Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 3 EYLÜL 1985 (Baştarafi 1. Sayfada) kiye'de kimse için bir "medeni cesaret" konusu oltnamalıdır. Sayın Evren'in af konusundaki düşünce ve kaygılanna da katılma olanağı bulamıyoruz. Sanırız, "kader kurbanlan" adı verilen adi suç işlemiş hükümlülerin affı konusunda genellikle herhangı bir görüş ayrılığı yoktur. Olsa bile, bu ayrılık bu tür suçlarda yapılacak ceza indirimiyle ilgili olabilir. Af konusunda asıl can alıcı sorun siyasal nitelikli suçlar için af getirilip getirilmeyeceğidir. Kimse siyasal nedenlerte adam öldüren teröristlerin affedilmelerini istemiyor. Ya neyi istiyor? Şiddet eylemlerı ile ilgili olmayan ve anlamları dönemden döneme deöjşen siyasal suçlar nedeniyle cezaevlerinde bulunanların affedilmehr' 'steniyor. Ellerini kana bulamamtş, üstelik bu tür eylemlere var güçleriyle karşı çıkmış insanların siyasal düşünceleri ve felsefi inançlanndan ötürü yargılanmalarını uygarlığa da demokrasiye de aykırı görüyoruz. Bu yüzden sağcı ya da solcu, her kim yalnızca siyasal düşüncesinden, savunduğu bir göruşten, sahibi olduğu ideolojik ya da dinsel inançtan, üyesi olduğu bir sendika ve dernekten ötürü yargılanmış ve cezaya çarptırılmışsa, evet, bunlann affını istiyoruz. Uzerinde durulması gereken bir başka nokta da şudur: Silahlı sağ eylemciler, Ceza Yasası'nın adi suça ilişkin hükümleri gereğince mahkum edilmişlerdir. Buna karşılık duvarlara afiş asmak bile siyasal suç olarak görülmüş ve sanıklar Ceza Yasası'nın ilgili hükümleri gereğince çeşitli cezalara çarptırılmışlardır. Bu yüzden, adi suçlar için getırilecek bir af yasasından siyasal nedenlerle adam öldüren silahlı sağ eylemciler de yararlanacaklar, buna karşılık, hiçbir şiddet eylemine bulaşmamış düşünce suçu sanıkları, "devlete karşı suç" kavramı içine alınarak af kapsamı dışında tutulacaklardır. Bu yürekler acısı adaletsizliğe bir de daha önce yapılan düzenlemelerle çeşitli kaçakçılık suçlarının affedildıklerini de eklerseniz adaletsizlik daha da vicdanları tedirgin edici bir hal alır. Kaldı ki "devlete karşı suç işlemiş" diye tammlanan teröristlerin bir bölümü "Pişmanlık Yasası" olarak adlandırılan "ihbarcı affı" ile daha bugünden özgürlüklerine kavuşmuşlardır. Bu bir çelişki değil midir? Bir yandan "devlete karşı suç işleyeni affetmeyiz" diye anayasa maddeleri konacak, öte yandan devlete karşı suç işlemiş kanlı teröristler af edilecekler. Sonra da hiçbir kanlı eyleme girmemiş insanlar üyesi oldukları sendika ya da dernekleri nedeniyle yargılanacaklar ve af kapsamı dışında tutulacaklar... İşte biz bunu büyük adaletsizlik sayıyoruz. Ekleyelim: Bu "Pişmanlık Yasası", terör örgütleriyie ilgili operasyonlardüzenlenirken akla gelmemiş, suç kanıtları büyük ölçüde ortadan kaldırıldıktan sonra yasa kabul edilerek yürürfüğe konmuştur. Eğer bu yasa, teröristlerle ilgili operasyonların başladığı günlerde kabul edilseydi, hiç şüphesiz yararlı olurdu. Operasyonların üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra çıkarılan yasa, bugünkü uygulama ile "ihbarcı affı" anlamına gelmiştir. Öyleyse, "devlete karşı suç işleyenleri affetmeyiz" görüşünü kusura bakılmasın pek inandırıcı bulamıyoruz. işte devlete karşı suç işleyenler "Pişmanlık Yasası" ile birer birer affediliyorlar. 1974 affı ile ilgili degerlendirmeler de gerçeği yansıtmamaktadır. Yansıtmamaktadır, çünkü bu aftan yararlananların "binde biri" diyebileceğımiz bir bölümü 12 Eylül öncesi eylemlerine katılmış, diğerleri toplumun birçok kesıminde görev alarak siyasal yaşamdan tümüyle çekilmişlerdir. 12 Eylül öncesi eylemlerinin 74 affı ile açıklanmayacak çok yönlü, derin ve karmaşık nedenleri bulunmaktadır. Sayın Evren'in bu konular dışında yürekten katıldığımız düşüncesi, teröristlerin yurt dışında himaye gördükleri yolundaki haklı eleştirileridir. Gerçekten eli kanlı teröristlerin birçoğu Batı ülkelerinden "sığınma hakkı" istemekte ve bu istek de hemen kabul edılmektedir. Uluslararası terör ile mücadele edilecekse, teröristlerin ülkelerine geri verilmesi kuralı da benimsenmelidir. Bu arada, uluslararası terör konusunda bir toplantı düzenlemekte çok geç kaldığımızı da belirtmek isteriz. Zamanında bu amaçla öneriler yapılmış ancak nedense bu önerilere o günlerde hep sırt çevrilmiştir. Sayın Evren'in "kendilerinin susmalarına ve konuşmalanna göre rejimi değerlendirenlerle" iigili sözlerine de katılrnamak elden gelmiyor. Gerçekten Türkiye'de siyasal hak ve özgurlüklerı yalnızca kendilerı için tapulu mal sayan, ancak aynı hak ve özgürlükieri başkaları için yasaklayanlarınher dönemde var olduklarını biliyoruz. Özgürlük ya vardır ya yoktur. Demokrasi ya herkes içindir ya da hiç kimse için... Türkiye'nin özgürlük düzeni içinde bütün sorunlarını tek tek çözeceğine inanıyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşıyla temelleri atılan Cumhuriyetimizin "ikinci sınıf demokrasi" sayılması bizleri yüreklerimizden yaralıyor. Türkiye çağdaş uygarlık düzeyine çoğulcu demokrasi ile ulaşacaktır. Atatürk Türkiyesi'ne yaraşan da bu değil midir? UGUR MUMCU GOZLEM POLİTİKA VE ÖTESİ İİ MEHMED KEMAL • •• Solun birliği, birleşmesı, partilerin birbiri ile kaynaşması, yeni sol parti kurma isteği, ertelenmesi, elbette güncel olayların başında gelmektedir. Bu konulara değinmek istemiyoruz. Gene de, 'Niçin değinmiyorsun?' diye soranlar oluyor. Solun oy vermede birliğinden söz ediyoruz. Solun, heps nin bir rJartıde birleşmesi olmaz da demokrasiyi kurma yolun da oyları bir doğrultuda yönlendirmesi olabilir. "Amanın dağılmayalım" derken oylann bölünmesine karşı çıkıyoruz. Biz şimdiye değın elimızden geldigince sol yoluna özveride bulunduk. Bundan sonra da bulunuruz. Bu arada bizi tanıyan, az tanıyan, yenile tanıyan dostlardan mektuplar alıyoruz. Bunlann içinde kendiliklerinden yazanlar var, yazdırılanlar var, ayırmasını çok iyi biliriz. Mektuplarının ad verilmeden yayımlanmasını isteyenler de çoğunlukta. Bunlardan biri yanına beş imza daha takmış, "Adresimi saklı tutup bu mektubu aynen yayımlarsan helal olsun demokrat adammışsın derim, bekliyorum" diyor. Bizim demokratlığımız bir yana, kendi ne kadar demokratmış ona bakalım. "Bak Mehmed Kemal ağabey, eğer hepimiz SODEP'e mecbur isek, böyle bir kanun (bir aralık hooop diye) çıkmış ise o başka. Ama bizim böyle bir rızamız yok senin SODEP'ine. Neden yok, şundan, çünkü SODEP izin verildiği kadar demokrasiye razı, uysal, efendi bir parîı. Tam istediklen gibi yumusacık. Bize gelmez. Ama DSP biz solculara kapısını ardma kadar açmıyor ve 'buraya ancak demokrat sol olan girer1 diyor!' Mektubun hepsini değilse de can alacak satırlannı yayımladım. Bılmem 'demokrat adani oluyor muyum? Ancak bir satır ekleyeceğim. Ben kimseye şu partiye gırin, bu partiye girin demiyorum, solda birlik, oylann kullanımında bütünlük öneriyorum. Bir parti çatısı altırvda toplanmak başka bir şey. Parti kuruyorum diye solu böimek başka bir şey! Manisa'dan Veteriner Hekim Muhamrned Solak şöyle yazıyor: "LJderleri toplum yaratır ve peşinden gider, Tevfik Fikret'in deyimi ile 'Putunu kendi yapar, kendi tapar' Yönetim ve demokrasi çıkmaza girince yine liderler veya politikacılar suçlanır. Toplumu suçlamaktan korkulur nedense... Birinci Dünya Savaş/' nın Envefi, Talat'ı, 1946'da İnönü, 1960'da Menderes, 12 Eylül sonrası Ecevit ve Demirel suçlanmışlardır. Son günlerde Cindoruk'un beyanları üzerine Yeni Asır'da Güngör Mengi, 'Demokrasinin ve ülkenın bunalımlı günlerinde ihtilal devreye gihyor" ise "Bunda millet değil politikacılar suçludur" diyor. Acaba bu hep böyle midir? 1957 seçimlerinde Menderes'e oy verilmese Yasşıada ve 1960 harekâtı olur muydu? Yine 1973'te CHP rahat bir iktidar olsa 12 Eylül'e gelinir miydi? Bunlarda toplumun hiç kusuru olmamış mıdır?" İlginç sorular yöneltiyor ama, bunlann, bugünlerde açıkça tartışması yapılabilir mi? Cindoruk'a göre her on yılda bir iktidara getmek için ihtilal planlan yapılırsa demokrasi ışlemez olur. Demokrasi'nin işlememesınde siyaset adamlarının payı da büyüktür. 12 Eylül'den önce bir cumhurbaşkanı seçemeyen, bir koalisyon hükümeti kuramayan partiler mf suçludur, yoksa onları Meclise demokrasi için gönderen halk mı? Demokrasi seçmenlerin iradelerıni özgürce kullandıkları ülkelerde vardır. Demokrasi, oy verme üstünde basKilar sürüyorsa yoktur. Kaç kez siyasetçıler demokrasiyi çıkmaza soktular, halkımız oyları ile bunları düzeltmedı mi? Olayları, sağın birleşmesi, solun kaynaşması, ara rejim, anayasadaki geçici maddeler gibi oyalama çizgileri uzerinde görürsek, demokrasınin öncelikle kurulması doğrultusunda adımlar atılmazsa, demokrasi zedelenir, gene çıkmaza girer. Bir an önce sivil topluma geçilmek isteniyor İşbaşındakı siyasal iktidar da ortakları ile birlikte bunu engelliyor, erteliyor, ekonominin düzelmesine bağlıyor. Ekonominin düzeleceği yok, siyasal iktidann da parlamentoda alaşağı edilmesi oylarla olası değil. Öyleyse ne yapılacak? Bıkmadan, usanmadan, yılmadan demokrasinin kurulması savaşımı verilecek... Bunun da başka alternatifi yok. Bunun Alternatifi de Yok ANAP'tan coşkulu karşılama (Baştarafi 1. Sayfada) kendisini bekleyen ANAP'lılan Petek'in mikrofonundan, "Hoşbnldnk, bir Anm Balım çalın da gideliro, özlemişiz" diye selamlayan özal'a yurttaşlar, ANAP selamı ile karşılık verdiler. ABD'nin Houston kentinden hareketle Frankfurt üzerinden dün saat 17.55'te THY'nin "Aydın" uçağıyla Atatürk Havaalanı'na gelen Başbakan özal, yanında eşi Semra özal, özel doktoru Cengiz Aslan'la birlikte davul zurna sesleri ve kesilen 10 adet koçun arasında uçaktan indi. Uçağın kapısından itibaren apronda tek sıra halinde 100 metre kadar kuynık oluşturan karşılayıcılar içinde, Devlet Bakanları Mesut Yılmaz, Ahmet Karaevli, Kâzım Oksay. Abdullah Tenekeci, Bakanlar Cahit Aral, Safa Giray, Sudi Tttrel, Hösnü Dogan , Vali Nevzat Ayaz, Belediye Başkanı Bedrettia DaJan, çok sayıda milletvekili, il ve ilçe baskanları bulunuyordu. ANAP Başkanlık Divanı ve MKYK üyeleri hemen hemen tam kadro halinde alandaydı. Başbakan Özal'ı karşılamak için ANAP Genel Merkezi ve Istanbul Anakent Belediyesi'nin koordinatörlüğunde ilçe belediyelerin hazırladığı. "geçmiş olsun gösterisi" için hazırlanan araçlar, Başbakanın geliş saatinden çok önce Londra Asfaltı'nda "gösteri tunı"na başlamışlardı. Kamyonetten damperlı kamyona kadar, üzerleri ANAP bayraklan ile donatılmış araçlarda "Geçmiş olsun". "tş bilenin, kıiıç kuşananın", "Atatürk ile doğduk, Evren ile büyüdük. Özal'la yuriiyoruz", "Çok yönlii liderimiz, pirimiz Özal" pankartlan okunurken, Özal'ın geçiş yolu üzerindeki üstgeçitlerde, "Sizin gözünüz, milletin gözüdür", "Allah sizi konısun" gibi pankartlar asılmıştı. Karşılama hazırhğını yöneten ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçecfler, iki saat önceden havaalanına tstanbul Milletvekilleri BüJent Akarcab ve Leyla Yenîay Koseoglu ile gelerek, çevreden gelen konvoyların hazırlıklannı denetlediler. Daha sonra gelen Bedrettin Dalan ile Keçeciler, alandaki konvoy yerlerini gezdiler. Bir süre sonra Dalan'ın; Keçeciler'e, "Böyle olmaz kardeşim, ta Amerika'dan söyledik" dediği duyuldu. Dalan, karşılama hazırlığı için bir gün önceden yurda dönmüştü. Bu kez Akarcalı, Keçeciler ve Dalan, alan girişinde gittikçe kalabalıklaşan araçlara "düzen vermek için" tartıştılar. Daha sonra birlikte "Petefc"e binerek. park yerlerinı göstermek için konvoylann arkalaruıdan gelmelerini istediler. Ancak bir süre sonra, konvoyların park etmek yerine "Petek"i takip ettikleri görüldU. Bunun üzerine Petek"ten "Bir yanlış anlama oldu, bu bir provadır. Lütfeo arkamızdan gelen araçlar, kenarlardaki boş yerlere park etsinler" anonsları yapıldı. Provalar sırasında, "Pelek" iki kez Kocasinan Kavşağı'na kadar gidip geldi. Başbakanın gelişinden hemen önce, protokol salonunda toplanan ANAP yöneticilerine, Keçeciler'in "Saglık açısından Başbakanı öpmek yok, bunu şimdiden hatırlatıyonım" şeklindeki açıklaması, salondakilerin gulüşmelerine yol açtı. Saat 17.55'te uçaktan, uzerinde lacivert takım elbise, bordo gömlek ve göğsündeki kırmızı çizgili ipek mendiliyle oldukça dinç bir şekilde eşi Semra özal'la birlikte inen Başbakan, karşılayanların ellerini sıktıktan sonra ANAP'h gençlerin kol kola girerek oluşturduklan koruma zinciri içinde, eşine sa ılarak koçların kesilmesini bekledi. Daha sonra davul zurna sesleri arasında, "Petek"e binen Özal, kendisini saatlerce bekleyen partilileri hoparlörden "Hoşbulduk. bir Anm Balım çalın da gidelim, özlemişiz, sağ olun, var olun" diyerek selamladı. Başbakanın, havaalanından Edirnekapı'ya kadar olan yolculuğu sırasında sık sık yolu kesilerek kurbanlar kesildi. özal, kendisine sevgi gösterisinde bulunanlara, "Bu güzel karşılama bizi fevkalade mütehassis etmiştir. Sizlere sevgi ve saygılarımı sunarken, daha hızla çalışacağımızı da söylüyorum" dedi. "Petek", Edirnekapı'ya giderken mehter marşı çalındı. GEÇMİŞ OLSUN KARSILAMAS1 Başbakan Turgut Özal, uçaktan indiğinde güventik nedeniylegazetecilerin bilealınmadığı Atatürk Havaalanı apronunda 100 metreyi bulan kalabaak birANAP'h grubu ile karşüaştı. Taksim 'e kadar olan kavşaklarda ANAP örgütünce hazırlatılan çok saytda pankartlar arasında "Rakipsiz Özal", "Gözlerini Allah kem gözlerden korumuştur", "Senin gözun miUetin gözüdür'" pankartlan ilgi çekiyordu. Yüzlerce araba konvoyu ise, Londra Asfaltı 'nda uzun süre trafiğin aksamasına neden oldu. (Fotoğraflar: ENDER ERKEKŞENOL KONUKÇU) Başbakanın teknik danışmanı Erkal Zenger'in, mikrofonda birbiri ardma espriler sıralarken, "Seçimlerde bile böyle kalabalık toplajamamıştık. Bu ne kalabalık aman Allahım!" demesine Özal bile güldü. Fatih'te otobüsün önünde kurban kesilirken getirilen tekbire karşılık Özal'ın mikrofondan salavat getirdiği duyuldu. Özal, Edirnekapı'dan Belediye Sarayı'na kadar 45 dakikada gelebildi. Beyoğlu Belediyesi, Özal'ın gelişiyle ilgili en çok pankart asan belediyeydi. Bu pankartlar arasında bırkaç kez konup, sonra kaldırılan. "Savulun Özal geliyor" en dikkat çekici olanıydı. Yeşilköy'den Taksim'e kadar 2 saatte gelen Özal, burada makam arabasına geçti ve Harbiye Orduevi'nde eşiyle birlikte dinlenmeye çekildi. ANAP örgütünün Tarabya Oteli'nde düzenlediği 300 kişilik yemek de özal'ın yol yorgunluğu nedeniyle katılamaması uzerine, erken saatte dağıldı. Özal, bugün saat 16.00'da uçakla Ankara'ya dönecek. Ozal (Baştarafi 1. Sayfada) yapmayız. Enflasyon kaldıkça zam kaçınılmaz olur. Ama dikkat ediniz, üç aydan beri petrole zam yapılmamıştır. Demek ki enflasyon azaldıkça hem zam yapılma süresi uzar hem de zamnun miktan azalır. Bundan böyle eskisi gibi yüksek oranda zam yapılmayacağı gibi, zam süreleri de uzayacaktır. Dolar Amerikan Dolarının daha da düşeceğini ve 2.5 mark dolayına ineceğini söyleyen Özal şöyle konuştu: "Bundan 2.5 yıl önce de Houston'a gitmiştim. O zaman epey şeyler alarak dönmüştüra. Bu defa ise alacak bir şey bulamadun. Çünkü bizde artık her sey var ve daha da ucuz." Siyaset ANAP'ın hâlâ alternatifi bulunmadığını yineleyen Özal şöyle dedi: "Partiler birleşmekle alternatif olamaz. Eskiden de bazı partiler birleşti. Ama bu birleşmeler oylann birleşmesini nasıl sağiamadı ise, bu defaki de aynı sonucu verecektir. Her memlekette olduğu gibi bizde de ortada olan büyük bin kitle vardır ve seçimin kaderini tayin eder. Bunlara suskun çoğunluk denilmesi doğnı degildir. Bunlar hiçbir partiye bağh olmayan bir kitledir. ANAP büyük şehirlerde çok büyük oylar almıştır. Bunun manası iyi anlaşılmalıdır." Asgari ücret, Hükümet TÎSK (Baştarafi 1. Sayfada) lemek üzere dün 5 hükümet, 5 işçi, 5 işveren temsücisinin katılımıyla bir araya geldi. Komisyon toplantısı öncesinde Türklş temsilcilerinden Kaya Özderair, "İşveren temsilcileri herhalde Bakan Bey'in yanında" diyerek espri yaptı. Bu esprinin hemen ardından toplantı odasına TİSK Genel Sekreteri Ahmet Yoluç'un girdiğini gören Kaya Özdernir, "Ooo... hoşgddiniz" diyerek, Yoluç'u ayakta karşıladı. Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kalemli, toplantı öncesinde yaptığı konuşmada, Türklş'in asgari ücretin belirlenmesindeki modelin değişiklik isteklerine üstü kapalı bir biçimde şöyle karşı çıktı: "Asgari ücretin tespit şeklinin degiştirilmesi konusundaki talepler dikkate alınarak çalışmalar yapılmış, ancak bunlar uzerinde mutabakat sağlanamamıştır. Bu sebeple, bu defa da komisyonumuz >eni asgari ücretin mevcut mevzuata göre, yani İş Kanunu'nun 33'üncü maddesine dayanılarak çıkarılan 12 Şubat 1972 tarihli Asgari L cret Yönetmeliği'ne göre tespit edecektir. Söz konusu yönetmelik gereği, ücretin tespitinde memleketimizin sosyal ve ekonomik durumu, geçinme endeksleri, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel seyri, işkollannın nileliği göz önünde tutulacaktır. Boylece, komisyonumuzun yapacağı çalışma, tamamen teknik bir nitelik taşımaktadır." Gereğinden daha yüksek olarak tespit edilen asgari ücretin üretim sabit kalmadığı takdirde doğal olarak maliyeti ve fiyatları yükselteceğini veya ışletmelerin işçi sayısıru azaltmaları sonucunu doğuracağını ifade eden Bakan, bu kez asgari ücretin arttırılmasının, Devlet Memurlan Yasası kapsamında çalışanları fazla etkilemeyeceğini bildirdi. Kalemli şunları söyledi: "En duşük memur maaşı, asgari ücretin oldukça uzerindedir. Keza, toplu iş sözleşmeleriyle calışan işçiler için asgari Ücretin uzerinde ücret alanlar, büyük çoğunlugu teşkil etmektedir. Özellikle kamu kesiminde çıplak yevmiyelerin 2 bin lira civanna yaklaşması yanı sıra, vasıfsız ve yeni personelin bir kısmının asgari ücretli olduğu belirtilraelidir. Bunlann da yan ödemeleri, özeUikle 4 ikramiye ve diğer haklan ilave edilince, foplam ücret gerçekte asgari ücretin yine Uzerinde oluşmaktadır. Asgari ücret seviyesinde ücret almakta olan esas grup, daha ziyade esnaf ve sanatkâriarunızın istihdam ettiği elemanlann bir bölümüdür. Dolayısıyla komisyonumuzun calışmalaruu en fazla dikkatle takip edenler, esnaf ve sanatkârlanmız ile onlann çalıştırdıklan >e büindiği üzere büyük şehirlerdeki kapıcüardır." Türklş Genel Eğitim Sekreteri Kaya Özdemir de. Türkİş'in asgari ücretin belirlenmesindeki modeli esastan benimsemediğini kaydederek, asgari ücret belirlenirken, yalnızca bir işçinin değil, onun geçindirmekle yükümlü olduğu aile bireylerinın bağımlılık oranlan ölçüsünde dikkate ahnmasıru ve asgari ücretin net olarak ödenmesini önerdi. Özdemir, şu görüşleri savundu: "Dünya Bankası raporlarına göre, milli gelir dağılınundaki bölüşumün gayri adil biçimi son 10 yılda biraz daba büyümüstür. 1976 baz alınacak olursa, milli gelir dağılımındaki adaletsiz bölüşüm, 10 puanlık bir gerileme daba kaydelmiş ve bu gerilemenin >anı sıra, enflasyon hızı daha önce belirlenen rakamlara çekilememiştir. Bizi karamsar sözler söylemeye iten sebepler vardır. Asgari ücret, bugün bir sefalet ücretidir. Sefaletten kurtarmaya, bu ücreti kut&al ücret seviyesine objektif kriterler bularak, çeşitli vesiieler >aratarak, hatta yonetmelikleri zorlayarak bakanlığın gostereceği toleransı da katarak, daha objektif bir asgari ucret lespitine vonelmek mecburiyetindeyiz." TİSK Genel Sekreteri Ahmet Yoluç, asgari ücretin bir refah ücreti değil, bir koruma ücreti olduğunu ifade ederek, TurkIş'in yeni model önerisine şöyle karşı çıktı: "Asgari ücretin tespitinde aile faktörünun dikkate alınması ve net olarak ödenmesi konulanna gelince, bizim Konfederasyon olarak kanaatimize göre, mevcut mevzuatımız gerek İş Kanunu, gerek buna dayanılarak çıkartılan yönetmelik, asgari ücretin tek işçi için tespitini öngörmektedir. Net olarak ödenmesi konusuna gelince, buau Maliye Bakanlığı'nın yetkisi dahiline giren bir husus olarak değerlendirmekteyiz.'' KİMLER KATILIYOR? Umutlar ilk günden suya (Baştarafi 1. Sayfada) asgari beslenme giderleri 57.368 liraya çıkıyor. Buna göre Türklş'in, asgari ücret için savundugu ükeler çerçevesinde en az ayda net 120 bin lirayı aşan bir asgari ücret talep etmesi gerekiyor. Bugünkü brüt 24.525 liralık asgari ücret gerçeği karşısında, komisyona katılan Türklş, rakamUrla bir asgari ücret önerisinde dahi bulunamıyor. Bir kez daha komisyonda kabul edilmeyeceği kesinleşen asgari ücretin belirlennesınde taban olarak alınması gsreken ilkeleri saymakla yetini>or. Asgari ücretin belirlenmesin<x ölcü alınmayacağı kesinlik kaanan işçinin ailesi ile birlikte geçnebilmesinin sağlanması bir yata, eski değerini dahi koruması pk ciddi bir sorun olarak ortaja çıkıyor. Türkİş'in Araştırma Merkezi plışmasına göre 197384 yılları aasında asgari ücret 6.5 kat arnrken, fiyatlardaki artış 11 kat dmuş, asgari ücret genellikle iki jdlık sürenin dplması beklenmecen Asgari Ücret Komisyonu oplantıya çağnlarak yeniden beIrlenmesine ve arttırılmasına larşın, sürekli gerçek satın alma fucünden kayıplara uğramış. 1978 yüında reel net 2.129 lira olan aylık asgari ucret, 1984 yıhnda net 14.538 liraya yukselmişken, reel net ücret olarak 1.336 liraya düşmüş. Bir başka anlatımla 1978, 100 kabul edilerek yeniden belirlenip arttırıldığı 1984 yüında dahi reel olarak H 7.3 oranında bir kayba uğramıs. Türklş araştırraasında ayrıca 1984 yılındaki asgari ücretin de işçinin asgari besin gereksinmesinin ancak % 65'ini karşıladığı da vurgulanıyor. PetrolIş'in 1963 yılından bu yana asgari ücretteki gelişmeleri ölçu alarak yaptığı araştırmaya göre 1963 yılında 100 olan gerçek asgari ücret, 1985 yılında % 61.8'e düşmüş. Asgari ücretin belirlenmesinde sadece bir işçinin asgari giderlerinin ölçü alınması halinde dahi Mart 1985 fiyatları ile beslenme giderleri için 37.860 lira olmak üzere, bugünkü asgari ücret beürlenmesinde esas alınması zorunlu ölçulere göre yine Mart 1985 fiyatlarına göre asgari ücretin net 74.689 lira olarak belirlenmesi gerekmektedir. Yine PetrolIş araştırmasında çocuksuz bir aile için en az giderler net 96.440 lira olarak belirlenmiş. Böylece kirada oturan bir asgari ücretlinin asgari ücreti ile yaklaşık en fazla 5.5 gün beslenebileceği ortaya çıkmış. Asgari ücretin bugün düştüğü gülünç durumu sergileyen sayısız çalışma var. Bağımsız Çeliktş araştırmasında asgari ücretin zeytin taneleri ile karşılaştınlması yapılmış. Bir asgari ücretlinin net 16 bin 200 lira olan ücretinden 10 bin lira olan en düşük ev kirası çıkarıldıktan sonra, geriye kalan parası ile geçindiği varsayılmış. Bir günlük geliri ile ancak 32 zeytin tanesi alabileceği ortaya çıkmış. Aynı araştırmanın diğer sonuçlanna göre bir asgari ücretli 4 zeytin tanesi için bir saat çalışmak zorunda. Bir kilo zeytin için ise 5.8 gün çalışması gerekiyor. daftarafı 1. Sayfada) Daha önce açıklandığı gibi, ainden itibaren kent içi fazla tetfon görüşmeleri 40 lira oldu, bntler arası konuşmalar da yüze 33 oranında zamlandı. Ilki gustos ayında yapılan yüzde D'luk kömür zammının ikinci olimi de dun yürürlüğe girdi. îçüncü zam ise 1 ekimde olacak « üç ay içinde ısınma amacıyla • ullanılan kömüre yüzde 30 zam plecek. 18 hazırandan beri fiyatı artlayan akaryakıta ise bugünlere zam yapıünası bekleniyor. Bihdiği gibi petrol zammını eleknk zammı izleyecek. Eylültin Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na hükümet adına Orban Başekim (Çalışma Genel Müdürü), Fahrettin Karadeniz (İşçi Sağlığı Daire Başkanı), Rahmi Ulu (DİE Ekonomik lstatistikler Daire Başkanı), Atilla Duygan (Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı Geri dönmeyi düşünenler Değerlendirme Daire Başkan Türkiye, bir imkânlar ülkesi haYardımcısı). Alptekin Erdoğan line gelmektedir. O yüzden de (DPT Uzmanı) katıldılar. Kovaktiyle Amerika'ya gitmiş bumisyonun işçi temsilcileri Kaya lunan doktor, mühendis gibi inÖzdemir (Türklş Genel Eğitim sanlannuz artık geri donmevi biSekreteri), Yaşar Doğualp (Şekerfş Başkanı), Mehmet Acı le planlamaya başlamışlardır. dereli (Demiryolİş Başkanı), Evren'in konuşması Son Ahmet Kurt (Likatİş Başkanı), derece güzel buldum. Benim bu Zeynel Irmak'tan (Tarımİş Baş konuda söyleyecek başka bir şekanı) oluştu. İşveren temsilcileyim yok. ri olarak da Ahmet Yoluç (TİSK THY özal kendisini İstanGenel Sekreteri), Turhan Onur (Parsan Makina Sanayi Yönetim bul'a götürecek THY uçağının Kurulu Başkanı), Ercüment Ro gecikmesine kızdı ve "tnsanı na (Turkiye Tekstil Sanayi İşve THY ile gittigine pişman edecekren Sendikaları Genel Sekreter ler" diye konuştu. THY'deki geVekili), Kâmran Can (Kimya, cikmelerin önleneceğini, THY Petrol, Lastik ve Plastik Sanayi hisselerinin halka ve dışarıya saİşverenleri Sendikası Genel Sek tılacağını sözlerine eklerken,> •THY'nin istikbali Lufthansa'reter Yardımcısı) ile Atilla Akdan bile fazladır" dedi. tan komisyona girdiler. Sağlığı Saglık açısından Asgari Ücret Tespit Komisyoherhangi bir problemim kalmanu'nun dun yaptığı kısa toplan dı. Daha iyi ve daba sağlam bir tıda çalışma yöntemi konusun şekilde hizmet etmek üzere yurda görüşmeler yapıldı. Daha da dönüyonım. Burada dinlensonra bugün saat 10.00'da yenime ve kilo vertne fırsatı buldum. den toplanmak üzere komisyon <Houston'dan aynlırken aa'ya dağıldı. sözleri). Veni tesislerinin açılışına davet edilmediği için üzüldüğünü bildiren Gurkan'a Evren, elindeki içki kadehini işaret ederek "Siz parlamentoda olduğunuz için içkinizi alabilmişsiniz. Sayın İnönü'ye döner vermemişlerdi" dedi. Bu sırada elindeki döner tabağı ile gruba yaklaşan İnönü, Evren'e "Sayenizde yemek sahibi oldum!" dedi. Gürkan ise, Evren'e donerek, "Bakın çok akıluca bir iş bölümü yaptık. Sayın tnönü tabağı taşıyor, ben de bardağı" diye espri yaptı. Evren, bu sozlere kahkaha ile gülerken, tNÖNÜ VE GÜRKAN İnönü "Bu birleşmeyi herkesin onayladığı böylece belli oldu" Cumhurbaşkanı Kenan Evbieiminde konuştu. ren, resepsiyonda SODEP Genel Başkanı Erdal inönü ve HP Ge GÜRKAN VE DOĞRAMAC1 nel Başkanı Aydın Giiven GürKokteylde bir ara HP Genel kan'la kısa bir süre şakalaştı. Başkanı ekonomist Prof. Aydın Evren, Karaduman ve Nurettin Guven Gürkan ile YOK BaşkaErsin ile sohbet ederken İnonü nı çocuk doktoru Prof. thsar gruba yaklaştı. Bu sırada donerli Dogramacı da sohbet ettiler: pilav yiyen Cumhurbaşkanı, İnöGÜRKAN YÖK sistemi nü'ye "Siz niçin yemi>orsu' mongoloit (sakatçarpık) bir çonuz?" diye sordu. İnonü, "Ben cuk gibi, bunu babası bir turlü alacağım, ama sırav a girmek kabul etmiyor. Bu sistemi nasıl gerekiyor" deyince Evren, "Si savunabiliyorsunuz? İnsan yeteze parlamentoda olmadığınız neklerini engelleyen çağdışı bir için mi vermediler?" deyince sistem. İnönu, "Hayır. bu konuda ayDOGRAMACI Hayır. En nm yapmıyorlar" karşıhğını ver iyi insan yetiştirebilecek, dört di. dörtlük bir sistem. Bunu dünya Evren, HP Genel Başkanı ile karşılaştırarak, rakamlarla Gürkan'la da kısa bir sohbet ispatlayabilirim. yaptı. Deniz Harp Okulu'nun GÜRKAN Belgeleri lütfedip bize de gönderin, inceleyelim. DOGRAMACI Birkaç ye(Baştarafi 1. Sayfada) rinde arıza olabilir. Aksaklıklar Eylül 1985 günlerinde 5 Bin Evuygulamadan kaynaklanıyor. ler şantiyelerinden alacaklan da Söyleyin, aksayan yönlerini dübelirtildi. zeltelim. YÖK sistemi, dünyada Yeni toplu pazarlık dönemınuygulanan en iyi sistemdir. de Ege Bölgesi'nde uygulamaya AF konulan uç grev süruyor. Adalet Bakanı Necat Ddem, Cumhuriyet Ege Bürosu'nun bir ara çevresini saran gazetecihaberine göre Aydın Aysan lerin Cumhurbaşkanının afla ilTransmisyon Zincirleri ve Forgili sözlerini anımsatmalan üzeging Sanayi Ticaret A.Ş. işvererine, "Cunıhıırhaşkanımızın koni ile Türk Metal Sendikası aranuşmasıyla affın sınırlan çizilsında sürdürülen toplu iş sozleşmiştir. Bunu yorumlamaya gemesi görüşmeleri anlaşmazlıkla rek yoktur" dedi. sonuçlanınca sendika işyerinde TBMM'nin UçüncU yasama grev kararı almış ve 23 ocakta yılına başlama kokteylinde son 129 işçinin katıbmıyla başlatmışsohbetini Başbakan Vekili Kaya tı. Erdem ve Devlet Bakanı Cemal İzmir'de kurulu Selolit Lif Büyükbaş ileyapan Evren, BaşLevha Fabrikası'nda Ağaçİş bakan Turgut Özal'ın, özei uçak Sendikası'nın 20 şubatta başlaıalınması yolundaki girişimlerinin tığı grev 6.5 ayını doldurdu. gündeme gelmesi üzerine şunlaAğaçİş Sendikası'nın grevinin rı söyledi: başlarnasının hemen ardından iş"Avnıpa'nın birçok ülkesinveren lokavt kararı almış ve uyde ve sosyalist ulkelerde bile devgulamaya koymuştu. Grev dörlet başkanlarının özel uçaklar düncü ayını doldururken işveren var. Genelkurmay başkanlan d^ "bir yaklaşım olsun diye" lokavt özel uçağa sahip. Bunlar güvenkararını kaldırmıştı. lik açısından da son derece iyi, Öte yandan Deriİş Sendikakaçınlması ihtimali yok ve güsı'nın Nazilli'de kurulu Desiyab venlidir. Ama basın kıyameti ve Sınai Kalkınma Bankası ile kopanr diye ben buna yanaşmayurt dışında çalışan 1100 doladım. Eğer özel uçak alsaydım, yında işçinin ortaklığının söz ko12 Eylül'den istifade ederek kennusu olduğu Nazilli Nastaş dine ozel uçak aldı, derlerdi. Ben Ayakkabı Fabrikası'nda 22 nişahsen özel uçak alıyor dedirtsanda başlattığı grev de sürüyor. mem." (Baştarafi 1. Sayfada) faşist göstermek istiyoriar. Vatandaşa sokaga dokulün, eylem yapın diye yayın yapıyorlar" biçiminde konuştu. Cumhurbaşkanı kendisınin yıllardır ölümle tehdit edildiğini belirterek, "Bizi hedef alıyoriar, ama biz memleketin kötulüğu için degil, iviliği için çalışıyoruz. Zaten hiçbir beklentimiz yok. 3 yıl sonra 70 yaşına basacağım" dedi. Karaduman da, Evren'e "Haklısınız, memleket için çalışıyorsunuz" karşılıgını verdi. Evrerfden, İnönü ve 750 işçi