27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 KIYI KIYI AKDENİZ HABERLER 3 TEMMUZ 1985 Kıyıdaki Iskenderun'da denize girecek yer yok İskenderun 'da kanalizasyon olmadığı için kıyıdan denize girilemiyor. Denizin üzeri, gemilerden atılanlarla da bir su çöplüğü görünümünde. Suyun rengi mavi, ama maviliğin içinde öbek öbek sarı lekeler var. Hizartda bir şehit Güvenlik kuvvetleriyle bölücü çeteciler arasında çatışma çıktı. İki er yaralandı. uç çeteci ölü ele geçti. HtZAN/BİTLÎS, (a.a.) Bitlis'in Hizan ilçesinde, güvenlik kuvvetleriyle bölücü çete mensuplan arasında çıkan silahlı çatışmada bir er şehit oldu, iki er yaralandı. Güvenlik kuvvetleri, üç çete mensubunu öldürdü. Çete mensuplarımn üzerinde üç adet otomatik tüfek, iki adet el bombası ile çok sayıda mermi ele gecirildi. Bitlis Valisi Mefamet Us'tan alınan bilgiye göre, önceki gün Hizan ilçesine bağlı Koçyiğit köyü yakınlarında üç çete mensubunun gizlendikleri yolunda haber alındı. Bunun üzerine güvenlik kuvvetlerince sürdürülen aramalar sırasında bölücü çete mensuplan tarafından ateş açılması üzerine silahlı çatışma çıktı. Bu sırada, jandarma er Halil Sagİık, olay yerinde şehit oldu. Çetenin açtığı ateş sonucu iki er yaralanarak, Bitlis Devlet Hastanesi'ne kaldınldı. Güvenlik kuvvetlerince kıstınlan çete mensuplan, daha sonra ölü olarak ele geçirildiler. Ölü olarak ele geçirilen üç çete mensubunun üzerinde bir adet Kalaşnikof otomatik tüfek, bir adet Gl tüfek, bir adet G3 tüfek ile iki adet el bombası, çok sayıda mermi, mühimmat ve yasaklanmış yayın bulundu. DENtZ SOM İSKENDERUN İskenderun'a gelenleri önce İSDEMİR karşüıyor. Kente 20 kilometre kala Payas'ta koca fabrika tüm heybeti iie uzayıp gidiyor, bir yandan demir çelik üretiyor, bir yandan da doğayı tüketiyor. Gece vakti, mehtabı büe kapatan bir duman tabakası gökyüzünü çamur rengine boyuyor. Fabrikanın ilk giriş kapısını geride bırakttktan sonra ikinci ve üçüncü kapılar geliyor. İlk kapı ile son kapının arası tam beş kilometre. lSDEMİR'i geride bıraktıktan sonra bu kez gübre fabrikası ortaya çıkıyor. ISDEMİR'in kirlettiği toprağı besleyecek gübreyi üretiyor, ama nafile. O da hem denizd, hem toprağı, hem de havayı acımasızca katlediyor... tıyor. Oysa bunlar limana girmek için sıra bekleyen gemiler. Beyrut'taki savaş nedeniyle iskenderun Limanı oldukça hareketlenmiş durumda, ama liman hizmetleri yetersiz. Gemiler fazla birikince ISDEMÎR'in limanını da kullanıyorlarmış. CANLI, HAREKETLİ VE SICAK İskenderun canh, hareketü ve sıcak bir kent. Günün ilk saatlerinde caddeler, sokaklar bisiklet, motosiklet ve yayalarla doIuyor. Otomobiller de her an bir köşeden üzerlerine çıkabilecek bisikJetleri kollayarak yolun bir kenanndan gitmeye çahşıyorlar. Kentte yabana plakalı otomobiller daha çok gibi. Üstelik Suriyeli. Çoğunluğu Japon malı Suriye plakalı otomobülerle Araplar kenti doldurmuş. IskenderunluJarın çoğu Arapça bildikleri için Arap turizmi yıllar önce burada patlamış. Şimdilerde Araplar için Yalova ve İstanbul'un gözde olması yüzünden Is kenderun'u transit geçişte mola yeri olarak kullanıyorlar. Kentteki bunca Araba karşılık Yalova ya da Laleli'de olduğu gibi dukkânlann hiçbirinde Arapça duyurular yok. Iskenderun'da dolaşırken, fazla otel varmış gibi geliyor insana. Oysa Turizm ve Tanıtma Müdürlüğü'nün hazırladığı broşüre göre İskenderun'daki turistik belgeli beş oteldeki yatak kapasitesi 438. Belediye tarifeli olmasına karşılık "iyi vasıflı" sayılan otellerin kapasitesi ise 672 yatak. İskenderun'daki toplam yatak kapasitesi 1.110 olduğuna göre, kentteki turist sayısı 1.11 l'e ulaşınca turizm ister istemez patlıyor. TURİZM BÜROLARI Iskenderun'da turizmin patlayıp patlamadığına ilişkin kesin bir şey söylemek mümkün değil, ama Turizm ve Tanıtma Bürosu'ndakilerin sıkıntıdan patladıklarını söylemek kolay. Sahil yolundaki büro, "riyaref'e gelen turistlere birer " H a t a y " broşürü veriyor. Saman kâğıda basılmış broşürü beğenmeyenler için de bir de daktilo ile yazılmış, teksir edilerek çoğaltılmış "İskenderun" broşürü var. Hatay'ın merkez ilçesi Antakya. tskenderun ise ilçelerden biri. İskenderun ilçe olmasına karşılık çoğu illerimizden daha çok gelişmiş. Fakat bu gelişme sağlıksız olmuş. İskenderun'da kanalizasyon olmadığı için kıyıdan denize girilemiyor. Denizin üzeri, gemilerden de atılanlarla bir "su çöplüğü" görünümünde. Suyun rengi mavi, ama maviliğin içinde öbek öbek san "leke"ler var. İskenderun için olumlu sayılacak bir gelişme ise kentte hiç yalı olmaması. Kıyı şeridi boydan boya halka açık çay bahçeleri, gazinolar, parklarla dolu. İnsanlar burada oturup denizi seyrediyorlar çiinkü. Denize girmek belediye tarafından da resmen yasaklanmış. Kıyı bandında adım başı "denize girmek >asaklır" tabelası dikilmis. DENİZ YERİNE YAYLA tskenderunlular zaten genelde denize girmiyorlar. Yaz aylarında yöre halkı yaylaya çıkıyor. Ama son yıllarda yaylaya olduğu kadar denize ilgi de artmış. Iskenderun'un 33 kilometre guneyindeki Arsuz kıyılan giderek gelişiyor. Ama şimdiden büyük boJumu halka kapanmış gibi. Kamu kuruluşlarımn "egitim" tesisleri arasında yer bulanlar denize ulaşıyor. KURTULUŞ UMUDU SEVİNCİ İşverenleri ücretlerini ödemeyip ülkelerine dönüş parasını dahi vermeyince, Pakistanlı ve Bangladeşli 15 gemici Kumkapı açıklannda demirli ''hayaletgemi'' Liberyo bandıralı AItaj'da (büyük fotoğraf) 10uy süreyle insanhktan uzak.aç, susuz, soğukta kaldı. Onların yaşamak ve haklarını alabilmek için gösterdikleri dirençle insanhk ağır basınca, gemiye yapılan yiyecek, su ve çeşitli yardımlarla yaşadılar. Şimdi geçirdikleri acı günlerin izi olarak avurtlan çökmuş gemicilerin yüzü gülüyor. Teşekkur yemegı verdikleri Denizciler Sendikası Başkanı Emin Kul ile birlikte gemi güvertesinde anı fotoğrafı çektiriyorlar (küçük fotoğraf). 10 aydır aç susuz yaşayan gemicilere kurtulma umudu doğdu I: |. Kahveci için soruştunnaya formül aranıyor Özdağlar Komisyonu 'nun, hakkında Başbakanhk nezdinde suç duyurusunda bulunduğu Adnan Kahveci'nin soruşturmasının nasıl bir yöntemle yapılacağı konusunda Başbakanhk hukukçuları formül anyor. Karar, Başbakan Özal'ın Çin dönüşünde verilecek. ANKARA (Cnmburiyet Bnroso) Başbakanlık, Başdanışmanı Adnan Kahveci hakkında TBMM Soruşturma Komisyonu'nun yaptığı suç duyurusu için izlenecek yöntemi araştırmaya başladı. Başbakanhk hukuk müşavirlerinden oluşan bir komisyon, Kahveci hakkındaki suç duyurusunun hukuki prosedürünü inceliyor. Başbakanhk Başdanışmanı Adnan Kahveci'nin, yöntem araştırması yapan hukukçularla görüştüğü, soruşturmanuı bir an önce bitirilerek, hakkında yapılacak işleme açıklık kazandırılmasını ıstediği öğrenildi. Başbakanhk hukukçulannın soruşturma yöntemine ilişkin araştırmalan, Başbakan Turgut Özal'ın Çin gezisi dönüşüne kadar bitirecekleri ve Kahveci hakkındaki karann Başbakan'ın dönüşünden sonra verileceği bildirildi. Büindiği gibi TBMM Soruşturma Komisyonu, eski Devlet Bakanı İsmaü Özdağlar'ın Yüce Divan'da yargılanmasıru kararlaştınrken, Adnan Kahveci hakkında da Başbakanhk nezdinde suç duyurusunda bulunulmasını karara bağlamıştı. Kahveci, özdağlar'ın UM Nakliyat sahibi Ugur Mengeneciogiu'ndan rüşvet alması ıddiasında yetkilerini aştığı ve görevini kötüye kullandığı suçu ile suçlanmıştı. Gece vakti İskenderun ışıl ışıl. Denizin ortasına doğru uzayıp giden ışıklar körfezde sayısız burun varmış izlenimi yara 'Hayalet gemTnin tutsakları le gemi içinde birbirlerini iki gündür hiç göremediklerini anlatıyorlar. Gemiyi öve öve bitiremiyor, her tarafının arızasız, çahşır vaziyette olduğunu açıkhyor, sadece biraz boyasının eskimiş olmasından yakınıyorlar. 1516 temmuz tarihlerinde İstanbul 7. lcra Memurluğu araşayan bir gemi, para edecek bir gemi haline getirmek için olağanustü bir çaba içindeler. Türk insanına, kendilerine sahip çıkan gemiciler dünyasına ve özellikle sendikaya aralıksız teşekkürlerin ardından umutlu geleceğe sıçramalar var. Kaptan Sacit Akbtar hemen nişanlısının kinistler, bütün yaşananlara rağmen, "gemiciige devam" diyorlar. PakistanBangladeş çekişmesi ortak kaderi paylaşan gemiciler arasında geçerli değil. Ayınm sorunlar ve koşullarda göze batıyor. Bangladeşli gemiciler, dünyanın en ucuz tayfaları oldukları için kaçan Pakistanlı işveren tarafından işe alınmışlar. Ccretleri çok düşük olduğu için alacakları para da fazlaca bir anlam taşımıyor. Yaşadıkları acı deneyi bir ders olarak algılama şansları da yok. Her biri en az 10 kişilik bir ailenin geçimini sağlayan tek kişi olarak, yeniden hemen bir başka gemide çalışmak zorunda kalacaklarını vurguluyor. lOaydan bu yana para gönderemedikleri ailelerini hangi koşullarda bulacaklarının kaygısı içindeler. ŞÜKRAN KETENCt Kumkapı açıklarında demirli iş bekleyen sayısız gemi kümesi içinde Liberya bandıralı Altaj genusini ayrımsamak kolay değil. Ancak 10 aydır, sadece şiddetli dalgalann etkisi ile zaman zaman birkaç metre ilerigeri kayan "hayalet gemi"ye hapsolan Pakistanlı ve Bangladeşli 15 gemicinin öyküsü, şimdiden efsaneleşmişe benziyor. Alacaklı bankanın koyduğu tedbir kararından sonra, işverenin ücret ve sosyal hakları, hatta ülkelerine dönüş yol paralannı vermeden terk ettiği gemicilerin, deniz ortasında yalnızhğa, açlığa, soğuğa karşı verdikleri yaşam savaşı mutlu sona yaklaşır gibi. Avurtlan çökmüş, renk kalmamış yüzler gülüyor. Gemiye iner inmez heyecanla "Motor sesini duyuyor musunuz? 10 aydır kulakJanmız bu müziğe hasret kalnuştı" diye anlatmaya başlıyorlar. İki gün önce bağîş olarak gelen yakıtla jeneratörü çalıştırrruşlar. 10 aylık karanlıktan sonra gemiye ışık gelmiş, buzdolabı çalışmaya başlamış. Bütün makineleri bakımdan, kontrolden geçirmeye koyulmuşlar. Pasları siliyor, arızaları onarıyor, devasa gemiyi tepeden tırnağa temizliyorlar. Kaptanla baş makinist keyif Bir Ingiliz şirketine ait Liberya bandıralı Altaj gemisi, bundan 10 ay önce tstanbul'a geldi, demir yükünü indirdi. Bu sırada şirketten alacaklı bir uluslararası bankaya "yakalandı" ve îstanbul'dan çıkması yasaklandı. Şirket, 32 gemiciden bazüanna paralarını odedı, parasını alan ülkesine döndü. Parasını alamayan 15 denizci de parasız beklemeye başladı. önce yakıt bitti. Jenerator durdu, elektrikler gitti, su kesi/di. Derken açlık başladı. "Hayalet gemi"nin hapis 15 denizcisi, çare arıyordu, Tiırkiye Denizciler Sendikası'na başvurdıtlar. Sendika. yasalar gereği ınaddi yardıın yapanıazdı. Acenıeleri, armatörİeri sıkışıırdı, gemiye yiyecek, içecek gönderildi Sendika avukaıı olayın hukuksal yonıinıi yiirüttit. Sunundu gemi için satış kararı alındı. Şimdi 15 hapis denizci canla başla çaltşıyor, gemilerini temizliyor. Gemi dıtzgitn görıınecek, iyi para edecek. cılığı ile satılacak geminin parası ile önce gemicilerin alacakları ödenecek. Yol paraları verilerek ülkelerine dönüşleri sağlanacak. Sonrası alacaklı bankanın ve kalırsa işverenin. Yine de anlaşılması güç, insana özgu bir duygu ile 10 aylık demir yığını hapishanelerini canlandırmak, yaresımleri ile dolu bir albümü çıkarıyor. Pakistan'a döner dönmez evleneceğini anlatıyor. Daha yaşlı ve deneyli bir mühendis olan baş makinist, başlarından geçen acı deneyden sonra, gemicilikten ayrılıp ailesi ile birlikte olacağı bir yaşam kurabilmenin düşü içinde. Genç süvari ve ma GENELKURMAY'EN AÇIKLAMASI: Işveren bırakıp kaçınca Dünyada gemi taşımacılığında karışık işler ve ilişkiler içinde özellikle Liberya, Panama bayrakları altında büyük vurgunlar vurulduğu bilinir. Sık sık da bu karmakarışık çıkar çatışmaları, büyük vurgunlar arasında, geçinmek için gemicilik yaptnak zorunda olanlar ücret ve sosyal haklannı alamadan onada kalırlar. Sahibi Pakistanlı, şirketi İngiltere'de ve Liberya bayraklı 16051 tonluk Altaj kuru yük gemisinin de başlangıç öyküsü bu türden. İşveren Altaj gemisi ile edebileceği kârları ettikten sonra İstanbul'da demir yükünü boşaltırken, borcunu ödemediği uluslararası bir bankaya yakalanmış. Banka gemiye tedbir kararı koyunca da 32 gemiciden kendine yakın olanların ücret ve yol paralannı ödemiş. Kalan 8 Pakistanh subay ve 7 Bangladeşli tayfaya da ne ücret alacaklarını, ne de yol paralannı vermeden gitmış. "Siz burada bekleyin. Gemide bir iki aylık yiyecek var. Ben borcumu ödeyip gelecegim" demiş. Daha önce aylardır ailelerine gönderilmesi gereken ücretleri de gönderilmemiş gemiciler, birikmiş alacaklanndan vazgeçseler bile PakistanBangladeş gibi uzak ülkelere ceplerinde 5 kuruş para olmadan nasıl dönsünler? Çaresiz gemide beklemeye koyulmuşlar. Deniz ortasında, tüm motorlar ve jenerator susunca, ışıksız, susuz kalan demir yığını içinde geçen aylar... Ocak ortalarına doğru yiyecekleri de tamamen tükenince, yasayasak kalkmış, insanhk ağır basmış. Su, yiyecek yardımı, yaşamlan için gidip gelmelere izin verilmiş. Ocak ayı sonlarına doğru da zaten işverenlerinden gemiyi kurtaramayacağı ve kendilerine yol parası da dahil hiçbir yardım yapılamayacağı yolunda haber gelmiş. tşte o zaman bir yandan deniz ortasında soğuk bir demir yığını içinde, kendi deyişleri ile "hayalet gemide" donmamaya çaba gösterirken, Türkiye Denizciler Sendikası'na basvurmayı düsünmüşler. Denizciler Sendikası benzeri olayla kendi üyelerinin karşılaşabileceğini göz önünde tutarak uluslararası işçi dayanışması içinde çaba göstermiş. Ancak yürürlükteki yasalanmıza göre, maddi yardımda bulunmaları yasak. Gemici işveren kuruluşlarını, acenteleri yardıma zorlamışlar. Bağışlarla gemiciler o günden bu yana açiıktan kurtanlmış, başta su olmak uzere gemicilerin insanhk dayanışması içinde bugüne kadar bütün gereksinmeleri karşılanmış. Bu arada sendikanın avukatı hukuki girişimleri yüruterek, yasalardaki gemici alacaklannı koruyan hükümlerden yararlanılmasına çalışmış. İşte şimdi bu girişimler sayesinde gemi işçi alacaklanna karşılık olarak satışa çıkarılmış durumda. Gemicilerin haklarını alabilmek için 10 aydır soguğa, açlığa, deniz ortasında lerk L'dilmışlığe karşı verdıklen mücadele de başarılı sona uiaşabilecek gibi gorunuyor. 12 EylüVden bu yana 27 idam infaz edildi ANKARA, (Cumhuriyet Börosu) Sıkıyönetim Askeri Mahkemeleri'nde 12 Eylül 1980'den 1 Haziran 1985'e kadar geçen süre içinde 47 bin 718 dosyanın karara bağlandığı, 1407 dosya üzerinde işlemin devam ettiği açıklandı. Genelkurmay Sıkıyönetim Koordinasyon Dairesi Basın ve Halkla ilişkiler Şubesi'nin yaptığı açıklamada, TBMM tarafından ölüm cezaları onaylanan 32 hükümlüden 27'sinin cezalanmn infaz edildiği bildirildi. Açıklamaya göre, 1 Haziran 1985 tarihi itibanyla Sıkı^netim Askeri Mahkemeleri'nde yargı durumuna ilişkin bilgiler şöyle: " 1 Sıkıyönetim Askeri Mahkemeleri'nde devam eden dosya sayısı: 1407 adet, 2 Sıkıyönetim Askeri Mahkemeleri'nde (utuklu olarak yargılanan: 3182 kişi, 3 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren karara baglanan dosya sayısı: 47.718 adet, 4 Sıkıyönetim Askeri M kemderi'nce ölttm cezasına maukum edilen: 449 kişi, 5 Ölum cezalan Askeri Yargıtayca onaylanan: 86 kişi, 6 TBMM tarafından onaylanaa ölüm cezalan: 32 kişi, 7 Onaylanan ölüm cezalannda infaz edilenkr. 27 kişi, 8 Onaylanıp infaz edilemiyen idam cezalan (infaz edifemeyenlerden 4 adedi firar, 1 adedi silahlı çatışmada olmüştür.): 5 kişi, 9 Sıkıyönetim Askeri Mahkemeleri ve diğer yvrgı organlannda işkence ve kölü mnamde suçlanndan yargüaoıp, mahkum olan emniyet personeli: 57 kişi. Mahkum olan emniyet personelinden belirtilen bu rakamlar içerisinde mahkumjyet karaıian kesinkşmemiş, halen temyizde ve Askeri Yargıtay'da inceiemede olanlar da mevcuttur. 10 Sıkıyönetim Askeri Mahkemeleri ve diğer yargı organlarında işkence ve kötü muamele suçlanndan yargılanan emniyet personeli: 56 kişi." Gürman Selimîye'de gözaltında SODEP Genel Sekreter Yardımasının, Sıkıyönetim Askeri Savahğmca ifadesi alınacak. Istanbul Haber Servisi Istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'nın emri ile Ankara'da gözaltına alman SODEP Gene] Sekreter Yardımcısı Nail Görman dün Istanbul Emniyet Müdürlüğü 1. Şube'den Selimiye Askeri Cezaevine getirilerek burada gözaltına alındı. SODEP Genel Sekreter Yardımcısı Nail Gürman 9 Haziran 1985 tarihinde Saraçhane Alanında düzenlenen "Pahahhk, İşsizUk ve Demokrasi" mitinginde yaptığı konuşma nedeniyie Fstanbul Sıkıyönetim Komutanhğı'nın emri ile 29 haziran günü saat 05.00'te Ankara'da gözaltına alınmış, aynı gün tstanbul'a getirilmişti. Üç gündür Istanbul Emniyet Müdürlüğü 1. Şube"de gözaltında tutulan Nail Gürman dün Selimiye Askeri Cezavine getirildi ve burada gözaltına ahndı. Nail Gürman ile ilgili dosya halen tstanbul Sıkıyönetim Komutanhğı Adli Müşavirliği'nde bulunuyor. Gürman konuşması nedeniyle İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcıhğı'nca sorguya çekilecek. Bu arada SODEP Mitingi sırasında gözaltına alınan 45 kişi ile ilgili soruşturmanın da halen Istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcıhpnca yüriitüldüğü bildirildi. Ote yandan SODEP Genel Başkan Yardımcısı Cezmi Kartay, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'e bir telgraf çekerek, Gürman'ın gözaltına alınmasını ve gözaltı süresinin sürdürülmesini kınadı. GAYRETTEPE \J\JZi 1 LPb DÜROUR Nıırculuk davası DGM'de tZMİR, (THA) 17 sanıklı Nurculuk davası Izmir Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde başladı. DGM savcısı, sanıklar hakkında 8 yıla kadar ağır hapis cezası istedi. DGM savcısı hazırladığı iddianamede, samklardan Sefa Sargı'nın Denizli'de bir ev kiraladığuıı, bu evde diğer sanıklarla birlikte toplanarak, Saidi Nursi'nin eserlerıni çoğaltıp dağıttıklannı ve ayrıca zaman zaman Nur ayini yaptıklannı bildırdi. ^Yeni açcKXiğımı şubelerimizle slzlere biraz daha yakınlaşıyoruz BANKAS1 Askeri largıtay 6 ömür boyu hapsi bozdu ANKARA, (UBA) Kayseri Devrimci Yol davasında yargılanarak ömür boyu ağır hapis cezasına mahkum edilen 6 sanık hakkındaki karar Askeri Yargıtay tarafından bozuldu. ^ Askeri Yargıtay, 2. Ordı • Malatya Askeri Mahkemesi U.atından sonuçlandırılan Kayseri Devrimci Yol davası üzerindeki incelemesini bugun bitirerek kararı açıkiadı. Askeri Yargıtay, askeri mahkemenin ömür boyu ağır hapis cezasına mahkum ettiği, Ömer Babacan, Burhan Gümüş, Metin Yozkoyun, .41i Rıza Aktan, Cuma Kuzu ve Mehmet Alparslan hakkında verilen ömur boyu ağır hapis cezalarını eksik soruşturmayla hüküm verildiği gerekçesiyle yerinde bulmadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle