18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Kfiltür Servisi 1982 Nobel Edebiyat Odülü sahibi Gabriel Garcia Marqnez, bugünlerde Mexico City'deki evinde hanl hanl çalışıyor. Günde altı saat yaa makinesinin başından kalkmayan ünlü Kolombiyalı romancı, yeni rotnanının ortalannı bulmuş durumda. Romanının başından kaJktığı saatlerde de okuyor, müzik dinliyor ya da "beaim deştinnenlerhn, konıyuculanm ve yardâkçüanm" dediği dostlar, yazarlar, politikacılarla birlikte oluyor. Türkiye'de "Kırmızı Pazartesi" adıyla yayımlanan son romanından sonra, şimdilerde yarıladığı yeni ronıanı yaşlanmayla ilgili. "New York Times"ın Latin Amerika muhabirlerinden Mariise Siraons, Marquez ile, bu yeni romanımn konusundan yola çıkarak aşk ve yaşlılık üstüne bir söyleşide bulundu. Dediğinize göre, rautlu bir aşk öykusü yazıyorsunuz, çok vaslı iki kisi arasında geçen bir aşk oyküsü.. Marquez Oğlanla kız çok gençken başlayan bir aşkın öykusü. Ama sonra bir kozanın içınde kalmış bu aşk. lkisi de seksenlerine geldiklerinde yeniden alevleniyor. Aklıma gelen bir düşünceden, bir imgeden yola çıkarak başladım romana. Benim için bir kitabm çıkış noktast her zaman bir imgedir, hiçbir zaman bir kavram ya da konudan yola çıkmam. Bu kitapla ilgili ilk imgem de, bir gemide giden yaşlı bir çift oldu. Yaşlı bir çift, gemide mutlular, güvertede dans ediyorlar. Ama şimdiden kitaptan söz etmek istemiyorum. Bana uğursuzluk getiriyor. ^ahtbı Cumhurnel Malbaaoılık ^e (ja/eıeulık Turk Anonım Şırketı adına \adır Nadı. 0 Cıencl \a\ın Muduru Hasan Cemal. Muevese Muduru tmine l^aklıgil. Vı/ı Isler: Mjjuru Oka> Gonensın. # Haber Merkoı Mu Juru. >alçın Ba>er. Sa>la Duzenı Voneımenı: Ali Acar. • Temsılaler ANk \RV Yakin lİogan.IZVIIR: Hikmrt Çcıınkrta. ADANA Mehmei Mercan. Servıs Şeflert Islanbul Haberleri' Retıa Öz, Uıs Haberler Krgun Ualci, Ekonomı Ovman l lagav. Kulıur Aydın Rmev, Maga/ın Yalvın Pekşen, Spor Damsmanı Abdulkadir Yucriman. Duzelıme Refik Durba., Araidrma :>ahin 4lpa>, IjSondıka ^ukran ketenci, # Koordinalor: Ahmei Konılsan, 9 Malı l>itr Kml Krkut, llan /Ây» ljgene. Halkla llışkıler' Gııldrren Ko>ar. Idare Husejin Gurer. Mclıne: Sadun Sonmcz. Basun ve h/r<m.Cumhuri>el Maıbaacılık veGazeıecılık TA !j Furk Ocağı Cad ; 39 41 Cağaloğlu Manbul, PK 246lsıanbul, Te! 526 IOOO(9hat), Telev 22246 • Hurolar \nkara: Zıva Gokalp Bulvan Inkılap Sokak No 19'4 Tel. 33 11 414">, Te!e\ 42344 • lunir. Haln Zıva Bulvan Nio. 64/3, Tel 25 4^ 0913 12 30 Te!ex 52^59 • Adana: (.akmak Cad. No 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Telet 62155 TAKVIM 4 Temmuz 1985 Imsak: 3.31 Guneş: 5.30 Oğle: 13.13 İkmdi: 17.12 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.36 Marquez, henüz bitmeyen son romanmda "yaşlılıkta aşk"ı anlatıyor: Istemediğimiz sürece cinsel yaşam sona ermez Kitapta annemle babamı model aldığımı söyleyebilirim. Romanda aktarılan deneyimlerin çoğu onların. 60 yıl evli kalmışlar. 16 çocuklan olmuş. 42 yaşındayken çocuğu olmuş annemin. 70 yaşına geldiklerinde aralarında neler olup bittiğini hep merak etmişimdir. Ama Latin Amerika'da böyle sorular sormaya cesaret edemez insan; ne ana babasına, ne de başka birine. Yaşlanmaya başladığımda, sigarayı bırakmam gerekti. Oysa o güne kadar sigara içmeden tek bir sözcük yazmış değildim. Bir seçimle karşı karşıyaydım: Ya sigarasızlığa alışana kadar bekleyecekîim, ya da hemencecik sigarasız vazmayı öğrenecektim. Sigara içmeden yazmayı denedim ve müthiş güçlük çektim. meyecekleri söyleniyor. Bana sorarsanız, yaşblann cinsel yaşamını tiksindirici olarak görme eğılimi, haksız bir eğilim. Hiç kuşku yok ki, cinsel ilişkide bulunamayan bazı yaşlılar ölünceye kadar mastürbasyon yapıyorlar. Bir bakıma kitapta annemle babamı model aldığımı söyleyebilirim; daha doğrusu romanda aktarılan deneyimlerin çoğu onların. Annemle babam 60 yıl evli kalmışlar, 16 çocuklan olmuş. 42 yaşındayken çocuğu olmuş annemin. 70 yaşına geldiklerinde aralarında neler olup bittiğini hep merak etmişimdir. Babam, öldüğunde 84 yaşındaydı. Bu konuda onunla çok genel şeyler konuşmuşumdur. Bilirsiniz, Latin Amerika'da böyle sorular sormaya cesaret edemez insan, ne ana babasına, ne de başka birine. Evren, Cerrahpaşa 'jı denetleyecek tstanbul Haber Servisi Geçen pazartesi günü tstanbul'a gelen ve çalışmalannı bir süre Fiorya Deniz Köşkü 'nde sürdurecek olan Cumhurbaşkanı '' nan Evren'm, bugün Cen paşa Devlet Hastanesi'nde incelemelerde bulunacağı bildirildi. Evren'in hastaneyi ziyaret edeceği yolunda bilgi alınması üzerine dün gece hastane civarında ve içindeki çeşitli servislerde yoğun bir temizlik işlemine geçildu Sağanak yağış tstanbul Haber Servisi tstanbul'a dün gece birdenbire bastıran sağanak yağış nedeniyle şehir içinde ve çevre yollarında ulaşım zaman zaman aksadı. özellikle Haliç Köpriisü 'niln üzeri ve E5 karayolunda etkin olan yağış nedeniyle trafik ekipleri önlemler aldılar. Kasımpaşa ve Aksaray'daki bazı evlenn de zemin katlarına su girmemesi için vatandaşlar itfaiyenin de yardımı ile önlem aldılar. Sigara nasıl bırakıhr? Şimdilerde, gençliğinizde oldnğundan fartdı bir biçimde mi calışıyorsnnm? Marqnez Yirmi yaşındayken, bir gazeteye her gün bir öykü yazıyordum, ama zaman zaman aynı gün birkaç makale de yazdığım oluyordu. Sonra da geceleri, herkes çıkıp gittiğinde, haber merkezinde oturup bir kısa öykü yazıyor ya da bir roman ustünde çalışıyordum. Siz sona ermesini istemediğiniz sürece cinsel yaşam sona ermez. Bir insan cinsel yaşamı bırakmadıkça, cinsel yaşam da onu bırakmaz. Ancak uzun süre ara vermemeniz gerekir. Çünkü yeniden başlamanız çok güç olur. Demek, motoru hep çalıştırmamz gerekir. Siz, hep bir yazann yasamının geri kalan bölümünü gençliğini yazmakla gecirdigini söytediniz. Şimdiyse, yaşamınızın henüz yaşamadıgınız bir dönemini keşfediyorsunuz... Marquez Evet, önceden görmeye çalışıyorum. Ama bunu bir bakıma gençliğimden beri hep yaptım. İlk iki kitabım yaşhları anlatıyordu. "Yaprak Fırtması"nda yaşlı bir adam artık ne yapacağını büemez ve kendini asar. "Albaya Kimseden Mektup Yok"ta, hiçbir zaman gelmeyecek bir mektubu bekleyen yaşlı bir adam arüatılır. Bütün bunlara bakıyorum, "Yüz Yıllık YalnızlüV'taki bütün o kişilere bakıyorum da, hep büyüklerimi gözlemlemişim. Çocuklarla ilgili hiç yazmadım bugune kadar. Sanınm, çocuklugunuzda bir süre büyükbaba ve büyükannenide yaşadınız... Marquez Evet, bu çok önemliydi. Temelde, kitaplanmdaki birçok kişi için onları örnek almıştım, çünkü onlann nasıl konuştuklannı, nasıl davrandıklanm biliyordum. Kişilerimin gerçek olmasını sağlamak için, büyükbabamla büyükanneme başvuruyordum. Ama büyüklerimin davranışlarını, onların içlerinde olup bitenlere girmeksizin yansıtmaya çalışıyordum. Şimdi yaşlılığın bilincine varmaya başlıyonım. Şu anda yazmakta olduğum kitap, bugüne kadar hiçbir zaman ciddi olarak araştırmadığım şeyleri, yani yaşlılık, aşk ve ölümü günde altı saat düşünmeye zorluyor beni. İnsan bir kitaba kendinden çok şey bırakır, ama bir kitap da üısanda birçok düşünce bırakır. ölümün yaşlıhklannda insanlan nasıl etküediğini görmeye çalışmaya başlayıncaya kadar, Çocuk öyküleri yazmayı denedim, ama olmadı. Yazdığım bir çocuk öyküsünü o sıralar çok küçük olan iki oğluma gösterdim. Okuyup geri verdiklerinde şöyle dediler bana: 'Baba, sen çocuklan bayağı enayi sanıyorsun!" "Çullnk G«cesi" diye bir öyküm var, ilk öykulerimden biri. O sıralar Barranquilla'da " L a Cronica" adlı haftahk bir edebiyat dergisi çıkanyorduk. Yayın yönetmeni bir gün ansızm iki sayfanm boş kaldığmı fark etti. Ben de akşam oturdum, o öyküyü yazdım. Bugün olsa yapamam. Kafamda tasarlamış bile olsam, yazması en azından iki üç haftamı alır. Daha da kötusü, çok değil birkaç yıl önce, bir öykü yazacaktım, gittim 500 yapraklık bir top kâğıt aldım. öyküyü bitirdiğimde, 15 sayfa yazabilmek için 500 yaprağın hepsini kullanmıştım. Hep geceleri yazardım ve yazarken sigara içerdim. Gençliğin sakıncalarından biridir, hemen her zaman yorgun olduğunuzda yazarsımz. Ancak hayatınızı kazanabilmek için yapmak zorunda olduğunuz butun işleri bitirdikten sonra oturabilirsiniz yazmaya. Daha sonralan, giderek daha profesyonelleşirsiniz ve yaşammızı dilediğiniz gibi duzenlersiniz. Artık bir gazetede çahşmam gerekmeyen, yalnızca yazmakla geçinebildiğim günler geldiğinde, sabahtan oturup gün boyu yazmam çok zor oldu. Sonra, biraz daha yaşlandığımda sigarayı bırakmam gerekti. Oysa o güne kadar sigara içmeden tek bir sözcük yazmış değildim. Bir seçim yapmak durumundaydım. Ya sigara içmemeye alışana kadar bekleyecektim ya da hemencecik sigarasız yazmayı öğrenecektim. Dosdoğru sigara içmeden yazmayı denedim ve müthiş güçlük çektim. Ancak o zaman fark ettim; çok yorulduğum için değil, sigaradan çok zehirlendiğim için yazamaz oluyormuşum. Şimdi çok daha yaşhyım, ama sabahları dinç kalkıyorum. Çok genç >aşlardan beri yaşlılan yazdığınızdan söz etmiştiniz. Şimdi yaşlanmakta olduğunuza göre, çocuk öyküleri >azmaya ne dersiniz? Marquez Daha önce çocuk öyküleri yazmaya çalıştım. Ama olmadı. Bir keresinde yazdığım bir çocuk öyküsünü o sıralar çok küçük olan iki oğluma gösterdim. Okuyup geri verdiklerinde şoyle dediler bana: "Baba, sen çocuklan bayagı enayi sanıyorsun!" Yugoslav turist yoğun bakımda tstanbul Haber Servisi Eminö'nu ustgeçitinın altında dün akşam saat 18.30'da beyin kanaması geçirdiği sanılan bir Yugoslav turist bir polis memurunun mudahalesiyle ölüm tehlikesini atlattı. Yetkililerden edinilen bilgiye göre, görevden dönmekte olan polıs memuru, yerde yatan Yugoslavya pasaporılu, 1909 doğumlu Ferdinand Pornık'i hemen Cerrahpaşa Hastanesı Acil Servisi'ne göturdü. Yapılan müdahale sonucu yaşlı Yugoslav yoğun bakıma alındı. Türkiye yanlış tanıtılıyor ölum uzerıne hiç bu kadar ciddi düşunmemiştim. Kişilerimin hiç olmemesine alışmıştım. Sonsuza kadar yaşıyorlardı. Motor hep çalışmalı Asılanlar, vurulanlar ya da başka türlü öldüriilenler dışında kuşkusuz... Marquez Evet, şıddet yoluyla öldurülenler. Ama onlar yaşlılıktan ölmüyorlardı, yaşlanma sureci diye bir şey söz konusu değildi. Artık ben de yaşlanıyorum ya, yaşlıhğın duyguları, duşünceleri nasıl etkilediği sorunuyla ilgileniyorum; en önemli sorun da bu. Cinsel yaşama gelince. bilemiyonım, ama siz sona ermesini istemediğiniz sürece cinsel yaşam sona ermez gibi geliyor bana. Bir insan cinsel yaşamı bırakmadıkca, cinsel yaşam da onu bırakmaz. Yapmamanız gereken, uzun bir süre ara vermenizdir; çünku o zaman yeniden başlamanız çok guç olur. Demek, motoru hep çalıştırmamz gerekir. Yeni kitabımda ele aldığım bir konu da bu. Kişilerimin kaç yaşında olduklarına bakmıyorum, eğer surekli bir cinsel yaşamları olmuşsa bu işi götüruyorlar. Bunun benim bir fantezim olup olmadığını bilmiyorum. Ama en azından, çok yaşh ölen büyııkbabamın ölene kadar cinsel yaşamını sürdürdüğünu biliyorum. Yaşlılığı incelediniz mi ya da başka yazariann yaşlılı gı nasıl ele aldıklanna baktınız mı? Marquez Hiç yapmadığım şey, bir konuyu baştanbaşa incelemeye kalkışmaktır. Ufak tefek bazı noktalarda danışabilirim. Örneğin, "Yiiz YıDık Yalnızlık'ı yazmak için Kolombiya'nın ekonomik ya da toplumsal koşullarını incelemeye kalkmadım. Yabana muz şirketlerinin işleyişi üstüne ciddi bir soruşturma yapabilirdim, ama yalnızca birkaç soru sormak ve olup bitene bakmakla yetindim. Muz işçilerinin 1928'deki grevinde kaç kişinin öldüğünü araştırdım. Ülke çapında olağanustü bir skandaldı bu olay. Kimse tam olarak bilmiyordu, ama aşağı yukarı 17 kişinin öldüğünü söylediler. Benim kitabımda 17 ölü gülünç kaçacaktı. Bir tren dolusu ölüye gereksınimim vardı benim. Trene muzlann yıiklenmesi yerine, ölülerin yüklenmesini istiyordum. Oysa 17 ölüyle tarih bana karşıydı. Bu kadar ölü bir vagonu bile doldurmayacaktı. O zaman ben de ölü sayısını 3 bine çıkardım. Sonunda ne oldu biliyor musunuz, kısa bir süre önce olayla ilgili olarak düzenlenen bir anma töreninde konuşmacılardan biri 1928 kıyımında 3 bin kişinin öldürulduğunü söyledi. Yeni kitabımda oğlan 22, kız 18 yaşındayken evlenmelerine izin verilmiyor, çok genç oiduklan söyleniyor. Yeniden evlenmeyi düşündüklerinde adam 82, kadın da 78 yaşına gelmişlerdir; bu kez de çok yaşlı oiduklan için evlene RİZE, (ANKA) Almanya'da yayımlanan "Traveles World" gazetesinin muhabiri Henqz Wohner, Türkler hakkmda işittıklerinden dolayı Turkiye'ye korkarak ve birçok olumsuz önyargıyla geldigini söyledi. Gazetesi tarafmdan Doğu Karadeniz 'le ilgili biryazı dizisi hazırîaması için Turkiye'ye gönderilen Alman gazeteci, Almanya'da, Turkler hakkında "akla hayale sığmayan'' suçlamalar yapıldığını, bu yüzden Turkiye'ye korka korka geldigini belirtti ve "Türk insamnın sıcakkanlılığmı ve iyi niyetini görünce çok şaşırdun" dedi. Havelsan genel kıtrulu ANKARA (a.a.) Turk Hava Kuvveıleri'nin elektronik sıstem ve cıhazlanmn ımal ve bakımım gerçekleştırmek amacıyia 1982 yılında kurulan Havelsan AŞ'nin3. Olağan Genel Kurulu, dun Ankara'dayapıldı. Genel kurulda kurucu yabana ortaklar, Aydın tnvestmenst tnc. ile Aydın Corpı üon şirketlerinin ortaklik ı ıhraa ve çalışma raporu onaylandı. Çalışma raporunda ihraç edilen bu şırketlerin Havelsan'ı zarara soktuklan ifade edildı ve K'amaca uygun olmayan fuzuli makine ve techizat'' sağladtklan belırnldi. Çok sıkı kundaklanan çocuklann kemikleri getişmiyor ANKARA, (ANKA) Hacettepe Üniversitesi Sağhk Teknolojisi Yüksek Okulu Müdürü ve beslenme uzmam Ay'şe Baysal, "Çok sıkı olarak sanlan ve kundaklanan bebekier raşitizm hastalıgına ymkalanıyorlar" dedi. Türkiye'de bulaşıa hastalıklardan olduğu kadar, yetersiz ve dengesiz beslenmeden ötürü de bebeklerin öldüğünü belirten Prof. Baysal ANKA muhabirine şunları söyledi: "Aslıoda temel sorun beslenmedir. Yanlıs ve eksik bflgiienme sonucu orlaja çıkan dirençsiziik, smnekrin bilgisizu|i gibi bazı nedenler ise giderek baska oluşumlara yol açıyor. Ornegin, bir kemik hastahgı otan raşitizm, asunda yeterH miktarda (D) vitamini alınmamasına ba£iıdır. Ama bizim ülkemizde çok sıkı olarak kundaklanan bebeklerde de bu hastalık göriilmektedir. Çünkü, çok sıkı olarak sanlan bebeklerin kemik gelişimi yavaşlar. Bunun sonucunda ise kemikler erimeye, güçsüzleşmeye başlar. tşte bu, temelde bir egitimsizlik sorunudur." İSTENMEYEN GEBELtK Türkiye'de her yıl bir milyon 400 bin bebeğin dünyaya geldiği, bu doğumların yüzde 24'ünün istenmeyen gebelikler sonucu olduğu bildirildi. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığ;'run "Türkiye'de bebek ve anne ölümkri" konusunun işlendiği rap'orunda, istenmeyen gebeliklere paralel olarak anne ölümlerinin de arttığına dikkat çekilerek, "Eğer bu istenmeyen gebelikler önlenebilseydi. Türkiye'deki kaba dogum bızı binde 30'lardan, binde 19'lara indirilebilirdi" deniliyor. Rapora göre, Turkiye, doğum sırasında ortaya çıkan anne ölumleri bakunından gelişmiş ülkeler arasında oldukça kötü bir yere sahip bulunuyor. Belkemiğinden çıkan kurşun özgürlük getirdi Firar Şahinkaya bir tartışma sonunda kız kardeşinin silahını çekip kendisine ateş etmesi üzerine o da silahını çekip karşılık vermiş, olay sonunda 2 kız kardeşi ile annesini öldürmüştü. Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi, sanığın cinayeti meşru müdafaa nedeniyle işlemiş olduğunu kabul ederek beraat kararı verdi. BILGE AÎLESİ Akrabalan Halit Güngör'ü öldürmek suçundan yargılanan Bilge ailesi, Alttndağ Adliyesinde: Soldan sağa, anne Ayşe, kızj Melahat, oğlu Şani ve baba Yusuf. (Fotoğraf: a.a.) Annesini ve 2 kardeşîni öldüren katil beraat etti İdamdan kurtnlmak ıçın olumu göze aldı hnnest vt 2 kızkardeynı oiöuntttrk iu^nrul^ uiam ıslemı ile vargıJdna* Fırtir Şahınkau suçsu; olduiunu nanıliamai V Mitintiıı saplanan kuffunu çtkarrıırmui zonmttjkdı Şahmkova tehüketı ameh\at ıt"> J •J^da 20 zayı/ladı Ametıtcı 5 saaı surdıı l <• \ikjrn kU" Aâlı Ttp Kuntmu 'nj v<tnıttTi!tiı Ameliyatla kırık tedavisi tZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kınklarm ameliyatla, 10 günde tedavi edildiği bildirildi. Türkiye'de bulunan Avrupa "kınk" uzmanları geliştirılen cerrahi yöntemlerle kırıklarda sakat kalma oranının yüzde 30'a indiritdiğini savundular. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyelerine kurs vermek üzere tzmir'e gelen, merkezi tsviçre'de bulunan A. O. Intemational Oeteosentez Derneği uyesi Prof. Dr. W. Bandi, derneğin geliştırdiği "bir kınğm ameliyatla birleştirilmesi" yöntemi ile yüzde 80 başanlı sonuç almdığını belirtti. ÖMER GÜNER TRABZON Annesi ve iki kız kardeşini öldürüp, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde idam istemiyle yargılanan 39 yaşındaki Akçaabatlı Firar Şahinkaya beraat etti. Hâkim Saadettin Benli başkanlığmdaki Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi, "Firar Şahinkaya'nın annesi ve iki kız kardeşini öldürmesinin kesin olmasına karşın, cina>eti meşru müdafaa nedeniyle işlemiş olduğunu" kabul ederek beraat kararı verdi. Firar Şahinkaya, karardan sonra, "Annemi ve kardeşlerimi öldürmenin verdiği acıyla sevinemiyonım" dedi. Firar Şahinkaya'mn, annesini ve kızkardeşlerini öldurmesiyle sonuçlanan olay, 16 Mart 1983 tarihinde Trabzon'un Akçaabat ilçesinin Acısu köyünde meydana gelmişti. Kız kardeşi Zeynep Şahinkaya'mn evli ve 7 eocuklu Aydın Tufan adlı kişiyle "nikâhsız evliliği"ne karşı çıkan Firar Şahinkaya, kız kardeşiyle yaptığı bir tartışma sırasında kardeşinin silahım çekip ateş açması uzerine, o da silahını çekip ateş açmış, kız kardeşi ile birlikte olay yerine gelen annesi Fadıme ve öteki kız kardeşi Havva'yı öldürmüştü. Firar Şahinkaya, mahkemede olayı şöyle anlatmıştı: "Zeynep'in, sık sık kocasının evini terkedip bize gelmesini iyi Firar Şahinkaya dunkü duruşmadan sonra. karşılamadığımdan, kendisiyle konuşmazdım. O gün de evin önünde arabayla meşgul oluyordum. O sırada Zeynep, bizim eve doğru geUyordu. Kocasıyla kavga ettiği için mi, ziyaret için mi geldigini bilmediğimden, kendisine neden geldigini sorunca, bana terbiyesizce, 'Seni ilgilendirmez, sana ne' diye cevap verdi. Ben de böyle konuşmamasını, başkalannın duyacağını söyledim, bağırma>a başladı, kendisini itmiştim, Zeynep silahını çekti ve bana ateş etti. Kurşun, ağzamdan girip > anağımdan çıkü. İkinci kurşun da sol kolumdan girdi omuzbaşımda kaldı. Ben de şuunımu ka>betmiştira. Olay sırasında annem Fadime ile kız kardeşim Havva'nm nerede olduklannı bilmiyorum, onların ne şekilde ölduklerini ve yaralandıklannı bilmiyorum." Firar Şahinkaya'mn bu ifadesi üzerine, mahkeme, omuzbaşında duran çekirdeğin çıkarılmasını istedi. Ancak omuriliğe yakın bir yere saplanan mermi çekirdeğinin çıkanlması, Trabzon'da mumkün olmadığı için, Ankara Tıp rakultesin de gerçekleşvırüdi. Neşter kuilanılmadan "emme 1 ' yöntemiyle çıkanlan mermi çekirdeği, daha sonra kontrol için tstanbul'a Adli Tıp'a gönderilmişti. 21 şubattaki haberin kupürü. Cinayetin sebebi: 3 bin Ura Sanık Yusuf Bilge: Halit hep 3 bin Ura alacağını istiyordu. Onun avluda kızıma küfiır ettiğini duydum. Ben sinirli bir adamım, kendimi kaybetmişim. Sonıfc Şani Bilge: Babam, Halit eniştemin üstüne yürüdü, eline geçirdiği bıçağı vurdu. Babam çok sinirli adamdır, bazı zaman kendini kaybeder. Sanıh Melahat Bilge: Biz bu köyden değiliz. Bu köylüler sonradan gelip yerleşenlere yabana düşman anlamına gelen Alevi derler. Tantklar: Olayı anlatan tanıklar, Bilge ailesini suçladı. Ama ifadeler eski ifadelerine benzemiyordu ve birbiriyle çelişiyordu. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Çubuk ilçesi Kızılöz köyü önceki gün Altındağ adliyesindeydi.. Bilge ailesinin 4 Uyesi baba Yusuf Bilge, oğul Şani, anne Ayşe ve kızı Melahat, köylüleri Halit Güngör'ü "kasten öidürmek"ten yargılandılar. Yusuf Bilge olayı şöyle anlattı: " O gün oglum Şani koyunlan güdüyordu. Akşam üzeri davarlar döndu, oğlum dönmedi. merak ettim kapının onüne çıktım. Şani'yi gördum. "Baba, Halit önümü kesti" dedi. O sırada a\luda Halit'le kızını tartışıyoriardı. Halit'in kızıma çok kötu küfür ettiğini duydum. Ben sinirli adamım, kendimi ka)betmisün. bıçakladığımı hatırlamıyorum." Halit Güngor'le aralanndaki anlaşmazhğa gerekçe olarak Yusuf Bilge, "Bir alacak meselesini" göstererek "Halit benim tarlamı bir yıl ekti, para vermedi. Ayrıca oğlum yanında ırgat olarak çalıştı parasını vermedi. Bizden bir ölçek fig almtştı vermedi. Bir kere de onun motor benim taria için çalıştı. Üç bin lira borcum vardı. Ama alacaklanma karşılık olarak odemedim. Hep bu üç bin lirayı istiyordu" dedi. Oğul Şani Bilge, titreyerek verdiği ifade sırasında o gunü yeniden yaşıyor gibiydi: "Davarlan eve getirirken Halit Güngör yolumu kesti. Elinde kazma vardı. Önce küfür etti. Enişte niye küfür ediyorsun diye sordurn. Uzaktan akraba olurdu. Borcunuzu ödeyin lan diye yine küfür etti. Enişte dedim senin yanında çalıştığım günlerin parasını versene. Cevap vermedi, sonra yeniden parasını isteyerek, uç gün icinde parayı ödeyin yoksa kanşmam dedi. Ben de kaçtım eve geldim. Babama dunımu anlatıyordum. Bu arada Halit eniştem ablama rastlamış, ona da küfür ediyordu. Babam duydu, ustüne yürudü eline geçirdiği bıçağı vurdu. Engel olamadık, babam çok sinirli adamdır, bazı zaman kendisini kaybeder ne yaptıgını bilmez." ALEVİ DEĞtLİZ İfade verme sırası evin kızı Melahat Çağlar'a geldi. Melahat Çağlar kocasının yanından tatilini geçirmek üzere baba evine gelmişti. Olay günü ellerini önünde kavuşturup yargıcın sorularım yanıtlamaya hazırlandı. İlk soru geldi: Baban, Halit i niye bıçakladı? (Arkası II • Sayfadaj Bilirkişi raporlarına göre, Havva Şahinkaya bir, Zeynep Şahinkaya iki, Fadime Şahinkaya ise üç kurşun yarası alarak ölmüşler, Firar Şahinkaya ise iki kurşun yarası almıştı. Firar Şahinkaya, mahkemedeki savunmasında, kendisinin 9 mm'lik tabancayla ateş ettiğini, kız kardeşi Zeynep'in ise 7.65'lik bir başka tabanca ile ateş ettiğini öne sürmüştü. Istanbul'dan gelen raporda, Firar Şahinkaya'mn omuzundan çıkanlan mermi çekirdeğinin de 7.65'lik olduğu beürlenince, söylediklerinin doğruluğu kanıtlanmış oldu. Tüm delillerin toplanmasından sonra, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmada, savcı, daha önce iki kez idamını bir kez de ömür boyu hapis cezasına çarptınlmasını istediği Firar Şahinkaya'mn beraatım istedi. Hâkim Sadettin Benli'nin başkanhğındaki mahkeme heyeti de, Firar Şahinkaya'mn annesi ve kız kardeşlerini kendini savunmak amacıyia öldurduğüne kanaat getirerek "beraat" kararı verdi. Ancak mahkeme, Firar Şahinkaya'yı ruhsatsız silah taşımaktan 18 ay ağır hapis ve 4 bin 500 lira para cezasına çarptırdı. Firar Şahinkaya, 3,5 yıldan bu yana tutuklu bulunduğu için salıverilmesine karar verildi. Asgari ücret toplantısı tZMİR, (a.a.) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kalemli, Asgari Ücret Komisyonu 'nun eylül ayında topIantıya çağnldığını bildirdi. lzmir Anakent Belediye Başkanı Burhan özfatura 'yı ziyareti sırasında bir soruyu yanıtlayan Kalemli, komisyondan once hükümet, işçi, isveren ve üniversite temsilcileri 'n r katılacağı geniş kapsami toplantı yapılacağım da beıırtti. 185. dönem yükümlüler ANKARA, (a.a.} Ağustos 1985 celbinde, 185. dönem olarak silah altma alınacak dört yıl ve dahafazla süreli yüksek öğretim kurumu mezunu yükümlülerden, sevklerini yabancı askerlık şubelennden yaptırmak isteyenlerin başvurulan, 10 temmuz çarşamba günü sona erecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle