27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 4 HAZİRAN 1985 'Demokrasiyi biz savunuyoruz' HADt ULUENGtN BRÜKSEL Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) Genel Başkam Erdal Inönü, erken seçim için Türkiye'de gerekli koşullann oluşmakta olduğunu söyledi. Inönü, demokrasi konusunda, "Biz iktidar olursak, demokrasiyi gerçek leştiririz" dedi. Cumhuriyet muhabirine özel demeç veren Erdal tnönü, kurulmakta olan DSP'yle ilgili olarak tartışmaya girmek istemediğini belirtti. Erdal Inönü 'ye sorulan sorular ve SODEP Genel Başkanı'nm yanıtlan şöyle: Bugiin mevcut parlamentonun milli iradeyi yansıtmadığı ve bu dunımun erken seçirale değişebileceği göriişünüzden yola çıkarak, böylesine bir erken seçimin mümkünliik ihtimali nedir? Sizce erken seçimlerin olabilmesi için tayin edici etken parlamento ve iktidar partisi içindeki etkenler midir? Eğer böyle ise, bu etken ve gelişmeler ne olabilir? INÖNÜ Meclisteki çoğunluk partisinin erken seçim istemesi için birtakım sıkıntı ve zorluklara düşmesi gerekir. Bu sıkıntüar, hiç şüphesiz, önce ülkedeki yönetimden doğan ekonomik zorluklar olarak düşünülür. Bunlann sonuçları parti içinde huzursuzluk dofunır. Aynlmalar olur ya da olması ihtimali belirir. Bu önceden bilinemez. Ama, çoğunluğu olan bir iktidar partisinin erken seçüne gitmesi için, bu çoğunluğu muhafaza edemeyeceğini görmesi gerekir. Türkiye'de böyle bir erken seçimi meydana getirecek olaylar var. Bunu da, bugünkü ekonomik politikanın halkı daha çok sıkıntıya sokmasından çıkartıyorum. Bu sıkıntılar iktidar partisi içinde de yansıma buluyor. Daha evvel de ömeklerini gördük. Hükümetten ayrüanlar oldu. Bunlann temelinde yine hükümetin aksakhklan yatıyor. Bunlar giderek artukça çatlaklar ve aynlma ihtimaUeri doğurur. Hükümet partisi de bunu önlemek için erken seçime gidebilir. Şu anda, erken seçim olabilir dediğim zaman bunlan düşünüyomm. 16 ARA SEÇİMLERİ ERKEN SEÇİM IÇtN GÖSTERGE OLACAK Erken seçimlere yol açabOecek, pariamento dışında ve iilke genel siyasi dinamiginde başka bir gelişme olabilir mi? INÖNÜ En önemli etken, yönetimin yanlışlan ya da yönetimin doğuracağı sıluntılardır. Tabii bunlann kendini göstermesi çeşitli şekillerde olabilir. Bir tanesi yapılması beklenen ara seçimlerde iktidar partisinin büyük bir yenilgiye uğramasıdır. Yani sizce ara seçim sonuçlan erken seçimlere yol açabflecek başhca gösterge mi oUcak? tNÖNÜ Ara seçimler, hükümetin, iktidar partisinin iyice aleyhinde bir sonuç . vegdjği takdirde tam bir gösterge olacakör. Bu söziinii ettigraiz ve esas olarak iktidar partisine bagımh etkenlerin dışında erken seçimlere yol açabOecek başka etkenler var mı? İNÖNÜ Ekonomik zorluklar, ülkenin yönetiminden doğan memnuniyetsizlik esas etkenlerdir. öbür etkenlerin hepsi bunlann arkasında kalır. SODEP kaçök kurtüMyı ertesinde partinizin daha "radikalleştigi" söylenmekte, en azmdan bu böyle algdanmaktadır. Demokrasi sınırlannın genişletilmesi kiiçük kurultavdan sonra partinizin ilk ve acil görevi olarak daha mı belirginleşmistir? Yani, ner ne kadar birbirierini tamamlamaktaysalar da, SODEP için. demokrasi smırianmn genişietilınesi bugiin acflen parlamentoya ginnekten daha mı önemli bir konuma geimiştir? tNÖNÜ Ben, SODEP'in işlevini zaten başından beri demokrasinin tam anlamıyla yerleşmesi için çalışmak diye görüyorum. Bu da bir süreç. Onun için, Pariamento ve demokrasi ilişkisi konusundaki sorunuza gelince, bunlar bence hep aynı konunun çeşitli şekillerde ele alınması. Parlamentoya bir an önce girmekle demokrasinin bir an önce işlemesi için çalışmak konusunda bence bir fark yok. Biri öbürünü dışlamıyor. Zaten bugünkü demokrasimizin kusurlarından birisi, parlamentodaki partilerden hepsinin milli iradeyi yansıtmaması. 25 Mart seçimleri gösterdi ki, parlamentodaki muhafcfet partilerinin tabanlan onlan tekrar Meclise getirecek kadar fazla değil. Bu daha 25 Mart 1984'te meydana çıktı. Aradan geçen bir senede aynı doğmltuda gelişme olduğu anlaşüıyor. Onun için, once parlamentoya gireceğiz sonra demokrasi ile uğraşacağız şeklinde bir şey söylemek yanlış olur. Zaten, parlamentoya, parlamento dışındaki partilerin girmesi demokraside bir ilerleme olacaktır. Onun için demokraside ilerleme olmasım istemek bunu da istemek demektir. Bunlar birbirlerinin dışında şeyler değülerdir. Ya o, ya öteki değil, ikisi birden. Birisi öbürünün parçası. Onun için bunu sürekli bir süreç olarak gönıyorum. Pariamento dışındaki diger muhalefet partisi DYP, kongrede strateji ve ana bedef olarak iktidara gelmeyi degil, demokrasinin sınırlannın genişletilmesini saptadı. tlk bakışta. DYP'nin bu önceliği sizin bem onceki demeçlerinizle hem de demin söylediklerinizle farkJı goninmektedir. DYP'nin bu stratejisini nasıl degerlendiriyorsunuz? tNÖNÜ Böyle bir aynmı gerçekçi görmüyorutn. Biz demokrasiye inamyorsak, kendi partimizin iktidara geldiğinde demokrasiyi tam anlamıyla işleteceğine inamyorsak, o zaman bizim iktidara gelmemiz etkin çaredir. Bunun için, biz iktidara gelmeyi düşünmüyoruz ama demokrasinin gelişmesi için çahşıyoruz derken, seçim yapılırsa ve bizi iktidara getirirse bunu kabul etmeyecek miyiz? Bizce, orda da böyle bir aynmın anlamı yok. Bunlar hep aynı şey. Biz, mademki demokrasinin normal çalışması, tam çalışması, bütün kurumlanyla çalışmasını isteyen bir partiyiz, bu da, en önce ve rahat bir şekilde bizim iktidar olmamızla gerçekleşir. Çünkü biz buna inanan bir partiyiz ve tabii ki iktidara gelirsek bunu yapacağız. Iktidarda değilken de bunu istiyoruz. Ama, muhalefet partisi olarak bunu isteyerek bir şey söylemiş oluyoruz. Fakat iktidara gelirsek bunu gerçekleştirmede elbet daha büyük mesafe ahnz. Çünkü elimizde güç olur. Onun için ben bu aynmlarda o kadar üzerinde durulacak bir fark gönnüyonım. Peki SODEP Başkam olsrak DYP'nin yukanda söziinü ertigim stratejisi hakkında ne diişünüyorsunuz? tNÖNÜ Genelde ben başka partilerin davramşlanna değinmiyorum. Fakat şu kadannı söyleyebilirim. Bunlar aynı şeylerin çeşitli söylenişleridir. Eğer bir parti amaçlaıinı gercekleştirmek için iktidara gelirse bu iyidir. Çünkü o zaman kanunu de SODEP lideri Erdal înönü'nün Cumhuriyefe özel demecv Ben, SODEP'in işlevini başından beri demokrasinin tam anlamıyla Yerleşmesi için çalışmak olarak görüyorum. Bu da, bir süreç. Parlamentoya bir an önce girmekle demokrasinin bir an önce çalışması konusunda bence bir fark yok. Zaten bugünkü demokrasimizin kusurlarından biri, parlamentodaki partilerden hepsinin milli iradeyi yansıtamaması. ğiştirir. Eksik taraflan neyse düzenlemeler yapar. Onun için, biz iktidara gelmek istemiyoruz demokrasiyi geliştireceğiz demek fazla bir şey ifade etmez. Her ne kadar DYP hakkında fazU bir yonım yapmak istemiyorsanız da, Cindornk'un bu partiye başkan olması ve bunun daha ötesinde, beUrii bir göraşüa yani yukanda söziinü ettiğim "demokrasi" öocelifinin DYP kongresinde pekişmiş gözükmesiyle büiikte, bir SODEPDYP yakınlaşm^sı daha fazla müınkün ohır mu? Eko; ve sryasi yaldaşmüar farklı oba büe, partinizin en azından asgari müştereklerde DYP ile iş ya da güç birligi yapması beklenebilir mi? Bu asgari müştereklerin sııın nereye kadar nzanabilir? İNÖNÜ Demokrasinin yerleşmesi için parlamento dışındaki partiler olarak davranışlannuz DYP ile birbirine benziyor. Bu asgari müşterekler demokrasinin temel ilkeleridir. Bunlar, onlan kabul etmesek de başkalanmn fikirlerine saygı duymak, onlann söylenmesine izin vennek, iktidann seçimle değişmesini istemek, secimlerin dürüst ve serbest yapılmasını istemek, çalışma hayatının sendikalar yoluyla düzenlenmesini talep etmek ve akademik özgürlüğün olması gibi temel ilkelerdir. Bunlann üzerinde, demokrasiye inanan partilerin görüş birliği olması doğal. Peki söziinü ettiginiz ilkeler ve asgari müşterekler DYP ile SODEP arasında mevcut mu? İNÖNÜ Arasında mevcut diye, aramızda bir anlaşma varmış gibi almak doğru değil. Bunun üzerinde bir anlaşma yok. Fakat tabii aslında buna vatandaşlar karar verir. Demokratik ilkeleri biz savunuyoruz. DYP'nin de savunduğu görülüyor. Daha fazla bir şey söyleyemem. Kurulacagı ifade edilen DSP ile SODEP'in birleşme şansı ne ölçüdedir? Sizce ba. DSP'nin de organik bir yapı olarak ortaya çıkmasından sonra iki partinin tek bir çatı albnda toplanmasıyla mı gerçekleşir, yoksa DSP knrulmadan bir birleşme şansı hâlâ mevcut mudur? Nasıl bir zamanlama söz konusu olabilir? tNÖNÜ Bütün bunlara şimdiden cevap verecek halimiz yok. Daha kurulmamış bir parti var. Onun için olasüıklardan hiçbirine cevap veremem. Sadece söyleyeceğim şey, bizim geçen yıl yapılan kurultayımızda, sosyal demokrat kanatta birleşmek için, elimizden geleni yapmamız gerektiği, kurultayın bir karan olarak yeni oluşacak merkez yönetim kuruluna ifade edilmişti. O kurul bugün çalışmakta. Elindeki karar duruyor. Bugün mevcut ya da ilerde kurulacak sosyal demokrat partilerin hepsinin birlikte davranması, birleşmenin sağlanması için elimizdengeleni yapacağız. Ama bu nasıl otacak, o konulara girmem icin coic erken. DSP kurucu çevreleri SODEP'i "icazetli" olmakla, "tepeden kurulmakla" suçlamaktalar. tNÖNÜ DSP'nin kuruculanyla tartışmaya girmiyonım. Bu konuda kararlıyım. SODEP' e gelirilen eleştirilerden bir tanesi de, partinizin bir "estabüshement" partisi olduğu yolundaki iddia. 1970 öncesi CHP'nin bir varyantı olduğu söylenmekte. Bu eleştirilere ne diyorsunuz? tNÖNÜ Böyle tartışmalara girmenin hiçbir yaran olduğunu sanmıyorum. Halkla temaslarunda gördüğüm gerçek, bu gibi soruların vatandaşların zihninde bulunmadığıdır. Vatandaşlar, başta ekonomik ve demokratik rahatsızlıklar olmak üzere, bugünkü sıkıntılan kaldıracak bir partinin olup olmadığmı sormaktadır. Onu anlamaya çalışıyorlar. Bunu yaparlarken de bu söylediğiniz doğmltuda bir kaygı göstermiyorlar. Somut olarak bize güveniyorlar mı, onu anlamaya çabşıyorlar. Bunu da davranışlanmızda buluyorlar. Söyle de yönetici olarak bu tartışmalara girmememiz, fazla ilgi göstermememiz fazla doğru değil. Dikkati dağıtmaktan başka sonuç vermez. Türkiye solundaki tarüşmalardan bir tanesi de "Jakobenlik", "sivil toplum" tarbşması. Üzerinde durulan konulardan bir tanesi, solun askeri müdahalelere karşı olan tutumu. Örnegin 27 Mayıs konusunda sizce, bazı askeri müdahalderi desteklemek bazılanna karşı cıkmak mümkün mıidür? Bu durum şartlara göre degişir mi? Burada demokrat ve sosyal demokrat tavu sizce nasıl olabilir? tNÖNÜ Ben solun böyle tartışmalarla vakit kaybetmesini yararsız buluyonım. özellikle parti yöneticilerinin bu tartışma Türkiye'de erken seçimi meydana getirebilecek olaylar var. Bunu, bugünkü ekonomik politikanın halkı daha çok sıkıntıya sokmasından çıkanyorum. Bu sıkıntılar, hükümet içinde de yansımalarını buluyor. Hükümetten ayrılanlar oldu. Bunlar giderek arttıkça, Çatlaklar ve aynlma ihtimallerini doğurur. özellikle ne yapılırsa bu süreç hızlanır diye sormak bence gerçekçi değil. Bu süreç içinde yapılacak her şeyin katkısı oluyor. Ve bunlar yapılmadığı zaman da eksiklikler kendini gösteriyor. Onun için özel olarak şu olay daha çok etkili olacak diye bir şey söylemek istemem. Bunu yapıyoruz. Bu işlemin kendisi bu süreyi kısaltıyor. GECİŞ SÜRECt VE MUCtZE YOKTUR Zaten biz geçiş süreci olduğunu kabul etmiyoruz. Çünkü anayasada böyle bir şey yok. Demokrasiye geçmek için on sene beklenecek diye bir şey yok. Anayasada bazı yasaklar var ama, o yasaklar deraokratik düzenin çalışmasmı engelleyecek şeylerdir diye yazmıyor. Onun için, mesele bugünkü olanaklan tam anlamıyla kullanmak ve daha fazlasını istemektir. Bu da, sürekli olarak üzerinde dunılması gereken, istenmesi gereken ve uygulanması gereken bir sürecin ifadesi. Esrarlı ya da mucize bir hareket yok. Ara seçimler, hükümetin, iktidar partisinin iyice aleyhinde bir sonuç verdiği takdirde tam bir gösterge olacaktır. Yani bundan sonra, iktidar partisinin ve hükümetin yeni genel seçim yapmadan iki sene gitmesi son derece zordur. lara girmesinde bir yarar gönnüyonım. Onun için buna hiç cevap vermeyeceğim. Ama tarihimizi inceleyen arkadaşlanmız, gelecek hakkında tahmin yapmak isteyen teorisyenlerimiz bu konuda tartışabilirler. Bir parti yetkilisi olarak bu konuda tartışmanın bir yaran yok. Bugünkü karşılaştığımız sorunlan çözmek için düşünmek ve uğraşmak gerekiyor. 27 Mayıs için söylenecek çok şey var da bugünkü mesele o değil. Tabii solda entelektüeller çok olduğu için hep bu konuyu tartışarak vakit geçiriyorlar. Bizim ilkelerimiz belli. Demokrasinin gelişmesini istiyoruz. Sivil bir toplum istiyoruz. Bunlar programımızda var. Zaten sosyal demokrat bir parti olarak başkasını isteyemeyiz. Bugünkü gelismeleri hep bu doğrultuda düzenlemeye bu yönde etkilemeye çahşıyoruz. Geçmişteki olaylar üzerinde tartışırken tabii o zamanın şartlarını iyi düşünmek, kendimizi o günkü duruma götürüp, ona göre karar vermek gerekir. O da bizi başka bir düzeye götürür. O günkü şartlan iyi bilenlerle bilmeyenler arasında bir tartışma ortaya çıkıyor. Onu bugüne yansıtarak, demek ki siz bugün de yanlış düşünüyorsunuz, böyle düşünüyorsunuz gibi sonuçlar çıkıyor. Bunlann hiçbir faydası yok. Ama 27 Mayıs*ın şartlarmı göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu dönem öncesi sıkıntılan göz önüne almak gerekiyor. 27 Mayıs'ın birtakım sıkıntüan ortadan kaldırdığı bazı ferahlamalara yol açtığı varit gözüküyor. Biz, madem ki demokrasinin normal \ çalışması, bütün kurumlarıyla çalışmasını isteyen bir partiyiz, bu da, en önce ve rahat bir şekilde bizim iktidar olmamızla gerçekleşir. Çünkü biz buna inanan bir partiyiz ve tabii ki iktidara gelirsek bunu yapacağız. diğimiz şeylerde buluyorlar. Ama özellikle davranışlanmızda buluyorlar. Onun için ben böyle tartışmalann pratik siyasal değeri olduğuna inanmıyorum. Onun için de bu tür tartışmalara girmiyonım. Isteyenler bu konuda tartışabilirler. Bence halkın bu konularla ilgisi yok. Dolayısıyla, bizim Tabancayı teslim ettim ROMA, (Cumhuriyet) Papa suikastı davasına dün Ömer Bagcı'nın geçen hafta yanm kalan sorgusuyla devam edildi. Duruşmada özellikle Bagcı'nın Mnsa Serdar Çelebi ile ilişkisi ve suikastta kullanılan tabancanın Milano'da teslim edilmesi üzerinde duruldu. Duruşmanın sabah 09.30'da başlayan ve saat 13.00'e kadar süren ilk bölümünde Italyan Yargıç Severino Santiapichi, suikastın hemen ardından Musa Serdar Çelebi'nin, Olten Ülkü Ocağı Başkam E>üp Erdem'i görevlendirerek Bağcı hakkında bir soruşturma ve araştırma yaptırdığını ileri sürdü. Ancak Bağcı bu konuda hiçbir bilgisi olmadığını açıkladı. Bağcı sürekli olarak özdemir'in bu konuyla hiçbir ilgisi bulunmadığmı, Ağca'ya verilen pakette tabanca olduğunu, özdemir'e Isviçre'ye geri dönerken söylediğini öne sürdü. Bunun üzerine savcı Ağca'dan ilk telefonu Vahdettin Özdemir'in aldığuu ve Bağcı'ya elindeki emanetle Müano'ya gidilmesi gerektiğini söylediğini hatırlattı ve Vahdettin özdemir'in tabancadan habersiz olamayacağı görüşünü savundu. Özellilde mahkemenin aynntılar üzerinde durması nedeniyle sorular karşısında bunalan, şaşıran Bağcı, sürekli çelişkih" yamtlar verdi. Bu arada, Milano'da tabancayı teslim ettiğinin enesi günü Olten'de Eyüp Erdem'le buluştuğunu ve tabancayı Ağca'ya teslim ettiğini söylediğini ağzından kaçırdı. Bagcı'nın bu ifadesi üzerine Savcı Marini söz alarak "Sanık Milano dönüşünde buluştuğunu söylüyor" diyerek mahkemenin dikkatini çekti. Aynca özellikie Ağca'nın Bağcı'yla Milano'da buluşması konusunda sürekh' soru sordu ve Bağa'yı zorladı. Bu arada, Savcı Marini Bagcı'nın Bulgar ve Türk makamlanna içinde silah bulunan paketi açtığını söylediğini öne sürmesi üzerine sanık Bağcı, "Yok öyle bir şey, ben böyle bir şey söylemedim" diye yanıt verdi. Sava bu ifade üzerine bağırarak, "Artık gerçeği söyle. Martella'ya degil Türk ve Bulgar makamlanna da paketi açıp tabancayı gördüğünü söylemişsin" deyince Bağcı, "Evet paketi açbm bir beze sanlıydı" yanıtını verdi. Savcımn üzerinde durduğu bir başka nokta da Musa Serdar Çelebi'nin 31 Mart 1981 tarihinde Zürih'e konferans için gelmesi ve burada Bağcı ile buluşması oldu. Savcı bu buluşmaya Eyüp Erdem, Mahmut tnan ve Erdal Ünal'ın da geldiğini ileri sürerek Bağcı'ya "Tabancayı Ağca'dan bu tarihten sonra mı aldın?" sorusunu yöneltti. Ancak Bagcı'nın yanıtlan her zaman olduğu gibi yine "Hatırlamıyonım" şeklinde oldu. Bu arada, Bağcı'ya suikastta kullanılan tabanca ve tabancanın bulunduğu çanta gösterildi. Bağcı "Olabilir benziyor" şeklinde yanıt verdi. Mahkeme heyeti aynca dava klasörlerinde yer alan çeşitli fotoğrafları gösterirken, Bağcı bunlardan Erdal Ünal, Mahmut Inan, Vahdettin özdemir, Mehmet Şener, Eyüp Erdem ve tsviçre'de çalışan Serco PappareUi adh ttalyanı teşhis etti. Savcıdan sonra Yargıç Santiapichi de Bağcı'ya Mehmet Şener'le ilgisini sordu. Bağa, Şener'i en son 1981 şubat ve mart aylannda gördüğünü, Şener'i Ali adıyla tanıdığını, bu kişinin gerçek adınm Mehmet Şener olduğunu 2 Haziran 1982 tarihinde yakalanmasından sonra öğrendiğini öne sürdü. Şener'in Olten'de Eyüp Erdem'in yanında 34 ay kadar kaldığmı söyledi. İtalyan yargıç son olarak Bagcı'nın Eyüp Erdem ile birlikte Bulgaristan üzerinden Türkiye'ye yaptığı yolculuğu gündeme getirdi. Sava bunun üzerine Bağcı'ya 30 Ağustos 1980 tarihinde Bulgaristan'a giriş yaptığını, ancak Türkiye'ye çıkışın 1 eylül olarak saptandığım belirterek bu tarihe kadar Bulgaristan'da ne yaptığını sordu. Bu noktada ifade verirken Bağcı, "Bulgaristan'da benim ne işim olabilir. Herhalde burada yanlışlık var. Yanlış tarih vurmuşlardır pasaportuma" diye konuştu. Duruşma bugüne bırakıldı. OmerBağcı, Milano dönüşü Eyüp Erdem'e hesap verdv Arslarfda 4hizmete özel' belge çıktı (Baştarafı 1. Sayfada) de bulunduğundan, henüz ciddi bir sorgudan geçirilmiş değil. Samet Arslan'ın üzerinden 979424 numaralı boş bir Türk şoföru ehliyeti çıktı. Samet Arsİan'ın çantasında Fransa'da bir grup Türk ile çektirdiği çeşitli fotoğraflar, boş bir diploma ve "hizmete özeT belgeler bulundu. Arslan'm üzerinden biri sahte pasaport, biri oturma izni biri de öğrencilik belgesi olmak üzere üç ayrı kimlik çıktı. Bunlardan oturma izni ile öğrencilik karnesinin Samet Arslan adına düzenlenmiş olduğu belirlendi. Pasaportun da sahte olduğu anlaşıldı.Fransız polisi Arslan'ın taşıdığı pasaportun sahibini anyor. Samet Arslan'ın üzerinden çıkan belgelerin nitelik ve numaraları şöyle: "Office Francais Des Refugies et Apartrides..." Fransız hükümetine siyasal sığınma hakkı için başvuru yapıldığını gösteren bu belge 0019549 numarasını taşıyor. Bu başvuru, 23 Kasım 1982 tarihinde yapılmış ve C41359 numarası ile işlem görmüş. öğrenci belgesinin üzerinde de şunlar yazılı: "tnstitud de Langue et de Culture Francaise Cane d'Etudiant Francer 1900 Lyon 70344. 1.1983" Arslan'ın üzerinden aynca, "SC No: 502211" numarası U yonetıcı . ocenet'ı sectı Türkiye'de 730 kuruluşun yöneticisi, haberleşme sorunlannın çözümü için Spacenet'i seçti. Elektronik özel telefon santralı Spacenet, 100'ü aşkın ilginç özelliğiyle, istendiğinde artınlabüen kapasitesiyle, bugünkü ve yannki telefon santralınızdır. NetaşPTT işbirliği ve en etkin satış sonrası servisi ile Spacenet, ülkemizin bugün birçok seçkin kuruluşunda şıyan boş bir evlenme cüzdanı ile damga yapmaya yarayan maddeler çıktı. Bordo üzerinde kırmızı Montgomeri ile ayağında mavi blucin bulunan Arslan'ın, Papa suikasti sırasında kaçarken resmi çekilen gence benzediği ileri sürülüyor. Arslan'ın üzerinde aynca Fransa'da çekildiği sanılan çeşitli resimler de bulundu. Bu resimlerden birinde görülen esmer, uzun boylu gencin vesikahk fotoğrafı da Arslan'ın üzerinde bulundu. llgililer, Türkiye*den henüz Arslan ile ilgili bir bilginin gelmediğini de söylediler. Arslan'ın bu hafta sorgulanması bekleniyor. Bıılgarlarla kara taşımacılığı konıısıında görüşmeler yapdacak ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakam ve Hükümet Sözcüsü Mesut Yılmaz, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başkanlık ettiği dünkü Bakanlar Kurulu toplantısında, "Bulgaristan'la özellikle kara taşımacılığı konusunda ortaya çıkan güçlükleri gidermek için görüşmeler yapılması konusunda da jir temayül belirdiğini" söyledi. Cumhurbaşkanı Evren'in bir süre başkanlık ettiği toplantıda, Ankara, tzmir, Artvin, Erzincan, Ordu ve Edirne'de sıkıyönetimin kaldınhnasına ilişkin Milli Güvenlik Kurulu'nun tavsiye karan benimsendi. Toplantıda, sıkıyönetim kaldınlan illerde 4 ay süreyle olağanüstü hal uygulamasına geçilmesi kabul edilirken, Adıyaman, Ağn, Adana, Bingöl, Divarbakır, Elazığ, Erzunım, Gaziantep, Hakkâri, Hatay, Istanbul, Kars, Mardin, Siirt, Tunceli, Şanlıurfa ve Van illerinde sıkıyönetimin 4 ay süreyle devamı uygun bulundu. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Mesut Yılmaz, toplantıdan sonra bir gazetecinin, "Bulgaristan'daki son geüşmeler ele alındı mı?" sorusuna, "Bu konularda politika saptanması konusunda görüşmeler yapıldı. Özellikle ulaştırma konusunda ortaya çıkan güçlükleri gidermek için Bulgaristan'la karşılıklı görüşmelere geçilmesi konusunda genel temayül belirdi" dedi. Yılmaz, "Bulgaristan'a karşı ne gibi önlemler almacak" sorusuna da "Hayır, o kadar detaylı göriışnlmedi. Ulaştırma Bakanı bilgi verdi. O bilgi ışığı altında Bulgaristan'la bir goruşme yapılması temayülü belirdi" yarutını verdi. "Ulaştırma konusunda alınan karaıiarın bir nota ile mi, Bulgaristan'a bildirilecegi" sorusu>nu Mesut Yılmaz şöyle yanıtladı: "Bir nota konusu olacağını sanmıyorum.» Kapıkule'de TürkBulgar yetkilileriyle TIR görüşmeleri sürüyor. Türk TIR'larınm Bulgaristan'dan geçişi sırasında trafık kusuru dışında herhangi bir ceza alınmayacağı konusunda Bulgar yetkililer tarafından teminat verildi. Metaş hızlı, ekonomik, düzenli haberleşme sagjamaktadır. Sizin de işyerinize Spacenet almanızın mutlaka bir zamanı, Spacenet'in işyerinize uygun mutlaka bir modeli vardır. Narilmiı tkctnc Ttkkomuıttkastıon A S İstanbut 335 1100 Ankara: 30 59 16 3067 44 İzmır 21 65 0621 18 95
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle