22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 1985 HABERLER CUMHURİYET/7 DYP'de genel başkanlık mücadelesi kızışıyvr Cindoruk: Göreve hazırım Doğru Yol hareketi, Türk demokrasisini zedeleyecek hiçbir uzlaşmaya girmemiştir. Onun için de ben bu hareketin adını artık "demokratik sağ" olarak koymuşumdur. Şimdi ona bir kelime daha ilave ediyorum "cumhuriyetçi, demokratik sağ" diyorum. KİM KİMDİR ? Hüsamettin Cindoruk Kapatılan AP'nin tstanbul İl Başkanı Hüsamettin Cindoruk, serbest avukatlık yapıyor. 1933 yıiında Izmir'de doğan Cindoruk, 1954 yıiında Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi. 1956 'da Ankara Barosu'na kayıtlı olarak avukatlığa başladı. Daha sonra tstanbul'a geldi. 1950'lerde DP Gençlik Kolları Başkanhğı yaptı. Cindoruk, evli ve liç çocuklu, lngiiizce biliyor. "KONGRE GÖREV VERİRSE" Doğru Yol Partisi'nin büyük kongresi yaklaşırken genel başkanlığa dönük mücadele de gittikçe yoğunlaşıyor. Bugünkü Genel Başkan Yıldınm Avcı'ya rakip olacak Türkiye Odalar Birliği Başkanı Mehmet Yazar'la, DYPIstanbulBelediye Başkan adayı Hüsamettin Cindoruk'un adları kulislerde dolasıyor. Cindoruk da, "Büyük kongre görev verirse yüklenmeye hazınm" diyor. Fotoğrafta Hüsamettin Cindoruk (sağda), Süleyman Demirel ve Münif Islamoğlu ile birükte görülüyor. Böyle bir seçim karan alınırsa, bu seçime bugün siyaset yasağı kapsamı içinde bulunan kişilerin de katılması gerektiği düşüncesinde misiniz? ANKARA'nın taşına bak .4 Cumhuriyetçi olmayan sağ bizim dışımızdadır. Demokratik olmayan sağ da bizim dışımızdadır. Sanıyorum cumhuriyetçi olmayan ve demokratik olmayan sağ Türk seçmen kitlesi içinde fevkalade zayıf bir destek bulacaktır. FÜSUN ÖZBİLGEN 6ELSELER DE YESEK Masanın ortasında gördüğünüz kıa, Mılli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Vehtoi Dfnçerier. Beklıyor Kımi mı? Tabii ki masanın öteki sakınlerini Masanın ötekı sakinleri gelecek, Hacı Vehbı Dinçerler yemek yıyecek. Yakınıyor Vehbi Dinçerler: "Yahu nerde kaldı bu adamlar? Gelseler de yemeklerimizı yesek artık. Adıktan içim çıktı valla.. " Ve devam ediyor: "Yoksa biz farkına varmadan ramazan mı geldi de bu adamlar yemek yemiyor?" Fotoğrafta Vehbi Dinçerler, adıktan yalvaran gözteriyte buzdolabının içındeki mezeteri yerken görülüyor (Fotoğraf: RIZA EZER) Ithal malı borazan MDP liderı Turgut Sunalp, bir taraftan istifa dilekcelerini toplarken, öte yandan partisinin il kongrelerini topluyor. Kütahya il Kongresi'nde yaptığı konuşmada, bir ara açlık ve işsizlıkten de söz eden Sunalp, "Sizlere fukara edebiyatı yapmak istemiyorum. Bunu aşırı solcular ve komünistler yapar çünkü. Biz, herkesin zengin olmasından yanayız, ama zengin lerin borazanı değiliz. Böyle bir borazanlık iddiası kötü ithal mallarından biridir. ANAP iktidarı gibi memleketi otuz holdinge bırakacak bir parti de değiiiz. Komünistler, zenginteri fakir yapıp, etrafını duvariarla çevirdiKİeri daçalarda âlem yapan 250 bin kişidir" dedi. Sunalp, kongreden sonra Kütahya'da iki kahvede dert dinledi. Bir yurttaş sordu: Paşam neden istifa ediyorlar. Yoksa partinin başkanı paşa olduğu için mi? Sunalp yanıtladı: Anayasamız paşaların parti başkanı olmasını engellemıyor. Sen bu partiye üye olurken benim paşa olduğumu bilerek üye oldun değil mi? Hiçbir kötülüğünü gördün mü paşalığımın? Sorunun sahibi "tövbe" dedi, "Allahıma görmemişim." revini yaptım. Hem kendi gözlemimi hem de kendi hareketlerimi ifade etmek istiyorum. Biz, ümmetçi ve hareketçi sağ ile işbirliği yapmadık. Yapmamaya da özen Çiyasat yelpazenin sağ kanadında arayış ve çeO kişmenin kızıştığı şu günlerde Doğru Yol gösterdik. Ancak bu hareketi destekleyenlerden oy aldığımız doğrudur. Bu oylan da ancak 1979 kısmi senaPartisi'nde ilginç gelişmeler gözleniyor. DYP'de to özellikle genel başkanlığa dönük bir mücadele seçimlerinde geri alabildik. Aslında bu oylar, gelenin yoğunlaştığı dikkati çekiyor. DYP'nin bu neksel olarak bizim oylarımızdı DP zamanından itibagunku Genel Başkanı Yıldınm Avcı'ya rakip ren. Hatta bu oylan 1%5 ve 1969'da almıştır. 1973 ve olarak, partı dışmdan Türkiye Odalar Birliği 1977 seçimlerinde bu oylann bir kısmı MSP ve MHP'ye Başkanı Mehmet Yazar ile DYP'nin dayandığıgitmişti. Yoksa biz kadro hareketi olarak ümmetçi sağ "felsefe"nin emektan ve D YP tstanbul Belediye hareketçi sağ ile işbirliği yapmadık. ve Başkanı adayı Hüsamettin Cindoruk 'un adları Anayasaya "Hayır" dedim geçiyor. Cindoruk'a, "DYP başkan adaylığı Bugiinlerde gündeme sık sık gelen anayasa değikonusundaki" görüşlerini sorduk ve "Eğer Büşikliği konusunda görüşleriniz nedir? yük kongre görevi bana verirse yüklenmeye hazınm"yanıtınıaldık. Hüsamettin Cindoruk, özgürlükçü demokrasinin DYP'nin savunduğu felsefeyi "Cumhuriyetçi, demokratik sağ" olarak açıkladıktan sonra deanarşi ve terörün kaynağı mokrasi konusundaki görüşlerini de Cumhuriolduğuna inanmıyorum. yet'eaçıkladı. Sayın Cindoruk'asorularımız ve Türk siyasi partilerinin kendisinin yanıtlan şöyle: DYP'nin başkan adayı olacagınız söylentisi y«ygın. Ne diyorsunuz? CİNDORUK DYP, cumhuriyet yapımızın temelindeki geleneksel siyasi davranıştan biridir. Dpğru Yol'un genel başkanhğı taleple olmaz. DoğruYol Genel Başkanhğı, bir siyasi birikimin tabii sonucudur. Zannederim Doğru Yol'un genel başkanhğı, 1946'dan beri devam eden bu disiplinli hareketin içinden çıkacaktır. Bu karan verecek olan büyük kongre, görevi bana verirse yüklenmeye hazırım. "DYP, çöp tenekesi degildir" şeklinde bir deraeciniz oldu. Sanınm DYP Genel Başkanhğı için sozii edikn bir başka aday, yani Mehmet Yazar için bu sözii kullandığınız anlaşıldı ve bazı basın organlannda eleştiriye ugradı. Bu konudaki göriışüniiz nedir? CİNDORUK Bu kelimeleri kullanmadım, ancak bu manaya gelecek sözler söyledim. Sanıyorum ki birisi bu kelimeleri bana yakıştırmış. Ancak söylemek istediğim şudur: Doğru Yol, Türk siyasi tarihinde iz bırakmıştır. Bu hareketin bundan önceki liderlerinden biri de urganda can vermiştir. Bir diğerinin de yasal hiçbir suçu olmadığı halde siyasi hakları elinden ahnmıştır. Bu Siyaset yasagı kalkmah... CİNDORUK Siyaset yasağı tabirini ben yetersiz buluyorum. Siyaset yasağından kasıt, bazı kişilere konulmuş olan yasak değil bence. Tabii, o kişilere konulmuş olan yasak da kaldırılmalıdır, ancak demokrasinin kurallannın işlediği başka ülkelerde siyasete katılmaması gereken kişilerin de katılmayacağı başka bir ortam bekliyorum. Bu cümlemi biraz daha açarsam, siyaseti bütün siyasetçiler yapmalıdır. Siyaseti sadece partiler yapmalıdır. Buna karşı da birtakım yasalarla siyaset konusuna giren konularda konuşma yasağı da kaldırılmalıdır. Daha öz bir deyişle, sıkıyönetim kaldırılmalıdır. Olağanüstü haller kaldırılmalıdır ve geçmişle, gelecekle ilgili siyasetin gündeminde olan konulann konuşulması yasağı kaldırılmalıdır. Türkiye, bir yasaklar ülkesi olmaktan çıkanlarak, tek dereceli bir seçim yapılmahdır. birbiri ile uzlaşmadıklan için Türkiye'nin 12 Eylül'e geldiği varsayımı da yanlıştır. Anarşi ve terörü bu kadar basit sebeplere bağlamak hatalıdır. Anarşi ve terörün kaynagı nedir? özgürlükçü demokrasinin, anarşi ve terörün kaynağı olduğuna inanmıyorum. Bu görüş yanlıştır. Türk siyasi partilerinin birbiri ile uzlaşmadıklan için Türkiye'nin 12 Eylul'e geldiği varsayımı da yanlıştır. Anarşi ve terörü bu kadar basit sebeplere bağlamak hatalıdır. Türkiye'nin çok çabuk bir biçimde, bu TBMM'nin yönetiminde ve kararıyla tam demokrasiye geçmesini istiyorum ve bekliyorum. Siyaset s m ı r l a n ı n c a . . . Türkiye'yi 12 Eylül'e getiren nedenler, anarşi ve terör degilse, partilerin uzlaşamaması da degilse, size göre nedir? CİNDORUK Sebep, anarşi ve terördü, ama anarşi ve terör, siyasi partilerin çatışmasından çıkmadı, diyorum. Yani zaman zaman en yetkili ağızlar, siyasi partiler uzlaşmazlığa düştükleri için anarşi ve terör çıktı, diyorlar. Ben iki seçimi aynı binada CHP ile birlikte yaptım. 1977 ve 79 seçimlerini. Her seçimde birbirimizi tebrik ettik, birbirimizin konvoylarını uğurladık, her bay Zamane sendikası "TÜRKİŞ hükümet zirvesi", "oldu da bitti maşallah iyi olur inşallah" makamında sona erdi. Türkİş dergisi zirvenin sonuçlannı şöyle açıkladı: "Çalışanların, sendikacıların şimdi gözleri gelecek günlerde hükümetin yapacağı icraatta. Sorunların çözümü için uzun süre beklemeye tahammül kalmadı. Hükümet, sözünü tutmak ve sorunlara çözüm arama zorunluluğu içindedir. Zira, hükümetin sözüne güven duyulmayacak olursa, toplumun bütün kesimleri tedirgin, huzursuz ve endişe içinde bulunur." Dergi "ültimatom" olarak da lafı Türkİş adına şöyle bağladı: "Güvenin beslenip, beslenmeyeceğini zaman gösterecektir" Türklş'in bu "notası" Şinasi'nin şu dizelerinin anımsatıyor: "01 kişidir kim Nerede olsa hemen Uyar elbette zamana Ona uymazsa zaman" CÎNDORUK Ben bu anayasaya "Hayır" dedim. Bu anayasanın önsözü ile geçici maddelerinin büyük bir kısmına karşıyım. Ayrıca anayasanın insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan, emeğın haklarını kısıtlayan bazı maddelerıni de demokratik kurallarla bağdaştıramıyorum. Ancak bu anayasanın değişme şartları fevkalade ağırdır. Anayasanın içinde bulunan bazı maddeler, bilhassa insan hak ve özgürlüklerine ait klasik maddeler ise savunulabilir maddelerdir. Bugün bunların işlemesiyle dahi Türkiye insan hak ve özgürlükleri konusunda ve demokrasi istikametinde çok raesafe alabilir. Elde mevcut bu anayasanın işlerliğini sağlamak ilk hedefımiz olmahdır. Bu anayasaya, yurürlükte olduğu sürece cumhuriyetin sadık vatandaşlanmn uyması, ama itirazlarını sürdürmesi gerekir. Baba yuvana dön AHİR zaman büyüğümüz, çocuk doktoru ve YÖK babası ihsan Doğramacı devlet protokolündeki bugünkü seçkin yerini Hacettepe Hastanesi'ni yaratmasına borçludur. Bunu dostu düşmanı herkes teslim etmektedir. Doğramacı Hacettepe'yı kendi ismi ile birlikte büyütmüştür Doğramacı için Hacettepe ne ise, Shakespeare için Hamlet, Kayseri için pastırma da odur. Bu ikililer kıyamete kadar birlikte anılacaktır. Ancak Doğramacı kıyamet gününü hatırlatan geçtiğimiz soğuklarda ve bugünlerde pek hayırla anılmıyor. "Hacettepe'nin Düşüşü" diye bugünlerde bir fotoroman hazırlığından söz ediliyor. Ancak fotoromancılar yanmayan kaloriferler yüzünden yalnızca "zatürreeli hasta" filmi çekmek zorunda kalmaktan korkuyorlar. Hastalar gece sıfırın altına düşen Ankara soğuğu ile başbaşa durumdalar. Ziyaretçiler, refakatçılar hastalarına artık çiçek, kolonya yerine battaniye ve elektrik sobası getiriyorlar. Çocuk doktoru Doğramacfya "çocuğum" dediğı Hacettepe'yı bir gece ansızın ziyaret etmeye davet ediyoruz. Ancak boğazlı kazak, yünlü fanila giymeyi lütfen unutmasın. Çünkü biz Doğramacı'nın yine de üşütmemesi gerektiğine inananlardanız. Doğramacı iyi kalpli bir baba olduğunu göstermeli ve "çocuğunu" şimdiki velilerinin elinden kurtarmalı, yuvasına dönmelidir. Böylece hem "çocuğunu" sevindırecek, hem de üniversitelerimizi güldürecektir. Sayın Doğramacı hastalara, doktorlara, öğrencilere acımıyorsan çocuğuna acı. Anavatan Partisi'ni ciddiye almıyorum. ANAP bir kişiyi başbakan yapmak için kurulmuş bir şirkettir. Bu siyasi şirketin amacı gerçekleşmiştir. Ama bu kişi başarılı olmadığı için şirketin tasfiye edilme günleri yaklaşmıştır. MDP'nin başına gelenler pek yakında ANAP'ın da başına gelecektir. hareket çileli ve zorlu bir mücadele hareketidir. Temelinde demokrasiyi kurmak, insan hak ve özgürlüklerini vazgeçilmez biçimde yerleştirmek vardır. Hareket, zaman zaman bu eğiliminden sapmış ya da sapma eğilimleri göstermiş olabilir. Ama sanıyorum ki özellikle 1980 12 EylüPünden bu yana temel hedefte hiçbir sapma olmamıştır. Cumhurbaşkanına saygı Demokratik kurumlardan biri olan Cumhurbaşkanının referandum isteğini bu anayasa taşımaktadır. TBMM'nin ve siyasi partilerin şu anda Cumhurbaşkanı ile bir ihtilafa düşmesinde yarar görmüyorum. Siyaset, bir uzlaşma rejimidir. Sayın Cumhurbaşkanı bu anayasa gereğince 7 sene için bu makama seçilmiştir. Cumhuriyetin her sadık vatandaşının bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanına da saygı duyması gerekir. Kendisinin mutabakatı ve bir referandum isteğine işi götürmeyeceği anlaşılmadıkça bir anayasa değişikliğini erken bulurum. Böyle bir değişiklik, Türk demokrasisinin yerleşmesinde telafisi mümkün olmayan birtakım koşullar yaratabilir. Ben bu Anayasa'ya "Hayır" dedim. Bu Anayasa'nın önsözü ile geçici maddelerinin büyük bir kısmına karşıyım. Ancak bu Anayasa'nın değişme şartları fevkalade ağırdır. Bu Anayasa yurürlükte olduğu sürece cumhuriyetin sadık vatandaşlannın ona uyması, ama itirazlarını sürdürmesi gerekir. ramda birbirimizin bayramını kutladık. Bütün Türkiye'de de böyleydi. Türkiye'nin son yıllarında 1980'den önce siyasi parti ihtilaflanndan bir tek cinayet çıkmamıştır. Ama Türkiye'de siyasetin ağırhğı azaltılmış olduğu için partilerin teşkilat kurma yasakları çok ağır olduğu için, 1961 Anayasası ile getirilmiş yasaklar ağırlaştığı için ve siyaset yapma çok tahdit edildiği için, siyaset dışı dernekler, kuruluşlar, yeraltı örgütleri, siyasetçinin ve siyasi partilerin yerini almıştır. Kavga onların arasındadır. Kavga, devletle terör arasındadır. Neye karşıyız? Benim esas üzerinde durduğum, bu anayasanın işlerliğini sağlamaktır. Bunun da tek bir yolu vardır. Tek dereceli bir seçim için bu Meclisin demokrasinin önünü açmasıdır. TBMM'ye de saygılıyız. TBMM'nin Türk siyasi tarihinde, bir belediyenin bakkal dükkânını kapatır gibi kapatılmasına karşıyız. Bu Meclis, 6 Kasım seçimlerinin özelliği ne olursa olsun, Türk milletinin oylarıyla getirilmiş bir Meclistir. Bu Meclisteki milletvekillerinin hepsini vatansever sayıyorum ve onların da demokrasinin işlemesi için günü geldiğinde tek dereceli, dürüst, eşit, adil ve anayasadaki bütün haklarını kullan Hızlı kalkınma modeli KEÇİÖREN Belediye Başkanı Melih Gökçek geçenlerde işçi alımı için bir sınav yaptı. Başarılı olan 150 kişiyi işe aldı. Rastlantı bu ya, sınavı kazananlann büyük çoğunluğu Gaziantep dogumlu idi. ANAP Ankara il örgütü bu "rastlantı"ya ve eskj Sağlık Bakanlarından Gaziantepti Cengiz Gökçek in yeğeni Melih Gökçek'e ver yansın etmeye başladılar. Başkan Gökçek bıçak gibi bir savunma yaparak ANAP il örgütünün sesini kesti: Partimizin tüzüğünde kalkınmanın kırsa! yörelerden başlayacağı yazmıyor mu? Ben tüzüğün gereğini yaptım. Lafı fazla uzatmayın... Yarım aspirin her derde deva BAŞBAKAN Özal antibiyotik gereken hastalara aspirin vererek, onların bu dünyadan erken terkı mekân etmelerini mi istiyor? Bu soru Meclis kulislerinin gündemındeki son soru. MDP'li İsmail Şengün faturalı yaşamda değışiklikler yapan tasarı görüşülürken Ozal'ı Meclis kulisinden şöyle suçladı: Sayın Başbakan faturalı yaşam tuttu diyor. Evet antibiyotikle tedavisi gereken ateşli hastaya, eğer ona antibiyotik bırakılmıyorsa. elbette aspirinle yetinecektir. Fiyatların genel sevıyesi bir yılda ortalama yüzde 52 yükseldi, oysa vatandaşın ücreti sadece yüzde 30 arttı. Vatandaş çaresizlıkten Cumhuriyetçi. demokratik sag Doğru Yol hareketi, demokrat ve adaletçi bir hareket olarak Türk demokrasisini zedeleyecek hiçbir uzlaşmaya girmemiştir. Demokratik fikirlerinden hiçbir taviz vermemiştir. Türk demokrasisinin yerleşmesi için bu olaya kanşmaması gereken hiçbir kişi ve kuruluşla uzlaşmamıştır. Onun için de ben bu hareketin admı artık demokratik sağ olarak koymuşumdur. Şimdi ona bir kelime daha ilave ediyorum, "cumhuriyetçi, demokratik sağ" diyorum. Böylece de Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinde Batılı anlamda demokratik, cumhuriyetçi sağ olgunun yerleşmesini istiyorum. Eğer, Doğru Yol'da etkinliğim şürerse savunacağım fikirler bu üç kelimeden oluşan örgüdür. Bir bilen, yapan degildir... O zaman şunu sormak isterim: Bugünlerin modası bir söz var; "Bir bilene soralım" deniliyor. "Bir bilen kişi" eğer bu meseleleri biliyor olsaydı, 12 Eylül'e gelinir miydi? Bu açıdan bakınca bir bilenin meseleleri bildiği neye göre iddia ediliyor? CÎNDORUK Bir bilen, bir yapan degildir. Yapamadı. Çünkü bilen biliyordu, ama devletin yapısı itibarıyla bilmek yeterli degildir. Bir şoför arabayı durdurmak için frene bastığı zaman frenin patlamamış olması lazımdır. Bilen bir şofor, frene bastığı zaman fren patlamış olduğu için tutmuyorsa, o şoförün hiçbir kabahatı yoktur. O, makine arızasıdır... 12 Eylül, bir gun çok guzel yazılacaktır. Bir başka göruşümu de soyleyeyim: Bütün memlekeılerin gündeminde meseleler vardır. İçte de dışta da meseleler vardır. Devletler savaşa da girebilirler. Bugün İngilizlerin İrlanda ile ihtilafları asırlık bir ihtilaf. On bine yakın Ingiliz askeri öldü İrlanda'da. Bayan Thatcher, bir suikastten zor kurtuldu. Hindistan'da da çeşitli ihtilaflar var. Bayan Gandi vuruldu, ama bu ülkeler demokrasiden vazgeçmiyorlar... ANAP'ı ciddiye almıyorum Bu görüşleriniz ışığında sağdaki iktidar partisi ANAP'ı nasıl degeriendiriyorsunuz? CİNDORUK ANAP'ı ciddiye almıyorum. Baştan beri söylediğim şeydir. Hadiseler de beni doğruluyor. ANAP, bir kişiyi başbakan yapmak için kurulmuş bir siyasi şirkettir. Bu siyasi şirketin amacı gerçekleşmiştir, ama bu kişi başarılı olmadığı için şirketin tasfiye edilme günleri yaklaşmıştır, gelmiştir. MDP'nin başına gelenler pek yakın bir sıire içinde ANAP'ın da başına gelecektir. Sağda şu anda bir tek eğilim olduğu soylenemez. Pek çok sağ eğilim var. Bunları bir çatı altında toplama başansı gösterilmeden sağda bir partiye iktidar yolu açılabilir mi? CİNDORUK Ben o nedenle "cumhuriyetçi demokratik sağ" kelimelerini seçerek kullanıyorum. Bizim fikirlerimiz berraktır. Cumhuriyetçi olmayan sağ bizim dışımızdadır. Demokratik olmayan sağ da bizim dışımızdadır. Bence, Türkiye Cumhuriyeti'nde vatanseverce sağ olmanın şartı ise, hem "cumhuriyetçi" olmak hem de "demokratik" olmaktır. Sanıyorum cumhuriyetçi olmayan ve demokratik olmayan sağ, Türk seçmen kitlesi içinde fevkalade zayıf bir destek bulacaktır. 1 9 6 1 Anayasası ile getirilmiş yasaklar ağırlaştığı için ve siyaset yapma çok tahdit edildiği için siyaset dışı dernekler, kuruluşlar, yeraltı örgütleri siyasetçinin ve siyasi partilerin yerini almıştır. Kavga onların arasındadır. Kavga devletle terör arasındadır. mış partilerin katılabileceği bir seçim yolunu acacaklarına inanıyorum. Günü geldiğinden kastınız, seçim için 5 yıllık periyodun tamamlanması tnıdır? CİNDORUK Beş yılhk periyodun tamamlanmasına zaten "günü geldi" değil de "devre bitti" demek lazım. Ben onu kastetmiyorum. Türkiye'nin içinde yaşadığı siyasi buhranın bir yeni seçimle çözülme noktası vardır. Bu, optimal bir noktadır. faturaya sarılmayıp da ne yapsın ? Şengün'ün bu sorusuna muhalefet sıralarından yanıt geldi: Bırak antibiyotiği Özal elinden gelse aspirini de keser. ankara balı O kadar değil... SUNALP Paşa, bir eski Marksistin matbaa sahibi olduktan sonra "Kapitalistin dikalası" olduğunu söylemiş. Var mı Babıali basınında böyleleri? Yok canım: O kadar da uzun boylu değil... Kadmsız sektörler ZİNA konusunda yasalardakı eşitsizliği ve kadın onuruna aykırılığı gidermek için HP'Iİ Bahriye Üçok'un çabaları Meclis'te de basında da desteksiz kaldı. Üçok, önerisıni savunmak ve iktidar partisinin de desteğini almak için Meclis kürsüsünden ANAP'a kendi deyimi ile onlann anlayacağı "dilden" seslendi. Yani Kuran'dan ayetler okudu, peygamber efendimizin hadislerini sıraladı. Ama maalesef "anlayana" Doçent Üçok'un konuşması saz, anlamayana ayeti kerimeler bıle az"dı. Tanrı'nın yasakladığı zinanın erkekler için cezasız kalmasını ANAP'lılar bir kere daha sağladılar. Bununla da kalmayıp Üçok'u kulislerde "laiklik ile bağdaşmaz konuşma yapmakla" sucladılar. Bir de Üçok'un bızım sütunlara kadar yansıyan "zina erkekler için cezasız kalacaksa kadınlar için de serbest olmahdır" yolunda bir öneri verdiği suçlamaları. Bunun da aslıastarı yoktu. Bayan Üçok'un kadınlık onurunu savunan ginşimlerinin Meclis'te de başında da desteksiz kalmasının aslında bir tek nedeni vardı. Bu iki "sektörün de" erkeklerin denetiminde olması.. EVINIZIN MUTFAĞINIZIN DOSTU Smav Soru: IMF nedir? Yanıt: Düyunu Umumiye'nin torunudur. Ümmetçi ve hareketçi sag ile... Geçmişte sizin hareketiniz de ümmetçi sağla da hareketçi sağ ile de işbirliği yapmamış mıydı? CİNDORUK Bu işbirliği kelimesini ağır buluyorum. Vaktiyle AP'de en son Istanbul İl Başkanhğı gö ANKARA PAZARLARI ANKARA GIDATIC.veSAN. A.S. u.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle