27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ŞUBAT 1985 EKONOMİ CUMHURİYET/9 ABDTürkiye tekstil anlaşmasında pürüz WASHINGTON, (a.a) Türkiye ile ABD arasında bugün Washington'da imzalanması beklenen ikili tekstil anlaşması metinlerinin kaleme almması sırasında görttş aynJıklan çıktı. Uzlaşma sağlanmayan konular arasında, Türkiye'nin ihracatçılara uygulamaktan vazgeçeceği sıibvansiyonun kapsamı da yer alıyor. Türk tarafı, yalnız ABD Ue yapılan tekstil ihracatında sübvansiyon uygulanmayacağını bildirirken, ABD bunun, Gatt Anlaşması'na taraf olan tiim ülkelerle yapüan ticarette kaldınlmasını talep etti. öte yandan, sübvansiyonlann kaldırdma tarihi konusunda görttş birhgine varıldı. Amerikalı yetkililer, Türkiye'nin sübvansiyon uygulamasını kaldınnası ve anlaşmaya vanknası halinde, tekstil ihracatında Türkiye'ye "anlaşmah ülke" statüsü tanınacağını söylediler. ANKARA, (a.a.) Piyasadaki para miktarının gerüemesi devam ediyor. Şubat ayının ikinci haftasının sonunda piyasadan çekilen 39 milyar 227.5 milyon lira ile emisyon hacmi 948 milyar 938 milyon lira oldu. Emisyon hacmi, 1 Şubat tarihinde 998 milyar 339 milyon lira ile yılın en üst değerine ulaşmıştı. 815 şubat tarihleri arasında bankalar, Merkez Bankası'na 83 milyar 168 milyon lira munzam karşıhk yatırdılar. 1984 yılının sonuna göre, 233 milyar 660 milyon lira artan munzam karşılıklann toplamı 15 şubat günü, 1 trilyon 159 milyar 72 milyon liraya ulaştı. Hazine, günlük nakit ihtiyacmı Merkez Bankası kaynaklanndan giderme eğilimini sürdürüyor. Şubat ayının ikinci haftasında Hazine'ye Merkez Bankası tarafından 10 milyar 347 milyon liralık kısa vadeli avans açıldı. Bu miktarla birlikte yılın ilk 49 gününde Merkez Bankası'ndan Hazine'ye verijen kısa vadeli avans miktan 184 milyar 865 milyon lira düzeyine çıktı. TURKIYE'den •• • 11 milyar dolara yaklaşan ithalat tehlike sinyali veriyor tthalattaki patlamaya dikkat! Cumhuriyet tarihinde ilk kez geçen yıl ithalat 10 milyar doları aştı ve rekor kırdı. Ithalatm doların en güçlü olduğu 1984 yılında ani bir artış kaydetmesi dikkat çekici bir gelişme olarak yorumlanıyor. Ekonomi Servisi Türkiye'de "ihracat patlaması"ndan o kadar çok söz edildi ki, ithalatın sesi duyulmaz oldu. Oysa ithalat geçen yıl gerçek bir "patlama" yaptı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez ithalatımız 10 milyar doları aştı ve rekor kırdı. DİE'nin geçici verilerine göre geçen yıl ithalat 10 milyar 704 milyon dolar olarak gerçekleşti. ithalat artışının özellikle son aylarda büyük bir tırmanış yapması dış ticaret açığının geleceğine ilişkin kuşkulan da yeniden gündeme getirdi. 1971 yılında ithalatın ilk kez 1 milyar dolan aşması ve 1 milyar 171 milyon dolar olması o dönemin ilgililerini hem sevindirmiş hem de tedirgin etmişti. Sevindirmişti, çünkü Türkiye ekonomisi hızlı bir büyüme gösteriyordu. Üzmüştü, çünkü ithalat artışı giderek ihracattaki artışı geride bırakıyor ve döviz ihtiyacı büyüyordu. Bu tedirginligın giderek attığı ve 1977 yılında en yüksek düzeyine çıküğı gözlendi. Sözkonusu yıl ithalatı 5.8 milyar dolara ulaşan Türkiye'nin dış ticaret açığı da 4 milyar dolan aştı. Yani dış ticaret ithalatın dörtte üçü kadar açık verdi. Işte bu tıkanma sonucunda yaşanan döviz darboğazıyla ithalat ilk kez 1978 yılında düşüş gösterdi. 1980 yıhndan sonra ihracatın ve döviz olanaklannın artması ithalatın yeniden büyüme eğilimine girmesine yol açtı. Bununla birlikte ihtalattaki yasal sınırlamalar ve uygulanan sıkı para politikası nedeniyle düşen yatınm eğüimi ithalat artışını sımrladı ve 1982 yılında ithalat yeniden geriledi. Ama 1984'te ise özal hükümetinin aldığı liberasyon karannın da etkisiyle ithalatta ani bir sıçrama görüldü. 1983 yılında 9.2 milyar dolan biraz aşan ithalat, 1984 yılında 1.5 milyar dolar arttı ve 10 milyar dolan geçerek 11 milyar dolara dayandı. Böylece ithalaümız 13 yılda 10 kat büyümuş oldu. Doların özellikle geçen yüki değer artışı göz önüne alındığında ithalat artışının ne kadar çarpıcı olduğu daha da iyi anlaşılıvor. 1980'li yülann başındaki nispeten güçsüz doların değeri esas almarak yapılan hesaplamalar, bu yılki ithalatın o dönemin 14 milyar dolarhk ithalatına eş değer olduğunu ortaya koyuyor. Bu artışın nedenlerini şöyle sıralamak mümkün: • Dışa bağımlı sanayide son iki yıldır önemli bir üretim artışı gerçekleşti. EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY 1970'den bu yana Türkiye'nin dış ticareti (miiyon dolar) İthalat f tı. Buğday, beyazpeynir ve son olarak da zeytinyağı bunun en çarpıcı örnekleri. İthalatın aşırı düşük bir kur politikası ortamında bu derece artması gelecek açısmdan endişe verici olarak yorumlanıyor. lç talebi canlandıncı bir büyümeye ve daha esnek bir kur politikasına geçilmesi durumunda ithalatın tüm dengeleri sarsacak biçimde artmasından korkuluyor. Bunun yanı sıra, ithalatta yıhn son aylannda behren amş hızı da dış ticaret dengesi açısından ürkütücü bulunuyor. Aralık ayında 1 milyar dolan aşan ithalatta aşın efilimin sürmesi durumunda geçen yıl 3.5 milyar dolan aşan dış ticaret açığının 1977'li yülarda olduğu gibi yeniden 4 milyar dolarlara tırmanması hiç de "sürpriz" sayılmamalı. Bu durumun ise dış borç ödemelerinin yoğunlaşuğı bu yıllarda Türk ekonomisinde yeniden döviz darboğazı olayıru gündeme getirmesi şaşırtıa olmamalı. Özal'ın En Büyük Başansı: Düşük Ücret Cenneti Türkiye Bu hafta Ankara'ya gelmesi beklenen IMF heyetinin gündemindeki sorular aşağı yukarı belli gibi. Basına yansıdığına göre IMF heyeti öncelikle şu üç konuda Özal yönetimine soru yöneltecek: (1) Bir yandan KDV'yi uygularken ve ocak rakamları ortadayken enflasyonu nasıl yüzde 2 5 e indireceksiniz? (2) Bütçe açığını nasıl ve ne kadar kapatabileceksiniz? (3) Enffasyonu ve bütçe açığını sınırlamaya çalışırken yüzde 5.5 büyüme hızını nasıl gerçekleştireceksiniz? IMF heyetinin yılın son ayiarına ait dış ticaret rakamlannı gördükten sonra, "dış ticaret açığınız yılın son aylarındaki temposuyla büyümeye devam ederse ne yapacaksınız", sorusunu sormasına da hiç şaşmamak gerek her halde. IMF'nin bu dört soruyu sormak gereğini duyması neyin göstergesi? IMF bugün "en terbiyeli çocuğu" Türkiye'ye bu sorulan sormak gereğini duyuyorsa demek ki ortada "ciddi bir durum" var. Ekonominin genel gidişatı ve temel dengeleriyie doğrudan ilgili bir "ciddi durum. "Özal ekonomisinde işlerin pek de tıkırında gitmediğini gösteren bir "ciddi durum." Enflasyon cephesinde kim ne derse desin yüzde 25 hedefi zaten çoktan hayal oldu. Bu gidişle yuzde 35'i tutturmak "çok büyükbaşarı" sayılacak, yüzde 50 ise kimseyı fazla şaşırtmayacak. Enflasyon hedefi tutturulamayınca dolar kuru hedefini tutturmanın ve bütçe açığını istenen ölçüde sınırlamanın olanaksızlaşacağı da ortada. KDV'nin vergi hasılatına ilk yıldaki kalkısı ne olur, henüz bilinmiyor ama 1985 yılının hatırı sayılır bir bütçe açığıyla kapanması ve bunun da bir kez daha enflasyonu beslemesi olası görünüyor. Hükümet, enflasyonu ve bütçe açığını sınırlamak için gerçekten çok cesur davranarak her şeyi iktidardan düşmek dahilgöze alır ve çok daraltıcı maliye ve para polrtikalan uygulamaya başlarsa yüzde 5.5 dolayında bir büyüme hızını tutturması hayal olur. Yüzde 5.5 hedefini tutturmak için çaba harcanırsa, bu kez enflasyon ve bütçe açığı hedeflerinin yanı sıra dış ticaret hedeflerinin tutturulması da güçleşir. 1984 yılının son aylannda dışsatım artışlan ciddi biçimde yavaşlamaya başlarken dışalımın hamle yapmaya başlaması, Türkiye'nin büyüyen dış ticaret açığı sorunuyla yeniden haşırneşir olabileceğini gösteriyor. Bütün bunlar Özal ekonomisinin gerçekten çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Bunlara karşıhk 1980'den bu yana süren uygulamanın sorumlusu olan Sayın özal'ın hemen herkesin kabul ettiği bir "büyükbaşansı" var. IMF'nin, OECD'nin, yabancı bankacıların çok takdir ettiği bu başarı ise Türkiye'nin işçi ücretleri açısından dünyanm en cazip ülkelerinden biri haline getirilmiş olması. Bakın geçen hafta ülkemizde bulunan American Express Bankası Başkan Yardımcısı George Carmany arkadaşımız Meral Tamer'e Türkiye'nin avantajlarını anlatırken neler söylemiş: "Güçlü bir işgücünüz ve ender rastlanabilecek ölçüde geniş doğal kaynaklarınız var. işçi ücretleriniz yakın zamana kadar Asya ülkelerininkinden yüksekti. Bu nedenle de mallannızın dış dünyada rekabet şansı yoktu. Ancak şimdi işçi ücretlerinizin Asya ülkelenndeki işçi ücretferinin altına düşmüş olması, maHannızı dünya pazariannda rekabet edebilir hale getiriyor. Asya ülkelerinin kalkınmaları hızlandığı için işçi ücretleri belli bir standarda oturdu. Bu nedenle sanınm Türkiye'deki işçi ücretleri Asya ülkelerindekilere oranla gerilemesini sürdürecek ve bu gelişme dış pazarlarda rekabet şansınızı daha da artıracak..." Şubat ayı başında Türkiye'yi ziyaret eden İngiliz Ticaret Heyeti'nin Başkanı Michael Turner'in, "Türkiye'de işçi ücretleri öyiesine düşük ki yüksek enflasyon yabancı sermayeyi etkilemiyor", yolundaki sözlerı de aynı doğrultuda söylenmiş sözlerin bir başka örneği. Sayın Özal'ın bu konudaki başansı tartışmasız. 24 Ocak 1980'den bu yana geçen beş yıl içinde Türkiye, dünyada işçi ücretlerinin en düşük olduğu ülkeler arasına girmiş. Bu bakımdan yabancı sermayenin ilgisini çeken bir ülke olmuş. Bir de şu enflasyonu ve ona bağlı olarak devalüasyonu yabancılar için bile makul sayılabılecek bir düzeye oturtabilse. Bunu yaparken büyüme hızını yüksek tutup iç pazannı da biraz genişletebilse. Bakın o zaman yabancı sermaye nasıl akmaya başlayacak Türkiye'ye. Öyle bu yılın ocak ayındaki gibi ayda 10 milyon dolarlık değil 100 milyon dolariık, 200 milyon dolarlık giriş izni isteyecek. Bu hayalleri bırakıp gerçeğe dönersek ne görüyoruz? Çeşitli yöntemlerle, sendikal hareketin geriletildiği ve ücretlerin sınırlandınldığı ülkelerde bunun sağladığı sermaye birikimi olanakları özel sektörce yeni yatınm atılımlarına kaynaklıketmiş. İşçi kesiminin özverisi hiç değılse gelecek için iş sahası demek olan yatırımlara. yeni üretim potansiyeline dönüşmüş. ABD'de böyle olmuş, İngiltere'de böyle olmuş, Hollanda'da böyle olmuş. Ya Türkiye'de? Türkiye'de bir yandan işçi ücretleri, demokrasiden nasibini pek alamamış Asya ülkelerindeki düzeyin altına indirilirken diğer yandan özel sektörün yatınm şevki bir türlü canlanmamış. Düşük ücretlerin sağladığı birikim olanakları çarçur edilmiş. Büyüyen işsizliğin çözümü için gerekli adımlar atılamamış; refahı artıracak, dışsatıma yeni ufuklar açacak yatırımlar güdük kalmış. Son beş yılın en büyük "başansı" bu mu acaba? Emisyon, 949 milyara indi PTT bu yıl 250 milyarlık yatınm gerçekleştirecek BURSA, (Cumhuriyet) Ulastırma Bakanı Veysel Atasoy 1985 yıb yatınmları için 138 milyar lira aynlan PTT'nin zamlardan sağlanacak gelirle yıl içinde toplam 250 milyarlık yaürım gerçekleştireceğini bildirerek "PTT 5 yıl sonra zam yapan bir kuruluş degil kaynak Veysel Atasoy: Tekirdağyaratan bir müessese haline gdccektir" dedi. Bazaar Inter Adapazan yolu 198S 'e dek bitirüecek. aational dergjsinin "Türkiye'de Büyük tşletmeler" konulu seminerinde konuşan Atasoy KÎT'lerde ilk saptanan hastalığjn kaynak israfı olduğunu bildirerek şunları soyledi: "Daha öoce giinde 4 saal çalıştmlan THY uçakian 8 saat çalıştınlarak işletme 20 milyan aşkın kâr elde etti. Dış piyasada rekabet için darbogazlan gidenneye çalışıyonız. Sivil pflot yetiştirümesiııe agırlık verecegiz." Ulastırma Bakanı bu yıl 167 sayısal telefonla birlikte toplam 600 yeni telefon verileceğini, 110 yerleşim merkezinin otomatik haberleşme olanağına kavuşacağını belirtti. Yapımı planlanan İkinci Boğaz Köprüsü ile birlikte TekirdağAdapazan arasında 6 seritli bir otoban yoluDun yapımının da 1988 yüına dek bitirlmesini planladıklannı söyleyen Ulastırma Bakanı, otobanın daha sonra AnkaraAdana yönünde uzatüacagını, Ulastırma Ana Planı değişiklik çalışmalannın sürdüğünü söyledi. • İhraç edilen malların içinde ithal malı girdisi yüksek olanlann payı oldukça fazla. Bu nedenle ihracat arttıkça ithalat da artıyor. • İthalatın libere edilmesiyle özellikle tüketim mallan ithalin de önemli bir patlama oldu. Geçen yıl tüketim malı ithalatırun 3 kat artarak 700 milyon dolan bulduğu sanılıyor. • Daha önceleri Türkiye'de üretildiği gerekçesiyle ithal edilmeyen birçok mala ithal izni çık Dizel motor kavgası büyüyor İthalata karşı çıkan Odalar Birliği, hükümetin karan gözden geçirmesini istedi Mehmet Yaxar: Kararın bir daha gözden geçirilmesinin sadece maddi açıdan değil, hür demokratik rejimin ve serbest rekabet sisteminin guçlenmesi açısmdan da büyük faydası olacağma inamyorum. Eleştiri: Her türlü dizel motor ve araba, benzinliden daha ekonomik değildir. Kolay adapte edilemez. Tamir ve yedek parça açısından birtakım sorunları beraberinde getirir. Bugünkü benzin motorin fıyat dengesi korunamaz. Ekonomiye verilecek zarar dalgalannın önlenmesi mümkün olmayacaktır. Hükümete soru: Adaptasyon yoluyta dizelleşmekte neden ısrar ediliyor? tthalat için neden aceleci davranümıştır? Başbakan yanlış bilgilere dayanarak bir açıklamada mı bulundu? Konu politik hale mi gelmiştir? Yetkiiilere yanlış bilgiler mi verilmektedir? Odalar Birliği Baskanı Yazar. ANKARA (Cumhuriyet Bürostı) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, taksilere dizel motorları takılmasına karşı çıktı. TOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yazar bu konuda hazırlanan bir raporda, "Hükümetimizin karannı bir daha gözden geçirmesinin ve taraflarla diyalog yolunu denemesinin sadece maddi açıdan değil, hür demokratik rejimin ve serbest rekabet sisteminin guçlenmesi açısından da Türkiye'ye büyük faydası olacağma inamyorum" dedi. Rapor, Başbakan Turgul Özal'ın "Taksilerde dizelleşmenin ithalat yolu ile yapılacagı" şeklindeki açıklamasından sonra hükümet temsilcisi, dizel motor üreticileri, otomobil yapımcıları ve Şoför Dernekleri Federasyonu temsilcileri ile yapılan ortak toplantı sonunda hazırlandı. Hükümetin "dizellestirme" politikası şu noktalardan eleştiriliyor: • Her türlü dizel motor ve araba benzinli motor ve arabalardan daha ekonomik değildir. • Benzinli arabalara her dizel motor kolayca adapte edilemez. • İthal dizel motorları tamir ve yedek parça açısından birtakım sorunları beraberinde getirir. • Bugünkü benzin motorin fiyatları arasındaki denge motorin tüketiminin artması nedeniyle korunamaz. Raporda aynca, Türkiye'de benzinli araçlara adapte olacak nitelikte yerli bir dizel motorun halen üretilmekte olduğu, başka bir dizel motor üretimine yıl sonunda baslanabilecegi, araba üreticilerinden birisinin 1986'dan itibaren yerli dizel oto üretmeyi tasarladığı, üçüncüsünün de konuyu halen incelemekte olduğu belirtildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, raporunda, aynca hükümetin şu sorulara yanıt vermesini istiyor: • Hükümet neden adaptasyon yoluyla dizelleşmekte ısrar etmektedir? • Hükümet neden ithalat konusunda çok aceleci davranmaktadır? • Hükümet neden konuya açıkhk getirilmesine katkıda bulunmak istememektedir? • Sayın Başbakan konuyu fazla incelemeden veya yanlış bilgilere dayanarak bir açıklamada mı bulunrauştur? • Ok yaydan fırladığı için, konu ekonomik olmaktan çıkıp politik hale mi gelmiştir? • Sanayi ve Ticaret Bakanlıgı'nın alt düzeydeki teknisyenleri yetkiiilere yanlış bilgiler mi vermektedir? Raporda ayrıca şu görüşe de yer verildi: "Hükümetin ilk yapması gereken iş, tnart ayında başlatılması düşünülen ithalatı mutlaka ertelemesidir. Çünkü bir kere bu karar uygulanırsa, ekonomiye verilecek zarar dalgalannın önlenmesi mümkün olmayacaktır. Butün bunlardan sonra, şayet dizelleşmenin gerekliligi ve faydası konusunda ısrar ediliyorsa, orijinal arabaiarla dizelleşme ve daha sonra da raotorları eskimiş olan yerli arabaların adaptasyon yoluyla dizelleşmesi imkânları aranmalıdır." İthalat belgelerinin vize süresi ANKARA, (ANKA) Ithalatçıların ellerinde bulundurdukları ithalat belgelerinin 2 yülık vize süresi 28 şubat perşembe günü sona eriyor. Daha önce iki kez uzatılan vize uygulama süresinin perşembe günü sona ermesi nedeniyle, ithalatçıların vize işlemlerini yaptırmaları için belirtilen tarihe kadar Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı Değerlendirme Dairesi Başkanlığı'na başvurmaları gerekiyor. İthalatçıların, ithalat belgesiyle birlikte 19851986 yılları için yatıracakları vize harcına ait makbuz ve ithalatçı belgesinin aslı ile başvurmalan isteniyor. Çimento ihracmda % 100'lük artış ANKARA, (a.a.) Türkiye'nin 1985 yılı ocak ayında gerçekleştirdiği çimento ihracatı, geçen yıhn aynı ayına oranla yüzde 100 arttı. TÜrkiye Çimento Müstahsilleri Birliği'nden alınan bilgiye göre, ocak ayında yapılan 191 bin ton çimento ihracatı karşıhğında 4,5 milyon dolar döviz girdisi sağlandı. Geçen yıhn ocak ayında ise, 2 milyon 870 bin dolar karşılığında 98 bin ton çimento ihraç edilmişti. Çimento ihracatımn yıl sonuna kadar 4 milyon tona ulaşması bekleniyor. Yetkililer, çimento ihracından elde edilecek döviz gelirinin 50 milyon dolar olarak öngörüldüğünü belirttiler. Türkiye'nin 1984 yılında toplam çimento ihracatı 1,9 milyon ton olmustu. DUNYA'dan Ekooomi Servisi Batı Almanya'nın Merkez Bankası Bundesbank, 12.9 milyar marklık (3.9 milyar dolar) kârı ile rekor kırdı. Belirtildiğine göre, Bonn, Bundesbank'ın bu ölçüde büyuk bir kâr yapmasını beklemiyordu. 12.9 milyar marklık Bundesbank kân, tahmin edilenden sadece 400 milyon mark daha fazla. Yasa gereği hükUmet rezervlerine gidecek olan Bundesbank kânrun büyük bölümü, dolar üstüne yapılmış olan yatınmların faizlerinden kaynaklanıyor. SERMAYE PIYASASENDAN Alman Merkez Bankası kâr rekoru kırdı Dünyu borsalarında geçen hajta Hafta ortasında, ABD Merkez Bankası Başkam Pual Volcker'in, 19851986 malı yılında Merkez Bankası'nın izleyeceği para politikası konusunda yaptığı açıklamalarından sonra, piyasalarda para arzının darattılacağı ve faiz oranlarınm düşürülmesi yönünde izlenen genişlemeci politikamn terkedileceğine ilişkin beklentiler özellikle ABD'de tahvil fiyatlan yüzde 1.5 kadar düşerken, hisse senedi piyasasında önemli bir gehleme görülmedi. NEW YORK BORSAS1 Geçen hafta fazla bir hareketlilik göstermedi. Haftaya 1282'yle başlayan Dow Jones endeksi, bir ara IBM'nin 1985 yılı programını açıklaması nedeniyle 1283'e kadar yükseldiyse de daha sonra yeniden 1281 'e düştü. Hewlett Packard, National Semiconductor ve British Petroleum hisseleri piyasada değer kazanan hisselerin başında geliyor. LONDRA BORSASJ Sterlinin dolar karşısmda değer kaybetmesine koşut olarak devlet bonoları değer kaybına uğrarken, IMF ve Brezilya arasında borç ertelemeleri konusunda çıkan anlaşmazlıklar da özellikle banka hisseleri üzerinde olumsuz etki yaptı. Geçen hafta 1281'den kapanan FT100 Endeksi, hafta içinde düşüş göstererek 1278'e kadar geriledi. FRANKFURT BORSASI Dış talepteki artışlar özellikle Federal Alman otomobil sektörü hisselerine olan talep üzerinde olumlu etkiler yarattı. Borsada kar durgıınlugu vardı Genel kurullar arifesinde bile hisse senedi alım satımının hava koşullarmdan bile etkilenmesi dikkat çekici olarak karşüanıyor. Geçen hafta Istanbul'a yağan kar, ulaşımı ve hayatı felce uğratırken aynı şekilde hisse senedi piyasasını da olumsuz etkiledi. Giderek ihtiyari ve negatif bir tasarruf aracı haline dönüşen hisse senedi alım satımı artık hava koşullarmdan da etkilenmeye başladı. Oysa, genel kurullar arifesinde oldukça yoğun geçmesi beklenen piyasada, hem aranan kâğıtların bulunmayışı hem de kötü hava koşullan nedeniyle umut edilen canlıhk tersine bir gelişme gösterdi. Nitekim, alıcının az olduğu geçen hafta, bir önceki hafta olduğu gibi yükselen fıyat hareketlenmelerine tanık olundu. Ancak, piyasa uzmanlan fıyat yükselişinin piyasaya uzun zamandan beri çok az miktarda gelen kâğıtlarda yoğunlaştıgına dikkati çekerek piyasada bol miktarda bulunan hisselere karşı talep elastikiyetinin ohnamasından yakınıyorlar. Uzmanlar, piyasaya hemen hemen hiç gelmeyen kâğıilar arasında tüm gübre üreticisi kuruluşlan ve HEKTAŞ gibi artık özelleşmış hisseleri gösterirlerken diğer yandan Çukurova Elektrik, ENKA Holding ve Bolu Çimento hisselerine de piyasada sık rastlanmadığına dikkati çekiyorlar. öte yandan, ENKA Holding'in 1.6 bedelsiz 0.4 bedelli tezyidi ile, Bolu Çimento'nun beher eski hisseye 11 adet bedelsiz hisse vermesi de, her iki şirkete ait hisselerin fiyatlanmn olağanın dışında prim yapmasına yol açtı. Piyasa uzmanlan mart ayı arifesinde bu gibi sürprizlerin pek sık olmasa aa gelışebileceğine dikkati çekerek yan profesyonel şirket yöneticisi kişilerin şu anda yaptıkları spekülasyonlann dikkatli bir şekilde incelenmesini öneriyorlar. HAZIRLA YAN YENER KAYA AET'de işsizlik canavarı coştu BRÜKSEL, (Cumhuriyet) AET ülkelerindeki işsiz sayısı 13.6 milyona ulaştı. Brüksel'deki ortak pazar komisyonu tarafından yayımlanan rakamlara göre, Yunanistan dışındaki dokuz topluluk ülkesinde işsizlerin oranı toplam çalışan nüfusun yüzde 12'sini oluşturuyor. Ocak verilerini içeren bu istatistiğe göre, 1985'in ilk ayında 570 bin yeni işsiz çeşitli ülkelerin sosyal yardım kurumlanna başvurdu. İşsizlik oranının en fazla olduğu AET Ulkesi yüzde 18.1 ile trlanda, lrlanda'yı sırasıyla Belçika (15), Hollanda (14.1), Italya (13.7), Ingiltere (12.6), Fransa (11.2), Danimarka (11), Federal Almanya (9.7) ve Lüksemburg (1.9) izliyor. AET verilerinde Yunanistan'daki işsizlik oranı ise yüzde 3 olarak gözüküyor. Ancak, Atina istatistikleri "güvenilir" kabul edilmediğinden Ortak Pazar ortalamasına alınmıyor. Mıbancı banhalardan sonra sıra yabancı bankerlerde İşadamı Selahattin Beyazıt'ın ABD'li Goldman Sachs kuruluşuyla ortaklaşa bankerlik şirketi kuracağı belirtiliyor. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) İşadamı ve Rapor gazetesinin yeni sahibi Selahattin Beyazıt, yabancı ortaklı bir şirketle sermaye piyasasına girmeye hazırlanıyor. Beyazıt'ın Amerikan Goldman Sachs Bankerlik kuruluşuyla ortaklaşa oluşturmayı düşündüğü borsa bankerliği şirketi için Sermaye Piyasası Kurul'unda "zemin yokladığı" ve olumlu yanıt aldığı bildirildi. Sermaye Piyasası Kurulu çevrelerinden alınan bilgiye göre, Selahattin Beyazıt yeni borsa bankerliği şirketine ilişkin olarak resmen SPK'ya başvurmadı. Ancak bu yoldakı niyetini "sözlü olarak" SPK Başkanlığı'na ileten Beyazıt, yetkili mercilerden olumlu yanıt aldı. Yeni şirketin, önümüzdeki ay faaliyete geçecek İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın açıhşına yetişmesi bekleniyor. Şirkette yerli ve yabancı ortaklann hisse payları ve diğer bilgileri içeren esas sözleşmenin önümüzdeki günlerde Sanayi ve Ticaret Bakanhğı'na iletilmesi. buradan Hazine \e Ehş Ticaret Müsteşarlığı incelemesine almması gerekıyor. Soz konusu incelemelerden sonra şirket SPK'nin da onayıyla, borsa bankerliği belgesine kavuşacak. Yabana banker kuruluşlannın sermaye piyasasına girmesinde "fayda gordugünü" belinen SPK Başkanı Prof. Ismail Türk, şöyle devam etti: "Türkiye'de bankerlik pazarlama işlemlerinde uzmanlaşmış, yetişmiş kuruluş azdır. Yabana bankerlerin, tıpkı yabancı scrmayeU bankalar gibi, aracı kunıiuşlanmız üzerinde bazı konolarda eğitici etkileri olacak sanıyonım." Öte yandan Selahattin Beyazıt'ın, çoğunluk hissesi kendisine kalacak şekilde kurmayı tasarladığı finans kuruluşunun yönetim kardosunu oluşturmak uzere çalışmalannı hızlandırdığı bildiriliyor. ENKA Holding'in sürprizi ENKA Holding Yatınm A.Ş. tasarnıf sahiplerine kış sürprizi yaptı. Hemen hemen her yıhn ilk aylannda piyasada boy gösteren ENKA Holding hisseleri bu yıl da piyasaya yavaş yavaş girerken birden bire 1 milyarlık ödenmiş sermayeyi kayıth sermaye tavanı olan 3 milyara arttınna kararı aldı. Sermaye tezyidine giden şirket arttınlan 2 milyarlık ana paranın 1.6 milyarlık kısmını bedelsiz olarak verirken geri kalan 400 milyonluk bölümünü paralı olarak gerçekleştiriyor. 1983 mali yılında yüzde 80 temettü dağıtan Holding'in 1984 mali yılında da bundan az olmayacak bir temettü vereceği haberi piyasada çalkalanıyor. Şirket sermaye arttırımını gerçekleştirdikten sonra 1985'te yüzde 30, onu takip eden yılda yüzde 65 ve 1987 mali yılında da yine yüzde 65 temettü dağıtmayı tahmin ettiğini ilan etti. NASAŞ'uı ve Ticaret A.Ş.'nin tasfıye halindeki Banker Kastelli ve yan kuruluşlannca pazarlanmış olan (F) tertibi 206 milyon nominal bedelli tahviUerin ikinci itfası yapıldı. Yüzde 28 briit faizli tahvillerin itfaya uğrayan kısımlarının anapara ve faiz ödemeleri Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası şubelerinden 7 Mart 1985 tarihinden itibaren yapılacak. Fransa'da yanm gün işe teşvik Ekonomi Servisi Fransız hükümeti, artan işsizliğe çare bulmak için son bir çare olarak yanm gün çalışmayı teşvik edecek bazı önlemler alma yolunda. Bu önlemlerden biri, işsizlere yanm gün çalışma olana*ı tanıyan firmalar önemli baa teşvikler hatta ikramiyeler verilmesini öngörilyor. Buna göre firmalar, 1823 saatlik iş için 6 bin frankhk bir ücret verecekler. Düşünülen bir başka önlem de haftalık çahşma süresini kısarak yanm günlük işler yaratan firmalara bazı imkânlar sağlanmasını içeriyor. Hükümet, bu yolla 1985 yılı için 50 bin yeni iş açacağını umuyor. Söz konusu projenin hükümete maliyeti ise 800 milyon frank olacak. Ne var ki, düşünülen bu önlemler işçiler ve sendikalar tarafından kuşku ile karşüanıyor. itfasıAlüminyum Sanayii NASAŞ DOVIZ KURLARI Merkez Bankası doların esas kurunu 454 lira 88 kuruş olarak belirledi. Dövızin Döviz Döviz Efektif Efektif Cinsi Ahş Satış Ahş Satış 1 ABD Dolan 482.17 477.35 477.35 486.90 1 Avustralya Dolan 341.37 337.96 321.06 344 72 1 Avusturya Şilini 20.12 20.32 20.12 20.52 1 Batı Alman Markı 141.20 142.63 141.20 144.02 1 Belçika Frangı 7.02 7.09 6.67 7.16 1 Fransız Frangı 46.20 46.67 46.20 47.12 1 Hollanda Florinı 124.63 125.89 124.63 127.12 1 Isveç Kronu 50.84 50.33 50.33 51.34 1 Isvkjre Frangı 168.08 169.78 168.08 171.44 100 İtalyan Lıreti 22.67 22.90 21.54 23.12 100 Japon Yeni 181.71 183.55 172.62 185.34 1 Kuveyt Dinan 1545.28 1560.89 1468.02 1576.19 1 Sterlın 513.96 519.15 513.96 524 24 1 S.Arabıstan Riyali 133.26 134.61 126 60 135.93 Çekoslovakya'nm büyüme hedefi Ekonomi Servisi Çekoslovakya 1990 yılına kadar yüzde 33.5'luk bir yıllık büyümeyi hedefliyor. Ülkenin Planlama Başkanı olan Svatopluk Potac, Batılı diplomatlara 1987 yıhna kadar dış borçlann tasfıye edileceğini açıkladı. Bu da Çekoslovakya'nın yıllık 800 milyon dolar olan döviz gelirlerini Batı'dan ithalat yapmakta kullanması için olanak yaratmış olacak. Belirtildiğine göre, gelecek yıllarda Çekoslovakya, risksiz bir ekonomik politika izleyecek. Bu da Çekoslovakya'nın katı merkezi planlamacı sistemini değiştirmede herhangi, girişim olmayacagını düşündürüyor. Ne var ki, Planlama BaşkanıSvatopluk Potac, "saglam ve dinamik bir gelişme olacağı" kanısında. Rakam vermemekle birlikte gelecek yıllarda Çekoslovakya'da yaşam standartlannın yükseleceğini ve tüketim malları kalitesinin de artacağını vurguluyor. Geçen haftanın bir ilginç haberi de Bolu Çimento Sanayii A.Ş.'den geldi. Şirket daha onceden 125 milyon olan ödenmiş sermayesini bu kere tümü yeniden değerleme değeı artış fonundan karşılanmak üzere beher bir eski hisseye 11 adet bedelsiz vererek 1 milyar 500 milyona çıkıyor. Hatırlanacağı üzere Bolu Çimento, geçen 1983 mali yılında da yüzde 83 temettü vermişti. 11 bedekiz de Bolu Çimento'dan Mümtaz Zeytinoğlu 200 Lira Çağdaş Yayınları Turtocağı Cad 39/41 Caiaiojluyistanbul ULUSAL SANAYİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle