22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 HAZİRAN 1985 HABERLER CUMHURİYET/? Memurlar müjde bekliyor ANKARA, (Comhuriyet Bürosu) Yaklaşık 1 milyon 200 bin memi'r hükümetten katsayı artışı için 'müjdeli' haber beküyor. öte yandan, memura "katsayı miijdesi" için 180 milyar lira gerekiyor. 1 milyon 200 bin kişi dolayındaki kamu çalışanına verilecek her 1 puanbk katsayı artışının maliyeti 45 milyar, katsayının 46'dan 50'ye çıkanlmasının bütçe üstündeki yükü ise 180 milyar lira olarak hesaplanıyor. Başbakan Turgut Özal, önceki gün temmuz başında karara bağlanacak katsayı artışı konusundaki bir soruyu yanıtlarken, "EHmizden geise vatandasımıza, memunımuza muhakkak daba iyi veririz. Bundan şüpheniz olmasuı, ama hesabımıa kdtabunızı da büiyonız. Devletin imkânı ANKARA'nın tasına bak Üç aylık asfalt TÜRKİYE'nin Rivierası diye isim yapmaya çalışan Alanya, yakında Riviera yerine Vantiye adını alacağa benziyor. İlçenin her yıl yaz başında kazılıp yaz sonunda asfaltlanan yolları bu yıl yine köstebek yuvasına dönmüş durumda. Köstebek yuvasına dönünce de bir uçtan bir uca anayolun asfaltını bütünüyle sökmüşler. $u günlerde Alanya nın yolları toz toprak içinde yeni basian asfaltlanıyor. Belediye ya da karayollarıyta ilgisi olmayan sade bir vatandaş anlattı: Her sene göstermelik asfalt dökülüyor, üç ay dayanmıyor. Yaz gelince de bozup yeniden yapıyorlar. Hadi biz alıştık, ama her yıl Alanya'ya gelen yabancı turistlere ne diyeceğimizi şaşırtık. 48 katsayı üzerinden maaş ve yan ödenek cetvellerinin hazırlıklan tamamlandu Maliye Bakanı'nın açıklamalan, 48'in üzerinde bir katsayı müjdesi beklentisine yol açtı. Bir puanlık katsayı artışının maliyeti 45 milyar lira, Katsayınm 46'dan 50'ye çıkarılmasınm bütçeye yükü 180 milyar lira olarak hesaplanıyor. Bazı yetkililer, maaşlann enflasyona göre yeniden ayarlanmasını isteyen memur taleplerinin enflasyonu azdırabilir endişesiyle yerine getirilemeyeceğini öne sürdüler. bu kadardır" diye konuşmuştu. Bütçe Yasası'na göre, memurlann yilın ikinci yansı için geçerli zamlarına esas olacak katsayı, Bakanlar Kurulu karan ile belirlenecek. Halen 46 düzeyinde bulunan katsayının, temmuz ayı itibarıyla 48'e çıkanlacağı, yan ödeme katsayısının 13'ten 14'e yükseltileceği ve yakacak yardımlarına da bin lira zam geleceği açıklanmıştı. Ancak Maliye ve Gümrük Bakanı Ahmet Kurtçebe Alptemoçin'in, Katma Değer Vergisi (KDV) uygulamasımn başladığı ilk günlerde, "Eger vatandaş KDV'nin tutmasına yardım eder, vergi gelirlerimiz umulanın üstiinde artarsa, memura bir miijdemiz olabilir" yolundaki sözleri, kamu çalışanlarımn 48'in de ustünde bir katsayı rakamı müjdesi beklentilerine yol açmıştı. Maliye ve Gümrük Bakanhğı'nın katsayı çalışmalannı yürüten birimlerinde Bütçe Yasası'na uygun olarak 46 ve daha sonraki açıklamalara göre de 48 katsayı üzerinden maaş ve yan ödenek cetvellerinin hazırhkları tamamlanmış durumda. 48'in üzerinde bir katsayıya ilişkin hazırhkları için henüz bir talimat almayan bu birimler, Bakanlar Kurulu karannı bekliyorlar. Bir yetkili, "Ayın ikinci yansında 48'in üzerinde bir katsayı talimatı getirse, hazırlıklann zamanında tamamlamp tamamlanama yacagı?" biçimindeki bir soruya, "Biz antrenmanlıyız. Ayın son gününde karar çıksa bile maaş. lan yetiştiririz" yanıtını verdi. Maliye'nin ilgili birimlerinin yaptıklan emeklileri de kapsayan hesaplara göre, her bir puanlık katsayı artışının bütçeye yükü 40 ile 45 milyar lira arasında değişiyor. Yetkililer, 1 puanlık katsayı artışının çıplak maliyetinin 25 milyar lira dolayında olduğunu, ama buna bağlı yan ödeme katsayı artışı ve yakacak yardımlarının da hesaba katılmasıyla bütçe yükünün arttığını söylediler. Memurların 48'in ustünde bir katsayı müjdesi beklentisi içine girmelerine yol açan ilk 5 aylık enflasyon rakamları aynı zamanda memur maaş zamlarının yolunu tıkayan bir nitelik sergiİiyor. yısında yer alan "Bankerzede babasız kaldı" başlıkh haber uzerine gazetemize bir açıklama gönderdi. Erdem bu açıklamasında "Bu haberde, bankerzede diye adlandınlan bir grup vatandaş ile yaptığı görüşmede, kendOerine seçim öncesinde MGK'ce banker sorununun tamamen halii için gerekli kanunun süratle çıkanlması mümkiin iken çıkanlmadıgı ve probtemin haUedilmeden hükümetimize devredildigini iizülerek okudum" dedi ve şöyle devam etti: "Gerçekten bahse konu göriişmede beyanım özetle aşagıdaki şeküde idi: Vatandaşlann bankerlerden alacaklannın tamamen tasflyesi sadece bir kanun çıkartmakla halledilebilecek kadar basit degildir. Boyle olsaydı önceki hiıkümet döneminde çıkanlacak bir kanunla mesele o tarihle tamamen çöziime kavuştunılmuş olurdu. Oysa, konunun hukuki, idari ve mali yönleri vardır ve bu yönleri Ue birlikte ele alınması gerekmektedir. Bu itibaıia sorunun bu hosusiyetleri nedeniyle çözümii zamana itatiyaç göstermektedir. Nitekim, biitiin gayretlere ragmen konunun tamamen halli bugiıne kadar mümkiin olmamış, önceki boyutlannda ol Erdem: Bankerzede sorunu Türkeş, Ülkücü Tevfik Ağansoy'dan itiraf: kanun çıkarmakla hallolmaz 1983'ten Haber Merkezi Devlet Ba masa bile, üzüntii verici diizeykanı ve Başbakan Yardımcısı Ka de devam edegelmiştir. bu yana ya Erdem, vatandaşlann bankerKanaatimce bu ifadem, yetelerden alacaklannın hâlâ tasfiye rince açık olmasına ragmen yanlış anlamalara sebep olabilecek edilemediğine dikkat çekerek bu ilk kez sorunun bir kanun çıkartmakla şekilde yer almıştır. halledilebilecek kadar basit olŞahsım ve milletimiz adına iilmahkemeye JVakşibendi tarikatı liderleri için Ankara DGM'de 58 yıl madığını bildirdi. kemize degerli hizmetleri nedehapis cezası istendi. niyle ber zaman minnet ve şükBaşbakan Yardımcısı Erdem, Haber Merkezi Ülkücu gö da bulunulmasını istedi. çıktı gazetemizin 30 mayıs tarihli sa ranla andıgımız Sayın CumnurANKARA Nakşibendi tarüşü benimseyen ve 5'i hakkınbaşkanımız ve Sayın Konsey üyererinin o dönemdeki hizmetlerini eleştiriyor durumuna sokulmamdan dolayı özüntülerimi ve sebepsiz yere bu gibi rahatsız edici ifadelerden kaçınılması gereği uzerindeki hassasiyetimi belirlmek isterim." ANKARA, (a.a.) Kapatılan MHP'nin Genel Başkanı Alpaslan Türkeş ve parti yöneticisi arkadaşlarıyla anarşik olaylara kanşmış "tilkücü" kuruluş üyelerinin yargılandıkları MHP davasına devam edildi. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı (1) Numaralı Askeri Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmaya 1983 mayısından bu yana ilk defa Alpaslan Türkeş de geldi. Tutuksuz yargılanmakta olan Türkeş duruşmada, "Askeri Savcı, iddianamesinde Ağca'nın bana tlalya'dan mektup yazdığını one sürmektedir. Ağca'nın bana mektup yazmadığı ortaya çıkmıştır" dedi. Turkeş konuyla ilgili haberi yayımlayan gazetenin kupürünü mahkeme heyetine sundu. Alpaslan Türkeş daha sonra çeşitli klasörlerde yer alan ve okunan belgeleri cevaplandırdı. Mayıs 1983'ten beri Mevki Hastanesi'nde tedavi gören Alpaslan Türkeş, 9 Nisan 1985'te tahliye edümişti. Türkeş mayıs 1983'ten bu yana ilk kez dünkü duruşmaya katıldı. da ölüm cezası istenen 15 sanıklı davada dün hakkında iki ömur boyu hapis cezası bulunan Cengiz Ayhan savunma tanığı olarak dinlendi. Ayhan tstanbul Sıkıyönetim Komutanhğı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde görulen davada Tevfik Agansoy'un da kendisi gibi ulkucu görüşü benimsediğini, ancak aralarında göruş ayrılıklannın olduğunu soyledi. "Bizim camia içinde de görüş ayrılıkları vardır" dedi. Ayhan'ın "Sanık Agansoy'un tutumunu begenmedim. Aslında olayları yapanlan bilebilecek kişidir" demesi üzerine söz alan Tevfik Ağansoy da, gerçeklerin ortaya çıkması için sınırh bir açıklama yapacağını bildirdi. Afeansoy, "Cengiz Ayhan Türk fntikam Tugayı'nın kumandanı olarak bilinir. Açığa çıkmamış bir suçu daha vardır. Bunlar silahlı eylemi savundukları için bizden ayn göriiştedirler. Biz e>lemei değiliz. Türk milliyetçiligi fikir sistemidir. Fikirlerin rikatının 14 üyesinin laikliğe aykırı davrandıklan savıyla yargılanmasına dün Ankara DGM'sinde başlandı. lddianameyi okuyan savcı sanıklardan tarikat yöneticisi Refik Aydogdu ve Ahmet Kahvecioglu için 8 yıl, diğer sanıklar için 5 yıl hapis cezası istedi. 'Devrim Çelenk'i Ayhan öidürttü' İsviçre'de b'ır işadamı BİR spor kulubünün başkanı, bundan bir süre önce Kızılay'a ait bir işletmeyi kiraladı. Amacı, maden suyu işletmesini tümüyle ihracata yönelik çalıştırmaktı. İşletmenin büyümesi için krediye gereksinimi vardı. Kredi için bankalara başvurmak, bankalardan kredi almak için de ipotek göstermek gereki ELDEM'İN TÜPLERİ Noterler Birliği'nin Dedeman Oteli'ndeki gecesine katılan Adalet Bakanı Necat Eldem'in önundeki iki tüp fısıldaşmalara yol açtı. Kimi diyordu ki, "Herhalde polis vazife ve salahiyetleri yasa tasarısı Necat Eldem'in başını çok ağrıttı. Onun için ağrı kesici ilaçlara alıştı." Bir başka görüş de Eldem'in yanında "dom dom kurşunu" taşıdığı yolundaydı. Ama Eldem'in önündekı iki uzun kutunun sırn gecenin sonuna doğru çözüldü Eldem puro tutkunuydu ve purolarını özel kutularda saklıyordu. (Fotoğraf: RIZA EZER) ODTÜ'nün memurlaştırılmış işçileri ODTÜ işçileri, bundan birkaç yıl önce birden bire memurlaştırıldılar. Ancak, memurlaştırılmalarına ragmen, bir sendika, üyesini fazla göstermek için bu memurlaştırılmış işçileri, "işçi" olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bildirmişti. İşçilik ile memurluk arasında gidip gelen OOTÜ çalışanlarının en büyük yakınmaları, 1982 yılından bu yana tek kuruş zam alamamaları. Bunun karşısında yapabilecekleri bir girişimin bulunmadığını söyleyen çalışanların tek istekleri şu: Bari 6 ayiık birikmiş mesai paramızı ödesinler. Antalya'ya gelen 57 turist yersizlikten geri döndü İZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, "Yer ayırtmayan turist gelmesin" diyerek turistleri uyarırken, yer ayırtan turistler de ortada kaldı. Antalya'ya gelen 57 Fransız turist, yerleri daha önce ayrılan otelde oda bulamayınca ülkelerine geri döndüler ve organizatörleri mahkemeye verdiler. Ege Seyahat Acenteleri Derneği Başkanı Ergun Göksan, Türk turizminin bu yıl "altın yılı"nı yasadığını, kamu dinlenme , ko naklama tesislerinden yararlanılabileceğini, bunlann martekim aylan arasında sekiz ay uluslararası turizm için işletmeye açık tutulabüeceğini söyledi. Ağca: Planı Sovyetler yaptı rasyonu'na bağlı olduklannı ve emirlerin Musa Serdar Çelebi tarafından verildiğini, aynı örgütlerde Enver Altaylı'mn da söz sahibi olduğunu ileri sürdü. Ağca, 1980 yılı haziran ayında Abuzer Uğurlu ile Kadıköyde o sıralarda kalmakta olduğu evde görüştüğünü bu görüşmeye cezaevinden tanıdığı arkadaşı gümrükçü Dogan Yıldınm'ın da katıldığını söyledi, ancak "Doğan Yıldınm'm bu işlerde bir suçu yoktur" dedi. Ağca, Mahkeme Başkanı'nın sorusu üzerine "suikasti Ugurlu'ya çıtlattığını" da söyledi. Abuzer Uğurlu'nun Bekir Çelenk ile ortak olduğunu bu görüşme sırasında Uğurlu'nun, "Sofya'da Çelenk'le görüşürsünüz" dediğini kaydetti. 1980 yılı veya 2 temmuz günu yanında Oral Çelik olduğu halde Abuzer Uğurlu'nun sağladığı Yugoslav plakalı bir araba ile üzerinde sahte Hint pasaportu ile Kapıkule sınır kapısmı geçtiğini söyleyen Ağca, bu pasaportun Uğurlu tarafından sağlandığuu ifade etti. 1112 temmuz günleri Sofya'da Bekir Çelenk ile birlikte Ayvazof ile görüştüklerini, Sofya'da kaldığı sürece Antonov, Ayvazof ve Vasiliev ile bir araya geldiklerini söyleyen Ağca "Çelenk, Oral Çelik ile beni Varna'da saklayacagını söyledi" dedi. Başkan Santiapichi Ağca'ya "Bekir Çelenk'in 3 milyon mark verecegini söylüyorsun ama ortada para yok. Sen de bu iş için yargılanıyorsun. Para nerde" diye sordu. Ağca, "paranın bu işte önemli olduğunu ancak kendisinin kimseden suikast için para almadığını" da ileri surdu. Ağca, "paranın ülkücü kuruluşlar adına Musa Serdar Çelebi'ye teslim edilecegini" söyledi. Başkan, Ağca'nın daha önce verileceği ileri sürülen paranın bir kısmının kendisine Çelebi'ye ve Oral Çelik'e verildiğini itiraf ettiğini anımsatarak, "bu çelişkinin giderilmesini istedi. Ağca yeniden suikaste para için girmedigini, si\asal ve ideolojik amaçlar tasıdıgım" söyledi. Başkan, bu amaçlann neler olduğunu tekrar sordu. Ağca, "amaçlannın Türkiye'yi NATO'dan ayırmak ve Ortadoğu ülkelerine yakın bir siyaset izlemeye zoriamak" olduğunu yineledi. Bu arada "ülkücülerin aşın milliyetçi göriişlerini benimsemediğini ancak bir konuda ülkücülerie aynı dogrultuda düşündüğünü" de sözlerine ekledi. Ağca, ülkücülerin içinde çeşitli fraksiyonlar olduğunu, kendisinin de ülkücülerin içinde seçtiği kişilerle kendi başına bir örgüt oluşturduğunu söyleyerek, "ülkücü örgütler MHP'nin paramiliter kuruluşlandır" dedi. Mahkeme Başkanı, Ağca'ya Bulgaristan'dan çıktıktan sonra mücadelesidir" dedi. Daha sonra 1978 haziranında Kredi ve Yurtlar Kurumu Müdürü Devrim Çdenk'in öldürülmesi karannı Cengiz Ayhan'ın verdığini söyledi ve suç duyurusun • Behçet Cantürk ve 5 arkadaşının döviz kaçakçılığı suçundan 36 yıla kadar hapis cezası istemiyle Ankara Sıkıyönetim Komutanhğı 4 Numaralı Askeri Mahkemede yargılandığı davada görevsizlik karan verildi. Mahkeme Behçet Cantürk, Korkmaz Göldagı, Sait Koç, Yaşar Demirel, Mehmet Yılmaz ve Aydın Kahraman'la ilgili döviz kaçakçılığı davasının büyük uyuşturucu ve silah kaçakçılığı davasından tefrik edilerek dosyanın lstanbul Ceza Mahkemesine gönderilmesini hükme bağladı. Bu arada UBA'nın haberine gore kamuoyunda "Derince operasyonu" olarak bilinen Derince Gümrük Kaçakçılığı davasında Ankara Sıkıyönetim Komutanhğı Askeri Savcılığı "görevsizlik karan" aldı, Derince sanıkları Istanbul'da yargılanacak. Cumhuriyet yurdunda yasak yordu. Şpor kulubünün sahibi, çözümü Kızılay'dan kiraladığı işletmenin kendisine ait olan bölümünü ipotek etmekle buldu. Bu ipotek karşılıgı aralarında devlet bankalarının da bulunduğu bazı bankalaroan kredi aldı. Bu spor kulubünün sahibi, şimdi nerede mi? İsviçre'de. Söylenenlere bakılırsa, şeker bayramından sonra Türkiye'ye dönecek. Herkes merakla kendisini bekliyor. "YAŞAM boyu spor", "Sağlıklı yaşam için spor", "Gençler kahveye gitmeyin, spor yapın."Gençlik Yılı'nın sloganlan böyle. Ne var ki, Ankara Cumhuriyet Erkek Öğrenci Yurdunun Yeni Müdürü Hüseyln Akyıldız, bu çalışmalardan habersiz görünüyor. Cumhuriyet Erkek Öğrenci Yurdu'nun bahçesi, yıllardır o yöredeki okul öğrencilerinin spor sahasıdır. Siyasal Bilgiler Fakültesi, Basın Yayın Yüksek Okulu ve Hukuk Fakültesi öğrencileri yurdun bahçesinde basketbol oynar, maç yapar. Ne var ki geçenlerde öğrenciler ilginç bir sürprizle karşılaştılar. Yeni Yurt Müdürü Hüseyin Akyıldız, yurtta kalanlar dışındaki öğrencilere bahçe girişini yasaklamıştı. Ellerinde toplarla gelen öğrenciler, kapıdaki görevlilerle tartıştıktan sonra geri dönmek zorunda kaldılar. Yurt Müdürü Akyıldız'ı aradığımızda telefona çıkan görevli, duyduğu daktilo seslerini sorarak, "Orası gazete mi kardeşim, müdür bey gazetelerle ilişkileri kesin olarak yasakladı" dedi. Yasakçı müdür beyden boyle bir hareket beklenir. (Baştarafı 1. Sayfada) sonra niçin Viyana'ya kaçtılar" sorusunu, "Suçsuz olduklannı ispatlamak güç olurdu. Her halde onun için" diyen Ağca'ya Başkan, "Bagcı, silahı hem saklamış, hem de sana geri vermişti. O niye kaçmadı peki?" diye sordu. Ağca, bu soruyu "Bümiyorom" diye yanıtladı. Ağca, daha sonra "Baga'nın suikastten haberi olduğunu söyleyemem" diye konuştu. Başkan, silahı Mâhmut Inan'a değil de niçin Bağcı'ya verdiğini sordu. Ağca, bu soruyu şöyle yanıtladı: "Bu bir seçim meselesidir. Ben Ülkücüler arasında kendi amaçlanma elverişli adam anyordum. En uygunu Bagcı'ydı. Çttnkü Bagcı, sadık ve guvenilirdi." Manmut Inan ve Eyüp Erdem'in hiçbir zaman terörist eylemlerine bulaşmadığını söyleyen Ağca, Mahmut Inan için "Ülkücülerin tsviçre'deki lideriydi" diye konuştu. Abuzer Uğurlu'nun kaçakçı olduğunu, ancak "Ülkücülere semparJ besledigini" söyleyen Ağca, "Uguriu, Oral Çelik ve Yalcu Özbey ile temaştaydı" dedi. tpekçi cinayetinin Milliyet gazetesinin satışı ile ilgili olmadığını, cinayetin başka nedenlere bağlı olduğunu söyleyen Ağca, bu nedenleri şöyle sıraladı: "tpekçi, Türkiye Vunanistan arasındaki sorunlan çözmeye çahşıyordu. Sosyal demokratlar arasında itibarlı bir yeri vardı. Etkiü bir kişiydi. Başbakan Ecevit'in yakınıydı, Türk mafyasıu n Bulgariarla işbiriiği yaptığını yazıyordu." Mahkeme Başkanı Santiapichi, Ağca'ya yeniden İpekçi cinayetisin gazetenin satışıyla bir ilgisi yok. Yani bu cinayet bir ülkücü terörii mü?" diye sordu. Ağca bu soruyu "evet, şiiphesiz" diye yanıtladı. Ağca daha sonra "Suriyede eğitildiğini ve sag terörist olduğunu" söyledi. Şimdiye kadar hiç kimseyi öldürmediğini ileri süren Ağca'ya Başkan, içinde bulunduğu Ülkücü örgütün amacını sordu. Ağca bu amacı şöyle anlattı: "Türkiye'yi NATO'dan uzaklaştınnak, demokrasiyi yıkmak, Ortadoğu ülkeleriyle yakınlaşmaya zorlamak, iç savaş çıkarmak." Ağca örgüt üyelerinin birer, "NATO ve Baü Düşmanı" olduklannı söyleyerek yurt dışındaki ülkücü örgütlerin, Avrupa Ülkücü Türk Dernekleri Fede nerelere gittiğini sordu. Ağca 31 Ağustos 1980 günu Bulgaristandan çıkış yaparak Yugoslavya'ya geçtiğini, burada da trenle Paris'e gittiğini söyledi. Paris'te bir hafta kadar kaldığını söyleyen Ağca daha sonra Isviçre'ye döndüğünu ve lsviçre'den Frankfurt'a telefon ederek Çelebi'den, "kendisine Zürih'te yardımcı olacak birinin adıru vermesini istediği"ni ileri sürdü. Çelebi'nin Zürih'te Mahmut inan adlı bir ülkuçüyle temas etmesini istediğini İnan'a telefon ettiğini ve Zürih îstasyonu'nda buluştuklannı söyledi. Mahmut İnan'ın kendisi ni tanıdığını, hakkındaki bilgileri Çelebi'den aldığını sandığını belirtti. İnan'ın o sıralarda Ahmet Mercan adlı bir Türk'le kaldığını ve oturma izni olduğunu ve kendisine birçok yardımları dokunduğunu belirtti. Mahmut İnan'ın kendisini Erdal Ünal ile tanıştırdığını kaydeden Ağca, "Ünal ve tnan'ın suikastle bir ilgileri yoktur" dedi. Ünal ve Erdal'ın yalnızca kendilerine ödenecek 3 milyon mark konusunu bildiklerini ama bu paranın ne için verileceğini bilmediklerini de ileri surdü. ÜLKÜCÜLER Mahkeme Başkanı Santiapichi, daha sonra Ağca'ya îtalya'da suikast öncesinde ülkücu, örgütlerin kendisine niye yardımcı olmadıklarını sordu. Ağca bu soruyu "ülkücülerin îtalya'da orgütleri yoktu. Sofya'da yaptığımız toplantıda her türlü yardımın Bulgaristan'ın Roma Büyükelçiligi'nce yapılacagı kararlaştınlmıştı" diye yanıtladı. Ağca, Ömer Mersan'm Vitoşa Oteli 911 numaralı odasında Papa suikasti dışında NATO temsilciliklerine yapıiacak saldınların da konuşulduğunu söyledi. Başkan, "niçin toplantıyı başka yerde yapmadınız da otel odasında y^ptınız?" diye sordu. Ağca, odanın içinde kamera olmadığını, bu nedenle konuşmalan rahatlıkla yaptıklarını söyledi. SAMET ARSLAN Bu arada duruşma arasında bir açıklama yapan savcı Antonio Marini, Hollanda'ya gidip Samet Arslan'la ilgili dosyayı incelediğini, ancak Hollanda yetkilileri ile yaptığı anlaşma gereği konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmayacağını söyledi. Marini, gazetecilerin sorulan üzerine Samet Arslan'ın İtalya'ya getirilmesi için Papa suikastıyla ilgisinin varlığının gerektiğini, bu aşamaya kadar bu yolda bir kanıt elde edilmediğini söyledi. Sayın Doktorlar, Eczacılar, Ecza Deposu Yetkilileri ile Sayın Halkımıza Duyuru: BTA Müdürü Bayan Traikov: Çelenk gibi önemli bir tanığı, niçin iade edelim? Traikov, Oral Çelik'in Fransa'da tutuklu bulunduğunu ve ifade için hazırlandığını öne sürdü. SABETAY VAROL PARİS Bulgar Telgraf Ajansı BTA'nın Genel Müdürü Boyan Traikov, Paris'te düzenledıgi basın toplanüsında, "Oral Çettk'm Fransa'da bulnndaguna dair iki Fransız gazetedden bilgj aktam. Bu haber dognıysa Antonov ve Bulgaristan'ı Roma'da snçlamak için Çelik'i tanık olarak hazırlayabilmek amacıyla kendisine senaryo ezberietiliyor otaMür" dedi. Ağca'nın ifadelerinin inandıncı olmaktan çıktığını söyleyen Traikov, suçlamayı sürdürmek için yeni tanıklar gerektiğini, Çelik'in boyle bir tanık olarak hazırlanmış olabileceğini önemle vurguladı. Bekir Çelenk'ten de "Türk mafyaanın önde gelen liderlerinden biri" olarak söz eden Traikov, Roma'daki duruşmayı "yüzyüın provokasyonu" olarak netiledi. ttalyan adaletine güvendiklerini, ancak bazı endişeleri bulunduğunu Kaydeden Traikov, "Dunışma aleyhimize sonuçlanırsa Sofya'da ikinci bir dava acılacaktır. Bu davada Bekir Çelenk önemli bir tanıktır. İade etmekle kendimizi neden böyle önemli bir tamktan mahrnm edelim?" biçiminde konuştu. Traikov, davada "belli çevreierin işin içinde olduğuna" dikkat çekti. adlı agrı kesici müstahzarımız Tablet Ampul Damla Suppozituar ticari şekillerinin tümü ile bol miktarda piyasada mevcut olup, her zaman temini mümkündür. Alman sağlık makamları birkaç yıl önce NOVALGIN'i titiz bir incelemeden geçirmişler ve şu karara varmışlardır: 'NOVALGIN'in yararı, sakıncalarını kat be kat aşmaktadır." Her ilacın yan etkileri vardır. NOVALGIN'in yan etkileri ise son derece seyrektir. Almanya'da NOVALGIN hatta Tablet ve Damla formları reçete istenmeksizin her eczanede rahatlıkla bulunabilmektedir. Novalgin TC Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ruhsatına sahip bulunduğumuz Hoechst TürkHoechst Sanayi veTicaret AŞ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle