir degerlendirme yapılmış olmaa kanımca anlamlı. Bu yalnız benim kisiliğim bakımından önemti bir şey degil, aynı zamanda toplumumuzun hukuk açısından içinde bulunduğu koşullan belirlemesi ve ohımsuz yönde degeriendinnesi bakı Yılın hukukçusu Prof. Lütfı Duran: YÖK üyeUğine atama ANKARA, (a.a.) Yükseköğretim Kurulu'nda boş bulunan üyeliğe, eski Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı tbrahim Düzyol atandı. Atama karan dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Yükseköğretim Kurulu üyeliği, Muslim Fer'in ölümü dolayısıyla boşalmıştı. öte yandan, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Personel Genel Mudürlüğü'ne Mehmet Gündüz tayin edildi. Kim Kimdir? Prof. Dr. Lütfî Duran 65 yaşında. Antakya'da doğan ve ilköğreniminden sonra Galaiasaray Lisesı'ni bitiren Duran, 1940 yıhnda tstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. Dört yılhk Oğrenim siiresi sonunda Fransa'ya giderek doktora yapan Lütfı Duran, Türkiye'ye döndukten sonra aynı fakültede doçent oldu. Hukukçu otarak sadece üniversite bünyesinde çalışan ve 1960 harekâtından sonra tstanbul'da kurulan Anayasa Komisyonu'nda görev alan Prof. Dr. Lütfî Duran, yurt içinde ve yurt dışında çeşitli toplantüara katıldı, konusuyla ilgili birçok yayında bulundu. mıodan önetnli. Bu tevcihten dolayı tabii çok mutluyum. Benim için büyük onur. Fakat, son zamanlarda yaptıgım yayınlar vesilesiyte verilmiş olduguna göre asıl anlamı toplumumuzun, (Avukat Halit Çelenk'in deyimiyle, ki bu son kitabımn da başlığıdır) hukuksuz bir demokrmsi içinde bulunmasından ötüriıdıir. Yalnız askeri yönetim zamanındaki şartlardan değil, aynı zamanda 1982 Anayasası'nın yürürlüğe girmesinden ve TBMM'nin işletilmeye başlamasından bu yana da bir hukuk bunalımı olduğu açıktır." Üzerinde özellikle durduğu hukuk bunalımı deyiminin nedenlerini ve bunalımdan çıkış yollannı anlatmasını istediğimiz Duran sonra şunlan söyledi: "Toplumumuzun içinde bulundugunu söylediğim hukuk bnnalımının birçok nedeni var. Bunlardan başlıcalannı şöyle belirtebilirim. Bir kere, 198012 Eyliil harekâtından sonra ülkemizin geçirdigi 3 yılhk askeri yönetim dönemi ve normal yönetime geçtikten sonra da askeri yönetimin etkflerinin, alışkanhklannın sürmesi doğaldır. Bunalıma ikinci bir neden, Türkiye'nin demokrasiye dönüşünii sağlamak amacıyla Milli Güvenlik Konseyi'nin oluşturdugu bir Danışma Mectisi'ne hazırlatılan ve gerçekte Milli Güvenlik Konseyi'nin ortaya koyduğu 1982 Anayasası'nın; Batının demokratik ilkelerine genellikle uygun olmayan kurum. kuruluş, kural ve usulleri içermekte olmasıdır. Bu anayasa, demokrasinin ilk şartı olan sivil siyasi iktidann Silahlı Kuvvetler karşıstnda üstünlüğünü saglamamaktadır. Diger taraftan, getirilmek istenen demokratik düzenleme çoğuku ve katdımcı degildir. Nihayet, yürütmenin başı devlet başkam, çok geniş ve güçlü yetkilerle donatılmış bir durumdadır. Bu da günümbz Batı demokrasilerinin mekanizmalannın işlemesine elverişli degildir. tşte bu nedenlerle, bu anayasanın dUzenlemeleri içinde bir hukuk bunalımı ortaya çıkmıstır denilebilir. Bunalımdan çıkış yollan halka güvenmek, seçmenin iradesine saygı göstennek, toplumun demokratik yönetime layık olduğunu kabul etmekle başlar. Bu anayasayı, yani 1982 Anayasası'nı o yönde düzeltmek pek kolay olmadıgı için yeniden bir anayasa diizenlemek gerektigine inanıyorum." Öğrenci affına açıklık Evren Tekel deposunu ı kuruluş yıldönümü kutlamalanna katıldı. Evren, datia sonra Tekel Genel Müdürlüğü'nün boşaltacağt 1937yıhnda yapüan transit deposunu gezdL DTCFnin 50. kuruluş yıldönümü törenlerine Başbakan Turgut özaL, SHP Genel Başkanı Aydın Güven Gürkanla birlikte katılan Evren, burada yapüan konuşmalan ve folklor gösterilerini izledL öğrenciler tarafından açılan fotoğraf sergisini gezdL Evren, daha sonra Sıhhiye'deki Tekel Genel Müdürlüğü transit deposuna gitti. DTCFnin oğrenci sayısmm fazia oluşu nedeniyle ek bina olarak kullanmak istediği, ancak bir yanda yapımı süren Adliye Sarayı için yıkttnlarak boş alan haline getirilmesi istenilen depoyu gezdi. Evren, binanın eksikliğini görerek, "Ytktınkrsa daha iyi, yeniden kullanüması halinde astarı yüzünden daha pahalı olacak" dedi. Migren Paneli'nde uzmanlar görüş bildirdt Migrenden kıırtıümak için bir yaşam sürün ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) Migren (yanm bas ağnlan), üç bin yıldır bilinen, ama bugün bile bilinrneyen yanlan çok olan bir hastalık. Belki de insanhğın en eski hastalığı. Aynca migren, 345 liralık bir ilaçla olduğu gibi, 20 bin 800 liralık bir ilaçla da tedavi edilebilen bir hastalık. Tedavinin en az altı ay sürmesi şart oiduğuna göre bu rakamları altıyla çarpmak gerekiyor. Ibni Sina Hastanesi'nde aylık büimsel toplantıda Prof. Dr. Adnan Güvener, Prof. Dr. Nermin Mutluer ve Prof. Dr. Cankat Tulunay, meslektaşları, öğrencileri ve basın önünde migren konusunu taruştılar. Bilimadamlanna göre migren, "ailesd bozukluk yanı ağır basan vc degişen sddık, şiddet ve süreyle kendini gösteren bir bağ agnsı çeşidi". Ne var ki migren için daha birçok tanım yapmak, daha doğrusu her migrenli için bir başka tanım yapmak gerekiyor. Çünkü çoğu kez migrenle karıştırılan 15 çeşit baş ağıısı ve beş çeşit de migren var. Bu kabaca bir sınıflandınma ve aynca bu ağrılar kendi aralarında da birtakım sınıflara ayrılıyorlar. artış görülüyor. Yılda bir migren nöbeti geçirenler olduğu gibi, haftada iki nöbet geçirenler de var. Yüzde yüz kesin olmamakla birlikte araştırmacüar migrenliyi, "çok titiz, ihtiraslı, her yaptıgı işin en mükemmel olmasını isteyen ve kolay hayal kınklıgına ugrayan" insan olarak tanımlıyorlar. Beş çeşit migrenin hemen hepsinde bir ağrı öncesi dönem var. 1530 dakika sürebileceği gibi, 48 saat öncesinden esnemelerle kendisini hissettirdiği de oluyor bu dönemin. Görme bozuklukları, titreme, kusma, tedirginlik, huzursuzluk, bulanık bir ortamda parlak ve zikzakh çizgilerin gorülmesi, migrenin ilk belirtileri. Ağn dönemindeki şiddetli baş ağnları ve ağn sonrasindaki bitkinlik, migreni tamamlayan öğeler. Komplike migrende bazı durumlarda agnh larafta felç de görülebiliyor. Migren nöbetlerini davet eden birçok etken var. Bunlann en önemlisi, çeşitli nedenlerle yaşanan stresler. Hormonlardaki hızh değişimler, alkol ve özellikle şarap, sodyum glutomatlı maddeler, bol narenciye yemek ve sosis, migrenli hastalarda nöbete çağn çıkanyor. Kunı sıcak hava, parlak güneş ışığı, aşın yorgunluk ve çocuklarda travmalar, ateşli hastalıklar, depresyon, tedavi amacıyla kullarulan bazı ilaçlar migren nöbetlerini artıran öteki etkenler. Prof. Dr. Cankat Tulunay, migrenin bilinmeyen yanlannı anlatırken, bu hastahğın yalnız tıbbi olmadığını, toplumsal ve ekonomik bakımdan da önetnli olduğunu söyledi. Prof. Tulunay'a göre, ABD'de 1020 milyon migrenli var. Bu sayı bizde 2.55 milyon olarak tahmin ediliyor. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanı Prof. thsan Dogramact, vize almadan atılan öğrencilerin yasada aksine bir hüküm olmadıgı sürece af kapsamına gireceklerini söyledi. YÖK Başkanı, "Siz vize alamama nedeniyle atılan öğrencilerin af kapsamı dısutda kalacağını açtkladuuz, yasada böyle bir şey yok" biçimindeki soruya, "Yasada böyle bir hüküm yoksa tabii ki af kapsammagtrerler. Herşeyyasalar dahüinde olur" yanıtını verdi. Prof. Doğramacı, üniversite öğrencilerinin demek kurmak için de doğrudan valiliklere basvurmalan gerektiğini söyledi. yot Köprüye tercihli Her hareheti moda olan bir sanatçı: Chanel Haber Merkezi Kadının bugünkü özgür giyimini, özgiirce davranışlannı kim sağladı? Arada bir aklınıza bu soru takılabilir, yanıtını bulmakta da zorlanabilirsiniz. Bugünkü çağdaş kadının yaratılmasına önayak olan, yüzyıl basmdaki kat kat giysilerden kadınlan kurtaran ünlü modacı Chanel, ya da moda dünyasmda tamnan adıyla "Coco Chanel'dir. 1883 yıhnda Fransa'da doğan ve gerçek adı Gabrielle olan "Coco" Chanel, öncelikle şapkacı olarak işe başladı. Daha sonra ilgi alanını geliştirip bugünkü dünyaca ünlü modaevi Chanel'i yarattı. Ancak "Coco" Chanel'in bir ilkesi vardı. Kadının şıkhğmı tamamlayan unsur her zaman "parfüm"dü. Chanel imzası taşıyan giysiler içindeki kadınlar da Chanel imzah parfüm sürünmeliydiler. Böylece 20'li yıllann başında geliştirdiği modaevine ek olarak "Coco" Chanel, bir de parfüm yarattı, adını da " N o . 5 " koydu. tlginçtir, Chanel No.5 bugüne kadar kadınlann gözdesi bir koku olma özelliğini korumuş, hatta sişesi New York'taki Modern Sanat Müzesi'nde teşhir edilmeye başlanmıştır. USTA BtR SANATÇI Chanel, moda dünyasında estirdiği fırtmalara her yıl yenisini eklemekte çok usta bir sanatçıydı. örneğin kadınlara, 20'li yülarda siyah ve bej rengi, erkek ceketi kesimli, sade tayyörleri, sonralan da altın zincirleri, zincir saph, omuzdan askılı çantalan, arkası açık, îkd renk pabuçlan kabul ettirdi. Chanel'in özel yaşatnı da bir başka âlemdi. Paris'in en ünlü sanatçılannın gözdesi olan Chanel'in, yakm dostlan arasında döneminin "feminist"i olarak nitelenebilecek ünlü kadın yazar Colette, ünlü tiyatro sanatçısı ve yazar Jean Cocteau, besteci tgor Stravinsky sayılabilir. Jarse kumaşı kadınlara ilk kabul ettiren de "Coco" Chanel'dir. Efsanevi "Coco" ile ilgili olarak bir dostu şunlan anlatıyor: "20'li yülardı. Coco, saçlannı erkek gibi kestirmeye karar verdi. O gece de operaya gitti. Daha haftası dohnadan Fransa'da 35 bin berber salonu açılmış, bütiin kadınlar Coco saç biçimini taklit etmeye başlamıştı." SAHTE MÜCEVHERLER Sahte mücevheri de moda dünyasına kabul ettiren "Coco" Chanel'den başkası değil. Sıra sıra kristal boncuklardan yapılma kolyeler, kristal boncuklu küpeler takabilecek yürekülikte tek kadın o dönemde "Coco" Chanel'di. Ama bu yenilik öylesine tuttu ki, bir taklit mücevher furyasıdır başladı. 1922'de bir deniz gezisinde güneşten korunmaya gerek duymadığı için bronz bir tenle Paris'e dönmüstu. Kadınlar onun bu ten rengini öylesine beğendiler ki, güneşten korunmak için yanlannda taşıdıklan şamsiyeleri bir yana attılar. O zamandan beri de bronz ten modası aldı yürüdü. Şimdilerde ise, güzelUgİn ve şıkhgın başlıca koşullanndan biri olarak kabul ediliyor. Chanel, 10 Ocak 1971'de öldü. Ama yetiştirdigi sanatçılar, onun baslattığı ve geliştirdiği çizgiyi yenileyerek sürdürüyor. Son yıllarda Chanel Modaevi'ni ünlü modacı Carl Lagerfeld'in yönettiği biliniyor. Lagerfeld'in, Chanel imzasıyla hazırladığı son sonbahar ve kış koleksiyonu ise, anılarda silinmesi zor izler bıraktı. Şimdi bu ünlü modaevi, çok yakın bir zamanda parfümlerini Türkiye'de satışa sunacak. lstanbul, Ankara ve Izmir olmak üzere satışa sunulacak bu parfümler kadınlar için, ilk kokusu Chanel No.5, Chanel No.19, Cristalle ve yeni yaratılan Coco. Erkekler de unutulmamış. Koku meraklısı erkeklerimiz için 1955'te çıkanlan "Pour Monsieur" ve bir mitoloji kahramanının adından esinlenerek yaratılan "Antaeus" var. Pul merakhları için yeni satış yöntemi Haber Merkezi Fransız asılh Amerikalı bir işadamımn dünya çapında bir kampanya açarak "pul koleksiyonculuğu"nu yeniden canlandırmak için kollan sıvadığı bildiriliyor. International Herald Tribune gazetesinin haberine göre merkezi Miami Beach'te olan "International Stamp Exchange Corp." (Uluslararası Pul Borsası Şirketi) sahibi ve yönetim kurulu başkanı Marc Rousso, pul koleksiyonculuğunu, geniş halk kitlelerine yaymak için önemli ölçüde tanıtım ve özellikle de gençlere "kâr geürid bir iş" telkininin gerekli oiduğuna inanıyor. Marc Rousso bu konuda diyor ki: "Günümüzde pul koleksiyonculuğunun modern, tutulan bir merak olmadıgı kuşku götürmeyen bir gerçek. Ancak, gençlere bunun çok zevkli, aynı zamanda da kârlı bir merak olduğunu kanıtlamaya çalışıyoruz." Marc Rousso'nun bu amaçla baslattığı kampanyanın özü şöyle: Pul koleksiyonu yapmak isteyen, bu arada da evinde teleks alıcısı, ya da özel bilgisayan olan herkes bir çesit pul açık arttırmasına katılacak. Açık arttırmanın başladığı duyurulunca merakhlar teleksleri, ya da özel bilgisayar ekranlannın başına geçecekİer ve karşüannda her pul için verüen fıyat listelerini inceleyecekler. Satışta, verilen fiyat istenen fiyata eşitlendiği anda satış elektronik olarak hemen tamamlanacak. Verilen fıyat, istenenin alünda kahrsa bu durumda satıa pulu isterse satacak. BugUnkü durumda pul pazannda dönen para dünya çapında yüda 540 milyon dolaı olarak hesaplandı. Oysa, Rousso'nun kampanyayı başlatmasının ardından kasım sonu ile aralık başı arasuıda geçen 10 gün içinde dönen para 400 bin doları geçti. Rousso'ya göre bu, gün geçtikçe de artıyor. Bu arada şirket pul koleksiyonculuğunun faydalan üzerine radyolar ve televizyonlarda geniş çaplı bir de reklam kam panyası başlatıyor. Rousso, bu işe 10 yasındayken zarflaruı üzerindeki pullan toplayarak merak sardığını, yülar geçtikçe de geliştirdiğini anlatıyor. lstanbul Haber Servisi Boğaziçi Köprüsü 'nun yoğun trafik yukünü hafıfletmek ve geçişleri hızlandırmak amacıyla, tstanbul'un ulaşım planı üzerinde çalışmalannı yürüten Federal Almanya Essen Üniversitesi yetkilileri çeşitli incelemeler yapacaklar. Karayollan 17. Bölge Müdürlüğü de kendi bünyesinde çalışmalan yürütecek. tstanbul Anakent Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Kurulu, Boğaziçi Köprüsü 'ndeki geçislerin rahatlatılması ve hızlı trafik akımı sağlanması amacıyla çeşitli öneriler üzerinde çalısmalanna başladı. İETT Genel Müdurü Bozkurt Doğan, Boğaziçi Köprüsü üzerinde tercihli yol sisteminin gerçekleştirilmesi halinde, yalnız toplu taşımacıiık yapan araçların bu yoldan yararlanması gerektiğini öne sürdü ve tETT'nin, Mecidiyeköy, Taksim ve Beşiktaş gibi belli merkezlere bu durumda gerekli sayıda otobüs sağlayabileceğini söyledi. Sakatları Koruma ANKARA (ANKA) Türkiye'de sakatlan korumak, sakatlıklan önleyici ve tedavi edici önlemleri almak üzere oluşturulan "Sakatlan Koruma Milli Koordinasyon Kurulu"nun tüzüğü Resmi Gazete'de yayımlandı. Tüzüğe göre, sakaüann sosyal, tıbbi ve mesleki rehabilitasyonu ile eğitimleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinden aynlan birfondan karsılanacak. Ağrının türünü aaptamak için Prof. Dr. Nermin Mutluer, kendilerine başvuruda bulunan hastalann yüzde onunun baş ağnsırun gerçek migren olduğunu bildirdi ve ağrının türünu saptamak için önce hastayla çok iyi bir konuşma yapmak, hastanın dahili ve cerrahi özgeçmişini öğrenmek, kadınsa bazı nisai durumlannı da araştırmak gerektiğini söyledi. Bu konuşmanın arkasından çok iyi bir fiziksel ve sinirsel muayene, röntgen çekimlerinden kan, idrar tahlili ve bilgisayarlı tomografıye kadar birçok deneyi kapsayan laboratuvar aşaması ve son olarak da hastaya uygulanacak psikolojik testler geliyor. Ancak bundan sonra hastaya kesin tanı konulabiliyor. Genellikle 40 yaşın altmdaki insanlann yüzde on beşi migrenli. Ama rahatsızlık en çok 530 yaş arasında görülüyor. Bu dönemlerde migrenli sayısı kadın ve erkek bakımından eşitlik gösteriyor. Yaş ilerledikçe kadınlarda Sıra sıra kristal boncuklardan yapılmış kolyeler, kristal boncuklu küpeler takabilecek tek kadın, o dönemde Chanel'di. F. Alman parlamento heyeti ANKARA (ANKA) Federal Almanya Meclis Başkanı Jenninger'in başkanlığında bir Alman parlamento heyeti temaslarda bulunmak üzere 2427 Mart 1986 tarihleri arasında TBMM Başkanı Karadumanın davetlisi olarak Türkiye'ye gelecek. Çazeteci Reşat İleri öldü tstanbul Haber Servisi Gazeteciler Cemiyeti üyesi, basın şerefkartı sahibi Gazeteci Reşat İleri öldü. önceki gün ölen Reşat İleri, 1914 yıhnda Istanbul'da doğmuş, 1937 yıhnda Tan Gazetesi'nde mesleğe başlamıştı. Çeşitli gazetelerde muhabiriik, yazarhk ve yazı işleri müdürlüğü görevlerini yapan tleri'nin cenazesi bugün saat 11.00'de Cemiyet önünde yapılacak töreni takiben öğle namaztnda Feriköy Camii'nden kaldınlarak Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verilecek. ABD'de pornografiye karşı savaş açıldı Feministlerle muhafazakârlar seks füm ve yayınlarının yasaklanması için birleştiler ŞEBNEM ATİYAS NEVV YORK "Amerikada her şey olur" denir. Son olarak sansür, feministlerle muhafazakârlan birleştirdi. Artık muhafazakârlar, sarısür yanhsı olarak yahuz değiller, yanlannda hiç dejımmadıklan koca bir feminist ordusu var. Feministlere göre pornografı "kadının aşagüanması" demek. "Vücut parçalanna indirgenmesi" demek, daha da kötüsü "kadına karşı şiddetin artması" demek. Bu nedenle kesinlikle yasaklanmalı, muhafazakârlara göre ise, pornografı, "aşkın ve güvenin seks ve cinayete dönüşmesi, Batı medeniyetinin çökuşü, tamiri mumkün olmayan bir günah" demek, bunlardan ötürü yasaklanmalı. Uzun süredir özellikle video filmleri ve özel televizyon kanallanyla oturma odalannın olağan bir parçası haline gelen pornografiye karşı gerekli önlemlerin alınması için yüksek mahkeme geçen baharda 11 kişilik bir komisyon oluşturdu. Komisyonun temel görevi pornografınin topluma zararlı olup olmadığını saptamak ve gerekli önlemlerin neler olabileceğini'araşurarak, Kongre'ye bir rapor sunmak. Bu amaçla komisyon şimdıye değin Chicago, Huston, Los Angeles ve Miami'de kamuya açıkoturumlar düzenledi. Müksek Mahkeme, pornografiye karşı önlem alınması için 11 kişilik bir komisyon oluşturdu. Komisyonun görevi pornografınin topluma zararlı olup olmadığını saptamak. Pornografik film ve yayınların yasaklanması için muhafazakârlarla feministler işbirliğine başladı. lan yapımcılarına kadar herkese bir şeyler söyleme fırsatı çıktı. Feministlerin ve muhafazakârların merkezde olması nedeniyle bu en apolitik kesimlerden bile müthiş politik tartışmalar çıkıyor. Büyük bir kazanç kaynağmm tehlikeye düşmesi bu apolitik görünen koca pornografı sanayiini aniden "sansüre karşı demokrasi cephesi" haline dönüştürdu. Şimdi herkes sloganlan ve mitingleri ile aktif gruplar içinde mücadele ediyor. Bu gruplardan bazılan şunlar: Pornografiye Karşı Kadınlar, Sansüre Karşı Feministler, Pornografiye Karşı Birleşik Milli Cephe, Pornografiye Karşı Milli Koalisyon, Sansüre Karşı Homoseksüel Görev Gücü, Çocuklara Tecavüzü Önleme Cemiyeti, Cinsel Aynmcüığa Karşı Koalison ve daha onlarcası... Fornografı Komisyonu'nun oturumlarına genellikle FB1 tarafından hazırlanan programla başlanıyor. îki küçuk çocuk, Debbie ile David'in gölgeleri ruh hastası üvey babalan ve alkolik amcalannın tecavüzlerini anlatıyorlar. Daha sonra artık herkesin gazetecilerde ya da plakçılardaki video köşelerinde görmeye ahştığı değişik pozisyonlardaki ya da pozlardaki kadınh erkekli resimlere geçiliyor. Oradan çoğu yüzü kapalı olan "seks kurbanlan"nın dinlenmesine. Hep sorulan, "başuuza gelen tecavüz olayında pornografınin etkisi oiduğuna inanıyor musunuz?" sorusuna yanıt ise her zaman aynı. "Evet." Pornografinin insan davranışlanna etkisini, insanlan toplum dışı davranışlara itip itmediğini saptayabilmek amacıyla pek çok kuruluş çahşmalar yapmakta. değil, şiddet fibnlerinde kullaruldığını, bu aynmın önemli olduğunu belirtiyorlar. Televizyon kanallanndan birinde düzenlenen pornografı panelinde konuşan Sansüre Karşı Feministler Grubu'nun temsilcisi Marcia Patty şunlan söylüyordu: "Bugün pornografi sanayii müsterilerinin yüzde 4O'ı kadınlardır. Artık temel öge ustün durumda gösterilen kadınlar olmaya baslamıştır. Bu durum 'gd tatlırn' diyen kadınlar karşısında bir tavır geUştirmek zonında kalmak, erkekleri, özelUkle tutucuları rahatsız etmektedir." Köy muhtarlarınm nikâh kıyması ANKARA, (a.a.) Köy muhtarlarınm kendi görev sahalan dışında kıyacakları nikâhlar da geçerli sayılacak. Yargıtay lçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, köy muhtarlarınm kendi idari görev alanı dışında yaptıklan evlenme akitlerinin geçerli sayılıp sayılmayacağı konusunda Hukuk Genel Kurulu ile İkinci Hukuk Dairesi'nin kararlan arasındaki aykınlığı sonuçlandırdı. Karara göre, yasa kurallanna uygun hareket edildiği inancı içinde köy muhtarlan huzurunda yapüan evlenme akitleri, muhtann kendi idare görev alanı dışında yapılmış olsa bile geçerli sayılacak. Demokrasinin cilveleri Pomografı Komisyonu'nun çahşmalan, muhafazakâr kesimlerde meyvelerini vermeye başladı. Eyalet Konseyleri, Şehir Mechsleri, Kongre konuyu değişik vesilelerle tartışıyorlar, Cahfornia Eyalet Konseyi, pornografıyi dava edebilmeyi kolaylaştıran, "müstebcenlik kavramının yeniden tanımlamasını isteyen" pornografı ürünlerini agır vergilendiren 13 yeni yasa tasansını tartışıyor. Chicago'da da benzer çahşmalar yapılmakta. Televizyonda genelev reklamlanndan, dergilerde "ihtiyaca göre çocuk bulunur" ilanlanna kadar her şeyin mübah olduğu bu cümbüşte, kreş işçilerinin parmak izlerini almaktan, kamu sağlığı adına homoseksüel ilişkiyi yasaklamaya, kadına karşı şiddet diyerek sansüre vanlıyor. ABD'yi özgür dünyanın rakipsiz lideri olarak gören, bu nedenle söyleyecek söz bulamayanlar içinse bunlar demokrasinin "gıdıklayan" cilveleri. Müşterilerin yüzde 4O'ı kadın Pornografiye karşı olan feministler, özellikle seks fılmlerinde kullanılan şiddet öğesi üzerinde duruyorlar. Kamçılann, iplerin, çeşitli işkence araçlannın kullanıldığı focoğraflarda doğrudan gösterilmese bile, "tecavüzle ırza geçme fantezisinin" yattığını, insanlann buna özendirildiğini öne süruyorlar, aynca bu görüntülerin "kadının ikinci sınıf vatandaş" olarak algılanmasında temel rolü oynadığını söylüyorlar. Sansüre karşı olan feminisüere göre ise durum tam tersi biçimde de yorumlanabilir, yaptıklan istatistiklerde pornografi ürunlerinin pek çoğunda şiddet öğelerinden çok sevişen insanlann yer aldığını, şiddete teşvik edici unsurların pornografi Sansüre karşı demokratik birlik Bu nedenle ABD Fahişeler Birliği'nden, özel televizyon kanallannda yayın yapan seks program