19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 HAZÎRAN 1985 * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/U Lübnaırda kriz (Baştarafı 1. Sayfada) kaçırma eyleminin yasalara aykın olduğunu söyliiyor. Hangi yasa? Israil vatanımızı yasalara göre mi işgal etti? 700 Liibnanhyı yasalara göre mi tutukladı?" dedi. Berri, "Rehineler arasında Amerikalı Yahudüer yok, sadece 'Amerikan halkı' var" şeklinde konuştu. tSRAİL ABD'DEN İŞARET BEKLtVOR İsrail Başbakanı Şimon Peres bugün yaptığı açıklamada Amerikalı rehinelerin serbest bırakılması için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklantıı söyledi. Bir İsrail Savunma Bakanhğı yetkilisi de, "ABD'nin istegi üzerine 700 Şiiyi serbest bırakmaya hazır olduklannı" söyledi. ABD uçak gemisi Nimitz ve üç refakat gemisinin hızla Lübnan'a doğru yol aldıfı bildiriliyor. Amerikan savaş gemilerinden biri Lübnan açıklannda göriindü. Bu arada hangi ülkeye ait oiduğu belirlenemeyen bir savaş gemisinin dun sabah Beyrut açıklarından geçmesi üzerine Şii milisler gemiye ateş açtı. Ancak gemi isabet almadı. Rehinelerin akıbeti konusunda Nebih Berri'nin açıklamalan bilgi veriyor. Berri, TWA uçağında kesinlikle tek bir yolcu kalmadığım, rehinelerin üçer beşer Beyrut'taki Şii EMEL milislerinin kamplanna götürüldüğünü söyliiyor. Berri, önceki akşam "Yolculann bir kurtarma operasy onuna karşı kendi emriyle başka yeriere götürüldiiğünü" söylemişti. ABD yönetimi uçaktaki Yunanlı şarkıcıyla iki yolcunun serbest bırakılmasını olumlu karşıladığını, ancak yolculann tek tük serbest bırakılmasırun "gayri medeni davranışın en kötü şekli" olduğunu söyledi. Beyaz Saray Sözcüsü Larr> Speakes, Nebih Berri'nin olayın çozumlenmesi konusunda kilit adam olduğunu, ancak tsraıl'in hava korsanlannın isteklerine boyun eğmesini istemediklerini açıkladı. Speakes, 'Teröristlerin isteklerine boyun egmek ileride böyle olaylann yinelenmesine yol açar" dedi. konusunda yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Bizim gerek uçak kaçırma, gerek terorizm karşısındaki tutumumuz gayet açıktır. Türkiye'nin bu gibi eylemlere karşı oiduğu >e tıim ülkeleri n bu konularda uluslararası etldn bir işbirliğjne girmelcrinin geregi defalarca açıklanmış bir konudur." MAHKEMEYE ÇIKARILrYOR Ispanya'nın başkenti Madrid'de geçen yıl Libyalı bir diplomata karşı giriştikleri silahh saldırı sonucu tutuklanan ve TWA uçağıru kaçıran hava korsanları tarafından serbest bırakılmalan istenen iki Şii militan bugün mahkeme önüne çıkartılacaklar. Yetkililer, savcının Muhammed Rahir Abbab Rahal ile Mustafa Ali Celil için 36 yıl hapis cezası isteyeceğini belirtiyorlar. ATİNA, ABD'Yt KINADI AP'nin Atina kaynakh haberine gflre Yunan hükümeti, ABD'nin TWA uçağı olayında Yunanistan'a karşı bir "karalama kampanyası" açtığıru öne sürerek Washington'u kmadı. Papandreu hükümetinin hava korsanlannın arkadaşı olan 21 yaşındaki bir Lübnanh Şiiyi serbest bırakması ve Cezayir'e göndennesi ABD tarafından eleştirilmişti. Batı Avrupa ve ABD basınında aynca Atina havaalanındaki güvenlik önlemlerinin yetersizliği de eleştirilmişti. Vize olayinda Suriye ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suudi Arabistan'm Hatay doğumlu Türk vatandaşlanna vize vermeyi reddederken, bu kişilerin Suriye tarafından kullanılabilecekleri kaygısmdan yola çıktığı öğrenildi. Halen Hatay'da yaşayan Arap asıllı Türk vatandaşlan arasında Suriye ile akrabalık bağı olanlar da bulunuyor. Bunlann arasında Suriye Devlet Baskanı Hafız Esad ile uzaktan akrabalık bağı bulunanlann da yer aldığı biliniyor. Ankara'ya ulasan bilgilere göre, geçen yıllarda hac zâmanında Kâbe'de İranlılar tarafından çıkartılan olaylann tekrarlanmasından çekinen Suudi Arabistan yönetimi, Hatay doğumlu Türk vatandaşlarının da Suriye rejimi tarafından yıkıcı amaçlarla kullanılabileceği kaygısını taşıyor. Türkiye, diplomatik kanallardan yaptığı girişimlerde Suudi Arabistan'm bu konudaki kaygılarını gidermeye çalıştı ve "hiçbir Türk vatandaşının luşkırtmalara kapılacagına ihtimal vermediğini" bildirdi. Yetküiler, Suudi Arabistan'm bu tutumunun kimi yorumlann aksine, Hatay'ın statüsü ile ılgili bulunmadıgını bildirdiler. Bu arada, Hatay doğumlulara vize verilmemesi uygulamasının hac döneminden önce ortaya çıktığı, ancak hac döneminde ise doruk noktasına ulaştığı bıldirildi. TÜRKİYE'NİN GÖRÜŞÜ Dışişleri Bakanhğı Sozcüsu Yalım Eralp, Amerikan TWA uçağının kaçınlması ve yolculardan bazılannın rehin alınması GÜNÜN ADAMI: NEBİH BERRİ Olaylara hâkim olabüecek mi? £H$ Haberier Servisi Beyrut'taki son bunabm Şii EMEL örgütünün lideri ve Güney Lübnan 'dan sorumlu Bakan Nebih Berri'yi "günün adamı" durumuna getirdi. 56yaşındaki avukat Berri, Şiiler arasında ıhmh bir iider olarak tanımyor. Berri'nin EMEL örgütü, daha radikal görüşlere sahip tran yanltst Şii Hizbuliah'la sürtüşme içinde. Hizbullah'ın Lübnan 'da tran modeîi bir Şii devrimi yapılmasını istemesine karşıhk, Nebih Berri Şii akımıntn radikal yola yönelmesini önlemek için büyük çaba har milisleri olmadıklannı açıkladı. Batıh gözlemciler de bu açıklamayı kabui ediayor. Bu yüzden de çeşitli çevrelerin sert eleştirilerine hedef oluyor. Bu eleştiriler özellikleson za yorlar. Ancak sorun da bu noktada ortaya çtkımanlardayoğunlaşmış ve Hizbullah, Berri'nin Şi yor. Berri, kendi örgütünden olmayan hava korUeri temsU edemeyeceğini öne sürmeye başlamıştı.sanlannı ve onların arkasındaki diğer örgüt ya da ülkeleri ne süre kontrol edebilecek. Hizbullah, Güney Lübnan 'da Israil'e karşı saBBC'nin Beyrut muhabiri, önceki gece yaptığı vast kendilerinin yürüıtüğünü, Nebih Berri'nin ise yorumda, hava korsanlannın "radikal bazı Beyrut'ta Suriye'nin kuklası bir hükümette Hıris örgütler" tarafından desteklendiğini, bu örgütletiyanlarla birlikte yer aldığım ve Lübnan Kurtu rin Nebih Berri'nin kontrolünde olmadığını betirtluş Savaşı 'na katılmadığını öne sürüyor. ti. Aynca bu örgütierin gerisinde de bazı ülkeleBu durumda son uçak bunahmı, Nebih Berri' rin bulunabileceği belirtüiyor. Bu durumda olayye sarsılmıs olan prestijini kurtarmak için büyük lann Nebih Berri'yi aşması olastlığı üzerinde dubirfırsat oluşturdu. Berri, Israil'de tutuklu bulu ruluyor. nan 766Şii'nin serbest bırakumasmısağlayabiiirse, Her durumda Nebih Berri, Şii toplumu içinde Şii toplumu içinde lidertiğini garantiye alabilecek. sarsılmış olan prestijini kurtarmak için önüne çıBu arada kan dökülmesini önlediğinden Batıhlar kan fırsatı değerlendirerek önemli bir kumar oynadı. arasında da prestiji artacak. Ancak sorun, Berri'nin olaylara hâkim olabiBu kuman kazanıp kazanamayacağını zaman lip okunayacağı. Berri, hava korsanlannın EMEL gösterecek. ÎPSALA 'DAN GÎRİŞ YAP1YORLAR Bayram öncesi Almanya'da çalışan işçilerimiz yoğun bir biçimde yurda gelirken, tpsala sınır kapıstndan yapılan girişlerin arttığı görülüyor. Yunanistan yolunu tercih eden araba ve TIR şoförleri, Bulgaristan 'ın özellikle Türk şoförlerine uyguladıp baskı ve cezalardan çekindikleri için bu yolu tercih ettiklerini söylüyorlar. (Fotoğraf: FUSUN ÖZBÎLGEN) Sınır kapılan sakin, Kapıkule yerine İpsala tercih ediliyor Bulgaristan'ı bırak9 Yıınanistaıulan geç Kapıkule gümrük kapıstndan son üç günde 10 bin 400 araç giriş yaptı. İpsala'dan da bine yakın giriş oldu. Kapıkule'den girişler geçen yıla göre azaldı. İpsala'dan girişler ise arttı. FÜSUN ÖZBİLGEN Türkiye'nin dış kredi itibarı yenîden (Baştarafı 1. Sayfada) yon lirayı buldu. 1982 kân, bir önceki yıl 136 milyon liraük duzeyinden, 3 milyara yukselen Kızılay Şubesi Müdttrü Fikret öngen ile şube personeli Genel Müdürlükçe ödüllendirildiler. Kızılay şubesi ve işadamı Kemal Horzum arasmdakı kredi ilişkisine ait rakamlar 1983 yılında da artış grafiği gösterdi. Banka şubesi, güvendigj kredi müşterisinin "jabgi kefoleti"ni teminat olarak kabui ederek, yabancı bankalara Kemal Horzum'un şirketlerine açacaklan prefinansman kredileri için kefil olduğunu gösteren teminat mektuplan düzenlemeyi sürdurdü. 1984 yıiı temmuz ayında yayımlanan 30 sayılı, Turk parasının değerine ilişkin kararda getirilen yeni bir kolaylık, Kızılay şubesince hemen "muteber kredi muşterisi" konumunda bulunan Kemal Horzum'a da tanındı. Söz konusu kararın 21. maddesine dayanılarak, yabancı bankalara, "Kemal Horzun^ un ihracabnın geri dönmesi halinde bile bankaoın işadanunın borcunu asüeneeegini" duyuran hukümler, yeni teminat mektuplanna eklendi. Yabancı bankalara yönelik teminat mektuplanmn aJtındaki 2 imzadan biri Kızılay Şubesi Müdürü'ne, diğeri de Şube Kambiyo Şefi'ne aitti. tŞLER KARIŞIYOR Ancak 1984 yılının ikinci yansında Kemal Horzum1 un ihracat temposunda bir aksama görüldü. Kuüandığı kredılerin hemen tamamı, ihracat karşılığı kapatılma taahhüdü tasıyan işadamı, bankanın Kızılay şubesine "ihlacatta tılt»mlıhk dönemine girdigiııi" bildirdi. Bu tarihte, yani 1984 yılı temmuz ayında Kemal Horzum'un Emlak Kredi Bankası aracılığıyla kullandığı dış kredilerin toplarnı 30 milyon dolara ulaşıyordu. Banka, isadamı Kemal Horzum'un borcunu geri ödeyebilmesi için "ek snre" istemıru kabui etti. Banka yönetiminde aynı döneme rastlayan bir gelişme ise, Genel Müdurloğe vekalet eden Erol Kıcunan'uı 23 Kasım 1984 tarihinde bu görcve asaleten atanması oldu. Bankanın, kendisine tanıdığı ek süre içinde "çlerini yolunt koydoğunu" bankaya müjdeleyen Kemal Horzum, yeni bir iş alanına el attı. Kemal Horzum'un ortağı bulundugu BC Havayolları şirketi, 1984 sonbaharında kunıldu. Şirket, DPT Teşvik Uygulama Başkanlığı'mn 25 şubat tarihli bir yazısıyla, 200 milyon liralık öz sermayesi karşılığında, 22,6 milyar liralık bir teşvike hak kazandı. Emlak Kredi Bankası'nı kendi deyimleriyle "anMen $ok"a sokan teleksler ise, 1985 Nisan aymda yagmaya başladı. Banka Genel Müdürlüğü ile Kızılay şubesi yetkililerinin adını bile duymadıklan yabana bankalardan gelen teleks mesajlannda yer alan ortak çağn, "Kemal Horzum'un şirketlerinin dış borçlannı ödeyememeleri nedeniylt Emlak Kredi Bankası'nın kendikrine ödeme yapması" yolundaydı. Genel MüdUrluk, Kızılay Şubesi Müdürü ve Kambiyo Şefi'nin ifadesine basvurdu. Şube elemanları, yabana bankalann tarih, şifre ve numaralannı verdikleri teminat mektuplanndan yaklaşık 30 milyon dolarlık bölümiın kendilerince düzenlenmediğini, edinilebilen birkaç mektuptaki imzalann sahte olduğunu ileri sürdüler. Emlak Kredi Genel Bankası Genel Müdürlügü, teminat mektuplanmn aitında imzası görülen Şube Müdüru ve Kambiyo Şefi'ni pasif görevlere atadı. Ote yandan Bayındırbk ve tskân Bakanhğı, Emlak Kredi Bankası müfettişleri iie yeminli murakıplar geniş çapü bir soruşturmaya başladılar. YABANCI BANKALARA BAŞVURU Mayıs ayı içinde vadesi dolmuş alacaklan için Emlak Kredi Bankası'na başvuran yabancı bankalardan teminat mektuplanmn asıllan istendi. Amaç, teminat mektuplanmn uzerindeki imzalann, Kızılay şubesi yetkililerinin ıfadeleri uyarınca sahte olup olmadıgının saptanmasıydı. Kızılay şube yetkilileri, Banka Teftiş Kunılu'ndaki ifadelerinde, özellikle geçen 1984 yılı temmuz ve agustos ayından bu yana düzenlenen teminat mektuplanmn ımzalannın sahte olduğunu ileri surUyorlardı. Ne var kı, yabancı bankalara başvuran Emlak Kredi Bankası müfettişleri, bu bankalardan teminat mektuplanmn asıllarını temin edemediler. Kendilerine verilen fotokopiler ise, imza incelemesi açısından hukuken geçersiz sayılıyordu. "Yabmna bankalann tutumnnu garip buldugunu" ifade eden Emlak Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ergin Okur, şöyle dedi: "Keadüerinden teminat mektupUnma aallannı isterlerse Tıirk, isterlerse yabancı adli makamlara teslim etmelerinl laJep ettik, yanasmadılar. İmzalann sahte çıkması halinde, alacalüannıa yaaacagından cndişe duyuyorlar sanmn.." Kızılay şubesine paralel teleks çekilmesi gıbi "polisiye iddialann" da ortaya atıldığı imza soruşturmasında yabancı bankalardan anlayış görmeyen Emlak Kredi Bankası için başvurulacak iki kapı kalmıştı. Geçen hafta cuma günıi lsviçre'ye giden banka Genel Müdür Yardıması Ergin Okur, bankanın Dusseldorf ve MUnih temsilcileriyle birlikte Kemal Horzum'la görüştü. Horzum, Okur'un ifadesine göre, "Loodra'da bazı bankalarla temasta bulunduğonu, borcunu muliaka geri odeyecegini, bayram sonunda Tnrkiye'ye dönecegini" söyledi. imzalann doğru çıkması halinde, bankanın altına gıreceği 30 milyarlık >"ükün nasıl karşılanacağına ilişkin bir toplantı da, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'in ofisinde duzenlendi. Banka Genel Müdürü Erol Kıcıman'a göre, "Kaya Erdem'e bilgi verilen" bu toplantıda, Merkez Bankası BaşkanlıgYna vekalet eden Başkan Yardımcısı Zekeriya Yıldınm da hazır bulundu. Edinilen bilgileregöre, "Bu konuda tarafsız kalacagını ve olumlu ya da olumsuz bir karar açıklamayacagını" belirten Kaya Erdem'le düzenlenen toplantıdan hemen sonra, banka Yönetim Kurulu olağanüstu bir toplantıya gitti. Toplantıda, kesin bir rakam saptanamamakla birlikte 60 milyon dolan bulan dış borcun, "bankanın bilgisi dışıoda açüan" 30 milyon dolarlık bölümunün ustlenüip üstlemlmeyeceği konusu tamşıldı. Ancak bir karar çıkmadı. Banka yönetimi gerekirse, yabana bankalann mahkemeye başvurmaları ile imzalannıincelenmesi olanağının ortaya çıkmasını bekleme eğilimine girdi. BRÜKSEL'DE YEMEK Bu arada, Kemal Hozrum'un Belçika'nın Bnıksel kentindeki Hilton Oteli'nde mart ayı sonunda Emlak Kredi Bankası Genel Müdüru Erol Kıcıman, Genel Müdür Yardımcısı Ergin Okur ve ANAP Genel Sekreteri MusUfa Taşar ile bir araya geldiği saptandı. Genel Mudür Erol Kıcıman, " O tarihlerde ödeme guçlügu içine girdigi bllinmeyen bir müşterileriyle aynı masayı paylasugım" kaydederken, yardımcısı Ergin Okur, o geceyi şöyle anlattı: "Avrupa Yapı Tasamıflan Biriiği loplantısı için oradaydık. Sayuı Taşar ve Kemal Horzum, sanırtm Almanya'dan beraber geldiler. Başka bir otele inmişler. Gece saat 23.00 sulannda bizim kakfagınıu otelin lokanuaoda kaıylaytık. Gend Müdunımle ben, yemegimizi yemiş otdugnmuzdan, masalanna gittigimizde, sadece portakal suyn içtik." ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar ise, Cumhuriyet muhabirinin sonılannı yamtlarken, o tarihlerde AET toplantısı için Brüksel'de bulunduğunu söyledi. Belçika'da, "çok kimseyle karşılaştıgını ve bu arada Ergin'le (Ergin Okur) yemek yedigini, Kemal Horzum'la da konuştugunu" doğmlayan Taşar, "Kemal Bey, içinde bulundugu odeme guçlügu açısından sizden yardım istedi mi?" biçimindeki bir soruya şu yamtı verdi: "Hayır, benden hic Idmse ve bu arada Kemal Horzum da yardım talep etmedi bugune kadar. Biz genel sekreterlik olarak ekonomik konulara bakamıyoruz. Böyle bir talep geise bile kansmayız." Olayın son perdesi yaklaşuken, Emlak Kredi Genel Müdurlüğu, kullanılan 60 milyon dolarlık kredi karşılığında ellerinde bulunan, Kemal Horzum'un şirketlerine "şahsi kefaieti" ile ve birkaç gayn menkulü dışında yeni ek bir teminata kavuşmak istedi. Kemal Horznm, yaklaşık bir yıldır Kızılay'a ait Afyon'daki maden suyu tesislerinin ipoteğini teminat olarak öneriyordu. Ancak Emlak Kredi Bankası Hukuk Müşavirliğı, 1984 yılı başında büdırdıği bir görüşle, sadece 30 yülık işletme hakkı Kemal Horzum'un üzerinde bulunan tesislerin "devkt malı olmalan nedeniyle ipotek edilemeyeceklerini" ileri sürmuştü. Bu yasal engel kolay aşıldı. Kızılay Derneği'nin 1984 nisan ayındaki Genel Kurulu'nda yapılan tüzuk değişikliği, Bakanlar Kurulu'ndan 1984 yılı nisan ayında geçerek Resmi Gazete'de yayımlandı. Kızılay'ın mallannı istediği gibi kullanabileceğine dair hükümeler taşıyan tttzuğün, Resmi Gazete'de yayımını bile beklemeyen Kızılay Derneği bankalara hitaben, 27 Eylül 1984 tarihinde kaleme ahnan bir yazısında, yeni tüzüğün 2. ve 18. maddesine dayanarak şu açıklamayı yaptı: "HORTAŞ ile aramuda bulunan sozieşmenin gerçekleşmesi için derneğe ait Afyon ili Ihsaniye ilcesi Vaylabagı koyu, Kerhane tepesi, Bakırok mevkündeki bir parça taşınmaz ile, yine aynı yöredeki kain tapunun 113 cilt, 63 sayfa, 285 sayı numarasında kayıtlı 31 bin 600 metrekare yuzölçiimlii taşınmazlar üzerinde HORTAŞ lehine ipotek tesisi kabui edilmiştir. Bu maksatla duzenlenen 24 Nisan 1984 tarih ve 8488 yevmiye numaralı vekâletname HORTAŞ'a verilmiştir. HORTAŞ, verdigimiz vekâletname ile çıplak mulkiyeti dernegimize, intifa hakkı kendilerine ait olan taşınmazlar üzerinde istedikleri bedelle, istedikleri derecede ve diledikleri şartlaria ipotek tesisine yetkilidir. Sozleşmeden dogan bu baklannı kullanmada hukuki sakınca bulunmadıgını bilgilerinize sunanz." Tapu sicıl muhalefının de kabui ettığı ipotek, Emlak Kredi Bankası'nca teminat olarak sayıldı. Böylece Kemal Horzum'a ait, Güney Soğuk Hava Deposu, bazı şırketleri, iki ev ve bir depoya aiı ipoteklere, mayıs ayı basında 8 milyarlık bir yenisi eklendi. Ancak bankanın 60 milyon dolar, bugünku kurla 30 milyar lirayı aşkın alacagına karşıhk elinde bulunan teminat rakamı 15 milyar lirayı geçemedi. (Baştarafı 1. Sayfada) pansiyonlann henüz dolmadığı öğrenildi. Antalya Pansiyoncular Derneği, Kültür ve Turizm Bakanhğı'na bir telgraf çekerek, 10 bin yatak kapasitesinin yüzde 80 boş olduğunu belirtti ve bu konuda bakanlıktan yardım istedi. BayTam tatili için İstanbul ya da Ankara'dan tatil merkezlerinden birine gidecek 4 kişilik ailenin, belediye tarifeli pansiyonda kalmak ve en az yemek harcaması yapmak koşulu ile Katma Değer Vergisi hariç 60 bin lira harcaması gerektiği ortaya çıktı. Belediye tarifeli pansiyonlarda bir kişilik yatak ücreti için 1.500 lira, kahvalü için 300 lira harcamak gerekiyor. Bir kişinin öğle ve akşam yemekleri için toplam 1.200 liralık en az harcaması sonucu, tatil yöresinde üç gece konaklayacak dört kişilik ailenin masrafı 36 bin lirayı buluyor. Gidişdönüş otobüs ücreti ile birlikte tatilin faturası KDV hariç 60 bin liraya ulasıyor. Seyahat acentelerinin, bayram tatilini de içeren 7 günlük gezileri ise bir kişi için 50 bin ile 120 bin lira arasında değişiyor. Bayram süresince kent merkezlerinde de gerekh önlemlerin alındığı, zabıta ve polis ekiplerinin görev başında olacağı açıklandı. İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan dün yaptığı açıklamada, bayram günlerinde başta kaçak yapı olmak üzere belediye denetimlerinin sürekli olarak devam edeceğini söyledi. Dalan yurttaşların dilek ve şikâyetlerini istanbul Büyukşehir Belediyesi'nin 5275700, Adalar 3517071, Bakırköy 5834492, Beşiktaş 1618461, Beyoğlu 1438360, Beykoz 3310535, Eminönü 5228429, Eyüp 5311100, Fatih 5230304, Gaziosmanpaşa 5782364, Kadıköy 3378610, Kartal 3531346, Şanyer 1422663, Şişli 1464177, Üsküdar 3330883 ve Zeytinburnu belediyesinin 5826919 numaralı telefonlanna yapmalarını istedi. Bayram namazı Ankara'da 6.04, Istanbul'da 6.17, Izmir'de 6.31, Lefkoşe'de de 6.16'da kılanacak. Mini tatile Gıyapta partiye gîrîş törenî tZMİR, (Cumbnriyet Ege Börosu) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, dün "açıku kaldı." Kaya Erdem'in "açıkta" kalmasına yol açan olaylar şöyle gelişti: • ANAP'h görevliler, önceki gün Izmir'deki gazete bürolarını arayarak Başbakan Yardıması Erdem'in Menemen'de "çok önemli bir basın toplantısı yapacagım" haber verdiler. • Gazeteciler, dün bu "çok önemli" basın toplantısıru izlemek amacıyla Menemen'e gittiler ve partililerle birlikte oldukça heyecanlı dakikalar yaşadılar. Açıklananlara göre, DYP'nin Büyük Kongresi sırasında lzmir il örgüt ü ve Menemen ilçe örgütüyle çeşitli anlaşmazlıklara duşen Menemen Belediye Başkanı İlhami Gursoy, partisinden istifa etmeye ve ANAP'a geçmeye karar vermişti. Gürsoy, 17 haziran günü, yani önceki gün partisinden istifa etmişti. Ve Başbakan Yardımcısı ile birçok partilinin, bu arada da gazetecilerin "tören" yerinde bulunmalannın başlıca nedeni, İlhami Gürsoy'un ANAP'a giriş töreniydi. • Törenin başlayacagı saat geldiğinde Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'in salonda hazır bulundugu, buna karşıhk İlhami Gürsoy'un olmadığı görüldü. • Kaya Erdem, bir süre Gürsoy'un bulunmasını bekledı ve sonunda da "hayııiı olsun" sözleriyle Gürsoy'un ANAP'a giriş belgesini "gıyabmda" imzaladı. • Cumhuriyet muhabirleri, DYP İzmir İl Başkanı Rıfat Serdaroglu ile görüstüler. Serdaroğlu, Siyasi Partiler Kanunu'nda bir partiliyi bir başka partiye kaydolmaya azmettirmenin suç olduğunu hatırlattı, "Teskerede imzası olan Kaya Erdem, Burhan Özfatura, Atilla Yurtçu ve ANAP Menemen bçe Başkanı hakkuıda DYP olarak dava açıyonız" dedi. EDİRNE Bayram öncesi, Almanya'da çalışan yurttaslanmız yoğun bir biçimde tatilini geçirmek için Türkiye'ye gelmeye başladılar. Kapıkule gümrük kapısından son üç günde 10 bin 400 araç giriş yaparken, lpsala'dan da bine yakın araç girişi oldu. Kapıkule'den girişler geçen yıllara göre azalırken, lpsala'dan girişler artıyor. Yunanistan yolunu tercih eden araba ve TIR şoförleri Bulgaristan'ın özellikle Türk şoförlerine uyguladığı baskı ve cezalardan çekindikleri için bu yolu tercih ettiklerini anlatıyorlar. İpsala sınır kapısında görüştüğümüz Hollandalı bir firmanm Türk şoförü, "Bulgaristan'da yolda degll, park yerinde bile dururken ceza kesiyorlar. Yunanistan'da inanır mısınız bir tek trafik polisi bfle görmedim. Dbisesi hangi renk diye sorsanız tanımam, anlatamam" diye konuştu. Yunanistan yolunu firmasının talimatı üzerine geçtiğini bildiren Türk şoförü şunları anlattı: "Geçen cuma gunıı yoia çıktım. Bir haftada İpsala'ya geldim. Şirndi burada triptik bittiği için bekliyorum. Hollanda'dan gönderecekler. Yugoslavya'da iki gün transit Yunan vizesi için bekledim. Ama bu Yunanistan'ın kabahati degil. tğer çalışügım memJeketten alıp yola çıksaydun 6 aylık vize verirlerdi. Kavala'ya kadar yol fena degil. KavaJa'dan İpsala'yn kadar bozuk. Ama şimdi NATO yolu yapüıyormuş, o yol açılırsa zannederim herkes burayı tercih eder. 300 kilometre kadar fazla 20 bin liralık mazot farkeder. ama Bulgaristanda 600700 mark ceza veren arkadaslar var. Aynca yolda durup bir yemek bile yedirmiyorlar. Yunanistan'da istediğin gibi durursun, yemekler giizel, yolda trafik polisi bile görmedim. Geçen sene Bulgaristan'dan geçerken yolda lastigim patladı, defiştirtmiyorlar. Mutlaka park yerine kadar süreceksin, park yerine 100 kilometre olsa yine de duramazsın. 400500 le>a ceza yazarlar." Düsseldorf'tan yoîa çıktığ'ını söyleyen bir eczacı nanım mınıbüsünün direksiyonunda oturmuş, eşinin İpsala gümrük kapısındaki muamelelerini bitirmesini bekliyordu. Üç gündür yolda olduklannı anlatan eczacı Türk ya'da eczacılık yapıyorum. Her yıl yazın tatile geliriz. Bu yolu seçtigimiz için memnunuz. Dönüşte yine buradan döneceğiz. Vize de aldık. Vize alırken hlçbayan Yunanistan yolunu tercih bir sorun çıkmadı." etmelerinin nedenini şöyle arüatDortmund'dan geien bir inşatı: at ustası ise 15 yıldır hep Bulga"Bulgarlann Türklere kötü ristan'dan gelip gittiğini söyledi, muamele ettiğini duydugumuz bu yıl niçin Yunanistan'ı seçtiği için bu yoldan geldim. Bu yolu sorusuna ise şu yanıtı verdi: seçtigimiz için çok memnunuz. "Degişiklik olsun diye düşiinYol biraz daha uzuyor. Biraz da dük. Başka bir nedeni yok. Bulha bozuk ama, Yunanistan'da garlar ceza yazıyor, baskı yapıkarşıiaştıgımız kişiler Bulgarla yor diyorlar, ama bunu hiç düra göre çok daha iyiler. Her is sunmedik. Çünkıi eger suç islentegjmiz yerde kouakladık, piknik mezse ceza da yazmaziar." yaptık, uyuduk. Daha önce Bulipsala Gümrük Müdürü Hıdır garistan'dan gelirken bir keresin Gündüz, günde 50^0 TIR ve 200 de park yerinde konaklamıştık, kadar araç girişi olduğunu belirtam çay demledim, polis geldi terek bu yıl lpsala'dan giriş yahadi burada olmaz gidin, diye bi panlarda hissedilir bir artış olduzi durdurmadı. 17 yüdır Alman ğunu belirtti. UGUR MUMCU GOZLEM (Baştarafı. 1. Sayfada) yayın yapan Sovyetler'e de, bizde, olayı izlemeye ve araştırmaya çalışanlara karaçalmayı alışkanlık haiine getırenlere de, "Niye telaşlantyorsunuz?" diye sormak gerekir. Bu davada birçok gerçek aydınlanacak, bu gerçeklerin arasında italyan Askeri Haberalma Örgütü SİSMİ'nin P2 Mason Locası, İtalyan Mafyası ve sağ terör örgütleri ile ilişkisi de gözler önüne serilecek. İtalyan resmi televizyon kanalı RAİ'de, SİSMİ'yi ve istihbarat örgütlerini konu alan programlar yayımlanmaya başladı bile! Geçen hafta, Roma'daki davada bir konu dikkatimi çekti. Ağca, ifade vermeye başlamıştı, ancak avukatı d'Lvidio ortalıklarda görünmüyordu. Sordum; soruşturdum. d'Lvidio, boyle önemli bir duruşmaya niçin gelmemişti? Ağca, avukatına tam bir güven duygusu ile bağlıydı. Avukat "konuş" derse konuşuyor, "sus" derse susuyordu. Ağca, tam konuşmaya başladığı gün avukat nerelere kaybolmuştu? Avukat d'Lvidio'nun o gün meğer çok önemli bir davası daha varmış. Ünlü avukat, o gün, SİŞMİ örgütü yöneticilerinin davalarında bulunuyormuş. SİSMİ'nin eski Başkan Yardımcısı General Musumici ve arkadaşları. önce Bologna'da başlayan sonra da Roma Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen bir davada sanık olarak yargılanmaktaydılar. General Musumici ve arkadaşlarının suçları bağışlanacak gibi değildi. Savcıya göre, General Musumici, 1980 yılı ağustos ayında neofaşist örgütlerce bombalanan ve 80 kişinin ölümüne yol açan olayın sorumluluğunu solcu örgütlere yıkabilmek için kanıt uydurmak için çalışmalar yapmış, öteki SİSMİ yöneticileri de kendisine yardım etmişlerdi. Bologna Tren Garı olayından neofaşist örgütlerle beraber İtalyan Mafyası'nın önde gelen liderlerinden Flario Carboni'nin de adı karışmıştı. Carboni, gerek P2 Locası Başkanı Lucio Gelli, gerekse banker Calvi'nin yakın dostlarıydı. Papa suikastının yer aldığı günlerde SİSMİ'nin başında bulunan General Santovito hakkında Trento Sorgu Yargıcı Carlo Palermo, silah kaçakçılığına kanştığı savı ile soruşturma açtırmıştı. General Santovito gibi, P2 Mason Locası üyesi olan General Musumici de şimdi sağ terör örgütleri ve İtalyan Mafyası ile olan ilişkileri nedeniyle mahkeme önüne çıkarılmaktaydı. Ağca'nın avukatı d'Lvidio, Bologna Tren Garı bombalaması olayında kanıtları değiştirme suçuyla yargılanan eski SİSMİ yöneticilerinin avukatlığını yapmaktaydı. Bu yüzden, "Malatyalı Hazreti İsa"y\ mahkeme önünde yalnız bırakıp SİSMİ yöneticilerinin davasına koşmuştu. Bu ilginç rastlantı, l'Espressodergisince yayımlanan bir açıklama ile büsbütün önem kazandı. l'Espresso'da terörist Giovanni Pandico'nun bir açıklaması yer almıştı. Pandico, bu açıklamasında General Musumici'nin, Ascoli Picone Cezaevi'ne gelerek, "Camarro" adı ile bilinen "Napoli Mafyası" lideri Rafaelle Cutolo ile görüştüğünü, Cutolo aracılığı ile o sırada aynı cezaevinde kalmakta olan Ağca'dan dava konusu itirafları aldığım, daha doğrusu, General Musumici'nin hazırladığı kâğıtları Ağca'ya imzalattığını, bu iş için cezaevi rahibi Mariano Santini'nin de yardımcı olduğunu ileri sürmekteydi. Ağca, 1985'te Devlat Başkanı Pertini tarafından affedileceğine ve kendisine sahte pasaport verilerek İtalya dışına çıkarılacağına SİSMİ tarafından inandırılmıştır. Ağca'nın avukatı d'Lvidio, ne iiginç raslantıysa, işte bu SİSMİ yöneticilerinin de avukatlığını yapmaktadır. "Avukat" deyince, on konuya daha değinmeden geçemeyeceğim. Bekir Çelenk'le telefon ile konuşurken, "Avukatının çok yetenekli olduğunu" söylemiş, "Bu avukatı nereden buidunuz?" diye sormuştum. Çelenk, avukat Martelli'nin istanbul'daki bir avukat arkadaşı tarafından bulunduğunu söylemiş, ancak aracı olan bu avukatın adını vermemişti... Bizim görevimiz araştırmak... Bekir Çelenk'in avukatı Martelli'nin Türkiye'de hangi avukat tarafından tutulduğunu araştırdım. Kim, biliyor musunuz? Bizim sağ basın duymasın. O çevreden biri. Onların avukatlarından biri. İtalyanca bilen, sık sık İtalya'ya giden o ünlü avukat. O canım, ışte o! Ben bu konudan bıktım, ama araştırmaya devam ediyorum. Siz de bıkmadan okuyun. Bakın daha neler çıkacak, neler! Türkiye'nin mali itibarına gölge mi? (Baştarafı 1. Sayfada) Aralannda Midlands Bank, National Westminster Bank, Bank of Tokyo, Merril Lynch International, Byblos Bank, AJBaraka, ArabAfrican Bank, Badische Kommunale Landesbank ve Osterreichische Landerbank gibi çeşitli ülkelerin ünlü Bankalannın da bulundugu alacaklılar, bir kamu bankası olan Türkiye Emlak Kredi Bankası'nın garanti ettiği söz konusu dıs< kredilerin ödenmemesinden doğan borçlan derhal ödeme yoluna gitmemesi halinde, bunun gerek Emlak Kredi Bankası'nın, gerekse Türkiye'nin dış itibannı sarsabileceğini vurguluyorlar. Alacaklı bankalann bu konuyla ilgili olarak Türkiye Emlak Kredi Bankası'na yazdıklan ve T.C. Merkez Bankası'na da göndermeyi düşündükleri yazının ilk taslağında Emlak Kredi Bankası'nın, söz konusu garanti belgelerindeki imzalann banka yetkililerine ait olmadığı yolundaki iddialannın kabui edilebilir nitelikte bulunmadığı belirtilerek, bu gibi bahanelerle bankanın kendi garantisi altındaki borçlan ödemekte gecikmesi halinde, bunun doğurabileceği vahim sonuçlar hatırlatılıyor ve şöyle deniyor: "Alacakh bankalann baklaruu dde etmek için başka yollara başvurma imkânlanna sahip olduklanaı ancak boyle bir girişimin gerek bankanızın, gerekse Türkiye'nin dış itibarı açısından sonucu kestirilemeyecek olumsuz tepkilere yol açabilecegini takdir edersiaiz. Bu oedenle biz alacaklı bankalar olarak sizjn, T.C. Merkez Bankası ve Maiiye Bakanlıgj'ndan gerekli onaylan alarak bugüoe kadar vadesi gelmiş borçlan derbal ödeme yoluna gitmeııizi, vadesi gelecekte doiacak olan borçiar için de garantör olarak sonımluluğunuzu teyid etmenizi talep ediyoruz." Alacakh bankalann, Türkiye'nin dış kredi itibarı konusundaki hassasiyetini hesaba katarak bir tür "iirktttme ve parayı kurtarma" operasyonuna giriştikleri de bu noktada belki hatıra gelebilir. Ancak eldeki tüm veriler bir Türk işadamımn ülkesinin, bir kamu bankasını kuilanarak, yabana bankalara borç taktığuu göstermektedir. Böyle bir durumda, Türkiye hakkındaki kanılan daha yeni yeni "olomsaz" dan "olumlu"ya doğru değişmekte olan yabancı bankalann olaya hoşgörüyle bakmalannı beklemek kolay değildir. Emlak Kredi Bankası'nca verilen dış kredi garantilerinin, banka kayıtlanna geçmemiş ve Merkez Bankası'na büdirilmemiş olması ve garanti edilen dış borçlann "imzalar bizim degil" iddiasıyla ödenmemek istenmesi, yabancı bankacılarm midesini iyice bulandırmış, bunlardan biri, "Sizin bankacüık oygulamanız kendi koydugıınuz kurallann bu kadar kolay çigneomesine elverişliyse, biz sizin bankalannıza nasıl giiven duyalım" demiştir. Alacakh bankalardan biri ise, arada bir •başka yabancı bankanın garantisi olmasına karşın, bir Türk firmasının son günlerdeki kredi uzatma talebini kabui etmemiş ve "Turkkrte yeni bir akrobasiye girmek istemiyoroz" ifadesini kullanmışur. Öte yandan Kemal Horzum'un uluslararası mali piyasalarda yüksek riskli bulunarak kabui edilroeyen (ya da çok düşük değerden kabui gören) Irak Merkez Bankası avalini (garantisini) taşıyan bonolan T.C. Merkez Bankası'na garanti ettirerek, borucunu kapatmak isteyebileceği, böyle bir operasyona taraf olmanın da T.C. Merkez Bankası'na olumlu puan kazandumayacağı belirtiliyor. Göründüğü kadanyla Türkiye, bir işadamımn 50 milyon dolan astığı sanılan dış borcunu, bir kamu bankasına ödetmek ya da dış kredi itibannın biraz daha sarsılmasına göz yummak seçenekleri arasında kalmış bulunuyor. IMF ile ilişkilerin dış mali çevrelerde birçok soru işareti yarattığı bir dönemde, bir de bu tür olaylann patlak vermesi, so,rumlu mevkidekilerin bayram neşelerini biraz kaçıracak gibi görünüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle