15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 21 EYLÜL 1985 ABD üe (Baştarafı 1. Sayfada) söz ederken, Türk tarafuun üzerinde durduğu bu formüle ilişkin bir başka ipucu da hafta içinde Türkiye'yi ziyarct eden eski ABD Başkanı Richard Nbton'dan geldi: "Beş yıllık bir anlaşma." Nixon, gazetecilere yaptığı açıklamada Ozellikle, "bn sahanın nzmanı" diye tanımladığı Cumhurbaşkanı Kenan Evren'le görüşmesinde, ozellikle üsler anlaşmasının durumunu ele aldıklarını belirterek, "beş yıllık bir aalaşına"dan söz etti, ancak buna açıklık getirmedi. Bununla birlikte Nixon'un bu şekilde konuşması üst düzeyde yaptığı temaslarda bu formülUn ele alındığı şeklinde değerlendiriliyor. Nixon aynca, bu görüşmelerden sonra, Türk tarafının müzakerelere aşın taleplerle gelmeyeceğini de açıkladı. ABD'NİN NOIASI BEKLENtYOR öte yandan, Turkiye'nin süresi önümüzdeki aralık ayı içinde sona erecek Savunma tşbirliğı Anlaşması'nı "tadil etmek" üzere ABD'yi müzakere masasına davet etmesiyle girilen pazarlıkta ilk aşamada ABD'nin Türk notasına vereceği yanıt bekleniyor. Dışişleri Bakanlığı kaynakları, yanıtın "makul bir siire içinde" cevaplanacağı ümidini belirttiler. Reagan yönetiminin yanıtını iletmesiyle birlikte yapılacak ön temaslarda, tarafların önümüzdeki günlerde başlaması beklenen müzakerelerin yöntemi üzerinde karar kılmaJan bekleniyor. leknik düzeyde başlayacak görüşmelerde, Türk heyetine Dışişleri Bakanlığı Müşterek Savunma lşleri Genel Müdüru Selçuk Korknt'un başkanlık etmesi üzerinde duruluyor. ABD'li yetkililer ise Amerikan tarafımn müzakerecisinin henüz belli olmadığım belirttiler. DÖRTLÜ TOPLANTI öte yandan, Turkiye'nin üsler anlaşmasının "tadüi" müzakerelerine getireceği öneri paketinin büyük ölçude hazırlandığı ve önümüzdeki günlerde yapılacak üst düzeyde bir karar toplantısından sonra kesinleşeceği bildirildi. Bu konudaki toplantıya Başbakan Turgut Özal, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Ünıg Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk ve Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu'nun katılmaları bekleniyor. ÜSLERİN STATÜSÜ Bu arada çetin geçmesi beklenen müzakereler sırasında Incirlik de dahil olmak üzere Türkiye'deki üslerin statüsünün de' gündeme gelmesı bekleniyor. Üslerin faaliyetlerinin Türk tarafının eündeki en güçlü pazarlık kartı olduğu belirtilirken, Bir yetkili "müzakereler açılmadan birşey söylemek doğru olmaz. Ancak üslere ilişkin tamamlayıa anlaşmalar da ana anlaşmayla bir biitun balinde muzakerelere gelecektir. Tamamlayıcı anlasmalann ana aniaşmadan ne kadar etkileneceği gönişmeler sırasında ortaya çıkacaktır" dedi. DIŞARI ÇIKARILD1LAR Bir samğın salondan çıkanlmak istenmesisırasında 12 sanık hep birlikte bağırarak çeşitli sloganlar attılar ve arkadaslanm vermek istemediler. Sanıklar ile görevli askerler arasında bir süre itisip kakışma oldu. (Fotoğraf: ŞENOL KONUKÇU) (Baştarafı 1. Sayfada) uğurlu gelmiş olmalı ki, bir aydır kesik bulunan elektrik, bizim kampa ayak basmamızdan beşon dakika sonra geliverdi. Kampın Halk Komitesi Başkanı Abu Muhammed'e sorarsanız, ayağımız uğurlu gelmişti ama elektrik "Allahın lütfu Ue gelmemişti". Ya nasıl geldi? Abu Muhammed, parmaklarını birbirine sürterek para işareti yapıyor, "Elektrik idaresinde ve devlette en yükseğinden en altına kadar büyük bir meblağ ödedik, öyle geldi" diyor. Her ne yolla gelirse gelsin, elektrik talihsiz kamp için çok önemli. Bu kampta çarpışmalann durmasırun üzerinden daha bir hafta henüz geçti. Kampın giriş noktaları hâlâ son dört aydır olduğu gibi EMEL hareketi üe Lübnan Ordusu'mın EMEL denetimindeki 6. tugayımn kontrolünde. 20 bin Filistinli TtKKO7 davası olaylı başladı Şort ve atleîle duruşma salonuna gelen 12 sanık, kimlik bildirmeyince salondan çıkarıldı. Sanıklar, slogan atarak güvenlik görevlilerine direndiler. lstanbul Haber Servisi Istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Nolu Askeri Mahkemesi'nde dun başlanan ve biri hakkında ölum cezası istenen toplam 23 sanıklı TKP/ML, TİKKO7 davasında bazı sanıklann konuşmak istediklerini belirterek kimlik bildirmemeleri üzerine 12 sanık duruşma salonundan Mahkeme Başkanı Atilla Ülkü'nun emri üzerine dışarı çıkarıldılar. Bazı sanıklann tek tip elbise giymeyerek şort ve atletle geldiği duruşma sonunda mahkeme, salondan dışarı çıkanlmak istendikleri sırada bağırıp slogan atanve görevlilere karşı direnen 12 sanık hakkında "Inzibati nitelikte olmak üzere ve hiıcrede infaz edilmek şartıyla ceza tayin ve takdlr edilmesine ve 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlıgı'na suç ihbannda bulunulmasına" karar verdi. Bu arada, dinleyicı bölumunde bulunan bazı sanık yakınlan da "taşkınlık yaptığı ve görevlilere karşı geldiği" gerekçesiyle yasal işlem yapılmak üzere gözaltına alındılar. Metris Askeri Cezaevi duruşma salonunda dun başlayan davada 6'sı tutuksuz 23 sanık yargılanıyor. Sanıklardan örgütün lstanbul il sorumlusu olduğu öne sürülen Ankara Ataturk Lisesi Fızik Oğretmeni Şiıkrü Erdoğan hakkında TCK'nin 146/1 maddesine göre ölüm cezası, eşi Gülseren Erdogan ile Fikret Anker, Yusuf Açıl ve Tuncsrj Çakırcıoğlu haklannda ise 15 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ısteniyor. Şahin Karataş ve Hamit Dönmez adlı sanıklann TCY 146/3 maddesine göre 5 ila 15 yıl arasında hapis istemiyle yargılandıklan davada, Yusuf Babayiğit, tlyas Yer, Lıitfıi Bahçeci, Polat Yiğit, Hüseyin Aktan, Meryem Çakıroğlu, Melahat Tuneer, Zohre Çakmak, Dilek Güngör, Fikret Turhan, Sejfi Ydmaz, Hacı Çelik, Şahin Çakır, Dursun Gökduman ve Binali Fırat haklannda 10 ila 15 yıl arasında, Mehmet Ergul hakkında ise 3 ila 5 yıl arasında hapis cezası isteniyor. Sanıklardan Şiıkrü Erdoğan ile eşi Gülseren Erdoğan'ın kimlik tespitinin yapılmasından sonra, duruşmaya şortatletle gelen sanık Fikret Anker'in "Elbise giymek istiyoruz. Biz buraya çıplak olarak gelmedik. Mahkeme ile ilgili konuşmak istiyorum. Bana soz hakkı vermezseniz kimlik bildirmeyeceğim" demesi uzerine sanığın kımliği dosyadaki kayıtlardan tespit edildi. Bu duruma itiraz eden tek tip elbiselı başka bir sanığın salondan çıkanlmak istenmesi sırasında 12 sanık hep birlikte bağırarak çeşitli sloganlar attılar ve dışan çıkanlmak istenen arkadaşlannı vermek istemediler. Sanıklar ile gorevli askerler arasında bir süre itışıp kakışma oldu. Daha sonra gelen takviye kuvvet sayesinde gosteri yapan sanıklar dışarı çıkarıldı. Olaylara kanşan üç bayan sanık ise daha sonra zorla dışarı çıkarıldılar. Olay Mahkeme Başkanı Atilla Ülku tarafından şoyle zapta geçırıldi: "... Kimlik tespiti sırasında sanıklardan bir kısmı konuşmak istediler. Bağırmaya başladılar. slogan attılar. 353 sayılı kanunun 147. maddesi gereğince dışarıya çıkarıldılar. Dışan çıkarken bir taraftan, kahrolsun faşizm, savunma hakkı kısıtlanamaz, bize kalkan eller kırdacak diye bağırdılar. Salon gorevlileri bu sanıklan önce dışan çıkaramadılar. Asteğmene cebir kullanarak sanıklann dışan çıkanlmalan emredildi. Ancak sanıklar gorevli askere mukavemet, taarruz durumuna girdiler. Gelen takviye ile sanıklar dışanya çıkarıldı. Bu arada, Askeri Savcı ve heyet salonu terketmek zorunda kaldılar. Takriben bir saat kadar müzakere odasında olayın yatışması beklendi. Duruşma salonuna gelindi. Olaya katılmadıkları tespit edilen Şükru Erdoğan, Gülseren Erdoğan, Hamit Donmez, Mehmet Ergül ve Dilek Güngör huzurda bırakıldı. Bu sanıklann yanlannda bulundukları görülen ve olaya kanştıkları müşahede edilen Meryem Çankçıoğlu, Melahat Tuneer ve Zöhre Çakmak'lan duruşma salonunu terketmeleri istendi. Terk etmeyeceklcrini söylediler. Savunma haklarının kısıtlanamayacağını söylediler. Bunun uzerine bayan polis memuru çağnldı. Cebir kullanmak suretiyle dışarı çıkarmaları emredildi. Bayan polisin tek olması nedeniyle diğer erlerin vardımıyla zorla dışan çıkarıldılar. Çıkanlırken bağırarak slogan attılar. Salonda bulunan avukatlar muvekkinerinin duruşma salonunda bulunmadığını söyleyerek salonu terkettiler. Olaylar sırasında dinleyiciler arasında bulunan bazı dinlevicilerin de taşkınlık yapması ve gorevlilere karşı gelmesi üzerine dışarı çıkarıldılar ve görevlilere bu kişiler hakkında kanuni işlem yapılması icin emir verildi. Bu nedenle duruşmava devam imkânı kalmadı." Duruşma sonunda mahkeme, olaylara kanşmayan beş sanığın dışındaki 12 tutuklu sanığın "Tutum ve tavırlan orgiitsel planları rauvacehesinde toplu olarak salona alınarak duruşma yapılmasını" mumkün görmediğinden, bundan sonraki duruşmalara teker teker alınarak sorgulannın yapılmasına, gerektiği takdirde ilgili sanığın salona alınıp tekrar çıkanlmasına aynca bu olaylarla ilgili olarak sanıklann dun öğleden sonra sorguya çekilmesine karar yererek duruşmayı 18 ekim saat 10.00'a erteledi. Kampa havaalanı yolu tarafından, ordu barikatını aşarak girdik. Havaalam yoluna paralel uzanan alt taraftan girişlerinde EMEL milisleri mevzilenmiş bekliyor. O taraftan giriş çıkış tekin değil. Lübnan'daki Filistin mülteci kamplarının en büyüklerinden biri olan Burc ElBarajni'ye girmek için FKÖ lideri Yaser Armfat'ın muhaliflerinin ittifakı olan Filistin Ulusal Selamet Cephesi'nden izin almak ya da onunla bağlantıya geçmek gerekiyor. Ulusal Selamet Cephesi, bünyesinde EIFetih muhalefetini, George Habbaş'ın Halk Cephesi'ni, Alıınet Cibril'm Halk CephesiGenel Komutanlık adb örgütünü, Saika'yı ve Abu Nidal grubunu barınduıyor. Kampta sağlanan ataşkesten sonra, işleri resmen yürüten bu cephe, Ulusal Selamet Cephesi, Lübnan'daki Filistinlilerin siyasi temsilini üstlenmiş durumda. Her mülteci kampında aynca komiteler var. Ve bu komitelerde Arafat yanlısı unsurlann da bulunduğunu sorumlular itiraf ediyorlar. Burc ElBarajni'nin giriş noktalanndaki binalann kimisi top ve tank ateşi altında yanmış ve yıkılmış. Içeride kalan binalardan ateş sağanağından nasibini alanlann tamiriyle uğraşılıyor. Çok sayıda binanın ön cephesi kurşun izleriyle delik deşik. Kampın iki insanın yanyana yürüyemeyeceği kadar dar sokaklanndan, pis, grisiyah renkte akan bir suyu izleyerek, Arafat'a karşı Fetih'te ayaklananların "tndJfada Merkezi" adıru verdikleri binada Ulusal Selamet Cephesinin kamp yöneticisiyle buluşuyoruz. "tndifada" Arapça "ayaklanma" demek. Abn Musa grubu kendisinden indifada diye söz ediyor. ElFetih ya da FKÖ adı kullanılmıyor. Cemaat Arafat .yani Arafat grubu dendiğinde FKÖ anlaşıhyor. "İndifada "cılarla kampın durumunu konuşmak istiyoruz ama söz sürekli sapıyor. Hangi Birkaç bin kişi, Sayda civan*indifada"cıyla konuşsanız, lafı na ve Bekaa Vadisi'ne yerleşmek dönup dolaştınp Arafat'a getiriiçin hicret etmiş. yor ve FKÖ liderine yüklenmeye En önemlisi, hemen herkes başlıyor. Arafat için îsrail ile başimdi duran savaşın artık sona nştan yana, devrimi teTketmiş bierdiği kanısında değil, "kampiar ri, 'Tilistin halkının uğradığı savaşı dosyasT'nın kapanmadığıkatliamlann sırtından geçinen", Enver Sedat ile aynı çizgide, Bey nı biliyor. rut'u ABD ile anlaşarak bırakan Burc ElBarajni, sonu gelmebirisi olarak söz ediyorlar. Arayecek ama bir gün mutlaka yine fat sözcüğü konuşmalara o kabaşlayacak çatışmaya dek, gündar egemen ki, hani takdiri ilahi . lük hayatmı en asgari ölçülerde sonucu Arafat terki diyar etse, sürdürebilmek için yaralannı sarinsan, Ulusal Selamet Cephesimaya çalışıyor. ne hiçbir iş kalmayacağı izlenimini ediniyor. Besbelli ki, Ulusal Selamet Cephesi'nin hikmeti vücudu Arafat'ın kendisi. Filistinliler, silahlar sustuğunda birbirlerine karşı bu kadar acımasızlar ama Burc ElBarajni saldınya uğradığında birlikte savaşmışlar. Kampın hazin sokaklarında yürürken, iç siyasi çekişmeler içinde sarsüan bir hareketin geride bıraktığı dramı da izliyorsunuz. Insanlar, konukla nna sevecenliklerini yitirmemişler , ama 1948'den beri katliamdan katliama sürüklenen, bitmez tükenmez bir çileyi yaşadıklan da her hallerinden belü. Burc ElBarajni, Beyrut'un mikrokozmik bir Filistinli görilntüsü. Korku nedeniyle 20 bini aşkın insan kamp sırurlan dışına çıkamıyor. Hemen herkes işsiz durumda. Lübnan dışında ailelerinin fertleri varsa, orilann gönderdikleri paralarla, ya da Filistin örgütlerinin dağıtabildiği meblağlarla yaşıyorlar. önemli bir kesim ise "bir lokma bir hırka" usulü binbir sıkıntı ile yan aç yaşıyor. Kampa erzak maddesi de binbir güçlükle giriyor. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) karsısında bir iktidar seçeneği belirse, özal'a destek veren 208 milletveküinden kimı kopmalar daha hızlı gerçekleşebilirdi ANAP milletvekülerini hirbirinden aynlmaz parçalar gibi gören Başbakanm, giderek belirginleşen yeni siyasal oluşumlar karsısında arkasmdaki destekten kuşku duymaya başladığı varsayılabılirdi. örneğin, özal'ın yaktn çevrtsınin VuralAnkan'ın partiden kopma aşamasına geldiği günlerde duyduklan tek kaygı, eski Maliye Bakamnın bir parti kurarak ANAP"ı hırpaiaması olasılığından kaynaklanıyordu. özal'ın yakın çevresinden alınan iztenimler, o sırada Başbakanm HP'yi bir seçenek gibi görmediği için başka herhangi bir kaygı taşımadığı yolundaydı. Ne var kı, SODEP'in parlamento dışında birdenbire guçlenmesi, ardından HP ile SODEP'in birleşerek hem Meclis dışında ve hem de içinde vurucu bir siyasal güç haline dönüşmesi sürecinin gerçek aşamaya ulaşması, özal'ı son bir aydır tedirgin ediyordu. özal ve çevresi başlarda bu birleşmeyi hafife almışlardı, iki partinin biraraya gelebileceğine fazla inanmıyorlardu Oysa iki sol parti bütıin ters çabalara karşın birleşmeye doğru sağlam adımlar attılar. BirleşmeAnlaşılan şuydu: özal, önceki gün sayın Cumhurbaşkanı ile konuyu görüşmüştü. Yadırganacak bir tutumla Çankaya'nm 84. madde üzerindeki önerilerine yanıt vermediğini söylüyordu. Bir Başbakanm kapı önünde Cumhurbaşkanıyla ilgili açıklama yapmaa yakışık almazdı, bu doğruydu. Ne var ki, bir Başbakanm Cumhurbaşkanınm yanıtlamadığını söylediği bir konuyu birdenbire Çankaya Köşkü kapısında dile getirmesinin de bir anlamı olmalıydı hiç değilse öğrendiklerimize dayanarak yazıyoruz bir Başbakan bu denli önemli konuda şunlan söyleyebilirdt "uSaym Cumhurbaşkanma 84. maddeyie ilgtti önerüerîmi açıkladan, miEetvekinerinin parti değişttmesme kısub bir süre olanak veribnesi düşuncesinde olduğumu özlenen demoknatik gelişmelere anlattım. Sayın Cumhurbaşkanı Özal'ın yanlı olmasını bekleme önerilerimi dmledüer ve bu konuyenler, Başbakanm bu son manev yu Cumhurbaşkanhğutda hukuk rayla yapmayı düşlediği kimı adamlanna incelettiğini, bugüne transferleri sağlayacağını, bunun dek yaptian tartışmalan değerienyani sıra ANAP'a seçenek olabi dirdiğini büdirdikr. Cumhurbaşlecek yeni bırleşmeleri, güçlenme kanhğında yapüan bu çahşmalaleri önleyeceğini öne suruyorlar. rm hızla ilerlediğini, konuya yaközal'ın çevresinden hep dinle laşımlanna gelecek hafta sab ya dik; eğer anayasanın 84. maddesi da çarşamba günu bir açıklık ge • parti değiştirmeyi engellemese lebileceğini büdirdiler." ANAP'a, özeüikk MDP'den, hatözal, çeşitli yanlan olan konuta HP'den kimileri gelmeye hazırya böylece bir açıklık getirebilir, dı 84. maddedeki kısıtlamayı kaldi Oysa, Cumhurbaşkanı, Özal'dırdığı zaman sol partinin milletm "kıstth sürede parti transferine" vekili sayısı artmazdı, bir ölçüde olanak veren formülune ne evet,, DYP'li olacak MDP'liler çıkabüirne de hayır demişti înceletiyordu, \ di, kurulacak olan DSP'ye HParaştınyordu. \ den bağlananlar buiunabüirdi Faözal neden böyle davranıyor, kat bu gelişme parlamentodaki siyasal güçleri daha bölecektL özal du?. Bunun bir nedeni olması ge\ rekiyordu. Elbette vardı, özal gü\ bunu umuyor ve bekliyordu. ANAP'a alacağı milletvekilleriyle nü gelecek 84. maddeyie ilgili ge, lişmeler dilediği gibi çıkmazsa iyiiktidannı güçlendirebilirdL niyetini ortaya koyduğunu, ancak özal'ın 84. maddede yapılacak Cumhurhaşkanınm bu önerilere değişiklikte parti bırleşmelenne karşı çıktığını kendine bağlı kakarşı sergUeyeceğı tutum önemlıy lemlere, siyasal çevrelere yayacakdi Acaba Özal, milletvekiUerinin tı Tıpkı Dinçerler'i kabineden parti değiştırmesine "betirti bir sü uzaklaştınrken sorumluluğu daha re için olanak tanıyan" anayasa çok Çankaya'ya "ihaU" ettiği gideğişıklığine giderken, ortanın so bL Fakat, Çankaya olaylan özenlunda varolacak bir iktidar seçe le izlıyor, bu tıir siyasal manevraneğini "bertaraf etmek" için par lardakı > » * 4 gösterikri" gözden ti butunleşmelermı engeiletecek bir kaçırmıyordu. öteki hukmü getırecek miydi ?.. Cumhurbaşkmının iki partinin özal, HPSODEP birleşmesine hâlâ kuşku ile bakıyordu, "ftöiey birleşmesi girişimlerinde hiçbir meden sonra hukuki araşttrmata "teUani" olmadığını açıklaması, nn yapdabileceğmi" soylemesin Anayasal sınırlar içinde kalma kaden bu birleşmeyi önlemeye yöne rarlılığını gosterıyordu. Ne çare, Özal siyasal manevralarla 84. leceği anlamı çıkmıyor muydu? madde uzerinde oyunlara girişirO kadar ki, şu anda iki parti ken, Cumhurbaşkanının bu açıknin birleşmesine karşı çıkacak ya laması henüz Cumhuriyet'te yer sal bır olanak bulamayan özal, almamış, Sayın Evren'in davranı84. maddenin "ruhundan söz şı kesin biçimde açıklanmamıştu ederek" solun butünkşmesine karEğer Özal, hem pariamenterle, şı olduğunu ortaya koyuyordu. rin parti değiştirmesini, hem de si • Ama, asıl amacını da açıklıyor, HPSODEP bırleşmesı gerçekleş yasal partilerin birleşmesmi yürel:1 tikten sonra hukuksal zorlamala ten istiyorsa, bu eğilimlerini açık ! [ n gündeme getireceğini vurgu seçık söylemeli luyordu. Çankaya'daki incelemelerin so. Tabii bütün bunlar siyasal çev nucu neye vanr, elbette bilmiyoruz, ama Cumhurbaşkanının anarelerde son birkaç giindur bütün yasa değişikliğine kimi kısıtlama '• genışliğıyle değerlendirUiyordu. Kilara rahatlaııa bir formülle bak ' mi siyasetçüerin söykdıği gibi, eğerması pek çok açıdan yararlı özal, milletvekülennin parti değiş olacak. tirmesine, partüerin guçbiriiği yap84. madde üzerindeki gelişmemasına içtenlikle inanıyor ve istiler böylece önümüzdeki yakın yorsa, bu hedefleri çok açık bigünlere sarkıyor. özal'ın siyasal çimde, demokratik bir kafaya uymanevralan bir yana, asıl önemli gun çizgilerle söylemeliydi. gosterge Çankaya'dan duyulacak 84. madde sorununun bir başsesle belli olacaktır. ka cephesi daha vardı: Özal, bu tur açıklamalan Çankaya Köşku'yle Genel beklentı özal'ın siyasal oyunlannın boşa çıkmastdır. konuştuktan sonra yapıyordu. den sonra yeni siyasal gücıin Mecliste de varlığını ve sesini duyurmasmdan doğacak önemli etkilenmelerin telaşına duştüler. Şimdi özal, bir taşla iki kuş vurmanın formüllerini anyor. anayasa değişimleriyle siyasal geleceğmi daha güçlendirecek kimi öneriler ortaya atıyor, aynca, göriinen odur ki; Çankayayı da devreye sokarak anayasada dilediği yolda bir değişiklik sağlamaya çalışıyor. özal, bir yandan milletvekillerinin parti değiştirmesini ister görunerek siyasal dalgalanmalann normal yörüngeye oturmasına yanlı davranış gösteriyor, öte yandan da 84. maddenin parti birleşmelerini önlemesine yönelik kimı kısıtlamalan pekiştirmeye hevesleniyor. DevSol davasuıdcL, 7'si idam eezasıyla yurgılcınan 13,$qnık tahiiye edildi ISTANBUL, (UBA) lstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Nolu Askeri Mahkemesinde süren 276 idam istemli 1249 sanıklı THKP/C Devrimci Sol davasında, 7'si hakkında idam cezası istenen 13 sanık tahiiye edildi. Böylece davadaki tutuklu sanık sayısı 361'e indi. Halen eylemlerle ilgili delillerin tartışıldığı ve tanıkların dinlendiği davada mahkemenin haklannda tahiiye kararı verdiği santklardan Erot Uluhoca, Mehmel Baylan. N'iyazi Aydın, Ali Ekber Bilgili, Erdal Ttırgut, Cumali Yıldız ve Hacı Eliaçık TCK'nin 146/1. maddesi uyannca idam cezası istemiyle yargılanıyorlar. Tahiiye edilen ve 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanıklar ise şunlar: AU Hıdır Er, Şaban Karagöz. Çetin İpek, Ali Savaş Biiker. Ali Karataş ve Nevzat Dölek Çetin. Şah'ın rolünti üstlenin (Baştarafı 1. Sayfada) belki de bu yüzden "Türkiye,Ortadogu'da boruyu öttürmeye hazır" görüşünü, "Çünkü bizim dilinden bile anlamadıgımı? f ran ve Libya ile, siz aynı paktta olmamıza karşın. akıllara durgunluk verecek kadar dostane ilişkiler kurmuşsunuz" gerekçesiyle destekliyordu. Nixon, önceki gün Topkapı Sarayı'ndaki Bağdat Köşkü'nde bir grup gazeteciye "Törkiye'den dünvayı nasıl gördüğünü" şöyle anlatt : "tstanbul benim dört hafla önce başlayan dünya turumun sonuncu duragıdır. Dk dunya tunımu 1953"te ikincisini de 1956 vılında vaptım. Afganistan ve Iran'ı ilk o seyahatimde gördüm. Buna karşüık o seyahatimde göremediğim Çin Halk Cumhuriyeti'ni de bu sefer ziyaret ettim. O seyahatle bugünkünü karşılaştınrsam tran ve Afganistan açısından durumun pek parlak olmadığını söylemekten üzüntü duyuyonım. Buna karşılık ilk seyahatimde Güneydogu Asya ülkelerini kasıp kavnran Çin korkusunun bugün kalmadığmı görmekten mutluluk duyuyonım. Çin komunizmden vazgeçmiş değil, ama "serbest pazar" gibi bir taktiği kendi sistemine kazandırarak doktriner felsefeleri terketmiş. Örneğin artık devrim ihraç etmiyor. Fakat süper güçler açısından meydana gelen değişikliklere bakarsak ABD'nin artık 19501erdeki "ilk vuruş" avantajını kaybettiği izlenimini edindim. Gerçi bugün de denizaltı ve hava silahlarında üstunluğü konıyoruz ama nükleer arenada Sovyetler bizim onumuze geçmiştir. Zaten Başkan Reagan'ın savunma stratejUerine yüklenmesinin nedeni de budur. Guçler dengesindeki bir başka degişikliğin de ideolojik cephede olduğunu fark ettim. 195356'da ziyaret ettigim ülkelerde komünist olmayan ama hızlı sanayikşmek için bir yol arayan hükümetler vardı. Çin ve Sovyet modeline bakıp belki de komünizm en iyi yoldur diyorlardı. 30 yıl sonra konuştuğum liderler artık böyle duşünmuyor. Bunun nedeni başta Sovyet sistemi olmak üzere komünist model ekonomikrin çökme yolunda hızla ilerlediğini fark etmiş olmalan. Dogu Avnıpa'da, Angola, Etiyopya, Nikaragua'daki başansızlık bence Sovyet modelini artık "örnek model" olmaktan çıkardı. Diğer yandan, pazar ekonomileriai benimseyen Kore ve Singapur mucize yarattı. Türkiye'de mucize yarattı ama ABD basınında pozitif şeylerden ziyade negatif şeyler haber sayıldıgı için Amerikalılar Turkiye'nin kaydettiği gelişmeden habersiz kaldı. Bence işte bu yüzden TUrkiye 3. Dunya için enteresan bir rnodeldir. Çünku Turkiye'nin geldiği yer, ABD'ninki gibi ulaşılamaz bir gelişme değil, aksine hedeflenebilir, model olarak seçilebilir bir geUsmedir. Bu geUşmenin Türkiye'ye sağladıgı avantaj da dünya sahnesinde daha buy ük roller ustlenmeye aday olmasıdır. Ozellikle kendi bölgesi için soyluyorum, çünku bu bolge de ekonomik ve askeri açıdan guçlu olanlann borusunun öttuğu bir yerdir. Türkiye'de kanımca bu boruyu ottürmeye hazırdır." NLxon, bu açıklamasından sonra, yönelttiğimiz sorularla "rol" konusundaki görüşlerini daha da açtı: Peki Türkiye neden sizce bölgede bir rol oynamalı? NTXON Kendi menfaati için müttefiklerinin menfaati için ve banştan elde edilebileceği menfaatler için. Fakat benim önerdiğim şudur; bölgede, yani Ortadoğu ve Körfez'i kastediyorum, Türkiye bu ülkeler için bir tehdit teşkil etmiyor. Güçlü ama super güç değil. Aynı yolu benimserlerse gelecekleri yerin aynası. Türkiye, işte bulunduğu yer ve bulunduğu durum itibanyla bu rolu oynayabilir. Bu rol nasıl olmalı? NtXON 3. dünyanın her ülkesi ve ozellikle bu bölgedeki ülkeler bağımsızhk kavramma çok düşkun. Bağımsızlıktan gurur duyar, yöneıilmekten çok korkarlar. lçişlerine»dış mudahaleden çekinirler. İşte Turkiye'nin rolü yönetmek değil, anlamak ve anlaştırmak olmalıdır. Bir zamanlar Iran'm yaptığı gibi. Iran bugun yapamıyor, belki Türkiye yapabilir. Bngünkü lider kadrosu bu rolü üstlenir mi? NtXON Özal, görduğum kadanyla çok iş bitirici bir ekonomik adam ve politikacı. Çok başanlı olacağını tahmin ediyorum. Devlet Başkanınız ise bölgede sadece kendi ülkesinin menfaatlerine öncelik vermeyecek kadar güç dengelerinin önemini kavramış bır stratejist. Başkan EvTen ile çok olumlu bir görüşme yaptım, Turkiye'nin pozisyonunu öğrendim Asgari ücret 41.400 lira (Baştarafı 1. Sayfada) üstünde" olarak niteledi. Komisyon toplantısı deyam ederken Başbakan Turgut Özal ile Turklş Genel Başkanı Şevket Ydmaz göruştüler. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun dün sabahki toplantısında asgari ücretin behrlenmesınde besin içi harcamalannın yüzde 44, besin dışı harcamalannın da yüzde 56 oranının göz önune ahnması kararlaştırıldı. Türkiş'in besin içi harcama oranımn >uzde 40, besin dışı harcama oranının ise yüzde 60 olması yolundaki istemi komisyonca reddedildi. Yine Türklş'in milli gelirden alınan pay faktörü olarak getirdiği yüzde 10'luk oran da komisyonda reddedildi. Komısyonun sabahki toplantısından hemen sonra, Şevket Yılmaz, "cuma namazına" gidiyorum diyerek, Türkİş'ten çıktı ve Başbakanlık konutunda Başbakan Turgut Özal ile asgari ücret üzerine gizli bir gorüşme yaptı. Edinilen bilgiye göre, Başbakan Turgut Özal'ın Şevket Yılmaz'a brüt 40 bin lira dolaylannda bir asgari ucret rakamı önerdiği öğrenildi. Mustafa Kalemli'nin de katıldığı toplantıda Yılmaz, Başbakan Özal'a Türklş'in asgari ücretin şu andaki hesaplanma yöntemine esastan karşı çıktığını, belirterek eğer Türklş'in bu ilkeleri kabul edilirse ve asgari ücret buna göre belirlenirse asgari ucretin yeni rakamına karşı çıkmayacaklannı ifade etti. Özal ise Yılmaz'ın bu isteğini kabul etmedi. Görüşme de böylece sona erdi. ret rakamı uzerinde anlaşmaya bildirdi. Sendika başkanlannın davet ettiği, ayrıca asgari ücrekonuya ilişkin göruşleri şöyle: tin komisyondan oybirliği ile Yollş Sendikası Genel Başkaçıkması için yardım talebinde nı Bayram Meral: "Sanki işçiye bulunduğu öğrenildi. sadaka veriyorlar." Özal ve Kalemli'ninTürklş TGS Genel Sekreteri Ziya Sonezdindeki bu girişmeleri etkisiz nay: "Asgari ücret, zaten sefakalınca, Türklş temsilcileri kolet ücreti. Yeni asgari ücret, gemisyonda yeni asgari ücret rakacekondu kirasının 40 bin lira olmına karşı çıktılar ve oylama duğu bir yerde hiçbir şey ifade sonrası yeni asgari ucrette muhaetmez." lefet şerhi koydular. Bağımsız Otomobiltş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı DAsgari Ücret Tespit Komisyonu'nun toplantısında 5 hükü han Dalkıhç: "Bu rakam, işçinin yarasına merhem olmaz." met, 5 de işveren temsilcisinin oylan ile asgari ucretin ayhk brüt Öte yandan ISO Başkanı lb41 bin 4Ö0 lira olması karan 10 rahim Bodur, yeni asgari ücreti oya karşı 5 oyla kabul gördü. "normalin biraz üstünde" olaBakan Kalemli'nin karardan rak nitelendinrken, Türkiye Gısonra yaptığı açıklamaya göre, da Sanayii tşverenleri Sendikası eski ve yeni ücretin karşılaştırmaGenel Başkanı Nazım Düzenli. sı şöyle: Parantez içindeki raTürklş'in, "ağlamayla, kamlar net miktan gösteriyor. sızlamayla" asgari ücreti \ju düBüyükler zeye yükselttiğini söyledi. lşadaEski 24.525 (16.996) mı Vehbi Koç da Ankara TicaYeni 41.400 (27.875) ret Odası'nın duzenlediği kokArtış •> 68.81 ' ? < teylde, asgari ücretin şu anda 16 yaşından küçükler kendisine iletilmediğini söyledi. Eski Yeni Muhalefet partilerinin sözcü16.875(12.091) 28.500(19.544) leri ise, konuya ilişkin ajanslara Karara ret oyu veren işçi temyaptıkları açıklamada şunları silcileri adına konuşan Türklş söylediler: MDP Genel Başkanı Genel Eğitim Sekreteri Kaya Öz Ülkü Söylemezoğlu: "Ortaya çıdemir, Türklş'in asgari ücretin kacak olan net rakam, hiçbir şey bu biçimde saptanmasına esasdeğildir." tan karşı olduğunu kaydederek, SODEP MKYK uyesi Tevfik "Ekonomik şartlar bakımından Çavdar: "Yoksullaşmanın yayçalışanlara, asgari ücretle geçin ı gınlaştığı ülkemizde asgari ücremek zorunda olanlara hayırlı ol tin anlamı kalmamıştır." masını dilerim" dedi. Refah Partisi Genel Başkanı Ahmet Tekdal: "Bu rakamlar, TEPKÎLER; bugunkü hayat şartlan karsısında bir mana taşımayacak dereYeni asgari ücret, işçi sendikacede küçüktür." lan ve muhalefet partilerinin tepkisine yol açtı. Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, a.a.'ya Daha sonra komisyon saat 14.00'te yeniden cahşmaya baş yaptığı açıklamada, hükümet ve (Baştarafı I. Sayfada) ladığı sırada, bu kez Kalemli, işveren temsilcilerinin birleşerek düsen teminatı yatırmadığı için, Yılmaz'ı telefonla Turkİş'ten Türklş'in tüm onerilerini redönce şirket genel kurul sonra da aradı. Kalemli, Yılmaz'ın 40 ile dettiklerini söyledi ve yeni asgari yönetim kunılu karanyla şirket42 bin lira arasındaki asgari ücucretten memnun olmadıklarmı ten ihraç edildi. Ayhan Hâkimoğlu, yönetim Değerli kurulunun ihraç kararına yargı yoluyla karşı çıktı. Ancak mahkeme anonim şirketlerde yönetim kurulu kararlanna yargı yoluyla itiraz edilemeyeceği gerekçesiyle davayı reddetti. Bunun hocamızı kaybettik. Başımız sağolsun. üzerine, Ayhan Hâkimoğlu, kendisinin ihracını yönetim kurulunÇağdaş Müzik Merkezi dan isteyen şirket genel kurulunun kararına "ihraç karan genel kurulun yetki alanına girmez" gerekçesiyle dava açtı. Dışişleri Bakanlığı Nhcon, Ankam'nın yanında *" ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) ABD'nin eski Cumhuriyetçi başkanlanndan Richard Nnon'm "Türkiye'nin üsler anlaşmasını müzakereye açroak konusunda takındıgı tutumun gerekli olduğu" aynca "TürkAmerikan Lşbiriiğinin Kıbns ve Yunantstan faktörierinden etkilenmemesi gerektiği" yolundaki sözlerı, başkenrteki Türk diplomatik çevrelerinde "olumlu" karşılandı. Ankara, dün Nixon'm ifade ettiği bu görüşlerin, Turkiye'nin eskiden beri ABD karsısında savunduğu görüşler doğrultusunda olduğunu bildirdi. Dışişleri Sözcusü Yalım Eralp, gazetecilerin bu konudaki sorularını yanıtlarken, "Sayın Nison aslında bizim söytediğimiz şeyleri soylemis. Biz başından beri Turk Amerikan ilişkilerinin öz degerieri dışındaki faktörkrden etkilenmemesi gerektiğini söylüyoruz" dedi. Bununla birlikte sözcü, Nixon'ın, "Türkiye, İran'ın eski roiünü üstlenmeli" şeklindeki sözlerine katılmadığını da belli etti. Sözcü, Nixon'ın bu sözleri hatırlatıldığında da "Nasıl söylediğini bilmiyontm. Ancak Turkiye'nin bu konudaki düşünceieri ve izkdigi yol beüidir" şeklinde konuştu. Havelsan RUHİ SU TİMUR SELÇUK RUHİ SU'yu yitirdik o, toplumuna karşı görevini fazlasıyla yerine getirdi. ANKA ÇALIŞANLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle