23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 MAYIS 1985 EKONOMİ CUMHURİYET/9 EKONOMİDE DIYALOG ERHAN IŞIL 1927'de doğdu. Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakültelerini bitirdi. Maliye müfettişliğinden sonra OECD ve GA TT'ta Türk misyonunda müsteşar olarak çalıştı. Hazine Genel Müdür Yardımcıhğı ve Hazine Genel Müdürlüğü görevlerinde de bulunan Işıl, daha sonra Sanayi ve Teknolojı Bakanlığı Müsteşan oldu. Irmak hükümetinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yapan Erhan Işıl, halen SODEP Ekonomik Sorunlar Komisyonu Başkanı. ke içinden çıkacak. Butün mesele kaynak tahsislerinin nasıl değiştirileceğine bağlı. Eğer biz şimdiye kadar olduğu gibi vergiler cinsinden, krediler cinsinden, diğer bütün mâli kaynaklar cinsinden tüm olanakları varlıkh insanlann eline seferber edecek olursak, elbette ki onlann tercihlerinin sonuçlanna katlanmak zonında kahnz. Yok, eğer öyle olmaz insanlanmıza insanca bir yaşam düzeyi sağlamak, iç pazarı büyütmek ve daha düşük birim maliyetle daha yüksek üretime yönelmek ve daha fazla ev halkı insanını gelir elde etme sürecinin içine sokmak tercih edilirse dengeler zaman içinde sarsıntısız değişmeye başlar. Ortaya toplum yararına bir tablo çıkar... Burada kullanılacak mekanizmalar neler? Hem gelir dağılımını düzeltme hem de vergi gelirlerini yükseltme açısından vergi politikası burada önemli bir araç olabilir mi? IŞDL Türkiye'de halen yüzde 1314'e kadar düşmüş olan vergi gelirlerinin GSMH'ye oranının en az yüzde 20, benim kişisel görüşüme göre yüzde 2325 düzeylerine ulaşması şart. Aynca vergilerin yapısında bir değişikliğe yönelmek lazım. Buradaki adaletsizliği gelir ve servet vergileriyle dengelemek lazım. Gelir vergisinde ücret gelirinin daha az, kârların daha ağır, rantların, kolay kazanılan paralann çok daha ağır vergilendirilmesi gerekir. Düşündügünıiz atılım programı işsizlik sorununa nasıl yaklaşacak? Geçen hafta Dolar liraya karşı yerinde saydı Dolar dünya borsalannda geçen hafta surekli bir düşüş gösDolar (TL) terirken lira karşısmda yerinde saydı. ABD'de faiz oranlarında gerileme beklentisi doların diğer paralar karşısında değer yitirmesine neden oldu. Gözlemciler bu beklentide iki gelişmenin etken olduğunu belirtiyorlar. Bir yandan ABD Senatosu'nun üç yıl boyunca bütçe harcamalarında 395 milyar dolarlık kısıntı yapmasını öngören hükümet programım onaylamasıyla devletin borçlanma gereksiniminin azalacağı ve bunun da faizleri indirici yönde etkili olacağı belirtiliyor. Diğer yandan, nisanda toptan fiyatlardaki artışın beklenen binde 5'lik hızın altında kalması ve binde 3 olarak gerçekleşmesinin FED'in enflasyon psikolojisinden kurtulmasına yol açtığı bildiriliyor. Bu gelişmeler nedeniyle hafta başında 3.24 Alman Markı, 2.72 lsviçre Frangı, 9.85 Fransız Frangı ve 252 Japon Yeni gibi son haftaların yüksek değerlerinden işlem gören dolar haftayı 3.11 mark, 2.62 lsviçre Frangı, 9.50 Fransız Frangı ve 252 Japon Yeni değerlerinden kapadı. Ingiliz Sterlini de 1.18 dolardan 1.23 dolara 525.70 519.80 519.50 Erhan Işıl (sağda), Osman Ulagayhn sorulannı yamtladu Ulagay sordu, Işıl ynnıtladı: Türkiye'de bu atılım programını finanse edecek kaynaklar vardır. Kamu kesimindeki israf önlenerek buradaki kaynak kayıplarının giderilmesi ve özal'ın adeta vergi dışı bıraktığı varlıkh kesimin doğru dürüst vergilendirilmesi sağlanabilirse büyük çapta kaynak yaratılmış olur. IŞIL İşsizlik sorununun çözümünü bazen söylendiği gibi büyüme hızına bırakırsak, bu sorunun çözümü için belki 2030 yıl beklememiz gerekir. Vergi bağışıklığı sağladığıtnız varlıkh insanlar yatırım yapar, böylelikle işsizlere iş bulunur diye düşünürsek, bu kez belki de 150 yıl beklememiz gerekir. Bizce işsizlik sorununun acil çözümü için özel projelere ihtiyaç vardır. Türkiye'nin kamu kesiminde de çok büyük altyapı ihtiyaçlan bulunmaktadır. Bu tur projelerde çok sayıda insana belki çok yüksek olmayan ücretlerle, asgari ücret düzeyinde ücretle istihdam yaratmak mümkundür. Devlet ve yerel yönetünler parasını vererek iş yaratacaktır.. Peki bu, enflasyonu körükleyici bir etki yaratmaz mı? IŞIL Milyonlarca kişiye birden iş yaratmak takdir edersiniz ki, kolay bir şey değildir. Bu kadar projeyi oluşturmak bile başlı başına bir sorundur. Ancak bu projelerde çalışacak insanlann yaratacağı gelir fazlalığını karşılayacak bir tanmsal üretim artışı da aym anda devreye sokulabilirse, bunun enflasyonist etki yapması önlenebilir. Zaten Türkiye'de üretimin artınlması derken önce tanmsal üretimin artırılmasını düşünmek gerekir... Sizin düşündüğünıiz atılım programında öncelik ve ağırlık tanm kesiminde mi olacak? IŞIL Türkiye'de enflasyon olayına zaman içinde bakarsanız, enflasyonu sürükleyen maddelerin genellikle gıda maddeleri ve yemler olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla enflasyonla mücadeleyi düşünen bir siyasal iktidar, öncelikle tanmsal üretime gözünü dikmek ve orada bir arz fazlası yaratmak durumundadır. İstihdam projelerinde çalışacak insanlann sağlayacağı gelirin de öncelikle gıda maddelerine yöneleceği düşünülürse sağlanacak tarımsal üretim artışlarıyla yeni bir denge kurulabilir... Tanm kesiminde böyle bir üretim artışı potansiyeli var mı sizee? IŞIL Türk tanmındaki verimlilik düzeyi o kadar düşük ki, burada çok büyük bir üretim artışı potansiyeli var. Yeter ki, gerekli destekler bilgili ve planlı bir şekilde çiftçiye göturülebilsin.. Tarımın bütün bu saydığım nedenlerle önemi büyük, ama bu bizim atılım programı derken aynı zamanda sanayie ve özellikle de ağır sa SODEPin atılım programı enflasyonu arttırmadaıı ıııilyoıılara iş yaratacak "Ekonomide Diyalo%"un bu haftaki konuğu Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP) Ekonomik Sorunlar Komisyonu Başkanı, eski bakanlardan Erhal Işıl. Erhal Işıl'la demokrasi ekonomi ilişkisini, özal hukümetinin ekonomideki icraatını ve alternatif politikaların neler olabileceğini konuştuk. Sayın Işıl, b«n size sosyal demoltrat bir partinin ekonomi konusundaki yetkili kişisi olarak önce Türkiye ekonomisindeki son gelişmeleri nasıl degerlendirdiğinizi sormak istiyorum. IŞIL Teşekkür ederim Sayın Ulagay. Öhcelikle ve önemle belirtmek isterim ki, demokrasinin tam ve bütün olarak yerleşmesi, siyasetle uğraşalım, ya da uğraşmayalım, hepimizin temel amacı olmak gerekir. Gerçekten sosyal demokrasiden söz edebilmek için, çeşitli sorunlara sosyal demokrasi içinde çözümler arayabilmek için bir ülkede önce demokrasinin yerleşmiş olması lazım gelir. Hepimize düşen görev, öncelikle ülkemizde demokrasiyi tam ve gerçek anlamda işlerliğe kavuşturmaktır.. Demokrasi açısından bulundugumuz nokta ekonomiyi, ekonomik konulara yaklaşımı nasıl etkiliyor? Demokrasi açısından bulunduğumuz noktanın gölgesini mi görtiyoruz ekonomik sorunlar üzerinde? IŞIL Kesinlikle böyle. Beş yıllık hayat pahalılığı artışı daima yüzde 50'ler civarında olmuş, işsizlerin sayısı dört milyonu aşmış, beş milyona gidiyor, bu koşullar altında yatırımlann artış hızı düşmüş. Böyle bir ortam, demokrasiye geçiş için uğraşlarımızı ister istemez kısıtlı tutuyor. 1985 yılı için enflasyon tahminJniz ne kadar? IŞIL Bu konuda güvenilir bir tahmin yapabilmek için henüz erken. Benim aralık ayındaki verilere dayanarak yaptığım tahmin 1985'te enflasyonun yüzde 40 dolayında gerçekleşeceği yolundaydı. Ancak şimdi son gelişmeleri gördükten sonra maalesef yüzde 50'yi de aşacağını tahmin ediyorum. yükseldi. Doların sert paralar karşısında gerilemesi Türk Lirasına aynı oranda yansımadı. Hafta başında döviz alış kuru 519.50 lira olan ve bir ara 525 lirayı aşan dolar dün 519.80 liradan işlem gördü. Yani dolar lira karşısmda değer yitirmemiş oldu. Doların Merkez Bankası efektif satış kuru 530 lirayı geçerken bankalardaki satış kuru 535 lirayı buldu. Markın döviz alış kurunun ise 166 lirayı geçtiği dikkati çekti. Cumhuriyet altını 550 lira aldı Altın fiyatları geçtiğimiz hafCumhuriyet ta dunya borsalannda yavaş, Kapalıçarşı piyasasında ise hızlı Altını 35.850 bir yükseliş gösterdi. Londra borsasında haftayı 312.50 dolardan açan bir ons (31.5 gram) altın küçük çaplı iniş çıkışlarla hafta sonunda 315 dolardan işlem gördü. Altının değer kazanması buyük ölçüde doların sert paralar karşısında gerilemesinden kaynaklandı. Kapalıçarşı'da ise yükseliş daha belirgin oldu. Cumhuriyet altını bir haftada 550 lira alırken kulçe altının gramı 70 liralık bir artış kaydetti. Bu gelişmeler sonucunda hafta başında 35.00035.150 lira olan Cumhuriyet altını cuma gunü 35.5OO35.7OO liraya çıktı. Haftayı 5.3005.320 liradan açan külçe altın da hafta sonunda 5.38O5.39O liradan işlem gördu. 35700 Türkiye'de sosyal demokrat partinin görevi hem pastayı büyütmek, yatırımı, isühdamı, üreiimi arttırmak, hem de pastanın adil dağıtılmasını sağlamaktır. SODEP'in "yeniden inşaprogramı" tutarlı projelerle bu amaca yönelmiş bir büyük atılım programıdır. Sayın Işıl, şimdi bn saptamalannızdan sonra ekonomi politikalannda alternatif yaklaşımın ne olabilecegi konusuna gelmek istiyorum. SODEP, sosyal demokrat bir parti olarak bu konuda nasıl düşiiniiyor? IŞIL Türkiye'de sosyal demokrat partinin görevi Batı'daki sosyal demokrat partilerden farklıdır. Batı'daki sosyal demokratlar sosyal adaleti sağlamayı, gelir dağılımını duzeltmeyi amaçlarlar. Bizim ise yapmamız gereken şey hem pastayı büyütmektir, büyümedir yatınmdır, üretimdir; hem de o büyüyen pastanın adil dağılımıdır. Işte bu nedenle bir büyük atılım bu partinin yani SODEP'in programına girmiştir. "Yeniden inşa progranu" diye adlandırdığımız bu program çok iyi hazırlanmış, çok tutarlı projelerle ülkede bir büyük atılım meydana getirecektir. Bu büyük atılımın kaynaklarını nereden bulmayı, nasıl yaratmayı planlıyorsunuz? IŞIL Bakın, Türkiye daha 197879 yılında, o yılların büyük zorluklarına rağmen dünyanın 34. büyük ekonomisiydi. Türkiye'nin kaynaklan Türk milli geürinin içinde oturuyor. Bütün mesele bu kaynakların nasıl kullanıldığıdır. Eğer bu kaynaklar yıllardan beri olduğu gibi zenginleri daha zengin yapmak için kullanılacaksa ekonominin geleceği yer burasıdır. Yok eğer gerçekten büyük üretim, büyük yatınm, büyük atılım için kullanırsanız bu kaynaklan, ekonomi sosyal adaletle birlikte bambaşka bir yere gidecektir. Siz zenginden, varlıklıdan vergi almamayı alışkanlık haline getirirseniz tabii kaynak bulamazsınız... Şimdi burada gizli kaynaklar derken başka neleri kastediyorsunuz? IŞIL Valla ekonomide gizli kaynaklardan kastım, kamu kesiminin harcamalandır. Gerçekten devlette, katma bütçeli idarelerde ve genel olarak KlT'lerde harcamalar rasyonel hale getirilebilir, buradaki verimlilik artırılabilir, maliyet bilinci aşılanabilirse akıl almaz boyutta kaynaklar ortaya çıkacak ve bunlar kalkınma için seferber edilebilecektir. Bu tasarladıgınız kaynak seferberligi nasıl gerçekleşecek? IŞDL Şimdi Türkiye'nin kalkınması için seferber edilecek kaynaklar başka ülkelerden, başka dünyalardan gelecek değil, gene ül ».150 Türkiye'de altın fiyatlarının daha hızlı yükselmesinde doların karaborsa kurundaki artış etkili oldu. Dolar karaborsada hafta sonunda 543 liradan satıldı. NELER OLDU? 24 Ocak programı aslında enflasyoncu olduğu için enflasyon önlenemiyor. Bugün Merkez Bankası adeta Hazine'nin posta şubesi haline gelmiş, para arzı 5.5 îrüyonu bulmuş, hızh devalüasyon ve KİT zamları sürüyor. Bu durumda bu yılki enflasyonun yüzde 50'den fazla olması kaçınılmaz görünüyor. Ekonomik konular içinde siz ilk olarak hayat pabalılığına degindiniz. Büiyorsunuz, Özal hukümetinin programında enflasyonu aşağı çekmek çok temel bir hedef olarak alınmıs, sosyal politikanın temelini de bu ilke oluşturmuştu. Oysa enflasyon konusunda hedeflere vanlamadı. Siz bunu neye bağlıyorsunuz? IŞIL Enflasyon olayını konuşurken yalnızca son bir birbuçuk yılı değil, son beş yıllık dönemi bir bütün olarak görmek zorundayız. Burada en büyük yanılgı 24 Ocak programının enflasyona karşı bir istikrar programt olarak Uan edilmesidir. 24 Ocak programı enflasyoncudur, enflasyonu önleyememesi de tabiidir... Bu kanıya nasıl vanyorsunuz? IŞIL Bir kere üretim artışlarmı amaçlamayan bir istikrar programından kimseye hayır gelmez ve gelmemiştir. Yükselen Fıyatlar talebi sınırlayacak, böylece arz ve talep dengelenecek mantığı geçersizdir. lkincisi bütün sıkı para sloganlanna rağmen, bugün Merkez Bankası adeta Hazine'nin posta şubesi haline gelmiş durumda, Hazine'nin kullandığı Merkez Bankası kaynağı 750 milyar liraya dayanmış. Para arzı 5.5 trilyonu bulmuş. Hükümet Türk parasının değerini sürekli olarak düşük tutup KlT'lerin maliyetlerine itina gösterecek yerde diledikleri gibi Fıyat ayarlamaları yapmalarına göz yumduktan sonra, bu program enflasyoncu mu, değil mi diye tartışmanın anlamı kalmıyor... Faiz politikasının enflasyona etkisini nasıl degerlendiriyorsunuz? IŞIL Maliyet enflasyonuna yol açtığı açıkça görülüyor, işletmelerin bünyesinde bunu açıkça görüyorsunuz... Enflasyonla bütçe dengesi arasında da giderek önem kazanan bir ilişki var galiba. Bunu nasıl görüyorsunuz? IŞIL Bu vergi anlayışıyla bütçe dengesi falan sağlanmaz. Dikkat edersek bir şeyi çok net görüyoruz. Sayın özal, 24 Ocak kararlanmn başından beri yüksek gelir ve yüksek servet düzeyindeki kimselerin lehine vergi bağışlamalarında, silmelerinde, indirimlerinde bulundu. Vergi yükünü Türkiye'nin GSMH'nin yüzde 14'ü seviyesine indirdikten sonra enflasyonu önlemenin nasıl mümkün olacağını kendilerine sormamız gerekir.. SEK'in 18 fabrikası kapatıhyor Ekonomik ohnayacağı bilindiği halde, siyasi tercihler doğrultusunda kunılan Süt Endüstrisi Kurumu'na ait 18 süt fabrikasının ekonomik bilançosu çok ağır oldu. Çok düşük kapasiteyle çalışmak zorunda kalan ve son üç yıl içinde 1 milyar 424 milyon lira zarar eden Süt Endüstrisi Kurumu'na ait 18 fabrikanın kapatılması ve bu fabrikalardan süt toplama merkezi olarak yararlanılmaya çalışıiması kararlaştırıldı. Edinilen bilgiye göre, sosyal amaç gerekçe gösterilerek 19701979 yıllan arasında kunılan ve verimli çalışamayacağı, kurulurken de bilinen fabrikalar içinde en yüksek kapasite kullanımı yüzde 15'e çıkabildi. 1984 yılında Çorum Fabrikası'nda yüzde 15.1 olarak belirlenen kapasite kullanımı, Tunceü Fabrikası'nda binde 9*a kadar düştü. Süt Endüstrisi Kurumu'na ait 18 fabrikanın son üç yıldaki zaran da 1 milyar 424 milyon liraya ulaştı. Bu fabrikalar 1982 yılında 358.1 milyar lira, 1983 yılında 502 milyar lira, geçen yıl da 563.8 milyar lira zarar etti. İşsizliği önlemek için kamu kesimi büyük alt yapı projelerine girişmeli ve buna paralel olarak öncelikle tanm kesiminde üretim artışları sağlanmalı. Bu ikisi birlikte yapılabilirse, enflasyon yaratmadan milyonlarca kişiye iş alanı açılabilir. nayie vereceğimiz önemi azaltmaz. Atılım ya da yeniden inşa programının ana karakteri tanm, sanayi ve altyapı projelerini içermesidir. Hüner bunlan birbirleriyle tamamen tutarlı sektör programları haline getirmektir. Yeniden inşa programında bir ağırlıktan söz edilecekse bu programın sanayi ağırlıklı olduğunu ve asli karakter olarak altyapı projelerine önem verdiğini söyleyebiliriz. Kısa sürede sanayileşebilmek istiyorsak, ağır sanayii terk edip kendimizi sadece uluslararası mukayeseli üstünlüğe sahip sanayi dalarına bağlamamız çok tehlikeli olur. Sayın Işıl son olarak gelir dağılımı konusunda neler yapmayı tasarlıyorsunuz, kısaca özetler misiniz? IŞIL Türkiye gelir dağılımı bakımından ne yazık ki, adını anmak istemediğim bazı Asya ülkelerinden bile kötü duruma düşmüştür. Hükümet de her halde halkın gelirini hiç merak etmiyor ki, bu konuda bir araştırma bile yapılmıyor. Eldeki yetersiz veriler, gelir dağılımındaki bozulmadan en olumsuz etkilenen kesimlerin tanm kesimi ve ücretle, maaşla geçinenler olduğunu gösteriyor. Bu durumu düzeltmek için düşündüğümüz önlemler arasında ücretlerin asgari ücretlerden başlanarak mümkün mertebe adaletli, fakat enflasyonu tahrik etmeyecek şekilde artınlması, memurlar için de katsayı artışlanyla bunun sağlanması, tanm kesimine destekleme ahmlan ve girdi sübvansiyonları kullanılarak bir gelir artışı imkânı sağlanması, esnaf ve sanatkâra eğitim ve teknoloji desteği sağlanması yer almaktadır. Vergi politikası da gelir dağılımını düzeltmenin etkin bir aracı olarak kullanılacaktır. Yerli üretime geçmeyene dizel nıotor ithali yok Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, dizel motor ithaline ilişkin bakanlık tebliğinin yanlış anlamaya meydan vermeyecek kadar açık olduğunu söyledi. Konuya ilişkin soruları yanıtlayan Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, tebliğde ithal izni verilebilmesi için yerli üretime geçmenin garanti edilmesini istendiğini hatırlatarak "Yerli üretime geçmeyi garanti edemeyene dizel motor ithal izni vermem" dedi. Aral, ithalat yapmaya haarlanan firmalann, yerli üretime kısa sürede geçme Cahit Aral nin zor olduğu ve yerli üretimin uzun vadede ekonomik olmayacağı şeklindeki görüşlerini gerçekçi bulmadığını kaydetti. "BATI tLE ORTADOĞU ARASINDA AKTİF ORTAK: TÜRKİYE^ SEMİINERİ BAŞLAPI İhracata sağlanan bunca teşvikten ve destekten sonra geçen yıl hayali ihracatın gölgesinde MERAL TAMER ortaya çıkan 7.1 milyar dolarlık ihracat rakamına sevinmek değil üzülmek gerekir. 1985 ğu GİRNE "Batı ile OrtadoArasındaki Ekonomik tlişkiyılında 8.3 milyar dolarlık hedefe varmak lerde Aktif Bir Ortak: Türkiye" mümkün değildir, olsa olsa 7.17.5 milyar dolar konulu uluslararası seminer Girne'de çalışmalarına başladı. arasında bir rakama erişilebilir. İhracata çok önem veren Özal hukümetinin dış ticaret alanındaki perfonnansını nasıl degerlendiriyorsunuz? IŞIL Hedef doğru, isabetli. Kim istemez başkalanna muhtaç olmamayı. Zaten bunu yapmadıkça da kalkınma olmaz.Ne var ki, söylenenle gerçekler bu konuda da birbirini tutmuyor. Dış ticaret açığı rakamlanna bakalım, 1982'de 3.1 milyar dolar, I983'te 3.5 milyar dolar, 1984'te 3.6 milyar dolar. Cari işlemlere bakıyoruz 1982'de 1.1 milyar dolar olan açık, 1983'te 2.2 milyar dolara, 1984'te 2.3 milyar dolara çıkmış. Neresinde bunun iyüeşme? Dış ticaret açığı ihracatımızın artmasına rağmen kapanmadığına göre demek ki, ihracat artışı ancak ithalatın daha fazla artmasıyla mümkün olmuş. Açık kapanmayınca da ne olmuş, gene dış borçlanmayla bu açık finanse edilmiş. Aynca ihracattaki artışı biraz dikkatle incelemek lazım.. Ne bakımdan? IŞIL Son beş yıllık dönemde devlet, parasını vererek ihracat yaptırmıştır. Anayasaya aykın olarak 1520 şirkete ayrıcalık tanınmıştır. Devlet sanki "cebinizi açın, içine para doldurayım" demiş, bu şirketlerin yöneticileri de buna uymuştur. Hayali ihracat da bu ortamda doğmuştur. Bu nedenle haksız olarak alınan vergi iadesi kabaca 70 milyar liradır. Sayın Başbakan'ın bunu 34 milyar diye geçiştirmesi üzücü olmuştur. tktidar partisinin hayali ihracat soruşturmasmı engellemesi de düşündürücüdür. Şimdi bütün bu teşvikler, günlük kur uygulaması, ucuz kredi, lranIrak savaşının yarattığı özel şartlar, reeksport işlemleri hepsi birden hesaba katılırsa 1984 yılında 7.1 milyar dolar ihracat yaptık diye sevinmemiz değil, üzülmemiz gerekir.. 1985 yılı ihracat hedefine vanlması mümkün mii? IŞIL Teşviklerin azaltılmış olması, dünyada yaygınlaşan korumacılık eğilimleri, ticaretimizde önemli yer alan petrolcü ulkelenn gelirlerinin düşmesi, bunlar hep olumsuz etki yapacak. Bu şartlar altında 1985 ihracatının 8.3 milyar dolarlık hedefe varması bence çok çok zor, olsa olsa 7.1 7.5 milyar dolarlık bir rakama erişebiliriz diye düşünüyorum. Dış ticaret açığının ise daha da büyümesi kaçınılmaz görünüyor.. Ozal: Serbest böigeler Ortadoğu'yla ticarete * yeni boyutiar getirecek / Seminerin açılışında konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş Kuzey Kıbns'a yoğun bir ekonomik ve siyasal ambargonun uygulandığı bir ortamda F.Almanya, Ingiltere, İtalya, Isviçre ve Suudi Arabistan'dan parlamenterler, bilim adamları, bankacılar ve işadamlarının KKTC'ye gelmelerini anlamlı bir olay olarak niteledi ve kendilerine teşekkür etti. Maden tasarısı görüşüldü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, maden kanunu tasarısı üzerindeki çalışmalanm surdurüyor. Tasarının komisyonda benimsenen maddelerine göre, maden sahasından çıkanlacak cevherlerden işletme yıllık brüt kânnın yüzde 5'i devlet hakkı olarak, yüzde 5'i de maden fonu için alınacak. Çıkardığı cevheri kendi fabrikasında hammadde girdi olarak kullanan şirketler için, devlet hakkına esas olacak değer, bilançoda maliyetin asgari yüzde 30'u kadar bürüt kâr kabul edilerek hesaplanacak. Daha evvelce tespit edilmemiş bir madeni, ilgili daireye bildiren kişilerin 'ihbar" hakkı, arama ruhsatı ile bir madeni bulanlann ise "buluculuk" hakkı doğacak. Maden işletmeye girdikten sonra, brüt kânn yüzde biri ihbar, yüzde 2'si de buluculuk hakkı olarak sahiplerine verilecek. (a.a.) KKTC'de yapılan seminere bir mesaj gönderen Başbakan Turgut Özal, "Biz Batıyla var olan, Ortadogu ve İslam dünyasıyla da gelişmekte olan ilişkilerimizin dış politikamızda birbirini tamamlayan iki unsur olduğunu ancak bugün farkedebiliyoruz'' dedi. nın altını çizdikten sonra Ortadogu ülkeleriyle gelecek 5 yıldaki ilişkiler konusunda pek de parlak olamayan şu tabloyu çizdi: "Petrole olan talep gelecek 5 yılda daha da azalacagından Ortadogu'daki ticari ortakların Türkiye'den talep edecekleri mal ve hizmetler sınırlanacak, ama aynı zamanda Ortadogu ekonomileri sürekli olarak Türk tüketim mallarına ve gıda maddelerine ihtiyaç duyacaktır. Bu durumda devlet finansmanının yetersiz kaldığı yerde özel sektör devreye girmeli ve karşılıklı çabalarla ticari ilişkileri yogunJaştırmalıdır." Çeşitli Avrupa ülkeleri ile ABD ve S.Arabistan'dan bilim adamları, parlamenterler, bankacı ve idaşamlarının katıldığı seminer bu akşam sona erecek. General Elektrik'e yeni faaliyetler Yabancı sermaye yasası çerçevesinde Türkiye'de faaliyet gösteren General Elektrik Türk Anonim Şirketi'nin çalışma alanı genişletildi. Bakanlar Kurulu'nun dünkü Resmi Gazete"de yayımlanan ilgili karanna göre, 1948 yılından bu yana Türkiye'de çalışmalanm sürdüren General Elektrik T.A.Ş. bundan böyle her tür elektrikle çahşan gazlı, gazsız ampul ve lambalar, bastlar, devreler, starterler ve armatürler gibi aydınlatma cihaz ve malzemesi ile bunlann yedek parça, hammadde ve kompomentleri, yan bitmiş mamulleri veya aksesuarlarının imalini, ithalini, proje tesisini yapabilecek ve sözü edilen maddelerin yurt içi ve yurt dışma pazarlanmasını üstlenebilecelc. Tltrgut özal Mesaj gönderdi Seminere bir mesaj gönderen "Türkiye tarinte Batıdan kenBaşbakan Turgut Özal ise, "Biz Batı ile var olan, Ortadogu ve Is di istegi ile izole olmadı, fakat lam dünyasıyla da gelişmekte izole edildi" diyerek konuşmaolan ilişkilerimizin dış politika sına başlayan Islam Kalkınma mızda birbirini tamamlayan iki Bankası Ulaştırma Bölümü Başunsur olduğunu ancak bugün kanı Profesör Nevzat Yalçıntaş, farkediyoruz" dedi. Türkiye'nin Fransa'nm İsrail ve YunanisOnadoğu ve Batı ekonomileri tan'a Ortadoğu'da arka çıkmaarasında tarihi, fıziksel ve eko smı, Batı'nın Türkiye'yi izole etnomik bir köpru işlevini yerine me girişimlerine örnek olarak getirebileceğine işaret eden özal, gösterdi. Islam ülkeleriyle Türki"Avrupa'nm 1984'teki 810 mil ye arasındaki ekonomik ilişkileryar dolarlık cari işlemler fazla de büyük bir potansiyel bulunsı, 1985'te iki üç katına çıkacak duğunu kaydeden Prof. Yalçınve bu durum Ortadogu'da pet taş, son yıllarda ilişkilerin gösrol fiyaüannın düşmesiyle bozu terdiği hızlı gelişmenin de gelelan dengenin yeniden kurulma cekte farklı yeni boyutlar kazasına yol açacaktır. Türkiye'nin nacağını söyledi. güney kıyılannda kurulmakla olan serbest bolgeler bu çerçeveStuttgart Üniversitesi'nden de Ortadogu ülkeleriyle ticarete Prof. Günter Endruweit ise tebönemli yeni boyutlar liğinde Türkiye'nin siyasal, külgetirecektir" dedi. türel ekonomik ve sosyal açıdan Rauf Denktaş Teşekkür etti periferik (kenarda kalmış sınırda olan) bir ülke olduğunu örnekler ve rakamlarla anlattı. Türkiye'nin ekonomik açıdan gelişmiş ve az gelişmişlik sınırında olduğunu, siyasal planda da sık sık askeri müdahalelere tanık olduğu halde bu müdahalelerden yumuşak geçişler yapabildiğini söyleyen Prof. Endruweit, sosyal alanda ise Müslümanhğın Batıyla bütürleşmekte engel oluştururken, laikliğin Türkiye'nin İslam dünyas' tarafından benimsenmesini zorlaştırdığmı vurguladı. Toplantının öğleden sonraki bölümünün konuşmacılanndan Meadle East Economic Digest (MEED) dergisinin yayıncısı John Wbelan, Türkiye'nin dışa açılmasıyla birlikte uluslararası ekonomideki etkinliğinin arttığı "KDV'nin inceliğini öğrenen yine bildiğini okuyacak" Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Birliği Başkanı Turgut Arığ KDV'nin oturduğunu söylemek için henüz çok erken olduğunu belirterek, "Halkunız KDV'nin inceliklerini öğrendikçe yine kendi bildiğini okumaya başlayacaktır" dedi. Arığ, Türk halkının yasalan anlamadığı halde, uyum sağlamış gibi tavır aldığını belirterek, "Zaman geçtikçe konunun inceliklerinin kavranması sonucu yine kendi bildiklerini yapmaya başlarlar" dedi. Arığ bu göruşünün işletme vergisi ile örneklendirilebileceğini kaydetti ve şunları söyledi: "İşletme vergisinin ilk çıktıgı günlerde hasılatta artış olmuştu Turgut Anğ fakat onu izJeyen aylarda faasılatın düşerek, yine eski düzeyine geldiği gözlendi. Bu bakımdan KDV'nin ve bununla ilişkili olarak fatura ve vergi iadesinin oturduğunu söylemek için benüz erken olur" (ANKA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle