15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLÜL 1985 CUMHURtYET/7 ' ırbirini tutmayan istatistiklere göre ülkemizde 20 milyon kadar çalışma çağında olan bir nüfus var. Bu nütusun 9 milyonu tarım kesiminde çalışıyor. En azından çelişkili resmi istatistiklere göre durum böyle. Kendi toprağında çakşanlar "işçi" ıanımının dışında. Başkasınm toprağında ücretli ya da kann tokluğuna çalışanlara gelince... Kırk yıldır her hükümet, işbaşına geldiğinde tarım işçilerinin haklannı yasal güvenceye kavuşturacağına dair söz vermiş. Fakat bugüne kadar parlamentodan bu konuda tek bir yasa çıkabilmiş değii... Oysa birkaç milyon işçi var, haklanndan habersiz, sosyal güvenceden yoksun olarak toprakta çalışan. Kesin sayıları bilinmiyor, çünkü hiçbir istatıstikte yr almış değiUer. Sadece 100200 bin tarım işçisi kamu işyerlerinde sosyal güvence kapsamında çalışmaktalar. Bir kısmının toplusözleşme ve sendikalasma hakları da var. Ortada resmi bir istatistik yok, ama Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu'ndan, BağKur'dan edinebıldiğimiz bilgilere göre, ticaret ve sanayi odalanna kayıtlı işverenlerin sayısı 300400 bin arasında. Konfederasyona kayıtlı olması gereken esnaf sayısı ise 2 milyonu aşıyor. İşçi statüsü dışında kalan bu iki grubu birden 2.5 milyon olarak saymak doğnı olacak. Bir de, 1.5 milyonu bulan beyaz yakalüar, memurlar grubu var. Uluslararası Çalışma Örgütü, sendikal ilkeler, memurlann da işçiler gibi sendikalaşma ve grev haklanndan yararlanmalanru öngöruyor. Ülkemizde memurlara bu haklar anayasa ile yasaklanıruş durumda. B Sendikaİı işçi çalışana göre bir avuç ı ücret düzeyinin en yüksek olduğu örnek yerler. Hesaplar, işçinin eline geçenden değil, maliyetler üzerinden yapılıyor. Sürekli yüksek ücretli işçilerin çıkarılıp, yerlerine düşük ücretlilerin alınması ve bunun ortalama ücretlere yansıması da hesaplara girmiyor. 1 milyon işçinin içinde onbinlerle sayılabilecek en özel örnekler, en yüksek ücretler, kamuoyunda ön plana çıkartılabiliyor. ugün için gunluk yevmiye ve ayhk maaş ortalamalarına göre brüt 50 bin lirayı aşmayan sendikalı işçi, ortalama ücretinin ikramiye ve çeşitli sosyal haklar ile birlikte, işçi için ayda yine net 50 bin liralık bir gelir anlamma geldiğini söyleyebiliriz. Bu B Nasıl yasayacak?.. da bir işçinin tek başına hiçbir ek gideri, en küçük bir sağlık, eğlenme harcaması olmadan yaşayabilmesini, ancak karşılayabilmesi demek. Ya bakmakla yükümlü olduğu eş, annebaba ve çocukları ne olacak? Ne yiyip, ne icecek, ne giyecek, nasıl yaşayacaklar? tşte sendikasız çalıştınlanlara, işsizlere göre, bir avuç sendikalı işçinin, günümüzde geldiği nokta bu.. Ortalama ücretin altında kalamnı, asgari ucretliyi vann siz düşünün... T 1963 yasalarıyla sı ile gundeme geldi. 1961 Anayasası'mn tanıdığı sendikalaşma ve grev haklannı duzenleyen 1963 yasalan ile ülkemiz çağdaş işçiişveren ilişkilerine geçiş çabası içinde oldu. 1963 yıhnın 274 ve 275 sayılı yasalarının ardmdan işçi kesiminde hızlı bir sendikalaşma sürecine girildi. Sendikal haklannı kullanabilen işçi sayısı durmadan arttı. Buna paralel olarak işçilerin ücret ve çalışma koşullarında gorulen bir iyileşme yaşandı. Toplusözleşmeler ile kazanılan haklar, asgari ucretlileri, memurları ve hatta sendikasız, sigortasız "kara sanayi" içinde çalıştırılanlan da olumlu yönde etkiliyor, göreceli ücret ve çalışma koşullarının iyileşmesini sağlıyordu. "Devleti çalarak geçiniyorum..!' A.T., Devlet Demiryollan 'nda 6 yıllık şef konumunda bir memur. Yaptığı iş aslında işçilık stattisünegiriyor. Yanında çalışanlarm da hepsi işçi. Ancak onu memur kadrosunda tutuyorlar. Eline ayda net 35 bin lira geçiyormuş. 10 bin lira yol parası verdiğini, 15 bin lıradaev kirası ödediğini anlatıyor. Bakmakla yıikıimlu olduğu uç çocuÇu var. "Sasıi geçiniyorsunuz?" sorusuna öfke içinde "Devleti çalarak geçiniyorum" yanıunı veriyor. Yüzuniın aniannna bakarak söyiedığinde ne ka~ dar ciddı olduğumı anlamak mumkün değil. Hiçbir açıkhk getınııeden öfkeii anlannum sıirdunıyor: "Büyvklerimiz. televizi'onda her gün konuşuyorlar. BiJmle alay eder gibi. Bu para ile geçinilir mi? karımı. geçimsizlikten üç çocuğumla babasmtn evine gönderdim. Onlara şimdi babast bakıyor. Üç aydır yalnız yaftyorum.." açıdan sosyal koruma kapsamına sokulmuş oldular. Bu dönemlerde yargı da anayasanın çizdiği "zayıfı koruma", "sosyal devlet" kavramlannauygun yaklasımlar içinde uygulamada yaşanan sorunların çözümünde olumlu katkıda bulunuyordu. ürkiye'de 1945'lerde çok partiye geçiş dönemi ile sendikalann kurulması paralelliği yaşandı. Ancak Batılı ölçulere yakın bir demokrasi anlayışı, çok partili düzen ve sendikal haklar 1961 Anayasa 965 yılında 624 sayılı Devlet Personeli Sendikaları Yasası çıktı. 1961 Anayasası'mn 117. ve 119. 1 tşte gerçek! m. ek başına bir işçinin yaşayabilmesi, yani beslenmekiragiyim için, net ücretinin 50 bin lira olması gerekli. Türktş Araştırma Dairesi'ne göre ise, sendikalı işçinin ortalama brüt ücreti sadece 50 bin lira civarında. İkramiye ve çeşitli sosyal haklarla bu ücret 50 bin nete ulaşıyor. Peki işçi, diğer ek masraflarını nasıl karşılayacak?.. Ya bir de ailesi varsa?.. T Sigortalısı ve sendikahsı Dosyası ŞUKRAN KETENCI maddelerinde yer alan kamu görevlilerine, aynı aaayasanın 46. maddesine dayanarak sendika kurma hakkı getirdi. Aynı yıl çıkan 657 sayılı yasa ile grev hakkı tanınmayan memurlann, özlük haklarınm korunmasında sendikalannı etkili kılabilecek ve yönetim katılmanın da bir adımı sayılacak danışma kurullarını getirdi. Geriye gidiş başlıyor... 97O'li yıllar, işçilerin, çalışanlarm haklanndan geriye dönuş başladı. llk olumsuz adım yasa zoru ile tek sendika yaratma girişimi idi. İşçinin 1516 Haziran 1970 olayları ile tepki gösterdiği bu girişim, daha sonra, yasanın Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmesi sonucunu getirdi. Ancak iptalle doğan yasa boşluğu, dolaylı olumsuz gelişmelerde de rol oynadı. Bir yandan da sendikalaşma hareketi hızla bölünme sürecine girmiş, sendika rekabetinin işçi çıkarlannın üstüne çıktığı yaşanır olmuştu. G. 1 eriye kalan 8 milyon içinde sigortalı, yani sosyal güvenlik haklarından yararlanabilen işçi sayısı sadece 2.5 milyon. Bunlann içinden de sendikalaşmış olanlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı'nın en son istatistiklerine göre 1.5 milyonu aşıyor, Ancak bu istatistiklerin çok önemli bir çoğunluğu üe sahteciliğe dayandığını ve aynı işçinin birçok sendikamn birden uyesi görüldüğünü hep biliyoruz. Toplusözleşme hakkını aksamalı da olsa kullanabilmiş gerçek işçi sayısı ise 1.2 milyonu aşmıyor, (YHK doneminde sözleşmesi yenilenen toplam işçi sayısı) 1984 sonrası sendikalar aracılığıyla yenilenmiş sözleşmelerden yararlanabilen toplam işçi sayısı ise henuz 1 milyona ulaşabilmiş değil. Sendikasız, sigortasız, vergisi ödenmeksızin çalıştırılmakta olanların sayısını ise bilen yok. Devletin resmi istatistiklerine göre "işsizlerin" sayısı 2.5 milyonla 4.5 milyon arasında değişmekte 1967 tş Yasası... 967'de işçiler lehine İş Yasası çıkanldı. SSK yasasında yapılan değişiklikle 10 işçiden kuçük işyerleri de SSK kapsamına alınarak bütun işçiler yasal ı 12 Martla birlikte 2 Mart 1971 ara rejimi, işçi ücretlerinde toplusözleşme duzeni çerçevesinde görülen nispi iyileşmenin gerileme gösterdiği ilk dönem oldu. 1971 Eylül ayında 1488 sayıh yasa ile de 1961 Anayasası'mn 46. ve 119. maddeleri değiştirildi. Sendika kurma hakkı "çalışanlar" için değil, sadece "işçiler" için tanınan bir hak niteliğıne dönuştüruldü. Kamu görevlilerinin siyasi partilerin yani sıra, sendikalara üye olmalan da yasaklandı. Devlet Personel Sendikaları Kanunu yürürlukten kalkarken, kapsam içindeki memurlann %50'si ve toplam memurlann da ^o3O'u kapanan 600 civarındaki memur sendikalannm üyesi bulunuyorlardı. Aynı dönemlerde işçimemur ayırırru tartışmaları da gündeme gelmişti. Yargı kararlarında da belirgin bir anlayış değişikliği olmuş, "zayıfı koruma" ılkesinin yerini "dengeyi koruma" ilkesine terk etmişti. Yetki sorununun çözümü olabilecek referanduma gelen yasak ve bir başka çözüm de bulunmayışı, işçilerin, sendikalann açmaza sürüklenmesinde önemli rol oynadı. Hele sendikal nedenle çıkanlan işçilere, Sendikalar Yasası'ndaki tazminatların ödenmeyişi, sendikal nedenle işçi çıkaranları cesaretlendirdi. İş güvencesi getiren, sözleşmelerle kabul edilen kurallan geçerli saymama, buna tuz biber ektı. 1 Rakamların dili Çarpıeı bir tabl© ..akamlar ne kadar çelişirse çelişsin, ortaya çıkan tablo cok carpıcıdır: Sosyal güvenlik ve sendikal haklardan yararianabikn işçiler, çalışma çağı kitlesi içinde sadece bir avuçtur. 20 kisiden ancak 5'i SSK, Emekli Sandığı ya da BağKur gibi sos>al güvenlik haklarından yararlanabiliyor. Sendikal haklardan yanuianabilen, bunlann içinde yalnızca l'idir. İşsiz sayısı, sendikal haklara sahip işçi sayısının iki veya beş katına ulaşıyor. Sendikasız, sigortasız, kaçak olarak " k a r a " diye nitelenen sanayide çalıştınlanlara gelince, onlar da gene sendikah işçilerin bilinmeven birkaç katı. R 8 milyon çalışan içinde sadece 2.5 milyonu sigortalı Sendikalı işçi sayısı yalnızca 1.5 milyon Toplusözjeşme hakkını kullanabilmiş gerçek işçi sayısı 1.2 milyon 1984 sonrası sendikalar aracılığıyla yenilenmiş sözleşmelerden yararlanmış olan toplam işçi sayısı 1 milyona ulaşmadı Sendikasız, sigortasız çalışan işçinin sayısını bilen yok Devletin resmi istatistiklerine göre, işsiz sayısı 4.5 milyona kadar çıkıyor İstanbul'rjan manzaralar YAROI: İşverenler ne istedi?.. B Nasıl bir ikcret?.. ' ir işçinin her gun asgari ihtiyacı olan kalori miktarı vardır. Buna gore, "beslenme gideri" saptanır. Asgari ücretin saptanmasmda olçü alınan bu "Bir ayhk benzin masrafım, işçinin ayhk gelirini aşıyor... Onlar nasıl geçiniyor?.!' İki ayakkabı fabrikasında toplam SOO'iın üsıünde işçi çahştıran, işyerine sendika girerse ijflas edeceğini söyleyen işadamı N.T., Bayrampaşa'da bir kahvede, inşaatçı arkadaşlart ile birlikle işçi ve memurlann nasıl geçindikleri konusunda görüsierini aniaüyor: i ' Bana göre geçinememeleri gerek. Ben geçinemiyorum ki onlar geçinsin. Aldıklan para beOL Ben işçilerine yüksek ücret odeyen bir işverenim. Ayda geçsin geçsin, eüerine geçen net 60 bin lirayı geçmez. Bu bölgede, gecekondu bölgelerinin her torafiru kastediyonım. 20 binden asağı kirahk ev yoktur. üstelik arasan da ev yok. Bunlar çohtk çocuk ne yiyip içiyorlar? Ben masrafı yüksek diye Mercedes'i sattım, küçük araba aldım. Yine de bir ayhk benzin masraftm, işçinin ayhk gelirini aşıyor. Etrafa bakıyorum basbayağı yaşıyorlar. Ben sımnı bulantadım. Memurlar için, çaliyor diyorlar. Kabul, hep yaşıyoruz. Belediyede rüşveı aian bir 5060 kişi var. Diğer çalışan yüılercesinin rüşvet alma şanst da yok. Benbn fabrikamda, işçi neyimi çaiaeak? Ben bu işin arnnı çözemedinu " "beslenme gideri", Hacettepe Üniversitesi uzmanlarının en son fiyatlar çerçevesinde yaptıkları saptamalara göre, bir tek işçi için 20 bin lirayı aşıyor. Gene Asgari Ücret Komisyonu'nun ilkelerine göre buna <Fo60 oranında diğer giderlerin eklenmesi gerekiyor. Daha başka bir ânlatımla, işçi tek başına yasıyorsa asgari net ücretinin 50 bin lira olmasıgerekiyor. Turkiye için pek gerçekçi olmayan 2 çocuklu bir küçük aılede dahi, bu rakam hemen net 120 bin lîra civarına çıkıyor. Oysa, asgari ücreti unutunuz, sendikalı, toplusözleşmeleTden yararlanan işçilerin ücret ortalamaları Türkiye düzeyinde, SSK verilerine göre 40 bin, Türkİş Araştırma Dairesi'mn ve bizim kendi saptamalanmıza göre net değil, brüt ortalama 50 bin lira civarında kabyor. Sadece işveren sendikalannm araştırmalannda bu rakamlar bir miktar yükseliyor. Çünku işveren sendikalannm araştırmalanna temel aldıkian işyerleri. İşsizler kavga etmesinler diye, işçi pazarları, geldikleri köylere göre ayrılmış ağmalcılar, yenı adı ile Bayrampaşa'da başıboş sanayileşme ve kentleşmenin çirkinliğı, belediyenin karşısında yapılan küçük bir parkla gizlenmeye çalışılmış. Akşam üstüne yaklaşan saatlerde, kahvelerde toplanacak vardiya işçileri ile görüşmeyi düşünürken, parkın köşelerinde hâlâ öbek öbek iş bekleyen işçileri görmek, şaşırtıcı olduğu kadar üzüntü veriyor. Hepsı de iş bulamadıklan bütün zamanı, sabahtan akşama kadar iş beklemekle geçirdiklerini anlatıyorlar. Uzak bir umut da olsa gün iyice kararana kadar, belki bir iş çıkar diye, beklenen saatlerın iş bulunabilen saatlerden çok daha uzun olduğunu açıklıyorlar. Belediye parkının köşeleri işçi pazarlanna bölünmüş; Belediyenin önündeki köşede, Erzurumlular ve Yozgatlılar var. Daha doğrusu Erzurumlular Horasan'ın Eyertaş köyünden, Yozgatlılar Çekerek'in Kurtoğlu köyünden. Aynı köyden 100150 işçi adayı aynı park köşesınde ış bekliyorlar. Parkın diğer köşesı, camiye bakan yüzünde Kars'ın Göle Yağmurlu köylülerı var. Tokatlılar, alt tarafta. İş sahiplerı işçi seçmeye geldiklerinde aralarında öylesine büyük kavgalar çıkıyormuş ki, poüse bıkkınlık gelmiş. Sonunda ayrı köyden gelenleri birbirlerinden ayrı köşelerde bekletmeye karar vermişler. Bir köşe. ErzurumHorasanEyertaş köylerinden gelenlere aıt. Genellikle ınşaat işlerınde, ne bulurlarsa her işte çalışıyorlar. İş buldukları gun ucretlerı asgari ücretin epeyce üstünde, ortalama sendikalı işçi ücreti düzeyinde. Ama iş bulamadıklan günler, iş buiduklan günlerde kazandıklarını sıtıp götürüyor. KarsGöleYağmurlulular, aynı köyden 150 kişiyi bulduklarını anlatıyorlar. Onlar daha çok hamaliık yapıyorlar Onlar da iş buldukları günlerde kazandıkları parayı, bulamadıklan günlerde yemekten yakınıyorlar. Sefalet içinde yaşadıklarını, pislikten kahvelere dahı sokulmaz olduklarını anlatıyorlar... s Zonguldak'ta maden işçileri (Fotoğraf: ARA GÜLER) 150 işçinin yaşadığı evin resmidir! Aldıklan sınırlı ücretlerle, kazanmadıklan günleri de idare ederek, köydeki ailelerine bir şeyler göndermeye, hem de para biriktirmeye çabalayan var. Anlattıklarından çıkan sonuç şu: Son yıllarda para biriktirme bir riayal olmuş. Köye para gonderme olanağı da kalmamış. "Hayvan gibi yaşıyoruz" benzetmesinin abartma olmadığım, birlikte kaldıklan evlerden birini gördüğümüzde anladık. Bayrampaşa'yı çevreyoluna bağlayan ana caddeden bir sokak arkadaki gecekondu evler arasından, önünde çöp yığını olan dar bir boşluktan girdik. Gecekonduların iç avlusunda sonradan uydurma yapılmış iç içe odalar vardı. Kokudan sonra saatlerce yemek yiyemedığımiz abartma değil. Pislik ıçındeki göz odalarda 468 kişi bir arada kalıyor. Adam başı, böylesine bir sefil yere ayda 35 bin lira kira ödüyorlarmış. Göz odaların aylığı 2530 bin liraya gelıyor. Yandaki gecekonduda oturan ev sahibi kadın, yabancıların geldiğini duymuş. Fotoğraf çektiğımızi görünce, önce, getıren işçilere saldırdt. Onlara vurup küfrederken, sessız kalışları hüzün verici idi. Derken aynı pervasız saldırganlık bize yöneldi. Makineyi kapmaya çalışırken, aynı rahat küfürler sürüp gidiyordu... Bayrampaşa 'da, belediyenin karşısındaki parkta bir köşe, Erzurum Horasan Eyertaş köylerinden gelenlere ayrılmış. /? bekliyorlar. Bir başka koşe ise, KarsGöle Yağmurlululara ait. Aynı köyden 150 kişiyi bulduklarını anlatıyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle