17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎÎqT/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER dır. Dünya ikinci kez uluslar savaşıru yaşamaktadır. Yurdumuz 4 (dahası havadan da olduğu için S) yandan savaş yangmlarıyla çcvnlidir; her an bu yangının içine düşmek uzeredir. Üretici yüz binler sınır boylannda savaş ateşini izliyor, tüketici olmuştur. Geçingelerin (bütçelerin), tüm olanakların onlara çevrili olması zorunludur. Her alandaki kıtlık her yanda tüm olanaklan kısmış, kimilerini yok etmiştir. Ve bu sıkmtüar, zorluklar, çekinceler, bu kısıntılar yıUardır sürmektedir. Işte bu durum bu koşuüar içinde Yücel, milli eğitimin her alanmda hızlı atılımlar sağlamıştır. Milyonlar (bugünkü karşılıgı ile milyarlar milyarlar) bularak başardığı olağanüstü hizmetlerin, sağladığı gelişmelerin bir dökümünü yapmak sayfalar sayfalar sürer; hele onlann açıklanması kitaplar kitaplar tutar. Onlan ancak şu üç temel bölümde toplayabiliriz: fesörlerimiz, o büroda çalışan kiye Cumhuriyeti bir "Eğitim ve lardan kimileri büe bunu kav Ekin Devleti" olmuş o niteliği rayamamışlardır, böylelerini kazanmıştı. Eğitim siyasası (pogördük. Utikası) yalnız devletin, bakanGenbilgilikler; (lslâm, tnönü Uğın değil, tüm ulusun siyasası Türk, sanat ansiklopedileri), olmuştu. Başta Cumhurbaşkam sözlükler; hukuk, Türkçe Ismet Inönü, valiler, kaymaFransızca, Osmanlı deyimleri ve kamlar, öğretmenler, müdürler, terimleri, çeşitli bilim dalîanmn müfettişler, tüm maarif görevliterim sözlükleri...); dergiler; (il leri, bucak müdürleri, muhtarköğretim, güzel sanatlar, mesle lar, köylüler seferber olmuştu. Mustafa Necati'nin çalısma arki ve teknik öğretim, maarif vekâleti kültür bakanlığı, tercü kadaşlan, başta Hakkı Tonguç, me, tarih vesikalan, köy enstitü Rüştü Uzel ve ötekileriyle Yüleri, kadınev, Türkiye cumhu cel'in bakanhğmda o seferberlikriyeti maarifi...) pek çok çeşitli ler uygulanmıştı. yayınlar, tüm okullann kitaplaHasan Âli Yücel Atatürk'ün n, aydınlarda, gençlerde başla düşlerini uygulayan bakandı. yan okuma atıhrru. Atatürk'e doğrudan doğruya saldıramayanlar ona saldırdılar. SANAT ALAMNDA Bu, ulusumuzda büyük adam SEFERBERLtK yetiştirmeyi önleyen sözde ayAnkara Konservatuvan: (Biz dınlardı ki (toplumsal lösemi) dide başh başına bir başanh sefer yebilecegimiz, gerçek değer düşberlik oluşturdu. Dünya sanat manhğından ileri gelen bir hasçevrelerinde, bize alkış toplayan tahktır. Atatürk'ü unutturmak lar oradan yetiştiler.), tiyatrolar isteyenler, önce onu unutturma(yüksek sanat yapıüanmn sahne yı başardüar. Gerçek AtatürkçüEGtTtM VE YAYIN lenmesi), operalar, konserler, ler bunun aynmında (farkmda) ALANINDAKİ oratoryolar, Devlet Resim ve olmadılar ve değiller. O'na karSEFERBERLtKLERİ Heykel Sergisi, başka sergiler, şı olanlar kendilerince elverişli llköğretim seferberliği, köy müzeler, kitaphklar... Sanat ya hiçbir durumu (fırsatı) kaçırmadılar ve kaçırmıyorlar. egitimi seferberliği, halk eğitimi yınlan, Sanat Takvimi, Güzel seferberliği, teknik eğitim sefer Sanat Dergisi... vb. Yücel'in bakanlığından sonra berliği, ve meslek eğitimi sefergeçen şunca yıllarda onun zaberliği, öğretmen yetişürme se ÖZET VE SONTJÇ manmdaki ile ölçülemeyecekferberliği, yüksek öğretim seferBunlar Atatürk'ün özlemleri, berliği , sanat eğitimi seferberli istekleri idi ve gerçekleşiyorlar geniş elverişli koşullar içindeki dı, Atatürk yaşıyordu, çünkü is duraksamalar, gevşeklikler yavaşhklar, durgunluklar, onun Yayın alanında: S Mayıs tedikkri oluyordu. Cumhuri hizmet ve başanlanndaki olağa1939'da başlayan 1. Türk Neşri yet'in 10. yüındaki tarihsel söy nüstülüğü daha keskin ışıklann yat Kongresi'nin getirdiğj atüım levinde istediği: "...Ulusal eki aydınhklan ile ortaya koyduklan lar: 900'ü hazırlanan 531'i he nimia çağdaş uygariık düzeyinin gibi, yurdumuzun az gelişmişlik men yayımlanan klasikler (bu üstürte çıVaracagız..." kesin ka durumuna düşmesindeki düşünun için kurduğu Tercüme Bü rarının gerçekleşmesi oluyordu. rülmesindeki nedenleri de açıkrosu, Abbasi Halifesi Me'mun' Hem de yine O'nun istediği gi ça belirttiler. Ve görüldü ki, geun Bağdat'ta kurduğu Beytül bi: "...Geçmiş yozyıBann gevşe niş olanaklar içinde bir şey yaHikme'yi anımsatır) O, eski ça tici anlftyısına göre degil, yüzyı pamayan ve buna bahaneler buğın evrensel düşün yapıtlannı in lımızın hız ve devinim (hareket) lanlar cücelikleriyle bu yurdu azsanlığa kazandirdığı gibi, Tercü kavnunına göre" düşünülüyor gelişmişliğe, geriliğe düşüren germe Bürosu da eski, orta ve yeni du. çek etkenlerdir. her üç çağın evrensel düşün ya1935'ten, Saffet Ankan'dan Ve görüldü ki, destanlaşan pıtlannı ulusumuza kazandın •başlayarak, hele 1940'tan sonra yordu ve Darül Hikme'nin et Hasan Âli Yücel zamanında adam, olanaksız koşullar altınkisini yapacak, sonucunu sağla 1946'ya dek süren bu olağanüs da olanaklar yaratmayı bilen ve yacaktı. Acıkhdır ki, kimi pro tü atılımlar ve başanlarla Tür gerçekleştiren dir. 27 ŞUBAT 1985 Atatörkçü Eğitîıııî Gerçekleştiren Bakan Eğitim ve ekin (kültür) târihine Hasan Âli Yücel kadar gelişme ve atılımlar sağlayan bir başka bakan yoktur. Bir başka Örneği, benzeri bulunmayan bir bakandır o. Hele o yıllann Türkiye'si, ulusun ve dünyanın içinde bulunduğu olumsuz durumlar da düşünülürse başarısımn büyüklüğü daha iyi anlaşılır. PENCERE Rio Karnavali. Cumhurıyet, pazartesi günü birinci sayfasında iki buçuk sütun üzerine kocaman bir fotoğraf yayımladt; yan çıplak bir melez dilberi resimde güzelim bedenini sergiliyorâu. Rio karnavalı yeni bitmişti. 40 dereceyi bulan sıcaklıkta, içen, oynayan, vuruşan, sev'ışen, çılgıniaşan insanların şenliği; gündüzler ve geceler boyu sürmüş, düşüp kalkanfâr ve ölüp yaralananlarla 1985'in defteri de kapanmıştı. Birinci sayfanın ortalık yerinde, otuz iki dişiyle gülen Rio güzeiine baktım; Türkiye karakışın egemenliği altmda donarken, Brezilya yazın sıcağında yanıp kavruluyordu. • Brezilya güneşi neler görmüştü? Altın, kauçuk, kahve, kakao, şekerkamışı dönemlerini kat kat yaşayan bu talihsiz ülkenin acısını ve sevincini yalazıyla sıcaklaştırmıştı güneş; nice görkem, nice sefalet görmüştü. Brezilyalı çocuklarda toprak yeme alışkanlığı, eski Anadolu köylüsünü anımsatırdı. Besinsizlikten kıvranan çocuklar, mineral tuz isteklerinde büyüyen iştahlarını toprak yiyerek körletirlerdi. Zenciter, yertiler, köpekler için gümüş tasmalar yapılırdı. Görkemli, bereketli, şöhretli ziyafetler verilir; şölenin sonundagümüşten ve altından tabaklar, bıçaklar, çatallar sokağa savruiur, kristaller yere çalınır, çılgınlığın son kertesiyie sarhoşluk ufuk çizgisinde buluşurdu. Tanrmın büyük cömertlikle bağışladığı doğal zenginlikleri, köleleri çalıştırarak sömürenlerin ülkesinde; sıcak güneş, parayla çıldırmış insanların beyinlerini cızırdatırdı. Kakao kralları purolannı banknotlarla yakariar, kompradorlar metreslerine gümüşten saraylar kurarlar, çikolatayı örnründe görmemiş işçi çocuklannın babalarıyla anaları, kakao üretiminde altınterleriyle tarlaları sularlardı. Köle gibi çalışmanın bedeli aç kalmaktı. Efendilerin egemenliği, bu düzenin yeşil renkli üniformalarıyla kurulurdu. • M. RAUF tNAN Bütün dünyada geçmişte ve bugün Hasan Âli Yücel (ki dün ölümünün yıldönümüydü) kadar büyük ve geniş başanlarla ulusunun efcitim ve ekinine (kültürüne) hİ2met etmiş, atüımlar sağlamış bir Eğitim Bakanı olmamıştır. Eğitim ve ekin tarihinde onunki kadar gelişmeler, atıhmlar sağlamada bir örneği, bir benzeri bulunmayan, belki gelecekte de bulunamayacak bir bakandır o; hele o yülardaki ulusun ve dünyanın içinde bulunduğu alabildiğine olumsuz durumlarda!... Uluslararası, öraeğin Birleşmiş Milletlerce, ya da UNESCO'ca, hizmet ve başarılanna göre, ödüllendirikcek bir bakan aransa, Hasan Âli Yucel'le boy ölçüşecek tek kişi çıkamaz, bizim eğitim ve bilim cevrelerimiz, eğitimbilimi fakültelerimiz, kürsülerimiz, basınımız biı kadirbüirlik bilinciyle, unutturulmasıru önlemek için onun dönemini inceleyip, araştınp gerçekleri ve değerleri ortaya çıkanr, kamuoyuna kazandırrnak yükumlülüklerini yerine getirirlerse... Onun, arkadaşlanyla birlikte yetiştirdiği yüz binler, büinçle ve onlann yetiştirdikleri müyonlar, bilerek, onları gönül borcu ile (minnetle) anıyorlar ve anacaklardır. Onun ileride nasıl bir değer olacağıru, daha Istanbul Darülfünunu'nu (Üniversitesi'ni) bitirdiği gün Darülfünun Emininin retmenlerin gönüllerinde dört (Rektörünün) "felsefe şubesin ayn yer tutarlar. den çıknuş olanlann hiçbirinin gösteremedigi övgüye ve begeni ÖĞRirrMENLERtN ye değer başarüar ortaya koymuş GÖNÜLLERİNDE olmasıru" belirten şu tarihsel BAKANLARIN NtTELİKLERİ: belge açıklar: Darülfünunu Osmaniye Emaneti 1 Tümden unutulanlar, 2370/850 Fıkralaşanlar, Cbunlar gülünenHülasei meal (özet) ler, ya da kınlanlardır.) 3 SeviHasan Âli Efendi'nin taltifi lenler, 4 Destanlaşanlar. hakkmda Maarif Nazareti Destanlaşan iki bakan vardır: Cetilesine Mustafa Necati ve Hasan Âli Devletlu Efendim Hazretleri, Yücel. Bu iki bakanı öğretmen Edebiyat Medresesi Felsefe Şu gönüllerinde destanlaştıran özelbesi'nden bu sene lisans imtiha likleri araştmhnca nitelikleri şu nım âliyyülâlâ derece ile ikmal ve dört yönlerinde bulunur: bahusus şimdiye kadar Felsefe 1 Ozelükle halk için ve halka Subesinden mezun olanlann hiç inen, ulus bütününe yayılan eğibirinin gösteremediği şayanı tak tim ve ekini hızla geliştirme dir muvaffakiyetler ibraz eyle amaçlan, bu amaçtaki atıhmlamiş obnast hasebiyle medresinin n ve başanlan, güzide (fakültenin seçkin) mezu 2 öğretmenlere guven, saygı nu obnasına ve esasen Darülmu ve erinç (huzur) sağlamaları, allimini Âliye talebesinden bu3 Yeterli ve değerli olanları lunmasma nazaran Nazareti ce bulup onları görevlendirmeleri, lilelerince istihdamı tabii bulu değerleri yerinde kuUanmalan, nan 40 numaralı Hasan Âli geliştirmeleri, değerli bir kadro Efendi'nin iktidar ve mükteseba kurmalan, tı ilmiyesiyle mütenasıb bir me4 Tüm olanaksızlıklara karmuriyete veyahut muallimliğe ta şın büyük başanları ulusal eğiyini ile taltifi hususunda müsa timimize, ekiuimize sağladıklaadei aliyyei atıfaneleri şayan bu n engin gelişmeler, hem de o olalunmak babında emrü ferman naksız koşullar altında. Bu bahazreti men lehül emrindir. 19 kımdandır ki, Yücel'in bütün Temmuz 1337 dünyada bir benzeri yoktur. Darülfünunu Osmaniye Emini Onun bakanlık zamanı dünDoktor Besim ömer yanın en kansık, yurdumuzun Cumhuriyet'ten beri gelip geç en büyük sıkıntılar çekinceler miş Milli Eğitim Bakanlan, ög (tehlike) içinde bulunduğu yıllar EVET/HAYER OKTO AKBAL OGRENCl/OGRETMEN YÖNETEN MUAMMER TUNCER •k Eşim, temmuz 1984'te Borsa Yabancı Diller Yüksek Okolu'ndan mezun oldu. Dah» sonra okul dört yıla çıkanldı ve Eğitim Faküllesi adıoı aldı. Bunun üzerine eşim inübakını yapürarak bir zaman devam etti, ama çeşitli nedenlerle aynlmak zorunda kaldı. Şimdi ögrenmek istedigimiz şöyte: Okul üç yühk iken pedagoji dersleri yoktu. Dolayısıyla ögretmcnlik yapma durumu söz konusu değildir. Her ne kadar sonradan bu dunımdaki ögrenciler için bir kurs açüdıysa da, eşim bu kurslara da devtun edemedi. Ülkenin yabana dil ögretmeoine olan gereksinmesini de göı önüne alarak şu Bakanlar Gelip Geçer Bakan, Vekil, Nazır, Vezir... Büyük sorumluluk taşıyan bir görevi yüklenen kişi... Pek çokBakan gelip geçti daha pek çoğu da gelip geçecek... Bakanlık elbette ki önemli bir görevdir. Ama o görevi geregi gibi yerine getirebilmek koşuluyta... Saygınlık sağlar Bakanlık... Ama saygınlık yalnız büyük bir göreve seçilmekle elde edilemez. Kişilik ağır basmalıdır, etkinliğini duyurabitmelidir. Öyleleri vardır, yaşamtarı süresince her zaman 'Bakan olabilir' bir önem taşırlar, ama hiçbir zaman o göreve getirilmezler. Kimileri de 'Bakan olabileceği' kimsenin aklından geçmezken, bir de bakmışsınız gelmiş bakan oluvermiş... Yazgının böyle garip oyunlan vardır! Bizim çocukluk, ilkgençlik dönemlerimizde 'Bakan'lar görev yerlerinde uzun süre kalırlardı, bu yüzden onları herkes tanırdı, bilirdi. Bir Tevfik Rüştü Aras, bir Şükrü Kaya, bir Saraçoğlu, AU Çetinkaya, vb'ler yıllarca Bakanlık koltuğunda görev yaparlardı. 1960 sonrasını izleyen yıllarda Bakanlar öylesine çoğaldı, öylesine çoğaldı ki adlarını bilen, anımsayan kalmadı !.. Niceleri geldi, niceleri geçti, ama bugün anımsananlar kaç kişi? Milli Eğitim Bakanlarını gerçekten Türk Milli Eğitimine az çok katkısı bulunantan say derseniz Necati Bey, Dr. Reşit Galip, Saffet Ankan, Cemal Hüsnü, Hasan AU Yücel daha sonra İbrahim Okmen, Necdet Uğur akla gelir. Oysa daha kimler oturmadı bu Bakanlık koltuğunda? Son günlerde gazetelerde Bakanlarla ilgili birkaç olay yansıdı. Biri Milli Eğitim Bakanı Bay Dinçerler'in eskı CHP milletvekillerinden, İş Bankası Kültür Müşaviri, gazeteci İbrahim Cüceoğlu'na bir toplantıda sert çıkışması... Milli Eğitim Vakfı üyeleri toplanmışlar, o sırada biri 'dikkat' diye bağırmış, Bakan bey salona girmiş, herkes ayağa kalkmış niçin bilmiyorum, Bakanlar bir odaya, bir salona girince dikkat' çekilir mi? Topluca ayağa kalkılır mı? Böyle bir kural var mıdır? Cüceoğlu herhalde farketmediği için yerinden kalkmamış. Bakan bey 'Ayağa kalk' diye bağırmış. 'Devietin Bakanına saygı göster'... Öteki olay da Adalet Bakanı Bay Neçat Eldem'in Yardımsevenler Balosundaki davranışı... Bayan Özal'ın resmini çekmek isteyen fotoğratçıyı şu sözlerie uyarmış: "Semra hanımefendinin resmini arkasından çekmeyin, edepli çektn". Bu uyarının nedeni de şu; Bayan Özal'ın sırtında beline kadar açık bir giysi bulunması ve Bakan 'Sııtım fazla açık mı acaba?' diye sorması... Bay Bakan hemen koruyucu kesiliyor, gazetecileri 'edepli olmaya' çağınyor!.. Şu iki olay ibret vericidir. Bay Dinçerler, T.C. Hükümetinin bir Bakanıdır, bu niteliğinden ötürü saygı görecektir elbet. Bir Bakan toplantıya gelince ayağa kalkmak nezaket gereğidir. Ama itle de uyulması istenen bir kural, bir yasa değildir. Ustelik orda bir vakıf toplantısı yapılmaktadır,. Bir sınıf, bir okul, bir Bakanlık dairesi değildir orası... Yani ayağa kalkarak bakanı selamlamak zorunluluğu yoktur. Olsa oisa kişisel görgü gereği ayağa kalkılabiiir. Biri dalgınlıkla kalkmadı, Bay Bakanın onu 'Ayağa kalk' diye uyarması daha büyük bir saygısızlık sayılmaz mı? Bay Bakan bunu görmezlikten gelse daha iyi olmaz mıydı? Bay Eldem'in gazetecileri 'edepli fotoğraf çekme'ye çağıran seslenişi de aynı oranda yersizdir ve yanlıştır. Bayan Özal sırtı açık bir giysi taşıyorsa, bu onun bileceği bir şeydir. Fotoğrafvılar da baloya gelenlerin istedikleri açıdan resimlerini çekerler. Sırtı beline kadar açık bir giysi güzel bir şey değitse bunu önceden düşünmek gerekirdi. Oysa balo giysileri her yanı kapalı çarşaf değildirler. Bayan Özal da çağdaş bir bayan olarak en uygun giysiyle baloya gelmiştir. Öyleyse, Adalet Bakanına ne oluyor, Bayan Özal'ın sırtının çıplaklığını korumayı bir görev olarak neden üstlenmeye kalkışıyor? Önemsiz şeyler değil bunlar! Gülüp geçilecek şeyler değil! Bakan oldum diye herkesi kendinden aşağıda görmek, bu duygusunu sözlerle, davranışlarla belirtmeye kalkışmak o kişinin niteliğini gösterir. Bakanlık gelip geçici bir görevdir. Bugün var yarın yok. Önemli olan bu görev süresinde iyi izlenimler, anılar bırakmak... Pedagoji belgesi gerekli MEGSB'ye bağh okuüarın takvimi Zafer Bayramı: 30 Ağustos 1985 Cuma. Ortaokul ve ortaöğretim kurumlan, Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüleri ve bağımlı ve bağımsu pratik kız sanat okullan ile Mesleki ve Teknik Eğitim Projesi "METEP" uygulanan mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlannda öğretmenler kurulu toplantısı: 2 Eyliil 1985 Puartest. Kız Teknik öğretim bağımlı Pratik Kız Sanat Okullannda: Bölgesel özelliklere göre yeni meslek dallannın açılabilmesi için çevre araştırmalan ve yeni öğretim yılı ile ilgili hazırlıklann yapılmasr. 3 Eylül 1985 salı sababı başlar, 20 Eyiiil 1985 cuma akşamı biter. Atelye tertip ve düzeni ile atelyelerdeki makine ve araçlann bakım ve onanmlannın yapılmasr. 3 Eylül 1985 salı sabataı başlar, 20 Eylül 1985 cuma akşamı biter. Öğretim programlanrun getirdiği ders araçlannın hazırlanmasr. 3 Eylül 1985 salı sabahı başlar, 20 EylUI 1985 cuma Akşamı biter. 13 Aralık 1983 tarih ve 324 EĞT. ÖĞR. 1119/27702 sayılı mesleki eğitimin geliştirilmesi ile ilgili genelgedeki çalışmaların sürdürülmesi: 3 Eylül 1985 salı sabahı başlar, 20 Eylül 1985 cuma akşamı biter. Kız Teknik öğretim bağımsız Pratik Kız Sanat Okullannda 52. maddenin (b) fıkrasındaki çahşmalann sürdürülmesi: 3 Eylül 1985 salı sabahı başlar 13 Eylül 1985 cuma akşamı sona erer. nu ögrenmek istiyorum: Bu durumda eşim öğretmen olabilir mi? OJamıyorsı» pedagoji belgesi alabilmesi için ne yapmalı? CEMİL ÖZÜER ÎSTANBUL • Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nca saptanan bugünkü koşullara göre, pedagoji belgesi olmayan yükseköğretim çıkışhlann kadrolu öğretmenüğe atanmaları olanaksız. Bu durumdakiler ortaokul ve ortaöğretim kurumlannda ancak ücretle ders okutabilirler. Pedagoji belgesi, belirli zamanlarda eğitim fakültelerince düzenlenen kurslar sonucunda verilmektedir. Brezilya nüfusunun yüzde 95'i Katoliktir. İnsan sevincini dışlayan; bedenini yoksayan; her türlu eglenceye, çılgınlığa ve hayata karşıt görünen; evlenmeyi kutsayıp boşanmayı bile yasaklayan bu mezhep, sıcak ülkelerın güneşinde rengini mi değiştirmiştir? Brezilya; zencisiyle, kötesiyle, yerlisiyle, göçmeniyle, beyazıyla, meleziyle yüzyıllar boyu karışa karışa, yoğrula yoğrula, nasıl bir toplum oluşturmuştur? Çoğu ülkede insanların inançlarına bakıldığında, yerbilirrv deki kesitlerde izlenen kat kat zamanlar gibi üst üste yığılmış görenek ve geleneklerle, sonradan zorlana zoıiana pekişt'ırilmiş mezhepler ve dinlerin ekose kumaşı göze çarpıyor. Brezilyada, Kristof Kolomb Amerika'ya adımını atmadan yaşayan insanlar vardı. Bunların suçu; tekerleği, atı, demiri bilmemelerinden kaynaklanıyordu. İnançlan, imanlan, töreleri, hayatları vardı. Afrika'dan Brezilya'ya taşınan zenci köleler de Katolik değillerdi. Egemenlerin dini olan Hıristiyanlığı benimsedikten sonra bile eski ilahileri, ezgıleri, yakarışlan ve türkülerini yeni kurallarla uzlaştırdıtar; eski tannlarını yeni tanrılarla bağdaştırdılar. Bu renkli mi renkli dünyanın akvaryumunda acılar içinde yaşarken, geçmişin mutlu günlerinden süzülüp gelen sevinçlerini yitirmediler, umutlarını korudular, oynadılar, dans ettiler, söylediler. Baskı ve sömürü büyüdükçe, şenliklerin çılgınlığı da yoğunlaşıp büyüdü. •*• İnsanları sömürü düzenlerinin sunaklannda kurban etmeyi görenekleştiren toplumlarda, şenlik, karmaşık duyguların dışavurumudur. Rio de Janeiro'nun her yıl 40 derecede çılgınlaşması bundan... Bir gün gelecek, Brezilya'da insanlar gerçek mutluluğun şenliğinde el ele oynayacaklar; o zaman karnavallann ardından, savaş meydanındaki gibi ölülerin ve yaralıların dökümü yapılmayacak. 'Seni düşünmek" ezginin günlugu BAŞAK SIGORTA 25. yıl ilkokul öğrencileri resim yanşması Başak Sigorta A.Ş. Kunıluşunun 25. yılı nedeniyie ilkokul öğrencilerine küçük yaşlardan itibaren geleceği düşünmeyi, muhtemel olaylara karşı önlem alabilmeyi aşılamak amacıyla "StGORTAMN YARARLAR1" konulu resim yanşması düzenlemiştir. # Yanşmaya bütün şehir ve köy ilkokul ögrencüeri katılabilir. • Yanşma koşullannı içeren şartname, Şirketimiz Genel Müdürlüğü, Ankara, tzmir ve Adana şubeleri ile tüm T.C. Ziraat Bankası şubelerinden temin edilebilir. ÖDÜLLER Yanşmada başan ödülü alacak resimlerin her birine 40.000. Tl. Mansiyon verilenlerden ilk on resmin herbirine 10.000. TL Sonra gelen onbeş resrnin herbirine 5.000. Tl. verilecektir. Sanat öğretmenleri teknik personel kapsamuıa ahtınıah ACI BtR KAYIP Merhum Mederü tz ve merhume Rengin tz'in kızlan, Piraye Iz'in kardeşi PERİDE İZ * Meslek liselerinde görev yapan Erkek Sanat ve Yüksek Teknik Öğretmen Okulu çıkışlı öğretmenleriz. Yeüştirdigimiz ögrenciler endüstri meslek liselerinde, bizteru yanında yardımcı eleman olarak görev almaktadırlar. Teknisyen unvanı ile görev alan endüstri meslek lisesi mezunlan teknik personel yan ödemesinden yarartanmaktadırlar. Bizler, endüstri meslek Usesinin üstüne iki ya da dört yıl daha mesleki eğitim gördügümüz halde, teknik personel kabu) edilmiyoruz. Bu dunım bizim için önemli bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Bizimle aynı eğitim ve ogretimden gecmiş olan arkadaşlanmızdan ve öğrencilerimizden çok daha düşük aylıkla çalışmak zorunda kalıyoruz. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı sorunumuza bir çözüm getiremez mi? 26 Şubat 1985 Salı günü vefat etmiştir. Cenazesi 27 Şubat 1985 Çarşamba (Bugün) günü, öğle namazım müteakip Bebek Camii'nden kaldırılarak Yıldız Yahya Efendi Mezarlığı'na defnedilecektir. AİLESt Pazarlama ve Montaj Direktörlüğünde görevlendirilmek üzere TELETAŞ ERKEK SANAT, YÜKSEK TEKNtK ÖĞRETMEN OKULU MEZUNU ÖĞRETMENLER MÜHENDİSLER ve MONTAJ ELEMANLARI ARIYOR • Mühendislik Faküllesi; ElektronikHaberlesme bölümünden mezun oltnak. • Askerliğini tamamlamış ve seyahate engel hali bulunntamak. tngilizce bilgisi ise tercih sebebidir. Montaj elemanları için ön koşullar: .Mühendisler için ön koşullar:. SEKRETER ARAMYOR Daktilo bilen, îngilizce yazışmaları yürütebilecek sekreter aranıyor. Tel: 146 93 31 148 55 86 tMRALl YARI AÇIK ÇEZAEVİ İŞYURDU MUDÜRLUĞU'NDEN Cezae\imiz İşyurdu Konserve Atöiyesi'nin ihtiyacı olan aşajıda cins ve miktarı yazılı Kufşun ve Kalay, Utanbut Mısır Çarşısı No: 86 Eminönü adresindeki lnibat Büromuzda 4.3.1985 günu saat tS.OO'te Kapalı Teklif usulü ile saıın alınacaktır. 1 İsıekliler yukarıdaki adresıen geniş bi\gi alabilirler. 2 Postada geciken ıckliflcr dikkate ahnmayacaknr. 3 Kurımıumuz Devleı Ihale Kanunu'na tabi değildir. MALIN ClNSl 1 Kalay 2 Kurşun (ÇUBUK) MİKTARI 300 Kg. 300 kg. Rcsimler 5 Nisan 1985 tarihinc kadar Başak Sigorta A.Ş. "İlkokul öğrencileri Resim Yartşmast" Halâskârgazi Cad. No. 15 Harbiyeİstanbul adresine postalanmah veya elden teslim edümelidir. Yanşmanın Seçıci Kurulu asağıdaki kişilerden oluşmaktadır. Mustafa ASUER A>tıan BAŞOĞLU Kâzım BtLGlÜ Nazan ERKMEN Mengu ERTEL Gürol SÖZEN Sufta TANALTAY (Marmara üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Uygulamalı Sanatlar Bölüm Başk.) (Ressam, öğretmen) (Grafiker Ressam) (Boğaziçi üniversitesi Okutmanı, Ressam) (Grafik Sanatçısı, Sanat Yönetmeni) (Ressam, Sanat Yönetmeni) (Psikolog) •k Endüstri ve motor meslek liselerinde, ozelükle döner sermaye kapsamında yapılan calışmalar, doğrudan doğruya üretim etkinlikleridir. Bu alanlarda görev yapan öğretmenler de, eğitici olmanın yanısua teknik eleman durumundadırlar. Öbür kamu kuruluşlannda çalışan Erkek Sanat ve Yüksek Teknik Öğretmen Okulu mezunları teknik personel kabul edildiği halde, MEGS Bakanlığınabağlı meslek liselerinde üretim alanmda görev yapan öğretmenlerin teknik personel kapsamına abnmaması, kammızca açıklanması güç bir haksızlıktır. Bakanhğın konu üzerinde önemle duracağını umuyoruz. • Sanat Okulu veya Endüstri Meslek Lisesi; Elektrik, Elektronik böliimü mezunu olmak: • Seyahate engel hali bulunmamak. Askerliğini yapmış olmak, kuranportör, mültipleks ve radyolink sistemleri, bakım işletme ve montajında tecrübe sahibi olmak ise tercih sebebidir. Mümtaz Zeytinoğlu 200 U a . Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad 39/41 Cağaloğlu / Istanbul ULUSAL SANAYİ BAŞVURU. Gizli tutulacak. Başvurunuzu şahsen veya fotoğraflı kısa özgeçmişinizi içeren mektupla adresimize yapmanızı bekliyoruzTELETAŞ Endüstri tlişkileri Müdürlüğü Alemdağ Caddesi ÜmraniyeÎSTANBUL TELETAŞ TELEKOMÜNİKASYON EMDÜSTRİ TİCARET A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle