23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef TürkFransız îlişkileri kıpırdanmaya başladı TAKVtM 23 Mayıs 1985 lmsak: 3.42 Güneş: 5.33 ^jhıbı C umhuri\el Maıbjaulık \e Cu/eıeı.ibk lurk \ınimın ^ırkcıı aılına Nadir Nadı. • Cıenı'l >a\ın MuJurtı llasant emal. MIICSMM Mııüurıı traınr I >aklıuı|. Vı/ı |]cn Madurıı <)ka\ <><ınenMn. 0 H.ıKr Mırkı/ı M.ı Juru ^akın Bater. SjWa l)u/cnı >oın.'imcnı \lı \ıar. # Icı>ı\ıUılcr W K\R\ ^aKınl)<.Kan.l/MIR Hıkımf (, elınkavj. \ I ) \ S \ MrhımH Mrmın. \r\ı\ yilcn Isiaııhııl Habcrlen Reha O/. l)ı\ Hahırkr trj>un Bakı. I kononıı < • >> mjn l lagav kuluır A^dın }mt*\, Mana/ın talvın Pek%en. Spor l)tıı iMiıanı \hdulkadır \ıu<lman, DU/JIIIK Rcfık Durhas \r.ı;ıınuı sahın \lpjv K Vndıkj Nukran krlencı. # knoıdm.tiuı \hmrl Kıırulsan. # M<ılı Iskr h n>l hrkut, Ikııı / » a t r g r n<. H.ılk: 1 l!;k:lcı (.ııldrrcn Kıısjr. Id.m. HıiMMn (.urrr. UkııiK Sjdun Sıınmr/. Wuw/; w >uıu« C umhurıvet Maıbaaulık veGa/eteulık T A Ş Turk Ocağı Cad 19 41 C jğjloğlu l»tjnhu. Pk 246 Kıanbul Tel <26 I0 00<9 haı). Tele\ 22246 • Hıımlur \nkara:/naCıokalp Bulvarı InkilapSokak No 19 4 Tel 33 114147, Ick\ 42344 0 lımir. Halıı /ı\a Bul\arı No 64 3, Tel 25 47 09 13 12 30 Tele\ < 2 " 9 • \dana (.akmak ( ad No \U kai V Tel 1455019731 Tele\ 62155 Öğle: 13.05 Ikindi: 17.03 Akşam: 20.28 Yatsı: 22.11 "Zayıflama ilacı sağhğı bozuyor" İSTANBUL (THA) Istanbul Ünıversitesi Cerrahpaşa 1\p Fakultesi öğretim uyesi Prof Dr. Özcan Köknel, "Zayıflama ilaçlannut baş ağnsı hapı gibi ahnması, fizik ve ruh sağhğım bozar" dedi. Prof. Dr. Köknel, THA muhabirine yaptığı açıklamada şunları söyledv "Estetik beden ölçüleriBatı ölçülerine göre düzenlenmiştir. Bu ölçulere özenti genç kız ve kadınlanmız için tehlikeli olmaktadır. Zayıflama rejimi mutlaka doktor kontrolünde olmalıdır. " Fransa Akdeniz Komitesi heyeti Ankara'da üst düzeyde temaslarda bulundu. Heyet, Fransa'ya dönüşünde Türk Fransız ilişkilerini konu alan bir rapor hazırlayacak. Fransız hükümeti Avrupa Işlerinden Sorumlu bir Devlet Bakam'nı önümüzdeki aylarda resmi bir ziyaret için Ankara'ya göndermek istediğini Türk tarafına bildirdi. Fransa ile ilişkilerimizin normal mecrasına girdiğini söyleyen Halefoğlu, yeni Fransız Dışişleri Bakanı ile aralarında memnunluk verici bir diyalog kurulduğunu belirtti. ANKARA, (Cumhuriyet Biırosu) Uzun yıllar soğuk bir hava içinde seyrettikten sonra geçen yaz Fransa Cumhurbaşkaru Mitterrand'ın özel temsilcisi Etienne Manach'ı Ankara'ya göndermesi>le birlikte düzelme surecine giren Turk Fransız ılişkilerinde yeni kıpırdanmalar gözleniyor. Son olarak Fransa'da bürokrasinin önde gelen temsilcilerinin yer aldı&ı Akdeniz Knmitesi heyetının Ankara'ya gelişi, Fransa'nın Turkiye'ye dönuk politika arayışının yeni bir göstergesi olarak değerlendirıliyor. Gayri resmi nitelikte bir kuruluş olan, ancak uyelerinin gerek burokrasi gerek kamuoyunda nufuz sahi bi olmaları nedeniyle Fransa içinde onemli bir lobi oluşturan Akdeniz Komitesi'nin ilk kez bir ziyaret için Turkiye'ye geldiği bildirildi. Aralarında Fransa'nın eski Genelkurmay Başkanı General Maurin'in de bulunduğu 20 kişilik heyetin ziyareti Ankara'da memnuniyet yarattı. Heyet için Genelkurmay Başkanhğfnda brifing duzenlendi. Aynca Halefoğlu da komite başkanını kabul ederek Ankara'nın TurkFransız ilişkılerıne bakış açısını anlattı. Heyet uyelerinin "Cumburiyet"e aktardığma göre, Orgeneral Ürug. Fransız kamuoyunun Ermeni sorunu ve Turkiye'deki insan hakları konulannda yanhş bilgilere sahip olduğunu belirtti. Orgeneral Üruğ, aynca güçlu bir Turkiye'nin Batı'mn da guvenliğini sağladığını bildirdi. öğrenıldiğine göre,heyet üyeleri Paris'e donuşlerinde Turk Fransız ilişkilerini konu alan bir rapor hazırlayacaklar. Bu raporun Fransız hükümeti ve kamuoyu nezdinde bellı bir ağırlık yaratabileceğı belirtiliyor. Diplomatik çevrelerde de heyetin ziyaretinın Turk Fransız ilişkilerindeki duzelme surecine katkıda bulunacağı belirtiliyor. FRANSA'DAN ZİYARET Öte yandan, Turk Fransız ilişkilerindekı kıpırdanmayı gosteren bir başka adım da Fransız hukumetinden bir bakanın önumuzdeki yaz Ankara'ya gelmesiyle ortaya çıkacak. Paris, Avrupa îşlerinden Sorumlu Devlet Bakam'nı resmi bir ziyaret için Ankara'ya göndermek istediğini Turk tarafına duyurdu. Buna karşılık Ankara, ziyaret yapılacaksa bunun Dışişleri Bakanı düze>'inde gerçekleştinlmesini istedi. Fransız tarafı ıse, yakın tarihin izlerinin ışığında ılışkilerde duzelmenin aşama aşama gerçekleştirilmesi gerektiğini savunuyor ve ilk aşamada Devlet Bakanı duzeyinde bir ziyaretin yararlı olacağını savunuyor. Turk tarafı da kabinede Dışişleri'nden sorumlu ayrı bir Devlet Bakanı'nın bulunmadığını belirterek, Fransız Bakana muhatap bulunamayacağını behrtivor. Parıs ile Ankara arasında yurutulen temaslarda soruna bir çözum bulmak amacıyla bir formul oluşturulmaya çalışıldığı bildirildi. HALEFOĞLU MEMNUN Ote yandan, Dışişleri Bakanı Halefoğlu'nun da Turk Fransız ilişkilerindeki gelişmelerden memnun olduğu gözleniyor. Halefoglu. onceki gun TBMM'de ANAP grubunda yaptığı konuşmada, "Yakın zamana kadar Turkiye'ye karşı hükumet uyeleri agzından dostlukla bagdaşmayacak sozler duyduğumuz Fransa'yla bile ilişkilerimiz normal mecrasına girmektedir" dedi. Halefoğlu, Fransa'dakı yeni Dışişleri Bakanı Ronald Dumas ile arasında memnunluk verici bir divalog kurulduğunu da bildirdi. Dindarlar aydın, aydınlar dindar ÖDÜLÜ PAYLAŞTI Arjantinli sanatçt Norma Aleandra, En tyi Kadırt Oyuncu Ödülünü Cher ile paylaştu Aleandro'nun oynadığı"Resmi liırih" politik sinemaya üginç bir yeni örnek getiriyordu. YÖK"başan"yı arıyor tlniversitelerde "başarı" oranlarımn saptanmasında YÖK artık kendi formülünü kullanacak. Şimdiye kadar "başarı "yı rektörler bildiriyor ve iki yıldır "yüzde 90 başarı" ilan ediliyordu. Başarısız bölüm ya da sınıfların öğretim elemanları YÖK'e "hesap verecek." göre, vize sistemine fen bilimleri ve tıp fakültelerinde "kolay intibak edildi." ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) YÖK, universitelerdeki başarı oranlarımn saptanmasında rektörlerin bildirimleri yerine kendi oluşturduğu formüllerin kullanılması yolundaki çalışmalarını tamamladı. Yuksek öğretim Kurulu üniversite öğrencilerinin başan oranlarımn, iki yıldan bu yana rektörlüklere dayanarak yuzde 90 dolaylarında olduğunu duyurduktan sonra "kendi işini kendi gormeye" karar verdi. "Daha dogru rakamian bulmak amacıyla" geliştirilen formulle, her üniversite, fakulte ve bolumlerdeki başan oranları saptanacak, başan oranlannın "düşük" olduğu bölümlerde onlemler alınacak. Her yarıyıl ve öğretim yılı sonu için ayn ayrı hesaplanacak olan başarı oranlannda, şu noktalar gözetilecek: "DersJerin haftalık teorik ders saatleri, uygulama saatleri, uygulamaların toplam ders yiikii, geçen yıllardan kalanlarla birlikte dersi alan oğrenci sayısı, butiınleme sınavlarını da içermek iizere başarılı olan ogrencilerin toplamı ve dersin öğretim >uku ile dersi alan ogrenci sa> ılarının çarpımı". Bu veriler sonucunda, başanlı öğrencilenn toplamı ile dersi alan öğrenci sayısının toplamı birbirine bölunerek, sınıf başarı oranları saptanacak, daha sonra ortalama sınıf mevcutları bulunarak eğitim oğretım programında, " p r o g r a m başarı oranı" hesaplanacak. Bu rakamlar, gerçek öğrenci sayıları göz önüne alınarak, bölüm, fakülte ve üniversitelerde aynı yöntemle saptanacak. Başarı oranları güz ve bahar yarıyılları için ayrı ayrı hesaplanacak. y y p Her universitede aynı yontemle saptanması duşunulen başarı oranlarımn YÖK'ün girişiminden sonra yüzde 90'ın altında mı ustunde mi çıkacağı merak konusu oldu. Üniversitelerin bu oğretim yılı sonunda yanyıllara gore başarı oranlarını bu yöntemle belirleyerek YÖK'e bıldirmeleri bekleniyor. Başarı oranlannda "Standart formülleri" geliştiren YÖK'ün böylece en alt birimlerdeki başarı oranlarını da ortaya çıkararak, mikro duzeyde başarısızlık nedenlerini araştırma olanağı elde etme>i amaçladığı belirtiliyor. Buna gore, başarısız olan bölum ya da sınıflardaki oğretım elemanları ile ılişkiye geçilerek, "ogrencilerin neden başansız olduklan" sorulacak. Bundan sonra ıse o bolumdeki başarı oranını yukseitmek için önlemler alınacak, bu konuda ılgili öğretim elemanlarının dikkati çekilecek. Öte yandan, öğretim elemanları ile öğrenciler tarafından şikayet konusu olmaya devam eden "vize sistemi" konusunda ise YOK uyeleri "bu sistem yerine oturdu" görüşunu savunuyorlar. YÖK'e göre vize sistemine fen bilimleri ve tıp fakültelerinde "kolay intibak edildi". YÖK üyelen, vize sisteminin daha çok, öğretim uyesine kulfet getirdiğinı belirterek, oğrencilerin bu sıstemden "memnun olması gerektiğini" one sürduler. Seçiei Kurul, yüreğin ve akhn sesini dinledi MEHMET BASUTÇU CANNES 38. Cannes Şenliğı Seçiciler Kurulu Başkanı Milos Forman, odul toreninin başında kısa bir açıklama yaptı. Bilinen bir iki birıncıl gerçekten soz ederken, izleyeceğimız torenin rengını \e havasını ustaca özetlıyordu: "Filmleri haksızlık etmeden degerlendirecek bilimsel bir yöntem yok. Biz de seçimimizi, yiıregimizin ve aklımınız sesini dinleyerek yaptık." Yureğin sesı, Yugoslav sinemasının başarıiı yonetmeni Emir Kusturica'yı, "Altın Palmiye"nin sahıbı ilan ediyordu. Başka turlu olması duşunulebılir mıydi? Hayır, bu guzel filmi içten, uzun uzun alkışlamıştık. Seçiciler Kurulu da kararını oybirliğiyle verıyordu. "Babam Iş Gezisinde" şenliğin en sıcak yapıtıydı. Aklın sesi ise, Cannes'da goz dolduran kalburustu yapıtlann, mumkunse tumune bir ödul verılmesıni, bu arada, sivrilen bazı ulke sinemalarının da değerlendinlmesi gereğini fısıldıyordu. Böylece, iki Doğu Avrupa ülkesi yanında, Amerikan ve Fransız sinemalarının da başarılı ornekleri odulleri paylaştılar. Seçiciler Kurulu Ödulü'nü alan tstwan Szabo ("Albay Redl") ile Emir Kusturica, Macar ve Yugoslav sinemalarının, dunyanın buyukleriyle boy olçuşecek düzeyde olduğunu kanıtlıyorlardı. ni bir şeyler getirmeye çabalayan, teknik açıdan neredeyse kusursuz yapıtlardı. Ancak, Woody Allen dışında bir sinema dehası parlamamıştı. Alan Parker'a gelince, "Birdy" (Kuş Çocuk) ile Özel Buyuk Ödul'e layık bulununca listenin ikincı basamağına yerleşiverdi. Tum olumlu yanlarına ve niteliklerıne karşın bu fılmi biraz zorlama ve soğuk bir fılm olarak değerlendırmıştik. Sakın "Midnight Express" nedeniyle onyargılı davTanmıs, olmayalım? Belkı, ama Parker'ın filmıni bir turlu havalandıramadığını, hatta bazı gereksiz tekrarlarla ağırlaştırdığını duşunen birçok "yansız" eleştirmen de vardı... Başarısı daha az tartışılan ikincı bir Amerikan filmi, 38. Cannes Film Şenliği'nin ardından İSTANBUL, (a.a.) Kuçükköy Imam Hatip Lisesi'nin temel atma toreninde konuşan Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler, Atatürk'ten sonra eğitıme en buyuk onemi Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in verdiğını belirterek, "Aydınlar dindar, dindarlar da aydın olmadığı sürece bu millet güçlenip yücelere götürjilemez " dedi. İT&nün 212. kıtrulııs yılı İSTANBUL, (OM.) TTÜ'nün 212. kuruluş yıldönümünde 30 ve 40. hızmet yılını dolduran öğretim uyeleri ve memurlarla 50 yıl önce dıploma alan mezunlar ödullendırılecekler. İTÜ Maden Fakültesi'nde 31 mayıs cuma günu duzenlenecek törenlerde 50 yıl önce diploma alan mezunlara birer berat, 40 ve 30 çalışma yılını dolduran 19 öğretim üyesiyle uç memura da birer plaket verilecek. ması yadırganmadı. Ancak Badenco, filmde, politik bir tutukluyla, onun ağzından laf almakla gorevlendirilmiş eşcinsel (W. Hurt) bir adi tutuklunun aynı koğuştaki yaşamlarını hareketli bir dille anlatırken, sıradan, kaba ve şematik bir senaryonun tuzağına duşmuştu. Gözetilen dengeler Yunus Nadi Armağanı'85 finalistleri Altın Palmiye'yi alan Yugoslav ybnetmen Emir Kusturica'nın "Babam Iş Gezisinde" adlı fılmi şenliğin en sıcak yapıtıydı. Kusturica'nın başarısı dışında bir iz bırakacağını sanmadığımız bir "bayram" daha son buldu. Paul Schrader'ın "Mishima"sı, ozgun muziği ve goruntuleriyle 'En İyi sanatsal Katkı' odulunu alırken, adını listeye yazdıran uçuncusu, tanınmış şarkıcı Cher'e 'En İyi Kadın Oyuncu Ödulu'nu paylaşma olanağı tanıyan "Maske"ydi. (Peter Bogdanovich). Bu ödulu paylaşan dığer kadın oyuncu, Norma Aleandra, politik sinemaya ilginç yeni bir ornek getıren Arjantin filmi "Resmi Tarih"teki yorumuyla goz doldurmuştu. Başka bir politik fılmdeki, Brezilyalı Hector Badenco'nun yonettiğı "Örümcek Kadının Öpiıciiğü"ndeki yorumuyla VVilliam Hurt'un 'En Iyı Erkek Oyuncu Odulu'nu ai Sinema dehası yok Amerikan sineması, yanşmah ana boluıne ağırlığını koymuş, ulke basını da, tele\izyon ekipleri ve yaklaşık yuz otuz gazeteciyle Cannes'ı kuşatmıştı. Bu gorulmedik ilgi, salt sinema sevgısınden, Cannes Şenliğı'nin bir numaralı yerinden kaynaklanmıyordu. Asıl neden. sinema endustrısınin sağlık raporlarında sarı ve kırmızı ışıklann goz kırpmaya başlamış olmasıydı. Seyırci sayılarında gözlemlenen genel düşuş, Amerikan filmlerinı de yeni dış pazarlar aramaya iteliyordu. İzlediğimız ABD damgalı fılmler gerçekten kalburustu, ye Katılma no: 8 0 Bu yıl Cannes'da başarılı örneklerinı izlediğimiz Fransız sineması da, Andre Techine'nin ("RendezVous") aldığı Mizansen Ödulü ile dunya çapında yaşanan genel bunalımdan en az etkilenen sinema olduğunu ve sağlıklı bir gelişme içinde bulunduğunu gösteriyordu. Kaldı ki, JeanLuc Godard ("Detective") ile Claude Chabrol'un ("Poulet au Yinaigre"Sirkeli Ta>uk) filmleri, şenlığir haşarılı yapıtlan arasındaydı. Seçiciler Kurulu belki bazı dengeleri gozetmış, yurekten gelen eğilımlennin bazılarına, akılcı bir yaklaşımla yeni yönler vermışti ama, odül hstesine alınan filmlerın, "Mishima" dışında, hepsinde bulunan ortak öğe, yine yureklerin buluştuğu yerdi: İnsan sevgısinden yola çıkılıyordu. Savunulan değerlerin ilk sıralannda ıse hoşgöru ve duşünce özgurluğu gelmekteydi. Kapanış gecesınin en çok alkışlanan sanatçısı, Amerikan sinemasının tanınmış ovuncusu James Stevvart oldu. Yedi kışilık ayrı bir seçicı kurulun, 'En iyi ilk Film'e verdıği "Altın Kamera" odulu, Venezuellalı genç bayan yonetmen Fina Torres'in, "Un Certain Regard" (Bir Bakış) bolumunde sunulan yapıtı "Oriana"nın oldu. Gecenin ilk ödulü "Altın Kamera"yı, yıllann sinemacısı unlu yönetmen Marcel Carne'nin uzunca bir konuşma sonunda vermesı, şenlik yonetıminin, genç yonetmenlere giderek artan bir ılgiyle yaklaştığını gösteriyordu. Sinema tarihinde, Emir Kusturica'nın başarısı dışında bir iz bırakacağını sanmadığımız bir "ba^^am" daha son buldu. Saint Benoit Mezunları tstanbut Haber Servisi 200 yılı aşkın bir geçmişe sahıp olan "Saint Benoit Lisesi" uzun zamandır eksıkliğıni duyduğu mezunlar demeğine kavuştu. Uyeleri arasındaki sosyal bağları ve dayanışmayı guçlendırmek, boş zamanlarını yararlı bir şekılde değerlendırmek amacıyla kurulan dernek, ilk faaliyetini 25 mayısta geleneksel "ettt pilav günü " düzenleyerek gerçekleştirecek. Günlüğü 1 dolara sosval güvenlik ANKARA, (ANKA) Yurt dışındakı Turk yurttaşlarına, bulunduklan ulkede geçen surelerını gıinluğu 1 dolardan borçlanarak sosyal guvenlıklerinden saydırmalanna olanak tanıyan yasa Resmi Gazete'de yayımlanarak yurürluğe girdi. Yasaya göre, yurt dışındakı yurttaşlar diledıkleri takdirde geçen surelerınin tamamım veya bir kısmını gunlüğü bir dolardan ya da karşılığı döviz olarak borçlanabılecekler. Beyvğlu da Araplaşıyor tstanbul Haber Servisi Beyoğlu'nda da evler Araplara kiraya verilecek. Şımdıye kadar evlerinı Araplara kiraya vermek ısteyen 100 kadar yurttaşın Beyoğlu Belediyesı'ne başvurduğu bildirildi. Sunay anıldı ANKARA (a.a.) Beşincı Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, ölumunun uçuncu yılında Cebeci Şehıtliğı'ndeki kabri başmda anıldı. Cevdet Sunay 'ın kabrme Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ adlanna birer çelenk konuldu ve saygı duruşunda bulunuldu. Türldye'nin enerji seçenekleri tarüşılıyor Anadolu Üniversitesi'nin duzenlediği "Enerji Dunyasının Sorunlan, Seçenek ve Çözumleri Karşısında Turkiye" konulu sempozyum dün başladı. Yarın sona erecek olan sempozyuma, ügili kamu kuruluşlan ve üniversitelerden uzman ve öğretim uyeleri katılıyor. Otuz beş dolayında bildirinin tartışılacağı sernpozyumun birinci gununde açılış konuşmalannı A.Ü. Rektönı Prof. Dr. Vılmaz Büyiıkerşen, Devlet Bakaru Cemal Buyttkbaş ve sempozyum yonetmeni Prof. Dr. Tolga Yarman yaptılar. Prof. Yarman, konuşmasında şunları söyledi: "Ülkemizin, tiim seçenekleri, hep birden ve eşit ağırlıklarla ele almaya takati yoktur. Hali hazır konjonklür içinde nukleer enerji uretimini, heie anahtar üzerinde leslim de> santrallaria ulusal bir zorunluluk olarak nitelemek miımkun sayılamayacaktır. Dev santrallann fînans yıiku berhalde zaten, kaldınlamayacaktır. Bununla beraber dünya siyasi konjonkturünde miısait kanallar yakalanabilirse, klasik kaynaklan şimdiden yedekte gözetecek, ama yine ulusal köklerinin nasıl geliştirilece| i dikkatlice tasarlanmış, ulusal nükleer kaynakJanmız bazında, özgiin bir nükleer enerji politikası benimsenebilir." Çerkezköy deresi artık temiz akacak Aralarında Profilo, Dinarsu, Gümüşsuyu, Nema'nın da bulunduğu şirketlere arıtma tesisi kurmaları ya da faaliyetlerini durdurmaları için 18 mayısa dek tanınan süre doldu. Bazı şirketler bu sürenin yasal olmadığım 4 aylık süreleri bulunduğunu belirterek itirazda bulundular. FÜSUN ÖZBİLGEN Sanayi bolgesi olarak ayrılan ve teşviklerle buyük fabnkalar kurdurulan Çerkezköy'de dört köyün dereyı kirleten fabrikalara karşı mucadelesi "zafer'Me sonuçlandı. Fabrikaların kirli su artıklarım Çerkezköy Deresine akıtmaması için verilen mahkeme kararı Yargıtay'ca da onanarak kesinleşti. Aralarında Profilo, Dinarsu, Gümüşsuyu, Hema gibi büyük tesislerin de bulunduğu şirketler ya antma tesislerini kuracaklar ya da faaliyetleri durdurulacak. Bu konuda şirketlere 18 mayısa kadar tanınan sure doldu. Arıtma tesisi kuran Profilo, kendi su artıklarından alınan su örneklerini dereyi kirletmediğinin saptanması için bilirkişiye gönderdi. Bazı şirketler de 18 mayısa kadar tanınan sürenin yasal olmadığım 4 aylık sureleri bulunduğunu belirterek itirazda bulundular. Bu itirazlar Cumhuriyet Savcılığı'nca inceleniyor. Çerkezköy deresi çevresinde dolaşırken kirlı suların köpurerek aktığı derenin çevresinde yine çocuklar oynuyorlardı. Fotoğraflarını çektiğımizi gören bakkal, dukkânından çıkmış sesleniyordu: "Çek abla bu çocuklann resimlerini çek, shrisinekler de görünur mu fotografta? Bunlar sivrisinek degil, Fantom bunlar Fantom, kurbağalara bak... Kokuya bak. Dukkânda ekmek satamıyorura, vazgeçtim satmaktan." Fabnkalar kurulup, boyah, zehirli sulannı dereye akıtmaya başladığında, köyluler bakmışlar ki deredeki balıklar ölüyor, dereden suladıkları hayvanları öluyor. Vermişler dilekçelerini savcılığa. Kızılpınar, Veliköy, Karaağaç, Velimeşe koylerinin muhtarları uğraşmışlar, ama fabrikalar da guçlu, fabrikalar da uğraşıyor. Yıllarca suren mucadeleden sonra önce mahkemede sonra Yargıtay'da onanmış koylulerin haklı olduğu. Şımdi fabrikalar büyuk bir faaliyet içinde. Arıtma tesislerini kuruyorlar. Profilo 70 milyon harcayıp bitirmiş arıtma tesisini. Hema, Dinarsu, Gümüşsuyu da faaliyet içinde. Sadece TİSK Genel Başkanı Haiit Narin'in fabrıkasında bir faaliyet olmadığım söyluyor yöre halkı. Narin Mensucat'ın fabrikası günde 1500 ton atık su salıyormuş dereye. Antma tesisini tamamlayamayan fabrikalar, şimdilik kirli sulannı biriktirmek için buyuk havuzlar hazırlıyorlar. Geçici olarak bunlar kullanılacakmış. Bir önemli sorunları daha var Çerkezkoy'ün: Sanayi bolgesi olarak planlanan bu bolgede sanayi tesislerine kalifiye eleman yetiştirmek uzere Endustrı Meslek Lisesi yapımı planlanmış. 1984 yılında bitmesi gereken bu lıse, 260 milyon liraya ihale edilmış. Şu andaki maliyeti 1 milyar. Bayındırlık Bakanlığı lise inşaat işini sıkı tutmayınca, inşaat yanm kalmış. 1984 yıhnda inşaat biteceği için okula tayin edilen oğretmenler ve müdur, bu yıl başka yerlere gönderilmişler. Endüstri lisesi için gelen teknik malzemeler de başka okullara kaydınlmış. Bin oğrencinin okuyacağı bu lise inşaat halinde beklerken, oğrencıler Çorlu'ya gidip geliyorlar okumak için. Bu arada Halit Narin'in fabrikası da bir ilkokul yaptırıyor Çerkezköy'de. Arıtma tesistne henuz başlamamış, ama okul inşaatı yarılanmış. ESKtŞEHtR (Cumhuriyet) Polise esrar satmak isterken İSTANBUL, (UBA) Şişli Kurtuluş semtinde Hüseyin Ertaşır, Istanbul dışından lemin ettığı uç kılo toz esrarı alıcı kıIığına gıren Narkotik Şube ekiplerıne satmak isterken suç ustü yakalandı. Sanıkla ılgili soruşturmanın surdıiğü helirtildı. Şikâyetler yakında bitecek Çerkezkoy'ün DYP'li Belediye Başkanı Abdulkadir Karan'la konuştuk. " Ö n antmayı fabrikalar, genel anlmayı Organize Sanayi Bolgesi yapacak" diyor. Genel antma için kollektorler ihale edilmış, genel antma tesisinin projesi de bakanlığa gonderilmiş, ihaleye çıkarılmayı bekliyor. Belediye Başkam Karan, Çerkezkoy'ün evlerinin ve diğer tesislerınin de kanalizasyonunun kaçak olarak dereye aktığına dikkat çekerek, kanalizasyonun da genel antma tesısine bağlanması için proje hazırlandığını anlatıyor. Böylece Çerkezköy Deresı tumden temızlenebilecekmiş. Bu arada Çerkezköy'de yatırımı olan sanayıcilerin kurduğu Çerkezköy Sanayiciler Dernegi de 130 milyon lira harcayarak fabrikalar arasındaki kollektorleri yaptırmış. Şu andaki en önemli sorunları Çerkezkoy'ün kanalizasyon projesinin de onaylanması ve derenin kanalizasyon pisliğinden de arındırılması. ^Ben bu suyu içerim" Geçen yıl Çerkezköy'e geldiğımizde kendi fabrikasının suyu kirletmediğıni iddia ederek, "ben bizim fabrikadan çıkan suyu içerim" dıye iddiada bulunan Akıp Fabrika Müdüru Necati Aykanat ile karşılaşıyoruz gezerken. "Biliyor musunuz Füsun Hanım. dün kontrol için gelmişlerdi. Ben o suyu içtim" diye iddiasını surduruyor. Derenin kurbağaların vırakladığı pis kokulu devamını gösterip soruyorum, "Ya bu suyu da içer misiniz?" "Hayır, tabii bu içilmez, ama bakın bu suyun başîangıcı nereden geliyor?" diye kendisine ait olmayan bir başka fabrikayı işaret edıyor. Çerkezkoy'den aynlırken, kokulu kirlı derenın yanındakı kırlıkta "gençlik yılı kupa maçı" yapan gençler oyunlannı bitirmişler dağılıyorlar. Kan ter içindeki gençler, temiz bir suya koşup ellerini yüzlerini yıkema o?lemi içindeydiler. Kışın da Çorlu yollaıına duşmeden Çerkezköy Endüstri Meslek Lısesı'nde okuyabilmenin özlemi içinde.. KÖYLÜLERKAZANDlKızılpınar, Veliköy, Karaağaç, Velimeşe köylülerinin ortaklaşa verdikleri mücadele, taferle sonuçlandı. Bundan böyle Çerkezköy deresi etrafa mikrop saçmayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle