21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EYLÜL 1985 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 F. Âlmanya'da Nazi davası 1944 yılında Polonya'da 161 köylüyü öldiırmekle suçlanan Nazi savaş suçlusu Friedrich Paulus, FederalAlmanya'da önceki gün mahkeme karşısına çıkarudı. Nazi suçlusu, 15 yıldan bu yana dörduncu kez mahkeme karşısına çıkıyor. 84 yasındaki Paulus 'un ilk iki yargılanması, adli yanuşhklar nedeniyle geçersiz sayümıs, üçüncu kez yargılandığında da4 yıl hapis cezasına çarptınlmıstı. Irkçılar kaııa doymuyor ülkelerinden Hollanda, Lüksemburg ve Italya dışişleri bakanları, ekonomik yaptırım konusunda karara varmak amacıyla geldikleri Güney Afrika'da Desmond Tutu, Beyers Naude, Dışişleri Bakanı Botha ve Zulu lideri Gatşa Buthelezi ile görüştüler. Dış Haberler Servisi Irkçı beyaz azınlık yönetimindeki Guney Afrika Cumhuriyeti'nde siyah ayaklanması birinci yılını doldururken, Cape bölgesinde uç gün içinde oldurulen siyahlann sayısı 31'e ulaştı. Ortak Pazar'a üye ülkelerden Lüksemburg, Hollanda ve Italya'nm dışişleri bakanları, uç günlük bir resmi gezi için geldikleri Güney Afrika'da ırkçüık aleyhtan rahip Desmond Tntu, Güney Afrika Kiliseler Konseyi Genel Sekreterı Beyers Naude, Guney Afnka Dışişleri Bakanı Roelof Botha ve Afnka'nın en buyuk siyah kabilesi Zulu'lann lıden Gatşa Buthelezi ile ekonomik yaptınm konusunda görüştüler. Guney Afrika Dışişleri Bakanı Roelof Botha, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jacqnes Poos, Hollanda Dışişleri Bakanı Hans Van Den Broek ve Italya Dışişleri Bakanı Giulio Andreotti ile görüşmesinden önce bir açıklama yaparak, "Eğer Guney Afrika'ya nasıl bir politika uygulanması gerektigj konusunda emir vermeye geldilerse, boşuna yoruldular" dedi. AET bakanlan ile göruşen Desmond Tutu ve Beyers Naude, Güney Afrika Cumhuriyeti'ne karşı uygulanacak ekonomik baskmın, ulkede reform olmasını sağlayacak tek tuk banşçıl yollardan bin olduğunu savundular. Afrika'nın en büyük kabilesi olan Zulu'lann lideri Gatşa Buthelezi ise, AET dışişleri bakanları ile görüşmesinden önce düzenlediğı bir basın toplantısında, "Bakanlara Gunev Afrika'ya ekonomik yaptınnun ttlkedeki beyaziardan çok siyahlan olnmsuz yönde etkileyecegini soyleyecefini" belirttı. Buthelezı, "Gune> Afrika'ya ekonomik yaptınm tehditleri etkili oluyor, ama iş bunu uygulamaya geldi mi tam bir felaketle sonuçlanır" dedı. Buthelezi, "Sizler, birer dışişleri bakanı olarak, Avrupa ve ABD'yi ellerindeki koza fazla gnvenmekten korumalısınız" dedi. Güney Afrika'daki en buyük ırkçıhk aleyhtarı muhalefet hareketi Birleşik Demokratik Cephe hderleri, AET bakanları ile göruşmeyı, dışişleri bakanlannın tutuklu bulunan Afrika Ulusal Kongresi lıden Nelson Mandela ile göruşmek istememeleri nedeniyle reddettıler. Guney Atrika'nın Cape bölgesindekı siyah ayaklanmasında üç gun içinde polis tarafından öldurülen siyahlann sayısı en az 31'e yükseldi. Devlet Başkanı Botha'nın kentteki Bophuthatswana gettosuna yaptığı ziyaret siyah öğrenciler tarafından protesto edildi. Güney Afrika polisi 12 siyahı daha öldürdü Bir Heyet SAMtM LÜTFÜ On gün sonra Şılıliler, ister ıstemez bir kez daha anacaklar zaten unutmadıklan, unutmalarına olanak olmayan o olayı. On gün sonra 11 eyiülde tamamlanacak Pinochet'nin kanlı, iğrenç, ınsanlığa hakaret olan iktıdannın 12. yılı. İki yıl önce bir eylül günü Pınochet salhanesinden nasılsa kurtulmuş olan Şililı dostum Raul, Londra'da bana şunları soylemişti: "Kaç yıldır eylül ayı geldi mi içim karanyor. Hete hele ikinci haftaya doğru tıksinti dalga dalga büyüyor benliğimde. Takvimin yapraklan duşuyorbır bir... 8 eylül... 7eylül... 10 eylül... 11 eylul. Bıraz daha dayan diyorum kendi kendime, az kaldı." Bu 11 eylülde de Pınochet'nın, vaat ettıklerının hiçbirini gerçekleştirmemiş olarak halkın karşısına çıkacağını, bunca baskıya karşın ne enflasyonun durdurulabildıği, ne ışsızhğın azaldığı, ne dağ gibı dtş borçlarıyla ekonomik bunalıma çare bulunduğu, ne de siyası ıstıkrarın sağlandığını söylemeye gerek var mı'> Pınochet, demeçleri ne olursa zaten bunları gerçekleştirmek amacıyla gelmedi kı işbaşına. Şu garıpiığe bakın: 12 yıl önce bugun Latin Amerika'nın, diktalar ve cuntalar ormanında, bellı başlı iki demokrasiden biri olan, demokratik tarihi ve yönetimıyle övünen Şili bugün Stroessner'in Paraguay'ı ile birlikte, koca bölgenin iki askeri diktasından biri. 1985 eytülünde Şilı'de durumun nasıl olduğuna gelince: Şurası artık açıkça görünen bir gerçektır kı, Pinochet'nin yalnızlığı her geçen gün kendısı için tehlikeli bıçimde artıyor. VVashıngton gerçekte hıç de umurunda olmamasına karşın kamuoyunun baskısıyla dıktatorden desteğını gıttikçe çekmektedır İşın ilginç yönü, birbirini izleyen sıkıyönetim, olağanustü hal, teyakkuz durumu, afet haline ve tüm bu dönemlerin ortak olgusu devlet terörüne karşın siyasal ıstikrarsızlık da bır türlü giderilemıyor. Solun yanı sıra Hıristiyan Demokrasi de muhalefetini gittikçe yoğunlaştırmaktadır. Bu muhalefet karşısında gittıkçe sıkışmakta olan yönetım kendı içinde eşgüdüm yoksunluğu göstermekte, şaşkın, ne yapacağını bılmez durumda başını daha çok derde sokacak olan gınşımlerde bulunmaktadır. Nitekim ağustos ayı da güvenlık guçlerının cinayetleri ve adam kaçırma olaylarıyla dolu olarak geçmıştır. Bu arada, Hıristiyan Demokratlann yonelıcılerınden ve eskı bakanlardan Alejandro Hales'in kızı ikinci kez "bilinmeyen güçler1" tarafından kaçırılmış ve sonra çok kısa bir süre içinde serbest bırakılmıştır. Bu gelışmeler üzerine Hıristiyan Demokratlar bır kez daha kurumlaşmış olan ve devletın güvenlık güçlerınden, gizli servislerınden kaynaklanan terör olaytarına bulaştığı için askeri hükümetın ıstıfasını ıstemıştır. Bu arada, dış desteğini de gıttikçe yitirmekîe olduğunun ayrımında olan Pinochet ise, sıkıyönetimı kaldırır, basın üstünctekı baskıyı bıraz azattırken ışkencecı ve katillerin bir bölümünü daha önce düşünülmesı olanaksız bir biçimde görevden almakta, hatta arada sırada tutuklatmaktadır bile. Nıtekım mart ayında üç solcu mtlıtanın öldürülmesi olayına karışan 14 jandarma görevlisı tutuklanmıştı. Ağustos ayı içinde Alejandro'nun kızının kısa bir süre için kaçırılmasının yanı sıra, bir öğrencinin de öldürülmesi üzerine üç güvenlik görevlisi daha tutuklanmış ve jandarma komutanı General Mendoza da görevmden istifa etmek zorunda kalmıştı. Tüm bu gelişmeler, Pinochet'nin dış desteğini yitirmesi üzerine vermek zorunda kaldığı ödünlerdir. Nitekim birkaç gün önce Fransız, ingıliz ve Alman politikacılardan oluşan bir Avrupa Partamentosu heyetı Şilı'y ziyaret etti. Daha önce benzer heyetleri ya kapıdan döndüren, ya da son derece soğuk karşılayan Pinochet bu sonuncular karşısında çok daha "anlayışlı" davrandı. Santiago'dan gelen haberlere göre yönetımın sözculerı, ınsan hakları, işkence, kaçırma ve öldurme olayları ile ilgili konular gündeme geldığınde sıkıyönetimın kaldırılmış olmasının olumlu bır adım olduğunu, sözü edilen sorunlarda kendılerının de çok duyarlı davrandıklarını, son zamanlarda olaylarla ılgili görülenler hakkında soruşturma açıldığını, bu arada 17 kişinin tutuklandığını da belirtmişlerdır. Pinochet yönetıminin savlarının heyet tarafından nasıl karşılandığını, bunlar henüz dönüp raportarını hazırlamamış olduklarından bilemiyoruz. Ancak bazı gerçekler o denli açıklıkla gözler önündedir ki, bunları görebilmek için Avrupa Parlamentosu heyetinin raporunu beklemeye gerek yoktur. Bugün herkes bilmektedir ki, Şilı'de doruğuna ulaşmış olan ışkencenin, adam kaçırma ve oldurmelerın karşısında birkaç' görevlının tutuklanması göz boyamadan ıleri geçmez. Bu tutuklamalar ne ulkede işkence ve cınayetın kurumlaşmış olduğu gerçeğını ortadan kaldırır ne de bunların yönetimin haberi olmadan yapıldığına kımseyı ınandırabılır. Evet belkı son bir kaç olay, artık iyiden iyiye kaçırdığı ipin ucunu yakalamak isteyen dışarıda, hatta velınımetı efendisi ülkenın kamuoyunda kendısine karşı artan öfkeyı daha da kabartmamak isteyen Pinochet'ye karşın yapılmış olabilir. Ama bu neyi değiştirir ki? Ülkeyi kan ve ateşe boğan, tüm ınsdn haklannın her an hoyratça ayaklar altına alındığı bu cehenneme çeviren, Pinochetnin kendısi ve yönetımı değıl mı? Genscher Ortadoğu'da Federal Almanya Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher, Ortadoğu gezisinin ikinci gunünde Suriye'de Devlet Başkanı Yardtmcıst A bdulhatim Haddam 'la göruştü. Genscher, Suriye Dışişleri Bakanı Faruk el Sara ile de göruştü. Genscher yann Mısır'a geçecek. (THA) Hindistan'da toplu istifa \ ~ Hindistan 'ın kuzeybatısındaki Haryana eyaletinde muhalefetteki Lok Dal Partisi'ne bağlı 20 milletvekili, 24 temmuzda Başbakan Rajiv Gandi ile ılımlı Sih yöneticiler arasında imzalanan anlasmayı protesto etmek için parlamentodan istifa etti. Hindistan Haber Ajansı 'nın haberine gore, milletvekilleri, Sihlerle hukumet arasında imzalanan anlaşmanın Haryana eyaletinin çıkarlanna aykırı olduğunu one sürduler. (a.a.) Güney Afrika 'nın en savaşçı siyah kabilesi olan Zululardan bir grup, beyaz polis tarafından öldürülen bir siyahın cenazesinde gösteri yapıyorlar. BİR İŞBtRLİKÇtNİN PORTRESÎ Zulu lideri ButhelezVye tepküer artıyor Dış Haberler Servisi Batı Avrupa ile ABD'nin ırkçı Güney Afrika rejimine ekonomik yaptınm uygulamasına karşı çıkan Zululann lideri Gatşa Buthelezi, bir işbirlikçı olarak siyah militanlann boy hedefı haline geldl ButhelezU ekonomik yaptınmlann siyah işçilere daha fazla zarar vereceğini one sürerek yaptınmlara karşı çıkıyor. Ancak Buthelezi ırkçı rejime karşı her zaman ılımlı tutumu ile tanınıyor. Zululann Kralı Goodmll, Buthelezi'nin amcasmm oğlu. Ancak Zulu Krallığı'nda asıl guçlü adamın Buthelezi olduğu biliniyor. Silah gucunün beyazlarda olduğunu, bu yuzden ırkçı rejimle iyi geçinmek gerektiğini one suren Buthelezi'ye karşı siyah halkın tepkisinin giderek arttığı bildiriliyor. Kimi gozlemciler, Güney Afrika'da siyahlann ılımlı kanadımn temsilcisi Rahip Desmond Tiıtu'nun bile ırkçı rejime karşı ekonomik yaptvnm uygulanmasını istediğine dikkat çekerek, Buthelezi'nin "ılımlüığınm" ırkçı rejimle açık bir işbirliğine dönuşmekte olduğunu belirtiyorlar. ABD'de ve Japonya'da ırtına: 6 ölü Hızı saatte 160 küometreyi bulan EJena kastrgası, ABD'nin güneydoğu bölgelerini birbirine kattı. Florida, Alabama, Missisipi ve Louisiana eyaletlerinde olağanustü durum üan edilirken, sahil yörelerinde yasayan on binUrce kişi, panik içinde ulkenin içerlerine doğru kaçıyor. Sağanak yağmurlar ve denizin yükseunesi yuzunden birçok bölgenin sular altmda kaldığı bildiriliyor. öte yandan Japonya 'nın Kyushu Adası 'nda etkili olanftrtına, 6 kişinin olümune, 57 kişinin de yaralanmasma neden oldu, yaklasık 20 kişinin de kayıp olduğu bildirildi. Buthelezi Yaptınma karşı Lübnan yıne sıcak bir gün geçirdi Arafat'm yardıması öldüruldü. Şii EMEL ve Hizbullah milısleri çatıştı. SAYDA, (THA) Füistin Kurtuluş örgütu lideri Yaser Arafat'a bağlı "El Fetih" grubunun önde gelen uyelerinden Mustafa Kaam Halife (Ebu Muhammed), dun gece Sayda'dakı evinde uğradığı silahlı saldırı sonucu olduruldu. Pohs, Kasım Halife'nin, Sayda vakınlanndaki Fılıstin multecı kampında bulunan evine gelen maske^ bir kışınin susturucu takıh sılahıyla öldüruldüğUnu açıkladı. Lubnan'da, Şiılerin ruhani hderi lmam Musa Sadr'ın Lıbya'da kayboluşunun 7'inci yıldönumunde duzenlenen grevler nedeniyle, ulkenin Müslumanların yaşadığı bolgelerınde gunluk hayat felce uğradı. Şiı "EMEL" hareketinin "gövde gosterisi" niteliğı taşıyan grevler nedeniyle Be>rut Havaalanı'nda da ulaşım 2 saat sureyle durdu. Gosterilerde, EMEL milisleri ile, Şiilerin radikal kanadını temsil eden Hizbullah mılitanlan arasında çatışma çıktı. Polis yetkililerıne göre Sur kentinde EMEL milısleri, Hizbullah'ın düzenlediğı göstenye katdanlara ateş açtı. Casusluğun beyni terfi beküyor Dış Haberler Servisi Federal Almanya'nın gizli servislerıni alt üst eden casusluk skandalının, ülkenin dış itiban ve Doğu ile Batı Almanya arasındaki ilişkilerde yol açtığı tahribat tartışüırken, Demokratik Almanya'nın casusluk şefi Markus Wolf un yıldızı parladı. Demokratik Almanya'nın kısaca "Stasi" adıyla bilinen "Devlet Koruma Bakanlığı"nın dış faaliyetlerinı yoneten Markus Wolf, son başarısıyla 1979'daki fiyaskosunu düzeltmiş oldu. "International Herald Tribune" gazetesinde yer alan bir yoruma göre, Wolfa bağlı olarak Federal Almanya'da çaUşan 3 binden fazla casus, sahte kimliklerle yülarca görevlerinde yilkselmeyı bekledikten sonra faaliyete geçiyor.başta gece kuluplerini ve barları dolaşarak, sekreter ve memurlan baştan çıkarıyorlar. Aynca kasıtlı ilticalar da klasik yöntemler arasında. 1979'da VVolfun baslıca yardımcılanndan Teğmen Werner Stiller'in Batıya iltica edıp 17 Doğu Alman casusun tutuklanmasına, lS'inin de kaçmak zorunda kalmasına yol açması, onun meslek hayatıru gölgeleyen en büyük başansızlık olmuştu. hizmetine girdi. Daha önceki başarılanndan dolayı Markus Wolf 1979'daki darbeyi itibar kaybetmeden atlattı ve şimdi "Dİevlet Koruma" Bakanı ErichMiehlke'nin yerıne aday. 78 yaşında ve sağlık durumu kötuye ydnelen Mıehlke yakmda gerı çekilmesı bekleniyor. pek yok. Batılı bir istihbarat görevlisi ise kıskanç bir ifade takınıyor: "Zeki, tecrubeli, sabırlı biri, ama her şeyden önce aynı dili konuşan, hem de dışa açık bir toplumu hedef alma gibi bir avantajı var." Bu arada önceki gun sorguya çekilen Federal Almanya'nın Anayasa Koruma örgutu görevlisı Reinhard Liebtanz'dan kuşkulanılmadığı bildirildi. Içişleri Bakanhğı Sözcusu Haerdtl, temmuzda casus olduğu anlaşılmış olan Doğu Alman casusu Eberhard Severin'in Liebtanz'dan bilgı almaya çalıştığı, ancak savcılığın Liebtanz'ın bilgı vermediği kamsında olduğunu belirtti. Sosyal Demokrat Parti milletvekillerinden VVolfgang Clement, Içişleri Bakanı Friedrich Zimmermann'ı yeniden istifaya çağırdı ve olaydan ulkenin dış itibarmın ve Doğu Almanya ile iliskilerin zedelendiğini soyledi. Almanya'daki casusluk olaymın yöneticisi bakanlığa aday Batı Almanya'daki olayda itiban artan ve yaşlı 'Devlet Koruma' Bakanı Miehlke'nin yerine aday gösterilen Doğu Alman casusluk şefi Wolf sadece Batı Almanya'da 3 bin casusu yönetiyor. Nazilerin iktidara gelmesı sırasında Sovyetler Birliği'ne kaçan.komünist bir ana babanın oğlu olan Wolf, Moskova'da öğrenim gördu ve 1949'da Sovyet işgali altındaki bölgede kurulan yeni devlette Stasi adıyla gizli servis işlerine bakan bir bakanlık kurulduğunda bu bakanlığın Wolf'un en başanlı yöntemı, her >ıl Batıdan Doğuya geçen 10002000 kisüun kimliklerine el koyup bunları casuslara vermesi. Bunlar sonra uçüncü bir ulkeden Federal Almanya'ya giriş yapıyor. Kımhkler sahte değil "gerçek" olduğu ıçm bilgısayar kontrolunde \akalanma ıhtimali Denktaş, Bağlantısızları uyardı Brunei Sultanının Sarayı yandı Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktas, Angola'mn Luanda kentinde onumuzdeki hafta başlayacak Bağlantmzlar Konferansı 'ndan çıkabilecek tek yanlı bir karann, bir kez daha toplumlararası diyalog yollannı tıkayacağım söyledi. tngiltere, Iskoçya, Galler ve Kuzey lrlanda Cumhuriyeti'ndeki toplam 162 tslam demeğinden meydana gelen Birleşik Kraüık tslam Kuruluşlan Birliği'nin 15. Genel Kurulu. tslam ülkelerine KKTC ile zaman geçirmeden diplomatik MşkiUr kurmalan çağnstnda bulundu. Dayanışma'nın beşînci ^doğuın günü' L Dış Haberler Servisi Polonya'nın Dayanışma hareketinin kuruluş yıldönumu sıkıyönetim koşullan altında kutlamrken, Polonya hükumetınin sertlik politikasını kamuoyu yoklamalarıyla haklı çıkarma ve "halkın göriışlerini dinleme" uygulamasına yoneldiğı bildiriliyor. 1981'deki sıkıyönetim ilanıyla yasaklanan Dayanışma Sendikası'nın lideri Lech VValesa oncekı gun, Doğu Avrupa'nın ılk bağımsız işçi sendikasının kuruluşunu onaylarken, "taribi anlaşma"nın beşincı yıldönumünde Lenin Tersanesi'nin onünde konuştu. 500'den fazla dayanışma yanlısı işçınin alkışlan arasında önceki akşam işten çıkarken, 1970'teki yasadışı grevlerde ölen işçiler içir dikilen anıta çelenk bırakan Walesa, hükumete uzlaşma çağnsında bulundu. Yasal faaliyet gösterdiği sırada üye sayısı İC mılyona yaklaşan ve 3 milyon uyeli resmi sendikaları gölgede bırakanDayanışma hareketinin liden, "Yetkililere diyoruz ki, siyasi tutuklulan ser İşçi lideri Walesa, hükümete beş yıl önceki anlasmayı uygulama çağrısı yaptı. General Jaruzelski, kamuoyunu yönlendirmede artan ölçüde'kamuoyu'araştırmalarını kullanıyor. best bırakın, baskı politikasına son verin ve anlaşma zeminine geri dönun" dedi. Hep birlikte "Polonya Henüz Yok Olmadı" ulusal marşını söyleyen işçiler, Walesa'nın konuşmasını alkışlayarak, "General, Dayanışma'yı hiç bir zaman terk etmeyeceğiz" sloganını attı AP'nin Varşova muhabirinin bildirdiğine göre, beş yıl önceki yaygın grevler sonucunda Gdansk'taki Lenin Tersanesin de Walesa ile Dayanışma Sendikası'nın yasal faaliyet gostermesine izin veren bir anlaşma imzalayan General Wojcieh Jarnzelski, 1981'den bu yana ızledıği baskı polıtikasmda kamuoyu yoklamalarından yararlanmaya başladı. 1983'te kurulan resmı "Kamuoyu Araştırmaları Merkezi" zaman zaman guvenirlık izlenimini uyandırmak amacıyla Doğu Bloku'nda eşi olmayan bir şekilde, tümüyle kendi lehine olmayan sonuçları da yayımlıyor. Batılı anlamdakı kamuoyu yaratma kampanyalarına ozenen bu uygulamaların bir parçası, son günlerde açılan "Generali Araym" kampanyası.Kampanya gereğince Polonyalılar eylul ayına kadar her gun Jaruzelski'nin numarasını çevirip, 27 eylüldeki BM Genel Kurulunda söylemesini istediklerinı ıletebiliyorlar. Tabiı telefonu Jaruzelski açmıyor, ama sözler ona iletiliyor ÜÇ DAYANIŞMA ÜYESt GÖZALTINDA Dayanışma Sendıkası'nın uç uyesı onceki gun yasağa karşın Dayanışma'nın amblemlerını laşıyarak sendıkanın kuruluşunun beşincı yıldonumunu kutlamak suçundan gozaltına alındılar. Yonetımin resmi yayın organı Rzecıpospollta gazetesi de, Da\anışma yanlılarının sorumsuz şekilde sosyalızm duşmanlığı yaptıklarını \azdı. Brunei Sultanının iki bin odaü sarayı yandı. EUktrik kontağı nedeniyle çatı katında başlayan yangın çok geçmeden bütün binaya yayüdı. Bir saat suren çatısma sonucu yangın kontrol altına alınabildi. (a.a.) Nizon'a göre ABDSovyet ilişkileri '. Eski ABD ftaşkanlanndan Ric' hard Nvcon, ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki Uiskilerin, iki '. ülke, aralannda hiçbir zaman değişmeyecek bazı farklüıklar ol'POLONYA HENÜZ ÖLMEDV fValesa, 1970grevlerinde ölen duğunu kabul etmedikçe hiçbir zaman daha iyi bir noktaya ge işçilerin anıtına çelenk koyarken, 500'den fazla işçi, ulusal marsı tirilemeyeceğini soyledL .\ixon, soyledi ve hükümet aleyhtan slogan attı. (Telefoto: AP/a.a.J "tki süperguç arasındaki tek buyük ortak çıkar, birbirleriyle iyi Nijerya'da Şegari döneminde görev yapmış tutuklular geçinmeleri gerektiğidir" dedi. Sri Lanka hükümeti Tamillere bazı tavizler veriyor Sri Lanka hükümeti, ulkede iki yüdtr suren kanlı çatışmalara son vermek amacıyla, Tamil azmlığa özerka'k tanıma yohtnda bazı tavizler vermeyi kabul etti. Hindistan basıntnda yer alan haberlere göre, Hindistan Basbakanı Rajiv Gandi ile onceki gece bir araya gelen Sri Lanka hükümeti temsücisi Dr. Hector Jayenardene, SriLankm'nın bağımsızlık isteyen Tamillere karşı izleyeceği ytni tutum üzerine göriiş birliğine vardüar. 87 tutuklu daha serbest LAGOS (AP) Nijerya'da General tbrahim Babangida liderliğındeki yenı asken yönetim, devrik yonetim tarafından tutuklanan 87 kışıyi daha serbest bıraktı. Serbest bırakılanlar arasında 1983 yılı sonunda devrilen Şehu Şegari döneminde görev yapmış bakanlar, polıtıkacılar, işadamlan, gazetecıler, profesörler ve bir Ingiliz işadamı bulunuyor. Tutuklulardan bır bölümunün yeni yönetime para ödemesinin şart koşulduğu bildiriliyor. tbrahim Babangida başkanlığındaki Silahlı Kuvvetler Yurutme Konseyi'ıun sözcüsu, Nıjerya radyosuna yaptığı açıklamada, ulkedeki eskı tutukluların durumlarının gözden geçirilmesinin surdüruldüğünu soyledi. Nijerya radyosunun haberinde, son olarak serbest bırakılan 87 kişiden 7'sinin hukumete değışik miktarlarda para ödernelennın istendiği bildirildi. Bu konuda ayrıntı belırtilmedi. Nijerya'nın Devlet Başkanı Babangida, onceki gün bir açıklama yaparak "Hukiunetin Nijerya'nın dış borçlannı en kısa zamanda odemeye çalışacagını, ulkedeki enflasyon hızının durdunılması ve yaşam duzejinin yukseltilmesi için çaba gosterilecegini" söyledı. sırayla bırakılıyor Nijerya 'nın yeni lideri tbrahim Babangida. azami hll smmm afmaa zünden dun sabah meydana gelen kazada 43 kisi öldü. ArgentonSurCreuse kasabasından geçerken raydan çıkan yolcu treninin iki vagonu, yandaki demiryoluna fırladı. Karşıdan gelen posta treninin vagonlara çarpması sonucu olen 43 kişinin yanı sıra, 85 kisi de yaralandı. Fransa demiryolları yetkilileri, yolcu treninin makinistinin, ArgentonSurCreuse kasabasından geçerken, trenin hızının çok fazla olduğunu açıkladığım belirttüer. Yetkilüer, bolgedeki demiryolunda onanm çahşmalan nedeniyle azami hızın saatte 30 km. olduğunu da kaydettiler. Dun sabahki kaza, Fransa 'da iki ay içinde 3. tren felaketini oluşturuyor. rruriMiuu ıren oıu v a r ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle