22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EYLÜL 1985 * HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/U Hipodromdan TAHMtNCtLERİMİZİN GÖRÜŞLERÎ Taygun TURE Demtr TÖMER A.AKALP Kemal AKYER K.VİDİNÜ 01 241 21 254 2 2 G2 342 34 42 43 432 G3 8724 724 245 718 8741 G4 167 1 172 6 67 G5 G6 41217 5 12735 51 3513 5 45712 5 1274 5 ANKARA'dan YALÇINDOĞAN ginliğe yol açmama politikasına ters dü$ece$bu" savunuyorlardı. İlginçtir, Ankara Basın Savalığı'nın dünkü havası da aşağı yukarı aym doğrultudaydı. Olayların gelişntesini şöyle bir gözden geçirecek olursak, Özal'a ve ANAP'a egemen olan havanın savcılara da yansımış olduğu nu görebilirdik. Savcılık "bekUmeyi terdh" ediyordu. 12 Eylül döneminin tartışılmasmı yasaklayan 2969 sayılı yasaya gerçi bir muhalefet yoktu Demirel'in açıklamasında;ama istenirse belki Ceza Yasası'mn 158. maddesinde yer alan "Cumhurbaşkanına hakaret" maddesinden soruşturma açılabilirdi. Ama bunun için de bizzat Evren'in izninin almması gerekiyordu. Dolayısıyla, başkentte ilginç bir siyasal çark dönüyor, önce "baslatüması düsünulen soruşturma isteği" aradan birkaç saat geçtikten sonra "bekUmeyt"'. almıyordu. Son gelişmeler karşısında ANAP'lılann çok temkinli ve ihtiyatlı davrandıklan gözden kaçmıyor. Hatta bu ihtiyat ve temkin öyle yoğun ki, kendi aralanndaki toplantılarda bile, görüşlerini açıkça sergilemekten kaçınıyorlar ve yalnız üstü kapalı değerlendirmelerle yetiniyorlar. Ama bu arada bir ilkeye de titizlikle uymaya özen gösteriyorlar: Cumhurbaskamna ters düşmemek... Bu konuda da başı özal çekiyor. Arka arkaya yapılan açıklamalar siyasal ortamı gerginleşıirirken, aynı ortamda farklı kutuplarm doğmasına yol açtı. Fizik kuralıdır. Bir yanda parçalanma olurken, öteki yanda da toplanma olur. Cumhurbaşkam Evren ile Başbakan özal ve ANAP herhalde bugüne dek böylesine "bir bütüniük ve ortak göriiş" hiçbir zaman oluşturmamıştı. Evren de, özal da aynı düşünceyi paylaşıyor ve aym görüşü savunuyorlar. Açıklamalar Çankaya ile özal hükümetini birbirine yakmlaştırmıştır. Sadece siyasal gelişmelerin değerlendirilmesinde değil, herhalde "savcıhğın harekete geçmek için beklemesinde de" Çankaya ile hükümet yine ortak düşünceyi savunmaktadır. Seren Karanimo mücadelesi TAYGUN TÜRE 1. AYAK: Geçen haftaki yanşında ijsiz koşmasına rağmen göz dolduran Verity. cuma sabahı sprintindc beğenimi kazanarak günün banko an olmuştur. Hafta îçinde iyi görünen Pernod, daha sonra şans verdiğim ısim olup, Yetim yanşın sürpriz atıdır. 2. AYAK: llknur, Jest arasındaki mücadele yanşın birincisini belirleyecektir. Işıl yarışın sürpriz tayı olur. 3. AYAK: Cezası bittikten sonra bir yanş gören Nemrut, hafta içindeki ciddi idmanlan ve güzel galobuyla yanşın en şanslı atıdır. Form durumlan iyi olan Anadolu, Tokuç ve Baturbey daha sonra şans verdiğim isimler olup, Bulut yarışın sürpriz atıdır. 4. AYAK; tlkbuğra ve R.Sangster idman durumlarına göre yanşın en şanslı isimleridir. Yeni yeni duzelen J. Harmony daha sonra şans verdiğim isim olup, Liza yanşın sürpriz atıdır. 5. AYAK: Son galobunda iyi görünen Sonbatur, Alkoç ve Banu V yanşın en şanslı atlandır. Kadir Altınöz tarafuıdan itina ile çalıştınlan Kamacı ve duzelen Nezihbey sürpriz yapacak isimlerdir. 6. AYAK: Seren ve Karanimo mücadelesini seyredeceğımiz bu yanşta, cuma sabahı spnnünde biraz daha iyi görünen Karanimo'ya daha çok şans veriyorum. Yanşın sürpriz atı Keben olur. Puanlı. günün programı 1. KOŞU: (Handikap) C Gr. Araplar Saat: 14.00 800.000 TL. 2. 3. 4. 5. 6. 7. (ÇtM) 1200 M. 5 7 3 6 1 4 (101) (341) (003) (042) (004) (000) (400) ı. Firuze(KG) Savkt I (KG) Perişanl Nomal Saüyel Venüsn Efkariye (KG) 61 58 57 55 53 48 47 Karakuş Z.MutİB (M) A.Soydan N.lUodur (M) Alan M.Akyol Sk.Göz 2 2. KOŞU: (Handikap) 3 Yk. tngüizler Saat: 15.00 1.600.000 TL. (M) (M) (M) (75) (70) (45) (t) (30) (18) 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. Yetim I Verity Caagül (KG) Nike Pernod Karoo I ödül SoKarHar Loteda Macera (BMH) 58 57 57 56 55 54 50 49 46 47 S.Akdı Cankıhç Dede A.Atp N.Kandur Aku İ.Köksal Z.Mutl» Sk.Göz N.Polat (ÇİM) 1600 M. (420) (203) (400) (320) (330) (000) (000) (000) (000) 10 (000) (Baştarafi 1. Sayfada) yasal gelişmeleri görüşmek üzere Başbakan ve Genel Başkan Turgut öz"!'ın baskanlığında toplanan genişletilmiş Başkanhk Divanı Toplantısı sırasmda iiyeler bu tür değerlendirmelere girdiler. ANAP yönetimine göre, Demirel yukarıdaki cümlede özetlenebilecek bir düşünceden yola çıkıyordu. Yine ANAP'a göre, Doğru Yol Partisi ile Halkçı Parti de daha başka bir durumda değildi. Örneğin, Doğru Yol Partisi "Tabanda eriyor ve erimesini önlemek için eskiden ahşılmış, ama artık halkın bıktığı ve bugün istemediği bir siyasal gergintik havası yaratmak istiyor"du. Bu nedenle de politikasım "sert veyersiz çüaşlarla" sürdürüyordu. Halkçı Parti ise, bir yandan SODEP'le birleşmekte oluşu nedeniyle kendisini gündemde tutuyor, diğer yandan da örneğin af konusunda olduğu gibi, kamuoyunda ortalığı heyecana verecek çıkışlarla varlığını kanıtlamak istiyordu. ANAP, "bir iktidar partisi olarak bu tür siirtüşmelere" girmezdi. Bu tür siyasal oyunlara pabuç bırakmaması gerekirdi. Genişletilmiş ANAP Baskanlık Divam'nda üyeler Ozal'a "Demirel'bt açıklaması konusunda ne düfündüğünü" sorduklannda, Ozal orada da aym yanıtını tekrarladı: "Yorum yok." ANAP'hlar, "Demirel bu tür davranışlarla kendini yıpratıyor, ülkenin bu kadar meselesi varken, meseleyi şahsileştiriyor" diyorlar ve toplantıda dönüp dolaşıp aym noktalara değiniyorlardı. Aym toplantıda verilen yamtın bir de öteki yanı vardı, yani savcılıktaki inceleme. Eğer savcılık bir suç unsuru görürse ve dava açmaya kalkarsa ne olacaktı? Toplantıda bir ANAPyöneticisi "Inşallah savcılık böyie bir soruşturma açmaya kalkmaz" dedi. Gerçi yargı bağımsızdı. Ama hükümet de parti de böyle bir soruşturma açılmasını kesinlikle istemiyor ve soruşturma açılmasımn izledikleri "siyasal gerginliği azaltma ve siyasal ger Buyük ödülu Varda'nın filnıi aldı ATİLLA DORSAY VENEDtK Dünyanın en eski sinema şenh'ği olmakla övünen ve aradaki bazı aksamaların dışında 1930'ların başından beri süregelen Venedik Şenligi'nin 42.'si de sonuçlandı. Polonyalı yönetmen Krzystof Zanussi baskanlığında seçkin sinema ve sanat adamlarından oluşan jüri "Altan Aslan Ödülü"nü, şenliğin baştan beri en beğenilen fîlmlerinden olan ve özgün anlatımı kadar Fransız taşrasına getirdiği eleştirel yaklaşımla da dikkatleri çeken Âgnes Varda'nın "Yersiz Yurtsuz" filmine verdi. Ikincilik ödülüne eşdeğerde sayılan Jüri Özel Ödülü, Arjantinli "sürgttndekj sinemaa" Fernando Solanas'ın "Gardel'in Siirgiinü" filmine gitti. Jüri ayrıca bir özel ödülü de yine sürgündeki bir sinemacı olan Polonyalı Jerzy Skolimovski'nin "Fener Gemisi" filmine verdi. Bir yönetmenin ilk ya da ikinci filmine gitmesi yönetmelik gereği koşul olan "Giimüş Aslan Ödülü" ise, Güney Afrika'nın ünlü yazarı J.M.Coetzee'nin bir romanından alınan ve Belçika yapırru olan Marion Hansel'in "TozDust" filmine verildi. En iyi oyuncu ödülleri, erkeklerde Fransız fılmi "Polis"in baş aktörü Gerard Depardieu'ye verilirken, kadın oyuncu ödülu jüri çoğunluğunun karanyla bu yıl verilmedi. Jüri ayrıca, önceden kararlaştırıldığı gibi İtalya'nın dev sinemacısı Federico Fellini'ye yapıtının tümü için bir "Altın Aslan" verirken şenlikteki filmleriyle ilgi çeken ve yaşlan 80 civarında dolanan iki ustaya, Amerikalı John Huston ve Portekizli Manuel de Oliveira'ya da özel birer ödül sundu. Ali Özgentürk'ün iki gün önce gösterilen "Bekçi" fılmi ilgiyle karşılandı, ancak başa güresecek kadar başanlı bulunmadı. Özgentürk'ün çok iyi bir konu ve çok ilginç bir kişilik yakaladığı, ancak gerek bu kişiliğin tüm boyutlanyla işlenmesinde, gerekse sinemasal anlatımda ge. rekli düzeye erişemediği, eleştirmerılerin genel kanısıydı. Bu arada Özgentürk ve MUjdat Gezen filmin büyük salondaki gösteriminde, bobinlerin karışması nedeniyle meydana gelen bir aksaklığı protesto ederek salondan çıktılar. UGUR MUMCü GOZLEM (Baştarafi 1. Sayfada) Demokrasilerde bu tür tartışmalar her zaman yapıltr. Bu tartışmalara alışmalıyız. Demokrasi, özgür tartışma düzenidir. Bu nedenle bu tartışmadan ' dramatik" sonuçlar çıkarmak son derece yanlıştır. Mele hele bu yanıt ve açıklamalarda büyüteç ile suç ögesi aramak büsbütün yanlıştır. Siyaset dünyasında çok yanlış yapılır. Yanılma insana özgüdür, ancak tehlikeli olan, bir yanlışın bir başka yanlış ile düzeltilmeye kalkışılmasıdır. 3. KOŞU:(Handikap) 2 Yş. Ingilizler Saat: 15.35 1.200.000 TL. (50) (77) (M) (»7) (30) (15) Martd Ifil Jest Ükanrll Hayril Ayjem I 57 56 55 54 52 46 Aku Kadir A.Atçı Caakıbç N.Kandar Sk.Göz (ÇtM) 1200 M. (301) (243) (13) (224) (214) (430) 4. KOŞU: (Handikap) A Gr. Araplar Saat: 16.10 1:600.000 TL. 05) (70) (55) (68) («•) (30) 1. 2. 3. 4. 5. 6. Nemrut Aaadolo Akçm Bulut 17 Krauozı Gürçeşme Tokuç (KG) Baturbey TaHer Senem 12 Anşalanlı 59 58 53 54 54 53 52 50 49 48 47 H.Kaym (M) S.Akdı (M) Z.Mutlu (M) A.Atçı (M) Saim Dede R.Tetik Kadir Cankıhç (M) N.Kandur (M) Sk.Göz (KUM) 2100 9 (000) 8 (200) 1 (000) (040) 11 (242) 6 (100) 2 (000) 3 (211) 4 (103) 5 10 (020) 7 (004) TAHMtN l.KOŞU: F: Safıye P: Firuze, Savlet S: Noma 2.KOŞU: F: Verity P: Pernod, Yetim S: Cangül 3.KOŞU: F: llknur P: Jest S: Işıl 4.KOSU: F: Nemrut P: Anadolu, Tokuç S: Baturbey 5.KOŞU: F: R.Sangster P: J.Harmony, İlkbuğra S: Liza 6.KOŞU: F: Sonbatur P : Banu V, Alkoç S: Kamacı 7.KOŞU: F: Karanimo P: Seren, Keben S: Uranu m (T2) 8. (65) 9. (li) 10. (45) 11. 7. 5. KOŞU: (Handikap) 3 Yş. Ingilizler Saat: 16.45 1.600.000 TL. (82) (50) (İS) (12) (60) (88) (70) 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. JetHann. tlk Bugra Nilhan II. Jab (kg) Gringo R. Saagester Liza Gttlbag(BMH) Cazgır (BMH) 58 57 56 56 56 55 53,5 59 49 Akın S. Akdı (M) H. Kaya (M) M. Giiaeş (M) Ekrem (M) A. Atçı Canlahc Aykut N. Kandor (ÇİM) 1600 M. 5 4 6 3 7 2 1 8 9 (144) (312) (320) (400) (020) (031) (114) (230) (040) 6. KOŞU: (Handikap) A Gr. Araplar Saat: 17.20 1.600.000 TL. (60) (5) (75) (78) (62) (22) (65) (12) 8. (45) 9. (68) 10. Şahnaz Utnrlu 5 Erdim Banu S (kg) Alkoç (kg) Tosnn Sonbatur Çayıralan Gülku Keyknbat NezihbeT («0) 12! Kamacı I (70) 13. Şahande («) 14. Kösesami 60 59 60 57 58 58 58 56 54 54 53 53 51 45 Dinsd 1. Köksal Cafer (M) Z. Mutlu Tmay N. Kaodar (M) S. Akdı H. Kaya (M) Cankıhç Aku Dede II Kadir (M) A. Atçı Özfilke (KUM) 2100 M. 1 4 5 13 8~ 9 3 10 7 2 11 12 6 14 (040) (000) (134) (420) (240) (003) (430) (100) (003) (130) (000) (004) (003) (000) ÖNERECEĞİMİZ İKtLt BAHİSLER 1. İKİLİ: l/2(***) 2/4(**) 2/5 ( ) * 2. tKİLt: 7/8(***) 2/7(**) 4/7 (* * ) 5/7 (*) 3. tKİLİ: 7/l2(***) 5/12 (**) 4/12 (**) 3/12 (•) 9/12 (*) 4. İKİLİ: 5/1 (• * * ) 5/4(**) 5/3 (•) Ecevit de Evren'e yanıt (Baştarafi 1. Sayfada) ması veya demokrasi ile bağdaşabilir ölçülere indirilmesi gerekir. Fakat öyle anlaşılıyor ki Meclis çoğunluğu, bu konuda, ya isteksizdir, ya da Cumhurbaşkanmdan yeşil ışık beklemektedir. Eğer Sayın Cumhurbaşkanının yakındığı gibi kamuoyunda Millet Meclisi ile ilgili bazı olumsuz izlenimler varsa, bunun başlıca nedeni, Meclisin kendi yetkilerini kullanmadaki ve demokratik haklarla özgürlükleri genişletmekteki isteksizliği veya çekingenliğidir. Bu konulardaki duşüncelerimi böylece özetledikten sonra, Sayın Cumhurbaşkanının Meclisi açış konuşmasi ile ilgili olarak, ben de çok önemli iki eksikliğe değinmek isterim. SUSULAN KONULAR Sayın Cumhurbaşkam, Meclisi açış konuşmasında, parlamenter sistemin özellikleri açısından üzerinde pek durmaması daha uygun olabilecek bazı konulara ağırlık verirken, asıl Üzerinde durması gereken konularda susmuştur. Bir Cumhurbaşkanının parlamentoyu açış konuşmasında öncelikle devletin uluslararası sorunlarına değinmesi ve o sorunlara ilişkin olarak devletin ve ulusun sesini dünyaya duyurması gerekir. Oysa Sayın Cumhurbaşkanı bu sorunlara hiç değinmemiştir. Türkiye için yaşamsal önem taşıyan, Ege'deki kıta sahanlığı ve hava sahası sorunlan vardır. Fakat Cumhurbaşkanı Sayın Evren, bu sorunlar üzerindeki suskunluğunu, Meclisin açış konuşmasında da sürdürmüştür. Konuşmadaki bu önemli eksikliğe bakarak, yabancı gözlemciler, Ege sorunlannm Türk ulusunu ve devleüni ilgilendirmediğini sanabilirler. Oysa çok yakından ilgilendirir. Brüksel'deki NATO komutanının kendi açıklamalanndan öğrendiğimize göre, bu komutan, geçmiş yıllarda Sayın Evren'le de anlaşarak, Ege'deki NATO düzenlemelerine ilişkin bir uzlaşma için Türkiye'nin nzasını almıştır; fakat uzlaşmanın Yunanistan'a düşen gereklerinin yerine getirilmeyişine seyirci kalmtştır. Böylece Türkiye, aldatılmış, bir oyuna getirilmiş olmaktadır. Bu konuya, özellikle Sayın Evren'in, Cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığı Meclisi açış konuşmasında değinmesi gerekirdi. Fakat değinmemiştir. TRT. OSMANLININ SESİ Suudi Arabistan aylardır, Hatay doğumlu Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlanna vize vermiyor. Böylece Hatay'1 Türk saymadığını göstermiş oluyor. Cumhuriyet dönemi boyunca Türkiye, dışandan böylesine ağır bir muameleye uğramamıştı. Fakat şimdiye kadar, bu konuya Başbakan ve Hatay doğumlu Dışişleri Bakanı değinmedikleri gibi Cumhurbaşkanı da değinmek gereği duymamıştır. Sayın Cumhurbaşkanının, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açış konuşmasım inceleyen yabancılar, Türkiye'nin uluslararası alanda, afla ve ölüm cezasıyla ilgili olarak dışanda yapılan tartışmalardan başka bir sorunu olmadığını sanabilirler. Sayın Cumhurbaşkanımn Meclisi açış konuşmasında gördüğüm bir başka önemli eksiklik de, son zamanlarda laiklikten kaygı verici sapmalar olmasına karşın, bu konu üzerinde hiç durulmamış olmasıdır. Gerçi, bir cumhurbaşkanının iç siyasette tartışma konusu olan sorunlara değinmekten kaçınması, parlamenter sistemin gereklerine uygundur, ama Sayın Cumhurbaşkanının o tür sorunlardan birçoğu üzerinde göruş açıkladığı halde, laiklik üzerinde hiç durmamış olması dikkat çekicidir. Kaldı ki, bu sorunun bir özelliği vardır. Laiklik, cumhuriyetin, Atatürk devriminin ve devrimle oluşan Türk milliyetçiliği anlayışının temelidir. Onun için, laiklikten sapmalar karşısında duyarh olmak bir cumhurbaşkanı için, devletin temeline sahip çıkmanın gereğidir. Sayın Cumhurbaşkanının Meclisi açış konuşmasım izleyenler, bu konuda, milli eğitimi cumhuriyetin temel ilkelerinden de, çağdaşhktan da uzaklaştıran ve TRT'yi 'Osmanlının sesi' durumuna getiren bir kültür politikası konusunda, hiçbir tedirginlik du>Tmadığı kanısına varmış olsalar gerektir." Bu tartışmalara eğer gerçekten son verilmek isteniyorsa, bunun yolu yasakların kaldırılmasından geçer. Çağdaş hukuk devletlerinde hiç kimse, mahkeme kararı oimaksızın siyasal haklanndan yoksun bırakılamaz. Demokratik ü^ kelerde siyasal haklardan yoksunluk ancak bir yargı karan sonucu olabilir. Anayasa ile de yasa ile de böyle bir ceza yaptınmı uygulanamaz. Uygulanırsa, bu, siyasal yaşamın kanayan bir yarası olarak herkese acı verir. Bu yasaklar kaldınlmadan, 12 Eylül öncesi lider ve siyasetçilerin geçmişteki tutum ve davranışları eleştiri konusu da olamaz. Bu yasaklar nedeniyle "mağdur" sayılan siyasetçiler, bu "mağduriyet psikolojisi" içinde geçmişin yanlışlarını da unutturmaya çalışırlar. Olan da bu değil midir? İktidar partisi ANAP, bu yasakların kaldırılmasından yana değildir. Sayın Başbakan ile Sayın Cumhurbaşkanı bu konularda tam bir uyum ve dayanışma içindedirler. Çankaya ile Bakanlar Kurulu arasında sağlanan bu uyumun yadırganacak bir yönü de yoktur. Bu uyum bir bakıma doğaldır. Çünkü Özal, hem siyasal hem de ekonomik yönleri ile 12 Eyiül döneminin doğal uzantısıdır. Geçici ve yüzeysel çelişkilerin, bu bakımdan fazlaca bir önemi de yoktur. İşin asıt dramatik yanı, 12 Eylül öncesi siyasetçilerin yasaklarını kaldırmak istemeyenler arasında aynı dönemin Başbakanlık Müsteşarının da bulunmasıdır. Ama hep böyle olur: Yassıada mahkumlannın af girişimleri, CHP eski Genel Başkanlanndan merhum İnönü ile Sayın Ecevit'in özden ve içten çabaları ile gerçekleşmemiş miydi? Evet böyle olmuştu. Yıllar önce, 27 Mayıs ihtilalinden sonra da benzer sorunlar yaşanmış, ihtilalin korunması amacıyla "yuvarlak masalar" etrahnda toplanılmış, protokollar imzalanmış ve bir de "Tedbirler Kanunu" çıkarılmıştı. Sonra ne olmuştu? Bir süre sonra bu yasa bütün partilerin elbiriiği ile kaldınldı ve tartışmalara kapılar aralandı. Bugün de yapılması gereken budur. Bir an önce bu yasaklar kaldınlmaiı ve 12 Eylül öncesi siyasetçileri partilerde yerierini almalıdırlar. HP bu amaçla anayasa değişikliği ve yasa önerisi hazırlayıp TBMM Başkanlığı'na verebilir. Böyle bir girişim ANAP'ın gerçek yüzünü de ortaya çıkartır, siyaset sahnesindeki "maskeii balo" da böylece son bulur. "Siyaset yasaklan" deyince, akla yalnızca 12 Eylül öncesi siyasetçileri de gelmemelidir. Bu ülkede, binlerce insan, sahibi oldukları siyasal düşünceden ve felsefi inançlardan ötürü yıllardır "yasak duzenleri" içinde yaşamaktadıriar. Bunlar ne bir siyasal partiye girebilirter, ne de bir devlet kapısına başvurup iş isteyebilirler. Bu insanlara, en kutsal yurt görevleri bile ceza yaptınmı olarak uygulanır. Pasaport almak bile yasaktır bu insanlara! Yalnızca kendileri için hak ve özgürlük isteyenler, acaba bu insanlar için de vicdanlannda küçük de olsa bir sızı duyarlar mı dersiniz? Ozgürlüğün, yalnızca kurulu düzen yanlısı siyasetçilere özgü bir tapulu mal olmadığını anlatmak için ciltler dolusu kitap mı yazmak gerekir? Siyasal tartışmalara Ceza Yasası'mn kanştırılması, sorunlan büsbütün giiçleştirir. Geçmişin örnekleri ortada. 7. KOŞU: (TGK. Kş.) 3 Yk. tngüizler Saat: 18.00 10.000.000 TL. (80) (60) (65) (70) (90) (15) (1 1. 2. 3. 4. 5. 6. Karanimo Urartu Sundaacer Kebea Seren I Reşatbey ve 60 60 60 60 60 60 Nolu Ekrem O. Kaadnr (M) Cankdıç Kadir (M) S. Akdı (M) Mümin atlar (ÇtM) 2400 M. (221) (211) (033) (242) (111) (110) eküridir.) ÖNERECEĞİMİZ ÇİFTE BAHİSLER 1. ÇtFTE: 5/2 ( * * * ) 2. ÇİFTE: 1/12 (*••) l/5(**) l/4(**) 1 7 (**) / 1 1 (•) /0 5/1 (•*) VELİEFENDİ'DEN GALOPLARSPRİNTLER Atnriı 2.I0ŞU: 1000 MO 400 2td İsi Jokcv Tırit 5. KOŞU: KEMAL AKYER 53.5 27 26.5 28.5 26.5 25.5 28.5 26 13 R Ahn ÇR S.Akdı R A.Atp Ç M.Güneş R Ekrem R A.Atçı ÇR Cankıbç 5.9.85 6.9.85 5.9.85 5.9.85 5.9.85 5.9.85 5.9.85 5.9.85 1.9.85 4.9.85 5.9.85 5.9.85 6.9.85 5.9.85 5.9.85 6.9.85 6.9.85 5.9.85 6.9.85 5.9.85 6.9.85 6.9.85 6.9.85 6.9.85 2.9.85 6.9.85 6.9.85 Ycüm («0/40) Verity Cangfll Nikt (bsa) Pernod Karoo 1.07 ödül 1.13 S.Hannony (600/40) Lutecia 1.09.5 3. KOŞU: Martd Işd Jest llknur Hıyri Ayjen 26 ÇR S.Akdı 5.9.85 57 28 R Canbbç 28.8.85 26 13 Ç Dede 6.9.85 13.5 R A.Atp 6.9.85 53 25.5 Ç Nedim 25.5 53 5.9.85 27 Ç Şaban 25.8.85 M 5.8.85 Ç İ.Köksal 25 Ç AJVtçı 30.8.85 29 Ç S.Karagöz 5.9.85 R Akın ÇR Kadir R A.Atp ÇR Cankıbç R İ.Çak Ç S.Karagöz R H.Kaya R S.Akdı Ç ZJHuthı R A.Atçı ÇR Saim R H.Güneş ÇR Rasim ÇR Karaaş R Cankıhç ÇR Orhan Ç Sedat 6.9.85 6.9.85 5.9.85 6.9.85 5.9.85 6.9.85 5.9.85 6.9.85 6.9.85 1.9.85 6.9.85 5.9.85 5.9.85 5.9.85 6.9.85 5.9.85 29.8.85 Jet Hannony 1.07 tlkbu|ra Nilhan 1.07 Jah Gringo (600/38.5) R.Sangster 1.08 üza (600/40) 6. KOŞU: Şahnaz Ugurlu Erdim Banu Alkoç Tosun Sonbatur Çayıralan Gulktt Keykubat Nezihbey Kamaa Şahande Kösesami 7. KOŞU: Karanimo Urartu Keben SunDanca Seren (çul.) Reşatbey 1.13 1.16.5 1.15 1.14.5 1.15 1.10.5 1.11.5 (600/45.5) (600/44) 1.14 (600/43.5) (600/46.5) 1.07.5 (600/40) (600/40) (Baştarafi 1. Sayfada) Ayn Zaleh petrol tesislerinin tahrip edildiği duyuruldu. Bilindiği gibi IrakTürkiye arasındaki petrol boru hattı, Musul Kerkük yöresinden gelen petrolü Yumurtalık limanına akıtmakta. Iran Cumhurbaşkanı Ali Hamaney, konuyla ilgili olara yaptığı açıklamada, Irak petrol tesislerinin bombalanmasının, Harg Adası'na yapılan saldınlara misilleme olarak gerçekleştirildiğini kaydetti. Hamaney, Iran'ın Basra Körfezi'nden petrol ihracının tehlikeye düşmesi halinde, Körfezdeki limanların hiçbirinden petrol sevkiyatı yapılmasına izin vermeyeceklerini belirtti. Irak ise, tran'ın Musul kenti yakınlarındaki petrol tesislerini bombaladığı yolundaki haberleri yalanladı. Irak askeri sözcüsu, Ayn Zaleh'i bombaladığı haberini ispat etmeye çağırdı. Iran Renda: Gerçek yargı (Baştarafi 1. Sayfada) kalmadan çalışmalannın başta gelen görevleri olduğu nu" hatırlatırken, Yargıtay Birinci Başkanı Nihat Renda, adaletin hızlı çahşmadığından ve pahalı olduğundan yakındı. Renda "Bugün yargı bagımsızlığının ve yargıç güvencesinin gerçek anlamda var olduğunu söylemek olanaksızdır" dedi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Teoman Evren de günümüzde hukukun üstünlüğü kuralının sarsıntı geçirdiğini beürterek, Hâkim ve Savcüar Yüksek Kurulu'nun yargıçlar için güven verici olmaktan uzak bulunduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı Evren konuşmasında hukuk kurallannın uygulanması yanında, bu kurallan uygulayan yargı kuruluşlannm örgütlenmesinin de büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Genel anlamda teşkilat, tespit edilmiş bir amacın gerçekleştirDmesi için görev ve yetkilerin insanlar arasında dagıUlmasıdır. Teşkilatın canlı ve dinamik bir yapıya sahip olması gerekir. Amacın ihtiyaçlara göre degismesi sonucu, bugün örnek alman bir kuruluş, degişen ihtiyaçlara göre zaman süred içinde örgüüenmemesi halinde, çjüısmalan aksayacak ve kuruluş pek çok noksanlıklan bünyesinde banndıran bir şekle dönüşecektir" biçıminde konuştu. Evren ilk derece mahkemeleri ile Yargıtay arasında yer alacak bir yargı denetim orgamnın kurulmasınm zorunlu olduğuna değindi. Yargı kuruluşu çahşmalannın bilgili.taratsızvedürüst olmasının dürüst, etkin ve süratli bir yargılama sisteminin de vatandaşın devletine olan inanç ve güveninin en büyük göstergesi olacağını belirten Evren, "Yargıda görev alanlann ve alacak olanlann bu temel gerçegi daima gözönünde bulundurmaları ve sarflar ne olursa olsun etki altanda kalmadan çalışmalarını bu yönde siirdürmeleri başta gelen görevleri olmalıdır" dedi. YARGITAY BAŞKANI Yargıtay Başkanı Nihat Renda, Atatürk devrimlerinin temel taşının hukuk devrimi olduğunu, her devrimin gücünü, etkinliğini ve kalıcıkğını güçlü bir hukuk düzeninden aldığıru anlattı. Yargıtay Birinci Başkanı Nihat Renda, yargıçların sonınlanna değindiği konuşmasında "Büyük bir üzüntü Ue belirtmek istiyorum ki, bugün Türk hâkiminin, yerine getirdiği hizmetin yüceligi ve önemi ile koşut bir eğitimden geçirildiği söylenemez" dedi. Bugün "Yargı bagımsızlığının ve yargıç güvencesinin, gerçek anlamda var olduğunu söylemenin olanaksız olduğunu" bildiren Nihat Renda şöyle dedi: "Bütün dilegim, Cumhurbaşkanının başkanlığım yapacağı ve onun bulunmaması halinde Adalet Bakanı tarafından temsil edilecek bağımsız bir Hâkimler ve Savcüar YUksek Kurulu'nun bütün koşullanyla gerceklesmesidir." • inönü Evren 25 12.5 26 13 (600/38.5) 25.5 (600/42.5) 26.5 13 54.5 27.5 26 13 4. KOŞU: Nemrut 1.14 28.5 Anadolu (600/43.5) 28.5 14.5 Akça (600/43) 29 14.5 Bulut 1.13.5 29 Kralkın 30 14.5 Gürçesme 1.14 28.5 Tokuç 57 30 BatHrbey 1.14 28 Tnlfer 57 28 14 Senem (600/45) 30 Aüşalanb 1.11.5 30 29J ÇR A.Coşkan 31.5 R Yüdıznan 31 Ç Cafer 29.5 R Z.Mutlu 30 ÇR Tınay 30 15 ÇR Nedim 30 Ç S.Akdı 30 Ç V.Bozta} 29 14.5 Ç Canbbç 29 14.5 ÇR Akın 31 Ç Karatas 28.5 14.5 ÇR Kadiı 1.01 28 ÇR A.Atp 31.5 15.5 R Ozelke ' 51 25.5 12.5 51 25.5 12.5 26 13 28 26 13 26 13 ÇR Ç R R R R Ekrem O.Kandur Kadiı Mümra S.Akdı Mumin "ADIM:190 D MERCEDES DEĞERİM: 15.000.00aTL" SAT1Ş YERLERİ: MI11! Pn ANGO BAYII f.RI. PTT Mf RK171 FRI. MACV.MARDA VI HIR GALATASARAY SÜPER PİYANGOSU Demirerin yanıtı hâlâ AYRICA: 1111 CUMHURr^ET ALTINI (Baştarafi 1. Sayfada) nusunda "beklediği" bildiriüyor. Demirel'in yazısının önceki gün gazetelerde yayımlanması üzerine Ankara Basın Savcılığı harekete geçmiş ve açıklama metni üzerinde incelemeye girmişti. Savcılık, Demirel'in yamtında herhangi bir suç unsuru bulunup bulunmadığını araştırmaya başlamıştı. Sağlanan bilgilere göre, önceki gün Ankara Basın Sâvcılığı'ndan birkaç üye Adalet Bakanlığı'na giderek üç saat suren Dir toplantıya katıldılar. Savcılar daha sonra makamlarına dönerek kendi aralarında bir toplantıya girdiler. Demirel'in yanıtının "çok dikkatli bir üslupla yazdmış olmasına rağmen herhangi bir suç unsuru olup olmadıgının araştınlmasının sürdüriilmesi ne" kendi araiannda karar verdüer. Açıklamada 12 Eylül döneminin tartışılmasmı yasaklayan 2969 sayüı yasaya aykırı bir durumun olmadığını saptadüar. Başka bir yasa maddesine aykırılık bulunup bulunmadığını inceleyen savcılann, Demirel hakkında soruşturma açılmasıyla ilgili olarak, "şu anda berhangi bir karara varamadıklan ve bir süre daha bekleyecckleri" öğrenildi. Incelemenin ne zaman sonuçlanabileceği konusunda herhangi bir tarih vermeyen Ankara Cumhuriyet Savcısı Altan Saysel,bu arada "Adalet Bakanıyla göriiştiikten sonra durumun aydınlıga kavuşacagı" yolunda kendisine atfen yayımlanan demecin bir yanlış anlamadan kaynaklandığını, kendisinin bu sözleri sarfetmediğini de belirtti. (Baştarafi 1. Sayfada) Cumhurbaşkanı Evren'in TBMM'yi açış konuşmasım son derece oluınlu bulduğunu dile getirdi. özal, sözlerini "Ancak ne olursa olsun, biz bu makamı polemiklerin dışında tutmak gerektigiııe inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin birliğini bütünlüğünü temsil eden yüzde 92'nin üzerinde bir oyla seçilmiş olan Cumhurbaşkanı bu polemiklerin dışında bırakılmalıdır ki genç demokrasi daha saghklı ve sağlam getişsjn" şeklinde sürdürdü. Başbakan Özal, dün Anavatan Partisi il örgütü tarafından düzenlenen geceye katılmak üzere Izmir'e gitti. özal, Çiğli Havaalanı'nda eski sıkıntılı devirlerin kapandığını, Türkiye'nin ilerreme ve büyüme devrine başladığıru söyledi ve şunlan söyledi: "12 Eylül öncesinin karanhk günlerine dönmemek için elbirliği Ue. gönül birtiği ile çalışmak lazım. Biz bu konuda çok ihtiyatlı davranıyonız. Kimseyi karşımıza almayız, kimseyle kavga etmeyiz." (Baştarafi 1. Sayfada) sunu miOete bu başbakandan kurtuldugu zaman soyteyecegiz" dedi. Yüze yakın arabadan oluşan bir konvoyla karşılanan İnönü, ilçeye girişinden yarım saat önce elektriklerin kesildiğini öğrendi. Spor alanmda bir kamyonun üzerinde kurulan kürsüden güç şartlar altında konuşmasına başİayan înönü'nün sözleri sık sık "Başbakan İnönü" sloganlanyla kesildi. İnönü, bu sloganlara "Şimdi degil, şimdi Başkan Ömer Faruk Pala" diye yanıt verdi. Jenaratörlerle çalışan mikrofonun da kesilmesi üzerine acele getirilen bir taksinin aküsünden alınan elektrikle mikrofonun calışması sağlandı. Emirdağlüar, önceki aksam Devlet Bakanı Ahmet Karaevli'nin, dün de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakam Sudi Türel'in kendilerine "Trafonuz hizmete girdi, artık elektrikleriniz kesilmeyecek" dediklerini ve bu elektrik kesimisini garip karşıladıklarını büdirdiler. SODEP Genel Başkanırun bir günlük gezisine, Genel Başkan Yardtmcıları, MKYK'nin bazı üyeleri ve çevre illerinin SODEP il başkanlan, HP'nin bazı miletvekilleriyle MKYK üyelerinden bazılan katıldılar. Emirdağ Belediye Başkanlığı bir süre önce ANAP'h Erol Saner'in ölümü üzerine boşalmıştı. Seçime SODEP, ANAP, DYP ve bir bağımsız aday katılıyor. Orman (Baştarafi 1. Sayfada) katılan 2 erle bir orman görevlisi öldü. Davuüar bucağı yakınlanndaki alanda dün saat 18.00 sıralannda baslayan yangm, rüzgânn da elkisiyle kısa sürede geniş bir alana yayıldı. Bunun üzerine askeri birlUder ve köylülerden yardım istendi. Söke'den gelerek söndürme çalışmalarına katılan askeri birlikte bulunan 2 er ile bir orman görevlisi Ali Çelik yangın sırasında şehit oldular. İlk belirlemelere göre, 10 bin dekar dolayında ormanlık alanın tamamen yandığı sanıhyor. a.a.'nın verdiği haberde, ölen 3 kişinin dışında 19 askerin de kayıp olduğu belirtildi. Orman Bölge Müdürlüğü yangın söndürme ekipleri, yurttaşlar ve askeri birlikler, yangının denetim altına alınabilmesi için yoğun çaba gösteriyor. (Baştarafi 1. Sayfada)' sına bir yenisinin eklenmesine neden olan bu felaketten önce meydana gelen kazalar ve kayıplar ise şöyle: 23 haziranda Atlantik Okyanusu üzerinde düşen Hindistan Havayollan uçağında bulunan 329 kişi yaşamını yitirdi. 2 ağustosta Dallas'ta meydana gelen kazada ise 135 kişi öldü.12 ağustosta Japon Havayolları'na bağlı uçak düştü, ölü sayısı 520. Bu kazadan önce tngiltere'nin Manchester kentinde 22 ağustosta meydana gelen kazada ise 54 kişi öldü. Aınerika'da
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle