18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 TEMMUZ 1985 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ozetle Sri Lanka'da gerillalar barış görüşmelerini boykot ediyor Sri Lanka 'da ayrt bir devlet kurtnak için silahlı mücadele veren 4 gerilla örgütü, hükümetin önerdiği barış gorüşmelerine katıitıayacaklarını açıkladı. "Eel Ulusal Halk Kurtuluş C+)hesi"adı altında toplanan 4 Tc nil örgütünün sözcüsü, barij förüşmelerinin bir yaran olacağına inanmadıklannı bildirdi. Sonunda özgürlüğe kavuştular Şii EMEL örgütünce Şam 'a gönderilen 39 ABD'li rehine, buradan uçckla Frankfurt'a hareket etli. Rehineleri Frankfurt'ta George Bush karşıladı. ABD, Lübnan'a misillemede bulunmayacağına ilişkin güvence verdi. Dış Haberler Servisi Amerikalı 39 rehine 17 gün suren tutsaklık doneminden sonra dun serbest bırakıldı ve Suriye üzerinden dün Federal Almanya'nın Frankfurt kentine gonderildi. Rehineleri burada ABD Başkan Yardımcısı George Bush karşıladı. EMEL Örgütü lideri ve Lübnan Adalet Bakanı Nebih Berri dün TSI. 15.OO'te düzenlediği basın toplantısında 39 Amerikalı rehinenin serbest bırakılarak Kızılhaç'ın gozetiminde otobüslerle Suriye'ye gönderildiklerini açıkladı. Nebih Berri, Hızbullah tarafından tutulmakta olan dört Amerikalı rehinenin de dün sabah kaldıklan yerden getirilerek arkadaslarına katıldıklannı ve rehinelerin tümünün Suriye'ye gönderildiklerini bildirdi. Ancak Reagan yönetiminin bir yıldır Lübnan'da rehin tutulmakta olan 7 Amerikalımn da serbest bırakılması yolundaki şartının yerine getirilmediği anlaşıldı. kapatılınca kimsenin kılı kıpırdamıyor." ABD GÜVENCE VERDİ Berri'nin yardımcıları AP ajansına ABD'nin Lübnan'a misilleme yapmayacağı konusunda güvence verdiğini açıkladılar. ABD, dün sabah yaptığı açıklamada Lübnan'ın toprak bütünlügü ile bagımsızlığına saygı duydugunu belirtmişti. Berri'nin yardımcılarına gore, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad, dun sabah Nebih Berri'ye telefon ederek, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Lübnan'ın "toprak bütiinlugune ve egemenligine saygı gösterilecegi" ilkesini tekrarladığını ve bunun bir güvence olarak kabui edilebileceğini bildirdi. Bunun üzerine rehineler serbest bırakıldı. 36 rehine ve 3 muretıebat serbest bırakıldıktan sonra, Uluslararası Kızılhaç yetkililerine teslim edildi. Rehinelere, Suriye sınırına kadar Şii EMEL orgüt milisleri ve Lubnan İlerici Sosyalist Partisi'ne ait araçlar eşlik etti. Suriye sınırında rehineler, milislerle teker teker kucaklasarak vedalaşırken, milisler de butun rehinelere çicek verdiler. Amerikalı rehineler, TSİ 22 sıralannda Şam'a geldiler ve Sheraıon Oteli'ne götürüldüler. Burada çok sayıda basın mensubunun katıldığı bir basın toplantısı duzenlendi. Rehinelerin basın toplantısı, Amerikan televizyonundan naklen yayımlandı. Rehineler basın toplantısında bolgedeki sorunlara anlayışla yaklaşılmasını istediler. Rehineler adına görüşlerini açıklayan Allyn ConweO serbest bırakılmaları için Nebih Berri'nin büyük çaba gosterdiğıni söyledi. Kendilerini kaçıranlan tanımadıklartnı kaydeden Convvell herhangi bir misillemeden kaçınılmasını, bölge sorunlarına anlayışla yaklaşılmasını istedı. 39 rehine, gece yarısından sonra havaalamnda bekletilmekte olan Amerikan Hava Kuvvetleri'ne ait özel bir uçakla Frankfurt'a hareket etti. Rehineleri burada Amerikan hava ussünde George Bush karşıladı. Bush. Başkan Reagan'ın emri uzerine Cenevre gezisini yarıda keserek. rehinelerden kısa bir süre önce Frankfurt'a gelmişti. Bush, bu arada Amerikan CBS Televizyonu'na verdiği demeçte, Amerikalı rehinelerin serbest bırakılnıasını sağlamak için hava korsanlarıyla herhangi bır anlaşma yapılmadığını söyledi. Gazetecilerin bu konuda ısrar eımeleri üzerine, "Hiçbir anlaşma yapmadıgımıza vemin ederim" dedi. Rehinelerin Frankfurt"tan sonra Wiesbaden'deki Amerikan hastanesine goturüleceğı ve sağlık kontrolunden geçirileceği öğrenıldi. POLTTIKADA SORUNLAR ERGUN BALa Beyrut'ta ne oldu? Cumartesi sabahı gazetede ajanslan okurken, rahat bir nefes almıştık. 16 gündür süren rehineler bunalımı artık sona eriyordu. Şii milisler, cuma akşamı rehinelere Beyrut'un en lüks otellerinden birinde ziyafet çekmiş, üzerinde "ülkenize rahat bir yolculukla dönmenizi dileriz" yazılı pasta ikram etmiş ve yemekten sonra birer gül vermişlerdı. Sabah saat 11.00'e dogru da rehinelerin kendilerini Suriye'ye götürecek arabalara binmek için Beyrut'ta toplandıkları haberi geldi. 16 günlük bir kâbus sona eriyor, TWA yolcuları sonunda kurtuluyorlardı DoğrusubizimsevincımizdeTVVAv/olcularınınkinden az değıldi. Hem rehineler Kurtuluyor, hem de 16 gündür gelışmelerı geceli gündüzlü izieyıp, bır haber atlamamak için çırpınan biz kurtuluyorduk. Ancak zamanın geçmesıne rağmen rehineler, kendilerini Suriye'ye götürecek arabalara bir türlü bınmıyorlardı. 8u arada Nebih Berri'nin düzenleyeceğı açıklanan basın toplantısı da bir türlü yapılmıyordu. içimıze bir kuşku girdi. "Galiba, rehinelerin ve bizim çilemiz henüz bitmedi" diye düşündük. Kısa süre sonra da rehinelerin serbest bırakılmasının ertelendıği haberi geldi. Ne olmuştu? Beyrut'ta önceki günkü gelişmelerı incelemek birçok bakımdan öğreticidir. Önce Başkan Reagan, Beyaz Saray'da geçirdiği yılların en büyük gaflarından birini yaptı. Reagan cuma akşamı Chicago'da yaptığı konuşmada hava korsanlarını "barbar ve katil" ola j rak niteledikten sonra kendilerinden hesap sorulacağmı söytedi. 3 Oysa Başkan, birkaç saat önce Suriye Devlet Başkanı Hafızj Esad'la telefonda konuşarak, rehinelerin Şam'a gönderilmef leri konusunda anlaşmaya varmıştı. TWA yolculannın serbest İ bırakılmasına 24 saat kala böylesıne sert ve tehditkâr bir koj nuşma yapmak, hiç mi hiç diplomatik bır davranış değildi. ^ tekim Beyrut'taki Şiiler, Reagan'ın bu konuşmasındanj kuşkulanarak, son anda rehineleri serbest bırakmadan önceJ ABD'den misilleme yapmayacağına ilişkin güvence istediler. j Önceki gün Beyrut'taki sürpnz gelişmeler önemlı bir gerçeği daha ortaya çıkardı: EMEL lideri Nebih Berri, aslında duruma hâkim değildi. BBC, önceki gece verdığı haberde rehinelerin dördünün, Şiilerin radikal kanadının temsilcisi iran yanlısı Hızbullah'ın (Allah'ın partisi) elinde olduğunu bildıriyordu. Hızbullah, ABD misilleme yapmayacağı yolunda söz vermeden ve6. Filo, Lübnan açıklarından uzaklaşmadan, rehinleri teslim etmeye yanaşmıyordu. Rehinelerin tümünün Suriye'ye j göndenleceğı yolundaki sözünü tutamayan Nebih Berri de bu | yüzden basın toplantısım geciktirmek zorunda kalmıştı. Boylece, cuma akşamı Beyrut'ta rehinelere verilen yemeğe ilişkin, önceleri dıkkatleri fazla çekmeyen bir nokta da açıklığa kavuşuyordu. Cuma akşamki yemeğe, korsanların uçakta tuttuğu üç mürettebat ile, Hızbullah'ın elindeki dört rehine katılmamıştı. Başka bir deyişle Hızbullah, Nebih Bern'ye açıkça meydan okuyor ve son sözün EMEL liderinde değil, kendilerinde olduğunu ilan ediyordu. Berri, rehineler bunalımında iki haftadır ön planda gözüktü. Ama Berri'nin EMEL örgütü ile Hızbullah arasında, özellikle güney Lübnan'da çetin bir iktidar mücadelesi olduğu biliniyor. Berri, rehineler bunalımında kazanacağı başarı ile Şiiler ara, sında tabanını Hızbullah aleyhinde genişletmeyı tasarlıyordu.* Hızbullah, son anda EMEL liderinin bu tasarısma bır darbe in" direrek, "Ben de buradayım" demiştir Lübnan'da bundan sonra EMEL örgütü ile Hızbullah arasındaki etkınlık mücadelesinin daha da sertleşeceği düşünülebilir EMEL lideri Berri'nin daha ılımlı görüşlerine karşı, Hızbullah, Lübnan'da İran modelinden esinlenen bir düzen kurulmasını istemektedir. Rehineler bunalımı, Hızbullah'a söz geçiremedigi ortaya çıkan Nebih Berri'ye gerçi pek yaramadı. Ama Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'a yaradı. Rehinelerin tesliminin ertelenmesinden sonra ABD. ağırlığını koyarak bunalımı çözümlemesi için Şam'a başvurmuş ve Suriye'nin girişimleri ile rehineler serbest bırakılmıştır.Böylece Suriye'nin Lübnan sahnesinde başrolde olduğu ve ABD'nin bolgedeki bunalımlarda Şam': devre dışı bırakamayacağı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Hafız Esad'ın da istediği bu degil midir? ABD'de Sovyet casuslarına karşı önlem ABD Başkanı Ronald Reagan, A BD 'de faaliyet gösteren So vyet casuslarına karşı yeni önlemler aldıklarını açıkladı. Haftalık radyo konuşmasmı yapan Reagan, ABD 'de görevli 2500 Doğu Bloku görevlisinden yüzde 40'ırnn casus olduğunu veya casusluk yaptıklarından şüphelenildiğini bildirdi. Başkan Reagan, güvenlik alanında ve casusluğa karşı mücadelede yapılacak işlerin bir listesinin çıkarttıklarını ve bu listedeki işlere öncelik tamnması yolundaki isteğini hükümete ilettiğini söyledi. (a.a.) Palaıı Cumhuriyeti Devlet Başkanı öldürüldü GECtKEN ÖZGÜRLÜK Cumartesi günü rehinelerin serbest bırakılacağı açıklanınca TWA yolculanndan Ralf Tranfoot (mikrvfon başındaki) sevinç içinde bir basın toplantısı düzenlemi$,rehineler de valizlerini toplamışlardı. Ancak son anda anlaşmazlık çıkınca rehinelerin serbest bırakılmaları ertelenmişti. TWA yolcuları 24 saatlik bir gecikme ile özgürlüklerine kavuştular. Berri, basın toplantısında Suriye'ye gönderilen rehine sayısını 39 olarak verdi. EMEL lideri, Israil'de bulunan 735 Lübnanlının da serbest bırakılacağı konusunda Suriye hukümeti tarafından kendilerine güvence verildiğini kaydetti. Berri dünkü basın toplantısında İsrail'i de suçlayarak "Liibnanlılan îsrail'e nakletmek tüm uluslararası anlasmalara aykın bir tutumdur" dedi. Şii lider, "hava korsanlarına hemen terörist damgasının vunıldugunu, süper güçlerle başka bazı ülkelerin ise tüm günahlarından arındınldığını" söyledi. Berri konuşmasına şöyle devam etti: "Bu uluslararası huknk bir acayip. Birkaç düzine rehine tatulunca dünyada kıyamet kopuyor. Ama bizim yiızierce kardeşimiz tutuklamp kampa Pasifik Okyanusu takım adalanndan Palau Cumhuriyeti'nin Devlet Başkanı Haruo I. Remelük, uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Saldırıyla ilgili olarak bir kişi tutuklandı. Yetkililer, saldınnın öncekigün TS1 13.25 sıralannda gerçekleştirildiğini ve arabasından inip evine Hint uçağının düşmesi ve Tokyo Havaalam'ndaki bomba gitmekte olan Remelük 'in aldığı 3 kurşun yarasıyla kaldırıldı patlaması olayları ile ilgili olarak aranan iki Sih militandan birinin Alabama'da paralı askerler okulunda ğ. hastanede öldüğünü açıkla•r. Tutuklanan kişiyle ilgili patlayıa maddeler konusunda eğitim yapiığı açıklandı. L,,rınnlı bilgi verilmedi. (THA) Dış Haberler Servisi Geçen di'ye ABD gezisi sırasında suihafta 329 yolcu ve mürettebatla kast düzenlemeyi planlamak suAtlas Okyanusu'na düşen Hint çu ile bir süredir aranıyordu. uçağı ve Tokyo Havaalam'ndaki International Herald Tribune bomba patlaması olayları ile il gazetesinin haberine göre, AlaDünyanın en yaşh erkeği sıfatı gili olarak aranan iki Sih militan bama'daki paralı askerler okulum kazanan Japon Shıgechiyo dan birinin ABD'de Alabama' nun müdürü Frank Camper, iki Izumi, 120'nci yaş gününü tö da paralı askerler yetiştiren bir Sih militandan Lal Singh'in gerenle kutladı. hutni aynca Dünokulda bombalama üzerinde eği çen yıl okula devam ettiğini ve iki ya Rekorlar Kitabı 'na da girmeyi tim gördüğü ortaya çıktı. Hint hafta patlayıcı maddeler konubaşardı. Japonya 'daki gelenekuçağmın düşmesi sonucu 329 ki sunda eğitim gördüğünü açıklalere göre, 60yaşına ulaşınca veşi, Tokyo Havaalam'ndaki bom dı. Camper, "Lal Singh'te kana rilen büyük kutlama partisini ba patlaması olayında da 2 kişi susamış bir insan hali yoktu. tvi 120 yaşına basması nedeniyle ölmüştü. Bomba, Montreal'den ve dikkatli bir ogrenci idi. Ken' 'iki kat görkemle' kutlayan tzukalkıp, Hindistan'a gitmekte disine söylenenleri yapardı" demi, yaşadığı kasabamn tüm halolan uçaktan çıkan valizlerden di.Camper iki haftalık kursta, kını ağırladı. Halen yaşadığı evbirinde patlamıştı. ABD ve Ka öğrencilere bombalann parçalan de, bastona bile gereksinme duynada polisi bu iki olayla ilgili ve nasıl yapıldığı konusunda ders makstzm dolaşan, bahçede çalış olarak Ammand Singh ve Lal verildiğini söyledikten sonra şöymalar yapan Izumi, doktorların Singh adh Sih milkanlannı yole devam etti: "Ancak öğrenciletavsiyesine uyarak dört yıl önce ğun biçimde arıyor. İki militan, re bomba yapmaları için talimal sigarayı bıraktı. (ANKA) Hindistan Başbakanı Rajiv Ganvennedik." Bombacı Sih, ABD'de eğititn gördü Dünyanın en yaşh erkeği Ammand Singh ve Lal Singh Ortega'nın suçlaması ABD, dünya terorizminin lideridir MANAGUA, (ANKA) Nikaragua yönetimi, Amerika Birleşik Devletleri'ni en büyük terorist olmakla suçladı. Nikaragua Cumhurbaşkanı Daniel Ortega, önceki gün yaptığı bir açıklamada, ABD'nin "Insanlık düşmanı" ve "dünya terorizminin lideri" olduğunu öne sürdü. Ortega, konuşmasında "ABD terozim konusunda o kadar kaygı duyuyorsa her şeyden önce Nikaragua halkına karşı saldınlar diizenleyen konlralara sagladıgı yardımı durdursun" dedi. BBC'nin haberine göre, Ortega, "Başkan Reagan, Beyrut'ta terorizm konusunda kıyameti koparırken. Nikaragua'da terörist kre yardım ediyor" dedi. G. Afrîka bîrlîkleri Angola'ya salchrdı I SWAPO gerillalanmn Namibya'daki bir askeri üsse saldınsına karşı yapılan misillemede 45 Namibyalı gerilla öldürüldü. JOHANNESBURG (AP) Güney Afrika birlikleri önceki gün Angola içlerine bir "takip" saldınsı başlatarak 45 Namibyalı direnişçiyi öldürdu. Guney Afrika Genelkurmay Başkanı Constand Viljoen, Angola içlerindeki çarpışmalar sırasında Güney Afrika birliklerine bağlı bir siyah askerin öldüğünü açıkladı. Viljoen, saldınnın SVVAPO'ya bağlı Namibyalı gerillaların Namibya'nın kuzeyindeki Eenna askeri üssüne karşı bir bazuka saldınsına girişmeleri üzerine başlatıldığını ve Angola sınırından 15 kilometre içeri girildiğini belirtti. Johannesburg Sunday Times gazetesinin haberine gore ırkçı Güney Afrika yetkilileri saldından önce Angola ile olan saldırmazlık anlaşması gereğince Angola hukumetine haber verdi. Söz konusu anlaşma, Güney Afrika birliklerinin Angola'dan çekilmesi karşılığında Angola ordusunun ırkçı rejime karşı bağımsızlık için savaşan SWAPO gerillalarına yardım etmeyeceğini ve takip saldırılarına izin vereceğını öngöruyordu. Saldından hemen önce Güney Afrika içinde gerilla mücadelesi veren Afrika Ulusal Kongresi (ANC) bir bildiriyle, ırkçı rejimin komşu ülkelerden birine saldıracağı uyansında bulunmuştu. Güney Afrika'nın doğusundaki Cape eyaletindeki Cradock kentinde ırkçılık aleyhtan hareket liderlerinden Matthevv Goniwe ve Fort Calata'nın iz bırakmadan yok olduğu bildiriliyor. Goniwe'nın öğretmenlik görevinden attlmasma, geçen yıl boyunca süren ve ırkçı rejim aleyhindeki gosterilerin yoğunlaşmasına yol açan bir okul boykotuna katılması neden olmuştu. Lizbon'da bir basın toplantısı düzenleyen Angola'daki yönetime karşı savaşan LJNİTA gerilla orgutünün eski bir üyesi, UN'İTA saflarında Güney Âfrika tarafından eğitilmiş 2 bin Portekizli'nin savaştığını söyledi. 25 yaşındaki Artur Pinto Mateus. ÛNİTA kuvvetlerinin kendi anasını ve babasını öldürmesinden sonra örgüt yonetimini suçladığı için kendisine üç ay boyunca işkence edildiğini belirtti. «âYeniŞube/tayor» AKSARAYNığde * 9 Temmuz 1985 15 Temmuz 1985 İ U Ş A K 12 Ağustos 1985 IRA bombacısı mahkemeye çıkıyvr I VjOZıTEPE/ISt. 19 Ağustos 1985 D U R D U R 16 Eylül 1985 GAYRETTEPE/İst. 7 Ekim 1985 LONDRA (AP) îngiliz polisinin geçen yılın ekim ayında Brighton Oteli'nde Başbakaıı Margaret Thatcher'a yönelik bombalı suikast girişimi ile ilgili olarak tutukladığı IRA uyesı Patrick Magae, bugün mahkeme onüne çıkarılıyor. Suikast girişiminde beş kişi ölmüştü. Patrick Magae ile birlikte IRA uyebi olduğu sanılan dort kişinin daha yakalandığı bildirildi. ^YOTaçacağımızşubelerimizle sizlere biraz daha yakınlcaşıyoruzY ^TANADOU "i'BANKASI Hazine Bankası TELEFON DEGISIKLIGI Merkez telefon numaralarımız bugünden itibaren değtemiştir. Lütfen not alınız. 5828400/7 HAT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle