Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/6 HABERLER 21 TEMMUZ 1985 '12 Eylül'le f erahladık' Ambargonun kalkışı: Türkiye'ye ambargo uygulamanın Amerika'mn menfaatlerinin aleyhinde olduğunu anlatamamıştık. Türkiye'ye ambargo sorununda benim üstünde durduğum platform, haklı kamtlardan inşa edilmişti. Aksi halde Türkiye'yi savunmak mümkün olmazdı. Zaten aslında ambargonun kalkmasını savunmak, Türkiye'yi değil, Amerika'yı savunmaktu Eeevit v e Demirel: Sayın Ecevit ve Sayın Demirel güçlü kişilerdı. Sayın Demirel'le 1977 yılmda Londra'da tanışmıştım. Görüşmeler uzun sürmüş, nihayet çıkmaza girmişti. Turkler, "evet" diyemeyeceğim şeyler istiyorlardı. Biz de Türklerden "evet" diyemeyecekleri şeyler isüyorduk. Sayın Demirel, iki elini masanm üzerine koyup hafifçe ayağa kalktıktan sonra, "Bu iş burada biter Mr. Carter" dediğinde, ardından da Ruslarla temasa geçtiğinde paniğe kapılmıştık. UFUK GÜLDEMİR İZMİR Sakıp Sabancı'nın etnrine tahsis ettiği limusinden inmiş, "Carter Paşa gdmiş" sesleri arasında Hürriyet Meydanı'na doğru ilerierken tef çalıp dans eden Ahmedi ile tanışmıştı. Kusadaular Ahmedi'nin "deli" olduğunu iddia ediyorlardı. Ama, "Carter Paşa'nın eline öp" diyerek kendisini dolduruşa getirenlerden, Carter'in elini öptukten sonra 50 dolar kopararak daha akıilı olduğunu kanıtlayan Ahmedi, o gün eski Amerika Başkanının Kuşadası danışmanı da olmuştu. Ahmedi olmasa Carter Kuşadası'nm mahşeri çarşısında zor gezerdi. Ama Carter'a bakılırsa, "Türkiye'nin adı geçtiginde aklına gelen en zor giinler arasında Kusadası'ndaki yanm gunu yoktnr." Aksi halde ambargolu yıllarla ilgili sorumuza fazia duşünmeden "zor giuüerdi" karşılığını verir miydi? Carter "zor guaJeri" şöyle anlatmıştı. "Başkanlık döDeminde çözmek için en f azla uğraştıgım sorun belki de Türkiye'ye uygulanan haksız ambargoyu kaldırmak olmuştu. Tam iki buçıık yıl ugraştım. Bir yanda baskı gnıplan diğer yanda ambargoyu surdiirmek isteyen Kongre... Öte yanda da ambargonun tesisiyle İıaddinden fazla zedelenmiş Amerikan çıkarian. Biz o yıllarda Türkiye'ye ambargo uygulamanın Amerika'ıun menfaatlerinin aleyhine olduğunu anlatamamıştık. Bugun olsa belki yine anlatamayız. Çunku bazı askeri sırian kamuoyu onünde açık açık tartışamıyorduk, Kongre'de açıklayamıyorduk. Ama Beyaz Saray'ın "derin" brifinglerine katılan ber Kongre byesi, ambargonun Amerikan'nın menfaatlerine verdigi zarann boyutunu kolayca kavrayabiliyordu. Ambargoyu kaldınnak benim için adeta bir sorumluluk haline gdmişti. Bunun haksız ve şık oimayan bir karar olduğuna inanıyordum. Tarihi bir yanıigıydı ambargo. Karşımdaki en büyök muhalefet Kongre'ydi. Ama başkanlık insana çok şey öğretiyor... Bunlardan birisi de Kongre'ye taflkim olup, bâkim oldugunuz izlenimini vermemek. işte ambargoyu da bu yöntemle kaldırmıştık. Zaten iddiamzi haklı temeüer üzerine bina ettiyseniz Kongre buna olumlu tepki gösterir. Nitekim Türkiye'ye ambargo sornnnnda benim üstünde durduğum platform haklı kanıtlardan inşa edilmişti. Aksi halde Turkiyeyi savunmam mumkün olamazdı. Zaten aslında ambargonun kaldırümasını savunmak, Türkiye'yi değil Amerika'yı savunmakü." O yülarda Tiirk lideriiği ile ilişkileriniz nasıldı? CARTER Sayın Demirel de, Sayın Ecevit de güçlü liderlerdi. Sayın Demirel fle Londra'da tanıştım. Sanıyorum 1977 yıhydı. Görüşmeler uzun sürmüş, nihayet çıkmaza girmişti. Türkler "evet" diyemeyeceğim şeyler istiyorlardı. Biz de Türkler'den "evet" diyemeyecekleri şeyler istiyorduk. Sayın Demirel iki elini masanın üzerine koyup hafifçe ayağa kalktıktan sonra "Bu iş burada biter Mr. Carter" dediğinde, ardından da Ruslarla temasa geçtiğinde paniğe kapılmıştık. Hayli Beyaz Saray brıfinginin konusu Demirel'in o dönemde izlediği politikarun boyutlannı kestırmeye çalışan dış politika analizlerine aynlmıştı. Kuvvetli bir liderdi... Çok da dikkathydi. Şinıdi sorsanız neden dikkatli olduğu aklımda kalmış diye, belki aynntı veremem, ama aklımda kalmış. Ama asıl zorlandığun konu Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadma entegrasyonunu sağlamak olmuştu. Gerçi bu soru n sonralan daha kolay çözüldü. Nasıi kolay? CARTER Biraz General Rogers sayesinde... Sayın Evren ile çok yakın dosttu. Sayın Evren'in, çok takdir ettiğim bu güçlü liderin iyiniyetli yaklaşımı olmasaydı bu sorun çözülemezdi. Tamamen iki askerin şahsi dostluğu sayesinde gerçekleşti. Yıllarca uğraşıp vaatler yapıp, telkinlerde buJunup başaramamıştık, ama dostlukla oldu. 1980 harekâtı olmasaydı bu mumkün olamazdı. Aynı kolayhk U2 nçaşlan için de gösterilmiş miydi? CARTER U2'ler konusu biraz garip cereyan etti. Turkiye'den U2'leri uçurma izni istediğimiz zaman Demirel, "Rusiarla aniaşıtı, eğer onlar nza gösterirse biz de nza gosteririz" demişti. (Carter, bu sözleri Süleyman Demirel'in söylediğinı hatır/ıyor, ancak önerinin gerçek sahıbi dönemin Başbakam Btilent Ecevit 'ti. U.G.J O yülarda Iran'daki dinleme istasyonlan elimizden çıktığından Ruslann, Silahların Sınırlandırüması Anlaşmasını ihlal edip etmediğini denetleyemiyorduk. U2'lere bu yüzden ihtiyaç vardı. Tabii Sovyetler'in anlaşmayı ihlal ettiklerini saptamamıza nza göstermeleri söz konusu olamazdı. Halbuki füze denemeleri yaptıklannı biliyorduk. Turkiye U2'lere "bayır" deyince hayal kınklığına uğradık. Ama daha sonra bu açığı telafi edecek başka bir yola gittik. Neydi bu yol? CARTER Kamuoyu önünde tartışılmasını uygun görmedığim bir yol. 12 Eytül harekâtının yapıldığını saat farkı nedeniyle siz 11 eylul gecesi tiyatro izlerken ögrendiniz. tlk tepkiniz ne oldu? CARTER O zaman ben bir açıklama yapmıştım. Bu girişimin bölgede şiddelle ihtıyaa duyuian istikrara doğru ilk adım olduğunu duşunuyordum. Bugün de bu kanıdayım. Nitekim insan hakları da titizlikle göz onünde (utularak Sayın Evren'in guçiü ve etkili lideriiği öncülüğünde Türkiye demokrasiye döndü. "Bölgede Şiddetle ihtiyacı duyulan istikrar" dediniz. Bunu savunma kapsamında mı vurguluyorsunaz? CARTER Her alanda vurguluyorum. Terorizm... Kaçakçıhk. Tabii özellikle askeri anlamda. 12 Eylul harekâtından önce Türkiye'nin durumu savunma açısından tehlike arzediyordu. Afganistan'ın işgal edilmesi ve îran monarşisinin devrilmesinden sonra Turkiye'dekı bu istikrar hareketi içimizi ferahlatmıştı. Nitekim Türkiye'nin yöneticileri ile kurulan diyalog sayesinde, Türkiye'nin savunmasını belirli bir plan dahüinde güçlendirme programı kolayhkla yürurlüğe konmuştu. Carter'la biz de kolay diyalog kurmuştuk. Alçakgönüllu ve olabildiğince açıksözluydu. Nitekim başkanlığı dönemınde kafasındaki Turkiye ile bugün tanıştığı Türkiye arasındaki farkı "Be>az Saray'da hatıriadığımdan daha farklı bir Turkiye buldum" diyerek ifade ediyordu. Belki Türkler de Carter'ı Beyaz Saray'daki gunlerinden farklı birisi olarak konuk etmişlerdi. Yoksa Kuşadası'nda boşuna bağırırlar miydi? Carter Paşa çok yaşa... Eski ABD Başkanı Carter'ın Cumhuriyefe demeci YAŞAM TUTANAKLARI Derleyen: IŞIK KANSU Afezarsız ölü Balıkesir Barosu 22 Eylül 1984 günu aldığı bir karar ile "Yasam Dosyası" adı altmda bir yansma düzenledi. Yanşma sonucunda Cenap Güven bırıncılik, Cahit Yahşi ikincilik, M. Kemal Kumkumoğlu uçuncüluk, Berin Tasan, Mahmut acar ve Bedrettin Çahskur da mansiyon kazandılar. Ödül alan bu öykuler, "Yaşam Dosyası" adlı altmda kitaplaştırıldı. Bu yazı dizımizde, "yaşam dosyası"na gönderilen yapıtlara yer vereceğiz. Bu yapıtlarda konu edilen tum olaylar gerçek yaşamdan, mahkeme tutanaklarından, avukatların, savctlann, yargıçların başmdan geçen olaylardan alınmıştır. Dizide, yarısmada ödül alan yapıtlann yanı sıra, odiil almamıs bazı öykülere de yer verildi. Ancak biz burada yapıtlann özüne ve içeriğine dokunmadan öykulerde bazı biçem, anlatım ve kurgu değışıkliklerı yaptık. Aynca öykülerde adı geçen kimi gerçek kisilerin adlarında bazı değişıklikleri de zorunlu gördük. I.K. 1 rwemmuz sıcağı bunaltıyor. Çorum'un Ibrahim X çayırından biri yola fırladı: "Ben adam kestim. Ben adam kestim..." Az ilerisinde kan kokusu... • * • Ahmet oğlu Hamza Kökmen, Çorura Sarimbey köyünden. ölum tarihi 3 Temmuz 1980(1). Mahkeme dosyasına göre öldünilme yeri Çorum'un Ibrahim çayın. öldurüldüğü tarihten yaklaşık iki yıl sonra 1982'nin kasım ayına değin, devlet dahil çok kişi arar Hamza Kökmerı'i... Sonunda bir ihbarla Hamza Kökmen'in öldürülduğü sayılan yer kazılır da kazıhr. Çukurda bulunan bir pantalon, bir tek çorap ve içinde ayak kemikleri. İşte Hamza Kökmen... * • * Hamza Kökmen'in o gün Çorum'un Sanlık Mahallesi'ne geliş amacı, eşi Esma Kökmen'in soruşturmalardaki ifadesine göre, dayıoğlu Hvan Çaflar'ın şehir içi göçüne yardımcı olmak. önce köyıine, sonra da mezhebine, bakıhrsa Hamza Kökmen, "öbur taraftan." Kökmen mahalleye geür gebnez bir söylentı çıkar: "Mahalleyi bombalamaya gelmiş." *•• Mahkeme tutanaklanna göre, Ahmet oğlu Hamza Kökmen'i yakalayanlann sayısı yaklaşık 2530 kişi (2). Yakalamadan sonra tekme tokat, okkalı kufürler. Elleri önden iplerle bağlanan Hamza Kökmen'in suratı kan revan içinde. Biri Bir başkası, henüz öğle yemeğinde babasımn helal ekmeğine kullandığı bıçağını yanında getirmeyi unutmamıştı. Kulağına "ABah'm hakkı üctiir" diye fısıldadılar. öyle yaptı. Hamza'mn suratma iki bıçak darbesi, bir de boğazına... Dayanamadı Hamza'mn al yuvarlan, ak yuvarlan bu zulme. Fışkırdılar gün ışığına. •*••* Hamza ağacın gövdesinde sallamyor. Yorgunluk atıyor karşısındakiler: Yak bir sigara. Sigara içenlerden biri dumanını savurmak için Hamza'mn asılı durduğu ağaçtan yana bakıyor. 0 da ne? Hamza kaçmak için yerde sürünüyor. • •• Hava karardı iyice. Işkence saat 14.0015.00sıralannda başlamıştı. Yerde surünen Hamza'mn üstüne bes gölge saldırdı yine. Bir ifadeye göre, aralannda büyuk bir boğuşma başladı. Son atakla Hamza'mn elleri, katillerin birinden silahım kapıverdi. Tetiğine bastı. Patlamadı silah o anda. Yine aldılar silahı elinden. Filmlerden ögrenmiş olacaklar ki, saçlanndan tutup, kanlı başı geri ittiler... Yeniden iki el silah sesi yankılanıyor tarlada. Toprağın içinde gömülü pancarlar insanlık adına utanıp daha bir kırmızıya çahyorlar. Beş saati aşkın süren işkence sona eriyor. Hamza Kökmen son nefesini verirken, çevresi kan gölu içinde. "\v'~r mangasından" biri "deJke" koşmaya başhyor den. Yoldan gelen traktörde Kuruçay'ın muhta MMamza Kökmen'i yakalayanlann sayısı yaklaşık 2530 kişi... Yakalamadan sonra tekme tokat, okkalı kufürler.. Hamza'mn suratı kan revan içinde... Mnfaz mangasından biri delice koşmaya başhyor birden... Yoldan gelen traktörde Kuruçay'ın muhtarı... Kan tutmuş adam çılgınca bağırıyor: "Ben adam kestim.. Ben adam kestim..." leri verilen emir üzerine taksi çağırmaya gider... Hamza Kökmen, idama mı hazırlamyor? Hamza şimdi bir yanm inşaatta "gözaltıoda." Bir ifadcye göre, Hamza Kökmen'i bu insaattan, 1 metre 25 santimetre yüksekJikten, camdan "ölsün" diye aşağı attılar. Bir başka ifadeye gore ise, kendisi "kurtuluşu" ne olursa olsun camdan atlamada buldu (3). Hamza 1 metre 25 santimetre yukseklikten aşağıya düştü. Şansı mı döndu, yoksa ezginiiği ansın diye midir bilinmez, birden ellerinı önde bağlayan ipler çözülüverdi. Koş Hamza, koş... Kör talih, kaçmak olası mı? Tutanaklara göre, Hamza'mn özgürlüğu yalnızca 150200 metre... • •• Hamza yine yakalandı. Doğrusu dizleri daha fazla dayanamazdı. Bu kez ellerini arkadan bağladüar. Taksi alraaya giden, beyaz bir arabayla geri dönmüştü. Altı okka attılar arabaya. Altı okka Hamza'mn yüreği, arabanın tozlu, engebeli yollarda çıkardığı sesler eski bir taş plağın ezgılerini taşıyor: Otomobil uçar gider... • * • Beyaz araba lbrahim Çayrn'nda bir tarlamn onünde durdu. lleride bozkırın ortasında yalnız bir ağaç. "Mahkum" Hamza'yı ağaca bağladılar. Biri az ileriden nisan aldı. Karanlık silahın namlusu Hamza'nın gözünde kocaman bir mağara oldu. İki el silah sesi duyuldu. Hamza'mn saniyeler arasında iki kez bir yerlen yandı söndü. rı. Yanındakı Ş.B hem işçisi hem dostiarı. Kan tutmuş adam çılgınca bağınyor: '• Ben adam kestim. Ben adam kestim." (5) * * * Muhtar ölünün "gömülmesine" karar veriyor. İki traktörle gelenler, üç de küme evlerden, bir tarlamn kenanna çukur kazıyorlar. Tarlamn tapu kâğıdı Mebmet Kaya'ya, ölunün kafa kâğıdı Ahmet oğlu Hamza Kökmen'e ait. • •• Çorum Savalığı'nın 1982/160 sayılı emanetmde kayıtlı pantalon ve kemik parçaları işte bu çukurda bulundu. Bu yazımn yazıldığı güne değin, Hamza Kökmen'in mirasçılan, sağ ayak bileğinden aşağısına kadar olan kemikler ile pantalon ve tek çorabı almak için savcıhğa başvurmamışlardı. ETEM TÜRKER Cumburiyet Savcısı DİPNOTLAR: (1) Erzıncan 3. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nm, 1983/1IS evrak, 1983/40 esas ve 1983/239 sayılı, 29.12.1983 gunlu karanyta bu suçıan yargılanan 10 sanıktan R.E. ve M.A. TCK. 450/3. maddesı uyannca Ölum, dtğerlen de çeşitH hapıs ve para cezalarına çarptınlmıslardır. (2) Gerekçelı karar, s.4, sanık M. Y. 'nın ıfadesınden. (3) Gerekçelı karar, s.4, sanık R.E. 'nın ifadesinden. (4) Gerekçelı karar, s.l, sanık M.A 'mn. s.6, samk R.E. 'nın ıfadelerınden. (5) Gerekçelı karar, s.6, sanık M.A. 'mn, s.9, sanık M.B. 'mn, s.10, sanık Ş.B. 'nın i/adelerinden. • HALI TEZGÂHISDA İ.\CELEME Jimmy Carter'tn Kuşadası seferi oldukça hareketli ve "zor" geçti. Carter, o gün için "zor gün" diye düşünüyor. (Baştarafı 1. Sayfada) lüğii bahçesine girişi peşlerındeki gazetecileri atlatma oyununun da ilk perdesi oluyordu. Mercedeslerin Emnıyet Mudürlüğu'nün bahçesine girişinden sonra arkalarından gelen Fahrettin Benli'nin otomobili giriş kapısının önünü kesiyor, hemen sonra da kapılar kapamyordu. Polis, gazetecilere "Ynsufov emniyete getirildi" imajını vermeye çalışırken, "emanet" Bulgar casusu ve beraberindekiler, Emniyet Müdürlüğü'nun arka kapısından çıkıp, Ihlamur deresine iniyor, oradan Topkapı'ya yöneh'p Edirne'nin yolunu tutuyordu... YüzJerine kapanan kapımn şokunu, kısa bir sure yaşayan gazetecilerden bir oölumu, arka yollardan Topkapı'ya çıkıp, konvoyu yakalamayı başaracaktı... Ne var ki, koruma ekıbi, gazetecilerin yolunu sık sık kesiyor, onlann araçlara yaklaşmasına engel oluyordu. Bulgar Konsolosluğu'ndan başlayıp E5 karayolunda da süren kovalamaca, Yusufov ve berabenndekilerin saat 11.00 sıralannda Kapıkule'ye ulaşmasıyla noktalandı. Geçiş işlemleri Yusufov araçtan indinlmeden tamamlandı. Bulgaristan'ın Istanbul Konsolosluğu tarafından "Aleksandr Ulanov" adına çıkanlan bir pasavaıüa yanında Büyükelçi Kostantinov olduğu halde Bulgaris Yusufov'u verdik tan'a geçen Yosufov, öndeki araçta üç koruma görevlisinin arasında otururken, arkalarından gelen ikinci Mercedeste de 4 Bulgar yetkilisi bulunuyordu... Bulgaristan'daki Türk azınlıANKARA, (Cumhuriyet Büğın üzerindeki baskının yarattırosu) Bulgar casusu Yusufovğı gerginlik sürerken, patlayan un dün Bulgaristan'a gitmesine Yusufov olayı ve konsolosluk izin verilmesi, Ankara'nın olayın kuşatmalan, gergmliğin üzerine "tnz biber" eken gelişmeler ola başından bu yana Bulgaristan karşısında takındığı tutum açırak değerlendiriliyordu... Bu gesından soru işaretlerini de berarilimli ortam, bir takım iddiaların da ortaya atılmasına yol açı berinde getirdi. Ankara, Yusufov olayının patyordu. "Bekir Çelenk'e Ynsulak vermesinden sonra Bulgarisfov'un takas edilecegi" yolundatan'a verdiği notalarda Yusufovki iddialar da bu geriiimli günlerin ürünüydü. Işte bu gtin un Türk makamlanna teslim lerden birinde, 6 temmuzu 7 edilmesini resmen talep etmiş, temmuza bağlayan gece Bekir resmi açıklamalarda 1) BaşkonÇetenk çıkageldi. Bekir Çelenk' solosluğun sığınma yeri olmadıin gelişinden bir hafta sonra da ğı, 2) Yusufov'un BaşkonsolosFüibe Başkonsolosluğumuz çevre lukta Türkiye aleyhine basın topsindeki kuşatmanın kalktığı ha lantısı düzenlemesinin suç olduberleri ulaşıyordu gazetelere... Iş ğunu belirtmisti. Bulgaristan'ın Yusufov'un Yusufov'a kalmıştı artık. Dünkaçmaması için alınan önlemlekü "emanet teslimi" ile zincirin son halkası da tamamlanmış re misiüeme olarak Filibe Başkonsolosluğumuzu abluka altına olacaktı... almasının yarattığı gerilim bun1 Filibe kuşatmasının kaldınlı dan on gün kadar önce Ankara ya gelen bir Bulgar heyetiyle yaşından 8 gün, Bekir Çelenk'in pıian göruşmeler sonunda çözülTıirkiye'ye gönderilişinden 14 gün sonra gerçekleşen "Yusu meye yüz tutmuş, Bulgarlar verdiği sözü tutarak Başkonsolosfov'un iadesi" Türk ve Bulgar Dışişleri'nce her ne kadar "ke luk çevresindeki ablukayı sinlüde söz konusu değil" denil kaldınnışlardı. Varılan anlaşma mesine karşın bir "takas"ın var sonucu Ankara da tutumunu yumuşatmış ve ilk kez "Yusofov'lığını anımsatıyordu. Dışişleri: Yusufov Bulgaristaıta dönmek istedi un Turkiye'de zoria tutuimasımn aynca mahkemeye çıkanlmasının söz konusu olmadığını" bildirmişti. Bununla bırlikte, Dışişleri yetkilileri Yusufov'un Türkiye'ye Avusturya seyahat belgesiyle gelerek iltica talebinde bulunduğunu, Bulgaristan'a dönebilmesi için özgür iradesiyle Türk makamlanna bildirimde bulunmasının gerektiğini kaydetmişlerdi. Ankara, böylelikle Yusufov'un düzenlediğı basın toplantısı ve Bulgar Konsolosluğuna sığınması nedeniyle, öne sürdüğü taJeplerden vazgecmişti. Dışişleri yetkilileri, Yusufov'un, Türk makamlanna "Bulgaristan'a dönmek istediği" yolunda bir bildirimde bulunduğunu belirttiler. Ancak bu yetküiler, bu bildirimin ne sekilde yapıldığı konusuna açıkiık getirmedüer ve topu Içişleri Bakanhğı'na attılar. Yusufov'un hangi koşullarda Turkiye'den aynldığı konusunda üst diizey bir Dışişleri yetkilisi, "Biz kimseyi zoria Turkiye'de tutmayız" demekle yetindi. Aynj yetkili Yusufov'un Bekir Çelenk le takas edildiği yolundaki haberler konusunda da "Alakası yok" şeklinde konuştu. ATARİ BİLGİSAYAR ALIN. ••• Kendi kapasitesinde dünyanın en gelişkin bilgisayan Atari 800XL/64K Türkiye'da.. Cünkü kazanmak zorundasınız. Atari 800 XU kendi kapasrtesindeki • Türkler için, Türi en gelişkin bilgisayardır: özel eğitim prog • 64K bellek kapasitesi • Anadolu LJseleri • 9 ayn bilgisayar dili/62 tuşluk klavye/ üniversite sınavl 29 grafik karakter/40 sütun ders çalışmak iç 24 satır kapasite.. hazırlanmış ayrı • Tam 256 renkten oluşan renk skalası... • Çeşitli konular v» • 4 kanallı, 3.5 oktavlık ses üstünlüğü... pratik iş progran • Her kanalda aynı anda müzik sentezi • Kapsamlı, anlaş yapabilme yeteneği... derhal adapte ol bedava Türkçe l GENEL DAĞITIMCISI ELEKTROMETA Teknık Malzeme Tıcarel ve Sanavı A Ş Hayrettın Ishele Cad 11'4 Beşıkiaş Istsnbu/ Tel 160 14 00(4hatı 16132 12 1600878 1618277 Teleks 26360 elrotr