19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER olmadan çok önceleri kuramsal ve kadrosal sorunlannı çözmüş olmalandır. Sosyal demokrat partilere gönül verenler bilmektedirler ki, kendilerini bekleyen sorunlan parti başkanlannın kişilikleri ve karizmaları değil, somut Ukeler ve nesnel yasalar çözecektir. Somut ilkeleri ve sosyal demokrasinin nesnel yasalarım oluşturacak kadroları hazırlamadan bozuk düzene karşı hiç bir savaşımın verilemeyeceği çok iyi bilinmektedir. Ülkemizde çok yakın zamanlarda bu dediklerimizin doğruluğu, biraz da a a bir biçimde yaşanmış ve burukluğu belleklerden silinmemiştir. DÜŞÜNCE ÜRETİMtNDE SUSKUNLUK Belli bir eyleme ve düşünceye kuramsal temel hazırlama olayı, ülkemizde daha önce de yaşanmıştır. Ünlü Kadro dergisi ve Kadro hareketi böyle bir çabanın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Kadrocular, kapitalizm ve sosyalizm dışında Türkiye'nin koşullanna uygun yeni bir toplumsal sistem arayışı içindedirler (1). Kadroculardan Şevket Süreyya Aydemir "Tek Adam" adb yapıtının 3. cildinde, "Tiirkiye'de bir inkılap gerçegi ile karşı karşıyayız, fakat bir inkılap nazariyesi ve felsefesi ik karşı karşıya degüiz" diyerek, Türk Kurtuluş Savaşı'na bilimsel bir açıklık getirmek istediklerini vurgulamıştır. Kadroculara göre bağımsızlık çabalannın ve kurtuluş savaşlannın nesnel yasalan vardır. Bu yasalar, ekonomik, sosyal ve siyasal kökenlidir. Bu nesnel yasaların bilimsel yapısmın kurulması ve kuramsal örgüsünün işlenmesi gerekir. Kadrocular Türkiye'nin sorununu, gelişmiş ülkelerin sömürüsünden kurtulmak için teknolojik devrimi ülkede gerçekleştirmek sorunu olarak görüyorlardı. Onlar, çağdaş tekniğin yaratılma işlevinin Batıda olduğu gibi özel girişimciliğe bırakılamayacağı görüşünde idiler. Özel girişimciliğin ülkede sınıf mücadelesini başlatacağına inanıyorlardı. Bu nedenle, çağdaş teknoloji ve toplumsal kalkınma devlet eli ile ve sınıflaşmaya yol açmayacak bir plan çerçevesinde yürütülmelidir (2). Kadro hareketi bazı yanlış tutumlar ve olumsuz etkenler nedeni ile başanlı olamadı. Türk soluna bir düşünce sistemi oluşturmak yolunda yapılan çalışmalara ancak 1960'tan sonra Doğan Avcıoğlu öncülüğünde, Yön dergisinde rastlayabiliyoruz. Daha sonra toplumun düşünce üreten kesimlerinde bu konuda bir suskunluk belirginleşiyor. Türk üniversitelerinde sosyal demokrasi üzerine yapılmış hiç bir bilimsel çalışmanın olmadığını vurgulamak, konunun ne kadar irdelenmek zorunda bırakılan bir konu olduğu acı gerçeğini ortaya çıkanyor. Siyasal yaşamımızda demokratik bir politik ve ekonomik düzen kurmak savı ile fılizlenmeye çalısan sosyal demokrat ya da demokratik sol partiler boy vermeye başuyor. Sosyal demokrat düşüncenin kuramsal altyapısı oluşturulmadan ve parti örgütü, sosyal demokrat ilkeler konusunda ciddi olarak eğitilmeden bir yere varmak olası değildir. Kadroları ve kuramı oluşmamış bir sosyal demokrat partinin iktidan ele aldığında sorunlara çözüm yerine daha büyük karmaşa getireceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) 15 Kasım 1959'da kabul edilen Bad Godesberg Programı'ru değiştirmeyi bilimsel boyutlarda tartışmaktadır. Değişen dünya koşullarında dinamik bir parti programı, SPD için kaçınılmaz görünmektedir. Uzun yıllar Isveç'i yönetmiş Isveç Sosyal Demokrat Partisi (SAP), mülkiyet hakkının sosyalleştirilmesi konusunu parti içinde ciddi olarak tartışmaktadır. Kuram tartışmaları yüzünden Ingiliz Işçi Partisi ikiye bölünmüştür. SONUÇ Türkiye'de sosyal demokrat partiler kişilerin değil, ilkelerin ardında boy vermek zonındadır. Kalıcı olmaları buna bağlıdır. Sosyal demokrat düşüncenin nesnel yasalannı sistemleştiren, bu düşüncenin savaşımını verecek kadroları oluşturan ve bugünün hükümetine ve onun düşüncelerine seçenek olabilme inancım yaygınlaştıran parti, sosyal demokrat tabanı birleştiren ve iktidara yüriiyen parti olacaktır. 1 Kadro 1932 Cilt 1, Tıpkıbasım, Ankara Iktisadi ve Ticari llimler Akademisi Yayınında Dr. Ömür Sezgin'in incelemesi, Sh. II. 2 Ibid.. Sh. 18. 5 HAZİRAN 1985 Sosyal DemokrasHerde Kuram ve Kadro Somut ilkeleri ve sosyal demokrasinin nesnel yasalarım oluşturacak kadroları hazırlamadan bozuk düzene karşı hiçbir savaşımın verilemeyeceği çok iyi bilinmektedir. PENCERE Son günlerde çocuklara bir şeyler oldu; hepsinin gözleri parlıyor, kulakları oynuyor, dudaklan kıpırdıyor. Kerataların oyunlan da değişti. Geçen gün baktım, bizim mahallenin kıyısındaki arsada biri hırlıyor. Yaklaştım, sordum: Neyin var oğlum? Hiç... Ne hırlıyorsun? Kurt olıcam.. Nasıl? Büyüyünce.. Anladım ki oğlan TV hastasıdır. Japonların yaptığı Cengiz Han dizisini izliyor, rahatladım. Öyle ya! Çocuk it olacağına kurt olsun. Ama merakımı yenemedim: Kurt olunca ne yapacaksın? Köpek Çmlileri dize getireceğim, herkesi öldüreceğim, çok koyunumuz olacak, bütün toprakları ele geçireceğim, köşeyi döneceğim.. Aferin sana! Oğlanı arsada bıraktım, çevresine toplanan öteki çocuklara karşı dişlerini çıkarmış hırlıyordu. • TV'deki Cengiz Han dizisi çocuklar gibi büyükleri de sardı. Kovboy filmlerini izleye izleye zaten şavalaklaşmıştık. Japonların kovboy filmi bu nedenle hepimize iyi geldi. Japonların hizmeti büyük; istanbul Boğazı'na yapacakları ikinci köprüyle Fatih Sultan Mehmet Hanı, televizyon dizisiyle de Cengiz Han'ı ihya ettiler. Kırsal kesimde tarım düzenine geçememiş göçerlerin yaşamı bize ters gelmiyor, Cengiz Han'ın TV ekranında sürekli at koşturmasını kimse yadırgamıyor, insanlann kurtlaşması bizim için doğal... Hele ay, gizemli bulutlann arasından testekerlek suratını gösterdi mi, kimin içindeki kurt kıpırdamaz? Öyle bir toplum düzeni oluşturduk ki, hayvanlaşma sürecini yaşamaktan gayrı çaremiz yok gibi... Ya kurt olacaksın.. Ya köpek, ya koyun. • Kimisi köpekliği yeğliyor; sırtı kalın olan kurtlaşıyor; peki, çoğunluk ne yapsın? Koyunlaşsın mı? Bir okurumdan mektup almıştım, biraz değiştirerek yayımlıyorum: "Sayın İlhan Selçuk, Benim ekmeğim çobanlıktan... Şahsan ben yirmiyıllık çobanım; mesleklerin hiçbirini güçümsemem; hele hele çobanlığı.. Övünerek söylüyom, bunca yıldır bi goyunu, bi guzuyu kurda gaptırmadım. Aha önümde sürü va. Hiç incitmem onlan; gözüm gibi gorurum. Lakin çoban diye ortaya atılanlara bakıyom da dertleniyom. Bunlar insanları güdüyo, emme gorumuyo... •Bi taraf et yiyo, bi taraf dert yiyo... Biz otlu yerlere sürünün hepisini süreriz, her goyun yiyebildiği gada yer; ayrısı gayrısı yok. Ama bunlar guzuyu gurda yediriyo... Bunlar çoban olamaz; bi gün koyun hesabı virmek zorunda galırlarsa viremezler. Çobanlık mesleği mesuliyet isder. Selam eder, ellerinizden öperim, bu mektubumu gazetende yazıvirirsen, hayır duamı alırsın, hoşçagalıver." Okurumun mektubuna bakarsanız koyunlaşmak da çözüm yolu değil... Ne yapmalı? İnsanlaşmanın yolu yok mu? İnsanlaşmanın Yolu Yok mu?.. ENGİN ÜNSAL îsîanbul Barosu Avukatlarından Dünya, akıl almaz ölçüde hızlı gelişme gösteren bir çağın, toplumlan kendi potasında eritmesine tanık olmaktadır. 1870'lerde başlayan birinci sanayi devrimi kimya ve maden alanında gözlenen yeni gelişmelerle kısa zamanda toplumlan ikinci sana>i devrinıini yaşamaya zorlamış, bilim ve teknoloji büyük sıçraraalar yapmıştır. Dünya şimdilerde üçüncü sanayi devrimi olarak anılan dönemi yaşamaktadır. Kitaplar dolusu bilgi, avuç içi kadar mikrochips'lerle insanlığın emrine girmiştir. Güneş sisteminin dışına çıkma, sonsuzluk sorununu çözme şimdi insanlığın gündemindeki önernlı konulardır. Bu dinamik çağ toplumların yapısını, davranış biçimlerini, ekonomik ve politik düşünce sistemlerini elbette etkileyecek ve toplumlar bu konularda da sürekli bir arayış ve kendilerini yenileyiş süreci içinde olacaklardır. Zaman degişmiştir. Toplumlann ve insanlann yaşayış biçimleri, inançları ve çevresinde olanları algılayışı degişmiştir. Tüm bunlarla birlikte, insanlann sorunlan da degişmiştir. Günümüz insanının sorunları 1900 yülannda yaşayan insanın sorunlanndan çok farkhdır. Iletişim araçlarındaki korkunç gelişme insanlann beklentilerinin tavanıru çok ytikseltmiştir. Teknolojik ve toplumsal gelişmeler, toplum yönetimi ile ilgili politik düşünce alanında da yansımalar yapmaktadır. Düşünürler, toplumsal sorunların çözümünde yeni yaklaşımlar aramaktadır. Marksizm, Avrupa'da kabuk değiştirme sürecindedir. Sosyal demokratlar, kendilerini yenılemek savaşımı vermektedirler. Kapitalizm de ayakta kalmak için sürekli yeni arayışlar içindedir. Türkiye fildişi kulesinde yaşamadığına ve başka toplumlarla mal ve düşünce değiş tokuşu içinde olduğuna göre, ülkemizin çağın bu dinamik gelişmelerinden uzun süre etkilenmeyeceğini sanmak ve ekonomik, sosyal ve politik gelişmelerinin önüne yapay engeller çekerek belli düşüncelerin egemenliğinin sağlanabileceğini düşünmek safdillik olur. Türkiye, her alanda kendisini aşmak ve çağdaşlaşmak zorundadır. Bunu sağlamak da Türk aydınlannm, halkı ile birlikte, bugün egemen olan ekonomik ve politik düşünceye bir seçenek (alternatif) oluşturması ile mümkündür. Ekonomik güvenceyi mutlu bir azınlık için varsayan, dışalım girdilerine dayalı günlük rahatı kalkınma sayan, borçlanarak yasamayı ve salt bugünü kurtarmayı yöneticilik sanan ve özel cıkarlan toplum çıkarlarmın önüne sürmeyi planü kalkınma ile eş değerde gören bugünün ekonomik anlayışmın mutlaka bir seçeneği olmalıdır. Liberal ekonomik anlayışa dayalı siyasal görüşlerin egemen olduğu ve halkın alabildiğine yoksuliaştığı böyle dönemlerden sonra sosyal demokrat hükümetlerin işbaşına gelmesi dünya ülkelerinde yasanmıştır. tş başına gelmesi önlenemez olan sosyal demokrat hükümetlerin, bütün ülkelerde gözlenen ortak yanlan ise hükümet EVET/HAYIR OKTSY AKBAL OGRETMEN/OGRENa Sınavda bulunmayana sıfır verilebilir mi? * Oglum lisenin ikinci sınıfında. Matematik dersinden zayif beklemediğimiz halde 4 geldi. Bunun neden böyle olduğunu okul idaresiyk konuştum. Oglumun bir yazüıda bulunmadıgı veya ödev vennedigi için sıfır alraış olabilecegini söylediler. Bu konnda kesin bir hukiim var mı? T. YALIN İSTANBUL * Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'na Bağh Ortaokullar ile Lise ve Dengi Okullann Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği'nin 19. maddesinde bu konuda yer alan hüküm şöyle: "Sınavlara katılmayan, ödev veya projesini zamanında teslim etmeyen öğrenci özürünü en geç üç gün içinde okul idaresine bildirmek zorundadır. Özürsüz olarak sınavlara katılmayan, ödev veya projesini zamanında teslim etmeyen öğrenciye not olarak (0) sıfır verilir. Özürü okul idaresince kabul edilen öğrencinin durumu ders öğretmenine bildirilir. Bu öğrenci ders öğretmeninin tespit edeceği bir zamanda ve önceden duyurularak sınava ahnur; ödev veya projesi kabul edilir. Bu sınav, sınıfta diğer öğrencilerle ders işlenirken yapılabileceği gibi, ders dışında da yapılabilir. Bir Tartışma Üstüne: I '//g/nço/rmettı/p'aldığımı belirtmiştim geçenlerde... O mektubu yazan saygın kişi ki önceki yıllarda çok önemli görevleri üstlenmiş bir politikactdır yeni bir mektup yolladı. O yazımda, sözlerinin önemli bir bölümünü yazmadığımı söylüyor, o parça şu: "Bu, oyunun kaidesidir. Demokrasi 'fair p/ay' demektir. Bu muhasebenin doğru yapılabilmesi için siyasetçiler kendilerine yöneltilen tenkitleri, ithamları, kötülemeleri, rahatça ve hür karşıtarlar." Bu saygın kişi ile diyalog kurmak çok ilginç oldu benim için. Kendisine özel bir mektup yazarak daha açık biçimde görüşlerimi belirtmiştim, Demokrasi içindeyiz, yeni Anayasa'nın güvencesi altındayız, ama yine de 'kapalı' biçimde yazıyoruz! Demek, tam bir güvence duymuyoruz! ~ O saygın kişi diyor ki: "Seçimle gelen iktidariar milletin başına zorta oturmuş değillerdir. Süreleri dolunca da seçime gitmeyip oturmaya kalkışmamışlardın" 1946 seçiminin sonuçları için 'millet iradesinin tecellisi saymak fevkalade güçtür1 diyor. Niye? 1946'da DP'nin gösterdiği adaylar Mecliste çoğunluğu sağlamaya yetecek kadar mıydı? Değildi. Her yerde DP kazanmış da olsa Mecliste çoğunluğu elde edemeyecek, dolayısı ile iktidar olamayacaktı. Demek ki, CHP 1946'da seçimdeki türlü oyunlar, bozukluklar ayrı konu iktidara seçim yoluyla gelmiştir. 1950de ise seçimde yenik düşerek iktidan DP'ye bırakmıştır. 1961'de CHP Mecliste en çok temsilcisi bulunan parti olarak ortaklık hükümetleri kurmuş, güvenoyu alamayınca yerini bırakmıştır. 1965,1969 seçimlerinde AP tek başına çoğunluğu kazanıp iktidar olmuş, ama 12 Mart eylemi ile iktidan bırakmıştır. Bırakmasa ne olurdu? Orasını söylemek güç. Tarihin kimi yaprakları henüz karanlıkta, o günlerin sorumluları da açık açık konuşamıyor... 1973'te CHP en büyük parti oldu. Kısa süre iktidar oldu. AP başka bir ortaklık kurarak onun yerini aldı. 1977'de yine CHP en büyük parti, buna rağmen AP sağcı partilerin ortaklığıyla 'Milli Cephe' iktidarlarını oluşturdu. CHP, bağımsızlarla iki yıllık bir iktidar döneminden sonra 79'da ara seçimde yenildiği için yerini AP'nin azınlık hükümetine bıraktı. Demek ki, CHP ulusun güvenini kazandığı zaman hükümet olmuş, yitirdiği zaman iktidan bırakmış... AP ise 1971'de ve 1980'de yönetimden 'kendiliğinden' değil, 'zorla' uzaklaştırılmış... Bunu doğru görmek zordur. Demokrasiye inanan kişiler, ulusun oylarıyla gelenlerin yine ulusun oyları ile ışbaşından gitmelerini isterler. Ama bu arada, politikacılara da düşen görevler vardır, o da işler çıkmaza girince, kanlı olaylar ve partizanca tutumlar ağırlığını duyurunca son sözü ulusa bırakmaktır. Yani iktidardan çekilip, yeni bir seçime gitmek... İşin içine başka güçler karışmadan, buna fırsat vermeden... O saygın kişi, "Milletin kendi hür iradesi ile getirdiği ve hür iradesi ile görevden uzaklaştırdığı bir Cumhuriyet hükumeti mevcut değiidir" diyor. Bu. çok kesin bir görüştür. 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971,12 Eylül 1980'deki 'değişimler' dışında, hükümetlerin işbaşına geliş gidişleri hep 'ulus iradesi' ile, yani seçimlerde oy kazanarak ya da oy yitirerek olmuştur. Nedense 'seçim dışı' girişimlerle iktidardan indirilen DP ile AP'dir. Bunun üzerinde de durmak gerekmez mi? O 'saygın kişi' ile daha özgür koşullarda görüşmek, tartışmak isterdim. Mektubundaki başka bir konu üzerinde ki 12 Eylül öncesindeki sonuçsuz kalan ve 12 Eylül eyleminin en büyük gerekçesi olarak ileri sürülen Cumhurbaşkanlığı seçimi konusundaki düşüncelerimi de yarınki yazımda belirteceğim. YONETEN MUAMMER TUNCER Sınavda verilen süre yetersiz * Bizler önceki yıllarda çeşitli nedenlerie ögrenimlerini tamamlayamamış öğrencUeriz. Şimdi bir yandan calışıyor, bir yandan dışandan lise bitirme sınavlanna giriyoruz. Ancak bizim durumumuzdaki ögrencilerin sınavına çoğu zaman angarya gözüyle bakılmakta ve bize suçluymuşuz gibi davranılmaktadır. Size, 19841985 yaz doneminde Çemberlitaş Kız Lisesj'nde yapılan beklemeli ve okul dışı matematik sınavı uygulamasından örnekler vererek bazı sorunlanmızı sergilemek istiyonız. Yanıt verecefinizi umanz. Sınavda bize tanınan süre iki saattir. Beklemeli öğrencilerle birlikte girdigimiz bu sınavda, birçogumuz hem lise H'nin hem de lise IH'ün derslerinden sınava girdik. Bu iki ders için bize tanınan süre yine toplam iki saatti. Bazı sınavlarda ise üç sınıfın sınavma iki saatte girmekteyiz. Yani bir sınav için tanınan süre 40 dakika kadardır. Sonuçta beklemeli ögrenciye tanınan 2 saatlik süreye karşılık bize 40 dakika tanınmaktadır. Bu dunım yönetmeliklere uygun mudur? DIŞARIDAN SINAVA GİREN BİR GRUP ÖĞRENCt • MEGSB'na bağh ortaokullar ile lise ve dengi okullann Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği'nin 41. maddesi şöyle: "Sorufau sorulann cevaplannı yaztnak iizere, öğrencilere en çok iki saatlik zaman tanınır. Okul dışından bitirme sınavlanna girenler için bu süre üç saate çıkarılabilir. Dersin özelligine göre komisyon bu süreleri 1 saal daha uzatabilir." Aynca 42. maddede aynı günde iki sınav yapılabileceğini de belirtilmektedir. 23 dersin sınavına öbür öğrencilerle birlikte giren okul dışı öğrencilere, tek dersten giriyorlarmış gibi 2 saatlik süre tanımak kuşkusuz haksız bir uygulamadır. Yanlış sorular için ne yapalım? * Çemberlitaş Kız Lisesi'nde 1984/1985 vaz dönemi lise II beklemeli okul dışı matematik sorulanndan iki tanesinin yanlış olduğunu sonradan öğrendik. Sınav sırasında, batalı olan 3. ve fen grubunun 10. sorulan bakkında açıklama istedik. Bu isteğimizi •'bildiğiniz gibi yapın" diyerek geri çevirdiler. Uzun süre bu yanlış sorulan yanıtlamak için uğraştık. Önceki yıllarda da buna benzer durumlar olmuştu. Şimdi yapabileceğimiz bir şe} var mı? ÖGRENCİLER * Sorulann fotokopisini uzman arkadaşlarımıza incelettik. Onlar da, belirttiğiniz gibi 3. ve 10. sorulann yanlış düzenlendiği kanısına vardılar. Bu durumda bu sorulann iptali için okul müdürlüğüne başvurmanız gerekir. Sonuç alamazsanız üst makamlara da başvurabilirsiniz. * Lise II edebiyat grubunda 89 ana konu işlenmektedir. Aynı sınavda bize sorulan 10 sorunun 4 tanesi bu konulann >almz birinden idi. Çalıştıgımız bazı konulardan ise hiç sonı sorulmamıştı. Sınav sorularının konulara paylaslınlması gerekmez miydi? Lise II fen ve edebiyat grubuna sorulan 10 sorudan ilk 8 tanesi ortak sorulardı. Farklı olan iki sonı ise belirli bir konudan sorulmuştu. Bize göre daba zor değildir. Eger ayıu sorularla sınava gireceksek niçin fenedebiyat diye gruplar yapılraaktadır? BİR GRUP ÖGRENCİ * Sımf Geçme ve Sınav Yönetmeliği'nin 36. maddesinde "sınavlarda sorulann açık, anlaşılır ve programı kapsayacak şekilde hazırlanmasına özen gösterilmesi" gerektiği belirtilmektedir. Bu duruma göre sınav komisyonunun 10 sorudan dördünü aynı konudan sorması, bazı ana konulardan ise hiç soru sormaması kanırruzca yanlış bir uygulamadır. Dışandan bitirme sınavlanna giren öğrencilere karşı çoğu zaman yönetmeliklerle ve eğitbilim kurallanyla bağdaşmayan bir tutum alındığı uzun süreden beri yakınma konusu olmaktadır. Başta geçim sıkıntısı olmak üzere, birçok zorluklar yüzünden öğrenimleriıü tamamlama olanağını buiamayan bu insanlara yasal kurallar içinde, anlayışh davranmak okul idarelerinin görevidir. Sınav sorulan nasıJ sorulur? İLAN TKİ GARP LİNYİTLERİ İŞLETMESİ MÜESSESE MÜDÜRLÜĞÜNDEN (PROJE YAPTIRILACAKTIR) TKİ Kurumu Genel Müdürlüğü'ne bağlı G.L.t. Müessese Müdürlüğü'nce, aşağıda belirtilen proje işleri, 8/2574 sayılı Bakanlar Kurulu kararnamesi esaslanna göre kapalı zarf ile serbest teklif almak usulüyle ihaleye çıkartümıştır. 1 İŞİN ÂDI VE YERİ: a) G.L.l. Müessese Müdürlüğü Yazıhane ilavesiTAVŞANLI, b) G.L.l. Seyitömer Bölge Müdürlüğü Yazıhane BinasıSEYİTÖMER, c) G.L.İ. Seyitömer Bölge Müdürlüğü Memur YemekhanesiSEYİTÖMER, binalarının mimari, betonarme, sıhhi tesisat, kalorifer tesisatı, elekırik tesisatı, soğutma ve havalandırma tesisau tatbikaı projeleri ve bu konulara ait detay, keşif ve hesaplar vb. 2 YETERLİK BELGESİ: tsteklilerin ilanda belirtilen iş için kapalı zarf usulüyle serbest teklif verebilmeleri için; a) Teknik personel beyannamesi, b) Taahhüt beyannamesi + Kanuni ikametgâh, c) Mali durum büdirisi, d) tmza sirküleri (Ortaklık ise gerekli belgeler), e) Ticaret Odası belgesi (aslı), 0 Bu kabil proje işi yaptıklanm kanıtlayan resmi ve özel kuruluşlardan aldıklan iş bitirme ve çeşitli belgeleri 25.6.1985 günü saat 14.00'e kadar G.L.l. Müessese MüdüılüğüTAVŞANLI Muhaberat Servisine vermelerini gerekmektedir. Belirtilen larih ve saatten sonra yapılacak rauracaatlar telgrafla yapılacak başvurular ve eksik belge tamamlaması dikkate alınmayacaktır. 3 Yeterlik belgesi verilmesi ve uygun fiyatın tespitinde Bayındırbk ve lskân Bakanlığfnın 26.1.1985 tarih ve 18647 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğ esaslan uygulanır. Yeterlik Belgesi 5.7.1985 günü verilecektir. 4 İhaleye iştirak edebümek için yeterlik belgesi alınması şarttır.thale günü ve saati iştirak belgesinde belirtilecek ve G.L.l. Müessese Müdürlüğü'nde kapalı zarf ile serbest teklif almak suretiyle yapılacaktır. 5 İhale konusu iş'işlere ait yerin görüldüğüne dair Müessese Müdürlüğü İnşaat Şube Müdürlüğü'nden ve Seyitömer Bölge Müdürlüğü'nden alınacak işyeri görme belgesinin yeterlik belgelerini teklifleri ile birlikte G.L.İ Müessese Müdürlüğü Muhaberat Servisine verilmesi gerekmektedir. 6 İşin geçici teminatı, teklif bedelinin %3 (üç)'üdür. 7 İhale konusuna ait dosyalar; a) ANKARA'da: TKİ Kurumu İnşaat Daire Başkanlığı, b) ISTANBÜL'da: TKİ Satınalma Müdürlüğü, Odakule İş Merkezi Kat: 12 BeyoğluİSTANBUL, c) İZMİR'de: G.L.İ. İrtibat Bürosu Şefliği 1487 Sokak No: 17/3 Alsancak/İZMİR, d) TAVŞANLI'da: G.L.İ. Müessesesi İnşaat Şube Müdürlüğü'nde görülebilinir. 8 Kurumumuz 2886 sayılı yasaya tabi değildir. Basın: 18328 GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI AKYAZI İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No: 1984/351 Tal. Saıılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeü, adedi. evsafı: Akyazı Ömercikler mahallesi Değirmenler ve Halyolu mevkiinde tapunun pafla 7, ada 24, parsel S, sayfa 641 numarada 8100 M* zemin üzerinde 30 dükkâru olan Rüyam Pasajı adlı binamn zemin kat 2/D no'lu dükkânı kullanan borçlunun 1897/246450 payı 1.341.640 TL.'sı bedelle satılacaktır. SA11Ş ŞARTLARI: 1 Satış 15/7/1985 günü saat 9.30'dan 9.50'ye kadar lcra Dairesi'nde açık artınna suretiyle yapılacaktır. Bu anırmada tahmin edilen kıymetin %75'ni ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 25/7/1985 perşembe günü 9.3O9.5O'de ikinci artırmaya çıkanlacakur. Bu artırmada da rüçhanlı alaeaklılann alacağını ve satış raasraflarım geçmesi şartiyle en çok artırana ihale olunur. 2 Artırraaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %10'u nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar rnilli bir bankamn teminat mektubunu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıa istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellâliye resmi ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 tpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ( + ) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarıru dayanağı bdgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır, aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse lcra ve tflas Kanununun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve Vo 10 faizden alıcı ve kefılleri mesul tuıulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerın şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 984/351 Tal. sayılı dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmaları ilân olunur. 23.5.1985 (+) İlgililer tâbirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 18278 PERİHAN EDEOĞLU (DEHMEN) ile Arkadaşımız ALİ EDEOĞLU evlendiler. Mutluluklar dileriz. ÇAĞDAŞ VE CUMHURİYET ÇALIŞANLARI MÜZAYEDE SALONLARI Antikalarınız, tablo, halı, hat ve kitaplarınız, her türlü değerli eşyalarınız sizler için değerlendirilir, sergilenir ve müzayede edilir. Sürekli müzayede: Her perşembe saat 14.00'te İlk müzayede: 13 Haziran 1985 perşembe saat 14.00'te. Yerebatan Cad. No: 37 Cağaloğlu/lstanbul Tel: 526 43 89 İLAN SATILIK TEKSTtL MAKİNELERİ BERGAMA PAMUK İPLİĞİ VE DOKUMA ŞANAYİİ T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN A) Şirketimiz tarafmdan aşağıda cinsleri ve adetleri yazılı çalışır durumdaki tarak makineleri ile sökülmüş vaziyette fabrikamız sahasında muhafaza edilen 3 adet katlama makinesi ile 1 adet yakma makinesi teklif almak suretiyle satılacaktır. B) Kapalı teklif mektuplannın en geç 17 Haziran 1985 Pazartesi günü saat 15.30'a kadar bizzat fabrikamıza verilmesi veya posta ile gönderilmesi gerekmektedir. Postadaki gecikmeler dikkate almmayacaktır. C) Geçici teminat tutan makinenin hizasına yazılmış olup, ihaleyi müteakip verilen fiyatın °7olO'u iblağ edilecektir. D) Şirketimiz 2886 sayılı Kanuna tabii olmayıp, satışı yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. E) Makinelerle ilgili satış şartnameleri Fabrikamız Ticaret Müdürlüğünden temin edilebilir. Önceden haber verilmek suretiyle makineler yerinde görülebilir. MAKİNENİN MARKA VE CİNSİ MODELİ ADEDt TEMİNATI Tarak Makinesi Textima 1960 10 300.000. tplik Katlama Makinesi Textima 1960 3 60.000. Yakma Makinesi 1 15.000 Textima 1957 1138518397 İLAN İSTANBUL 7. ŞULH HUKUK MAHKEMESt HÂKİMLİĞİ'NDEN 1984/803 ölü Hüseyin Öztürk eşi Feride Öztürk'ün 2644 sayılı tapu kanununun 5. maddesi gereğince 1 hafta içerisinde dilekçe ile mahkemeye tercihini bildırmediği takdirde mirastan mülkiyeti seçtiğine karar verileceği ilanen tebliğ olunur. 3.6.1985 BAYBURT ASLIYE HUKUK MAHKEMESİNDEN Sayı: 1984/90 Davacı Bayburt A. Dikmetaş köyünden Şaban Uyanık, vekili Avukat Zeki Çolak tarafından davalı Kapıköy Maçka, Trabzon adresinde mukim Fatrna Uyanık aleyhine açmış olduğu şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davasının mahkememizde yapılan açık duruşması sırasında: Davalı Fatma Uyamk'm bütün aramalara rağmen adresi tespi; edilip adına davetiye tebliğ edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmişür. Dunışmarun bırakıldığı 10.7.1985 günü saat ll'deduruşmada hazır bulunması veya bir vekil marifeti ile kendisini temsil ettirmesi, duruşmada hazır bulunmadığı ve vekille de kendisini temsil ettirmediği takdirde, H.U.M.K.'nın 213 ve ilgili diğer maddeleri gereğince duruşmanın yokluğunuzda yapılacağı ilanen tebliğ olunur. Basın: 17896 İLAN SOSYAL SİGORTALAR KURUMU İSTANBUL SATINALMA SİGORTA MÜDÜRLÜĞÜNDEN Dosya No: 8100102 1 Kurumumuz ihtiyacı 2 adet Laser (Fotokaagülasyon) Cihazı Dövizi Kurumumuzca karşılanmak suretiyle dış piyasadan saunalınacaktır. 2 Bu işe ait İdari ve Teknik Şannameler ile Mukavele ömeği, Mümessillik Belgesi ibraz edilmek suretiyle mesai saatleri dahilinde I No.'lu Satınalma Komisyonumuzdan ücretsiz olarak temin edilebilir. 3 îhaleye iştirak etmek isteyen firmalann; bu işe ait tdari ve Teknik Şartname esaslan dahilinde hazırlayacakları teklif mektuplarını en geç 12.7.1985 Cuma günü mesai saati sonuna kadar İstanbul Beyoğlu Kalyoncu Kulluğu Cad. Mallı Han'daki Müdürlüğümüze vermeleri veya aynı gün ve saatte bulundurmak üzere posıa ile göndermeleri gerekmektedir. 4 Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. 5 Kurumumuz 2886 sayılı yasaya tabi olmadığından; ihaleyi yapıp yapmamakıa, istediği fırmaya yapmakta ve dilediği miktarda almakta serbesttir. Basın: 17791 ÇUMRA SULH HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN Esas No: 1985/82 Davacı îbrahim Harman tarafından Yaşar Canatay, Eşref Ünüvar ve diğer kayıt malikleri aleyhine açılan Çumra ilçesi Fethiye köyünde kaim tapunun cilt 2, kısım 195 sırasında kayıtlı tarlanın ortaklığının giderilmesi davasında, Fethiye köyünden Nusret kızı Yaşar Canakay ile Nusret oğlu Eşref Ünüvar'm adresine çıkanlan davetiyenin tebliğ edilemediği zabıtaca yapılan araştırmayla da adresi tespit olunamadığından davetiyenin ilanen tebliğine karar verildiğinden, davahların 2.7.1985 günü saat 9.00'da duruşma salonunda hazır olmaları veya kendilerini vekille temsil ettirmeleri, aksi halde duruşmanın yokluklannda yürütüleceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 18284 İLAN KARŞIYAKA İKİNCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİNDEN Sayı 1984/396217 (HÜKÜM FIKRAS1 TEBLİCİ) Karşıyaka ilçesi 6436 Sokak No: 32'de mukim bulunan Mehmet Aydoğdu tarafından. davalı İstanbul, K. Çekmece Güvercin Caddesi, Toy Sokak No: 21 'de oturan Türkan Aydoğan aleyhine açılan boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda; Tarafların boşanmalarına, peşin alınan harcın ilarn harcı olarak mahsubuna, 4580 lira muhakeme masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, temyizi kabil olmak üzere 28.3.1985 tarihinde karar verilmişür. Işbu hüküm fıkrası, yukarıda adı ve adresi yazılı ve halen de tebligata salih adresi tespit edilemeyen, davalı Türkan Aydoğan'a tebliğ yerine kaim olmak Uzeren ilan olunur. Basın: 18169
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle