22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 TEMMUZ 1985 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Petrol thraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC üyesi 13 ülkenin Petrol Bakanlan, A vusturya 'run Dış Haberler Servisi Bir başkenti Viyana'da toplandılar. Batı Afrika ülkesi olan Gine'de, Bakanlar, OPEC toplantısında, Devlet Başkanı Albay Lansana fiyatlann ve üretimin kısılması Conte'ye karşı başansız bir darkonusunu ele ahyorlar. Nijerya be girişimi düzenlendi. Petrol Bakanı, OPEC'in bütünBaşkent Conakry radyosu '•"•Çünü korumak içt'n tüm badün sabah erken saatlerde yapıların ellerinden gelen çabayı tığı yayında, eğitim işleriyle gogöstermeye hazır olduğunu söyrevli Devlet Bakanı ve eski Başledi. Ancak siyasal gözlemciler, bakan Albay Diarra Traore'nin OPEC Bakanlan arasında, üreyönetimi ele geçirdiğini duyurtim kotalan arasında derin görüş aynhklan bulunduğunu bil du. Bu yayından sonra radyo askeri marşlar çalmaya başladı. diriyorlar. Ancak daha sonra, Conakry yapılan ikinCraxi, ThatcherH radyosu tarafmdanDiarra Traoci yayında, Albay re'nin darbe girişiminin başaneleştirdi sızlıkla sonuçlandığı ve ordunun ltalya Başbakanı Bettino Crajd, duruma hâkim olduğunu bildirlngiltere'nin, Avrupa Ekonomik di. Topluluğu kuruluş anlaşmala16 üyeli Batı Afrika Ekononnda değişiklik yapmak üzere mik Topluluğu'nun zirve toplanözel bir konferans toplanmastnı tısına katılmak üzere Togo'nun kabul etmemekte direnmesinin, başkenti Lome'da bulunan Altopluluğu "nazik bir durumda bay Lansana Conte darbe girişibırakacağım" söyledi. Craxi, yaptığı açıklamada Thatcher"i miyle ilgili haberler üzerine bueleştirirken tnciVde geçen, "£7 rada yaptığı basın toplantısında, de kıhçla yaşayanlar, günün bi Gine Devlet Başkanının hâlâ kendisi olduğunu ve Ulusal Eğirinde kılıca kurban gider'' i/adetim Bakanı Traore'nin de bağlısini kullandı. (a.a.) lığını sürdürdüğunü bildirdi. "RAF"a mensup Gine'nin 26 yıllık Devlet Başkanı Ahmet Seku Ture'nin geçen iki kadın terörist yıl ölümünden sonra Albay Conte ve Albay Traore gerçekleştiryakalandı dikleri ortak askeri darbeyle yöFederal Almanya 'da Kızıl Ordu netimi ele geçirmişlerdi. Ancak Fraksiyonu'na (RAF) mensup 8 ay sonra geçen yıl aralık ayıniki kadın terörist yakalandı. da, Devlet Başkanı Albay ConFrankfurt yakmlarmdaki Offente, Başbakanlığı lağvederek Albach 'ta bir eve baskın yapan pobay Traore'yi bu gorevinden azlis, Ingrid Barabass ve Mariele letmiş ve Devlet Bakanlığına geSchmegner admdaki teröristleri tirmişti. 3 tabanca, çok sayıda mermi, sahte Alman ve A \iısturya pasaportlanyla ele geçirdi. Savcıhk tarafmdan yapılan açıklamada, teröristlerle birlikte yakalanan silahlardan birinin, 1977yılında Alman tşverenler Demeği Başkanı Schleyer'in öldıirülmesin'•• kuUanıldığının saptandtğı bilrildi. fa.a.) Özetle OPEC toplantısı Gine'de # darbe girişimi Aynı hamanh, aynı tas Dış Haberler Servisi Moskova'daki son görev değişikliğinin ardından Batı Avrupa devletlerinin, Gromiko'nun devlet başkanlığına getirilmekle yetkilerinin azaltıldığını savunmalarına karşın, Doğu ve Güney Avrupalılann bu konudaki yorumları çok farklı. Öncelikle, devlet başkanlığının ancak komünist parti genel sekreterliğiyle birlikte yurutulduğu zaman, sadece formel açıdan bir değer taşıdığı savunuluyor. Bu bağlamda Podgorni ve Brejnev örneklerine dikkat çekiliyor. Gromiko'nun yeni görevi sırasında siyasi açıdan eskisine oranla daha etkin olacağı savunuluyor. Gromiko'nun son zamanlarda dünya siyasetinin yanında Doğu Avrupa'daki ilişkilere de eğildiği ve bu sırada Doğu Avrupalılar tarafmdan hiç de istenmeyen katı bir yol izlediği bu tutumunu bundan sonra da sürdürebileceği savunuluyor. Doğu Avrupa'ya göre Moskova'da durum: KoM da Güç Duıumda SAMtM LÜTFÜ Çin'den yeni dönen Başbakan Turgut Özal, ayağının tozuyla önemli bir konuğunu karşılamaya hazırlanıyor. Bu değerli konuk 3 j ü n sonra ulkemize gelecek olan F. Alman Şansölyesi Helmut Kohl'dur. Bu ziyaret, ülkemizde muhalefet için tüm elverişsiz koşulların biraraya gelmiş olmasına, ANAP'ın da bu koşulların elden geldığince uzun ömürlü olmalarına özen göstermesine karşın ve belki biraz da o yüzden Başbakan Özal için pembe günlerin geride kaldıği itibar erozyonunun ivme kazandığı bir döneme rastlamaktadır. İşin ilginç yönü ev sahibi gibi konuğun da ülkesinde durumu fazla içaçıcı değildir. Helmut Kohl da Turgut Özal gibi ekonomik güçlüklerte karşı karşıya. Hiç kuşku yok ki "Devri Turguf'u yaşamakta olanların Kohl1un ekonomik güçlüklerinden söz etmeleri biraz gülünç oluyor. Ne yaparsınız ki bızim yaşadıklarımızın yanında solda sıfır kalması Almanya'daki ekonomik güçlükleri yok kılmıyor, ya da Almanlar Turgut Özal'ın ekonomik uygulamalarına bakarak, "Beterin de Seteri varmış. Eh bari buna da şukür!" demiyorlar. Alman ekonomisinde baş sorun %2.5'luk kalkınma hızına ve öbür ülkelere oranla çok düşük olan enflasyon oranına karşılık, yalnız bu yılın ilk beş ayında geçen yıla oranla 60.000 daha fazla işsizin olması. Gelecek yıl %2.5'luk kalkınma hızı sürse bile ki çok kuşkulu görünüyor işsiz sayısında azalma değil, artma görülecek. Ekonomik akıntı 70'li 80'li yıllann dünyasında salgın. Bu yüzdendir ki, başarısızlığı salt bu alanla sınırlı kalsaydı, sanmayız ki Kohl bugünkü kadar eleştirilirdi. Ne var ki Sayın Şansölye'nin başarısızlık alanları ekonomiyte sınırlı değil. Sayın Kohl dış ve iç poiitikada dizginleri elinden kaçırmış görünüyor. Eğer Şansölye'nin dış polıtıkadaki tek gafı Reagan'ı da güç durumda bırakan Bitburg olayı olsaydı bunun zaman içinde unutulacağı düşünülürdü. Gelin görün ki, ne pahasına olursa olsun "VVashington'a yakın kişi" etiketiyle hükümet etme tutkusu içinde olan Helmut Kohl "Yıldızlar Savaşı" SSI konusunda da şaşkındır. Bir yandan kendisi bu konuda Amerikan çözümüne eğilim gösterirken, Dısişleri ve Savunma Bakanlan ile FDP'nın Başkanı Möllerman, öneriye karşı koymakta ve Fransızların Euroka projesine yandaş olduklarını açıklamaktadırlar. Bunun üzerine Şansölye de ilk çıkışını dengeleyebilmek amacıyla sağa sola yalpa vurmaya başlamaktadır. Görünenoki, Kohl'un "evef" dediğine "hayır", "hayır"üediğine "evef" diyen Genscher, hükümetin dış politikasını bir başına yürütüyor. Kurt politikacı sönmek üzere olan yıldızına yeni bir şavk katan bu durumdan hiç de yakınmıyor. işin daha da ilginç yönü bu alanda Genscher'in yanı sıra rol oynayan öbür kişilerden birinin de SPD'nin saygın Başkanı Willy Brandt olmasıdır. Gerçekten zaman zaman şaşkın Şansölye'nin demeçlennin uluslararası alanda doğurduğu garip havayı gtdermek Brandt'a düşüyor. Bu durumda FDP artık hükümet politikasına sahip çıkmaktan özenle uzak duruyor. Doğrusu "Hınstiyan Birtik'ln sağ kanadı Bavyeralı CSU'nun tutumu da çok değışik değil. Onlar da Kohl ile birliği sürdürüp sürdürmeme konusunda kararsızlık içındeler. Nitekim 20 gün kadar önce Başbakan'la yaptığı başbaşa görüşmeden çıkışta CSU'nun patronu Strauss, "Henüz herşey ortada. Aramızda giderilmesi olanaksız görüş aynlıkları var" demıştır. CSU'lu İçişleri Bakanı Zimmerman ise daha ileri gidiyor ve televizyon kameraları karşısında, bütün Almanya'nın önünde Kohl'u açıkça beceriksizlik ve kararsızlıkla suçluyordu. Gözlemciler, bu durumda Şansölye'nin İçişleri Bakam'nı hemen azletmesı gerektiğını belirtıyorlardı. Doğrusu, birkaç aydır CDU içinde de Kohl'un beceriksiz ve acız olduğunu ileri sürenler çogalmış, giderek. "Acaba $ansölye'nin aynlmasının zamanı geldimi?" sorusu öne çıkmaya başlamıştır. CDU'nun Kohl'un yerine düşundüğü iki aday da belli olmuştur Bunlar Baden VVürtenberg Başbakanı Lothar Spaeth ile Maliye Bakanı Stoltenberg'tir. Bu durumda Spaeth'ın Baden VVürtenberg Başbakanı olarak Fransa'ya gidip Fabıus ile görüşmesi, Kohl'un F. Almanya'nın sınırları konusundakı garip konuşmasının hemen sonrasında Polonya'da Jaruzelski ile buluşması ilginç söylentilere yol açıyor. Bu tablonun seçmenlere de yansımaması olanaksızdı. Nitekim bir süredir Hıristiyan Bırlik Almanya'nın hemen her bölgesinde SPO yaranna oy yitirmekte. Son yapılan kamuoyu yoklamaları Hıristiyan Demokratlar'ın bugün yapılacak bir seçimde %5.8 oranında oy yitireceklerını ve bunların tümünün Sosyal Demokratlar'a gideceğıni, böylelikle SPD'nin %44 iie F. Almanya'nın birinci partisi durumuna geleceğini öngörüyor. CSU'nun bile Bavyera'da en aşağı bu oranda kayba uğrayacağı söyleniyor. 10 haziran tarihli Spiegel'de "Başbakanın adını açıklamak istemeyen bir yakını Kohl'un şu anda yapacağı en akıllıca iş, sağlık nedenıyle istifasıdır, diyor" deniyordu. Ne dersınız, yoksa bız Sayın Helmut Kohl'a "Hoş geldiniz" demeye hazırlanırken, Alman politikası da "Güle güle" demenin hazırhklarını mı yapıyor? Her ne olursa olsun KohlÖzal görüşmelerı birçok bakımdan ilginç geçecektir. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, iki Başbakan hiç degilse bir konuda, "basının ne melun" olduğunda çok, ama çok iyı anlaşacaklardır. Çünkü Kohl da tıpkı Turgut Özal gibi tüm başarısızlıklannın nedenı olarak basını görmekte ve aralarında bir zamanlar baş desteğı olan Axel Sprınger'inkıler de olmak uzere tüm yayın organlarını suçlamaktadır. Ne ilginç ve dokunaklı bir raslantı, değil mi? Seku Ture'den sonra Batı Afrika 'da 5.5 mityon nüfusitı eski bir Fransız sömurgesi olan Gine, Ahmet Seku Ture'nin baslattığı devrim hartkttiyle 1958 yılında bağımsızlığmı kazandı. Sert yonetimiyle tarunan Ahmet Seku Ture, geçen yıl nisan aymda ölünceye kadar Devlet Başkantığı yaptı. Seku Ture, yonetiminin son ytUannda Banyia iyi Uifkîler kurmuştu. Seku Ture'nin ölümünden sonra, Albay Conte ve Albay Traore, Ahmet Seku Ture'nin yönetimini "kanlı ve amanstz bir diklatörtiik" olarak nitekyerek bir darbe yapmışlar ve Askeri Kurtuluş Komitesini is başına geçirmişleıdi. Zengin demir, uranyum, boksit, petrol, ebnas, altın ve kobalt yataklarmın bulunduğu Gine'de nüfusun çoğunluğunu Malinke ve Soussos kabüeleri oluşturuyor. Gromiko'nun Doğu Avrupa ıle ilişkilerine değinen "Frankfurter Allegemeine" gazetesi Çekoslovakya'nm dışında bu ilişkilerin genelde karşılıklı guvensizliğe dayandığını savundu. Gazete, bundan uç yıl önce silahlanmaya karşı açılan kampanya sırasında Gromiko'nun o zamanki Savunma Bakanı Ustinov'la birlikte bazı Doğu Avrupa devletlerini yumuşama politikasının avantajlarını bir yana bırakarak, Batıya karşı hep birlikte katı bir çizgi izlemeye zorlamasının Doğu Avrupalıların Siyasal gözlemciler Kremlin 7 yorumlamaya çalışıyor. Frankfurter Allgemeine'den. zihinlerinden henüz silinmediğini belirtti. Bu girişimlerin tumüyle başanya ulaşamadığına değinen nun nedenını o sırada Moskova'daki iktidar ilişkilerinin Doğu Avrupa uzerindeki nufuz uygulamasını baltaladığını belirterek açıkladı. Moskova'daki son görev değişikliği Yugoslavya'da da Batı A\Turupa ulkelerinden çok farklı bir biçimde yorumlanıyor. Gromiko'nun sanıldığı gibi Gorbaço\ 'un iktidannda gozu olma"Frankfurter Allegemeine", bu dığı, zatan bu olanağa sahip olmadığı savunuluyor. Yugoslav yorumcular, onemli olanın, Gromiko'nun bugüne kadar temsil ettiği siyasi çizginin Moskova'da bundan sonra da varolmaya devam etmesi olduğunu belirtiyorlar. Moskova'daki görev değişikliğinin ardından Doğu Avrupa'da hâkim olan duşünce, gelişmelerin henüz tamamlanmadığı ve Sovyetler Birliği içindeki değişimlerin de yavaş ilerleyeceği yolunda. KohFün gezisi 'iş ağırlıkh değil Türkive ve Salıya bir kez daha: ULYA ÜÇER BOxNN Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl, 12 Eylül 1980'den sonra Türkiye'yi ziyaret eden ilk Batılı başbakan olarak salı gunu Ankara'ya geliyor. Ankara açısından ziyaretin bir başka önemi Kohl'un 1976'dan bu yana Türkiye'yi ziyaret eden ilk Batı Alman Başbakanı oluşu. Bonn'daki yetkililerin verdikleri bilgiye göre, Kohl'ün Türkiye'de yapacağı göruşmelerin ağırlık noktasını Turkiye AET ilişkileri ve bu çerçevede serbest dolaşım konusu oluştururken, işçi sorunları, yapı tasarruf fonları, askeri yardım gibi konular da öncelikli sayılıyor. Alman Başbakanı Kohl, kendisine eşlik eden heyetle Ankara'da topu topu bir gün kalacak. Salı günu oğleden sonra ve çarşamba sabahı yapılacak ikilı görüşmeler ve heyetler halindeki toplantıların ardından gezinın " i ş " bölumu bir basın toplantısı ile kapanacak. Bundan sonraki temaslar İstanbul'da Cumhurbaşkanı Kenan E>ren'le Kalender Orduevi'nde bir oğle yemeği, Başbakan Özal'la bir akşam yemeği, Türk Alman işadamlarıyla buluşmayla sürecek. Kohl, Ankara'da Başbakan Özal'la yapacağı uzunca ikili gorüşme dışında Çalışma, Savunma ve Milli Eğitim Bakanlarıyla buluşacak. Federal Alman Başbakanlığı'ndan verilen bilgiye gore, gerek Kohl'ün, gerekse de heyetlerin iş görüşmelerine oldukça az zaman ayrılmış. Programa bağlı kalınacak olursa heyetler goruşmelerini 1.52 saat içine sığdıracakiar. KohFün üç bakanla görüşmelerine de toplam yarım saat ayrılmış durumda. Bonn'daki hukumet cevreleri, ayrılan bu kadar kısa sürede ele aİınacak konuların ne derece ayrıntılı gonışüleceğinin belli olmadığını soyluyorlar. Bu yetkililer, Turkiye'de uzerinde onemle durulan askeri yardım konusunu kendilerinin gündeme getirmeyeceğini, serbest dolaşımın da TürkiyeFederal Almanya değil, TurkiyeAET arasında bir sorun olduğunu vurguluyorlar. Ekonomik yardımlar ise Bonn'da daha çok Turk işçilerinin geri donuşünu teşvik kapsamında değer lendiriliyor. 9 Moskova'da alkolikler Bulgari§tan Avrupa gündeminde Moskovska Pravda (Moskova Cerçeği) adlı gazete, Moskovalı alkoliklerin tedavi amacıyla isim ve adres sormayan ücretti bir ktiniğe akın ettiklerini bildiriyor. . Gazete, kliniğin isim ve adres sormamasma rağmen bir dizi hipnoterapi ve öteki tedaviler için llîdolara (yaklaşık 65.000 TL.) kadar ücret aldığını ve bunun da 210 dolar (yaklaşık 110.000 TL.) olan ortalama maaşın önemli bir bölümünü oluşturduğunu hatırlatıyor. Tedavinin, ' 'hiç soru sontlmadan'' gerçekleştirildiği bildiriüyor. (a.a.) Helmut Temyiz karan pazartesi SABETAY VAROL PARİS 1982 temmuzunda bir evde bomba imal ederken parçalanarak ölen Pierre Gülumyan'ın kardeşi ve ev sahibesiyle oğlu ve kızı çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. ASALA mîlitanı olarak 1982'ye kadar bir çok eyleme katıldıkıan sonra bu tarihte Paris'in banliyösü Gagny'daki bahçeli bir evde bomba yaparken parçalanarak ölen Pierre Gulümyan'ın bu tarihe kadar ASALA'nın Avrupa'daki silahh kolunun başmda bulunduğu sanılıyordu. Orly katiiamı davasında müebbet hapse mahkum olan Varujan Garbisyan ve 15 yıla mahkum olan Soner Nayır'ın da aralarında bulunduğu çeşitli ASALA militaniarının Gulümyan'ın mezarı basın da çekilen resünieri dava sırasında tartışma konusu olmuştu. Ote yandan Fransız Temyiz Mahkemesi'nin, Orly katiiamı ile iigili nihai kararını pazartesi günü açıklaması bekleniyor. Orly katiiamı santklannı geçen şubat aymda yargılayan Creteil Ağır Ceza Mahkemesi bunlardan Varujan Garbisyan'ı müebbet, Soner Nayır'ı 15. Ohaones Semerci'yi ise 10 yıl«ğır hapis cezasma mahkum etmişti. ORLY SAMKLARI DAVASI HADt ULUENGtN BRLKSEL AET danışma organı Avrupa Parlamentosu'nun önümuzdeki hafta Luksemburg'da gerçekleştirilecek oturumlarına hem Turkiye'deki durum, hem de Bulgaristan'da yaşayan Türk azınlığa uygulanan baskılar gundem maddesi olarak gelecek. Siyasi Komisyon'un sosyalist raportörü Hollandalı Milletvekili len Van Den Heuvel tarafmdan hazırlanan ve "Dunya'da Insan Haklan" başlığını taşıyan rapor, salı gununden itibaren Avrupa Parlamentosu'nda tartışılacak. Bu raporun Türkiye bölümünde, sivil yönetıme geçilmesi ve sıkıyönetimin bazı illerde kaldırılması olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken, ülkede on iki bin siyasi tutuklunun bulunduğu ve "insan haklannın hâlâ çiğnendiği" ifade edilmekte. Yine aynı bölumde, Turkiye'nin, Kıbrıs'ın bir bölumünu de işgal altında tuttuğu belirtilmekte. Fransa Dısişleri Bakanı Mısır'a gidiyor Fransa Dısişleri Bakanı Roland Dumas, Ortadoğu sorunuyla ilgili olarak Mısırlı liderlerle görüşmelerde bulunmak üzere 10 temmuzda Kahire'ye gidiyor. Fransız direnişinin en trajik dönetni Emin Cemayel FKP yönetimi, Manukyan direniş grubunu bile bile ölüme mi gönderdi? Televizyonda salı gecesi gösterilen "Emekli Terörisüer" adlı filmde Manukyan grubunun FKP tarafmdan gözden çıkarıldığı ıleri sürülüyor. Lübnan^ ABD'nin boykotuna savaş açtı Lübnan Dısişleri Bakanlığı, ABD'nin, Beyrut Havaalanı'nm uluslararası ulaşıma kapanması yobında başlattığı kampanyanm BM'de boykot edileceğini açıkladı. Devlet Başkanı Emin Cemayel ve Lübnanlı bakanlann olağanüstü toplantısında, havaalanında güvenlik önlemlerinin ; sıkılastınlması karan ahndı. Bu arada, tsviçre, Yunanistan, hveç, ltalya ve Fransa, ABD'nin boykot çağnsma uymayacaklanna iaşkin Lübnan hükümetine güvence verdiler. (AP) Almanlar ucuz mezarları tercih ediyorlar Federal Almanya'da düzenlerten bir fuarda biraraya gelen 3 bin cenaze levazımatçısı, gelirlerinde belirgin bir düsuş obnasından yakındı. Waü Street Journal gazetesinde yer alan habere göre, mezarcılar, cenaze sahiplerinin r Hye oranla daha ucuz tabutısmarlamasından ve bir kısmmın mezarlara taş koydurmamalanndan şikâyetçi. Cenaze levazımatçılan, yeni mezarların ytizde 10'unda mezar tası olmadığını belirttiler. (THA) Galler seçimleri lngiltere'nin Galler bölgesinde dun yapılan parlamento seçimlerini Sosyal DemokratLiberal koalisyonu kazandı. Ikinci sırayı tşçi Partisi'nin aldığı seçimlerde iktidardaki Muhafazakâr Parti bozguna uğrayarak uçuncü sıraya duştü. (AP) Dış Haberler Servisi Fransa'da Nazi işgali sırasında yeraltı direnişinin en onemli \e trajık dönemlerinden bırini konu alan bir film kamuoyunda büyük tartışma yarattı. Geçen salı gecesı Fransız televizyonunda başmda tanıtıa bir bölüm ve sonunda bir açık oturumla birlikte yayımlanan "Emekli Terörisüer" adlı filmde, Fransız Komünist Partisi Yonetimi'nin 1942/43'te Türkiye'den Fransa'ya göç etmiş bir Ermeni olan Manukyan'm liderliğindeki bir direniş grubunu bile bile ölüme gönderdiği ileri surülüyor. Çoğunluğu Musevi asıllılardan, Ermeni ve diğer yabancılardan oluşan Manukyan grubunun Alman işgali altındaki Fransa'nın gizli polisi tarafından ele geçirilip üyelerinin yok edilmesi olayında FKP'nin suçlanması komünistlerden büyük tepki aldı. Aslında film 1983'te Mosco adlı bir yonetmen tarafmdan hazırlanmıştı. Yaratacağı tepkiden korkulduğu için iki yıl bekletilen film önce 2 haziranda yayımlanacaktı. Ancak Fransız televizyonunun beş kişilik danışma kurulu filmin gösterilmesıne karşı çıktı. Kamuoyunda bu kararın "sansür" oiarak nitelendirilip protestolara yol açması ise son formüle yol açtı. Mosco'nun filmi uzerinde calışmalan olan tarihçi Slephane Courtois, Manukyan Olaymı ve tartışmalı yönlerini Le Monde'daki bir yazısında şoyle açıklıyor: 19 Şubat 1943"te Manukyan örgutü adıyla tanınan 23 komünist militan Parıs'te bir Alman Askeri Mahkemesi önunde yargılandı. Bu, FKP'nin Almanlara karşı verdiği silahh mucadelenin uzun bir trajik öykusu içinde sadece bir sahneydi. FKP bu mücadeleye 1941 yılında Hitler'in Sovyetler Birliği'. ne düzenlediği saldırıdan sonra girişmiş ve 1942 başlanndakı çok sayıda direnişçinin tutuklanması ve idam edilmesi olayından sonra silahh guclerini FTP'nin İki yıl önce yapılan film, komünistlerin tepkisi yüzünden iki yıl bekletildi. Şimdi de bir açıkoturumla birlikte yayımlandı. Manukyan grubu 1943 başmda FKP yönetimine başvurup, bir süre eylemleri azaltma izni istedi. FKP yönetimi izin vermedi ve eylemlerine devam eden grubun üyeleri yakalanıp idam edildi. guvence altına almak için bir sure etkinliklerini azaltmak üzere FKP yönetimine baş\urdular. FKP'nin bu isteği reddetmesı 1943 yılının HaziranTemmuz aylannda Musevi grubunun tum liderlerinin gizli polis tarafmdan yakalanmasıyla sonuçlandı. Bundan »onra orgutun liderini bulma amacıyla çalışmalarını hızlandıran gizli polis, ekimde FTP MOI'nın Paris politik komiseri Davidovıtch'i, kasımda ise Rayman, Manukyan ve "KIZIL AFİŞ" Alman faşistlerinin 1944'te Fransız direnişine karşı kullandığı propaganda afişi. Manukyan (ortada, altta) ve arkadaşlarının yakalanmasını, Almanlar direnişin sadece yabancılann ve özellikle Yahudilerin işi olduğu iddiasına alet ettiler. (2. Dunya Savaşı sırasında, Fransız Komunısi Partısı"ne bağlı direniş orgutu) çatısı altında yeniden duzenlemeye karar vermişti. 1942 sonlarında FTP'nin Paris'te uslenen uç orgütunden ayakta kalmayı başaran, yalnızca savaştan once FKP'nin Fransa'ya yerleştirdiği yabancı komünistlerden kurulu özel bir yapıya sahip olan FTPMOl'ydi. 1942 sonu ve 1943 bası, FTPMOl'nin ozellıkle de Musevi kolunun korkusuzca saldınlarının etkisini duyurduğu bir dönem oldu. Ancak Fransız Gizli Polisi'nin MOİ'nin karmaşık yeraltı yapısını çözmeye başlamasıyla 1943 yılının Mart ayı örgütün gelişmesinde yeni bir donum noktası oldu. Seksen uyesinın tutuklanmasıyla dağılma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Musevi grubunun asıl amacı Paris'te soykırımın tehditi altındakı soydaşlarını korumaktı, bu nedenle kendilerını FTP'nin Paris Başkanı Joseph Epstein'den başka 108 orgüt uyesini tutukladı. Bunu izleyen diğer tutuklamalar Paris'teki FTPMOl orgütünün sonunu belirlerken Manukyan olayı tartışmasını uzun bir sure bir sonuca bağlanmamak uzere başlatıyordu. Manukyan örgutü niye çöktü? Bazıları orgutun FKP yönetimi tarafından ihanete uğradığını ileri surüyor ancak bu sav hiçbir delille doğrulanmış değil. Kasım 1943 felaketini direnışçilerın içinde bulunduğu koşulların bir sonucu olarak açıklamak da olası. Bu koşulların başında tutuklanma, işkence ve ölüm korkusunun doğurduğu sürekli baskı, direniş uyeleri ve gizli ajanlar olmalarının, farklı bolumlerden kurulu orgut yapısının \e çoğunlukla yabancı ya da Musevi olmalarının yol açtığı tecrit edilmişlik geliyordu. Ancak butün bu koşullar göz önune ahndığında bile FKP yönetıminın Paris'teki FTPMOİ'yi niçin tehlike anında geri çekeceği yerde ön cephede tuttuğu sorusu yanıtsız kahyor. FKP yönetimi silahh mucadele>i ve FTPMOI'nin kahramanhklarını yalnızca taşıdıkları politik önem açısından ele alıyordu. Gerçekten de FKP'nin savaş sırasında yarattığı parlak imaj buyük ölçude FTPMOİ partizanlarının ınsanüstü çabaları sayesinde gerçekleşmişti. Buna karşm FKP, FTPMOİ partizanlarının yalnızca yaşamlarını değil, anılannı da gozden çjkardı. Manukyan orgutu uyelerinin ınfazına ilişkin L'Humanite gazetesınde çıkan, isimlerinin bile yer almadığı on beş satırlık haber dışında haklarında hiçbir şey yazılmadı. Mosco'nun filmine koyulan sansurden de anlaşıldığı gibi Fransız Dırenişinde goçmenlerın oynadığı rol bugun de duyarlılığını koruyan bir konu. Ancak gerçeğın ortaya çıkması için daha çok uzun bir sure geçmesi gerckiyor. Hükümetin 'Dayak Tasarısı' reddedildi Ingilterede okullarda dayak yasaklandı LONDRA, (ANKA) Ingiltere'de eğitime ilişkin sorunlardan en önemlilerinden birini oluşturan "Dayak" konusu, Thatcher hukümetini güç durumda bıraktı. Ingiliz Parlamentosu'nun iki meclisinden biri durumundaki Lordlar Kamarası'nda, hükümetin hazırladığı " O k u l l a r d a Dayak" konulu bir yasa tasarısı reddedilirken, "okullardan dayağın kaldırılmasım" savunan bir karşı öneri ise benimsendi. Hükümetin iktidar partisinin çoğunlukta olduğu Avam Kamarası'nda kabulunden sonra Lordlar Kamarası'na sunduğu. tasan, Ingiliz okullannda halen geçerli bir ceza yöntemi olan dayağın öğrenci velilerinin izni olması koşuluyla yasallaşmasını öngoruyor. İngiltere'de okullarda öğrencilere dayak atılması konusu uzun bir süreden beri "sorunlar gündemi"nde bulunuyor. Dayakla cezalandırma konusu oğrenci velileri arasında da bir anlaşmazlık olması nedeniyle üç yıl önce tnsan Hakları Mahkemesi'nde ele alınmış ve mahkeme, dayak atılmasını destekleyen anne babalann fikirlerine saygı gösterilmesi gerektiğine ilişkin karara varmıştı. Thatcher Hukumetinin bu karara dayanarak hazırladığı tasan, Lordlar Kamarası'nda reddedilince, yasalaşma şansını kaybetti. Ancak dayak sorununun İngiltere'de daha bir süre gundemde kalacağı kaydediliyor. Carter, Papandreu ile görüşecek ATİNA, (Cumhuriyet) Eski ABD Başkanı Jimmy Carter'ın çeşitli Avrupa ulkelerine yapacağı ziyaretlerin yanı sıra, 1315 temmuz tarihlerinde Yunanistan'a gideceği açıklandı. Yunanistan Hükümet Sözcüsü Dimitri Marudas, Atina'da yaptığı açıklamada, ilgili ziyaretin Caner'ın arzusu üzerine gerçekeleşeceğini beiirterek, Yunanistan hukumetinin de bu ziyaretten memnuniyet duyduğunu belirtti. Caner'ın Yunanistan ziyareti sırasında kaçınlan TWA uçağıyla ilgili olay hakkında Başbakan Papandreu'dan bilgi alacağı belirtiliyor. Papandreu ile Carter arasındakı goruşmemn, Yunanistan Başbakanı'nın tarilini geçireceği Korfu Adası'nda gerçekleşeceği kaydedildı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle