Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 TAMK DAHA TUTUKLAINDI Sahıbı: t u m h u m e ı Maıbaacılık ve Gazeıecilık Turk Anonım Şırketı adına ISadir Nadi, • Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal. Muessese Muduru. Emine Uşaklıgil. Yazı Işlen Muduru Ok»> Gonensin, # Haber Merkezı Muduru: Yalvın Ba>er. Sayfa Duzenı Yoneımem Ali Acar, • Temstlciter: ANKARA: îalçın Do^an.lZMlR: Hikmf) Çettnkaya, ADANA: Mehmrt Mrrcan. Senis ŞeflerL Isıanbul Haberleri Rctıa Öz, Dış Haberler: Ergun Bakı. Ekonomi: Osman ülagay. Kulıur: Aydın Enwç. Magazın: Yılçin Prkş«n. Spor Danışmanı: Abdulkadir YucHman, Duzclıme: Rrfik Durtnş, Araşlırma: Şahin Alpa>. IşSendika: Şuknuı Kelrnci, # Koordinaıor: Atnncl Konban. • Mali Işler: Enrf Erkul. llan: Ziya Ergcnr. Halkla llişkiler: GuMeren Ko$ar. tdare: Hiıseyin Guıtr. Işletme: Sadun Sönmez. Basan ve Yava/v Cumkuriyct Maıbaacılık veGazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41 Cagaloglu Istanbul. PK: 246İsunbul, Tel: 526 1000 (9 hat). Telex: 22246 • Burolar: Ankara: Ziya Gokalp Bulvarı inkılapSokak No: 19/4 Tel: 33 11 4147, Telev 42344 • b m i r Halit Ziya Bulvarı No: 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. TAKVtM 20 Mart 1985 İmsak: 4.36 Güneş: 6.01 öğle: 12.16 Ikindi: 15.40 Akşam: 18.22 Yalsı: 19.42 Kapıkule'de Kalp ve damarın basınçk ilişkisi Sunuş çelişen taııık tutuklanıyor Çeşitli durumlara göre organlarm kan dolaşımını sağlayan kalpdamar ilişkisinin yarattığt basınca tansiyon diyoruz. Halit Ateşiftutuklanan sanık kaympederi) "Daireyi kızımın üstüne yapmayı kabul ettikleri zaman Mersin'e gittim. İsmail Şahin 'in kapora olarak 500 bin lira verdiğini öğrendim. Bunun üzerine ben de 500 bin lira verdim." İsmail Şahin:(tutuklanan sanık kardeşi) "Kardeşimle 300 dönum araziye ortağız. Bu tarlaları ben işletirim ve kârının yansını kardeşime veririm. 1983 yılı geliriyle kardeşime Mersin'de 2.5 milyon liraya ev aldım. " ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) Sıkıyönetim 4 No'lu Askeri Mahkemesi'nde görülmekte olan Kapıkule yolsuzluğu davasında dün de çelişik ifade veren iki sanığın kayınpederi ve kardeşi,"yalana tanık"lıktan tutuklandı. Böylece, yalancı tanıkkktan tutuklananlann sayısı 6'ya yükseldi. Duruşmanın dün sabahki bölümünde ilk olarak önceki gün gelmediği için dinlenemeyen sanık Fernıh Baş'ın babası Mehmet Baş dinlendi. Mehmet Baş oğluna 1974'te bir daire aldığını, aynca Edirne'de bir işyeri verdiğini kabul ederek, "Polls emeklisiyim. Üç ayda bir 150 bin lira emekli ayligım var. Aynca bankadan gelirim de var. Ben ayda 30 bin lira ile geciniyorum. Paranın kalan kısmını çocuklanma veriyorum" dedi. Daha sonra sanık Hasan Karakaya ile ilgili tanıklann dinlenmesıne geçildi. tddianamede Hasan Karakaya'nın aldığı rüşvetlerle hisse sahibi olduğu iddia edilen Ankara'daki Tava Lokantası sahiplerinden Beyman Öztürk, Mahmut Polat, Ali Karakaya ve Saadettin Koçyigit dinlendi. tlk olarak dinlenen Mahmut Polat ifadesinde şöyle dedi: "1976'da Tava Lokantası'nın dört ortagmdan biriydim. Ancak daha sonra elim sıkıştı. Hasan Karakaya'mn kardeşi Ali Karakaya'dan ayda yüzde 10 faizle 1.5 milyon lira borç aldım. Bu paraya karşıük hissemi Ali Karakaya'ya devrettim." Daha sonra dinlenen lokantamn ortaklarından Beyman Öztürk, lokantaya 1976yıJında 1/4 hisse ile ortak olduğunu söyleyerek, "Şimdi Ali Karakaya ile yan yanya ortagız. Bu arada geçen siirede ben, dördüncü ortak Fev zi Şimşek'in hissesini de aldım" dedi. Lokantamn eski ortaklarından Saadettin Koçyigit 1982 yılında hissesini Beyman öztürk'e satmak için anlaştığını, ancak Beyman Oztürk satın almaktan vazgeçince de hissesini Ali Karakaya'ya sattığını söyleyerek, "Hissemi 1 milyon peşin, geri kalan 2 milyonu da 50'şer bin lira taksitler halinde bono yapm&k suretiyle toplam 3 milyona sattım. Ali Karakaya bana olan borcunun 500 bin lirasını, 1982 yümdan kalan 500 bin lira vergi borcumu yatırmak suretiyle ödedi. KaJan borcunu da ayda 50100 vererek ödedi." Daha sonra sanık Hasan Karakaya'nın kardeşi ve şu an Tava Lokantası'nın yüzde 50 hisseye sahip ortağı Ali Karakaya dinlendi. Tanığın savcıhkta alınan ifadesi okundu. Aradaki çelişki soruldu. Tanık Karakaya, Bu ifadesini reddederek "Buradaki ifadem dogrudur. Sanınm oradaki yanlış yazdmış" dedi. Tanıklar Ali Karakaya ve Saadettin Koçyiğit'in ifadeleri arasmda görülen tutarsızlık üzerine her iki tanık tekrar çağnldılar. Tamklar verdikleri ifadelerin aynen doğru olduğunu söylediler. Böylece tanıklar arasındaki çelişki giderilemedi. Sanık Oktay Özcan'ın kayınvalidesi Fatma Kuş, verdiği ifadede, "Kızıma 2 mUyon verdim, bu para kocamdan kalan mirasın kızıma düşen payıydı" dedi. Babası Etbem Özcan da, oğluna araba alması için 1 milyon lira verdiğini belirtti. Sanık Mustafa Şahin'le eşi Nilgiin Şahin, Mersin'deki daireyi babasının ve kayınbiraderinin aldığını söyledi. Kayınpederi Halit Ateş, "daireyi kızının üzerine yapmayı kabul ettikleri için 500 bin lira verdiğini" söyledi. Sanığın, emniyet ve savcılıktaki ifadelerinde bu 500 bin liradan söz edilmemesi üzerine tanık Ateş, "Bana, damadına kaç lira verdin diye sordular. Sadece kızım için 500 bin lira verdigimi söyledim" dedi. Sanık Mustafa Şahin'in kardeşi İsmail Şahin ise, Islâhiye'de kardeşiyle 300 dönüm araziye ortak olduklarını ve bu toprağı kendilerine babasının verdiğini belirterek, 1983 yılı geliriyle kardeşine Mersin'de 2,5 milyon liraya daire aldığını öne sürdü. "Kardeşhnin önceki yüiardan da benden alacagı vardır" diyen tanığın önceki ifadeleriyle çelişkiler çözülemedi. Tanık, duruşmadaki ifadelerinde ısrar etti. Duruşma, sanık Mustafa Gürsoy'un eşi Nermin Gürsoy'un dinlenmesiyle sürdü. Gürsoy, evdeki 2 bin 800 markın halı satışından dolayı, 500 bin liranın da araba almak isteyen bir yakınının Edirne'ye gelince ihale tarihinin geçmesi üzerine ihaleler açılınca parayı almak üzere bırakması nedeniyle bulunduğunu söyledi. Daha sonra Cengiz Erdogan'la ilgili olarak Cemil Erdogan ve Giilcan Erdogan, tanıklık ettiler. Tanıklann dinlenmesinden sonra duruşma yargıcı Basri Özgenç, tanıklardan Halit Ateş ve ismail Şahin'in yalancı tanıklık ettikleri gerekçesiyle tutuklanmasına karar verdi. Her iki tanık da tutuklanarak cezaevine gönderildiler. Hazırlnynn: Dr. ORY4L GÖKEMİR 3 Ermeni mahkeme önünde Kalp kasılıp içindeki kam damar sistemine atınca bir basınç oluşur. Buna büyük tansiyon deriz. Bu sırada damarlar esneyerek gerilir. Kalp yeniden kan toplamak için durup gevşer, genişler. Bu sırada daha önce esnemiş damarlar bir balon gibi sönerek içindeki kana yeni bir itici güç verir. Buna küçük tansiyon diyoruz. 1 Musluğu açtığınız zaman, suyun belli bir güçle aktığını farkedersiniz. Öyle olmasaydı, parmağınızı dayamakla suyun akışını durdurabilirdiniz. İşte bu gücü sağlayan bir motor, sürekli olarak suyu merkezden, çevreye pompalar durur. Suyun en uç noktaya kadar ulaşabilmesi için de boruların çapı gittikçe daraltılır. Mutfağımızda 1 parmak kalınlığında akan su, ana şebekeden, içinde bir insanın ayakta durabileceği kadar geniş borularla gelir. Bahçe hortumunu gevşek olarak tuttuğunuzda su 1015 cm. öteye akar. Ama daha ileriye fışkırtmak isterseniz parmağınızla, sıkıştırmanız gerekir. Dolaşım sistemimiz de böyle çalışır. Şebekenin pompası, kalptir. Kalp oksijeni azalmış kanı toplar, akciğerlere atar. Akciğerlerde oksijenlenen kanı da vücuda pompalar. Bu bir kapalı sistemdir ve belli hacimdeki kan, aynı hacimdeki damar yatağında dolaşır durur. Insan bedenindeki damarların uzunluğu, yaklaşık 100.000 km.'dir. Bu, dünyamızı 2.5 kez dolanmaya yeter. Dolaşımdaki kan hacmi de 5 litredir. Kalp bütün bir gün boyunca bu kanı alıp verirken, aslında 7 ton kan pompalamış olur. Yani 20 küvet (banyo kuveti) dolusu su kadar. Insanlann sağlık konusundaki tutumlan çok değişikıir. Birçoğu sağhğına önem verir. Gerek/i olant uygulamak istâr. Ama hata yapmaktan korkar. Bir kısmı tam bir umursamazlık, vurdumduymazlık, ya da pervasızhk içindedir. Bir kısmı ise en basit yakınmalarmda en kötii olasılıklan düşünür ve ömrünu sürekli bir huzursuzluk. evham ve endişe içinde geçirir. Bütün bunların kökeninde, bilgisizljk yatar. Oysa hiç değilse temel kavramlan bilirsek aküsızca bir cesaret ya da anlamsızca bir korkuya kapılmaktan korunabiliriz. tleri ulkelerde, kişilerin birbirine ve kurumlara olan güvenleri, hekimin kendilerine verdiği sonuç mesajla yetinmelehni sağlıyor. Az gelişmiş ulkelerde ise; sayım öncesi ekmek kuyruklan, "Bu işin kolayı yok mu?" diyen gumrük yolcuları, "kesînlikle güilmez" yazan odalarda birikmiş insan yığınları, kısacası olmazta olurun bir arada bulunması arttıkça, sağlık konusunda verilen bilgi ve varılan yargılar da kuşkuya yol açmakta, însanlar ne olur ne olmaz diye birkaç doktora pes peşe gitmeyi daha bir garantili saymaktadırlar. İşin köliisü, yorum aynı olsa bile, sunuştaki ufak tefek farkların iyi anlaşılmaması, daha beteri, birimizin beyaz dediğine, diğerimizin siyah diyecek kadar farklı eğitim düzeylerinde olmamız, hastanın biz hekimlere güvenini, fınncılara olan güveni ile aynı düzeye indirmektedır. (Hoş, tersi de toplumbilime aykırı olurdu.) Böyle olunca da "Kendi uçağını kendin yap" tümcesinde biçimlenen düş kırıkhğıyla karışık uyamş, belki de insanlan "Kendi hastalığını kendin bul" çaresizliğine itmekıe. Her şeyi bilmek isteyenlerin yani sıra, bazen de en basit bilgiden yoksun kişilerin inanılmaz yanılgılanyla karşı karşıya kalıyoruz. örneğin birçok aklı basmda kişi vardır ki, yüksek tansiyonu ile yıllardır dolanır. Tek savunma aracı da, "Ben bir şey hissetmiyorum" demektir. Bir gün masasında yığılıp kaldığında, bu ölüm bilgisizlikten değilse de nedendir? Bugün hastahkların bir kısmında hâlâ eli kolu bağlı kalmamıza karşm, tansiyonu duşühilemeyecek hasıa.hemen yok gibidir. Gelgelelim, tansiyonu doğru durüsl ayarlanmış hasta sayısı da % 15 'in altındadır. Doğrusu ne kadar şaşılsa azdır, bu çelişkiye. OTTAfVA, (a.0.) Türkiye'nin Ottawa Büyükelçiliğini basarak Kanadalı bir güvenlik görevlisini öldüren üç Ermeni terörist bugün Ottavta'da ikinci kez yargıç önüne çıkacaklar. Kevork Marakelyan (35), Ohannes Nubaryan (30) ve Raffl Panof Titizyan (27) adlarını taşıdıkları bildirilen Ermeni teröristlerin "Birmci dereceden cmayetk" suçlanmaları bekleniyor. Dedikodu yapan daha usun yaşıyor NEW YORK, (ANKA) Birleşik Amerikalı bilim adamı Profesör Flach, yaptığı incelemeler sonunda dedikodu yapan insanların daha uzun ömürlü olduğunu saptadı. Dedikodu sırasında insanların gizli düsüncelerinden ve sorunlarından arındıklannı söyleyen Cornell Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Flach: "Deiikodu 'nun insanlar için önanU bir boşaima süpabı olduğunu ve insanların dedikodu sırasında fiziksel ve ruhsal gerilimlerden kurtulduklarını" savundu. Şekil: 1 Şekil 3 Kalbin pompalama gücuyle ortaya çıkan ve aletın artık yenemedığı, kanın geçmesını engellıyemediğı basınca büyük tansiyon diyoruz (Sıstolık basınc) Kalp genişleyip kanla doluyor Kalp kasılarak içindeki kanı pompalıyor. t î ı Kalp kasılması ile atılan kan damariarı da gerıyor Kalp kapakları kapandığında kan, gerılmış olan damarın sönmesıyle ilerlıyor. Aletın basıncı damar ıçı basınctan fazla: Kan geçemıyor TT j Aletın havası boşaltıldıkça damar \ç\ basınca yenık düşüyor Kan geçmeye başlıyor. Bu anda her atımda ses duyuluyor. i l Şekil 2 Kalp ve kan dolaşımı Kalp her atımda önündeki damar direncini aşan bir güçle kasılıp kanı pompalar. Sonra durup yeniden kan toplamak için gevşeyip genişler. (Şekil 1). Bu işlem dakikada ortalama 70 kez yinelenir. Ne var ki bu pompa ve boruları şehir su şebekesindeki gibi vana, musluk, hidrofor gibi dışardan kumanda ile yönetmek olası değildir. Her işini kendi ayarlamak, hem de her an değişen koşullara göre ayarlamak zorundadır. Bu nedenle pompa, yani kalp, büyük bir değişkenlik yeteneğine, damarlar ise genişleyip daralabilecek esnekliğe sahiptir. Oysa su tesisatındaki boruların çapı değişken değildir. Ve pompa gücü artmadıkça, içinden geçen su miktarı arttırılamaz. Kan dolaşımında ise, damar çapı dokuların gereksinmesine göre değişir ve akım, farklı organlarda farklı koşullara göre azalıp çoğalır. Örneğin koşan bir kişide, kasları besleyen damarlarda akım artar. Yemekten sonraki sindirim sırasında midebağırsak sistemi daha çok kanlanır. Yine bu sayededir ki uzanmış kitap okurken, hızla ayağa fırlar, kapıya koşabiliriz ve yine de beynimiz kansız kalıp yere yıkılmayız. Oysa çoğumuzun evinde alt kattakiler banyo yaparken, üst katta yüzümüzü yıkamak sorun olur. Neden? Çünku pompanın bastığı suyun hacmi ve akım gücü biraz da yan dallara dağılınca yerçekimini yenmeye yetmiyor. Oysa kalpdamar sistemi, daha biz ayağa kalkmadan, kalkmayı aklımızdan geçirirken, bir sürü önlem almış, bir süru değişiklik yapmış, kalbin atım hızını ve atım hacmini arttırmış, bazı damarları büzüp bazılarını açarak, yatar pozisyondan dik duruma geçen beyni çoktan yerçekimine karşı korumuştur. Bu, kanaması olan bir insanda da böyledir. Vücutta kan ne kadar azalırsa azalsın, sistem, en onemJi organı yani beyni en sonuna kadar kollar. İşte çeşitli durumlara göre organların kan dolaşımını sağlayan bu kalpdamar ilişkisinin yarattığı basınca tansiyon diyoruz. Bu dolaşım düzenlemesinde tansiyonun, yani kan basıncının ayarlanmasında, farklı bolgelere farklı emirler dağıtan sinir sistemi ve Alet yetennce gevşemiş. damar ceperının genlmesıyle sağlanan basınca bıle engel olmayacak kadar baskısı azalmış. Bu anda sesler duyulmaz olur Küçük (Dıyastolik) tansiyon Istanbul Haber Servisi Bizans döneminden kalma antika altınlan yağma ettikleri gerekçesiyle 4 kişi gözaltına alındı. Kocamustafapaşa'da bir süre önce tarihi kalıntı ve altmlann bulunduğu kazı bölgesinde bazı kişilerin arama yaptığı ve buldukları altınlan yağmaladığı ihbar edildi. Bunun üzerine ihbarı değerlendiren hırsızlık masası ekipleri, araştırma sonunda şüpheli gördükleri HaUm DemireUi, Ahmet Baklacı, Ercan Seyrek ve Selahattin Karaharmanlı 'yı gözaltına aldı, evlerinde 5 milyon lira değerinde olduğu belirtilen 71 adet Bizans altını ve bir adet bakır küp bulundu. Bizans altını yağmalayan 4 kişi gözaltında Naci Varhk yeni iş buldu Şekil: 4 ilgili kimyasal maddeler en onemli etkendir. Şimdi bu konuda hiçbir şey öğrenmeden önce her gün lâfı edilen tansiyonu rakamsal olarak tanıyahm. (Şekil 2) Bir tansiyon aletinin kola sarılan kumaş parçasını katlayıp masanın üzerine koyun. Siz de ayağa kalkıp elinizle üzerine basın. Bir arkadaşınıza da verin puarını sıksın. Göreceksiniz ki kol manşonunun şişmemesi için harcadığınız guç ancak 120'lere kadar yeterlidir. O da kısa bir süre için. Çünkü birazdan yorulup bırakmak zorunda kalırsınız. Hele bir de 180'i 200'ü deneyiniz, böyle bir gucün ne demek olduğunu, hele hele kalbin önunde ne denli bir yük oluşturduğunu anlayacaksınız. Oysa gunlük yaşamda bize tansiyon için verilen rakamlar, (120 yerine 12, 180 yerine de 18 olarak soylenince) hiçbir anlam taşımayabilir. Çünku ister istemez, içimizden alıştığımız ölçu birimleriyle bir orantı kuranz. Kilo olsa, 12 kilo çok değil, metre desem 18 metre nedir ki...? Ama bu birim bir başka ölçudur. Şimdi size fiziksel anlamda bir tanımlama yapsam, ve "12 demek 12 santim veya 120 milimelrelik bir civa siitununun agırlığıdır, bu da damarın her santimetrekaresine binen yiiktür" desem, anlatabilmiş olacak mıyım? Sanmam. Bu nedenle tansiyon için kullandığımız birimleri elinizle bastırarak, tartınız, tanıyınız. O zaman 18'den I3'edüşürme çabamızın ne kadar anlamlı olduğunu göreceksiniz. Tansiyon ölçerken tansiyon aleti ile yapılan işlem, damar içi basıncını yenecek kadar bir güçle damara baskı yapmaktır. (Şekil 3). Halk arasında büyük tansiyon diye bilinen, sistolik basınç budur. Bu, kalbin her sistolunde yani kasılmasında, damar çeperinde yarattığı bir basınç olduğu için sistolik tansiyon diyoruz.Yeni den anımsayalım ki bu sadece kalbin pompalama işlevini yansıtmaz, pompalanan kanın, aynı zamanda damar çeperinde karşılaştığı tepkiyi de gösterir. Zira içine kan pompalanan damar yatağı, bir lastik gibi gerilir ve kalp, içini boşaltıp, yeniden kan almak için duraksadığında. dolaşımdaki kan, gerilmiş olan damarların yeniden'sönmesi sayesinde yoluna devam edebilir. İşte, tansiyon aletinin dıştan yaptığı basınç kalp gucünü aştığı an, yani kanın geçme fırsatı bulduğu ilk an nasıl sistolik basıncı gösteriyorsa, kalbin dinlenme ya da gevşeme diyebileceğimiz döneminde, sırf gerilmiş damar gücü ile geçen kanın basıncına da diyastolik yani küçük tansiyon diyoruz. (Şekil 4). ladığı güç üstlenmiş olur. Yani kalp kasılıp içindeki kanı damar sistemine atınca: a) Bir basınç olusur. Buna buyük tansiyon deriz. b) Bu sırada damarlar esneyerek gerilir. c) Kalp yeniden kan toplamak için durup gevşer, genişler. d) Bu sırada daha önce esnemiş damarlar bir balon gibi sönerek içindeki kana yeni bir itici guç verir. Buna küçük tansiyon deriz. Kalpdamar basınç ilişkisi böyle olduğuna göre, hipertansiyon olayında, damar cevabının hem büyuk hem küçük tansiyon için artmış olması doğaldır. Oysa halk arasında, "büyük tansiyon neyse de, küçük tansiyonun yüksek olması kötüymüş" şeklindeki inanış yanlıştır. Tersini düşünelim, damarlar esnekliğini yitirmiş, sertleşmiş olsun. Kurşun su borusu gibi. Bu boruya, kalbin kan pompalaması ile çok büyuk bir guç iletilmiş olur. Bu güç hiçbir esneklikle yumuşatılmadığı için ortaya çok yüksek bir basınç çıkacaktır. Pompalama durduğunda ise, bu gucü sürdürecek bir damar gerilmesi oluşmadığından, basınç hızla düşecektir. Yani normal damar yapısı bozulmuş, damar sertliği oluşmuş yaşlılarda büyük tansiyon yüksek bulunurken küçük tansiyon düşük olur. 20'ye 8 gibi. Aynı nedenden, bu kişilerde damar direncini kırmak ve tansiyonu kontrol altına almak daha güç olur. Şimdi bu olaya daha iyimser gözle bakmak olası mı? TDK 1986'da yeni Türkçe sözlük ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Türk Dil Kurumu, dil konusundaki tartışmalara son vermek üzere yeni Türkçe sözlük çıkarıyor. Türk Dil Kurumu Başkaru Hasan Eren'in başkanlığındaki komisyonun çahşmalarını yıl sonuna kadar tamamlayıp, yeni sözlüğün önümüzdeki yıl içinde satışa sunulması düşünülüyor. Türk Dil Kurumu yetkilileri, yeni sözlüğün "dildeki gelişmelere ve degişikliklere göre" düzenleneceğini açıkladılar. Yeni sözlük için Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyelerinin aralarmda görev bölümü yaptıklan, TDK sözlük kolu yanında, çeşitli üniversitelerden öğretim üyelerinin de çalışmalar yaptığı öğrenildi. Bir TDK yetkilisi yeni sözlükle "dil konusundaki tartışmalara da bir son verilmesinin" amaçlandığını belirtti. ANKARA, (ANKA) Eski Yüksek Hakem Kurulu Başkanı Naci Varhk, emek li olduğu gün kendisine yeni bir iş buldu. ANKA muhabirinin edindiği bilgiye göre, eski YHK Başkanı Naci Varhk Karadeniz Bakır îşletmeleri Yönetim Kurulu uyeliğine atandı. Varhk, söz konusu görevden dolayı ne kadar ücret aldığmın sorulması üzerine de"Bunun önemiyok, verilen görevi yapmaya çaiışıyorum" dedi. Büyükküçük tansiyon Düzenin böyle kurulmuş olması aslında çok önemlidir. Çünkü bir emme basma tulumba olan kalp, kanı bir atar bir durur, bir atar bir durur. Oysa bedenimizdeki canlılık, sürekli yani kesintisiz bir enerji, (kan) ister. Aksi halde, örneğin, baktığımız şeyleri bir görür bir görmezdik. Beynimiz bir çalışır bir çalışmazdı. Kısacası dakikada 70 kez doğar, 70 kez ölürdük. İşte kalbin dolma surecinde yok olan itici gücunü, gerilmiş damarın sağ ANKARA, (UBA) ttalya'da yaptığı itiraflarla Mafya'yı ele veren Asım Akkaya'nın Türkiye'de verdiği ifade sonucu Diindar Küıç ve üç arkadaşı hakkında yeni bir dava daha açıldı. Diindar Kıhç'ın üç kez idam cezasına çarptınlması istenendavada Mustafa Kısacık kardeşi Mehmet kısacık ve Meh met Gencerde idam cezası istemi ileyargılanacak. Diindar Kdıç için yeni dava V\R1\: 1MEDİR? HİPERTA\SİVO\ Memurların bugün göruşülecek ANKARA, (a.a.) ANAP Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar ve arkadaşları tarafından hazırlanan ve memurlann sicil cezalarının affını öngören yasa önerisi bugün Adalet Komisyonu'nda göruşülecek. Yasa önerisi aynen benimsenirse, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmakta olan memur ve hizmetlilere resen veya disiplin kurulları tarafından verilmiş bütün disiplin cezaları affedilecek. Bu fiillerden dolayı memur ve hizmetliler hakkında açılmış bulunan disiplin soruşturma ve kovuşturmalan, hangi safhada olursa olsun işlemden kaldırılacak. Haklarında verilen disiplin cezaları silinenlerden, kademe veya derece yükselmesinin durdurulması cezası alanların, cezalı olarak geçen süreleri yükselmelerinde dikkate alınmayacak. Maaşlarından ceza olarak kesilen paralar iade edilmeyecek. sicü affı Tek ders için ANAP ses verdi A1SAP TBMM Grup Başkan Vekili Ercüment Konukman, üniversitelerde uygulanan ders geçme ile ilgili sürenin usulüne uygun tatbik edilmesi halinde birçok öğrencinin okuluna devam edebileceğini söyledi. Doğramact: Ek sınavı Meclis çıkartır. Şu ana kadar böyle bir öneri yok. Bizim de bu konuda bir önerimiz yok. Bizim sistemimize göre, iki yıl sonunda başarısız olan öğrencinin okulla ilişkisi kesilir. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Üniversitelerde "tek dersten" ve "birden fazla dersten" atılanların sayısı üzerindeki belirsizlik sürüyor. Yetkilı ağızlar tarafından tek dersten atılanların sayısı "5 bin civannda" olarak açıklanırken, bu sayının 20 binleri bulduğu, atılanlann hesaplanmasında yalnız tek dersten, kalanların değil birden fazla dersten kalanlann da göz önünde tutulması gerektiği bildiriliyor. Bu arada geçen hafta içinde hareketlenir gibi olan öğrencilere "ek sınav hakkı verilmesi" konusunda da sessizliğe girildi. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler ile YÖK Başkanı Prof. Dr. Ihsan Dogramacı'nın ortak bir açıklamayla "ek sınavı sakıncah" bulmasından sonra bir açıklama yapan ek sınav yasa önerisi sahibi HP'li Fıkri Saglar, "Madem sakıncalıydı, bu hak geçmiş yülarda neden saglandı?" dedi. ANAP Meclis Grup Başkanvekili Ercüment Konukman, YÖK ve üniversitelerin yönetmelikleri ihlal ettiğini öne sürdü. YÖK Başkanı Prof. Dr. thsan Dogramacı, "Ek sınav çıkartma yetkisinin Meclis'te" olduğunu hatırlattı. "Bizim böyle bir önerimiz yok" dedi. UBA muhabirinin görüşlerine başvurduğu YÖK Başkanı Doğramacı, "Ek sınavı Meclis çıkartır. Şu ana kadar böyle bir öneri yok. Bizim de bu konuda bir önerimiz yok. Bizim sistemimize göre başansız olan ögrenciler bir yıl daha aynı dersi okuriar, ikinci yüın sonunda da başansız olurlarsa okulla iUşkileri kesilir" dedi. Doğramacı, üniversiteden atılanlar için "bulduğu" formülleri de şöyle açıkladı: "Ögrenci 2 yılı okuduktan sonra 3. veya 4. sınıfta başansız olursa bunlara ön lisans diplomalan verilir. Bu diploma, iki yülık meslek okullannın diplomalanna esitür." Halkçı Parti Içel Milletvekili Fikri Sağlar ise, Vehbi Dinçerler ve Ihsan Dogramacı'nın ortaklaşa olarak yaptıkları "ek sınav sakıncalıdır" açıklamasına tepki gösterdi. Sağlar, okullarda atılan öğrenci sayısının yıl sonuna kadar 25 bini bulmasının beklendiğini söyledi. "YÖK Yasası ve uygulamaları her yıl ögrenci affının çıkarılmasını zorunlu lulmaktadır" diye konuşan Sağlar, "Ögrenci affını sakıncalı bulanlar, bu sakıncalan daha önce göremediler mi? Önceki yıl iktidar parüsinin destegiyle YÖK tarafından ögrenci affı saglanmıştı. Bu sakıncalar yeni mi ortaya çıktı?" dedi. ANAP TBMM Grup Başkanvekili Ercüment Konukman, üniversitelerde uygulanan ders geçme ile ilgili sürenin usulüne uygun tatbik edilmesi halinde birçok öğrencinin okuluna devam edeceğini belirtti. Konukman, yönetmeliğin bu maddesinin işletilmesiyle birçok öğrencinin okuma hakkına sahip olacağını belirterek şöyle konuştu: "Meseleye hatah yaklaşmışlardır. Yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Bazı yetkililerie göriişüp onlara konuyu açıkhkla ifade ettim. Yönetmelik ihlal edilmişür." ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışan işçilere ilk ikramiyelerinin birinci bölümü 22 nisanda ödenecek. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu kararma göre, kamu kuruluşlannda çalışan işçilerin ilk ikramiyelerinin birinci bölümü 22 nisan, ikinci bölümü ise 17 haziranda ödenecek. KİTlenle ilk ikramiye MAİNZ, (a.a.) TRT ile Alman TV'si ikinci kanalı ZDF arasında işbirliği yapılması kararlaştırıldı. Bir açıklama yapan TR T Genel Müdürü Tunca Toskay ilk aşamada film alışverışi yapılacağını ve ZDF'nin, inşa edilecek TRTsitesi için her lüriü teknik yardımı sağlayacağını söyledi. TRT Ue Ahnan ZDF anlaştı 400 doktora onur belgesi 14 Mart Tip Bayranu nedeniyle tıp hizmetinde 50 ve 45 yılını dolduranlardan sonra dün de meslekte 40yüını tamamlayan 200 doktora törenle hizmet ve onur belgesi verildi. EOer'de Yaren Sokak 21 sayıb yerde Sezer Tugut'a ait Selen Butik 'te yapüan aramada piyasa değeri yaklaşık üç milyon lira olduğu bildirilen Fransız ve ttalyan malı 72 parça kaçak giyim eşyası bulundu. (a.a.) 3 milyonluk kaçak eşya