22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER meye gelmiştir. Fakat, söz dönüp dolaşıp Molotov'un taleplerine, özellikle ilk isteğine gelir. Vinogradov, arazi konusundaki haksızlığın tamiri lüzumundan söz eder ve "Bu topraklar Gürcü ve Ermeni halklannın toprak landır. Onları sahiplerine iadeniz gerekir. Polonya ile anlaştığımız gibi sizinle de anlaşabiliriz. Ben iyimseriiğimi muhafaza ediyorurn." der. Açıkalın, bu sorunun Moskova'da kapanmış olduğunu, Molotov'un "Bu konuyu bırakahm" dediğini hatırlatır. Vinogradov, "Yanlış yorumluyorsunuz. Molotov, önce ikinci ve üçüncü sorunlan konusalım, sonra ilk konuya döneriz, demiştir. Bu isteğimizden vazgeçmemiz söz konusu değildir." cevabını verir. Bu konuşmanın zaptını hazırlatan Açıkalın, Sovyetler'in kötü m'yetli olduklannı, belki de Boğazlar üzerindeki isteklerinden ödün koparabilmek için toprak taleplerini ileri sürdüklerini kişisel görüşü olarak belirtir. 17 Temmuz 2 Ağustos 1945 tarihlerinde Potsdam Konferansı toplanır. Boğazlar konusu da gündemdedir. Sovyetler, Montreaux Antlaşmasını, Türkiye ile başbaşa değiştirmek arzusundadırlar. Churchill ve Truman bu teklife karşı çıkarlar. Boğazlar konusunda yapılan tartışmalar sırasında Truman, Sovyetler Birliği'nin Türkiye'dan toprak isteklerinin yalnızca bu iki devleti ilgilendiren, böyle olduğu için de ikisi arasında çözülmesi gereken bir sorun olduğunu ileri sürmüş, fakat, VVashington'un Boğazlar'ın yeni rejimi konusu üzerinde söz sahibi olmak istediğini açıklamıştır. Üç büyükler bu konuda anlaşamamışlar ve Boğazlar konusundaki görüşlerini Türkiye'ye ayrı ayrı bildirmeye karar vermişlerdir. Sovyetler, bu kararı, Boğazlar sorununun üç devletin her biri ile Türk hükümeti arasında ayn ayn yapılacak görüşmelere konu teşkil etmesi gerektiği şeklinde yorumlamışlardır. Türkiye o tarihlerde yalnızlığın bütün acısını çekiyordu. Amerikalılar hâlâ Sovyetler'le savaş içindeki işbirliklerini banşta da sürdürebileceklerini umuyorlardı. Sovyetler, Türkiye'ye Boğazlar hakkındaki ilk notalarını 7 Ağustos 1946 tarihinde Ankara'ya veriyorlar. Bu notanın 4. maddesinde, yeni Boğazlar rejiminin yalnız Karadeniz'e kıyısı olan devletler tarafından düzenlenmesi, 5. maddesinde ticaret ve geçiş serbestliği ile Boğazlar'ın güvenliğinin, en ziyade ilgili ve bu işe en liyakatlı devletler olan Sovyetler Birliği ile Türkiye tarafından ortak vasıtalarla sağlanması hükümleri yer almaktaydı. ABD ve İngiltere sırası ile 19 ve 21 ağustosta Sovyet tekliflerine nota göndererek karşı çıktılar. Türk hükümeti de 22 Ağustos 1955'te bir nota ile ret cevabı veriyor ve notayı şu cümle ile bitiriyordu: "Tarih, Türkiye'nin dahil olup Türk milletinin memlekete karşı vazifesini yapmadığı hiçbir savaş örneği kaydetmemiştir." Bu, bir meydan okumaydı. Sovyetler, ilk notalarındaki eleştiri ve isteklerini tekrar eden bir ikinci notayı 24 Eylül 1946'da verdiler. Türkiye, bunu da 18 Ekim tarihli cevabi notası ile geri çevirdi. Gerginlik devam etti. Türkiye, 1952'de NATO'ya girdi. Stalin, 1953'te öldü. Kruşçev iktidara geldi. "Banş içinde birlikte yaşama" dönemi başlatıldı. 30 Mayıs 1953 tarihinde Sovyetler Birliği, Ankara'ya bir nota gönderdi. Bu dostluk ve iyi niyet mesajında iki hususa yer verilmişti: a)Ermeni ve Gürcü Sovyet Cumhuriyetleri'nin 1946yıhnda Türkiye'den istedikleri topraklardan artık vazgeçtikleri ve Sovyetler Birliği'nin bundan böyle Türkiye'den hiçbir toprak istekleri olmadığı resmen ve yazılı olarak belirtiliyordu. b) Boğazlar konusundaki eski görüşlerinin de revize edildiği vurgulanarak tekrar ikili müzakereler isteniyordu. Türk hükümeti, 18 Temmuz 1953'te cevap notasında birinci konu için teşekkür ediyor, Boğazlar hakkında ise Moskova'ya Montreux Mukavelenamesinin yürürlükte olduğu hatırlatılıyordu. Sovyetler bundan sonraki yıllarda da her vesile ile Stalin'in 1946'da toprak talebinde bulunmak suretiyle yaptığı hatadan dolayı özür dilemişler ve yeni bir dostluk ve güvenlik devresinin açıldığını açıklamışlardır. 1962 yılında Dışişleri Bakan Yardımcısı Lapin, Moskova'da maslahatgüzar kaldığım tarihte, bana aynı konuda üzüntülerini bildirmişti. SONUÇ Boğazlar'la ilgili olarak yukanda tarihleri sıralanan notalann arşivlerimizde mevcut olduğunu ve bunların kitaplarda ve basında yayımlanmış bulunduklarını, buna karşın, toprak taleplerine ait 7 Haziran 1945 tarihli bir notanın Sovyetler'ce Türk hükümetine verilmiş olduğuna ait bir kayda dosyalarda rastlanmadığını, bunun, Büyükelçi Sarper'in Molotov'la aynı tarihte yaptığı konuşmanın basına yanlış aksettirilmiş olmasından ortaya çıktığı kanaatindeyim. Ancak, devletlerarası hukukta önemli de olsa isteklerin mutlaka nota ile yapılacağı yolunda bir kural yoktur. Sorumlu devlet adamları ile büyükelçiler arasında yapılan resmi görüşmeler de aynı ciddiyet ve geçerliliği taşırlar. Sovyetler sözlü taleplerinden dolayı 30 Mayıs 1953 tarihli nota ile yazılı olarak özür dilemekle Molotov'un, Stalin'in emri ile tekrarladığı talepleri kabul ve itiraf etmiş olmaktadırlar. Hiç kuşkumuz olmasın, 1946'da Sovyetler bizden toprak talebinde bulunmuşlardır. Fakat, bu olaylar tarihe mal olmuştur. Dünü ve dünkü yalnızlığımızı unutmayalım. O zamanki direnme gücümüzü takdir ve övünçle analım. Bununla birlikte SovyetTürk ilişkilerinin geleceğine en iyi niyetlerimizle, iyimserlik ve ümitle bakalım. (*) Siyasî T»rih, 19891960. Prof. Dr.fahir Armaoğlu. s. 74648. Olaylırla Türk Dış Politikası 10191973, Siyasal Bilgiler Fakültesi Prof. ve Yardımrılan s. 206209. Siyasî Tarih, Doç. Dr. Oral Sander s. 448. 25 MART 1985 Stalin Döneminde Türk Sovyet tlişkileri Sovyetler, 1946'da bizden toprak talebinde bulunmtışlardır. Fakat bu olaylar tarihe mal olmuştur. Sovyet Türk ilişkilerinin geleceğine en iyi niyetlerimizle, iyimserlik ve ümitle bakalım. SEMİH GÜNVER Emekli Büyükelçi Türk dış politikasının önemli bir dönüm noktasının 40. yılını 19 mart günü yaşadık. Kırk yıl önce, 19 Mart 1945'te Sovyetler Birliği Türkiye'ye verdiği bir notayla 12 Aralık 1925 tarihli TürkSovyet Dostluk ve Saldırmazlık Antlaşması'ru yenilemek istemediğini bildirmişti. Bu vesile ile o günleri yeniden inceledim (•). Birinci Dünya Savaşı'nın bitimini izleyen gilnlerde Stalin'in yayılma politikasına devamda kararlı olduğu izlenimi gözüktü. Türkiye'nin bu endişesi temelsiz değildi. Sovyet hükilmeti niyetlerini, daha 1939 yılında Moskova'ya, Şilkrü Saraçoğlu başkanhğında giden Türk heyetine belli etmişti. Yalta Konferansı'ndan bir kaç hafta sonra, Sovyet hükümeti, 19 Mart 1945 tarihinde Ankara'ya bir nota vermiş ve süresi 7 Kasım 1945'te bitecek olan 17 Arahk 1925 tarihli TürkSovyet Dostluk ve Saldırmazlık Antlaşması'ru feshetmişti. Bu antlaşma bir askeri ittifak antlaşması değildi. Bir dostluk ve saldırmazlık antlaşması idi. Türk hükümeti, 4 Nisan 1945'te Moskova'ya verdiği karşılık notasında, eski antlaşmanın yerine, her iki tarafın o günkü çıkarlanna daha uygun ve ciddi değişiklikleri kapsayacak bir yeni antlaşma yapılması yolundaki Sovyet telkinlerinin uygun görüldüğünü ve bu amaçla yapılacak tekliflerin büyuk bir dikkat ve iyi niyetle inceleneceğini bildirmiştir. Ankara endişeli olmakla beraber Moskova'mn yeni tekliflerinin ne kadar vahim olacağını herhalde tahmin edememiştir. Moskova bir süre suskunluğunu korumuştur. 21 Aralık 1945'te ise başlıca Moskova gazeteleri bir Gürcü ve bu isteği kesinlikle reddeder. profesörün mektubunu yayımla Molotov, biraz direnir, "Peki, mışlardır. Bu mektuba göre, Gi bu konuyu geçelim, diğerlerine resun, Gümüşhane ve Bayburt'a bakalım" tepkisini gösterir. kadar olan Doğu Anadolu, Gür öbür istekler, Karadeniz ve Çacistan topraklarından olması ha nakkale Boğazlan'nda üs talebi sebi ile, bu bölgenin Gürcistan ve Montreaux MukavelenameCumhuriyeti'ne iadesi isteniyor si'nin tadilidir. Sarper, bu iki isdu. Sovyetler Birliği'nde bir pro teği de olumsuz karşılar. fesörün, Komünist Partisi MerSelim Sarper, 9 Haziran 1945 kez Komitesi'nin bilgisi ve mü tarihli bir telgrafla, Molotov'la saadesi dışında böyle bir siyasi iki saat süren bu konuşmayı aytakbi içeren mektubu yazması ve nntıları ile Ankara'ya intikal etyayımlatabilmesi tasavvur dahi tirir. edilemez. Hele Stalin döneminTürk hükümeti 12 Haziran de. 1945 tarihinde Moskova BüyüMoskova Büyükelçimiz Selim kelçiliğize talimatını gönderir. Sarper, mayıs 1945'te Ankara' Bu telgrafta, "Sovyetler'le akdeda bulunmaktadır. Sovyet Büyü dilecek yeni bir antlaşma münakelçisi Vinogradov, Sarper'e gü sebeti ile tarafımızdan arazi terler yüzü ile Moskova dönüşün ki, üs verilmesi gibi taleplerin de yeni antlaşma için istenilecek hiçbir surette müzakere mevzuu değişikliklerin kendisine Molo olmasını kabul edemeyiz" deniltov tarafından biidirileceğini mektedir. müjdelemişti. O tarihte Dışişleri Bakanı Hasan Saka, Birleşmiş Milletler SARPERİN DERHAL toplantısı için San Fransisco'daREDDEDİŞİ dır. Kendisine durum bildirilir 7 Hazirart 1945 Perşembe gü (16 Haziran 1945) ve îngiliz ve nü saat 18'de Moskova'da Dışiş Amerikalılarla temasa geçmesi leri BakanlıgVnda Molotov, Sar ve kendilerini uyarması istenir. per'i makamında kabul eder. Londra ve Paris BüyükelçileriSakindir. "İki ülke arasında yeni mize de gerekli emirler gönderibir dostluk ve saldırmazlık ant lir. laşması akdetmeden önce mevBüyükelçi Selim Sarper, Moscut pürüzleri ortadan kaldırmalıyız" der ve ilave eder: kova'da 18 haziranda Molotov "llk sorun hudut tashihleri, ara ile yeni bir görüşme yapar. Mozi değişiklikleridir. SovyetTürk lotov, tutumunu değiştirmemişhududunu, Sovyetler'in zayıf ol tir. 7 haziran günkü üç isteğindukları bir tarihte saptadık. de ısrar eder. Sarper de aldığı keBunda gerçek bir haksızlık ol sin talimat çerçevesinde konumuştur. Polonya ile de 1921'de şur. Anlaşamadan aynhrlar. aynı şartlar altında imzadığımız 10 Temmuz 1945 günü Ankaantlaşmayı, aramızda dostane ra'da, Dışişleri Bakanlığı Genel anlaşarak değiştirdik, hudut tas Sekreteri Cevat Açıkalın, Sovyet hihleri yaptık. Geri istediğimiz Büyükelçisi Vinogradov'u kabul topraklar Sovyet halklanna ait eder. Büyükelçi, şeklen, Türkitir." ye'ye sığınmış bir kaç Sovyet vaSarper, derhal müdahale eder tandaşının durumlarını görüş OKURLARA... OKAY GÖNENStN Dört Anahtar Deyim zellikle sorumluluk taşıyan kişilerin Ö basınla siyasibir şikâyeti de, yazılmamak ama ilgili •* yalnızca bilgi edinilmesi için söylenmiş sözlerin haber olarak sık sık gazetelerde yer alması. Batı'da bu yakınmalan gidermek için her iki taraftn da titizlikle uyduğu bazı kurallar oluşmuştur. Gazeteciyle konusan siyasi kişi de, gazeteci de kuralara özen gösterince iki taraf için de bir sorun kalmıyor. Dört ingilizce deyim, bugün bütün dünyada gazeteci yetkili ilişkisinin bu açıdan sorunsuz yürumesini sağlıyor: "Ontherecord": "Yazılmak üzere"... Yani bilgiyi veren yetkilinin adı verilerek, kaynak gösterilerek haber yazılabiHr. "Offtherecord": Kesinlikle yazılmamak, ancak konuyla ilgili olarak gazetecinin yapacağı değerlendirmelerin sağlıklı olması için verilen bilgi. "Background": Bilgiyi veren yetkili açık kaynak olarak gösterilmeden "üst düzey yetkililer" ya da"ilgili çevrelerden alınan bilgiye göre" yazılabilecek olan bilgi. "Deep background": Hiçbir yetkiliye atıf yapılmadan, gazetecinin tamamen kendi bilgisi gibi yazabileceği haber unsurlan. Öncelikle yetkililerin bu dört anahtar deyimi yerinde ve gereğine göre kullanması ve tabii ki gazetecinin de bunlara uyması önemli şikâyetleri ortadan kaldıracaktır. • Gazetelerin şubat ayındaki günlük ortalama net satışları belli oidu. 50 liralık gazeteler Cumhuriyet Milliyet Tercüman Güneş Hürriyet Yeni Asır 30 liralık gazeteler Günaydın Bulvar Posta 20 liralık gazeteler Tan 24 Saat 99.583 313.768 192.538 152.335 699.226 77.280 202.004 278.486 140.269 702.086 24.304 4.629 + 32.630 • 18.933 9.577 17.376 2.297 5.069 + 64.274 + 32.607 36.777 571 EVET/HAYIR OKT4Y AKBAL İlginç bir mektup aldım. Adını saklı tuttuğum okurumun yazdıklarını olduğu gibi kamuoyuna sunmakta yarar görüyorum: "Danışma Meclisi'nin 13 Haziran 1983 tarih ve 18076 sayı ve 2840 No.'lu kararıyla Devietçe İşletilecek Madenleri Düzenleyen Yasa, kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Bu yasa ile bor tuzları, trona, asfaltit, radyum, uranyum gibi stratejik madenlerin devletçe işletilmeleri öngörülmüştür. Bu yasa ile birlikte TV'de de bor tuzları ile ilgili bir program yapılmış, bunda, bu madenlerin devlet (Etibank) tarafından işletilmesinin yararları anlatılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız da Kütahya'da yaptığı bir konuşmada bor tuzlannın ülkemizde fazlaca bulunduğunu, stratejik bir madde olduğunu ve dünya piyasalarına iyi fiyatla satıldığı için devlet tarafından işletileceğini vurgulamıştır. Şimdi günlük gazete haberlerinden, boraks yataklarının özel sektöre devredilmesini düzenleyen bir yasa tasarısının Meclis gündemine geldiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Ben, yıllardır özel bir maden şirketinde çalışarak emekli oldum. Bu şirket borasrt üretiyordu. Bu bakımdan boraksın nasıl stratejik bir maden olduğunu, yüzde 70'inin ülkemizde bulunduğunu ve dünyada sayılı devletlerin (ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Japonya) daha maden çıkarılmadan sipariş verip sırada beklediklerini ve bu madenin satışından nasıl tatlı kâr bıraktığını iyi bilirim. Boraks, uzay teknolojisinde roket yakıtı olarak, nükleer reaktörlerin soğutulmasında. metalürji, tekstil, kozmetik, fotoğrafçılık, cam, mika, deterjan, uçak sanayii ile daha elliye yakın alanda kullanılmaktadır. Milyarlarca lira değerinde olan, çıkarılmış satışa hazır boraks rezervlerinin bir milyon kuruluş sermayeli, öz sermayesi elli milyon "ve sahipleri bir ailenin 34 kişisi olan" bir şirkete devredilmeye kalkışılrnası düşündürücüdür. Etibank'ın 1983 yılı net kân yalnız borasitten 20 milyar liradır. Bu kâr, dolara bağlantılı olarak hızlı biçimde her yıl artacaktır. Daha önce böyle yüksek kârları yıllardır kazanan aile şirketleri, ne yazık ki, madencilik için çok gerekli olan yatırımları yapmayarak öz sermayelerini artırmamışlar, yıl sonu tatlı kârlarını şirketten çekerek ekonomiye hiçbir yararı olmayan ölü yatırımlara yönelmişlerdir. Etibank'ın, yani devletin elinde en son kalan bu stratejik madenin, aile şirketlerine devredilmesindeki yanlışlığı sağduyu sahibi her yurttaş takdir edecektir. Şimdi bu stratejik madenlerin aile şirketlerine devri için bir kaç kılıf bulunmuştur: aHer yıl belirli sayıdaki üretimi özel sektörün gerçekleştirmesi koşulu ile madenler, özel sektöre bırakılacak... Belirli sayıdaki üretimi Etibank zaten şimdi fazlası ile gerçekleştiriyor. Etibank, yılda 1 milyar tonun üzerinde boraks üreterek rekor kırmıştır... bBu yasayı hazırlayanlardan biri olan Maden İhracatçıları Birliği'nin yetkilısi, Etibank'ın yatırımlara parasının yetmediğini söylemiştir. Sorarım, bir milyon kuruluş sermayeli aile şirketlerinin böylesine büyük madencilik yatırımlarına parası nasıl yetiyor acaba? Paraları yetiyor idiyse, Etibank'ın Kırka bor tesisleri gibi bir yatırımını bugüne dek özel sektör neden yapmamıştır? Görüldüğü gibi gerçekler kamufle edilmek istenmektedir. Oysa Etibank elindeki boraks madenleri verimli biçimde çalıştırılmaktadır. Üretim arttırılmıştır. Dışsatım iyi fiyatla yapılmakta ve Etibank'a çok kâr sağlamaktadır (üretimin yüzde 94'ü dışarıya satılmaktadır) O halde boraksı neden böylesine bir ısraria özel sektöre devretmek istiyorlar? Bir yurttaş oiarak sesimi yükseltiyor, diyorum ki, boraks madenleri aile şirketlerine hibe edilmemelidir. Pek çok liberal üikede bile stratejik madenler devletçe işletilmektedir. Ülkemizin bu önemli konusunda Sayın Cumhurbaşkanının ve milletvekillerimizin önemle duracaklarına, ulus çıkarlarını koruyarak stratejik madenlerin devletin elinde kalmasını sağlayacaklarına inanıyorum." Bu konularda uz;nan okurumun bu gerçekçi ve yurtseverce uyarısının olumlu yankılar yaratmasını umut ederek... İSTANBUL 12. İCRA MEMURLUĞUNDAN İLANEN TEBLİGAT 1985/2029 Alacaklı: Musa Aras vekili Avukat Müyesser Derallstiklâl Caddesi Suriye pasajı Kat 4. D.16 Beyoğlu Istanbul Borçlular: 1 Herman Saygı Çuhacıhan Zümrüt Pasajı 18/6 Kapalıçarşı Istanbul 2 Dikran Saygı Beyazıt Mithatpaşa Cad. Zafer Iş Han No: 9 Istanbul Borç Miktarı: 22.050.000.00 TL. ile icra masrafları faiz ve ücreti vekalet ile tahsili için Yapı Kredi Bankası 092781 No: lu 21.000.000.00 liralık çekle kambiyo senedine müstenit ödeme emri adreslerinize gönderilmişse de tebligatlar bila teblig iade edilmiş. tstanbul Asliye 4. Ticaret Mahkemesinin 19/2/1984 tarih ve 1985/684 sayılı ihtiyati haciz kararma göre menkul mallarıruz ihtiyaten haczedilmiş bulunduğundan l.t.K.nunun 362. maddesi gereğince tebligat yapılması mümkün olamadığından tebligat kanununa göre ödeme emrinin gazete ile ilanen tebliğine karar verilmiştir. Yukanda yazılı borç ve masraflan işbu ödeme emrinin ilanı tarihinden itibaren 30 gün içinde ödemeniz takibin dayanağı kambiyo senet niteliğini haiz değilse 25 gün içinde mercie şikayet etmeniz takip dayanağı senet altındaki imzalar size ait değilse yine bu 25 gün içinde ayrıca ve açıkça bir dilekçe ile icra dairesine bildinneniz aksi takdirde icra takibindeki kambiyo senedi altındaki imzanın sizden sadır sayılacağı imzanızı haksız yere inkâr ederseniz 100 liradan 5000 liraya kadar para cezası ile mahkum edileceğiniz borçlu olmadığınız veya borcun itfa veya imhal edildiği veya alacağın zaman aşımına uğradığı hakkında itirazınız varsa bunu sebepleriyle birlikte 25 gün içinde tetkik merciine bir dilekçe bildirerek merciden itirazınızın kabülüne dair bir karar getirmediğiniz takdirde cebri icraya devam olunacağı itiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde 30 gün içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmanız, bulunmazsanız hapisle tazyik olunacağınız ihtar ve ilan olunur. 19/3/1985 Not: Keza Zafer tş Hanındaki işyerinizde 1.998.000.00 liralık Astar ve deri mamuUeriniz ve Kuyulubağ Sokak No: 27 de menkul eşyanız 46 65 67 telefonunuz ihtiyaten haciz edilmiştir. t.t.K. 262. maddeye göre tebliğ olunur. Basın: 3449 İLAN CAGDA$YAYINlAfll İLHAN SELÇUK Boraks İşi! Fotoğraf dalında üç arkadaşımız Ankara'da önemli bir başarı kazandılar. AFSAD'ın Yılın Basın Fotoğraflan sergisi çerçevesinde düzenlenen yanşmada ilk yediye giren altı fotoğraf, üç arkadaşımıza a/f.Rıza Ezer, 1, 3 ve 6. dereceyi, Erdoğan Köseoğlu 2.'liği alırken Ender Erkek'/n 2 fotoğrafı da 5. ve 7. seçildi. 6. baskı 5. baskı da kısa sürede tükendi Ederi: 500 lira Not: 10 kitabtan az siparişlerde ödemeli istenmemesini rica ederiz. tsıeme adresi: Türkocağı Cad 3941 Ca&aloglulsanbul OÇJUÜSriKDBĞER ORMAN.GÖLKAR KAPAK KONUSU: Yazar Doğru Yoı u seçtı GÖRÜŞLER: Refifc SUNOL: vazann üye oiduktan sonra başkanlığa adaylığını koyması demok'atik bir hakîır Mehmet GOLHAN: Başkanlık ıçıa yeni isımier çıkabilır. Gökberk ERGENEKON: Hıç kımse OYP'nin yurudugü çızgıden sasma bekiemesın. SOSYAL DEMOKRAT KANATTA ARAYIŞ VE KAVRAM KARGAŞASI Dr Alı Nejal ÖLÇEN. Prof Dr Aıpaslan IŞIKLI.Celal KURKOĞLU. Prof Dr Catııt TALAS. Nun KORKMAZ ve Doc Dr. Türker ALKAN'ıp oörüşierı BULGARİSTAN'DAKİ KATLİAMIN GÜN GÜN BİLANÇOSU Orhan KILERCİOGLU: Bu me2alım dostiukla öağdaşmaz BASINRahmi TURAN: Gazetemız, basınımızcakı bazı boşlukları SPOROrlıan AYHAN: Kendi madalyanı kendin tak. CİNSEL HAYAT Kadın ıççamaşırına dayanamıyorum. KARTALKAYA DİSKOTEK BES ÇAYI SKİLİFTLERKAPALI YÜZME HAVUZU TAM PANSİYON Her Perşembe, Cuma ve Pazar Kesin hareket KORU OTELı »TURBAN ERZURUM TEKEL BAŞMÜDÜRLÜĞÜNDEN Erzurum Tekel Başmüdürlüğü stok ambarlarından 19851986 yılında Başmiidürlüğe bağlı AğnDoğubeyazuPatnovEleşkiriTaşlıçayDiyadinTutak Idarelerine karşılıklı olarak Idare lehine ^o 25 azalır, çoğalır 2600 Ton Tekel Mamulatı ve her türlii Tekel emtiası taşıttırılacaktır. Nakliye thalesi Tekel İşletmeleri Genel Müdürlüğünün AlımSatım ve İhale yönetmeliği hükümlerine göre teklif edilen en düşük bedeller üzerinden açık eksiltme usulü ile yapılacaktır. Bu işe ait muammen bedel 18.828.600 lira olup % 3 geçici leminat miktarı 564.858 TL.dir. Tekel 2886 sayılı kanuna tabi değildir. İhale 11.4.1985 günü saat 14.OO'te Erzurum Tekel Başmüdürlüğü merkez binasında AlımSatım ve İhale Komisyonu marifetiyle yapılacaktır. 1 Müracaat müddeti en son 11.4.1985 günü saat 9.00'a kadardır. 2 İhaleye katılacak nakliyecilerin nakliye işleri ile iştigal ettiklerini gösterir Ticaret Odası'ndan almış oldukları belgeyi Komisyona ibraz etmeleri gerekir. 3 İhale müddeti bir yıldır. İhaleye ait şartname mesai saatleri içerisinde ErzurumErzincanKars Başmüdürlükleri ile Ağn Müdürlüğü'nde görülebilir. İsteklilere ilanen duyurulur. Basın: 13518 iOTELİ REZERVASYON İÇİN TAM YETKİLİ A 1001 Uırizm Barbaros Bulvan 35 Beşiktaş 1611074 1618226 Altıyol, Sevimli işhanı Kadıköy33616601612281 ORTUB IL6 GEÇEN TATILLEB KALICIDIR HAFUUK HABER DERGİSI tükenmeden alın! ATAKOY'DE Her yani deniz manzaralı lüks daire, sahibinden satılıktır. Tel: 356 75 18 FETHİYE'ye TAKSİTLE 23 NİSAN GEZİLERİ İLAN İSTANBUL 3'ÜNCÜ tCRA TETKİK MERCtf HÂKİMLtĞİNDEN Dosya No: 1985/6533 Tikveşli Yolu, Kısmet Han No: 5 Topçular/lST.'da bulunan, Ş\HÎN KAUÇUK SAN VE TİC. A.ŞTİ. ile Hanibe TtCARET Ali Fethi YOKEŞ'e 15/1/1985 TARİHİNDEN BAŞLAMAK ÜZERE İKİ AYLIK KONKORDATO MEHLİ verilmiş idi. Bu kerre işbu mehi] 15/3/1985 TARİHİNDEN BAŞLAMAK ÜZERE İKt AY DAHA UZATILMIŞTIR. Keyrıyet ilan olunur. 19/3/1985 öasın: 3572 EXECUTIVE SECRETARY REQUIRED Representation of a large international company trading crude oil, oil products, petrochemicals and plastics seeks dynamic and experienced secretary with excellent knowledge of English, shorthand and typing. Candidates should be vvilling to take responsibility. Salary will be satisfactory and commensurate with qualifications. Please vvrite CV in English to P.K. 1352, Karaköy. All applications will be handled in strict confidence. İŞBİRLİĞİ Ziya Gökalp Cad. 13 Kızılay Ankara / TURKEY (9.41) 31 78 83 31 97 09 Telex: 42 321 ktx tr 147
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle