18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 15 TEMMUZ 1985 Süleyman Demirel, Tuzla'da 'dinleniyof LEYLA TAVŞANOĞLU Tuzla'da dar bir sokak denize iniyor. Kıyıda da yeşillikler ve çiççkJer içindeki bir bahçede beyaz boyalı, küçük, ama pek güzel tek katlı bir ev. Belki dış görünüşü, sahibinin adının görkemine ters düşüyor. Ama Süleyman Demirel, ydlar önce buraya gönül vermiş. Yazlan, hiç olmazsa bir ayı burada geçiriyor. Evin arsası 500 metrekare. Eşi Nazmiye Demirel, 1957 yılında beş arkadaşıyla birlikte, daha Tuzla ıssız bir köy görünümündeyken, üç dönümlük bir arsa beğenmiş. Altı arkadaş bunu daha sonra aralannda bölüşmüşler. Bahçelerin hepsi bakımü, güzel. Ama öyle "fazla makyajlı" ansınden değil. tnsanın yazlıkta rahat edebilecegı gibi... Süleyman Demirel bizi, kendi çalışma odası haline getirdiği evin taraçasında karşılıyor. Tuzla'nın havasından mıdır, suyundan mıdır, çok zinde görünüyor. Gece mavisi kaiın ipekten bir ceket, mavi gömlek, hardai rengi pantolon, ayagına da beyaz keten pabuçlar giymiş. Lacivertmavi çizgili kravatının üzerindeki altın kravat iğnesinde S. D. harfleri göz alıyor. Demirel, günlerini burada okumak, Türkiye'nin büyümesini incelemek, çağın gerisinde kalmamak için çalışarak geçiriyor. Yanındaki kahverengi tuşlu telefon, hiç durmadan çalıyor. Yurdun çeşitli yörelerinden dostları, vatandaşlar arayıp hatır sonıyorlar. O da, onlarla yakından ilgileniyor. Üzeri camlı balkon masasında yığınla kitap duruyor. Bunlardan birinin adına gözümüz ilişiyor: "Bırakınız Yapsınlar, Bırakınız Geçsinler." Demirel, bu kitap için, "llginç" demekle yetiniyor. Yanındaki dosyalardan biri de, Türkiye'nin ekonomik durumu hakkında listeler, Turkiye'nin çeşitli yıllara ait istatistikleriyle dolu. Yamnda bir başka kitap daha var. O da ünlü Fransız yazar JeanFrançois Rcvel'm "Demokrasiler Nasıl Yıkılıyor" adlı kitabının İngilizcesi. Demirel, asbnda burada "sözde" tatilde. Konuklan hiçeksik olmuyor. Günde en az 40, en çok 150 kişiyi ağarhyor. "Türldye'nin ber (arafından gelir, ararlar. Böylece, memleketin çeşitli köşelerinde ne olup bitiyor, arkadaşlanm ne yapıyor. bilirim. Hem de aktivitemi sürdürüriim" diyor. Tuzla'ya birkaç haftalığına da olsa her yıl gelmiş, ama 1983'te hiç adım atamamış, çünkü Zincirbozan'da, kendi deyimiyle de, "Mannara Denizi'nin öte tarafında" imiş. Solda ve sağda birlik gibi siyasal yaşamımızın bu son derece güncel konularıyla ilgili olarak Demirel diyor ki: "Solda birlik, sağda birlik tartışmalan zannediyonım binu farazi. Bir ülkede parti kunnak izne baglı degilse herkes parti kurabilir. Kurulao partileri de yaşatıp yaşatmamak halka aittir. Eğer çogunluğun aldamnayacağını düşünemiyorsaııız ve çogunluğun mutlaka kandınlabilecegini düşünüyorsanız, parti kurmak, manasını yitirir. Çok parti, demokrasiierin müessesesidir. Plural idaredir bu. Çok partide temelde yatan kabul bir postülattır. Yani bunun ispatına bacet olmayacak kadar baliğdir, açıktır. Doğruluğu kabul edilmiştir. Eğer halk hıirse ve ortam serbestse, çogunluk yanlış yapmaz. Bu diinya tarihinin de ispat edegeldiği bir şeydir. Yani insanın idrak ve izanı var, ama hiir değilse. ortam da serbest değilse, halkın dogruyu yapacağını savunmak fevkalade güç olur. Çok parti kurmak serbesttir, dediginiz zaman, isteyen parti kurar. Buna mani de olamazsınız. Sayısını halk tayin eder. Tepede veya tabanda parçalanmalar, bölünmeler varsa, onun zarannı halk gorttr ve doğruya yönelir. Türkiye'nin süuntısı çok önenüi. Türkiye'de en yaşlı parti, şimdi iki yaşında. Esas sıkıntı odur. Parti yaşatmıyorsunuz ki. Eğer Türkiye 10 sene anzasız gidebilse çok başka olur. Demirel: Hükmetmek saııattır SEÇMELER Türk halkı bugün depolitizedir. Hâlâ bir şokun içindedir. Solda ve sağda birleşme tavanda olmaz. Halk, onu zamanı gelince halleder. Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri siyasi parti yaşatamamak. Bugün en yaşlı partimiz iki yaşında. Süleyman Demirel, Ltyla Tavşanoğlu ile. (Fotoğraflar: ASENA tnr. Halk bunlan birleştirir. Halk, bugün depolitizedir. Bir şokun içinden çıkıyor daha. Yani Türkiye'de siyaset çok kayıdara baglandı. Biraz biraz konuşulabildikçe, bu depolitize olma keyfıyeti politize olmaya döner. Ve halkın şuuru memleketi demokrasiye istikamet verecek seviyededir, rüştü vardır, erginligi vardır. Onu zaman halledecektir, diyorum." ÖZKAN) müessese degildir. Bir keyfî müessese de degildir. Benim kanaatimce, hür basınsız bir rejim tasavvur edilemez. Hür basınsız bir demokrasi tasavvur edemiyorum. Basının fonksiyonunu serbestçe icra edebilmesinde hükümetler yardımcı olmalıdır. Basına mani olmaya kalkmayı hiçbir zaman anlamadun," mür taşımaktansa, 7 kilometre mesafedeki Yeniköy Santralı'na taşımak daha olumludur. Üstelik Gökova Santralı sıfır kotunda. Yeniköy Santralı ise 600 kotunda, yukanda. Sıfır kotunda duman çıkanp da orayı duman etmek yerine, daba yukanda 600 kotunda, piato seviyesinde kör yakılarak elektriğe çevrilmesine taraftar olmuşumdur." Fütürolojiye geldik Demirel bunları söyledikten sonra, sözü çevre sorununa getirip diyor ki: "Bugün dünyanın meşgul olduğu bir çevre meselesi var. Mesela... Deniz kirienmez... Deniz bu... Allah'ın denizi kiıienir mi? Adı üstünde, umman. Ama deniz kirlenmezden deniz kirlenire geldik. Canım, hava kirlenir mi? Havaya duman gelirse riizgâr alır, görurur. Hava kirlenmezden Türkiye'de 100 bini aşkın buyük şehirlerde, hatta 100 bine yaklaşan birtakım sebirlerde hava kirlenmesine geldik. Dünya nüfusu bugun 4.5 milyardır. 1920'lerde yani bundan 80. 85 sene evvel dünya nüfusu, 1,5 milyar. Demek ki 85 sene içinde dünya nüfusu 3 defa artmıştır. 4,5 milyann daha fazla artmayacagı, iki misline çıkmayacağı nereden bilinebilir? Tahminler, 2035 yılında dünya nüfusunun 10 milyar olacağını gösteriyor. Acaba 10 milyar insanı bu küre çeker mi? Fütürolojiye geliyortız burada. Bu hadise yenidir. Ben de, Türkiye'nin siyasi, sosyal, ekonomik meseleleriyle uğraşmaya başladığımdao beri fütürolojiyle ilgilendim. 10 sene sonra ne olur, 20 sene sonra ne olur? 2000 yılı lafını biz attık ortaya. Çünkü seneler milletlerin hayatlannda bir su gibi gelip geciyor. Seneleri su gibi geçirip problemleri dağ gibi hale getirmemek lazımdır. Uzağa giden, bir nevi kaba planlamadır bu. Bir miktar, insanın idrakini, izanını teste tabi tutmasıdır. Muhayyile gücünü sonsuz teste tabi tutarsanız bu macera olur, onun adına ütopya diyorlar. Fütürolojiyle ugraşanlann kaygısı, dünya nüfusunun 10 milyara çıktığı zaman ne olacagıdır. Acaba bu hava, bu su, insanlara yetecek mi? tnsan içecek su bulabilecek mi? Lavoisier kanununa gore, dunyada hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey de yeniden meydana gelmez. Onun içindir ki, dünya bugünden yannki meseleiere koyulmuştur. Bazı mesekJer var ki, 2035 senesinde karşınıza gebneyecek. Mesela Ankara'daki bava kiriiliği, mesela lzmir Körfezindeki vaziyet, mesela lzmit Körfezi'nin hali, mesela Erzurum'un bava kiriiliği... Erzurum 150 bin nüfuslu, 1850 metre yüksekligi olan bir şehir. Burada bava kiriiliği var. Duman içine giriyorsunuz. Yani bunlar 2035 senesinde degil, bugün gelmiş, onüraüze konmuş, sizi rahatsız eden şeylerdir. Bu tabiat insanlara lazımdır, onun için de korunmalıdır. Nasıl lazımdır? Mesela hava lazımdır size. Bu havayı kirietmemek gerekir. Başka bir yerde su lazımdır. O suyu kirietmemek gerekir. Bir yerde de size güneş lazımdır. Güneşin Türkiye için bir servet oldugu, kann Türkiye için bir servet olduğu, dağlann Türkiye ' bir servet olduğu yerier vardır. Mesela doğu bölgemizde dağlann üstüne yağan kar, Türkiye için bir servettir. Çünkü o kar olmazsa, Keban Barajı'nın arkasında 30 milyar kilovat saat elektrik üretecek su biriktirmek mumkün olmaz." Istanbul'da kıyılann doldurulup yol geçirilmesi hakkındaki fikri nedir? "Ben, bilhassa büyük şehirlerde herkesin aklına geleni yapması, veya yapılanların bazı kişilerin hoşuna gitmesi, yahut gitmemesine göre ayarlanmasına karşıyim. Büyük sehir çagın meselesidir. Büyük şehir aslında Türkiye'nin de meselesidir. Istanbul'da, imar ve inşa edilmiş bir şehir halinde faah'yetler sürdürebilmek 'master plan'a bağhdır. Biz bunu 1966'da gördük ve yaptık. İstanbul gibi bir şehrin üstünde oynamay a kalktıgınız zaman, evvela milyarlar sarfedeceksiniz. îstanbul Anakent Belediyesi, bir plana bağlı olmaksızın aklına geldigi yerde, istediği yeri dolduruyorsa bu yanlıştır. tstanbul gibi bir şehre hiçbir kafa tek basına 20 sene, 30 sene, 50 sene sonra yaşanacak şekli veremez. Başaramaz. Bu, bir uzmaniar heyeti ister. Çok zor bir iştir. Bunu yaparken şehrin hem tabiatını, hem de tarihi variıklannı tahrip etmemek lazımdır." Demirel, bir süredir gizliden bahçeyi gözlediğimizi farketmişti. Çiçeklerin arasına inmemizi önerdi. Gezinirken, şimdiye kadar neden mayolu fotoğraf çektirmedigi ve mayoyla halk arasında görünmediğini, hatta neden hep ceketli ve kravatlı dolaşüğını sorduk. Aldığımız yamt şu oldu: "Herkes oeni bu lulıkta Unıdı. Bunu degiştiremem. Ben, rahatsız olurum. Denize girerken de, mayoyla kimseye poz vermem. Veren olabilir. Ben istemem." Ya basın? Peki, ya basınla hUkümet arasındaki ilişkilerin niteligi konusunda Demirel ne düşünüyor? Bu ilişkiler nasıl olmalıdır? "Basın, rejimin bir müessesesi, hükümel de rejimin bir müessesesidir. Hür basın. rejimin müessesesidir. Ben yönetimde oldugum zamanlarda anladığım kadanyla hükümet, Türkiye'de bilbassa ekonomiyi elinde tutan bir organ olduğu için kendi imkftnlannı basını terbiye etmek, ya da kendi istikametinde kullanmak için hiç o yola Gökova ve Demirel Gökova'ya santral yapılması hakkında Demirel neler düşünüyor? "Türkiye'nin hiç dokunulmamış sahilleri, tzmir'le Alanya araındadır. Türkiye'nin Cote d'Azur'ü denen bu sahillerden 10 ay denize girebilecek yerier vardır. Kalkan, Fethiye, Marmaris, Bodrum, bütün Akdeniz içinde bunlar 'none to second' yani birincidir, demiyor da hiçbir şeyin ikindsi degildir, diyor. Bu bir hayranlıgın ifadesidir. Şimdi böyle yeıieri bulamazsımz. Elektrik mi lazım size? FJektrigi nerde olsa yaparsınız, tel getirir, kor, taşırsınız. Ben şah Solda ve sağda birlik Sol bölümnez Türkiye, 40 seneye yakın zamandır çok partili demokrasiyi yürütmeye çalışıyor. Tepede birleşmeler meseleyi çözmez. Taban zaten vakti, saati gelince partileri biricştirir. Solda rey bölünınesi olmaz benin tecrübeme gore. Seçim zamanı yaklaşınca sola oy veren vatandaş bölünmez. 1977 seçimlerine 12 tane sol parti girdi. Oylar bir yerde toplandı. .. Sol dediginiz şeyi de iyi iarif etmek lazım. Turkiye, bunları zaten daha tam tarif de edebilmiş degil. Halk Partisi, ben solum deyince... Halk Partisi ne zaman sol? 1946'nın Halk Partisi'ne sol demek mumkün mü? 50'din, 57'nin Halk Partisi'ne... 'Beyond the Ieft and right", >ani sagın ve solun ötesinde diye bir şey vardır. Sol ne, sağ ne? Avrupa tnanasmda mı kullanıyorsunuz bunları? Muhafazakârlığı sağ sayıyorsanız, din ve vicdan bürriyetini sol mu inkâr ediyor, gibi çok çetrefil meseleiere girebilirsiniz. Beo diyorum ki, biraz sabırlı olmak lazıın. Çok telaşa hacet yok Gökova'da yapılacak bir santrala itiraz etmek elektriğe itiraz degildir. Ama elektriği Türkiye'nin tabiatını tahrip etmeden yapmanın yolları vardır. Durup dururken inat olsun diye Türkiye'nin tabiatını tahrip ederek elektrikyapmayı birlüzumsuz hadise ve Türkiye'yi çirkinleştirmeye hizmet sayarım. Basının fonksivonunu serbestçe icra edebilmesinde hükümetler yardımcı olmalıdır. Hür basınsız bir demokrasi tasavvur edemiyorum. Basına mani olmayı hiçbir zaman anlamadım. Ben hiçbir zaman denize girerken mayoyla kimseye pozvermem, ama verenler olabilir. Ben istemem. Büyük şehir Türkiye'nin meselesidir. Ben büyük şehirlerde herkesin aklına geleni yapmasına karşıyım. Istanbul'da sahil planı yapmak, master planına dahil değilse yanlıştır. sapmamalı. Yanlıştır. Hükümetle basın aresındaki münasebetler, herhangi hür demokratik bir ülkede neyse Türkiye'de de o olmalıdır. Münasebetlerin dozunu, şeklini tayin etmek fevkalade zor. Bana sorarsanız, hükümetle basın arasuıda kigıt, Uan, baskı makinesi ve mürekkepten başka ne münasebet oiacak? Hükümet bunlan, yani devletin elinde olan şeyleri sevdigine, sevmedigine vermek, ya da vermemek için kullanmaz. Bu iyi bir şey degildir. Aleybimde yazdın, lehimde yazdın, diye kullanmaya kalkarsan onlar da iyi şeyler degildir. Bence hür basın fonksiyonunu yapmalı, hükümet de kendi vazifesi neyse kanunlann, aldın, vicdanın icaplanna göre görevini yapmalıdır. Bunun zor bir iş olduğunu biliyorum. Ama esasen hükmetme sanattır. Hükmetme kolay bir şey olsa, her şekli kaideye dayanmış olsa herkes yapardı bunu. İyi yapan. kötü yapan diye de aynlmazdı. Devlet, elindeki imkftnlan hak, adalet, esitiik ölçüleri içerismde kullanmakla mükellef müessesedir. Devlet, bir ticari sen, Türkiye'de elektrik meselesinde en çok mücadeleyi vermis bir kişiyira. Türkiye'nin elektriğinin 1 milyar kilovat saatten az oldugu dönemlerde de Türkiye'nin elektrik meselesine girdim. Gökova'da yapılacak bir santrala itiraz etmek, elektriğe itiraz etmek degildir. Meseleiere çok yönlü bakmak lazım. Ama elektriği Türkiye'nin tabiatını tahrip etmeden yapmanın yollan vardır. Durup dururken, inat olsun diye Türkiye'nin tabiatını tahrip ederek elektrik yapmayı, dognısunu isterseniz anlayaraam. Bir luzumsuz hadise sayarım. Ve TUrkiye'yi çirkinleştirmeye hizmet sayanm. Velhasıl yanlış sayanm. Münferiden Gökova hadisesine gelince... Kömür zaten Gökova'da degil. Gökova'ya 5 kilometre mesafede. Gökova'dan 11 kilometre yukarda zaten santral var. 5 kilometre mesafedeki Gökova'ya kö CUNEYT ARCAYUREK yaz.y.r (Baştarafi 1. Sayfada) Doğrusu dış itibar konusuyla Bulgaristan 'daki gelişmeleri aynı kaba koyması, ekonomideki kötü gidişle ilgili olarak gazete başlıklarmı andmr eleştiriler yapması doyurucu değildi. Bütün bunlar, seçim alanlannda, "bu iktidann halkı sefalete iten... tnsanlan giderek yoksullaftıran... iktidardan çok bir demek görünümü veren.." diye başlayıp biten yöresel konuşmacı sözleriydi. Söylemezoğlu 'dan demokratik haklarla özgurlüklere geçişin anahtan oiacak yeni açılışlar gelebüirdi. Hele Türkiye'nin ekonomideki sıkıntılanmn yani sıra demokratik kuralların işletilmemesi, hatta özgürlüklerin daha kısıtlanması yolundaki çabalara karşı çıkması beklenebilirdi. Söylemezoğlu. "demokrasi demek, bu demek degildir" bile diyemedi. MDP'ye kazandıracağı yeni siyasetin ana hatlannı özetlerken Meclis'te daha etkili muhalefet yapacaklannı, 1986'daki ara seçimlerinde partinin gücünü kamtlayacaklanm söyleyen Söylemezoğlu, DYP ile olası yakınlaşmaya "Bu partinin satacak bir şeyi yok, alacağı şeyler var'' gibi dokundurmalı bir cümleyle değiniyordu. Oysa, kongreden önce ve kongre sırastnda yönetimde görev almayı istemeyen, ancak parti kulislerine egemen olan kimi önemli kişiler, MDP'nin "Bundan böyle DYP'nin bir uzanast" olacağını söylüyorlardı. Ne demekti bu "uzantı olmak?.. " Yasal zorluklar karşısmda MDP'nin DYP'yle birleşmeyeceği göz önüne alımrsa, özellikle Meclis'te MDP muhalefetinin DYP doğrultusunda yapılacağını öne sürüyorlardı. Dtin biraz daha aydmlandı: Kongrede Söylemezoğlu'nu etkili biçimde destekleyenler Ankara Pazarcılar Derneği üyeleriydi, bozkurtlara karşı zaferi bu kesim kazanmıstı. Daha belirginleşen duruma göre, MDP Kongresi'nde MHP'IUerle AP'iilerin verdikleri savaşımdan Söylemezoğlu, Ankara pazarcılannın etken gücüyle galip çıkmıstı. Eski lider ordudan sonra sanınz siyasetten de emekli olmak gibi kmlması güç bir başarı kazanan Turgut Sunalp erken saatlerde kongrede görünmedi. Yarü vefakân, yanından hiç ayrılmaz Adana Milletvekili Yumaz Hocaoğlu, Erdal Durukan ve îstanbul il başkanıyla önceki gece evinde sabahın erken saatlerin değin oturup yarenlik ettiği söyleniyordu. Herhalde gecenin mahmurluğunu üzerinden atamamıştı. Olasıdır ki meydan savasMi yitiren bir komutantn ne yapması gerektiğine ilişkin savaş tarihi kitaplanndan örnekler anyordu. diyeceklerdi. Sonra göreceklerdi ki, yürümüyor parti, hatta yerinde sayıyor, daha önemlisi "geriye doğru" adımlar atıyor. Marştaki dizeyi değiştirip "geriye gidiyor parti" diyecekler, çeşitli olanakları deneyerek bir yolunu bulup siyasal partiler tarihinde MDP'nin yerini almasını sağlayacaklar. 12 Eylül'den çıkarken zorlama yoluyla parti kurulamayacağının belirgin bir kanıtı, araştırmacılann önüne bir kez daha konulacak. Bir zaman süreci içinde bunlar yaşanacak. Cindoruk (Baştarafı 1. Sayfada) imkân verilmelidir. Bu imkânın Sunalp'in partiden tıpkı verilmesinin tek şartı ise anayaCalp gibi istifa edip etmeyecesanın kendilerine tanımış olduği güncel konuydu, Sunalp'in ğu dokunulmazbgM kaldınlması tıpkı Calp gibi kurucusu oldu olayıdır. DYP, teklifı ilk defa bağu partiyi bırakıp gitmeyeceği sında yaptı. Nitekim, Cumhuribildirüiyordu. Fakat Hocaoğlu ' yet gazetesinin iki yazan (t. Sdnun, Durukan'ın, belki de adı çuk, U. Mumcu) benim bu tekhenüz ortaya çıkmayan kimi lifimin doğrulugunu yazıyorlar. milletvekillerinin, îstanbul ilini Beklerdim ki, bizzat o günlerin vekâleten yönetenlerin çekip git sommlu olan kişileri, bu konumesi olasıydı. Sunalp gitmezse da benim teküıîmi destekksmkr. partiden bu kişilerin aynlması Bu engel kalksuı, tahkikat vapüneyeyarayacaktı ki?.. sın, masum kişiler ortaya çıksın, eğer bir suç varsa o da yargılanFerit Melen gibi yıllardır politikada olan bir kişi bile, Su sın." Cindoruk, Özal'ın, Çin'de ornalp'in aynlmayacağını, belki örgütte kopmalann görülebüece manlann özei sektöre açılması ğini söylüyor, hatıa Sunalp 'e ya konusundaki görüşüne karşılık olarak "Bu Anayasa sorunudur. kın olduğu öne sürülen Melen, Anayasada bu konuda hüküm "kendisini bastan beri çok var. Biz ormanlann konınması uyardığım" söyleyebiliyordu. şartıyla, sektör şartı olmaksızın Sunalp'e yakınlığıyla tanınan dilendiği gibi kullanılmasından bir MDP'linin söylediği gibi, es yanayız. DYP'nin ekonomik poki liderherhalde demokrasiyi litikasında sektör lercihi yoktur" içine sindiremeyen insanlarda karşıüğını yerdi. Bolu'da patates görüldüğü gibiiktidara gelme üreticüerinin mağdur olduğu, ihnin halkın oylanndan geçmedi raç konusunda bir önlem alınğine, tersine iktidann amansız madığı konusundaki bilgiler üzegidişine bir gün "dur" diyecek rine de Cindoruk şöyle konuştu: olanlann MDP'yi göreve çağıra"Sadece patates üreticileri decağına inamyordu. gil, tum üreticiler tedirgindir. Bu Sunalp'e "Bir türlü bu inanı hükümet ve iktidar işçiye, çiftçişın yariüşlığı" anlatüamamış, ye, köylüye düşmandır. Bu hüküinandırılamamıştı. metin politikası tarıma yönelik Yeni yönetimiyle MDP gelece degildir. Bu hükümet tüccardan, ğine nasıl bakacaktı? ticaretçiden, ticaretten yanadır." Parti marşında vuran davulDYP Genel Başkanı, Karadelarla birlikte söylenildiği gibi, el niz yöresinde büyük ügi gördükbette bir süre, "yüruyor parti" lerini belirtti. (Baştarafı 1. Sayfadaj vekili, 11 il başkanı ve kurucu üye Şinasi Ertan oy kuliaıimadı. Sunalp taraftarı milletvekillerinden Fevzi Fırat ve Mahmul Altunakar dün bir ara kongreye geldiler ve gazeteciiere istifayı şimdilik düşünmediklerini açıkladılar. İki milletvekili, gelişmelere göre ilerde yapacakları değerlendirmelerin ışığında hareket edeceklerini belirttiler. Hocaoğlu'nun istifasıyla MDP'nin sandalye sayısı 56'ya düşerken bağjmsıziann sayısı 17 oldu. Yeni Genel Başkan Söylemezoğlu, partisini seven ve onun ilkelerine inananlann partide kalıp hizmet vermesi gerektiğini söyledi, "Ancak gideoe dar demem, rica etmem" dedi. 2. GÜN ÇALIŞMALARI MDPlde yol arayışı MtLLt PİYANGO ÇEKİLDt MDP'nin yeni Merkez Disiplin Kurulu da şoyle oluştu: Rıfat Beyazıt, Turgut Yaşar Gülez. Osman Bahadır, Hakkı Kütük. Hilmi Eğilmez. Sami Kocaoglu, Rıfat Lstundağ. Arif Nusret Day, Ata Katı, Hürrem Akbıyık, Yusuf Hikmet Doma. MDP'nin ana davalar komisyonunun raporu da açıklandı. 16 maddede toplanan ana davalar raporunda, işsizlik birinci sırayı alıyor. Partizanlık konusunda hükümet ağır bir dille eleştirildi, af ile ilgili olarak, "Makul bir affın çıkarılması için partimizce gerekli çalışmalar yapılmalıdır" denildi. Sağ kesimin birleşmesi konusunda, "Partinin, bayrağı altında birleşilmesi için bütün gücünü kullanması" denildi. Kâğıt zammı eleştirilerek, gazete fiyatlarının 1,52 ekmek fiyatına yukseldiği vurgulandı. SLNALP'İN SÖZLERİ Sunalp, evinde gazeteciiere, büyük kongrede ortaya çıkan sonucu "Demokrasinin temel kuralı olan sandığa saygı" biçiminde değerlendirdi ve kendisinin de saygıyla karşıladığını bildirdi. Henuz tam bir durum değerlendırmesi yapmadığını kaydeden Sunalp, kimseye şu ya da bu yolda lelkınde bulunmadığını bildirdi. Alınan sonuçtan sonra partiden istifayı duşunenler olduğu yolundaki soruyu, "Bu kişiler, ferdi olarak böyle karar vermiş olabilirler" diye yanıtladı. Sunalp, sozlerine de\amla, "Benim mucadeleden anladığım şu ya da bu kişiyle uğraşmak, bir hizip mücadelesi yapmak degildir" dedi. Kongrenin ikinci gununde salonda bulunmayışını da şöyle açıkladı: "Bu bir öfke sonucu degildir. Sadece benim varlıgımdan nıhaisız olanlann rahatlamalarını sağlaınak isledim." Kongrenin ikinci gunünde salondaki, "Komünizmin karşısmda, Sunalp'in yanındayız", "Millet, asker ve demokrasi düşmanlanna hayır" pankartlannın üzerınin okunmayacak brçimde örtuldüğu dikkati çekti. Kongreye önceki gün olay çıkaran ülkücu görevliler ve dinleyiciler ile seçimi kaybeden Sunalp ve yandaşlan katılmadı. Yeni Genel Başkan Söylemezoğlu, alkışlar arasında salona girdikten sonra yaptığı konuşmada, gorevlerinin önce Mecliste muhalefet, daha sonra da 1986 ara seçimlerinde partinin gucunü ispat etmek olduğunu soyledi. "MDP, dün burada ses vermiştir" diyen Söylemezoğlu, ilk günku çalışmalar sırasında atılan sloganların ve yapılan tezahüratların unutulmasını istedi. 1946 ruhuna saygılı olduklarını belirten Söylemezoğlu, "Sayın Sunalp, her zaman gönlümüzdedir. Bizim şeref başkanımızdır. Gonlümüzde yer almış, her zaman da almaya devam edecektir" dedi. Bu arada "Günaydın" gazetesinde yer alan "Üsküdarlı Mustafa, Erzurum delegelerini tek basına dağıttı" haberi olay oldu. Erzurum il başkanı ve delegeler. haberin ve fotoğrafın yanlış olduğunu one surerlerken, Erzurum'dan Ankara'ya telefon açan partililer, "Bu Erzurum' un şanına yakışmaz. gelip kongreyi dağıtacagız" dediler. Erzurum ll Başkanı Ekrem Erkan, soz aiaıak haberi yalanladı ve İstanbul delegeleriyle kucaklaşarak, "Aramıza nifak tohumu sokmak isteyenler böyle yanlış haberler veriyor" dedi. Divan Başkanı Prof. Yılmaz Altuğ da, Sunalp'in önceki gunkü konuşmasında, "Kendisinin bir toplantıda partinin feshini istediği" şeklindeki sozlerini yalanladı. Altuğ, böyle bir olayın olmadığını belirterek, eski genel başkana, olayın yanlış aktanldığını söyledi. İstanbullu delegelerin partinin isminin "Milliyetçi Demokrat Partisi" olarak değiştirilmesi önerisi divan tarafından işleme konmadı. MDP Büyük Kongresi, genel başkan değişimiyle birlikte daha ilk gün sona erdiğinden ikinci gunku çalışmalara delegelerin büyük çoğunluğu illerine döndüklerinden çok az sayıda katılım oldu. 743 delegeyle toplanan kongrede MKYK seçimlerinde yalnızca 409 delege oy kullandı. 30 oy da geçersiz sayıldı. 30'dan 42'ye çıkan'lan MKYK seçimlerine tek liste ile girildi. Listede yedek uyelere yer verilmediği dikkati çekti. MKYK uyeliklerine seçilen 42 uye şunlar (Siyah dizilenler, eski MKYK'da da görev almışlardı): Arif Atalay, Mehmet Yaşar, Eşref Akıncı, Ertuğrul Gokgun, Fenni İslimyeli, Faik Tanmcıoğlu, Ali Ayhan Çetin, Ismail Şengün, Ahmet Sarp, Ebubekir Akay. Sabahattin Eryurt. Turgut S. Tirali, Mehmet Kocabaş, Imren Aykut, Namık Kemal Şentürk, A. Necla Tekinel, Ahmet Süter, Aziz Kaygısız, Mehmet Sedat Turan, Abdurrahman Karaa, Mustafa İzci, Süleyman Çelebi, Muzaffer llhan, Ayhan Sakallıoğlu. Abdürrezzak Ce>lan, Bülent Öncel, Feril Melen, Recep Adın, Asım Enhoş, Aydemir Akkayaoğlu, Fuat Çelik, Yadgar Gokmenoğlu, Recep Kocabıçaklı, Mustafa Kuran, Yalçın Kasaroğlu, Selahaıtın Paşabeyoğlu. Turan Altınoglu, Mehmet Aydar, Tufan L'nsal, Tevfik Erdem, Şevket Aydın, Fikret Koksal. 50 milyon Istanbıılıu Haber Merkezi Milli Piyango'nun Edirne'de yapılan "Kırkpınar özel çekilişi"nde 50 milyon liralık büyuk ikramiye İstanbul'a çıktı. 50 milyonluk büyük ikramiye, Maliye ve Gümrük Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin tarafından çekildi. İkramiye kazanan numaralar şunlar: 50 MİLYON LİRA: 340889 îstanbul 40 MİLYON LtRA: 162026 îstanbul 30 MİLYON LİRA: 883118 Ankara 20 MİLYON LİRA: 150948 îstanbul 10 MİLYON LİRA: 302588 İzmir 8 MİLYON LİRA: 423281 Îstanbul 6 MİLYON LİRA: 066252 Îstanbul 4 MİLYON LİRA: >54311 925^95 îstanbul ve Bursa 2TMİLYON LİRA: 025665 482912 926082 1 MİLYON LtRA: 017071 050112 229946 239806 308182 310408 498298 675250 500 BİN LtRA: 161278 300498 486510 599930 735844 750358 765862 829053 839833 844953 882807 985992 400 BtN LİRA: 003562 123232 173544 182230 287543 299323 344531 373494 418822 510205 607964 630702 679753 732283 835029 861829 947198 948648 968014 986676 300 BtN LtRA: 054883 080080 161518 223849 242143 255495 275061 377173 393332 396650 414334 466645 513152 561955 567195 640337 673572 674051 686123 692579 714689 722884 757684 815563 864572 887485 948186 977764 200 BtN LİRA: 093573 114030 117294 162829 181810 194971 243862 268474 328515 333133 334148 336097 349351 354510 420411 430632 451820 470389 489246 543153 612551 666971 695945 697093 700607 732106 745222 772902 819200 833614 866044 888124 916452 936955 937195 973775 100 BİN LİRA: 009350 034782 090022 103049 121998 125089 129624 200340 243497 258124 328090 335607 371582 375331 413761 453223 485356 487248 508824 511474 543140 545635 552022 556008 558549 566009 569895 570798 573515 612946 636098 641619 665697 719799 792090 822645 830832 848005 852251 858654 920461 963513 964405 965153 001532 013184 019126 021750 025510 037296 137819 150045 155444 159475 180623 183421 201688 212926 229059 249248 267905 275516 280709 297964 305566 314893 320176 330114 358960 366291 366425 371154 442290 447382 452977 465938 487150 491058 508166 511792 520854 525607 538150 554110 556865 565790 595375 595957 630705 671221 678833 680220 695695 698834 755250 756499 784783 823926 825164 827519 842669 862648 913186 941763 04450 11802 15088 25472 27201 27770 30239 32157 38093 40008 43255 44442" 47204 49410 61218 65265 74613 74629 75443 84277 84306 89043 89156 95899 10 BtN LtRA: 1695 1845 2030 2044 3061 4397 4942 5313 6303 7099 7217 7236 7700 8270 8532 9209 50 BtN LtRA: 20 BtN LtRA: 4 BtN LtRA: 166 217 386 541 2 BtN LtRA: 27 63 70 80 BİN LİRA: 2 ve9 VİTTORİA DE SİCA HAFTASI Macera Böyle Başladı S. Loren C. Gable KİRALIK DAİRE ARA M YOR Bir gazeteci 2530.000 TL. civarında küçük bir daire ya da çatı katı arıyor. Mür.: 526 10 00 / 478 19.30'dan sonra İtalyan Usulii Evlenme MODA SİNEMASINDA S. Loren M. Mastroianni
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle