Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Sahibi Cnmburi>el Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Muduru: Emint Lşaklıgil. Yazı Işleri Muduru Ok*> Gonensin. • Haber Merkezı Muduru: Yalçın Bayer, Sayfa Dureni Yonetmenı: Ali Arar, 0 Temsılctler: ANKARA YalvınDogan,IZMİRHikmetÇetinka>«,ADANA MehmetMercan. Istanbul Haberleri Rrh» Öz. Dış Haberler: Ergan Bakı. Ekonomı: Osraaa Uagay, Kültur: Aydın Emef, Magazın. Yalçın Prltşrn, Spor Danışmanı Abdöikadir Yacclmaa, Düzeltme: Refik Durbaş, Araştırma Şahia Alpay, Iş Sendika: Şukn* Kelenci. Haber Araştırma: Ufuk Guldenur, # Koordmalor. Ahmet KonıUan, # Malı Işler: Erol Erkul. llan: Ziya Ergene, Halkla llışkıler Cntdvrrıı Koşar, Idare: Hkseyin Gıirer. Işlcımc: Sadua Soancz. Basan ve Yoyaru Cumhuriyet Matbaacılık ve Gaietecılık T.A.Ş. Turk Ocağı Cad. 39/41 CağaJoğlu İstanbıH, PK 246fstanbul, Tel: 526 1000 (9hat), Telex: 22246 • Burotar: Ankara: Zıya Gokalp Bulvan lnkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33 11 4147, TeJex: 42344 # Izmin HaJil Ziya Bulvan No: 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 • Adaaa: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: I455O19731 Telex: 62155. TAKVtM 3 Evlul 1985 Imsak: 4.55 Guneş: 6.25 Oğle: 13.08 Ikindi: 16 48 Akşam: 19.41 Yalsı: 21.06 Sanık, savunmadan Polonyada "Dayanışma" yoksun bırakıhyor eski heyecanını kaybetti Avukatlann askeri mahkemelerde ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde duruşma salonlarından çıkanldığını öne süren Evren, "Bu uygulamayı hiçbir demokratik ülkenin savunma makamına uygun ve layık bulmuyoruz" dedi. ANKARA, (UBA) Türkiye Barolar Birliği Başkanı Teoman Evren, savunmanın yeni adli yıla "onur kıncı sorunlarla karşı karşıya" girdiğini söyiedi. Evren, sanıkların da çok uzun süre savunmadan yoksun bırakıldıklarını öne sürdu. Teoman Evren, "Yeni adli yü başlarken, savunmanın onündeki sonınlar" konusunda, Türkiye'de adliyenin bütün sorunlarının avukatlann da soruruı olarak ortaya çıktığını ve buna ilave olarak da savunmanın kendisine has sorunlan olduğunu bildirdi. Evren, avukatlann, askeri mahkeme ve Devlet Güvenlik Mahkemelerinde sadece mahkeme başkanının ikazı ile duruşmadan çıkanldığını ve haklı ya da haksız olup olmadığı konusunda bir kontrol yapılmadığını söyiedi. Evren, "Çok onur kıncı bir dtırumla karşı karşıyayız ve bu uygulamayı hiçbir demokratik ülkenin savunma makamına uygun ve layık bulmuyoruz" diye konuştu. Teoman Evren, savunma hakkmı kullanırken engellenen, tutuklanan ve mahkeme edilen avukat sayısının gittikçe arttığına da işaret ederek bunun "fevkalâde tehlikrti" bir durum olduğunu bildirdi. Savunmanın önündeki engellerin bir çoğunun yasal engeller olduğunu dile getiren Teoman Evren, şöyle konuştu: "Haariık tahkikatraın gizii yapılması onemli bir sorundur, fertler itham edilmektedir. İtham bütün olanaklarını kullanarak görevini yürOtmekte, ama sanık çok uzun süre savunma olanaklanndan yoksun bırakılmaktadır. Bu, savunmanın çok onemli bir sorunudur. Günierce, aylarca, yıllarca sanık itham edilmekte, ama savunması ile ilgili hiçbir tedbiri alamamaktadır. Bu arada avukatı ile gorüşememekle, avukatı ile gorüşrnesine izin verildiği anda da iş zaten büyıik çapta itham mekanizması içinde halledilmis olmaktadır. Özellikle bu aşamada işkence yoğunlaşmakta, işkencenin ortaya çıkardığı adaletsizlikler artmaktadır. Savunma bu sorunlan çok sonra çözebilmek için büyük miişkülatlar çekmektedir. Yalnızca mıişkulatlar içinde kalması da onemli değil. ayrıca itham da edilmektedir, yani bu aşamada çok büyük suçlan işlediği kabul ettirilen bir kimseyi savunduğu için hor gönilmektedir." Türkiye Barolar Birliği Başkanı Teoman Evren: YERALTTNDAKt SENDİKA 5. YILLM GERİDE BIRAKTI Vatandaşhktan çıkarıldılar ANKARA, (ANKA) 226 kişi Turk vatandaşhğından çıkarıldı. Bakanlar Kurulu 'nun Resmi Gazete 'de yayımlanan karannda 226 kişinin vatandaşhktan çıkarılmasma izin verilırken, 11 Mart 1983 tarihli kararnamede yer alan Rüstem Yümaz ve Ayten Yılmaz haklanndaki kararlar ise iptal edildi. 1981 yıhnda Jaruzelski'nin iktidara gelmesiyle faaliyetleri yasaklanan "Dayanışma" o günden beri yeraltında çalışıyor, ama eski heyecan kaybolmuş gibi. Artık Polonya'da Dayanışma adına bildiriler basıp dağıtacak insanlar bulmak eskisi kadar kolay değil. 1980 temmuzunda birkaç fabrikada başlayıp, kısa zamanda bir kentten diğerine sıçrayarak iilkeyi saran grevlerle birlikte bir lider doğmuştu. O sıralarda kendisine "Sosyalist misiniz?" diye soran bir Amerikalı muhabire, ' Sendikacıyım" diyen Walesa'ydı bu lider. Dış Haberler Servisi Bundan tam 5 yıl önce Polonya yönetimi ve işçüer arasında imzalanan anlaşma bir bakıma ilk defa bir Doğu bloku ulkesinde bağımsız bir sendikaya, "Dayanışma"ya yasallık kazandırmıştı. Bağımsız sendika hakkı uzun süren mücadelelerden, ülke çapına yayılan grev dalgalanndan sonra elde edilmişti. Ama bu ilginç deneyi yaşamak için Polonyalıların fazla fırsatı olmadı. Gdansk'taki anlaşmanın üstünden henüz bir >ıl geçmişti ki, General Janızelski sıkıyönetim ilan ederek "Dayanışma"nın, grev ve gösterilerin yasaklandığını bildirdi. Kısa süre içinde binlerce sendika lideri gözaîtına alındı. 1980'nin son aylannda tüm dünya kamuoyunun ilgisini üstünde toplayan Dayanışma, faaliyetlerini artık yer altında surdüruyor. IVALESA 1980yıhnda Polonya'yı saran grevlerle birlikte bir U BİR LİDER 1980 temmuzunda birkaç fabder doğdu: Lech Walesa. Kısa bir süre içinde ipleri eline geçirmif, rikada başlayıp, kısa zamanda hükümete bağunsız sendikayı kabul ettirmeyi başarmıştı. bir kentten diğerine sıçrayarak ülkeyi saran grevlerle birlikte bir lider do£muştu. O sıralarda kendisine ' 'syalist misiniz?" diye soran bir Amerikalı muhabire "Sendikacıyun" yanıtını veren Lech H'alesa'ydı bu lider. Bağımsız sendika talebinin ilk geldiği yerde, Gdansk'ta Grev Komitesi'nin başındaydı. Hukümet temsilcileri ve işçiler arasındaki görüşmelerde ilk planda yer alıyor, başlangıçta ücret artışı talebini bile yerine getirmek istemeyen Polonya hükümetine bağımsız sendikayı kabul ettirmeye çalışıyordu. İlk önceleri grevcilere taviz vermemekte oldukça kararlı görünen hükumet, Gdansk'taki grevlerin bütün Baltık kıyılannı sarması ve grevcilerin sayısının 100 bini bulmasıyla yumuşamaya başlamıştı. Artık çeşitli işyerlerinde ücret artışı taleplerini kabul ediyordu, hatta çıbanbaşı Gdansk'ta bile. Ama Gdansk'taki Lenin Tersanesi'nden aldığı yanıt, diğer grevcilerle dayanışmak ve bağımsız sendika konusunda direnmek üzere greve devam olmuştu. Bunun üzerine bir adım daha gerileyen hükümet Komünist Partisi Genel Sekreteri Edward Gierek aracılığıyla dünya kamuoyu tarafından büyük şaşkınlıkla karşılanacak açıklamayı yaptı: "Polonya'daki işçi sınıfına daha geniş özgürlükler tanıyacagız. Yonetimde bulunduğumuz on yıl içinde hatalanmız olduğunu kabul ediyoruz." Lech Walesa iplerin artık kendisinde olduğunu biliyordu, bu nedenle "Gierek'in verdiği ödünler bizim için büyük başarıdır. Ama ben politikacı değilim. Özgür sendikalar bizim için vazgeçilmez koşuldur ve ancak bu taiebimiz gerçekleştiğinde başarıya ulaşmış olacağız" diyordu. Ne yaptıysa grevcileri bağımsız sendika talebinden vazgeçiremeyen Gierek hükumeti sonunda, hükumet ve işçi temsilcilerinden oluşan bir komisyonda sorunu tartışmaya razı oldu. Lenin Tersanesi'nde yapılan toplantının bitiminde tersane kapısının ustüne çıkarak, bağımsız sendika talebinin Merkez Komite'ye götürülmesine karar verildiğini açıklayan Lech Walesa'yı grevciler uzun uzun alkışladı. BİR SENDİKA Bağımsız sendikalann Merkez Komite tarafından onaylanmasından sonra, kalp krizi geçirdiği bildirilen Gierek'in sağlık nedenleriyle butun görevlerinden alındığı açıklandı. KomUnist Parti Birinci Sekreterliği'ne getirilen Kania anlaşmaya uyacağını soylüyordu. Böylece bağımsız sendika kurmak üzere ilk girişimler başladı. Lech VValesa da bunlar arasındaydı. Sendikasının kaydını yaptırmak üzere Gdansk'tan ayrılan Walesa 23 eylül akşamı beraberindeki 10 arkadaşıyla birlikte ellerinde Polonya bayrağı ve bağımnz sendika pankartı taşıyarak Varşova garına indiler. Varşova îdari Mahkemesi'ne yaptığı başvuru once kabul edilmeyen VValesa genel grev tehditinde bulununca mahkeme "Dayanışma Sendikası"nın kaydını yapmak zorunda kaldı. Dayanışma Sendikası kurulmuştu ama grevler ve talepler son bulmuyordu. 13 Aralık 1981'de Jaruzelski'nin iktidara gelmesiyle "Dayaruşma" hukümet carafından yasaklanarak binlerce sendika lideri gözaîtına alındı. Grev ve gosteri hakları da kaldırılmıştı. Dayanışma, faaliyetlerine yer altında devam ediyordu, ama siyasi alanda başarılı olduğu söylenemezdi. Artık "Dayanışma"nın grev çağnları eskisi kadar taraftar toplamıyordu, ama hâlâ hükümetin korkulu rüyasıydı. 1984 yıhnda yapılacak parlamento seçimlerinin "Dayanışma"nın boykot çağnları üzerine ertelenmesi bunun açık göstergesiydi. BEŞİNCİ YILINDA DAYANIŞMA Artık Polonya'da Dayanışma adına bildiriler basıp, dağıtacak in 'niar bulmak eskisi kadar kola ıcğil, gittikçe daha da guçle>ı.. or. Bildiri basmak ya da dağıtmak için para isteyenler bile var. Eskiden heyecanh tanışmaların yapıldığı Dayanışma toplantıları da artık eskisi kadar ilgi toplamıyor. Yakovas ülkesine döndü ISTANBUL, (a.a.) özei bir ziyaret amacıyla bir süredir Türkiye'de bulunan ABD Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Yakovas Kukuzis, dün sabah uçakla ülkesine dondu. Başbakan Turgut Özal'ın ozel izniyte 26 ağustos pazartesi günü Turkıye'ye gelen Yakovas, Gökçeada'da bazı yaktnlannın mezarlannı ve Heybeliada'da okuduğu manaslırı ziyaret etmişti. Askere alınacak doktorlar ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) Silah altına alınacak tıp doktorlannın, kayıtlı bulundukları askerlik şubelerine başvurarak, alacakları sevk belgeleri ile 1 Ekim 1985 günü Eümesgut Sıhhiye Kurslar Tabur Komutanlığı 'na katılacaklan belirtildi. Sevklerini yabancı askerlik şubelerinden yaptırmak isteyenlerin 10 Eylül 1985 tarihine kadar bu şubelere başvuracaklan da bildirildı. 1076 sayılı kanünun ek maddesine göre, yükumlülere tebliğ nite . liğinde olan bu tebliğe uymayanlar hakkında bakaya işlem'me başvurulacağı belirtiliyor. Eylul 1985 cetbi için başvuruları kabul edilen iki aylık dövizle askerlik hizmetine tabi yükümlüler de sevk evraklarını 1314 eylul gunleri Burdur Askerlik Şubesinden alacaklar. \argıtay kararı: Resmî telefonlar özel görüşmede kullanılamaz Yargıtay kararına göre, bakan ve müsteşarların bile makam telefonlanndan yaptıkları özel görüşme ücretini ceplerînden ödemeleri gerekiyor. ANKARA, (ANKA) Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi, kamu görevlilerine tahsis edilen telefonlarla özel görüşme yapılamayacağına karar verdi. tlgili dairenin bu karanna göre, kamu kurumunun iç düzeninde hukuka uygun ve aksi yönde bir hüküm bulunmaması halinde, bakanlar ve müsteşarlar ile genel müdürlerin bile, kendilerine tahsis edilen telefonlarla "özel görüşme'* yapmalan durumunda bu görüşme ücret lerini ödemeleri gerekiyor. BağKur Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyesi olan kişi hakkında resmi telefonla yaptığı özel görüşmelerin ücretlerinin ödetilmesine ilişkin olarak açılan dava, yerel mahkemece "sabit göriilmediği" için reddedildi. Bunun üzerine, BağKur avukatları davalı yönetim kurulu üyesinin yaptığı özel telefon görüşmeleri ücretlerine ilişkin bir belge bulunduğunu ileri sürerek, davanın Yargıtay'da görüşülmesini istediler. Davalı yönetim kurulu üyesi ise, yaptığı telefon görüşmelerinin bir bölümünün "hizmel gereği" olarak gerçekleştiğini ileri sürerek, ödemeden kaçındı. Yerel mahkemenin red gerekçesinde gösterdiği, "BağKur Genel Müdüriüğü"ne ilişkin bir uygulamaya da dikkat çekilen Yargıtay karannda şöyle denildi: "Kamu görevlilerine tahsis edilen telefonların hizmetin görülmesi nedeniyle kullanılması gerekir. Başka bir anlatımla telefon tahsisinin amacı, kamu hizmetinin daha iyi işlemesini sağlamaktır. O halde kamu görevüsinin kendisine tahsis edilen telefonla özel göruşmeler yapması halinde, idarenin bu nedenle ortaya çıkan giderleri isteme hakkı bulundugu kabul edilmelidir. Yeler ki, kamu kurumunun iç düzeninde hukuka uygun ve aksi yönde bir hüküm bulunmasın." Yargıtay ilgili dairesi, davanın belgeler üzerinde soruşturulması gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin hükmunü bozdu. DIŞÎŞLERt BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ ERALP; Hedef piyasa ekonomisi Zbigniew Bujak: Biz normal bir yaşamın olmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Bir şeyler kazanmak istiyorsak böyle insanlık dışı durumlara dayanmak zorundayız. Dış Haberler Servisi Zbignievv Bujak 1981 yılından beri yeraltındaki Dayanışma'nın liderliğini yürütuyor. Bujak'ın geçen hafta Dayanışma'nm gizli merkezlerinden birinde Newsweek muhabiriyle sendikal konular üzerinde yaptığı görüşmeyi aşağıda sunuyoruz. Bu, Bujak'ın üç yıldan beri bir Batılı muhabirle yaptığı ilk görüşme. General Janızelski yeraltı hareketinin öldüğünii söylüyor. Sizce doğru mu? BUJAK Bu gerçeği değil, onun özlemlerini ifade ediyor bence. Ama şu an içinde bulunduğumuz durumdan da hoşnut olamayız. Çunkü yeraltı hareketinde bugun için hiçbir ilerleme belirtisi yok. Dayanışma'nın faaliyetlerine doğrudan doğruya katılan 50 ilâ 70 bin dolayında militanımız var. Bizimle zaman zaman birlikte çalışanlann sayısı ise 200 ilâ 250 bin arasında. Yani her yüz Polonyalıdan birinin davamıza hizmet ettiğini söyleyebiliriz. Şimdiye dek Polonya'da hiç bu kadar çok insanın yasadışı siyasal faaliyet gösterdiği görühnemiştir. Protesto eylemleri örgütlemekteki çabalannızın verimi yüksek oldu mu? BUJAK Son fiyat artışından sonra yapılan grev çağnlannda olduğu gibi, bazı çağrılara kimsenin katılmadığı da oldu. Bu eylemin hükümet tarafından durdurulacağını biliyorduk. Ama yılın ilk yansında bir merkezi eylem tehditinde bulunduğumuzdan beri yetkililer fabrikalardan gelen baskılara karşı duyarlı olmuşlardı. Nerede daha yüksek ücret için greve gidilse talepler hemen karşılanıyordu. Işletme yöneticileri yasadışı Dayanışma Komiteleriyle anlaşmalar imzalıyordu. Fabrikalarda grev orgutlemek kolaydır. Ulusal düzeyde değil ama işyerlerinde başarıb olduk. Hükümetle şu anda diyaloga girmenizin mümkün olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa sistemin değişmesi için çaba göstermekten mi yanasınız? Dayanışma'nın yeraltındaki lideri Zbigniew Bujak: siniz. Refah getiremeyiz, ama ekonomiyi baştan aşağı nasıl yeniden inşa edeceğimizi biliyoruz. Piyasa ekonomisine geçişi hedefliyoruz. Oysa Jaruzelski için onemli olan sadece ideoloji. Ama Moskova'ya bağımlı olduğunu söyleyerek halkın gözünü boyaması mümkün değil. Eğer Macarlar ekonomilerinde reform yapabiliyorsa, aynı şey Polonya'da da yapılabilir. Jaruzeleski'ye hiçbir konuda sınırlama getirilmediğine inanıyorum, o kendi kendisini sırurlıyor. Açıkça ademi merkeziyetçi piyasa ekonomisinden korkuyor. Çünkü bunun getireceği binakım sonuçlar var, sosyal ve zamanla da siyasi. Batı'nın Polonya üzerindeki rolü ne olabilir? BUJAK Demokrakit ulkelerin işbirliğine ihti>"acımız var. Jaruzelski Batı'nın Polonya'yı boşlayacağına güveniyor, çünkü Batı bizi hep boşlamıştır. Batı'nın bugünkü ekonomik sistemi şımartmayacağını biliyoruz. ABD, teknolojisini hızla değiştirirse, dünya hızlı değişimlere uğıayacaktır. Evren, kabul etti ANKARA, (ANKA) Cumhurbaşkanı Kenan Evren, İran'm Ankara Buyükelçisi Manooehehr Mottaki'yi saat 10.00'da, MısırArap Cumhuriyet i'nin Ankara Buyükelçisi Ali Shanici ElHadeedi'yi ise saat 11.00'de Çankaya Köşkü 'nde kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla tlişkiler Muşavirliği 'nden verilen bilgıye gore, büyükelçiler, Cumhurbaşkanı Evren 'e giiven mektuplarım sundular. Alt komite, soykırım raporunu kabul etmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, Birleştniş Milletler tnsan Hakları Alt Komitesi'nin Ermeni soykınmının gerçekleştiğini savunan soykınm raporu ile ilgili olarak kabul ettiği kararın kamuoyuna yanlış aksettiğini bildirdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yalım Eralp, bu konudaki sorulan yanıtlarken, alt komitenin tngiliz raportörü Benjamin Whitaker'in hazırladığ] raporu kabul etmediğini, raporun Birleşmiş Milletler belgesi niteliğini kazanmadığını belirtti. BM Alt Komitesi Cenevre'deki toplantısında uzun süren tartışmalardan sonra kabul ettiği kararda Whitaker'in raporunu işleme koymayarak yalnızca " n o t ermekle" yetinmişti. Alt Komite karar taslağında yaptığı bir değişiklikle Whitaker'in raporu üzerinde "değişik ve çelişkili göriişler belirtildiği" yolunda bir ekleme yaprruş ve raporu bir üst komisyona havale etmeyerek bloke etmişti. Alt Komire'nin bundan önce görüştuğü başka raporlara ilişkin karar metinleri incelendiğinde genelükle raportörün calışmasının "takdirle karşılandığı", "mükemmelbulunduğu", "eğildiği konuya katkı niteliği taşıdığı" gibi ifadelere yer verilirkeıf, MVhitaker'in raporunun' yalnızca "not edilmekle" yetinilmesi dışişleri çevrelerine göre, üzerinde durulması gereken bir husus. Aynı çevrelere göre, AJt Komite'nin bundan önce kabul ettiği kararların büyük bir bölümünde, gorüşülen raporların BM belgesi olarak dağıtılması da öngörülürken, Whitaker'in raporunun dağıtım dışı tutulması da dikkat çeken bir başka husus. örneğin Komite'nin geçen yıl kabul ettiği 28, 35 ve 39 sayüı karar metinleri incelendiğinde hepsinin benzer şekilde "raporun yayımlanarak Birleşmiş Milletler'in bütün resmi dillerinde en geniş bir biçimde dağıtılması kararlaştınlmıştır" paragrafıyla kapandığı gözleniyor. Dışişleri çevrelerine göre, AJt Komitede çalışmalannda " m u t a d " olduğu gibi "raporun geniş bir şekilde dağıtılması" yolunda bir hukme yer verilmeyerek Whitaker'in raporunun BM belgesi haline gelmesi önlenmiş oldu. Bıtlgaristan 'dan henüz yanıt yok ANKARA, (a.a.) Bulgaristan, Türkiye'nin verdiği dördüncü notayı henuz yanıtlamadı. Dördüncü notada Bulgaristan 'dakı Turklerin durumunun ikili göruşmeler yoluyla ele alınması gerektiği yolundaki görüşümüz tekrarlanmıştı. Bulgaristan'm Ankara Buyükelçisi Argir Konstanünov, Kurban Bayramı öncesinde Dışişleri Bakanlığı 'na çağrılarak I nota kendisine iletilmişü. Halk oyunları 2. *si olduk DJON, (UBA) Fransa'nm Djon kentinde yapılan Uluslararası Halk Oyunları FestivaIVnde, Türkiye 2. olarak gümüş madalya aldı. Yarışmada birinciliği Polonya kazandı. 30 ülkenin katıldığı Uluslararası Halkoyunlan Festivali'nde Türkiye'yi Turizm veHalkBilimi Derneği Halkoyunlan Ekibi temsil etti. Sovyetler Birliği 3. oldu. YERALTINDAKİ LİDER BUJAK Her 100 Polonyalıdan biri davamıza hizmet ediyor. ABD, Avrupa ve Polonya, Moskova'nın şantajından kurtulduğu gün, Moskova'nın yayılma imkânının tıkandığı gün, Sovyetler Birliği için tam bir şok olacaktır. Gdansk'da imzalanan anlaşmadan bu yana geçen beş yıldan ne gibi dersler çıkardınız? BUJAK Göründüğü kadarıyla açıkça görülen tek bir ders var: Gdansk anlaşması bizim açımızdan hiç de akıllıca bir iş değildi ve hiçbir şeyi çözümlemedi. Bu çok tehlikeli bir deney. Doğrudan doğruya kanlı bir ayaklanmaya varabilir. Demokratik ulkelerin parlamenter deneylerine ancak gıpta ile bakabiliriz. İyimserlik için berhangi bir neden var mı? BUJAK Uzun sürecek bir mücadeleye, hatta sonu hapiste bitecek bir kavgaya bile hazınm. Bunun 10 veya 15 yıl kadar süreceğini tahmin ediyorum. En azından bir şeylerin yerinden oynayacağından eminim. Bu değişikliği göreceğimden de. Bu kadar uzun süre yeraltında dayanabilecek misiniz? BUJAK Biz normal bir yaşamın olmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Bir seyler kazanmak istiyorsak boyle insanlık dışı durumlara dayanmak zorundayız. Ekonomide hızlı degişim BUJAK Şu anki koşullar altında evrim halinde değişimlerden yanayım, çünkü ani bir kargaşa ortamı kimsenin göze aJamayacağı trajediler yaratabilir. Bu sistemde yavaş yavaş reformlar yapılabilir, sistem demokratikleştirilebilir, ama onlarca yıl olçeğindeki bir yavaşlıkta da değil. Ekonomi hızla ve radikal bir biçimde değiştirilmeli. Siy'asi alandaki değişimler ise daha yavaş olabilir. Janızelski, Dayanışma programımn tamamen olrausuz olduğunu söylüyor. BUJAK Cevabım şu: Eylemimizin her aşamasında ekonomiye nasıl müdahale edeceğimizi biliyoruz. Ekonomik alanda kararlar vermemize izin verin her ay nasıl değişim olacağını gorecek TÖK sayesinde araştırmacı arttı9 Kaş'ta maden devrinin en büyük sııaltı hazinesi bulıındu PİRE, (AP) Antalya'nın Kaş limanı acıklannda 3400 yıl önce batan bir geminin enkazı bulundu. Denizaltı arkeoloğu Profesör George F. Bass tarafından bulunan gemi enkazında maden cağından kalma bakır ve kalay külçeleriyle fîldişi eşyalar bulundu ve su altında bulunan o dönemden kalma en büyük hazine olduğu açıklandı. Profesör Bass gemideki bakırın Kıbns'tan yüklendiğini, kalay külcelerinin Afganistan'dan Suriye veya Filistin limanlarına getirildiğini belirtti. Geminin milattan önceki hangi uygarlığa ait olduğu belirlenemedi, ancak içinde bulunan maden eşyalann Kıbns, Eski Yunan ve Erken Fenike kültürlerinin karışımı olduğu açıklandı. Macaristan'daki Haydar Koç suçladu ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Ağır Ceza Mahkemelerinde suren iki dava ve gıyabi tutuklama kararından dolayı yurda dönemeyen Haydar Koç, Emlak Kredi'nin kefaletiyle kullandığı 60 milyon dolan aşkın dış krediyi geri ödeyemeyen ve halen İsviçre'de bulunan Kemal Horzum'u, 19791980 yıllarında demir kaçakçılığına kanşmakla suçladı. Macaristan'dan gazetemizi arayan Haydar Koç, bu iddiasına dayanak olarak, Aker İthalat ve Ihracat firması sahibi olarak gözuken Feyyaz Aker ve sonradan Horzum'un muhasebeciliğini de yapan İsmail Özkan'ın poliste verdikleri ilk ifadeleri gösterdi. DPT, 1979 ve 1980 yıllannda yurt içinde işleyerek ihraç etmek kaydıyla, demir çelik ürünleri ithaJatına izin veriyordu. Aynı donemde, demir çelik işleyen tesislerin karşılanamayan ihtiyacı da yüksek olduğundan bazı iıhalaıçılar, ellerindeki ürünleri işleyip ihraç etmek yerine, karaborsa fiyatlarla iç pazarda satıyorlardı. Nitekim Aker fırmasının da benzer yola gittiğinin anlaşılması uzerine, şirket sahibi gözüken Feyyaz Aker hakkında 100 milyon liralık vergi borcu tahakkuk ettirildi, ayrıca dava açıldı. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'n ISTANBUL, (ANKA) Yüksek Öğrenim Kurumu Başkanı Prof. thsan Doğramacı, Türkiye'deyıllardır bilım adamına kalkınmada yer verilmediğini belirterek, "Ancak YOK'ten sonra güneş açnuştır'' dedi. YÖK 'ten sonra araştırmaalartn 10 kat arttığını da söyleyen Doğramacı, son iki yılda araştırma fonunun da oluşturulduğunu belirtti. Doğramacı, üniversiteözel sektör işbirliğinin YÖK zamanında gelişıiğini belirtti. Horzum, demir kaçakçıbğına da karıştı de görulen davada, poliste verdikleri ifadeleri değiştiren, Aker ve Özkan'ın ilk sorgularındaki bu ifadeleri şöyleydi: Feyyaz Aker: "1979'da işsizdim. İsmail Özkan, Tkaret Odası'na kaydımı yaptırdı. Adıma firma kurdular. İthaiat >e ihracat belgeleri düzenlediler, ama bana vermediler. Adıma yiiklü sac ithali yaptıklarını anlayınca ve 100 milyon liralık borç tahakkuk edince, gittim İsmail Özkan ve Kemal Horzum'dan 10 milyon lira aldım." İsmail Özkan: "Horzum, adına ithalat yapabilecekleri güvenilir bir firma arıyordu, Aker'le tanıştırdım. Bir gün Aker geldi, sizin arkanızdakileri, babalan tanıyorum. İşin bombasını patlatınm, hem siz, hem de ben yanarız dedi. Horzum 10 milyon lira para verdi." Kemal Horzum: "Ben parayı Aker'e yardım olsun diye verdim. Kendisini Özkan vasıtasıyla tanırımî" İKİNCt SUÇLAMA Haydar Koç, Horzum'a ilişkin ikinci suçlamasını da şöyle yöneltti: "Tekgemi limited şirketi ne ait 45155 sayüı 40 milyon liralık çek, 25 Nisan 1985 tarihinde Kemal Horzum tarafından, Emlak Kredi Bankası Ankara Kızılay şubesinde usulsüz olarak vadesinden önce kırdırıldı. O donemde şube müdürlüğünü, halen usulsüz kredi aymaktan sanık bulunan Fikret Ongen yürütüyordu." KOÇ KİMDİR? Haydar Koç, iş vaşamına faizle para ticareti yaparak başladı. Horzum'la ilk ilişkisi, bir alacak nedeniyle gerçekleşti. Horzum 1 dan alacağını tahsil edemeyince, araya hakem olarak eniştesi olan ve ye^altı dünyasında "Kurt Ahmel" olarak tanınan Ahmet Turgut girdi. Koç'a göre "Horzum'un dolapları" sonucunda enişte ile kayınbiraderin araları açıldı. Anlaşmazlık silahlı çatışmaya kadar uzamnca, Koç Turkiye'yi terk etti. Orta öğrenimde kayıtlar başhyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ortaöğretimde 198586 ders yıh öğrenci kayıtları ile birlikte okul dışından bitirme, bekleme, bütünleme ve sorumluluk sınavları da bugun başlıyor. Öğrenci kayıtlan 2 ekim çarşamba günü sona ererken, sınavların 20 eylüle kadar bitirilmesi gerekiyor. Bu arada Anadolu liseleri, öze' Türk ve yabancı okullara ali nacak yedek öğrenci kayıtları da dün başladı. Kayıtlar, 6 eylül cuma günü sona erecek. Yüksek öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu 'ndan öğrenim ve harç kredisi almak ve kurum yurtlannda barınmak isteyen öğrencilerin başvuru süresi ise 4 eylül çarşamba günü sona eriyor.