20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
// MART 1985 EKONOMI CUMHURİYET/9 TURKIYE'den Tüketim nıalı ithalatı yüzde 96 arttı ANKARA, (ANKA) Tüketim malı ithalatı 1983 yılına göre geçen yıl yüzde 95.5 oranında artarak toplam ithalat içindekî payı yüzde 2.6'dan yüzde 4.4'e yükseldi. DtE tarafından açık'anan 1984 yılı dış ticaret rakamlanna göre ihracat 7 milyar 134 milyon dolar, ithalat ise 10 milyar 757 milyon doiar olarak kesinleşti. Ihracatın ithalatı karşüama oranı 1983'te yüzde 62 iken, geçen yıl yüzde 63.3'e ulaştı. 1984 yılı ihracatmın bir önceki yda göre yilzde 24.5, ithalatın ise yüzde 16.5 arttığı, 3.5 milyar dolardan 3.6 milyar dolara çıkan dış ticaret açığındaki artışın ise 3.3 oranında olduğu belirlendi. Açıklamaya göre 1984 yılında ihracat içinde sanayi ürünlerinin payı yüzde 72.l'e kadar çıkarken, tanm ürünlerinin payında önemli ölçüde düşüş gözlendi. Tanm ürünleri ihracatmın 1983'e göre yüzde 7 gerilediği, toplamdaki payımn yüzde 24.5'e indiği görüldü. Jhracatta OECD ülkelerinin payı 52.4'e yükselirken, îslam ülkelerinin payı yüzde 41.1'e geriledi. Sosyalist ülkelere yapılan ihracat rakamı ise değişmedi. Türkiye'nin ithalatının ülkelere göre dağılımında ihracattaki eğilim ortaya çıktı. Ham petrol ithalat faturası da 1984'te 3.3 milyar dolar olarak gercekleşti. Ham petrolün toplam ithalattaki payı yüzde 31.4 düzeyinde. EKONOMIDE DIYALOG 1985 enflasyonu 1984 rakamının çok altında kalacak 2 Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Sayın Kaya Erdem 'le yaptığımız enflasyon söyleşisinin ikinci bölümünde 1985 yılındaki enflasyon beklentilerini ve enflasyonun nedenleriyle çarelerini konuştuk. Sayın Erdem, enflasyonun son dunımunu nasıl değerlendirdiginizi sonnadan önce size gore enflasyonun en sağlıkh göstergesi ya da sizin öncelikle baktığınız gösterge hangisi, onu sorabilir miyim? ERDEM Biliyorsunuz çeşitli fıyat endeksleri var, biz bunların hepsine bakıyor ve ona göre bir değerlendirme yapıyoruz. Burada vurgulamak istediğim husus meselâ bir tek lTO'nun lstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi gibi yalnızca bir kentin yalnızca ücretli kesimi düşünülerek hazırlanmış bir endekse bakarak bütün Türkiye için bir sonuca varmanın yanlış olduğu. 1984 yılının son aylannda en düşük artışlan göstermiş olan İTO endeksinin bu yılın ilk aylannda yüksek artışlar göstermesine bakarak bütün Türkiye için ekonomik hesapların tekrar ele alınması önerisini ortaya atmanm yanlış olduğunu düşünüyorum... Şimdi İTO endeksi dışındaki rakamlara baktıgımızda da ocak ayında oldukça yüksek sayılabilecek artışlar gördük, örneğin Hazine'nin toptan eşya fiyatlan endeksi yüzde 5.5 artış gösterdi. DİEnin şubat rakamı da çıktı bugün, Türkiye tüketici fiyatlan şubatta yüzde 3.3 artmış, yılın ilk iki ayındaki artış ise yUzde 9.1, DİE'nin Istanbul rakamı ise iki aylık yüzde 10.5. Belki de bazı özel nedenlerle yılın ilk iki ayındaki fiyat artışlan "ayda yüzde 2 artış" hedefinin üstiine çıkıyor. Bu rakamlann ışığında 1985 yılı enflasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz Sayın Erdem? ERDEM Efendim bizim için önemli olan fiyat artışlanndaki yükseliş temayülünün aşağı inip inmemesidir. Şimdi biz geçen yılın son üç ayına baktığımız zaman bu temayülü görüyonız. Bu yıl ise Katma Değer Vergisi uygulandı, KDV'nin bir etkisi oldu fiyatlarda. Tabii KDV'nin ekonomisi kontrollü olan, bazı müesseseleri gelişmiş olan ülkeler için başka şekilde değerlendirilmesi, Türkiye için başka şekilde değerlendirilmesi lazımdır. Enflasyon bekleyişlerinin olduğu ülkelerin durumlannı ayn ayrı almak lazım. Yüzde 10 KDV işte o hava içinde belirli ölçülerde fiyatlara etki yaptı. Ancak bu etkiyi enflasyonun hızuu devamb yükseltecek bir etki olarak kabul etmemek lazım. KDV'nin fiyatlara yaptığı etki neticede ekonominin sağlıklı bir bünyeye kavuşmasını sağlayacağı için buradaki fiyat artışı sonuçta enflasyonu devamlı yükseltecek bir etki yapmaz. Aksine ilerki aylarda enflasyonu indirecek bir etki yapacak. Ama uygulamaya konduğu ilk bir iki aydafiyatlarabir etki yapabilir. Biz, "KDV enflasyonu körükkmez" derken bu manada değerlendirilmesini isda da benim en ufak bir tereddüdüm yok. Tabii bu politikalar devam ederse.. Aradaki yıllann artışlanm nasıl tahmin ediyorsunuz, 1986 ve 198Tyi? ERDEM Efendim 1984 yılı bizim ekonomi için en güç yıllardan birisiydi. 1985 yılı da 1984 kadar olmamakla beraber önemli bir yıl. Onun için bu yüın ikinci yansma girmeden, hatta belki eylül ayına gelmeden 1986 ve 1987 için tahminde bulunmam yanlış olur. Hele benim gibi hükümette görev alan bir kimsenin böyle bir tahmin yapması doğru olmaz.. Şimdi efendim enflasyonla mücadelede önemli olan noktalardan biri de galiba piyasanın ve kamuoyunun bu konudaki beklentilerini kırmak; halkı, piyasayı enflasyonun artacağına degil düşeceğine inandırmak, bunu sağlamak için bir tür şok tedavisi önlemleri alınsa nasıl olur diye hiç düşüniilüyor mu acaba? Örneğin Hazine1 nin çok yüksek faizli bono çıkarması, KÎT zamlannın birbirini izlemesi, hızlı kur ayarlamalan yapüması gibi unsurlar hep sanki enflasyonun sürecegi beklentisini yaratıyor gibi geliyor bana. Bu beklentiyi kırmak için acaba düşünülebüecek farklı önlemler var mı? ERDEM Başta da söyledim. Hakıkaten enflasyonla mücadele çok güçtür, ciddidir derken bütün bunlan düşündüm. Ekonomik bazı kararlarınızda yanlışlık yapmamanız lazım. Burada dediğiniz gibi bir beklenti muhakkak vardır, bunu kırmak için hükumet olarak radyoda, televizyonda durumu vatandaşa anlatabilirsiniz, enflasyonun düşüşe geçtiğini ispat etmeye çalışırsınız. Ama eğer siz bu beklentiyi kıracağım diye bir takım ekonomik hatalar yaparsanız, mesela ekonomi KIT ürünlerine zammı gerektirirken bu zammı yapmazsanız belki o an için vatandaştaki psikolojik beklentiyi değiştirirsiniz, ama bunun ekonomide yol açacağı zararı gelecek aylarda vatandaş çok daha fazlasıyla öder. Demin de söyledim bunun, güç olan tarafı fedakârlığı bütün kesimlere yüklemiş olmasıdır. Bunu zaman halledecektir. Zamanla bu fiyat artışlannın etkisi azalacaktır, faizin yükü azalacaktır. Bunun çözümü zam yapmamak olamaz. Maalesef tedik. KDV'nin olumlu etkilerinin görülmesi için biraz beklemek labunun başka bir yolu yoktur. Biz burada yeni bir şey keşfetmiyozımdır. Tahmin ediyorum hazirandan sonra, temmuz ayı göstergeruz, diğer ülkelerde yapılanı yapıyoruz. Ayrıca biz, Sayın Başbakan leri çıktıktan sonra fiyat artışlannın düşme istikametine girdiğini heda aynı kanıda, yapılamayacak bir şeyi vatandaşa söylemiyoruz. Mepimiz göreceğiz. Yıllık, on iki aylık rakamlar da, geçen yılın ilk yaselâ ben hiçbir zaman 1984 senesinde fiyat artışlan yuzde 25 olacak rısında yaşanan yüksek artışlar dönemi kapandıktan ve bu rakamdiye vatandaşa çıkıp söylemedim. Çünkü bunu çıkıp söyleseydim ollar endekslerden çıktıktan sonra düşüş gösterecek. O zaman belki mayınca vatandaşa karşı mahçup olacaktım. Benim tahminim. bekyüzde 50'li rakamlar değil, yüzde 30'lu on iki aylık rakamlar göreleyişleri kırmanın şurada üç dört ayı kalmıştır. Rakamlar beklediğiceğiz. Benim için asıl önemli olan gösterge ise aralık ayından aralık miz gibi çıktığı takdirde hepimiz göreceğiz ki fiyatlar aşağı doğru ayına on iki aylık artış.. gidiyor ve bu psikolojik ortam içinde bütün alacağımız tedbirler daha Yani bir aralıktan sonraki aralıga bir malın fiyatı 100 liradan müessir ohnaya başlayacaktır. Bu beklenti kınlamadığı sürece biz 150 liraya çıkmışsa bunu yüzde 50 artış olarak kabul edecegiz.. de tedbirleri daha sert uygulamak zorunda kalıyoruz.. ERDEM Evet, böyle.. Sayın Erdem, enflasyonla yakmdan ilgili olduğunu düşündü Böyle hesap yaparsak sizin 1985 yüı enflasyonu için tahminiğüm birkaç noktayı daha sormak istiyonım, izin verirseniz. Önce niz kaç? parakredi polirikasının geleceğini nasıl görüyorsunuz, onu sorayım.. ERDEM Ben şu anda bir değerlendirme yapmak istemiyorum. ERDEM Biz enflasyonu aşağıya çekecek bir parakredi politiYalnız benim kanaatime göre Türkiye'de fiyat artışlannın yükselme kası uyguluyoruz. Biliyorsunuz Türkiye'de emisyonun artış dönemeğilimi kesinlikle durmuş ve inişe gecmistir. Bu nedenle 1985 yılınleri maatteessüf haziran, temmuz, ağustos aylarına rastlıyor. O aydaki fiyat artışlan 1984 yılındakinden çok daha düşük olacaktır. 1985 larda destekleme alımları, dış borçlar, işçilerin Türkiye"ye gelişleri, artışlan 1984 seviyesini aşacaktır ya da 1984 yılı kadar olacaktır gibelirli bir emisyon artışına sebep oluyor. Biz şok etkisi yapan bu yıbi sözlerin kesinlikle gerçekleşmeyeceğini ve fiyat artışlannın her hağılmayı önleyecek ve zamana yayacak bazı tedbirler alıyoruz. Biz billükârda 1984'ten düşük olacağını söylüyorum... diğiniz gibi 1984 ağustosundan bu yana emisyonu 950 milyar raka Anladıgım kadar siz ilk aylardaki KDV etkenini bir tarafa bı mı civarında tutmaya devam ettik. Bu rakam 1985 haziranına kadar rakırsak fıyatlann düşme eğilimine girdiğini belirti\orsunuz, bir trend da aşağı yukarı aynı ölçülerde gider. Hazirandan sonrası için ise geolarak.. rekli tedbirleri alarak emisyonun fiyat artışlarını körüklemeyecek seviyede kalmasını sağlamaya çalışacağız.. ERDEM Bakın tekrarlıyorum, ben şuna kaniyim ki biz fiyat Sayın Bakan, geniş tanımlı para arzına baktıgımızda burada artışlarını 1988 sonunda yüzde 810 seviyesine indirebiliriz ve bunvadeli mevduattaki artıştan kaynaklanan önemlice bir artış görüyonız, ayrıca vadeli mevduatm da çok kısa vadeli, üç ay vadeli hesaplarda yıgüdıguıı biliyoruz. Bu, parakredi politikasını tehdit eden potansiyel bir tehlike değil mi? ERDEM Tabii Mevduatın daha uzun döneme yayılmış olması bizim para politikası yönünden işimizi kolaylaştınr. Ancak, Türkiye'de fiyat artışı bekleyişlerinin henüz kırılmamış olması bu kısa vadeye yığılınaja neden oluyor. Biz de bunun menfi etkilerini ortadan kaldıracak tedbirleri almaya çalışıyoruz. Bunun normal yola girme828 milyon dolara indirmiş bustandartlara uydurulmuş oldu. si de fiyat bekleyişlerinin kınlması, enflasyonun aşağı gittiğinin valunuyor. Merkez Bankası Başkanı Yavnz tandaş tarafından da hissedilmesine bağlı... 1985 yüı tahmini ise, yeni taCanevi "tstatistik karmaşası O halde faizlerin vade yapısında bir değişiklik de ancak yılın nıma göre 1 miryar 10 milyon nın giderilmesi yoluoda bir ikinci yansında gündeme gelebilecek.. doUriık cari işlemler dengesi açı adım atılmış oldu" dedi.' ERDEM Hatta ikinci yarısından sonra. Vatandaşın fiyatlarğı gösterirken, eski tanım esas daki inişi iyice hissetmesinden sonra.. Başkan Yardımcısı Zekeriya Yüalınarak yapılan hesaplamalar 1 dınm da şu açıklamayı yaptı: milyar 578 milyon dolarlık bir Faizlerin ve faizlerde "Ödemeler dengesinde tanım açık ortaya koyuyor. uygulanan vade yapısının değişikliği, Türkiye'de dış ticaTanım değişikliği ile Türkiye'retin ve kambiyo rejiminin libedeğişmesi, önce vatandaşın nin ödemeler dengesi istatistikralleştirilmesi nedeniyle kaçı enflasyonun dönüş yaptığmı, leri IMF'nin bütün ülkeler için nılmazlaşmış oldu." benimsemiş oldnğu yeknesak Ulagay sordu, Başbahan Yarduncısı Kaya Erdem yanuladı: ttizim için önemli olan, fiyat artışlannın yükselme eğiliminin durmuş olmasıdır. 1985 yılının ikinci yarısında fiyat artışlannın yavaşlayacağını ve yüzde 50'li yıllık rakamlar yerine yüzde 30'lu yıllık rakamlar görüleceğini tahmin ediyorum. Bütçeden ödenecek dış borçlann yarısı dolarla, geri kalanı dolara göre değer kaybeden markla, frankla, sterlinle ödenecek. Yeniden incelettim, doların ortalama kuru bu yıl 587 lira bile olsa dış borç ödemeleri için bütçeye konan ödenek yeterli olacak. KDV'den 790 milyarlık gelir öngörülmüş. Ben sadece ithalattan, KIT'lerden ve büyük fabrikalardan alınacak KDV ile bu rakamın çok üstüne çıkılacağını ve bütçeye sağlanacak bu ek gelir nedeniyle harcamalarda kısıntıya gerek kalmayacağını sanıyorum. Enerji açığı 2.6 müyar KWH ADANA, (THA) Türkiye'de 1984 yılında elektrik enerjisi üretimi 29 müyar 985 milyon KWH olarak gerçekleşirken, tüketimin 32 milyar 630 milyon KVVH'ye ulaştığı açıklandı. Çukurova Elektrik A.Ş. yetkililerinden alınan bilgiye gore, geçen yıl ülkemizde elektrik enerjisi üretimi 29 milyar 985 milyon KWH iken, buna ithal edilen 2 milyar 645 milyon KWH enerji eklenerek toplam 32 milyar 630 milyon KWH enerji ülke tüketimine sunuldu. Bir önceki yıla oranla ulusal sistemden enerji alan yörelerde tü ketim yüzde 12.5 arttı. 1984 sonu döviz ve altın rezervi ANKARA, (a.a.) Türkiye'nin 1984 sonu itibariyle brüt altın ve döviz rezervlerinin bir önceki yılın 1 milyar 45 milyon dolar üzerine çıkarak 3 milyar 297,2 milyon dolara ulaştığı bildirildi. Toplam döviz ve altın rezervi 1983'te 2 milyar 253.4 milyon dolardı. Merkez Bankası yetkililerinin verdiği bilgiye göre, 1983 sonunda 844 milyon dolar olan bankalardaki konvertibl döviz mevcutları 1984 sonunda 1 milyar 859,6 milyon dolara yükseldi. Böylece Merkez Bankası'ndaki varlıklar dahil, toplam döviz mevcutlan 1983 sonuna göre yüzde 49.8 oranında artışla 3 milyar 141.6 milyon dolara çıktı. Türkiye'nin 1984 sonunda 155.6 milyon dolarlık altın rezervi bulunuyor. Altın rezervi 1983'te 154.6 milyar dolar değerinde idi. •'198589 dönemi ihracat hedefini gerçekleştirmek çok zor" İSTANBUL, (THA) Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tansu Çiller 198589 dönemi için öngörülen ihracat rakamlanrun gerçekleştirilmesinin çok güç olduğunu savundu. Planlarda ihracat artış oranının çok yüksek tutulduğunu vurgulayan Tansu Çiller, yaptığı açıklamada şunlan söyledi: "1985 yüı için 8.3, 1986 için 8.9, 87 için 10.4, 88 için 12.2, 89 için 14.5 milyar dolariık ihracat artışı öngöriılüyor. Bunlar içinde yalnız 1985 yüı için saptanan ihracat rakamı gercekçi görülüvor. Bu rakama ulaşüabilmesi Türkiye'nin ABD pazanna girmesine bağiı. Diınyada yaşanan Tansu Çiüer thracat artış oranı çok yüksek tutuldu. ekooomik konjonktiirde planl» nan ibracat rakamlannın gerçekleştirilebilmesi çok güç. thracatının önemli bir kısmını OECD ulkelerine ve İslam iilkelerine yapan Türkive, bu iilkelerde yaşanması beklenen durgunluk nedeniyle hedeflerine ulaşaraayabilir." Ödemeler dengesi tanunı değişince cari açık 636 milyon dolar azaldı ANKARA, (ANKA) Türkiye'nin ödemeler dengesi istatistikleri tümüyle yeniden tanımlandı. Yeni tanım, 1984 yılı için ekonominin dış kaynak açığını belirleyen cari işlemler dengesi açığının, eski tanıma göre 636 milyon dolar daha az göninmesi sonucunu veriyor. • Merkez Bankası ile Hazine ve Dış Ticaret MüsteşarhğTnın ortak calışmasıyla şimdilik 1981 yılına kadar geriye götürülmüş olan tanım değişikliği çerçevesinde 1984 yılı cari işlemler dengesi açığı 1 milyar 442 milyon dolar olarak görünüyor. ANKA'nın hesaplamalan, bu açığın eski tanımda 2 milyar 78 milyon dolar olması gerektiğini ortaya koyuyor. Yeni tanım, 1983 yüının daha önce 2 milyar 123 milyon dolar olarak açıklanmış bulunan cari işlemler dengesi açıgını da 295 milyon dolar eksiğiyle 1 milyar Emisyon iki ayda % 7.6 büytidü ANKARA, (ANKA) Merkez Bankası, 22 şubat 1 mart tarihleri arasında piyasaya 66,7 milyar lira sürdü. Buna göre, 1 mart tarihi itibarıyla emisyon hacmi 988,8 milyar liralık bir büyüklüğe ulaşmış oldu. Emisyon hacmi yübaşından bu yanaki artışı ile yüzde 7,6 oranında 69,9 milyar lira olarak hesaplandı. Merkez Bankası verilerine göre, piyasadaki para miktarının son bir hafta içindeki çoğalmasında Hazine avanslarımn 25,5 milyar liralık, tarım kesimi kredilerinin 20,9 milyar iiralık artışı etkili oldu. "Melez" kredi anlaşması 26 martta ANKARA, (a^.) Merkez Bankası'nın uluslararası finansman kuruluşlanndan sağladığı 500 milyon dolarlık "melez" krediye ilişkin anlaşma 26 martta Londra'da imzalanacak. Programda son anda bir değişiklik yapılmaması halinde 26 martta imzalanacak anlaşmayla, Türkiye bu nitelikteki en büyük borçlanmasını gerçekleştirmiş olacak. SERMAYE PtYASASEVDAN HAZIRLAYAN: YENER KAYA KISA... KISA... SOVYETLER BtRLİĞİ Türkiye mal mübadele anlaşması Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı. Anlaşmaya göre Sovyetler'e külce alüminyum ve gümüş ihracatı 1988 yılında başlayacak. 19861990 yıllarını kapsayan anlaşmada Türkiye'nin SSCB'ye 1986'da 100 bin ton hububat ihracatmın 199O'da 1.5 milyon tona çıkanlması öngörülüyor. Sovyetler'den elektrik ahmı da 1986 yılında 600 KWH iken 1990'da 1.2 milyar KVVH'ye ulaşacak. Beş yılda ticaret hacminin 6 milyar dolara çıkanlacağı belirtilen anlaşmada gıda maddeleri ihracat kaleminin 190 milyon dolardan 460 milyon dolara yükselmesi öngörülüyor. GÜNEŞ StGORTA 10 milyon lira olan sermayesini 500 milyon liraya yükseltti. GUneş Sigorta Genel Müdüru Mehmet Aydoğan, sermayenin 100 milyon lirasmın yeniden deerleme fonundan, geri kalan 390 milyon liralık bolümünün de hissedarlardan nakden tahsil edileceğini bildirdi. Dünya borsalarında geçen hafta NEW YORK BORSAS1 ABD ekonomisinin istikrarlı bir gelişme içinde olduğunu gösteren istatistikler, yatınmcılann borsalara yönelmesine ve fiyatlarda ani bir sıçrama kaydedilmesine neden oldu. Dow Jones Endeksinin önceki hafta yeniden nrmanışa geçerek 1299'a yükselmesiyle fValI Street borsasmda yılbaşından bu yana üçüncü kez rekora ulaşılmış oldu. Salı günü ABD Merkez Bankası'nın (FED) para arzının 1.7 milyar dolar arttığını açıklaması, yatınmcıları büyük miktarda hisse alımına yöneltti. Dow Jones endeksi 11.48 puan gerileyerek 1280.37'ye düşerken daha sonra 1276'ye kadar indi. LONDRA BORSASI Önceki haftayı 1249.4'ten kapatan PF100 endeksi, Londra Borsasımn Wall Street'deki düşüşten etküenerek canlanması sonucunda hafta sonuna doğru 1286.5 'e kadar yükseıdi. Hisse senedi piyasası maden isçilerinin bir yıl kadar süren grevlerinin sona ermesinden fazla etkilenmedi. Hükümet bonolannda da durgunluk görüldü. ICI, BP, Unilever ve Dunlop hisseleri hafta içinde değer kazandı. FRANKFURT BORSASI Frankfurt borsasımn önceki haftayı canlı geçirmesi sonucunda Commerzbank endeksi 22.6 puan yükselerek 1196.4'ten kapanmıştı. Geçen hafta da özellikle dış talepler nedeniyle canlı geçen borsa, Commerzbank endeksinin bir ara l'207.3 "e kadar yükselmesine yolaçarken endeks hafta sonunu yine yüksek bir duzeyde kalarak 1196'dan kapadı. Hisse senedi piyasasında olağan mart caıılılığı yok Mart aylarının olağan canlılığı bu yıl hisse senedi piyasasına uğramamış görünüyor. Genel kurullar öncesinde şubat aylannda başlayan canlılığın martta giderek arttığını belirten uzmanlar, bu yıl sermaye piyasasında bir bekleme eğiliminin hâkim olduğunu belirtiyorlar. Uzmanlar, hisse senedi alım satımının oldukça yavaşladığına dikkat çekerek, tasarrufçuların genel kurul sonuçlarını beklemeyi yeğlediğini belirtiyorlar. Piyasada yarı profesyonel olarak nitelenen bazı pay sahipleri bekleme eğilimini şöyle açıkhyorlar: Birçok şirket geçen yıl bedelsiz hisse dağıttı, bu nedenle bu şirketlerin kârlılıklarıyla ne kaSar temettü dağıtacaklan henuz açıklık kazanmadı. Bu belirsizlik ortamında da bu yıl yapılacak genel kurullar öncesinde kimse hisselere yatırım yapmak istemiyor. Bununla birlikte bazı şirketlerin genel kurullarından once şirket bilançolarını paydaşlann incelemesine sunduğu ve bu şirketlerin dağıtabilecekleri temettü oranının da hesaplanmaya başladığı bildiriliyor. Geçen hafta 6 hissenin fıyatında 100 ile 250 liralık artış olurken, 10 hissenin fiyatı düştü. Fiyatı düşen hisseler içinde Pimaş (eski yeni) ve Uniroyal'ın (eski yeni) da adı geçerken, bu iki hissenin fiyat duşüşü şirketlerin sermaye arttırımındaki rüçhan haklannı kullanmalanndan kaynaklandı. Menkul Kıymetler Borsa Başkanlığı'na seçildikten sonra Ankara'ya giderek Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Türk'le görüşen yeni Borsa Başkanı Muharrem Karslı'nın borsanın ilk genel kurulunun yapılması için çalışmalarını hızlandırdığı öğrenildi. Buna göre en geç 29 marta kadar teminatını yatıran banka, banker ve komisyoncu kuruluşlar, 19 nisanda yapılacak ilk genel kurula katılmaya hak kazanacaklar. fiyat artışlannın yavaşladığını iyice hissetmesi lazım. Bu noktaya bu yılın ikinci yarısında gelebileceğimizi tahmin ediyorum. Faiz oranlan için de aynı şey, aynı takvim geçerli olacak her halde.. ERDEM Evet, önce enflasyonun dönüş yaptığının hissedilmesi lazım. Ondan önce alınacak, aceleyle alınacak bir karar bizim işimizi daha da güçleştirir.. Efendim bir konu da bütçe açığı. Burada özellikle 1985 bülçesi hazııianırken japılan 475 liralık dolar kuru varsayımıyla yüzde 25 enflasyon varsayımının tutmaması nedeniyle bütçenin zortanacağı ileri sürülüyor.. ERDEM Bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim. Bir kere şunu belirtelim ki 1985 bütçesi 1984 bütcesi gibi baştan açığı olan bir bütçe değil. Şimdi bu kur hesabıru da ben incelettim. Bizim bütçeden ödeyeceğimiz borçlann yüzde 50'si dolarla, geri kalanı diğer paralarla, markla, frankla, sterlinle ödenecek borçlar. Biliyoruz ki dolar değerlenirken mark ve diğerleri düşüyor. Hesabı buna göre yaptığımızda görüyoruz ki dolann bu yılki ortalama kuru 587 liraya kadar bile çıksa dış borçlar için bütçeye konan ödenek buna yetiyor. Onun için burada iddia edildiği gibi bir açık doğmuyor. Tabii yıl içinde bütçede bir takım ihtiyaçlar ortaya çıkabilir, ama 1985 butçesi, enflasyonla mücadelede menfi etki yapmaması için, en ciddi üzerinde durduğumuz konulardan bir tanesidir. Bütçenin ekonomiye zarar verecek bir açık vermemesi için her türlü tedbiri alıyoruz, alacağız.. Bu konuda bir de gelir yönünden KDV'nin bütçe>e katkısını nastl değerlendiriyorsunuz ve bütçede, harcamalarda kısıntı yapmak gerekirse hangi fasıllardan yapüacak, bu iki noktayı sormak istiyonım.. ERDEM KDV'den 790 milyar liralık bir gelir öngörülmüş ama ben bunun çok üstüne çıkılacağını tahmin ediyorum. Neden derseniz, bir kere ithalattan yüzde 10 KDV alınacak, bunun kaçacak tarafı yok. Sonra KİT'lerin uretiminden, büyük özel fabrikaların üretiminden yüzde 10 alınacak. Bunlan bir hesap ettiğiniz zaman 790 milyann çok üstünde rakamlar bulunuyorsunuz. Bunun üstüne perakende aşamada alınacak KDV benim için burada, bütçeye etkisi bakımmdan çok önemli değil, korkulacak niteükte değil. Tabii alınsa çok daha iyi olur ve alınmasını sağlamaya çalışacağız, ama ilk yılda bunu tam başaramazsak bu bizi sarsmayacak gelir yönünden. Gelirde bu artışı sağlayınca da harcamalarda, sizin demin değindiğiniz kısıntılara gerek kalmayacak.. Son sorum üretim, yani arz yönüyle UgUi. Bu açıdan 1985 yılında enflasyonu zorlayacak bir yetersizlik söz konusu olabilir mi? ERDEM Ben 1984 yüında üretimde gözlenen artışın 1985 yılında daha da fazla olacağını ve fiyat artışlarına herhangi bir menfi etki yapmayacağını tahmin ediyorum. Ve ben şunu da tekrarlayacağım, üretici, müteşebbis pazar bulabilirse iki vardiya yapar, uç varr diya yapar, üretimi arttınr. Tabii bunun yani sıra kapasite> i arttırma imkânlarmı, yatırımlan teşvik etmek de lazım. Bence müteşebbis kârlı gördüğü zaman her türlü tedbiri alıyor, tevsi de yapıyor, üretimini arttırıyor. BİTTİ DUNYA'dan "Petrol dışsatımında Üçüncü Dünya'ya öncelik tanıyın" BEYRUT (ANKA) Petrol thraç Eden Arap Ülkeleri Örgütü (OAPEC) petrol ve petrol ürünleri üreten ve satan ülkeleri Üçüncü Dünya Ulkelerine öncelik tanımaya çağırdı. Lübnan Arap Basın Ajansı'mn haberine göre, Kuveyt'te yapılan petrol endüstrisi paneUnde bir konuşma yapan OAPEC Genel Sekreteri Dr. All Attığa Körfez ülkelerinin ürettikleri petrokimya ürünleri ile ham petrolü, gelişmekte olan üçüncü dünya ulkelerine satarak, Batı ülkelerinin bu pazarlardaki egemenliğine son vermeleri gerektiğini savundu. Attığa konuşmasında aynca, petrol rafine ürünlerinin alım satımını kolayiaştırmak için üçüncü dunyaya açık bir Arap ortak pazannın da oluşturulmasını önerdi. Attıga, üçüncü dünya ulkelerine yönelik petrol boru hatlan ve taşımacılık projelerinin de hızlandınlması gerektiğini savunarak, "Yeni projeler, yeoi pazartar, yeni ticaret ortaklan Arap petrol iireticilerinin en çok gereksindiği şeylerdir" şeklinde konuştu. Kepez Elektrik sermayesini 540 müyon liraya çtkardı Kepez ve Antalya Havalisi Elektrik Santrallan T.A.Ş. 270 milyon lira olan ödenmiş sermayesini yönetim kurulunun aldığı bir kararla 540 milyona çıkardı. Sermaye arttınmından sağlanacak fonu Manavgat ve Kepez II elektrik santrallan ile Alanya şebekesinin tesisinde kullanacak olan şirketin kayıtlı sermayesi 5 milyar lira, düzeyinde bulunuyor. Türkiye Elektrik Kurumu'nun yüzde 43.6 ve Çukurova Elektrik A.Ş.'nin yüzde 26.6 ile en büyük pay sahibi olduğu şirket 1981'de yüzde 50, 1982'de yüzde 62.5 ve 1983 mali yılında da yüzde 50 net temettü vermişti. Sermaye arttınmından sonra yapılan hesaplamalara göre şirket 1985'te yüzde 75 ve onu takip eden 1986 ile 1987 yıllannda da yine yüzde 75 oranında temettü vermeyi planhyor. Şirketin bire bir oranındaki sermaye arttınmı için rüçhan hakkı kullanımı 11 nisana kadar Antalya'daki şirket merkezinden yapılacak. Rabak (ienel Kurulu Yılbaşından hemen sonraki günlerde şirket merkezinden gelen ve şirketin 1984 mali yılı temettü oranının yüzde 40 olacağı haberi üzerine piyasada tasarrufçular tarafından oldukça aranan bir kâğıt haline gelen Rabak Elektrolitik Bakır ve Mamulleri A.Ş.'nin genel kurul toplantısının yaklaştığı şu günler içinde 1984 yılı temettü oranının yüzde 30'a indiği haber alındı. 22 Mart 1985 gunü saat 15.30'da Sheraton otelinde yapılacak olağan genel kurul arifesinde şirketten gelen ikinci haberde ise, şirketin 1985 yılına iyi bir şekilde başladığı ve şu ana kadar yaptığı bağlantılarla bu yüı iyi bir kârla kapatabileceği belirtiliyor. Alman işsizlerinde azalnıa Ekonomi Servisi Batı Almanya'da işsizlik, şubat ayında bir ölçüde azalma gösterdi. Federal Işçi Ofısi'nin yayımladığı verilere göre şubat ayında, işgücünün yüzde 10.5'ini oluşturan 2.61 milyon kişi işsiz durumdaydı. Ocak ayında ise, işsizlerin sayısı 2.62 milyon olmuştu ve bu da işgücünün yüzde 10.6'sını temsil ediyordu. Ancak ocak ayında işsizlik rakamlannın 1953'ten bu yana en yüksek seviyeye ulaştığı da belirtiliyor. DOVIZ KURLARI Merkez Bankası doların esas kurunu 468 lira 56 kuruş olarak beliıiedı. Dövizin Döviz Efektif Döviz Efektif Alış Satış Alış Cinsi Satış 1 ABD Dolan 491.80 501.64 496.69 491.80 1 Avustralya Dolan 342.47 339.10 322.15 345.88 1 Avusturya Şilini 20.52 20.72 20.52 20.93 1 Batı Alman Markı 144.05 145.48 144.05 146.93 1 Belçika Frangı 7.17 7.24 6.81 7.31 1 Fransız Frangı 47.15 47.62 47.15 48.09 1 Hollanda Flonnı 127.34 128.61 127.34 129.89 1 jsveç Kronu 51.37 50.86 50.86 51.88 1 İsvlçre Frangı 170.83 169.15 169.15 172.53 100 İtalyan Lireti 23.14 23.37 21.98 23.60 100 Japon Yeni 187.93 189.80 178.53 191.69 1 Kuveyt Dinarı 1601.94 1617.88 1521.84 1633.98 1 Sterlın 523.13 528.34 523.13 533.59 1 S Arabistan Riyali 136.16 137.51 129.35 138.88 Yunanistan'ın dış açığı arttı Ekonomi Servisi Yunanistan'ın cari işlemler açığı 2 milyar 182 milyon dolara çıktı. 1983'te 1.87 milyar dolar olan Yunanistan'ın cari işlemler açığı böylece 1984 yılında yüzde 16.3 oranında artmış oldu. Bu artışın öncelikle petrole yapılan ödemelerdeki artıştan kaynaklandığı belirtiliyor. Yunanistan'ın dış ticaret açığı ise hemen hemen 1983 seviyesinde kaldı: 1983'te 5.38 milyar dolarlık dış ticaret açığı 1984'te 5.37 milyar dolar oldu. Yunanistan'ın ihracatı 1984'te 7.3 oranında arttı ve 4.4 milyar dolar oldu. EKONOMİ NOTLARI Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Kaya Erdem'le arkadaşımız Osman Ulagay'ın yaptığı görüşme bugün de sürdüğü için Ekonomi Notları'nı yann yayımlayacağız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle