24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 12 Eylül Öncesi Ö \ Sahıhı ( umhumel Maıbaaolık \ı Cıa/cıcıilık Turk \nonını !>ırkı:(ı adına Vadır "Sadı. 0 Gend Yavın Muduru llasan ( emal. MUOSSCM Mııduru hımnr l saklıgıl Va/ı Merı Mjduru Oka» (lOitenMn. 9 Hahcr Mcrkıvı M ı Juru >aKın Ba\er Sa\la Du/enı \oneımtnı \lı \car. # hnısıUıhr \N akin l>»KJn.l/MIR Hıkmel <,elınla\a. AD\N \ MHımrt Menan Strus J<//«n Islantn I Haberlırı Hrtıa <>*, l)ı> Hahcrkr ln>un Bakı. I konomı <Kmafl I laga* Kııllur \«dın hmr\ Majja/ın Yalçın Prk>en, Spor Djmşnunı Ahdul kadır >ucfl.Tian. Dıı/ollnH Rrfık Dıırhav Arasıırnıa Şahın 4lpa>, Is Stntlıka Şukran kelencı. # koordııutoı Ahınel horulsan. 0 Maiı l>kr ln>l Krkul. llaıı /j\a hrge ne. Halkl.ı llı>kılır (.ulderrn kı^ar. Idaa lluseyın (.urer. I>ICIITK Nadun Vınmtv Buwn if >uıun ( umhıırıvri Malhaauıık \cCıa/eULilık f \ • [urk Ocagı Cad > 19 41 ( aealoglu Isıanbul PK 246lslanbul Tü 526 IO(Xt(9hal) Telex 22246 • Hurolar Ankara A\a C.okalp BuKarı Inkılap Sokak No 19 4 Te! 11 II 41 4"1 !eltx 42144 • l/mır Halıl /ı\a Bulvarı No M 3 lel 2^ 47 09 13 12 10 Telex S21S9 • Adana C akmak ( ad No 114 Kal 1 Tel 14^50 i y i | Te)e\ 6 2 1 " , TAKVIM 10 Temmuz 1985 Imsak 3 17 Guneş s 34 Oğle H 14 lkındı 17 13 Akşam 20 4* 22 12 HALUK / BAYÜLKEN ANLATIYOR CÜNEYT ARCAYÜREK AP Başkanlık Divanı "Cumhurbaşkanı tarafsızhğını yitirmiştir" diye bir bildiri yayımladı. Buna çok üzülen Korutürk, Meclis Başkanlığı 'na şu mektubu yazdı: "Biliyorum ki anayasada böyle bir yol yok. Ama lütfen bir yolunu bulun, eğer ben tarafsızhğını yitirmiş bir kişiysem, eğer böyle bir inanç varsa yerimi tarafsız bir cumhurbaşkanına bırakmaya hazırım." DİNLENMEK YOK Korutürk, sağttğımn bozulmasma rağmen ıstirahat bile kullanmıyor, toplantılara başkanlık edıyordu. (Fotoğraf ARŞIV) Korutürk, Adalet Partisi Başkanlık Divanı'nın bildirisine sert tepki gösterdi Tarafsızlığıma înanımyorlarsa giderim Bayülken, " O zaman MtT Musteşan olan Savın Hamza Gurguç'un bir ziyaretınde bana soyledıklerini bir ornek olarak sunayım" dedı Bayulken'Ie 197879 donemınde Çankaya'nın olaylara bakış açısını, ozellıkle anarşı üzenndekı gozlemlerını ırdelerken, bövle söyledı. Notlanma göre, Hamza Gurguç Paşa bana mealen şunları soylemış "Anayasaya aykın faaliyetler artmaktadır. Fikir ve vıcdan ozgurlugunun anavasanın menettigı konularda bu şekilde pervasızca suiıstımal edilmesi buyuk yaralara sebebiyet vermektedır. Ceza kanunundakı 141, 142 ve 163. maddeler bir nevı hem uygulanıyor hem de u>gulanmıyor gibi bir durum var ortada. Adaletin yavaş işlemesi ve diger sebeplerle. \nayasa Mahkemesı'ne bu maddelerin geçerlı olup olmadığının saptanmasını isteyen bir muracaat olmuştu. Anayasa Mahkemesı'nin bu maddelen incelemesi zaman almışlı. Sonunda bu maddeler anayasaya u>gundur denildi. Tabıi tetkik donemınde çeşitlı mıhraklar hemen bunlann uygun olmadığı fıkrınden hareketle kendilerine gore bırtakım faalıvetlerin içine gıriyorlar. Boluculuk faalıyetleri konusunda endiş«li. 'Uç buçuk yıidır bu teşkilatın ba 4 eğıtımdekı durumu anlatıyor: 'Cumhurbaşkanı parti liderlerini dinlesin, ona gore bir takım onlemter alınır, nasılsa MGK memlekel meselelennı konuşuyor, buradan da bir uyarı olsa etkısı olur' dıve bir onerıde bulunuvordu Bu \e benzerı goruşmeler Cumhurbaşkam'na arzedılırdı Meseıa Melen 11 nısanda zıvaret etmış, saat 1111 50 Cuma gunu Pazartesı gunu arzetmışım Hükümet dedikoduları Cumhurbaşkanı butun bunlan dinliyor, oğreniyor, ıç çalışmalanmzda ne oluyor, sonra ne yapıyor? Meclıste Malatya olaylarıyla ılgılı olarak, o sırada, bır gensoru vardı Cumhurbaşkanı 'Gidip kabine>e başkanlık edeyim, alınacak tedbırler ıçın dırekt bilgi alayım" diyordu Bunun ıçın belge hazırlanmasını ıstıyordu Adalet Bakanlığf ndan bır yıllık anarşık oiaylann soruşturmadan tutuklamaya kadar bır lıstesını hazırlayıp bıze vermelerını emredıyordu 10 Nısan 1979"da Içışlerı Bakanı Ozaydınlı, telefon edıp bana "Liderleıie temaslanmdan memnunum" dı>ordu Lıderlerın kendiMne 'yardıracı olacaklannı bildirdiklerını, polisin orgutlerde bulunmayacaklannı' sö>luyordu Bunlan aktardığımız Cumhurbaşkanı korutürk dı>or kı 'İçışleri \e Adalet Bakanlıklarından daha bılgi almaya de\am edelim. Butun mesele, suç ile ceza arasındaki mesafenin kısaltılması konusundaki tedbirierin alınmasıdır.' Cumhurbaşkanı, 'Lıderlerle konuşma istenılen sonuçları saglamıyor, ama onlarla da konuşmayı duşunurum' dıyordu bıze 17 nısandakı bır çalışmamızda Cumhurbaşkanı şoyle dıvordu 'Dernekler sıyasi faaliyette bulunamazlar. Buna musaade edilmemelidir, tedbıri alınmalıdır.' O sırada >enı kurulmuş olmasına rağmen Ecevıt hukumetının devam edıp etmeyeceğı konusunda muthış yayınlar vardı Lumhur JflİT Musteşan Hamza Gürgüç şunları anlatıyordu: "Ankara'da, îstanbul'da kitaplar ibadullah, her türlüsü satılıyor. MİT Musteşan BölÜCÜler Hamza Gurguç. güZeteler Nıtekim Koruturk şu kararları alıyordu" "25 nisanda İçışleri Bakam'nı, 27 nisanda Adalel Bakam'nı gorecegim. 28 nisanda sabah MGK'da asayış konusu goruşulecek. 2 Mayıs 1978'de ana muhalefet partısı lıdenni, 5 mayısta kontenjan grubu uyelerını kabul edecegım. Senato, Meclis, Genelkurma\ Başkanı >e Kara Ku>\etleri Komulanhgı'na 'ıadeı zıyarette' bulunacagım." Bu konulardakı çalışmalar hızlandırılıyordu. tç çahşmaiarda soyledıği başka sozler, direktifler var mı? Bazen bırıbırıne ters duşen şeyler de ortayaçıkıyor Mesela 1 Mayıs 1978'de İçışleri Bakanı bana telefon edıp: 'tstanbul mitingı olaysız geçtı ve dagıldı. Yurdun başka yerlerinde de olay çıkmadı, Sayın Cumhurbaşkanımızın bilgilerine arz ederim' dıyordu Ama, 2 Mayıs'ta bır kontenjan senatoru gelıyor, olayları değışık bıçımde değerlendırıyordu Nasıl yani? Kontenjan senatoru 'Evet, olay çıkmasına çıkmadı, ama 1 Mayıs mıtıngı 1976'dan çok daha sakindı, duzenleyenler ıhti\a(hydılar, tepkiden çekiniyoıiardı, 1977'de kızıl flamalar, bayraklar, Marx, Lenın ve Engels'in resimleri vardı. Fakat bu yılkınde meydan kıpkızıl bayraklarla. flamalarla dolmuştu, buyuk kızıl bir bayraga bilmem nereden bir kızıl yıldız dogacaktır, ilk defa yazılmıştı' dıyordu O kontenjan senatoru 'Bu yıl en rahat >e geniş biçimde kanunlar çiğnenmiştir' dıye eklıyordu Şımdı bakınız, İçışleri Bakanı rahat, sakın geçtı derken, valılık yapmış, değerlı bır ıdarecı gelıyor (soruyorum ben Ba yulken'e. Namık kemal Şenturk mu bu kontenjan senatoru dıye, "zannediyonım' dıye yanıtlıyor \e surduruyor konuşmasını) kanunlar çiğnenmiştir dıyor Bu orneğı vermektekı amacım, aynı ola\da şahsıyetlerı uzerınde hıçbır tereddut olmayacak ıki ınsanm değerlendırmesındekı Bır kezınde kendısıne karşı 'tarafsızhğını yitirmiştir' dıye bır AP Başkanlık Divanı bıldırısı vavımlandı Ben hayatta kendısmı bu kadar teessur ıçınde gdrmedım O tarıhte >ıne tansıyonu vardı, sağlık sıkıntıları vardı, bunları bıle soylemezdı, bellı etmezdı Bır gun olsun rahatsızlığından soz ettığını duymadım Doktor gelıyor, bıze söyluyor, dıkkatlı oluyorduk O sıkıntılı gunlerınde, duyarlılığı dolayısıyle yanakları kızarmış vazıyette o bıldınye karşı, o herseyı hoş gören msan tepkı gosterdı Fevkalade uzuldu Bıldığınız unlu demecını verdı, hem de Meclis Başkam'na bır mektup yazdı Biliyorum ki anayasada boyle bir yol yok, ama lutfen bır yolunu bulun, eğer ben tarafsızlıgımı yitirmiş bir kişiysem, eğer boyle bır ınanç varsa yerimi tarafsız bir cumhurbaşkanına bırakmaya hazınm.' Boyle bır mektuba butün danışmanları anayasada yerı olmadığı gerekçesıyle karşı çıkmışlardı O kadar uzuntüluydu kı, meklubu dırenmelere rağmen gönderdı. Meclis Başkanı Sayın Karakaş'tan mukemmel bır cevap geldı 'Medisin zatıâlinize karşı her zaman tam ıtımadı mevcut olmuştur ve mevcuttur.' Soylediklerinizden Cumhurbaşkanı'nm zinde kuvvetlerin Turkıye'deki bu durumu bastıracağından emin olduğu ortaya çıkıyor. Bastıracağına, de\Ietın sokak eşkıyasına teslım olmayacağına ınanıyordu Ama bir yandan da demokratik yollarm devamım istiyordu. Edıvor ve boyle basarılı olunmasını ıstı\ordu Şimdi bu işlerden sonra, anlattıklarınıza gore, bir terslik çıknor ortaya. Onlemleri söyluyor, çıkmıyor, o zaman ne diyor Koruturk? Muhakkak kı, 7 yıl ıçınde çeşitlı sıkıntılarla karşı karşıya kaldı Ben Genel Sekreter olduktan sonra muşahede ettığım durum cdur kı, hanı ıçtenhkle görev yapmanın bır nuçlar guduk ve yeter^ız kaldı Onlem paketlerı hazırlandı mesela Ama bır taraf hazırladı dıye obur taraf ıstemıyor, guvenemıyordu o onlem paketlerıne Bır tarafta anayasa çerçevesınde bunların çözumunu ısteyen Cumhurbaşkanı ve Sılahlı Kuvvetler, otekı tarafta partıler, anayasal kuruluşlar vardı Hepsı istiyordu Ne çare sonuç çıkmnordu Bana gore, bunun nedenı partıler arasınaa bazı konulardakı yaklaşım farklarıvdı Hamza Paşa sıze gelıy or, durumu anlatıyor. Bu olayları yapanlar da tek tek bellı. Kahramanmaraş olaylanndan sonra sıkıy onetım de gelıyor, bu isimler orada da \ ar, neden toparlanamadı o kişıler, onemlı bır yanı da bu, olayların? Dıvelım kı bunlar toplandı, mahkemeler uzun suruyordu, delıl yetersızlığı ortava çıkıyordu Ben gayet ıvı hatırlıyorum, hatta bır kezınde Sayın Genelkurmay Başkanı bır göruşmede bu hususu ortaya koymuşlardı Bu nedenle yasalarda yapılması gereken değışıklıklerı ıfade etmışlerdı Cumhurbaşkanımızın, hukumetler nezdınde bunlan takıplerını ıstemışlerdı Çıkmadı bu \asalar, çıkmavınca da takıp edılemedı 12 Eylul'den sonra, bılıyorsunuz, bu vasalar hemen çıktı Ama o sırada anayasal duzen vardı, adamlan topladı, delil yetersizliğı \arsa mahkeme bırakacaktı, değil mı? Tamam, ışte sıkıntı bu Anayasa var, mevcut kanunlarda değışıklık ıstenılıyor, yapılmıyordu Lstelık polıs bolunmuş, devlet kadrolarına sizmalar olmuştu Sayın Koruturk'un her bakana verırdı ya ayrıca değer verdığı bır bakana soyledığı şu soz var 1978'de Dıyordu kı İktidarlann kendi kadrolarıyla gelmeleri sloganını Turkıye'de suiistimal edıyoruz. Bo\le yaparsak ellı yıl >erimizde sayarız. Hukumet ıçınde ıstıkrarı saglamaya çalışın. alerjik noktalara dokunmavın. ama memurlann durumuyla daha istikrarlı şekilde uğraşın ' Hayır Zannedıyorum kı, şuradan çıktı bu I979'da Genelkurmay Başkam'nın SılahIı Kuvvetler gunu nedenıyle verdığı demeç çok kuvvetlı sozlerı kapsıyordu 1978 yılından baslayıp I979 yılında anarşının tırmanmasıyla bırhkte TSK'nın temsılcılerının seslen de şıddetlenıyor, Cumhurbaşkanı da aynı şekilde 30 Ağustosta 'genç Harbıyelılenn sesıne kulak verınız' dıyordu. Başka bır şey hıssetmedım Sayın Koruturk, TSK'nın nabzını elınde tutardı ve Koşk'te boyle bır endışe olmamıştır o zaman Ben de Turk devletının çapulcuya bırakılmayacağına ınanıyordum, yanı devlete sahıp çıkılacaktır dıyordum Bunu anayasal organlar, meclısler, hukumetler yapamazsa elbette Turk Sılahlı Kuvvetlen yapar Askerlerle de elbet temasım vardı. Izlenım şuydu. Bızım askerlerımız kendi aralarında konuşurlar, ıcabında plan yaparlar, bunların bır sevıyesı vardır, ıçe ve dışa kendi planları her zaman mevcuttur Fakat sızı ne kadar severlerse sevsınler, ne kadar >akınlık duyarlarsa duysunlar, Sılahlı Kuvvetler'ın mudahalesı konusunda boyle sıvıl arkadaşlarla vuksek sevıvelerde boyle bır konuşma olmaz Sıkıntıvı anlarsınız, fazla konuşmaya d. zum yok Tabiı sıze gelıp de mudahale edeceğiz demez kimse. Ama bu durum zamanı gelır sonuç verir. Tamam Mesele bır bakıma çok muğlak, bır bakıma çok basıt Dış pohtikada Koruturk Dış politıka ile uğraşır mıydı Koruturk? Evet, bu konuda anayasal ve yasal gorevlerı de vardı Hukumetle arasında bılgı alışverışı olurdu, lelkınler yapardı Buyuk bır hassasıyetle buyukelçı tayınlerını sonuçlandırırdı Bıliyorsunuz, buyukelçıler devlet başkanlarını remsıl ederler Dış pohtikada dırektıf verme konusunda mesela Butto'nun mahkemesı surerken, Iran ve Kaddafı bazı gınşımler yapıyorlardı Başbakan, Butto ıçın bızden brr heyetın gıtmesını onerdı, Cumhurbaşkanı 'Bu sırada boyle bir şey yaparsak mazıdeki tutumumuz hatırlanabilir' dedı Hanı, 1960'lardakı durumu, onu anımsatıyordu Ayrıca. 'boyle bir heyet sonuç almadan donerse zor durum hasıl olur' dıyordu Ben; Pakıstan Buy ukelçısı ıle temasa gonderdı, elçı bana 'İş henuz mahkeme safhasında. sonu bellı olmadan Pakıstan Devlet Başkanı ne yapacak?' dedı Gene. mesela Amerıkan ambargosunun surduğu sıralarda hukumet başkanına 'iplerin koparılmasına meydan vermeyecel < • tutum ızlenmesi' telkımnı yapmıştı Koruturk 'u de konuşuyoruz, kişiliğinı elbette. Sıkıntıları \ ardı, oneriyordu, olmayınca uzuluyordu, diyorsunuz. Sanırım Koruturk, 1974'lerde Meclis 'e bir yazı yazıp yetkilerinin sınırını saptamalarmı istemış, bu istek tartışmalara, hatta eleştirilere yol açmıştı. Bır not buldum 18 Şubat 1980 Butçe muzakerelerı olmuştu, bu konuda ızahat sunuyordum Sayın Cumhurbaşkanı açıklamalarımdan sonra şoyle dıyordu 'Gazanız mubarek olsun. Dun Cumhurbaşkanlıgı butçesınde hissıyatımı dile getiren şekilde konuşup cevaplar verdiniz. Çok tesekkur ederim. Ayrıca Cumhurbaşkanlıgı Genel Sekreteriigı hakkında hatıplerin guzel sozlennden çok memnun oldum.' Gerçekten parlamenter arkadaşlar sankı seçılmış bır uye konuşuyormuş gıbı konuşmamı ozenıe ızlemışler. onavlamışlardı Cumhurbaşkanına Meclıs'tekı goruşmeler sırasında ortava çıkan ıkı onemlı hususu belırterek dedım kı '1974'den ben Cumhurbaşkanının yetkilerinin tavzih edilmesi, açıklanması. tayın \e tespıt edilmesi konusundaki goruşleriniz artık 4 parti tarafından paylaşümıştır.' Eskı (.umhuroaşkanlarma hayatlannda ve vetatlü..nda yapılacak muamelelerın saptanması gereğı kabul edılmış gorunuyordu. Çunku Koruturk, Cumhurbaşkanı olduktan sonra vaşayan ya da olen eskı cumhurbaşkanlarına yapılacak ışlemlerın bır vasava bağlanmasını ısteğı zaman, daha cumhurbaşkanı olur olmaz 'geleıeğinı duşunuyor, olumunu duşunuvor" dıve eleştirilere uğramıştı Nıtekım bunlar 1980'den sonra yonetım*.e vapıldı Avriv.a, Koruturk'e 'bu defaki eleştirılerin daha çok yeni cumhurbaşkanına venlmesi uygun gorulecek yetkilenn tayını konusundan kaynaklandıgım' sovledım Savın Cumhurbaşkanı, cevaben şoyle dedıler 'Eleştırıler elbette yapılır. Ancak, yeo idır şurada, hıç şuphesiz ıvı nıvetle elimızden gelenı vaplık. Bu donemın >arısına Savın Bayramoglu, diger \an»ına siz şahitsiniz. Artık avrılınasına bır av kalmıs bır cumhurbaşkanı ıçın meclislerde (elınden gelenı vaptı) veva hıç degilde bır (Allah razı olsun) denilemez mıydı?..' Ben \e Oztrak, bunun bır tırsatta mutlaka vapılatağından kuşku dmmadığımızı sovledık Nıtekım gorevmden avrılmazdan onu' terck MeLİislerın Başkanlan ve Başbakan taratından, gerek TS Kuvvetlerınce her ba kıından ııına gosterıldı çıkarıyor, kitaplarda her türlü eğitim var. Artık iş isühbarattan çıktı. Zira kitaplarda, gazetelerde, dergilerde cereyan ediyor işler." şında>ım, devamlı ujarıjorum' dijor. Bu teşkilat doğrudan Başbakan'a baglı. l \an>orum dedıgınt gore, butun gefen gıden başbakanlara bıldırıtmış. 'Maalesef etken tedbirier alınamıyor' diyor..." Pekı Hamza Paşa ne onlem duşunuyor? Bir ıstıhbarat teşkılatının başındakı bir ınsanın 11 Nısan 1978 tarıhındekı endışelerı, uzüntülerı bunlardı Tabıatıyle bu bılgılerı MGK'>a da sunuyorlardı. Hamza Paşa fe\ kalâde sakın, heyecanlı fıkırler taşımaktan uzak kışılığı olan bir ınsandı Emeklı bir orgeneral Gurguç şunları anlan>ordu "Ankara'da, tstanbul'da kılaplar ibadullah, ber turlusu satılıyor. Boluculer gazeteler çıkarıyor. Kitaplarda her turlu eğitim de var. Artık iş ıstihbarattan çıktı, zira kitaplarda, gazetelerde, dergilerde cereyan ediyor işler." Bu kötu gıdışatın en yetkılı makamlardan bın tarafından soylenmesı, doğrulanmas', benı dılhun ettı Adamakıllı varaiadı lstıkrar getırebılecek ıkı bu>uk partının bir turlu sona ermeyen zıddı>etlerı. kıyasıya mucadelelerı ve bundan yararlanan her turlu anarşı ve kargaşamn memleketı surukledığı tehlıkelı ortam vatanını seven ve duşunen bir kı$ı olarak benı kahredıyordu Bılmem kı neyıpaylaşamıyorlar'' Bu vatan, bu devlet goçerse gerıde neyın değerı kalırdı acaba 9 Kahramanmaraş olaylarından sonra Koruturk şunları soyluyordu: "Haluk Bey, sıkıyonetım konusunda bugun Milli Guvenlık Kurulu 'nda karar alındı. Gece yarısı, sabaha karşı da olsa sıkıyönetımle ılgilı hukumet kararnamesı gelirse katiyen tereddut etmeyin, beni uyandırın, ımzalayayım..." Koruturk, Başbakan Demirel, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar ve M5P Genel Başkanı Necmeddin Erbakan ile. başkanı bu konuyla ılgılı olarak şunları soyluyordu 'Hukumetin devamı konusu belki ortaya çıkabılir. Fakat CHPAP ışbııiigi için uzun vıllar calıştık. bu gerçekleşrnıyor. Ama şımdi gorebildıgım kadar her ikı parti de kendi yanına çekebıleceklen uzerınde hesap yapma devresınde şu sırada." farklılığı gostermek ıçın rahatlığı, huzuru vardır ya, herhalde bu şartların en az olduğu devır bu 197879 vıllarıdır Buyuk bır ıhtımalle o streslerın bununla ılgısı vardı Bazı hasbıhallerde bulunuyordum. bır sayın hukumet başkanı gelıyor 'falan tarıhte hukumete gelışımızde ınanamazsınız, devleti tanıyamaz bır halde bulmuştuk.' dıyordu Sonra hukumet değışıyor, yıne bır dığer savm Başbakan bovle bır sohbette aynı şevlerı soyluyordu Herkes devletın tanınmaz hale gelışınde bır oncekını kusurlu buluvordu Konuştuğumuz donemın onemli kimi olayları \ar, bın de Kahramanmaraş. 19 Aralık 1978 sanırım. Bu olaylarda Koşk 'un durumu, bakış açısı? Sanırım o sırada Sayın Koruturk'un bır demecı de vardı Bır an once sıkıyonetımın ılanı temennı olunmuştu Şundan dolavı Bunlar once MGK'da konuşulur, sonra hukumet bunu Meclıs'egoturur Meclis onavlarsa sıkıvonetım ılan edılır Benım hatırladığım şudur 'Sıkıyonetım konusunda bugun MGK'da karar alındı Haluk Bey. Gece yarısı, sabaha karşı da olsa sıkıyönetımle ılgıli hukumet kararnamesı gelirse, katıym tereddut etmeyin, benı uyandınn, ım/ala\a\ım' demişlerdı Bundan çıkardığım mana şuvdu Sıkıyone tımın bır an once uygulamava gıtmesını ıstıvordu, belkı de bunu sağlamak ıcın valışmıştı. bana bu ızlenımı verdı IV7S79 un bır otekı ozellrğı ekonomık bunalımın daha tırmanması, vokluklardonemı. )ag yok, benzmyok, fuel oıl \ok, ınazoı yok. Devamlı konuştuğu konulardan bın de bu Mkıntılardı Devletın bu derecedovız 1urbo gazına gırmı> olması, gereklı bazı ıthalaiı va panıaması, ondan sonra nıalı ıtıbarınm ze delenmesı butun bunlan Başbakanlarla vap tığı konuşmalardd dıle getınrdı lemmıız. IWda V/CA ıtıpiannur, sız gırenın orsunuz bılnoru/ıı, ama bu tuplantıdaıı sonra ordunun mudahale etmeıe kararlı o'.dugu so\lentılerı çıktı, nedır aslı? Insan olunceye kadar çalışır Cumhurbaşkanı sıraladığınız temasları yapıyor, konuşuyor, nasıl goruyor olayları, nereye kadar uzanacağını varsayıyor, bunlan iç çalışmalanmzda soylemıyor mu? Bahsettığınız, MGK'da ayrıntılanvla ele alınjyor elbette Goruşuluvor ve bırtakım tavsıyeler onlar da tabıatıyle gızlı tavsıyeler çıkıvordu Bu konularda MGK'ya katılmadığım ıçın bılgı sahıbı de ğıldım Şunu soyleyebılırım Sayın Koruturk'un, devletın zınde kalan gucunun bu ışlerın gerektığınde ustesınden geleceğınden herhalde bır tereddutu voktu \alnız, anayasal çızgıler ıçınde Mevzuat ıçınde Demokrasıye buyuk bağlılığı olan bır kışı olarak Meclısı ustte tutarak, her turlu çozum yolunun orada bulunması gerektığıne samımıyetle ınanarak koruturk'un bu faalıyetierının ıstenılen sonuçlara erdığını soylemek guv Fakat calışmalannda azımlıydı. Şurava bır not koymuşum "Saglık konusu" demışırr 24 Şubat 1978 Şurada soyleyeyım kı, sağ lık konusu ışlere engel olacak bır konu de ğıldı Bu engelı sevmeven bır kışılığı vardı 'Ne dfmek, ınsan olunceye kadar çalışır' dıvordu 24 şubattan hazıran 1978'e kadar ve daha sonra devam edecek sıkıntılar başlıvordu Istırahat bıle kullanmıyor, daıma toplantılara başkanlık edıvordu Ta kı bır ara gelecek. zorunlu olarak hastaneye gıdıp ıkı ay da ıstırahat alacaktı Tabıatında vılmak, umıtsızlığe duşmek dıye bır şey voktu Bunu esasen bır devlet başkanı duşunmez, duşunduğu anda ıstıta eder Koruturk'un mesajı Neyı amaçlıyor bu sozu? Meclıste transferler oluyordu ya Cumhurbaşkanı 'Maalesef Meclisın çalışmasını bugunku durumda partıler engellemiş gibi bir durum >aratılıyor' dıvordu Şovle konuşuvordu 'Bilıyorsunuz. Meclis Başkam'nın seçimı uzun zaman aldı. Oysa en buyuk dayanagımız TBMM'dir. Meclısler devamlı şekilde çalışmazsa, saygmlıgı vuksek tululmazsa demokrasi nasıl \aşar, bunu mutlak surette saglamamız lazımdır.' Işte bunun uzerıne 23 Nısan mesajını hazırladı Bu mesajında uç onemlı konuya değındı Meclisın onemını, eskıden çekılen sıkıntıları ve Meclisın bu ışlere nasıl çare bulduğunu anlattı 'En medenı memleketlerde bıle az rastlanan bir duşunce ve yazı ozgurlugune sahip bir ulusun evlatlarıvız. Buna rağmen kanlı eylemlerle duşuncelerinı egemen kılmak islevenler var. Bunlar çagımızın vuzkarasıdır. Sapık ıdeolojılerının tutsagı olan bu kafalar mutlaka hak ettıklennın karşılıgını acımasızca gorecekler \e \ok olup gıdeceklerdır.' dıvordu mesajında 'Buyuk Turk ınılletinın sabn taşınlmamalıdır. l'lus ıradesıne davanmaktan başka hıçbır geçerii yol olma\acagı gerçegını herkes anlamalıdır.' dıven Koruturk'un u>hıbunda sert bır mesajdı Vlesajın olumlu etkılen oluvordu lv valısrnalfrd., buna devam edıımesı gerektığını sapiıvorduk Nıhayet nıesaj kamuoyunu bıraz rahatlattı Devamı gelmelıvdı Silahh Kuvvetlerin gucunu biliyordu Askerı bır mudahaleye pek yatkın olmadığmı duyardık. Askeri nuıdahale olmadan sorunlann çozumune yanlı olduğu soylenırdi? Bızım çalışmalarımızda hıçbır zaman askerı mudahaleden soz etmemıştı Her turlu hareketınde bo\le bır şeye luzum olmasın, boyle bır mudahaleye Sılahlı Kuvvetler mecbur edılmesın gavretı ıçınde olduğu muhak kaktı Sılahlı Kuvvetler'de oramırallık vapmış ve eskı arkadaşlarının sevgısını kazanmış bır kışı olarak, herhalde Sılahlı Kuvvetler'ın nabzını gavet lyı biliyordu T^K'nın gucunu de bılıvordu Bır bakıma devletın sokak eşkıyasına terkedılemeyeceğı ınancı buradan gelıyordu Cumhurbaşkanı ile Genel kurmay Başkam'nın 197879'dakı demeçle rı, yasal onlemlerın alınması gerektığıne de ğınıvordu, bunlann Turkıye'nın demokratik muesseselerıyle çozulmesıne değınıyordu Ama, bu onlemlerın pek çoğu alınamadı Daha sonra goreceğız. Cumhurbaşkanı Vekılı olarak Çağlavangıl de bu gırışımlerde bulundu, sonuç alamadı Hıç kımse kemıkleş mış durumu değıştırmeye muktedır olamadı, esasen olsaydı 12 Eylul'e gelınmezdı Bır de şoyle bakalım Haluk Bev, so\ledıklerınızde gerçek payları vardır da. hangı hukumet olursa olsun ış başında, anarşı yangınını sondurmek ıçın bır çaba ıçınde oldukları da yadsınabılır mı? Ben >ahsen 3 vıl bu hususlardan bu kı;,mını yakmdan ızleyen sorumlu bır kışı ola rak bunun aksını kabul edenıem Bılakıs heı ke> bırşey ler vapmaya valıştı durdu, Ama so Melen: Devlet yok oldu MİT Musteşan gibi başka gelenler de var mı size, ne diyor onlar? So>leyeceğım Mesela Cumhurbaşkanı, Dogan Öz'un oldurulmesı nedenı>le Adalet Bakanı Mehmet Can'a bir mektup yazmıjtı Mektubunda onlem alınmasını ıstemıştı 12 Nısan 1978 gunu Mehmet Can bana telefon ediyor. kardeşımın vefatı nedenıyle tazıvetlennı sunuNor, 'işleri hızlandırmak içın yeni mahkemeler kurduklannı. yakalanıp getınlenlerin mahkemede tutukJandıklannı, çeşitlı ıstibbarat konularında bazı dertleri olduğunu. Sayın Cumhurbaşkam'na konuyu izah etmek için emre amade olduklanm' bıl dırıyordu Sonra Sayın Ferit Melen gelıyordu bana Doğu ıllerınde komunıst elemanların taalıyetlennı anlatıyor, nasıl mezhep kışkırtıcı hğı yapıldığını, elımızdekı ıstıhbarat orgutlerının çok doğru bılgı edındıklerını, onlara güvenıp onlem alınması gerektığını, bahset tığı yörelerde orgutlenmenın korkunç şekı! de yurutulduğunu, çeşitlı yerlerde olaylar çıkarmak ıçm tertıbat alındığını, gereğınde bolgede her ıl merkezınde bir jandarma taburunun bulundurulması gerektığını soyluyor ve Malatya olaylanna değınerek 'de>lel orada 510 saat için \ok oldu' dıvordu Doğudakı ıllerımıze partılenn o> getırecek kışılerı partı başkanı sectıklerını belırtıvordu Bunlann valıye hukmetmeye kalktığını, A^'nın bıldırısınc tcpki hcruiurk, lın, ıstıfa etmesı duşundu mu.' SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle