Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/8 ÖZDAĞLAR'EV MADDELERİ (Baştarafı 1. Sayfada) Şu kadar ki, mürteşinin, bu hareketi neticesinde memuriyet, maaş, nişan veya sair rtiıbe veya mansıplar tevcih edildiği veyahut hakkı ihlal eden veya zarar veren bir hal vücuda gelmiş bulunduğu takdirde, ağır hapis cezası beş seneden aşağı olamaz. (Ağır Ceza) Madde 225 (6123) Vazifesini ihlal eden veya ihlale tasaddi eyliyen mürteşiye hüküm olunacak asıl cezadan maada aldığı paranm veya taahhüt olunan menfaatlerin miktar veya değerinin beş misli kendisinden ağır para cezası olarak almır. Muhik olmayan bir menfaate hizmet emeliyle rüşvet veren kimselerin mahkum olacaklan cezalardan başka vermiş oldukları rüşvetin müsaadesine de hükmolunur. (Baştarafı 1. Sayfada) lan tespit edilen dört adet kaleşnikof otomatik tüfek, bir adet roketatar ve bu silaha ait iki adet roketatar mermisi, sekiz adet el bombası, bir adet 14'lü tabanca, bir adet dürbün, silahlara ait çok miktarda mühimmat, doküman ve yasak yayınlar ile militanlara ait teçhizat, çete mensupianyla birlikte ele geçirilmiştir. Bölgede arama ve operasybnlara devam edilmektedir." 29 OLAYDA 44 ŞEHTT Eruh'ta güvenlik kuvvetlerine yapılan dünkü saldın, Güneydoğu Anadolu bölgesinde bölücü çete mensupları tarafından bugüne kadar gerçekleştirilen 29. olay oluyor. Son olayla şehit olan güvenlik görevlisi ve sivil sayısı 44'e yukselirken, ölü olarak ele geçirilen çete mensubu ise 16'ya çıktı. HABERLERİN DEVAMI (Baştarafı I. Sayfada) Paralar bende mail Özdağlar'ın "görevini kötüye kullanmak" ve " I M ' a ait gemilere fazla fiyatla akaryak'l sağlamak suretiyle devleti zarara sokmak"la suçlandığım, ikinci bölümü ise "riişvet"in oluşturduğunu söyledi. Ener, komisyonun birinci bölüm suç için eski Devlet Bakanı ve Manisa milletvekili İsmail Özdağlar'ı oybirliğiyle "'suçsuz" bulduğunu bildirdi. Ener, komisyonun DİTAŞ ile ilgili belgeleri ilgili devlet bakanlığına gönderdiğini söyledi. Komisyon başkanı, soruşturmanın ikinci kısmı için alınan karan şöyle açıkladı: "tsmail Özdağlar'ın rüşvet aldığı konusunda elde edilen deliller mahkemece takdir olunarak eylemine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 211. maddesi delaletiyle 213 ve 225. kısmına ait maddelerine göre hakkında son soruşturmanın açılmasına ve duruşmanın anavasanın 83 ve 100. maddeleri uyarınca Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'nde yapılmak üzere Anayasa Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine o> çokluğu ile karar verilmiştir." Ener, Komisyon raporunun basılıp dağıtılmasından sonra konunun TBMM Genel Kurulu'nda ele alınacağını açıkladı. Özdağlar için nihai karan TBMM Genel Kurulu verecek. ÖZDAĞLAR'IN SÖZLERİ Komisyonun kararının dün akşam üzeri resmen açıklanmasından sonra İsmail Özdağlar, gazetecilere, "Karan şüphesiz saygıyla karşılıyorum" dedi. Özdağlar, evinde gazetecilerin sorulannı yanıtlarken özetle şunlan söyledi: "Hatta belki de bir kısmı benim için böylesinin dahaiyi olduğunu düşünerek böyle bir karan aldıklarını düşünüyomm. Komisyonun tüm faktörleri dikkate alarak ve en hayırlısının bu olacagına karar verdiğine inanıyorum. Mecliste eğer oy kullanırsam, çekimser oy kullanacağım." Basında Basbakana atfen yer alan "bana itirafetti" sözlerini değerlendiren Özdağlar, "Suçum yokki itirafım olsun, böyle bir itirafım kesinlikle söz konusu değildir" dedi. OLAYLARIN ARDENDAKI 12 MA YIS 1985 POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Eruh'ta (Baştarafı 1. Sayfada) şünmedim. ama şimdiye kadar birlikte çalıştık. Fikrimizin miişterek olacagı tabiidir" karşılığını verdi. Mehmet Yazar'ı Odalar Birliği Başkanı iken bir kokteylde tanıdığını da belirten Avcı, "müşterek fikir" konusunda, "Partimizin iiyesi olduğuna göre, bizimle beraber, Doğru Yol için çalışması tabiidir. Her iiyemize saygımız vardır" şeklinde konuştu. DYP Genel Merkezi'ndeki makam odasında basın mensupları ile yaptığı söyleşi sırasında yine bir soru üzerine parti faaliyetlerinin yorucu olduğunu da söyleyen Avcı, Genel başkanLğı sırasında en mutlu anının yerel seçimde partisinin aldığı sonucun ve büyiik iştişare toplantısının, en üzüntülü anının da kuruluş aşamasında 30 veto kararının tebliğ edilmesi ve 6 Kasım seçimlerine katılmama olduğunu belirten Yüdınm Ava, söyleşi sonrası gazetecileri uğurlarken genel başkanlık kapısımn zor açüması üzerine de, "Bu kapı içerdekini bırakmak istemiyor" dedi. Istanbul İl Başkanı Yaşar Keçeli de, "Bu mesele başkanlık seçimi meselesi değildir, volumuza, kunılmuş felsefemize ııygun mu devam edeceğiz, yoksa belli olmayan bir yola tnı gideceğiz?" şeklinde konuştu. Cindoruk'u destekleyen Keçeli, "Sabah erken kalkan partiye sahip olamaz" dedi. Yazar'ın parti içindeki durumunu tartışanlar ise "Mehmet Yazar, Yazar'dır ama, onu yazdıran kim? Mesele bu" şeklinde konuşuyorlar. Yazar'ın ekibi ise göruştükleri delegelere "Milletin iradesine ipotek konulamaz" temasını işliyorlar. DYP'deki hızlı kulis faaliyetleri dün gece geç saatlere kadar sürdü. İl Başkanlarının Stad Oteli'ndeki yemeğine katılan Avcı'nın burada yaptığı konuşma ile "yumuşama" gösterdiği gözlendi. Avcı uzun süre alkışlandıktan sonra, "Sizlerin hatın için bu partiyi kurduk. Parçalanmadan, böliınmeden bu davayı daha ileri gotüreceğiz. FiIdrler ortaya atıldıgı zaman şsahıslar mübim değildir. Şahsi meselede şahıslar küçülür, bir kenara cekilmesini bilmek lazımdır. Dava büyiik ve ulvidir. Şahsi ihtiraslan bir tarafa bırakarak hedefe doğru emin adımlarla ilerkyelim ' dedi. Avcı'run dünkü bu konuşmaşından sonra söz alan Erzurum İl Başkanı Turan Çınar, bu konuşması ile Avcı'nın panilerinin üçüncü maneyi liderliğini kazandığını söyledi. Avcı:Ben de Rüşvet olayının büyuk boyutlarda olduğuna dikkat çeken bazı komisyon üyeleri, "Bu olay rüşvetin başlangıcı değil, sonu olabilir" görüşunü belirttiler. Öte yandan, Adnan Kahveci'nin verdiği ifadenin bir yerinde, "Nuri Cerrahoğlu'nun şikâyetleri birden kesildi" dediği belirtilerek, Mengenecioğlu'nun yanında Cerrahoğlu hakkında da suç duyurusunda bulunulması gerektiği görüşü savunuldu. Ancak komisyonda bu yönde bir karar alınmış deŞil. TBMM Soruşturma Komisyonu dört aylık bir çalışmadan sonra eski Devlet Bakanı İsmail Özdağlar'ın rüşvet aldığı gerekçesiyle Yüce Divan'a sevkini oy çokluğu ile kararlaştırdığını "resmen" açıkladı. Özdağlar, görevini kötüye kullandığı suçlamasından ise oybirliğiyle aklandı. HP'li Hüseyin Avni Sağesen ile Reşit Ülker Özdağlar hakkındaki karara karşı görüş yazdılar. Komisyon dün raporunu TBMM Başkanlığı'na sundu. Meclisin komisyon raporunu benimsemesi halinde İsmail Özdağlar TCK'nın 211. maddesi delaletiyle 213 ve 225. maddelerine göre yargılanacak. Komisyon, Başbakanlık Başdanışmanı Adnan Kahveci hakkında Başbakanlığa, UM Denizcilik sahibi Uğur Mengenecioğlu, baba Ali Özdağlar ve kayınbirader Mehmet Kaymak hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını karara bağladı ve DİTAŞ yöneticileri hakkında gereken işlemlerin yapılmasını istedi. Özdağlar'ın Yüce Divan'a gönderilmesine, baba Özdağlar ile kayınbirader Kaymak hakkında suç duyurusuna Ülker ve Sağesen dışında 13 üye kabul oyu verdi. Adnan Kahveci ile Uğur Mengenecioğlu haklarında suç duyurusuna ise MDP'li Ayhan Reyhan Sakallıoğlu dışında 14 üye kabul oyu kullandılar. TBMM Soruşturma Komisyonu Başkanı Mustafa Uğur Ener, komisyonun aldığı kararları dün saat 17.40'ta bir basın toplantısı ile açıkladı. Ener, komisyonun bugüne kadar toplam 45 birleşim yaptığını, 600 saat çalıştığını, 44 tanığın ifadesine başvurduğunu, 200 adet müzekkere yazdığını, 545 evrak kabul ettiğini anlattı. Komisyonun çalışmaları sonunda iddiaları ikiye ayırdığını söyleyen Ener, birinci bölümde İs Bugün Anneler Günü tstanbul Haber Servisi Anneler Günü bugün kutlanıyor. Pazar olmasına karşın tüm dükkânlar alışverişe açık tutulurken, cezaevlerinde de açık görüş yapılacak. İlk kez 9 Mayıs 1909'da ABD'de kutlanmaya başlanan Anneler Günü, Türkiye'de de 30 yıldır kutlanıyor. Anneler Günü Philadelphialı Anna Jarvis'in 1908 yılında annesini yitirdiğinde büyük bir üzüntüye kapılarak çeşitli girişimlerde bulunmasıyla ortaya çıktı. ABD'de 1909 yılında Kongre "Anneler Günü"nün kutlanmasını kabul etti ve bu, daha sonra giderek bütün dünyaya yayıldı. Anneler gunü nedeniyle dükkânlar açık bulundurulurken, cezaevlerinde de açık görüş yapılacak. İstanbul'da, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'na bağlı askeri ve sivil cezaevlerinde tek tip giysiyi giyen tutuklu ve hükümlüler eş ve çocuklanyla tel örgüsüz görüşerek hasret giderecekler. Ankara'da Mamak Özel Askeri Ceza ve Tutukevi'nde de 09.00 16.00 saatleri arasında açık görüşme yapılacak ve tutukluların anne, baba, eş ve çocukları kabul edilecekler. MDP Milletvekillerinin eşlerinden oluşan bir grup ile partili bayan üyeler anneler günü nedeniyle Keçiören Düşkünlerevi'ni ziyaret edecekler ve aralarında topladıklan yardımlarla, 50 anneye giyim eşyası armağan edecekler. Anneler Günü nedeniyle Türk Anneler Derneği yönetici ve üyeleri ilk olarak Atatürk'ün annesi Zübeyde hanımın büstüne çelenk koyacaklar. Dernek yönetici ve üyeleri daha sonra Anıtkabir'i ziyaret ederek, saygı duruşunda bulunacaklar. Ardından Keçiören Güçsüzler Yurdunda kalan annelere çeşitli armağanlar verecekler. İstanbul'da da Darülaceze Annesi olarak seçilen ünlü İşadamı Sakıp Sabancı'nın annesi Sadıka Sabancı'ya şilt verilecek. Torene İstanbul Valisi Nevzat Ayaz ve Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan da katılacaklar. (Baştarafı 1. Sayfada) Saat 21.08'de haber bülteni noktalanıyor. Televizyon haber programını her akşam, tören, ziyaret, resmi toplantı ve konuşmalar doldurur. Dünyada ve Türkiye'de neler olup bittiği TRT'den öğrenilemez. Ertesi günkü gazetelerde yer almayan ya da iç sayfalarda tek sütunluk yer tutan konuşmalar, televizyonda dakikalarca ve bıktırıcı bir tekdüzelik içinde yayımlanır ve yinelenir. Çok partili bir ülkede yaşadığımızı televizyondan anlamak güçtür. Basın için haber olan, TRT için haber değildir! TRT için haber olan basın için haber değildir. Neyazık ki TRT, siyasal iktidarın propaganda aracına dönüştürülmüştür. Türkiye'nin siyasal ve ekonomik gerçekleriyle, TRT'nin yansıttığı haberler arasındaki uçurum gün geçtikçe derinleşiyor. Halkm renkli televizyonla buluştuğu yer, yalnız müzik ve eğlence programlarıdır. TRT'nin bu "oyalama ve uyutma" taktiğinde oldukça başarılt göründüğünü söyleyerek yöneticileri kutlanz! A ma, bu nereye kadar sürer, sorusunun yanıtını vermekte güçlük çektiğimizi de belirtmeh zorundayız, • * • * • GERCEK Bir Daha mı, Tövbe Geçende Ankara ve İzmir'den sonra İstanbul'da da bir modaevi açan bir firmanın açılış kokteyline çağrıldım. Çağrı kartının üstünde her ne kadar kokteyl yazılı ise de altına elle 'saat 11.30 yemekli1 diye bir not düşmüşlerdi. Yüksek sosyetenin merakına giren böyle bir defileye neden çağrılmıştım, düşünmeye başladım. Çağrıyı yapan firmanın sahibi arkadaşımın baldızı idi. iki kızkardeş bundan yıllarca önce Ankara'da birlikte bir modaevi kurmuşlar, sonra Istanbul'a göç etmişlerdi. Şimdi birbirlerinden ayrılıyorlardı, ama biri, 'Et tımaktan ayrılmaz. Biz kardeşiz, keselerimiz ayrılıyor' diyordu. Beni çağırdıklarına göre herhalde bizim eski dostu, onların dostlarını göreceğim sandım. O gün pek işim de yoktu, kalktım gittim. Osmanbey'de bir apartmanın ikinci katında çahşmaya açılıyordu. Kapıdan girdim, salonda, karşıda birkaç şık bayan, manken oldukları sezilen uzun boylu, çok boyanmış birkaç bayan daha. Ellerinde fotoğraf makineleri kızlı erkekli bizim meslektaşlar... Duvarlarda aynalar, giysiler, dört bir yanda gönderilen çiçekler. Bizi bir bayan buyur etti. Sonradan öğrendik, modaevinin müdiresi imiş. Karşıda, tam köşeye oturtmaz mı? Ne kalkabilirim, ne kımıldayabilicim! Çevreme bakıyorum, tanıdık bir tek Allah'ın kulu görünmüyor. Foto muhabirlerinden biri tanıdı, "Buyur ağabey" diye sigara tuttu. Teşekkür ettim. Kahverengiler giymiş modaevinin sahibi göründü. Uçtan başlayarak bana doğru gazetecilerin ellerini sıkarak geldi. Modaevi sahibi baldız hanımı ben tanırım, o da beni tanırdı ama aradan kaç on yıl geçti görüşmedik. O şişmanlamış haylice, ben sakal koyvermişim. Tanımadığını sanarak, adtmı, gazetenin adını söyledim. Hiç oralı olmadı, "Hoşgeldiniz.." diyerek çevreyi süzmeye başladı. "Efendim biz iki kardeş ortaktık, şimdi ayrıldık. Yani keselerimizi ayırdık. Benim kocam Amerikalı, iki oğlum da var. Önce Amerika 'ya gidip böyle bir modaevi açmayı düşündükse de oraöa kenarda köşede kalmaktansa, burada önde olmak daha iyidir. Çocuklanm Paris'te okuyorlar. Hem Amerikan, hem Türk uyruklu. Fransa'da da bazı firmalarla işbirliğimiz var." Durmadan anlatıyor, gazeteci arkadaşlar not alıyorlar. Bilirim not tutarsın da hepsi gazeteye girmez. Bunlar da habire not alıyorlar. Bir ara telefona giden modaevi sahibi, gönderilen yemeklerın geciktiğini, konuklara ayıp olduğunu söyleyerek birilerini azariadı. Dolmalar, taratorlar, salatalar, yani soğuklar göründü. Gazetecilere döndü, "Sıcaklar biraz gecikecek, önce kısa bir defile yapsak, sonra yemeğe otursak, ha ne dersiniz?" "Önce defile..." dedi arkadaşlar. Mankenler giysileri ile önümüzden geçmeye başladılar, "Bu kaça efendim?" Yanıt veriliyor, "Bunun fıyatı dolar olarak bin dolardır. Ihraç ediyoruz. Ama bizim burada yerli fiyatı 350 • 400 bin." "Araplara mı satıyorsunuz?" "Hayır efendim Türklere... Araplar da isterlerse alırlar" Simli, cicili bicili giysiler mankenlerin sırtında, dolanıyorlar. Foto muhabirleri kızmaya başladılar. "Hep kapalı elbiseler gösteriyorsunuz, biraz açıkları yok mu?" "Kış modası bunlar, fazla açığımız yok." "Biraz bacak görelim, yırtmaçlı şeyler de mi yok?" Bunları söyleyen 1920'sinde bir bayan muhabir. Kendini alamadı, yanındakine döndü: "Kapalılar bizim derginin içine girmez. Açık olmalı ki girsin." Kimi haftalık magazinden, kimi aylık magazinden. Hani açık saçık bol resim basanlar var ya, onlardan. Bir tür kasılarak da dergilerinin adını söylüyorlar. Biraz açık mankenler görünmeye başladı. Oradan, burdan, durmadan çekiyorlar. Flaşlar parladıkça, parmaklar makineye dokundukça modaevi sahibi espri yaptı. "Sayın Özal'a acıyorum, bu ışıklann ve makineye basmaların karşısında nasıl durabiliyor? Belli ki çok zor." Açık mankenlerle çok meşgul oldukları bir sıra bir arkadaş kapıya doğru yöneldi. Ben de peşinden, dışarı kendimi dar attım. Arkadaş, "Asansörleinelim"diyordu. Zaten ikinci kat değil mi, merdivenleri birer ikışer atlayarak girişe ulaştım. Rumeli caddesine çıktığımda ortalık günlük güneşlikti. Herkesin bir yanılgısı olur. Ama yanılgıdan ders almasını bilmek gerekir. Ben dersimi almıştım, bir daha mı, tövbe... Yüksek Kurul Toskay'ı uyardı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu'nun TRT'nin haber politikasından ve uygulamasından memnun olmadığı öğrenildi. Yüksek Kurul'un bu memnuniyetsizliğini TRT yönetimine yazılı olarak bildirdiği ve nasıl hareket edilmesi gerektiği yolunda uyarıda bulunduğu haber alındı. Radyo ve Televizyon Yüksek 30 YILDIR KUTLANIYOR Anneler Günü, Türkiye'de 30 yılKurulu özellikle, hükümete ilişdır kutlanıyor. Anneler Günü, Philadelphialı Anna Jarris'in 1908 kin yılında annesini yitirdiğinde üzüntüye kapılarak çeşitli girişimlerde haberlerin bugünkü biçimiyle uygulanmasından şikâyetçi. bulunmasıyla ortaya çıktı. (Fotoğraf: SEDAT TOSUNOĞLU) Yapılan yazılı uyarıda bu noktaDayanışma ve Kültür Derneği şöyle denildi: ya dikkat çekildi ve bazı örnek"Bugün herkes anneler gunü ler gösterildi. "Boğazda ikinci kadın temsilcileri de yayımladıklan mesajda Bulgaristan'da soy nü kutlarken, biz de annemizi ve kopriinün ihalesi elbette haberdaşlarımıza yapılan baskıları kı yavrumuzu gözlerinden öpmek, dir ve bu haber olarak verilmenadılar \e "Ecdat yurdu Bulga bağrımıza basınak ve bir demet lidir. Halbuki TRT'de bu olayla ristan'da kalan annelerimizi ve kır çiçeği sunarken onlara mut ilgili olarak bakan konuşması da çocuklarımızı anneler gününde luluk ve esenlikler temenni et veriliyor. Okul yapımlarında da bağrımıza basamadık. Yarıda mek istiyoruz. Anneler gününe aynı şey oluyor" denilen yazıda, kalan sevinci ve kederi canciğer ölümlerin. işkencelerin, tecavüz iç ve dış politikayla ilgili, çok pa>!aşamadık. Merhametsiz lerin, tutukevlerinin, temerküz önemli bir bakan ya da başbaBulgaristsn rejimi, anneçocuk kamplanmn girmemesini, bu gtt kan konuşmasının elbette veriledünyamızı cehennem etti. Renk nün sevgi ve saygı günü olması bileceği de bildirildi. ren1 ckekler açan, aonelerimiz nı istiyoruz. Silah gttcüyle BulkaGjı cömert bildiğimiz ecdat Parlamentoda grubu bulungarlaştırılan annelerimizeyurdu Türk kanına garkoldu." yavrulanmıza bir demet kır çiçe mayan partilerin TRT'den yadediler. Mesajda daha sonra rarlanmalan konusunda ği yerine!" herhangi bir adım atılmadığı, ama bunlara ilişkin haberlerin verilmesi durumunda yüksek kurulun karşı çıkmadığı öğrenildi. Yüksek kurulun yazısında, bu partilerin de haber niteliği taşıyan etkinliklerinin TRT'den ve(Baştarafı 1. Sayfada) rilmesi gereği hatırlatıldı ve "Mesela, bir parti kongresinin "F//c//suçü"sözüdeyanlıştır. Doğrusu, "düşünceyiaçıksonunda, o partiye filanca kişilama suçu"dur. Böyle kullanmak daha doğru olur. nin başkan seçilmesi haberdir ve Gerçekten kimseye düşündüğü için ceza verilmez. Bu TRT'den yayımlanmalıdır" deanlamda "fikir suçu" gerçekten yoktur. Suç, düşüncelerin nildi. Yüksek kurulun bu tür haaçıklanması ile oluşur. Bazı ülkelerde belli düşüncelerin saberlerin neden verilmediğini vunulması suç sayılır. Bizde böyledır. "141142 kalksm, dinsorması durumunda, TRT yönesel sağ düşünceyi kısıtlayan 163'üncü madde de kaldırılsın" ticilerinin 2954 sayılı TRT yasaderken, soicu olsun sağcı olsun bütün düşüncelere özgürsının 20'nci maddesini engel lük verilmesini istemekteyiz. Demokrasi dediğiniz de düolarak gösterdikleri saptandı. şüncelerin özgürce anlatıldığı ve yayıldığı noktada başlar. Örnek vereyim: Ülkemizde, bir kapitalist ülkedeki kalkınParlamentoda grubu bulunan partilerin de her etkinliğinin ma çabalanndan övücü biçimde söz etmek serbesttir. Bir TRT'den verilmesinin söz konukapitalist ülkeyi istediğiniz kadar övebilir, "Bize de böyle su olamayacağı belirtilen yüksek sistem gereklidir" diyebilirsiniz. Böyle övücü konuşmalar kurul yazısında, her aklına eseyapanlara kimse, "Kökü dışanda fikirieri ve modelleri nin verdiği demecin yayımlansavunuyorsun" demez. Bu tür övgülerin hiç tehlikesi yokmasının yanlışlığı vurgulandı. tur. Öv övebildiğin kadar. Aynı özgürlük sosyalist sistemAslında Radyo ve Televizyon ler için geçerli değijdir. Bir sosyalist ülkenin başanlarından Yüksek Kurulu'nun bu tür desöz edemezsiniz. Övdünüz mü suç sımrına gırersıniz. Onmeçlerin, radyolarda yayımladan sonra ayıkla pirincin taşını. nan TBMM saatinde Daha ilginç bir örnek vereyim: yayımlanmasından yana olduğu Bizim devlet ve hükümet adamlarımız ara sıra sosyalist öğrenildi. ülkelere giderler. Gittikleri yerlerde de sosyalist ülkelerdeKonuyla ilgili bir yetkili, bu ki kalkınmaları öven konuşmalar yaparlar. Bu konuşmalatip uyarıların birkaç kez yapıldırın Türkiye'de yinelenmesi suçtur. "Düşünceyi açıklama ğı halde, TRT yöneticilerince suçu" işte bu sınırdan başlar. Kafanda bir düşünce oluşdikkate alınmadığını bildirdi. turdun, bu düşünceyi kimseye açmadın. Tamam, burada suç yoktur. Ne zaman bu düşünceyi başkalarına açıklarSODEP'İN BAŞVURUSU san, işte o noktada "düşünceyi açıklama suçu" oluşmuş SODEP Genel Başkanı Erdal olur. İnönü, TRT Genel Müdürü Tunca Toskay için idare mahkeBiz neye karşıyız? İşte buna karşıyız. Türkiye'de düşünmesine başvurdu. SODEP Genel ceyi açıklama yoluyla bir suç işlersen, başın beladan kurSekreter Yardımcısı Nail Gürtulmaz. Hapis yatarsın, işten atılırsın, hasta bile olsan man, Radyo Televizyon Yüksek pasaport alamazsın. Dünyayı başına yıkarlar. Kurulu'nca genel müdürün göTürkiye'de en güvenceli iş, gümrük ve döviz kaçakçılığı revden alınmasına ilişkin ret kayapmak, karşılıksız çeklerle adam dolandırmaktır. Bu suçrarının iptali için Ankara İdare ları işleyenlerin hiçbiri, düşünceyi açıklama suçunun sanıkMahkemesi'ne başvurulduğunu ları gibi çile çekmezler. Böyle bir suçtan yargılamp da yurt açıkladı. dışına mı çıkamıyorlar? Kolayı var, yasa değişir, bunlar elNail Gürman, idare mahkelerini kollarını sallaya sallaya yurt dışına çıkabilirler. mesinde açılan davada Genel Siyasal suç sanığı cezaevinde bir koğuştan öteki koğuMüdür Tunca Toskay'ın ağır şa geçemez. Akçeli suç sanığı, hakkındaki iddianame ile hizmet kusuru işlediği ve yansızdünyanın öteki ucuna bile gidebilir. Öylesine özgür, öylelığıru çiğneyen tutumunu sürdürsine serbesttir. Bir af yasası mı çıkacak? Önce akıllara bunmeye devam ettiğini, bu nedenlar gelir. Üstelik Anayasa, bu tür suçların affını da le 2954 sayılı TRT kuruluş yasaengellemiş değildir. sının 13/3, 7/1c maddelerine Siz siz olun, suç işleyecekseniz, kaçakçılık suçu işleyin, göre görevden alınmasını yüksek adam dolandırın, köşe dönün, keyfinize bakın. kuruldan istediklerini ancak isBir düşünce sahibi misiniz? Herhangi bir ideoloji ya da ten.;n Y'\ç de ciddi sayılamayacak felsefi inanç? Bu sizde kalsın. Sakın bir derneğe üye olzoraki bir gerekçeyle reddedildimayın; yasal bir yürüyüşe de katılmayın; eskiden biraz solpini biıdıreek.bu kararın iptali culuk mu yaptinız? Dönün, "Vazgeçtim" deyin. içiii idare mahkemesine Genel Düşüncelerinizden döndüğünüzü elinizden gelen her fırBaşkan Erdal Inönü'nün dün bir satta açıklayın. Bu yolla YÖK'e dekan bile olursunuz. dava dilekçesiyle başvurduğunu bildirdi. Gürman, TRT'nin Özal Ülkemizde düşüncelerini açıklamak en büyük suç, tutarlı iktidarının koltuk değneği haliolmak ise ayıptır. Akçeli suç işleyin. Nasıl olsa bu suç sane getirilmek istendiğini ileri sünıklarına karada ölüm yok. rerek, "Ekonomik politikasının Suç çeşidini belirleme yetkisi sizin elinizde olsa, nasıl iflas ettiği bir donemde özerk bir suç işlersiniz? TRT, sayın Özal'ın lek korkulu Akçeli suç mu, düşünceyi açıklama suçu mu? rüyasıdır" dedi. Hangisi?. Pazaroyun Çözümleri Aynı şekli bulmaca m 1 C. (O) D. (C) "A "H m (Cl (Cl 'A IA1 (0)1 (A) (Baştarafı 1. Sayfada) durağı olan Şanlıurfa'ya varışı kent yetkililerinde önce büyük umut yarattı. Vilayette toplanan 25 kişilik bir heyet tarafından karşılanan Geberth, unvanındaki "yardım" sözcüğüne kanan Urfalıların krediye ilişkin sorularına muhatap kaldı. Urfalı yetkililer OECD'nin Turkiye'ye açtığı krediler içinde kendilerine yönelik olanların payı ile "yöredeki bazı önemli projelerin Öte yandan Balkan Türkleri hızlandırılması için yeni kredi imkânlarının yaratılıp yaratılmavacagını" öğrenmek istediler. Rolf Geberth ise, kent yetkililerine OECD kredilerinin devletlerarası nitelik taşıdığını ve ustelik kente kredi vermek için gelmediğini anlattı. Geberth, toplantıdan sonra şöyle yakındı: LATtF ÖZTÜRK "Cebimde parayla geldim ve daBURSA Barolar Birliği 18. ğıtacağım sanddar..." Genel Kurulu dün Uludağ'da Geberth, Şanlıurfa hakkında toplandı. Genel Başkan Teoman ki izlenimlerine ilişkin bir soru Evren, günumüzde hukukun ya da şu yanıtı verdi: "Girişim saygınlığının sarsıntı geçirdiğini ci değiller. Bakın bu kentte her belirterek, bazı kişilerce hukukes domatesi seviyor, yiyor. kun göz ardı edildiğini söyledi. Ama kentin domatesi ta MerYasa gücünde kararname, sin'd«n geliyor. Halbuki kendi tebliğ gibi anlaşılması güç metinverimli topraklannda ekseler. lerle hukuk düzeninin altust edilMersin'in on katı üriin alırlar." diğini öne süren Evren, getirilen Geberth'in üzerinde ciddiyet değişikliklerle adalet düzeninde le eğildiği domates üretimi konu çözülemeyecek düğumler atıldısunda kendisine soru yönelttiği ğını belirtti. miz yetkililer ise, "Mersin'den Hâkim ve Savcılar Yüksek gelen domateslerin turfanda olduğunu ve kentin tüm iç tüketi Kurulu'nun bağımsız görüntümini karşılayacak urünün tarla sünden uzaklaştınldığını ve AdaBakanlığı'nın kurul dan temmuz ayında kaldınlaca let ğı için Geberth'in göziine çarp üzerindeki etkisinin tartışma konusu olduğunu da belirten Baromamış olabileceğini" söylediler. DSİ Bölge Müdürü İsfendi lar Birliği Başkanı Evren, "Adalet Bakanı siyasi bir şahıs yar Tuncer'i ,oru yağmuruna tuttu. Birara ortaya bir matema olarak kurulun başkanı, bakantik problemi atarcasına, "Bir so lık müsteşan bir devlet memuru rum var. Şanlıurfa tüneli ikili ve olarak kurul üyesidir. Kurulun çapı 7.65 metre, oysa siz derivas müstakil sekretaryası, teşkilatı, yon tunellerinizin iiçlü ve 8'şer personeli mevcut değildir. Bumetre çaplı olduğunu söylüyor gün yargı alanında büyük boyutlara varan yargıç açığının ve son sunuz. Tunellerinizin suyu kal günlerde alabildiğine yoğunlaşan dırması için daha büyük bir çap toplu aynlmaların yargı bağımseçilmeliydi, değil mi?" dedi. sızlığını ve yargıç güvencesini DSİ Bölge Müdürü Tuncer tartışılır kılan bu ortamdstn kayise, kendi deyişiyle "İngilizcesi naklandığı anlaşümaktadır" deyetmediğinden, daha uzun boy di. lu adamların daha fazla yemek yemediğini" anlatamadı, ama Ülkemizde yaygın işkence idGeberth'e bu teknik konunun su dialarının olduğunu, bu yüzden basıncı ile ilgili olduğunu açık bir bakanın gorevinden ayrılmak zorunda bırakıldığını anımsatan layabildi. Evren, "Bütün bu olumsuz koşullara rağmen işkence iddiasıyla yargılanan ve mahkum olan sa(Baştarafı 1. Sayfada) nıklar bulunmaktadır" biçiminparti zamlardan sonra aym ılaç de konuştu. lara yüzde 1525 oranları arasınEvren, genel af konusunda ise da değişen ikinci zamlar da baş şunları söyledi: ladı. İkinci parti zamlar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın "Toplumlarda yaşanan büyük 15 günde bir eczacı odalarına çalkantılardan sonra af yasaları gonderdiği listelerde yer aldı. ile huzurun sağlanmasına çalışılBakanlığın eczacı odalarına maktadır. Af bir hak olmayıp. gonderdiği listelerde yer alan devletin bağıslaması gibi gücüilaçlann birçoğunun antibiyotik, nün büyüklüğünden kaynaklaöksürük ve ağrı kesici ilaçlardan nan bir atıfettir. Ülkemizde oluştuğu son üç fiyat listesinde gözden çıkanlamayacak önemli 578 ilacın yeni ve KDV'li fıyatı bir kesim cezaevlerinde bulunmakta ve devletten yardım bekbelirlendi. Bakanlığın yeni zamlan her 15 lemektedir. Cezaevlerinde yatan giınde bir eczacı odalarına gön genç insanların lopluma kazandermeye devam edeceği vurgu dınlmalan için her careye başvurulmalıdır". lanıyor. ŞanlıurfaYla Teoman Evren: Adalet düzeni düğüm oldu UGUR MUMCU GOZLEM ÇAUŞANLAREV SORULARI/SORUTVLARI YILMAZ ŞİPAL Keseneklerim geri ödenmedi 1971de göreve başladıktan 13 yıl sonra re'sen emekli edildim. Halen cezae>inde>im. İleride yaşlılık maaşı bağlatmayı veya şimdilik herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emekli olmayı düşünmüyorum. Yardımlaşma kurumunda birikmiş keseneklerim bir süre önce yasime toptan ödendiği halde Emekli Sandığındaki birikmiş keseneklerim tüm istemlerime rağmen odenmedi. Yasal bir engel yoksa bu keseneklerin, vasimin açtıracağı bir banka hesabına aktarılmasını isliyorum. Bu mümkün mü? Eğer mumkünse kesintilerin istemi ve transferi konusunda nasıl bir yol izlemeliyim? İleride hizmetlerin birleşlirilmesine yönelik geriye ödeme yapmayı düşunsem. istenen yüzde 5 faizi aylık mı, yoksa yıllık olarak mı değerlendirmem gerekir. Bu konularda bilgi beklemekteyim. Y.M. YANIT: Emekli Sandığı Yasası'nın "Emekli Keseneklerinin Geri Verilmesi"ne ilişkin 87. maddesinde; e) İdareten veya cezaen vazifelerine son verilenler; h) Emeklilik hakkını düşürmeyen hürriyeti tahdit edici ceza ile hukümlü bulunanların Emekli Sandığı ile ilgileri kesilmekte ve ilgilerinin kesildiği tarihe kadar "aylık ve ücretlerinden kesilerek sandıkta birikmiş" keseneklerinin geri verilmesi öngörülmüş ise de bu geri ödeme işlemi için bazı koşullar aranmaktadır. 1 Fiili hizmet müddetleri ile fiili hizmet zamlan 5 yılı doldurmamış bulunanlara kesenekleri geri verilmemekte, ancak yeniden iştirakçi olmaları durumunda hakları devam etmektedir. 2 İdarece ve cezalı olarak görevlerine son verilenlerle, emeklilik hakkını düşürmeyen, hürriyeti bağlayıcı ceza ile hukümlü bulunanlardan fiili hizmet müddetleri ile fiili hizmet zamlan "10 yıl veya daha fazla bulunanların avnlışında kesenekleri geri verilmez." Emekli Sandığı Yasası'nın hukümleri, Sandığa bağlı olarak geçen hizmet surenizin 10 yıldan fazla olması nedeniyle keseneklerin size geri verilmesine engeldir. Bu kesenekler, bugünkü uygulama içinde 60 yaşınızı doldurduğunuzda size yaşlılık aylığı bağlanmasım sağlayacaktır. Soru: 578 ilaca İNGİLİZCE BİLEN SEKRETER ALINACAKTIR. m U KSA» MnbucM ~ bknk S«ur l a n tmntd S«M> Münessillik Bölünnümüze isteklilerin, özgeçmişlerıni içeren başvurularını P.K. 1327 Karaköy. Istanbü adresıne gondermeterı rıca olunur. ACELE SATILIK ARSA K.Çekmece Gölü kenarında, üzerinde tek katlı ev olan arsa sahibinden acele olarak satılıktır. Mur: 11.00 17.30 arası 586 42 47